5S- SÖNTELGRAF —i Heriran 1937 Şehirden Röportajlar Sahnede kundağa konan çocuk elbette artist olur Halkevlerinin temsil şubelerinde övle taze istidatlar - var ki, profesyonel ar- Arnavutlukta peçeyi kaldı- ran kral değil,hemşiresidir. Prenses Maksude Arnavut kadınlarının Avru- | Dalı kadınlardan aşağı olabileceklerine inanmı- ve buna tahammül edemiyordu Krala yalvardı, kanun çıkarttı, kendis bu yolda önayak oldu Münevver Arnavut kadın ve erkek- tistleri golgede bırakırlar l eri bu eseri minnetle î,ı_.'fıî.ı,_.a,d"ar Salinemizin en. büyük.. noksani Sindi Peme ada bi Kadın ve bilhassa güzel kadın! manzara k.ırşı—.ıııd:ı ı*ıı:unuvı r: Bir taraf, kendi memleketine gelmiş o lan ecnebiler, öteki taraf kuııiı memleketinin kadinları... Prenses Maksude, Türkiyede kadınların yüz- lerini güneşe ve serbest havaya, sıhhate, hayâla çoktan atmış ol » duklarımı işitmiştir. Fakat Arna . vutlukta kadınların hayatı hâlâ de- ğişmemiş, hâlâ eskisi gibi! Genç kızlar evlerinde kapan - l mışlardır, delikanlılar ömürlerin - de yüzünü bir defa dâhi. görme - | dikleri kızlarla evlenirler Nihayet bu iki> manzaraya 'ta hammül edemiyen Prenses sarayı- nı değiştirmiye mecbur oldu ARNAVUT DELİKANLILARI , Romada tahsill sımsıkı kâ - arker kıyafetinde Arnavut prensesle ri Ş tıktan sonra Arnavul NO ri & stlukta/henüz şimien yollar hemen he - ;::" Yok gibidir. Fakat büyük şe N *? tayyare & biribirle 2 g* bağlanmışlar k“inm Avlor ": tİbiselerini Pari: engin kı/v " Hattâ bunlar senelerinin hiç . n;»_ı 3 âyını Pariste geçiriyor - fakir kadınlar ise, Bedevilerde Bibi, en çetin işlerde çalı- dialarda bulun — Niçli kadının yüzündeki peçeye bu ka- dar ehemmiyet iyorsunuz? Av- rupalilarla aranızdaki bu b sathidir. Halbuki siz bu halinizle daha ne kadar güzelsiniz. Bilâkis bunları muhafaza ediniz. Türkiye Sahnemizde kendilerini sevdirebilmiş ve beğendirebilmiş oler sana tkârlardan Feriha Tevfik ve Şevkiye HYörlar, ahne Ti kadar temiz - mes'ut geçen men, evucunüzün İçine sıkıştırabi- lir, buruşturur, bir yumak ha çılmış çocuk göz) bakışlarına, şen eski günlerin sevimli neş'esi ya » B U tezad karşısında, en ziyade Yet gösterenlerden birisi de S da çok kuvvetli un - surları ve San'atkârları arasın- | bir kaç tebiat harikası yaşı < | gi ârsin iz. Ko'nun altı hemşiresinden » D, Türüe; Ölün Prenâss .xînk.&llşd?dll Bu fes ve poçeyi kaldırmakla karak - | yor; Feriha Tevfik, Cahide ve Şev- İşte Şevkiye de ayak hüperleri | yıldı. Biraz düşünmiye başladı, ha- #tirelerden henüz evlenmemiş terini kaybetmiştir. Bari hiç olmaz- | kiye.. yaparken, sanki ipekli bir mendil - | fızasını eski günlerin enginliğine Sanlardan Üçünden biri. #a siz, bu güzelliği kaybetmeyiniz. Bunlara sahnemizin — sekanimi | miş te, avucunuzda sıkıştırilmiş | doğru seferber ederken,; ben bu & Ai li inralif oase Arnaâvut gençleri bu palavrayı | selâsesi» de diyebilir; büzülüyor, dertop oluyor, kıvrılı sorguyu ağzımdan çıkarmamın piş- dinlemiyorlardı: Güzellik kral ha V - | yor, ve âdeta bir yumak haline ge- Şünkü & - B cünden Tran'ın büyük ellik kraliçesi olmadan ev yor, ve âdeta bir yumak haline ge | manlığına düşmüştüm. Çünkü %Rma Bakıyor. Argavatluk hi - : ;_ıvıl hhım mamen meçhul —olan | liyor Mmür yıpratmış, bir ana ve babann GUada müaflirolik yapan İtalyan az sonra önun 'eriha Tevfik, meğer güzellik kra- | — Bir çiçek, bir katmer gülü gibi | bir kızı olan Şevkiyeye böyle bir ö Ütrinin karıları Romada ol - sevheri taşıdığını göreceksiniz, di- | liçeliğinin muvakkat şerefinden | vavaş vavaş açılarak karşınızda gü | sorgu sormak çok abesti Okları gibi Bğimişler. yorlardı. | ziyade sahneye lâyık bir yaratı <| ler yüzlü bir Şevkiye olüyor alnz Ü Ve ilâve ediyorlardı | lışmış! Bu hünerlerini na hum(:;ı]ar:.ı Yeşile çı.ı.ııı. Yhâ. Bu, hakikati, ancak, ir 'Tü- | bu sahada ne tarzda ç | A Sit mablileri e fi müsavi miktarda Katolik, Örto- | Yatrosunun güzide san'atkârları â: | ekudret» olduğunu öğrenmek için | her halde babamın Beynel * araştırmalaı gelmiş k . ş ğ ğrenim çı Telmilet bir h a S doks ve Müslümandır. Milli vah » | F8Sinda bir yıldız gibi parlamıya | sordum ne âdamı olmalarının * k.:,l'”'" b ;; .ı:'ı i:;lîz:”:'p"' deti temin etmek için bir defa za- | Paşladıktan sonra anladık. — Onü | Artistliğe karşı bir heves tesiri var. Anam Mari, bab: leri, Fransız lisesinin pro- ee ; K B ş € ari, bab tleri, antrenman için getiril hirdeki farkları kaldırmak lâzım « | SeVKİ ile alkışladık. Hâlâ da alkış- | v Ak mi sahneye atıldınız, yoksa mede ömür çürütmüş insan- Biş an için getiril - YAL Zei e hyoruz ve alkışlıyacağız. e ken t dlan Çı kosl! Maca n y bundan başka sebepler de var miy- | dardır. Ben çok küçük iken sahne- Sileyı slovak ve Macar spor- Prenses Maksude ise son derece | — Cühideye gelince, sahnede - onu | *” l Artişıj, Tifan barlarındaki Macar | Penceresine gidiyor ve orada bu | — ya ea ae a aa eraeee V ça a en. san'at âşıkı bir artist | ©* 3 Suküill BOLEL KUĞLER U ae Nleri azdır, Sik sık tenis klü- t Ş Fi : Küvbiy ea ”aK İ yekanl Gürei BUK gi - 'nıı;,_m sajre ve saire... Tiran | sefer kendi memleketinin kadın- büne gider. Orada Arnavutlu - sında bulunduğumuzu anlıyo- Şevkiyenüi dünyaya yeni & lerine çıkış, küçük ve ;__E Mmuy bamelmilel bir şehir haline | larını görüyor. Bu kadınlar peri- | ğun yüksek sınıfına mensup insan- | bimde bir heves uyandırn ılı ulunuyorlar. şan kı Aldığı muhtelif rollerle seyirci- | | ha tuhafını söyliyeyim: Annem Prorse * Maksude, sarayın öteki letlerile dere kenarında çamaşır yıkıyorlar, öküzlerini gü- larla ve ecnebi kor diplomatik a- (Devamı ? nci sahifedei lay değildir. İşte Cahidı tist, üzerine kadınlığın İ dini, bütün dır Cahide, Şevkiyeye an kı bir Jerini heyecandan heyecana götü - | ren bu büyük artistin, bütün san'- atının esrarını kavramak elbette ko- katini, bayağılıklarını, levsini, hase- sahnede yaşatan canlı bir san'at â- bidesi sayabiliriz.. Hele tasında yüzen ne enfes bir olelya- bir baba ile, yine sahnelerimizde kuduğu parçalar, aldığı çapkın ta- vırlar, seyirellerini büyül: Şevkiyenin dansları mümkün olduğunu isbat etmiştir. Şevkiye oyun oynarken bilir mi- benzi, leyi böyle büyük bir ar- gı bütün rollerde, ihasını, hissini, rik - kalb acılarını, ruohunu çiçekler or- gelince, o san'stkâr | güzelliği, nağme mef alblerini gıcıklamış, o- şlir. a bir hari- yor?.. mendile! pekli mendile benzer kadar: Muntazam vücudü: çe- di kendime epey meşgul vik hareketlerile oyunlar, Sonra kendimi, içimde bir Türk art cudunda na- | ganni istidat ve a sıl bir bedia eizesi yaratmak dım, B;ı z | ni teşvik eti | kundağımı sahnede yapmış. Bu da bir sebep olabilir. Öyle ya, sahnede | kundaklanan bir çocuk, elbette sah- ne kralı olur. Kendimi anladığım bir yaşa gı diğim zaman, artık bana rol ver - miye başladılar. Yine çocuk r Muvaffakıyetle başarmışım bu m! Ö zamanlar öyle söylerlerdi. Hançeresi, dinli neş'e ile özledikli sine bekçilik i zevkle, eri bir ses hazine- n sevimli Şevki - , sesinin nadir kabıliyetini ve yi hudutsuz istidadını nasıl inkişaf et- tirdiğini sordu | yıllarca alkışlar toplamış bir ana- Konuşürken bile, kıvrak ıhn mu- | dan kızıdır. Bilmem onu, bilmiyen siki hağmesi gihi ıui Wııh ve | var mıdır memleketimizde?.. O - neş'e veren sesine, dudaklarından İ hiç eksik olmuyan tatlı gülüşünü katarak cevap verdi: Sahned gıların na, ğüm için olacak, de idrakimle l şarkı, kanto ve çal- içinde büyüdü- ben eleri , Musiki heve ber uyandı. E iler. riça) opereti duyduğum h duğ h en düy - | — Muhlis Sabahattinin operet Diye bir inda kaldı- çalıştım. Orada çok istifade ettim. ğimnı hissediy Kerskmiz gi- — Sizce sahnede muvaffakıye - dermek için ani ım tin en büyük sırrı nedir? __Huı:n bazı büvük ipekli men- | Aevyark sahnelerinde görünen ar- | — — Vallahi ben kendi hesabıma, | düller vardar. Büyüklüklerine rağ- tist tiplerinden : Mag Orans — | (Devamı 6 vet sayfada)