— SONTELGR 1937 ç AF — 9 Haziran Günün Akislerisş. Dü nyanın aşk İsası ve son küçük salip!. Dikkat buyuruluyor mu; Bizi; kiler de dahil olarak bütün yeni ve eski dünya gazeteleri hemen yalnız iki hâdisenin tafsilâtile do- lu: 1 — İspanya harbi. 2 — Şu Windsor Dükünün ev - Jenmesi! Bu hal, acaba, dünyanın Bor - Ba Lahtasi üzerinde yalnız iki haki- katin hararetli alıcısı kaldığına mı delâlet ediyor: Harp ve aşk! Hakikatte, galiba, hararetli piya- sası olan bu iki hisse senedi de a- nonim: İspanya harbine de ananim olarak hemen bütün dünya işti - rakde, zavallı Windsor Dükünün evlenmesine de!. Muhakkak olan bir şey varsa: Şu eski (Harp ve sulh) ten (sulh) çoktan kalkmış bulunduğudur! Demek yerine aşk gelmiş oluyor! Acaba bu: — Bugünkü dünya sulhuna aşk olsun! Dertek gibi bir şey midir, kim bi- lir?, : Yoksu şu Windsor Dükünün aş- kile bütün dünyanın bu kadar meş- gül oluşu, bu aşk düşmanı asrın, 8- €aba, yeniden aşka iman ettiğine Mi delâlet ediyor? Meseledir. Meseleyi aşk düşmanı bir ahba: bımaza sorduk. Ne dedi, biliyor mu- sunuz: — Windsor Dükü, bütün dünya Aşıkları namına kendini salbetmiş bir aşk İsasıdır! İşte gazetelerdeki evlenme tefsi- Tâtını öku bak: Evlenme merasimi- ne şu sözlerle başlanıyor: — *Diz bağı nişanının büyük sa- lib rütbesini, Bain rüşanının büyük salib rütbesini, Chardon hişanınım büyük salib rütbesini, Saint-George nişanının büyük salib rütbesini, Victarla nişanının büyük salib rüt- besini, Hind yıldızı nişanının bü- yük salib rütbesini, Lejion donör'ün| büyük salib nişanı Tütbesini haiz, son Altes Royal Edvard - George- | Christian-Andre-Patrich-David Dük de Windsor ile Madam Wallis War- field'in nikâhları.... İşte bü kadar büyük salibden sağ salim kurtulmuş olan bu aşk İsası, nihayet, Madam Wallis Simpson gibi solx küçük salibe asılı kaldı!! * Yine dayı hikâyesi! Diğer taraftan o kadar uğraşılıp da Avusturya tahtina oturtulmıyan Arşidük Otto Von Habsburg'un İs- panyaya âsiler arasına gittiğini a- janslar bütün dünyaya telâşla ha- ber veriyorlar, Arşidük, Bask cephesinde yara - lanan dayısını ziyarete gitmiş! 'Tevekkeli değil, adamcağız taht- tan mahrum oldu: Meğer dayısı mahkemede değil, tâ İspanya isya- ni gibi çıkmaz bir davada davacı imiş!! * Amma garip! Pek garip bir okuyucu müracaati size: Bir adamcağız bir gazetemizden şöyle bir dilekte bulunuyor: Tifoya Karşı aşı Yapılıgor Açık lâğamlar kapatıldı Fatih civarında çıkan tifo hasta- lığının önünü almak için gerek Sıhhiye Müdüriyeti ve gerekse bükümet tabipleri icabeden tedbir- leri almakta ve halka meccanen aşı tatbik etmektedir, Fatih civarındaki bazı çeşmeler. den sular alınarak - tahlil edile « gektir. $ Sultanahmette ve Fatibte görü- Jen açık lâğamlar dün ameleler ta- Tafından kapatılmıştır. Açık lâğam bırakılmamaktadır. Sihhiye Mü - dürlüğü, son tifo hastalığının mut- laka, Halkalı suyundan ileri gelmiş olduğu iddia edilmiyeceğini söyle- Üsiş h ö | caki — Soyadı için Galata nahiyesine , Müracat ettim. O vakit yani bun- dan bir seneden fazla bir zaman ev- vel (!) evrakım İneboluya gönde - rildiği halde cevap gelmediği için işim intaç edilmiyor. Alâkadar ma- kamların dikkat nazarını celbetme- nizi dilerim! Amma da garip: Bir senede gel- memiş bir soyadı muamelesi için alâkadarların nazarı celp edilip bir de nazar mı değdirilsin, istiyor?!!. * Yeni bir on oyunul Bir kaç gündür gazetclerde gör- düğümüz bir şeyi anlayamıyoruz: Mimarlar Birliği Kongresi top - lanmış, (Salon Projesiy yüzünden şiddetli münakaşalar olmuş Dün de bir mimar gazetelere beyanatta bulunarak yine bu (Salon proje - si) nden bahsediyor ve jüri heyo - tinin raporu niçin neşretmediğini sörüyor. Jüriden bir ecnebi mima- rın (Salon proje) sini müsabakaya rağmen üstüne almış olmasını bü- tün mimarlık kaidelerine aykırı buluyor. Bu (Salon projesi) ne ait raporun mutlaka neşrini istiyor » lar.. Allah Allah! Bir çok salon oyunları işittik amma, bu (Salön projesi) dedikleri de acaba yeni bir oyun mu?!.. * Üç renkli kedi Üç renkli kedi davasını okudu- nuz mu? Galata Tokantacılarından biri sirke satan bir adamcağıza şeh- | rimize gelen bir Amerikalının 3 renkli bir kedi istediğini söylemiş, bulursa (8000) dolar vereceğini bil- dirmiş. Bunu duyan adamcağız işi- ni gücünü bırakıp sarı-siyah-beyaz renkte bir kedi bulup getirmiş. Ke- diyi kaçırmışlar. Sirke satıcısı şim- dt bu adamdan (500) lira tazminat istiyor. Mahkeme ise kedi ticaretinden | anlıyan ehli vukufa müracaat et- mek istemiş, memleketimizde ke- di ticaretinden anlıyan tek bir ki- şi bulunmadığı bildirilmiş! Af buyurulsun amma yanlışları var! Muhterem mahkeme kıvırcık kuzu kasaplarına müracaat etsin!! * Öğünebiliriz ! 17 nci asırda Pariste ilk abdest. hane yapıldığı zaman bir çokları: — Dalkavukluğun son kertesi! Diye bağırmışlar! Acaip'* demek bizim ahlâkımız daha yüksek: Zira bizde âbide önlerinde, tramvay is- tasyonlarında abdesihane var, ki- me söylesen, kavuğuna bile salla « dığı yokl! * Veciz bir makale Dün gazetelerimizden birinde ga- yet veciz bir makale gördük: Kitap mezarlığı: Celâl Nuri. AD gel LikaeNINENlAYeENaNTUrAdaENErearbaraNNNANdA NKKK lt alaNAm eaf gada cesDdNNLad nn basANUşamn. Gebzeye kadar Yehni Ucuz tarife Haydarpaşa « Gebze hattı için hazırlanan yeni ve ucuz tarife bu ayın 15 inden - itibaren tatbik edi. lecektir. Yeni tarife ile Haydarpa. rdın Gebzeye kadarki — istasyon. sr beş mıntakaya ayrılmış ve her mıntaka için yeni ve teazilâtlı bir tarife yapılmıştır. Üniversite kampı Üniversile kampı bu yıl Harbk. Lıde Yedek Subay okulunda açıe caktır. Her talebe için fakülteler. den kırkar kuruş alınacak, büna mukabil kamp müddetince Üniver» siteliler Yedek Subay Okulunca laşe ve ibata edileceklerdir. Doçentlerin maaşları Üniversitede 40 lira maaşlı Do« gentler yirmi ikiye indirilecek ve 7 lira n da oluza çıkanla- ş Ayvansarayda | Bu'unan | Bombalar (Birinci sahifeden mabad) Amata göre hâdise şu şekilde ol | müşlür: Ayvansasrayda civata l ni yanızda büyük bir ve üstünde de iki oda veri l odalarda yıllarca üç lâz ar adaş oturup kalkmışlardır. Bunlar ha. | yatlarını balık tütmak, tütün ve . lâh kaçakçılığı yapmakla kazan. makta idiler. Hattâ bunlardan bi risi İstik'âl savaşı esnasında Kuv- vayi Milliyeye mütemadiyen silâh ve mühimmat kaçırdığı için müttee Bk devletler zabitas — tarafındın takip edilmiş ve nelicede öldürül. Mmüş, ikincisi yine o devirlerde A« nadoluya kaçıracağı si'âhların aleş almasile çıkan bir yangında Ölmüş, üçüncüsü de — geçenlerde — ecelile velat elmiştir. Bu kayıkhane fle bulunduğu ye- rin sahipleri kayıkhaneyi yıktır » mışlar ve gayet geniş olan arsasını da satılığa çıkaaılmışlardır. Neticede Mustafa Çanakcili adında birisi bu- Tüyı satın almış ve bir çeltik fabri- kası kurmak için İnşaata başlamış- tır, Ayın birinden beri arsanın de - niz tarafından temel kazılmasına başlarılmış, gün geçtikçe bu ame- liye yola doğru uzatılmıştır. Bu işle uğraşan ameleler dün sa- bah yine temel kazmıya devam e- derlerken bunlardan Ali ve Ahme- din kazmaları seri bir cisme ve bü- yük bir taşa rastlamıştır. Ali ve Ahmet kazmalarının taş- tan bozulmaması için ihtiyatla ha- reket etmeyi daha muvalık gör - müşlerdir. İşte onların bu karar « ları hem kendi hayatlarını, hem ci- var halkı muhakkak feci bir âkı- betten kurtarmıştır. Çünkü Ali ile Ahmet taşı ellerile kaldırınca taşın Jyanında çürümüş bir kutu içinde yedi santim uzunluğunda armudi şekilde bir cisme rastlamışlardır. Bunlar evvelâ bunun ne olduğuna bir mana verememişler, sonra bir bomba olması ihtimalini düşüne - rek derhal çavuşlarını çağırıp bul- dukları cismi göstermişlerdir. Ni- hayet bunun bir el bombasından başka bir şey olmadığına hükmodi- lerek keyfiyet derhal zabıtaya ha- ber verilmiştir. Bunun üzerine E- yüp mevki kon 1 ile polisler hâ- dise mahalline gelmişler, tetkiklex yapmışlar ve bu bombanın bulun- duğu yerin etrafında araştırmalar yaptırmışlardır. Zabıta nezareti al- tında Ali ile Ahmet tarafından ya- vaş yayaş toprak kaldırılmış ve ha- kikaten çürümüş demir bir sandık içinde sıra ile dizilmiş 48 bomba daha bulunmuştur. Bunların hepsi oradan karakola nakledilmiş, bilâhare ciheti aske- riyeye de haber verilerek muaye- ne ettirilmiştir. Alâkadarların yaptığı tahminle - Te göre bu bombalar Anadolu hare- kâtı zamanından kalmıştır. Maa - mafih ciheti askeriye bombaların cins ve nevini tetkik eylediği ci - hetle, bunların hangi zamana ait olduğu da meydana çıkarılabile - cektir. İlk bombayı bulan amele Ali ve | mebuslardan Hasân Saka, Atatürk Cuma günü Trabzonda (Birinci sahifeden devam) bir müddet «İzmir» vapurunu ta- kip etmiş ve bir şahin gibi türlü cevelânlar yaparak hem Atasının, | hem sahillere biriken balkın tak - | | men kendilerine bildirmiş, ve ayın dirlerini Bir kere daha karanmış ve müteakiben Eskişehirdeki ka- rargâhına dönmüştür. «İzmir» vapuru Boğazı hafif bir seyir ile geçmiş, bu sırada iki sa- hili dolduran binlerce halk tarafın- dan Cumhurreisimiz çılgınca al- kışlanmış, Anadolu Kavağı Tabya- sında 21 pare top atılarak selâm - lanmış ve bir tabur asker — selâm resmini ifa etmiştir. Son top atılır- ken de «İzmir> vapuru Büyük kur- tarıcımızı ve yanımdaki zevatı ha- milen Karadenize doğru — açılmış bulunuyordu. «Zafer> torpidomuz da bu seyahatte İzmir vapuruna refakat etmektedir. Memlekete yeni faydalar temin edecek - olan bu seyahatinde Ulu Önderimize Dahiliye Vekili ve Par- ti Genel Sekreteri Şükrü Kaya ile Cevad Abbas, Salih, İsmail Müştak, Ha- sami Cavid, Receb Zühtü. Doktor Neşet Ömer, Doktor Rızaâ - Naki; Doktor Şükrü Osman Şenozan re- fakat eylemektedirler Başvekil İsmet İnönü «İzmirs va- puru Karadenize doğru açılmaya başlarken Atatürke şu telgrafı gön- dermişlerdir: «Seyahatinizin millet ve memle- | ket için yeni faydalar temin edece- gine kani olarak afiyet dilerim. İNÖNÜ» *İzmir, vapuru cuma günü Trab. zona varacaktır. Tariht bir sebil Harap oluyor Kabasakal mahallesinde Sultan- ahmet camli müştemilâtına ait bu- Tunan tarihi sebilin harap bir hale geldiğini ve kıymetli kitabe taşla- Tanın birer birer düştüğünü gören Müzeler İdaresi bu sebili tamir e- derek muhafazasına karar vermiş- tür. ——— —n Ahmet bu sabah bir muharririmize demişlerdir ki: — Biz her günkü gibi dün de te- mel kazmakla moşgüldük. Kazma- mıiz bir taşa değdi, hemen durduk. Taşın yanında yuvarlak bir cisme tesadül ettik. Derhal çavuşumuzu çağırdık. Bunun bir bomba olduğunu anla - dık. Hemen polise haber verdik. Zabıtanın nezareti altında diğerle- rini de çıkardık. Hepsinin sandığı çürümüştü. Eğer taşa rastlamış ol- duğumuz zaman biraz acele edip de bu taşı kazma ile kaldırmıya teşeb- büs etseydik bu bambalar ateş ala- cak ve mahvolacaktık., Talilmiz bizi bu ölümden kurtardı. Şimdi biz ha- yata yeniden gelmiş gibiyiz. Maz- mafih diğer bombaları çıkartırken bir kaza yapmamak için çok çalış- tık ve muvaffak olduk. Romhalarla, burada kayıkçıların balıkçı olduğu için bunları balık avlamak için kullanmış olabilirler. | melât için de kendilerinin günde- | Kadıköy Susuz mu Kalacak? (Birinci sayfadan devam) Şirket, bu külfetlerden — kurtu! mak için bu ayın on ikisinden iti baren bütün memurlarının şirkete olan ilişiklikler'nin kesildiğini res- 12 sinden 31 ne kadar cari mua. likle çalıştırılmaları mümkün oldu- guna bildirmiştir. Şirket memurları, şirketin ba kurnazlığını derhal aalamışlardır. Memurlar kesdi'erine 12 Hıze randa yol verildikten sonra artık gündelikle çalışmak niyetinde de gillerdir. Bu takdirde şirket me mursuz kalacak ve işletme faaliyeti olduğu gibi duracıktır. | Bu ilibarla memurlar aralarında bir toplantı yapmışlar ve içlerinden seçdikleri delegeleri bu sabah be- lediyeye ve diğer bu işle alâkadar resm? makamlara göndermişlerdir. De'egeler, şirketin bu baksız muamelesini anlaymakta va bakları hökümstçe kurtarılmadığı takdirde kendilerine resmen yol verilediği için çalışmak mecburiyetinde olma- dıklarını bildirmektedirler. Mamafih memurların 12 Haziran. da işlerini terkeylemelerine imkân bırakılmaması ve ayai zomanda kendilerine münasip miktarda ik- ramiye verdirilmesi için bir formül aranacaktır. Von Nöyrat Bu akşam Sofyada! (Birinci sahifeden devam) Belgrad, 9 (A.A.) — Başvekil ve Hariciye Nazırı SRtoyadinoviç ile Almanya Hariciye Nazırı Von Neu- yath, dün Saat 17.30 da matbuat mü- messilerini kabul etmişler ve ken- dilerine aşağıdaki tebliği tevdi ey- lemişlerdir: Alman Hariciye Nazırı Baror? Von Neurath, 7 ilâ 9 haziranda Yu- goslayya hükümetini ziyaret etmiş- tir. Bu münasebetle Alman Hariciye Nazırı ile Stoyadinoviç arasında yapılmış olan görüşmeler, bu iki devlet adamına Almanya ile Yu » goslavyayı müştereken alâkadar e- den bütün meseleleri etrafile tet- kike tevessül etmek için müsaid bir fırsst bahşetmiştir. İki devlet arı sında yapılmış olan ve mütek samimi bir itimad ile meşbu bulu- nan bu noktal nazar mübadelesi, si- yasi vaziyet ile iki memleketin mus- Hihane teşrfiki mesaisinin faydası hakkihdaki noktai nazar ayniyetin! göstermiştir. , Görüşmeler, ber iki tarafın mü- tekabil münasebetlerinin in.kişa - fını temin tarikile umumi sulh da- vasına hizmet etmek hususundaki arzu ve iradelerini takviye etmiş- tir. Alman Hariciye Nazırınım Yu - goslavya payıtahtını ziyareti, ayni gayeye matuf olan iki memleket siyasetinin mütekabil kanaatini tak- viye etmiştir ve Ayrupa sulhu için büyük bir yardımı olacaktır. Sabah ve akşam başmuharrirleri ne yazıyorlar? Kurun Erzurum- dan yükselmişti İzmir vapuru e Karadenize çı- kan Atatürk şimdi Trabzon yolun- da bulunuyor. Karanlık mütüreke devrinde mukaddes İstiklâl müca. delesine başlamak için Samsunda Anadolu toprağına ayak — bası Mustafa Kamâl milletine ilk halâs sesini Erzurum dağlarından yük- seltmişti. Doğudan batıya istiklâl gelmişti, şimdi,de batıdan doğuya umran gi- diyor Tan Bir mukayese ve neticeleri İngilterede memleketimize dair yeni bir kitap çıkmıştır. Muharriri Bayan Linke isminde bir Alman kadınıdır. Çok demokrat - fikirli olduğu için Almanyada yaşayaı Miş, iltereyi v tutmuştur. Bu kadın Türkiyenin “her köşesini gezmiş, halk arasında dolaşmıştır. Türkiye de Almanya gibi milli bir birlik kurmaya çalışıyor. Fakat Ak manya bu maksad için cebir ve U e b şiddet — vasıtalarına — başvurduğu halde, Türkiye yalnız terbiye sise temine dayanıyor. Türkiyede askerlik hareketi var. dır, fakat gayesi tamamile tedalül- dir. Bu kuvvetin hiçbir. zaman Türk hudutlarından dışarıya sark. mayacağına emin olabilirir. Fakat Almanya ilk fırsakka Avrupayı de- lik deşik bir mermi tarlasına çe- virebilir, Makale muharrirl kadımın ağzın- dan bu mukayeseyi yaptıktan sonra kendi kendimizi tanımak için bas yan Linkeyi misal gösteriyor. Cumhuriyet “Hamidiye,, mektep ge- misi dost memleketler ” sularında İmparatorluğun son devirlerinde Türk denizciliği inhitatın son dere- kesine ulaşmıştı. Meşrütiyette bu hale çaresaz olmak üzere milletçe girişilen fedakârlığın sistemli bir kalkınmıya esas teşkil edememiş olduğunu ise bugün bazin huzin düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Cumhuriyet devri ise denizeliiği. mize sislemli bir faaliyet ve him- met sarfetmektedir. Harp gemici. liğimiz imkân ve iktidarımızın tae Çi lik edebileceği derecelerin en İle. l risinde itina ve ihtimama mazhare dır. Bamidiye mektep gem'mizin De. niz Lisesinden harp sınıfına geçen gençleri kucağına alarak dost mem- leket sularında cevelana çıkması, onlara hayat ve tecrübe mektebin den birçok dersler öğretecektii *“Hamidiye, nin bu küçük seyahati ile açtığı büyük ufukları kalplere ferahlık veriyor. Son Posta İran ve Türkiye müna- sezetleri Yeryüzünde Türklerin gayet haklı olarak “kardeş, diye Lavsif edebie lecekleri bir millet varsa o da, Bü. yük Şark komşümuz İran milletidir. Evvelki gün Büyük Meclis tarafın- dan tasdik edilen muahedeler - ve mukavelele- münasebetile Mecliste komşu mille: hakkında gösterilmişği olan hislere Türk milleti bütün kuv- vetile iştirâk eder. İran bu günkü hıziyle az zamanda bir. mamüreye dönecektir. Türkiye için böyle Sir devleti yanında hissetmek büyük bir bahtiyarlıktır. Aksam Başmakalesi yoktur, SA N Kâfı giyasi Mi K Keslliverdi; dediler. KAÇ "':ı türüklenen gerginliğin nihay yi le bir-neticeye vardığ! “':;u. yıldı. Mazmafih dikkal # g Berlin hükümeti böyle “:”,y mes'uliyetini yüklenmek Y de değildir. Duha evvel a: lekote dönmüş yaşr bi na gitmiyeceği söyleni iki taraf münasebatıni kesilmesi demek olmuyor t dince münasebat tek::ı vTa bilir; yani açık bir” mak lüzümu Alman Hariii ği — zaretince takdir edilmemif dir, ! Fakat en şayanı dikkcat SN Üğe Vatikanın vaziyetidir; PaPf'i D ğak hafilinin aldığı o müw'k”ı/ İ dir, hiç bir mes'uliyeti y::”l ğ mek için dalma sonuna KĞ künunu muhafaza edişidit — Eğer Vatikan ile Berlit # da ergeç bütün siyasi alıt YÜ silecekse her haldc v:nıu:’—. İi dan mes'ul olmadığını ŞU ı'ı'ı. k mütevekkil halile bütün SEğ nandırmak isteyecektir. — » O Alman Propaganda NaZ aa nutuk söyler ımw:ık_' a hücum etti. Vafikan mehâll di-bu mutku ileri süımeku;"g | senin tecavüze uğramış y J olduğunu söylemektedir. P gg4 | böraber Vatikan, anıind'”ğg». İ sini geri çağırmadığını d ei yor. Hulâsa, eğer münasebtt “biç lecekse fik adımı atacak , B şüphesiz Vatikan oımıyuı:;f tolik dünyasının bütüt v E0İRİŞ | Almanya ile Vatikan ari velce yapılmış olan #j ğ inll &İ muhafazasıdır. Hukuk rından ise bu muahede lemiyecektir. ” atmet BÜ Sebte bomlâ"'dıi man edil! at (Birinci sahifedef Berlin kabinesi ile naktai DAMf atisinde bulunacaktır. MADRİT Y?,NiDENLĞ? y MAN EDİ g Madrit, 9 (A-A.) — Pf!'““ı' niden bombardıman .auııl"_ pari bu bombardımanlar, şidet * eskilerini aşmıştır. ği y Madrit, dün akşam )W pir ©| kü sokaklâf bombardıman edilmiştir. kişi ölmüştür. ile dolu idi. Küba Se(ıredyğ | bir çok obüs düşmüştür. FAFTbaç | balı diplamatlara bir ŞY Taa #i ; Emvali ııeirol'" | bir han Yeni postabane arkasımMİili manakyan hanıvın, "lu D turmakta olan firarf mâ” zora ald olduğu ve wn"'_.# kal eylemesi lazımgeleceki * | mıştır. " Harzine tarafından '““_'.v 4 han yüzbin lira değerinde' ” POLİSTE TRAMVAYDAN A Dün akşam trım'l!d’:;' 27 kişi yakalanmış, YÜZ yştırı kurüş nakdi ceza alınmi K ANASINI YARALİY;;N”“ :, Küçükpazarda otur dın, zabıtaya mü Boaat ” Hasan tarafından bıkı;l”” dığını iddia etmiş tah malmaştir. YETMİŞ ELLİ LİRAD BİRİNİ AL! MİŞ. pakef l Sarıyerde oturan Doktar !J lenin cüzdanında hulun? elli Hiralıktan bir dan€f ÜR af hizmetçisi Hatide ıınh“:/ | nilmiş, suçlu hakkı ÇN başlanılmıştır. y İ hIANI;'.VRAYAP:Eun v Beşiktaşta Şofür e ettiği otomobil, mâ! M yf otohüs bekliyen n yaşlarında Halideye ** ralamıştır. BİR rn% < Dün akşam A j met kardeşlerin dFi D dan yangın çıkmiş söndürülmüştür. Yangın deri k atılan bir sigaradan BAÇSA' Feriköyünde otur? “Nye sı Kevserle Ali birlerile kıskançlık gaya- N