4—SONTELGRAF— 1 Haziran 1937 ——— DALDWIN - 47 yaşındameb'us ol- - du,onsenesonrada' Fakattarihe karışmaki nde8 gün kâfigeldi! Nazır ... IÇI mmaraesne aai S aai anene snraanınde Baldvin nutuk söylemesini hiç sevmezdi, dinlemesinide.. Şımdi Londrada nihayet satın alabildiği bir evde oturuyor ve bu evinin bir odasını eski pipolarından mürekkep bir müze haline getirdi ı ngiliz Kralının tae giyme me- rasiminde en çok alkışlanan bir şahsiyet daha vardır: Eski Başvekil Baldyin'in karısı! Londrahlar, bu kadına Tüğndille- | rile, ellerile; seslerile selâm gön - ı | | | derdikleri zaman: «Adiyö Baldvin, bizi bırakıp gidiyorsun amma, biz seni ünülmiyacağız> demek | yorlardı Hakikaten Baldvin İngilterede bir saltanatı kapadı ve bir saltana- ti açlı, Bir akşam Kral Core — ile Kraliçe Elizabet Başvekllin evin- | de yemek yedil BALDVİN KİMDİR? Eski Başvekilin babası Alfred bir demiryolu şitketi mü- | ni zamanda da demir sa- . Meşhur İngi - l #rd Kikling'inde Baldvin ilk önce babasının fab- | rikalarında çalıştı, fakat yirmi se- ne, evet, yirmi sene hiç bir husu- siyet gösteremedi. Meb'us — olan babası, 1908 de öldüğü zaman, Bald- *in boşalan yeri doldurmak mec - buriyetinde kaldı. Baldvin şöyle söyler : Edebi Roman No:13 Zekeriyya Sofrası Yazan: — Öyle ise bayan Cansever pren- ses Haneşkanın ta kendisidir. — İhtimal veriyor musun? — Morga gidecek — değil miyiz? Sağ omuzunda ve avucunda yara yerleri var mı yok mu görürü — Ahmet Müslime ne diyelim? — Kadının Haneşka olduğu an- laşılırsa Ahmet Müslim de Şevalef- dir. — Pasuportunda böyle bir kayıt yok. — Siz beyaz kadın ticareli ya « panların ceplerinde kaçar türlü pa-| BSaport bulunduğunu tabii bilirsi- niz. — Ahmet Müslim beyaz bir ka- din taciri mi? — Bunun babası dö Şevalei vak- rTes ın! l Eğer ben kabiliyetimi olgun | yaşımda göstermiş bulunuyorsam, © da gençliğimde, bütün hasletle- Taat istirahate terketmiş olduğum Yçindir. Nihayet Yorkşayr fabrikalarının bu yeni müdürü, günün birinde Landraya gelip te si Yıştığı zaman, yine kendizine hiç aldırış eden olmamışt; Baldvin, po-| litikaya karıştığı zamandan itiba- ten geçen döküz yıl yartındı cak beş nutuk söyliyebilmişti 47 YAŞINDA ALELÂDE BİR 4EB'US Pariâmento « r ka n- şladı Muhare da, ak kulix mütehassıs Baldvini rasındak ismir yordu. Şimdi kendisine ha Nevll Çemberlayn, Baldvin'i — bü Müddetten uncak üÇ senc Sonra ta- nıumıştı, 1916 da Maliye Nazırı Benar Lav Baldvini parlâmentoda hususi kü - tibi yaptı. Meselâ şimdiki İngiliz Nazırı Eden de mütevelfa Osten Çemberlayn'in hususi kâtıbi idi. Ertesi sene Baldvin hazine kâti- bi aldu. Muharebe bittikten sonra bir sa- beşte birini hükümete vermek is- temiş ve bu niyetini de bir mek- tupla F. S. T. imzasile hükümete bildirmiş Gazete bu F, S.'T. nin kim olduğunu söylemek istemiyor Fakat sonradan öğteniliyor - ki, bu üç harf hazinenin maliye kâtibi. Dönin taşıdığı sıfatın ilk harfleri - dir. Kahramanlığa diyecek yok. Bir çok kimseler de bu mektubun için- de Stanley Baldvin'in kartviziti - nin de bulunduğunu iddia etmiş - verdir Baldvin 1921 de Tical Nazırı olscak ilk defa . kabir girmiş | hulunmaktadır | | LOİD CORC Ertesi J DÜŞÜREN ADi e Baldvin, 54 y atnanda alduğu bir arlton K muhafazakâr arkadaşlarının Huzu- runda vazifesine tallük eden ilk uzun nutkunu söylemişti | e| | Bu nutuktan sonra Baldvin ta- ninmiş ve hattâ takdir edildiği ka- dür, çekinilmesi icap eden Dir şah- siyet olduğunu da göstermişti. Baldvin piposile, kıyâfetine hiç de eheminiyet vermemekle Kral Corc'un nazarı dikkatini celbetmiş, eee nit eyritekmaümi Baldvin 20 yaşında iken ve Babazının bir zamanlar İşletl.ği fabrikatardan biri bah Tayms'de bir makale çıktı. Bu makaleye göre, adı rebeyi kazanmak AKA Gündüz tile Viyanada yaşarmış. Cenup A- merikasına ve Şimal Amerikasına beyaz kadin ticareti yaparken ya- kalanmış, Viyanada büyük bir is- kandal çıkmış. Asılzadeler mecli- sinde münakaşalar olmuş İmpara- tor, Viyanaya nereden geldiği bel- N olmıyan dö Şevalef ailesinin a - saletini tanımamış. Tevkil edile - oradan da Fransaya kaçmış, orada yerleşip işine devam etmiş. Bu Şevalet o Şevalefin oğludur. — Enteresan bir roman taslağı. — Uydurmuyorum. Bu herif çok netâmeli birisiydi. Beyoğlunu has raca kesmişti. Bana bunları Paya- ceği sırada İsviçreye, Şişmeğe başlıyan kadın büsbü - yalnız nazarı dikkatini gelbetmiş değil, kendisini sevdirmişti. Hat - L — Hangi Payares? — Mütarekede Bostor diye gaze- te çıkaran bir Fransız. Türk düş « manı yezidin biri idi. Bir gece bir kaç Türk genci herifi İmam soka- ğının köşesinde sıkıştırmışlar a - dam akıllı pataklıyorlardı. İçlerinden birisi (öldürelim mas- | karayı) dedi. Tam boğacakları za- | man herifi değil gençleri kurtar- | mak için (bunu öldürmezseniz ba şınıza belâ gelir. — Öldürmeyiniz. Yalnız her gördüğünüz yerde pes - tilini çıkarıp geçiniz) dedim Heti- fi bıraktılar. O 'da beni halüski zannedip — durdü Yaltaklanmağa başladı dö Şevalef dostu idi, ma kim olduğunu söylemek: kinmiyen bir dost! O zam Cansever Şevalefe tutkunmuş — Geliniz, bu romanın realitesi: ve gidelim. Morgdan girince hafif bir koku: dan tiksindiler: — Kadıflın örtüsünü aç! dün nbire: — zaman, Lord.Gürzen : «son derece mânâsız bir nazırı Başvekil diye seçtiler» diye bağırmıştı. BAŞVEKİL Baldvin, kendi hakkında söy « lenen sözlerin hiç birine ehemmi- yet vermen Muhalif bir fırka- ya mensup olmakla beraber, selef- lerinden Askit'in yanına gitti ve on- dan akıl danıştı. Baldvin bu mülâkalın başında rı söylemişti: — Sizin yardımınız, bana, m ıdan i ve faydalı olacaktır. r zeki insanlar ol- makla beraber, sadık ve müstakim insanlara benzemiyarlar. Zaten sa- | dık ve müstakim insanlar da, zeki | insanlar değildirler.» Acaba Baldvin de zeki bir insan mıydı? » Fakat her işde şon derece mahir ve kiyasetli bir insan olduğunu is- bat etmiştir. Ne zaman mühim bir Tüşkül, bir grev, iktısadi bir buh - ran, bir skandal çıksa, Baldvin ih- | tiyatla, itidalle, basiretle kimseye bir şeyler sezdirmemiye çalışarak, işin hakkından gelmesini bilir. İktisadi buhran senelerinde Bald- vin ailesi adamakıllı fakir düş - | Mmüştü. Bugün maddi vaziyeti, bir kaç sene evvele nazaran daha iyi- leşmiştir. Başvekillikten çekildik.- ten sonra, Londrada oturacak gü - zel bir ev sahibi olmuştur. Bu ev- de hiç şüphesiz bütün eskimiş pi - polarının kolleksiyonlarını ziya - retçilerine zevkle gösterecektir. Baldvin'in Ük kabinesi pek u - amıştı. Fakat ikinci ka- binesi 1924 ten 1929 a kadar dayan- di. Milit kabinede kendisine başka bir makam verdiler, 1985 te teş- kil ettiği üçüncü kabine, üç gün ev- vele kadar memleket işlerinin i- daresi başında kaldı. ESKİ KRALIN ÇEKİLECEĞİ SIRALARDA Yeni gelen günler, eski günleri | çabuk unutturuyor. Baldvin'in tı — İşte, dedi. Sâğ omuruna bakı- niz. Sağ omuzdan pazıya doğru u- zunca bir yara yeri bir çu - kurlukla görülüyordu. — Örtünün veu ile sağ elini çevirtiiler, avucun- da da derin bir kesinti vardı. Yolda konuşuyorlardı: —Tamam. Cansever, Hanuşkadır. | Ötekinin de dö Şevalef olduğunu kabul edersek; yine doktoru teyit etmiş olacağız. — Neden? a. — Matdem ki öyle sakar, Böysuz bir söammaş, bu cinayeti de reye yapmış olmasın. — Neden intihar etsin? — Budalalığından, korkaklığın- dan, deliliğinden, aklı başında —a- dam intihar eder mi? y — Bir evde oturduklarına göre neye bir Zekeriyya so! ı seç - sin? Başka yerde, başka suretle öl- düremez miydi? | — Anormal bir adam. Kim bilir ne sandı? Böyle debdebeli, şatafat- - ce, onların da asıl gözle | bakemelerle beraber yine arzet - BAr Yazan : 'L—.—HIKA KÜRK T ayyare piyangosun dan bilet a-| lıyorlardı. Hattâ satan lıp da, daha kazanmadan istik- bale ait projeler kuranlar çoktur. Ben bunları kınamam. Günün bi- rinde patadak piyango vurur da ve bunlardan biri zengin olüverir- se, hepiniz de afallarsınız. | Meselâ siz de kendinizi bunlât - dan birini nyerine koyumuz. Piyan- gö size vürmüş ölsun. Eğer istik « | bale ait projeleriniz yoksa, ne .dım; tilkilerin hikâyesini bile anİf tr bi Bü gümüş tilkiler her y"'“# lunamazmış. Rusyanın ba!lx-v de avi ve avcılar bUN rinde avlanır ve avcilit V ikeyt rinin söl a; ğı dönmüş. süren köpekler kar içinde ınızı şaşırırsınız. İyisi mi, | muşlar. Ancak köylüler bit ÜEZ sanın kafasında yapacağı iş © | ile avcıların ikisini de kıırl“;:ı,. mişler. Fakat tilkiler de het larını, hem de üstelik def vermişler.. bit İşte Nadire o göce boynundu Öi Je muhteşem bir şey taşıyorf . mühteşem tilkileri metresite diye eden de Ali Hikmetti. Daha bir gün evvel parw::: 4 imanı gevreyen Ali ıııııııııiN ğice — den sağlam olmalı, Bu da para ile | ileriti değil ya, * Ali Hikmet yanında Nadire — ile İstanbulun en lüks otellerinden bi- rini nlokantasına girdikleri zaman, kuş gibi hafif görünüyorlardı. Kı - sa kırmızı ceketli, parlak sıra düğ- meli bir küçük çocuk kapıyı açtı ve yeni gelenleri yerlere kadar eğile- | koya konunca, sırf sevgili bf rek selâmladı. İkisi ortaya doğru yü-| ciğini memnun etmek için l'*:' Tüdükleri zaman, detfhal garsonlar | lira vererek, bu tikileri' # karşıladılar, Ali Hikmetle Nadire bir müddet durup, bir masa inti - hap etmek üzere etraflarına bakın- dılar. O zaman bütün diğer masa- larda oturanların gözleri kendileri- başka tuvaletler, ince iç ları, daha bunlardan başka P© diyeler, ne hediyeler! y - İki fşık mükellef bir masayt Yalnız onlar değil, müezvh""“', b b eh turdular. Garsönlar, yeni ldj” ; $ Yin *htişamlarına lâyik e teriyorlardı. t Bir aralık Nadire dedi kİ: — Burası çok sıcak! Ve boynundaki tilkileri c';: Şimdi bunları vestiyere d:,;df etmeli? Diğer taraftan dâ V lye kız koşup gelmişti. Ali Hi kü kıza uzatlı. Fakat blfd“ ü böyle muazzam bir serveti yerin eine vermek doğrü da.rkif cağını düşündü. Elindeki Kİ ri çekti. Vestiyer kız da DİF | tan çekiyordu. Kız çektikst Hikmet de çekiyor,; yıp'î"’,' - leri bir türlü vermek istemii ıulî tal yti ? ğ aeti direye doğru istikamet- alıbıştı. Böyle yerlerde nedense erkeğin i- rapta mahalli yoktur. Erkekler ka- dının. Vücudüne veya güzelliğine dikkat ederler, kadınlar da tuva- letine! Nadire güzel miydi? Muntazam bir çehre, ince hatlar, iri gözler... Fakat çehresinin ölçüşünü boza - cak kadar iri değil! Uzuncu ve ie- vent bir vücut! Şu kısa — tarife göre, Nadire herhalde çirkin sayıl- mazdı. Erkekler ilk bakışta bütün bu te- ferruatı gördüler. Kadınlara gelin- Nadirenin omuzundaki gümüş renkli iki tilki tüyünden atkıya takılmıştı. Genç kadının elbise; muhte- şermndi, İpeği ne çevrildi. Her bakış bitfabi Na - . nsi uzaktan ken- dini belli ediyordu. Ya o boynun- daki tilkiler!.. İstanbulda hangi kâ- dınin boynunda var? Sonra Nadirenin üstünde mü « cevherler de yok değildi. Bir yü - ük, iki bilezik, inci gerdanlık ve nde elektrik ışıkları altında * 'Tam o sırada yanında Y sı Cenan uyandı. Kocasıni ya âleminden acı hakikat sına sarlveren hiddetli bİF ğirdi: — Ayol, ne oluyorsun? D":: denberi gömleğimi ne SEKİP Eğir yorsun? Sanki pek Sa8İ an bile! , c gü- cak; dünya matbuatı meşgul ola - | diködu, işittim. Orada GA çi cak mı ne sandı? Ben öyle intihar- | Cansever olarak tanıyorla yedif lar bilirim ki yüzde doksan dosuzu | Birsin için (zavallı GÜZEİ y"'" gözetelere yazılmak için yalancık- | yi y D L D rage glll tan intihar etmişlerdir, yüzde biri ” a mişlerdi. Bu sahne ballü A ae akıl Kaktası olduklarındân... hanırlattı, Prenses HanustAfi Üğr # — Bütüh bu konuşmalarlı. mü - | Gir Çin . gendi hesabii Ğ ni süshirüğynüme e Vei Bıf:.m volmüş bir kâdın sayıy' .du,f bu' tedaj ile Alpagola ':_kıb'f yorum: Tahmin ediyor”” tulî"' gÖL bükları haber almittif' ği mek isterim ki..: — Biliyorum, Ahmet Müslim ka- til değildir. — Evet, bence değildir. Birsin'in kocası nerede? in ©! inde EVİNİ ge z Siğekütte tmiy gelmiştir, cebıncıî İ y 5 GA SAa bulunması gayri tabil # e y “— Kereye Ritmiş? Telefon edi » gildir. Mükemmel gurül u”“ K niz, bâlâ orada mı? Hafeket etme- | ,AL L oağı Yü gae mişse ne tarihte ve nereye? Ü B örmüş! Ş ü nıdığı Cansev e — Şüphe sırası ona mı geldi? rasını hep biliyoruz. Yt — Böyle bir iş ancak öndan bek- Tenel bür gün de seyahattel . bi çıkagelecektir. y Alpagotu tabit yakından tanır - ju.mun böyle olnu-”"ıı DĞ LA sınız. Daha hususi konuşalım. Ben | olur, Ş MİW——“ geçen yaz Büyükadada idim Birsi- — Ben daha ileri $ .' ğ ğer böyle ise çok yapBtli kü tahminin ip ucunu Ü ni Canseverle ve o zenci ile bir kaç defa Yat klüpte gördüm. Aradan ( betbahtlığına uğramış, v irsin için epeyci K ü çok yıllar geçtiği için Canseveri ta-