HIKAYE Zeki Cemal Baki İtal an askeri iyi kumanda edılırse ı hıç bir milletten geri kalmazmış! Alman Harbiye Nazırı Mareşal Von Blomberg'in Romayı - ziyaretinden sonra duyulan sesler. Almanlar, Londrayı gücendirmek değil, İngiltere, Fransa ve Belçika ile dostluk temin etmeği şimdi kendi hesaplarına daha uygun buluyorlar Berlin-Roma mihverinden çok bahsedildi, fakat Italyan - Alman z askeri ıttıfakı tahakkuk edeceğe benzemiyor. ügünlerde Almanya ile İtalya Barı—mdzkı işler yine herkesin nazarı dikkatini celbedecek bir hal aldı. Alman milli Müdafaa Namrı : Mareşal Blomborg'in İtalyaya zit- y “mnesi, orada çeşit çeşit manevra - k larda hazır bulunarak günlerce İ- talyan hava ve, kara kuvvetlerini tetkik etmesi hep Alman - İtalyan münasebetlerinin ne renkte oldu- ğunu merak ettirecek şeylerdendir. Mareşal Blomberg Kralhın tac giy- me merasiminde İngiltereye git - miş, orada İngiliz devlet adam - larile uzun uzadıya — görüşmüştü. Yazan: * Almanların, İngilterenin dostlu- Bunu kazanmak istedikleri — böyle | #şikâr olunca İspanya vukuatında | Almanyanın alacağı vaziyetin de ne olacağı tahmin edilebilmektedir. i İtalya şimdiye kadar âsilere yar - dım ederken bu işe, bir daha dö - | nülmesi kolay olmuyacak bir halde karışmış bulunuyor. Halbuki Al - manlar da âsilere yardım etmekle beraber bu yoldan çabuk dönmeyi daha doğru bulduklarını göster - mekten de geri kalmamışlardır. Geçen hafta Alman - zırhlısınin İspanyada yaralanması vak'asına unu Azerbaycanlı bir doktor arkadaşım anlattı: Umumi harp başında idi. Muaz- zam Rus Çarlığının hali malüm, Or- du bin bir insandan mürekkep Ba- | bil kulesi sâkinlerine benzerdi. Hattâ o kadar ki... bazan Rus zabitleri tarafından verilen kumun- B den çök memnünüm.. Şimdi ll"ığ nedir evlât? p Polonyalıların istiklâl davasi danberi meşhurdur. Polonyali "' | kadar iltifata kulak bile asmadif | $ Berlin hükümeti hiç bir zaman gelince; Roma diplomatları Ajman- askerler anlamaz.. aralarında | — —ii l LA D ngyeli " Londraya ehemmiyet vermeyi u « yayı İspanyada tekrar kendisile be- | tercümanlar kullanılırdı âlilerinde olmak Üzere hür ve mMöt” — mutmadi. Onuün için Almanya ve raber hareket ve faaliyete geçir - | — Hele hastahanelerde.. - Kafkas | | Dil l İngiltere münasebatı noktasından mek için bu vak'adan istifade et - | cephesinden.. Karpatlardan. daha Çaribü u—»aba hiç kızmadı: mareşalın Londra seyahatinden çok meyi unutmamışlardır. şimalden gelen bin bir insan bir ça- Z Çok döğra: “ba'sizin hakki * tı altında toplanı öyle sıkıntı neticeler beklenmiştir. : İtalyanlar, Londra - Berlin mü - — nasebatının çok iyi olmasından hiç endişe etmez görünmeyi severler. Onun için şimdi İtalyan gazetele- ri Alman Milli Müdafaa Nazırı » nın Roma ziyaretini Berlin - Ro- ma mihverini büsbütün kuvvet » İşte şimdi Mareşal Blomberg'in seyahatinin İtalya ve Almanya a- rasında «ciddi ve ameli» teşriki me- sâiye yol açacağı rivayetleri bun - dan dolayı biribirini takip ediyor. Fakat Roma gazetelerinin Al - | manya- İtalya arasında askeri ve tedafüt bir muahede yapmak im - | nızdır, şu Harbi geçirelim de buRü ker halde alacaksınız. İkinci bir yaralımın başına geltT Çar buna da ayni sualleri sordü: — Haşmetbeab, ben de Azerbâi” yım. sizden ricam memlekt' diğer memleket balkı Bi ka malik olmasıdır. cevap bulabilir, n vaziyetini tam ma- nasile teşhis edebilird'k Okur yazar takımı Rusça bildiği için asıl müşki üzün köylü st- nıfi olduğunu — söylemiye lüzum Tendiren bir vak'a diye kaleme &- hıp yazıyorlar. Kaç zamandır hep işitilir ki İ- talya ile Almanya arâsında âskeri ve tedafüii bir iftifek yapılacak di- ye. Fakat bu rivâvetler şimdiyı dar hakikat olamamıştır. Giornale- d'İtalia'nın Şu günlerde yazdığı bir makale, İngiliz siyast giderek görüştüğü sıralarda İtalya- | yetinden nı'i'[i';n'g fıkralar çıkarta . Çaküle ll — ömebhetilinin gözünden hiç kaşma: Alman teşriki mesaisinin hedefi, u- | rak eğlenip vakit geçirirdik. — A B mıştır. Bu gazete böyle bir ittifakı mumi sulhu kuvvetlendirmek (i - Umumi harbin ikinci - senesinde &i elti Heri sürüyordu. Popolo d'ltalia is- mindeki gazete de İtalya ve Al » manya arasında sıkı bir teşriki me- — saiden bahsediyor. Hulâsa İtalyan R Bazetelerinin yazılarından çıkan ne- tice şudur: Ş, Alman Milli Müdafaa Nazırının Roma seyahati sadece bir ziya * retten ibaret değildir. Bunun «pek ciddi ve ameli> bir mahiyeti var - — Gır, Ve saire... Hakikaten İtalyanlar Alman ma- reşalına İtalyanın askeri kuvvetinin| Sok ihtiyatlıdır. Alman gazeteleri derecesini göstermek hususunda biçi de hep Berlin - Roma mihverinden bir şeyden geri kalmamışlardır. Bu- , munla, Aflmânyanın icabında İtal- yanın kuvyetine güvenebileceğine, Alman Milli Müdafaa Nazırına bir kat daha kanaat ve ehemmiyet ver- mek istemişlerdir. İtalyanlar böyle hareket etmeyi Çök doğru buluyorlar. Çünkü İtal- | ya menfaatleri arasındaki aykırılık | kir ve kanaat de gün geçtikçe kuv- | bu Alman kumandanlarının İtal - | Çok güzel askerlersiniz. çok ce - Bitti mi? — ya, şu sön iki senelik hâdisettan. | saklanamamaktadır vetlenmektedir. Vdenamı $ sanfatı) “ Sursunuz. Güzel harp ettiniz. St (Detvr ü .——i Edebi Roman No:22 Zekeriyya Sofrası Yazan: — bir gün ecnebi bir sefarete kaç - mış. Bunları evden çıkmıyan ba- bama duyurmadım. Annem ise iki buçuk senedenberi yatalak, ona hiç duyurmadım. R . di " ğ Ha benim ayaklarım SUya | vi bir karısı ve ondan hur topu gi- | — Annemin ölümünden sonra ba- | var. Enteresan bir şey olacak. Gi- | rası kırma İngilizlerden birisinin Kimin nesiydi? DÜDT binler yüzümden, bi iki çocuğu var. Dört senedir | bam büsbütün çöktü. İkide bir a- | yindim. kuşandım gittim. Prenses | konağı idi. Prenses- kiralamıştı. belki dört defa t;: Ha p,' “Evet, hep benim yüzümden. Gözli | Müttefiklerimizin memleketlerin - | yakları şişiyor. Doktorların teçe - | kırkını aşmış bir kadın. Gizli teş - | Sultana dikkat ettim. Ben onları-| * — Meşhur valilerden ; teşkilât »mumi — müfettişi Sadri bey bir kaç defadır. bans haber gönderiyor, beni pek beğenmiş, evlenmek istiyormuş' — Evlenmek, benim gibi — doldürmüş bir kız için ne göz, gö- nül alıcı bir kelime! Sonra ne tatlı — ve dürüst bir kelime. Evlenmek misini im. Bunu kim istemez ve be- İngilterede 360 tayyarenin uçuşu Habeşistan ve İspanya macerala - Y rından sonra, İngiltereyi - ve mil- | letler meclisindeki diğer — büyük, küçük devletleri - büsbütün gü - | cendiğine Avrupada — yapayalnız | kalmamak için Berline kaşmuş bu- | Junuyor. Şimdiye kadar da hep Ber- Tin - Roma mihverinden bahsedil- miştir. Fakat, içe bakınız ki, Almanya bahsetmekle beraber Berlin hükü- meti biç bir zaman Loöndra ile dost olmanın ne kadar lâzım olduğunu unutacak vaziyette değildir. İşte Berlin - Roma arasındaki dostlük ne kadar kuvvetli olursa olsun Avrupada Almanya ve İtal- AKA Gündüz ' ni kim istemez. Fakat gizli teşkilât umumi müfettişi Sadri beyi bili - yorüum. Boşadığı bir karısı var ki şimdi o kadınin kız kardeşi ile giz- li münasebette. Bu bir. Sonra ikin- den İstanbula gelen bütün artist - ler Öönce kendj — garsoniyerine misafir olmadan sahneye çıkamı - yorlar. Daha sonra (X) paşaların ortanca kızını tehdit ede ede zora- ki metresi yaptı. Kız, kemiksiz dillerde kafiyesiz destan oldu. Ben de onunla evleneceğim! Bir izinname çıkacak, — iki imam 1 — İtalya en çok Akdenizdeki | mevkiini kuvvetlendirmek istiyor; 2 — Almanya ise Orta ve Şarki Av- rupada tamamile serbest olarak hareket etmek ârzusundadır; 3 — Roma, Londraya karşı çok — dikine bir vaziyet aldı; 4 — Berlin ise bu- nun aksine olarak, — İngilterenin dostluğunu kazanmaktan vazgeçe- miyor. | İşte bu noktalar Berlin - Roma mihverinden çök bahsedilmekte ol- masına rağmen iki hükümetin na- sıl bir siyaset takip ettiklerini gös- termektedir. Almanyanın siyasi mes hafilinde İngiltere ile ve Avrupa- nin Fransa ve Belçika gibi garp devletlerile sıkı bir teşriki mesai lâzım olduğuna dair beslenen fi - beş on mecidiye alıp nikâh kıy caklar. Düğünsüz bir dernek ola - cak. Birkaç ay sonra elime yüz li- ra bir kuruş... bir de boşanma kü- ğıdı. Çek arabanı babanın evine. Buna evlenmek denmez, — bir kaç aylığı yüz lira bir kuruşa kiralan- —mış şeriatce metreslik denilir. Ev- lenmek bu mudur? — Eğer bu ise ne diye böyle bir adamın karısı 0o- layım. Bunun daha dürüstü, da - ha insan insanı yok mu? ** 191 Kış sonu: telerine bakıyorum, hep sade sü- dan şeyler, anlıyorum ki doktar - lar teselli olsün diye geliyorlar ve reçete yazıyorlar. İstanbul kasırgasına — şimdi bir yer altı sarsıntısı karıştı. Toprağın Üstünde fırtına, altında zelzele; İkisinin arasında bir milyon... Bel- Sanki ortada hiç birşey yokmuş kânından bahsetmelerine — karşı | Frankfurter Zeitung namındaki mü- him bir Alman gazetesi bakınız hu- lasaten ne diyör: «İtalya Hariciye Nazırının Be Tin'e gelerek Alman Ha y zirile mülâkatı esnasında ve A) - | man Hariciye Nazırmın da Romaya çin diğer milletlerle yaklaşmak ve anlaşmak olduğu bilhassa kayde - dilmiştir.» Alman gezetesinin bunu ısrarla hatırlatması çok mânâlıdır. Demek istiyor ki, Berlin hükümeti diğer devletler aleyhine ve sulhu boza- çak bir şekilde her hangi bir te - şebbüste bulunacak değildir. Berlin hükümeti, ancak diğer devletler - le de anlaşmak ve uyuşmak mak- sadını göz önünden kaçırmamak su- retile İtalyaya dosttur Şimdi yine Alman Milli Müda- faa Nazırının Roma seyahstine ge- lelim. İtalyan gazeteleri Alman ma- reşalının İtalya ordusu hakkında çok mükemmel fikirler edindiği ka- naatindedir. - Popolo d'İtalia gaze- tesi Lüdendorf'un, Hindenburg'un Umumi Harp hatırasından bahs ile gibi önüne gelen bir kuruyor. Sıiyasi fırkaların elinde | teneşire düşen bu memleket siya- si fırkaların elinde gömülüyor. Bununla beraber ortalık yine vur patlasın çal oynasın. Dün Bizim mahallede büyük bir hâdise oldu. Bir senedenberi kom - şumuz olan bir prenses var. Pai şah Vahdettinin bir kızı ona mi - safir gelecekmiş Beni de davet etti. Şimdiye kadar ne sarayı gör- düm, ne de prenseslerle ülfetim kilât umumi müfettişi Sadri bey hükümeti düşmezden önce buraya sık gelirdi. Prensesin çok dostu imiş. Şimdi de padişahın kızı geliyor. Şu dünya işleri ne tuhaf! Prenses ikide bir çenemi okşu « yor ve: defa da şöyle konuştuk galiba.. yok. Bu biçareler de dertlerini an- latıncıya kadar boyunlarını büker« ler, gözlerimizin içine bakarlardı. | Bu kadat karışık bif orduda bin | bir alay mevzuü çıkmaz desem yâ lan söylemiş ölurum. Bütün arkadaşlar bit toplanlı es- nda ordünün bu karişik . vazi- n Sivastopoldaki aşkeri hastahanede. idim, Bir gân bir rivayet dolaştı. Çar nikola Sivastopola - gelmiş.- Hastahaneye gelerek yarahlara il- tifatta bulunacak.. Hemen hastahaneyi temizletdik. Etrafa çeki düzen verdik. Öğleden sonra telefonla emir verildi — Çar geliyor. Yarâllıarın hepsine Çarin gelece- Bini müjdeledik.. yaralılar mem - nun... Biraz sonrü Çar maiyeti erkânile geldi Ağır yaralılar köğuşuna ka- pıdan baktı, hafif yaralılar koğu şüne girince kapı yanındaki yara - lıdan itibaren konuşmıya başladı — Polonyah.. Çarın yüzü birdenbire güldü ve: — Siz Polonyalılar, sadık tebasm. | — Evet efendim, Çardaşo gıtmış- tik, Miloviç oynuyordu Orada ilti- fat buyurmuştunuz. — Yob. Artık yakından bakaca- | harp bitinciye kadar hastahan ğım Artık sen benim kızım olacak- sın. Bir. gürültü oldu — Sultan geli - yormuş. Muhteşemden ziyade ba - | yağı bir şatafat alayı ile geldi. | Prenses taşlıkta karşıladı den temennalar, geri çekilip iler - lemeler, yine temennalar Büyük misafiri büyük salona aldılar. Bu. daha başka bir şey zannederdim. Ne zannederdim, ne bileyim işte. İp ince bir boyun, şakaklarından basık, iki kafalı bir baş, oksijenli saçlar, Gaga burun. Yüzü o kadar beyaz ki, düzgünlü gibi. Fakat bir damla kan yok. Makyaj da yok. Hotozu iri bir olmasla saçlarına iliş- parmaklı büyük ve uzun eller. Yet - | S | ne demek istediği anlaşılmıy0? v 4 g a Bütün vicdansızlıkları üstüme a- | ki de otuz beş milyon insan titre- Neden şimdiye kadar dikkat | tirilmiş Omuzları çocuk omuzu | — (7 L O, A ni b' bir haktır. Ukalâca söylenmek lâ- | larak evlendim diyelim Ne ola- | $ip durüyor. etmemişim, diyordu. Maviş, Maviş | kadar dar Göğsü içeriye çökük, | V© ıaı ; k";"'_ :;vl!l' miyim Zım gelirse bir vazifedir. Peki, ev- | cak? Hiç Bugün evlenmek nedirz? | — Fakat diye medhini çok dinledim, bir iki | İnce uzun kollar ve uçlarında sivri | YöTÜ! TU Te ae b Çar yine cevap verdi: — Harpten sonra bu da olacak * tır. Srn merak etme. tar, bxr Türkistanlı hep ayni de milletleri hakkında temeni bulundular. Sıra €n köşede yatan yaralıya 6Ü Senin arzun nedir? “ Yevmiye 5 yumurta, bir .,x“ süt akşam sabah güzel yemek çıkmamak Çar kızdı, yüzünü — buruşturdü amma, yanındakilere ve hastahafi€ sertabibine (bunun arxusu dâ V rine gelirilsin, iyi olduktan S00f da hastahanede bir vazifede kull” nalsın) diye emretti. " Çar koğuştan çıktıktan ıı:;: Fi berkes yatağından doğrulmu$. hudiye — Ne aplal herifsin. diye Ki ” yorlardı. Fakat Yahudı kurnaz bir teb€f sümle bu sözleri dinledi dinledi” Hepsine birden sordu: me” Bunlar iyi, iyi umma, vücüt me hizasından aşağıya değisil9n Oradan aşağısı kalın mı ııııııı. rulmuyacak kadar kalin Mi 'DOY> rın, kasıklar, bacaklar hep b" e da Üstüvane gibi Ayak bilekli a de öyle -Yalnız ayakları ww pek güzel. Biraz peltek kön! c'" Buna konuşuyor denmez, $€5 rıyor, denir. Çünkü ne söyl kat biteviye söylüyor; aklına N” hirse... bendenizin kızı. Beşincide beni bir dahâ Kıskançlığı her ımıındın rüyordu. Hırçın bırçin bi söyledi. Anlamadım. Prcn?" rar etti: 'î — Sultan hazretleri ıof“""wî paşa babanız da mııı.u:ıll yü Sultanın bu soruşanda z | lerim dedim, yül