14 Mayıs 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

14 Mayıs 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A—IONTILGRAİ — 14 Mayı Almanyanın her sene lerine verd .e hava iği para kuvvet- | ' İ — seksen milyar frangı geçiyormuş... Fransız parlamentosunda söylenmiş olan bu sözün Fransada nasıl bir aksülâmel yaptığıtasavvur edılebılırı Almanlar hava kuvvetlerinin kemiyet ve key- Berlinde Tempelhaf tay- yare meydanında bulunan Alman harp tayyarelerin. den Bir tilo | — gün kendisini müdafaa için belli başlı çarelerden biri de tayyare ol- duğu besbellidir. — Fakat büyük devletler için, — evet, bilhassa on- lar için bu vasıta daha mühim ve... daha masrallıdır. Geçen gün Pransız parlâmento - sunda müzakere edilen hava büt- meydana konan Tü- arla dikkati çok cel- B arecilik e- ridedir. Herkesce belli, fakat şu son zamanlarda acaba Fransanın ve müttefiki Rusyanın ve bu müt- tefiklerin karşısında bulunan Al- Manyanın hava küvveti itibarile vaziyetleri nedir? Te ne yapmıştır? Bunları, resmi ma- lümata istinad eden ve parlâmen- toda söylenen sözlere bakurak üğ- renebiliriz. Evvelâ Almanyanın Hava Ne - Ta: ahm: 933 de te « sis edilea bu nezaret, hem hava iş- deri devkalâde — kumandanlığım, hem de bütün bava işleri i elinde tutüyor. Bu nezaret dildiği senedir kt Alman P sunun, de hava ordusı dar dağınık olan neraretlere bağlı bi Töuhtelif nan bir takım hava işler " Tefrika No. 44 daha taarruz ettiler, Mart geldi. ! Nihayet düşmanlar son bir hamle kaldırdılar.. Fakat Türk imanı düşmanın to- puna, zırhlısına, kruvazörüne karşı koymuş ve dünya tarihinde “ Kün yenilmez altın harflerle y Ancak bu büyük günün * bahriye tarihimizde nasıl kaydedil- diğini anlamak da hakkımızdır. İş- te (Mecmuai Seneviyyei Bahriye) 'nih 2 nci cildinde Ahmet İsmail im- Zaşile neşredilen 0 günün tarihi.. «18 mart., bizim Bilhassa İngilte- | âle 5 - 15 mart günü Çanakkaleye | ; Buyük, küçüz her devletin bu- | tayyarelere karşı halkın müdafaası için tertibat ve saire gibi. Hava Nazırı hava ordusunun baş kumandanıdır. Bir müsteşarı var- dır ki bu da muavin bir kumandan demektir. Hava ordusunun kendi erkânıharbiyesi dört müfettişliğe mihr. Nezaretin merkezi idare - in de dört Şubesi vardır. Hava baş kumandanlığını emri altınra 5 hava alayı ile 1 deniz tay- | yare alayı vardır. — Sivil tayyare - ciliğe gelince; buna bakân 16 tdâ- re vardır ki bütün Almanya dahi « lindeki sivil tayyarecilik bu daire- lere merbuttur. Hava ordusu — şunlardan topla - nıyor: Bizat hava kuvvetleri, tay- yarelere karşı müdafaa topçuluğu, bava kuvvetlerinin nakli için 1â - zam olan iaburlar. Hulâsa Alm lerinin bir eldi birlik h hava kuvvet - daresi ve tam bir de bulunması için lâ - nmüşler ve enberi bunu yapmışlardır İmanyanın hava bütçesine ge- mestlâ şu gn 10 seneden - bbri çok şayanı dikkat bir ârttır - ma İle hava Mmasrafları çoğaldıkça lmiştir. 926 dan 934 senesine hava bütçesi arttıkça artmış ; ve son senelerde bu artma herkesi | hesabile - 265 milyon trank imlş Büyük Harpte | Türk Bahriyelileri - F- Nasıl döğüştüler şaşırtacak bir hale gelmiştir. da Almanyanın hava bütçesi - f ak Bu miktar 1933 senesinde 475 Yazan: Zeki Cemal 1915 şubatında denizden iki defâa | Alessabah Amiral Fon Ozedom püşa ile mevkii müstahkem küuman- danı Cevat Paşanın muhaveresi ne- ticesi olarak Binbaşı Şnayder ve | Kidemli Yüzbaşı Zernof Beyler, Tür- | tayyare ile istikşaf icra etmek üze- Te emir alıyorlardı. 18 M sabahı.. Hava sakin, gü- neşli ve deniz rakit.. Kıdemli Yüz- başı Zernof derakap Çanakkaleden kalktı. 1600 metro irtifaa kadar yük- seldi. Binbaşı Şnayder, rasıt mev- rt künde bulunuyordu. Tayyare garbe doğru uçuşuna de- vam ediyor, Boğaz methalinde mu- tad üzere 2 İngiliz zırhlısı ve ayrıca borda nizamında 4 muhrip görünü- 1926 | ea mine — aa p.ı.....,—.ı.. cdleramiş naşendenteni olt oms EZ Ceney © Darnom aerxme>.| » (Yukarıda) Çekoslovak — hudutları etrafında Alman tayyare kuvvetle- Finin nasıl mevki almış olduklarını güslerir şematik haritat * Bir Alman gazelesinden iktibar edilen bu haritaya bakılınca, koslovakyanın payitahtı olan — Pra- gın Alman tayyare karargüâhlarına 200 kilometre mesafede oldukları anlaşılır taygareler tayyare karar- |güklerini, guvarlak noktalar hava İfırkalarını, murabba — noktalar da |hava mıntakaları kumandantıktarınt göstermektedir. yon frank gibi bir miktara çık - maştır. 1933 senesi ki böyle müs - takil hava nezareti o zaman tesis edilmiş, hava kuvvetlerinin — bır elden idarısi 0 sene başlamı'ştır. Bu tarihten bir sene sonra yın 1934 de ise hava bütçesinin baliğ olduğu yekün bir milyarı geç « | miştir. Resmi kayıllardan çıkan | rakam şudur: 1.281,437,000 frank. | — Lâkin Almanyada hava kuvvet - DU AA hhm K Çekoslovak hudatlar: yordu. Biraz sonra İngilizlerin ge- rilerinden ve mürekkep adalarının garp cihetinden doğru 6 büyük ve 3 küçük düşman harp gemisinin prova nizamında Boğaza yaklaştığı görülüyordu. Tayyare bunların üzerinde uç- mıya başladığı zaman bu gemilerin «Küvin Elizabet, Lard Nelson, Aga Memhüun, Trayamf, İn Fleksibl ile üç kruvazörden ibaret olduğunu anladı. Sol tarafta Bozcaada civarında ahzı mevki etmiş olan Fransız Ami- Tal gemisinni işaret sereninde ren- göretik Nâmalar ve sancaklar dal- galanıyordu. Bu sırada 4 Fransız zırhlısi da vira demir ederek pro- va nizamına geçiyor. İngilizleri ta- kip ediyordu. Zernof düşman filosu üzerinden geçti. Altında patlıyan şarapnellerin hasıl ettiği ufak be- yaz bulutlar bütün yolunda tayya- reye refakat ediyordu. Rasıt düş - manın üssülharekesi olan Bozcasda civarında 8 İngiliz zırhlısı daha say- dı. Bunlardan maada, tamir gemi kömür gemileri, hastahane gemile- | Çe-| | İIMM vekin bir. Alman fiyeti hakkındason derece ketumdavranıyorlar baret zanvtedilmemeli, bunlar res- mi makamlardır. Bir de hususi su- rette temin edilmiş paralar, dev- letin ayrıca verdiği milyonlar var- der, Bu suretle Almanyanın tay « yareciliğe sarfetmek için her sene | verdiği pora - Fransız parlâmento- sunda ileri sürülen hesaplara gö « Te- en aşağı 80 milyar franktır. Alman hava ordusunun teşkilâ- fı da çok ince hesaplara göre ya Pılmıştır. Meselâ bu teşkilâta dair her sene Almanyada neşredilen ma- Mümat vardır. Senelik takvimler- de, mecmualarda, yıllıklarda iza » hat görürsünüz, bunlardan malü e mat edinebilirsiniz. Fakat tayyarelerin hakiki mik « tarı nedir? Almanyanın bugün e- linde hava kuvveti olarak ne gibi vasıtalar vardır? İşte bunları har- | fi harfine bilmek kabil -değildir. | Çünkü bu husustaki ketumiyet son dereceyi bulmuştur. | Bu ketümiyete rağmen başka dev-| lJetlerin de, Almanyanın mevcut kuyvvetlerini ve o meyanda hava vamtalar | leri için #arfedilen para bundan i- ( tin derecesini öğrenmek için âzal alışmaktan geri kal - | madıklarımı söylemiye lüzum yok- tur, Şu malümatı biz Fransız par- lâmentosu müzakeratından çıkar - dık, Alman hava teşkilâtına dair ları malümata bakarak kendi hava ordularımın idaresinde de Fran | sızlar belki bazı tadilâta lüzum gö- receklerdir. 933 senesi Hitlerin Almanyada | | | idarenin başına geçtiği senedir. Za- ten ondan sonra Versay muahede- | sinin, Almanyanın elini kolunu bağlıyan maddeleri birer birer yır« tılmış, Almanya da kendi kuvve- tini arttırdıkça arttırmıştır. Fran- sız meclisi mebusanında mevzubahs olan yukarıki tarihler ve rakam - lar bu itibarla şayanı Gdikkattir, (Devamı 6 ınci sayzada) köyük Kronkerg ri, mayn arama vapurları, tahtel- bahirler ve muhripler.. Bır danan- Tmanın kuvvayi muavenesi suretin- e burada yatıyordu. Zernof artık Çanakkaleye dönü- yordu. Binbaşı Şaayder Makineden Sıçradı. — Düşman geliyor.. Haberini verdi. Saat 1130 da düşman.. on kıt'a sefinci harbiye ile bambardıman mevzii alıyordu. Anadolu sahilinde sağ cenahı 'Trayamf ve Boöve teşkil ediyor. Rumeli tarafında dahi Golova ve Şarlmayn ahzı mevki ediyordu. 4 gemi Boğüzın methalinden bir mil kadar içeride bulunuyordu. Biraz daha gerilerde sağ ve sol cenah ara- sında kalan geniş fasılada Lord Nelson, Agamemnun ve Küvin Eli- zabet ile Prens Corç da görünüyor- du. Sağ cenahtan üç kilametre kadar geride Sufren İnfleksibl ağır ağır ileri hareket ediyorlardı. 11440., ta düşman ateşe başladı. Gemiler daima ayni kertrizde en- daht edebilmek üzere vavaş yavaş —— Yazan: So Tatlı bir son bahar sabahi gö - nüllere sükünet veren up — uzun boşluklar... Bu boşlukların orta - sında Heybelinin sabahları — mavi semaya doğru sanki şarkı söyli - yormuş gibi yükseliyor. Deniz durgun.. Yatağında nan Nermin yazın böyle çabulk tiğine öyle üzülüyardu ki.. min ;geçen yaza ait plâj hü- tıralarını gözlerinin önünde can - landırdı. Sonra hemen yatağından fırladı ve gazetesini bir kenara bı- rakarak. derhal aynanın karşısına geçti. Her zamanki idmanını yaptı, biraz gerindi, bu esnada, dudakla - yında tatlı bir gülümseme vardı. Kombinezonun yarı çıplak bi « raktığı omuzları, dik göğüsü ne ka-| dür da tatlı dürüyordü. Aynada ü < zun uzun siyah kirpiklerini süz - dü, onun bir deniz kadaz * engin gözleirnde başka bir. muamma vardı. Mavi gözleri bazan dahyor, ve uzak bir hayâl seyrediyormuş gibi bütün vücudu — ürperiyordu. Genç kadın bu halile bir bahar de- koru içinde idi. Yıkandı, gitti, sa- buh kahvaltısını aldı. Sütünü içer- ken gözü duvardaki takvime ti: — Pazar... Bugün Nermin için unutulmaz bir gün olacaktı Genç kadın yerinde duramıyor - duü. Gramofonu açtı. Son çıkan Lua-| no tangosunu çalmıya başladı. Bu suretle inleyen kalbinin sesini din- Genç kadın, sandalin içinde hız. h hızlı nefes alırken delikanlı da- yanamıyarak sordu: — Yoruldun mu Nermin? — Hayır, Nezih!.. — Omuzlarına benim ceketiri al, üşüyeceksin! müyorum ki. Delikanlı — ku i kolla - hareket ediyordu. Bütün gün ahes- | IKAYE nbahar akşamı te aheste Boğaz dahiline sokuluyor- | du. Sağdaki 2 cenah gemisi Dardanas ile obüs mevzilerine ateş ediyordu. Küvin Elizabeth, Lord Nelson, Aga- memnun, İafleksibi, Hamidiye (A- nadolu) istihkâmını ve Mecidiye, Hamidiye (Rumeli) ve Namazgâh istihkâm ve tabyelerini hedef itti- haz etmiş, Golova ile Şarlmayn da- hi taret toplarile yaylım yaparak alelekser teker veya çifter toplarile endaht eden İngilizlere müzaheret etmekte bulunmuştu. Düşmanın gemi taplarından çı- kan dumanlar yağmurlu havalar- da dağları saran sisler gibi gâh top top, gâh parça parça uzun peçeler tarzında Boğaz imtidadınca dağıhp yayılıyordu. Fransız taretleri yaylım ateşler- den çatallı alevler içinde kalıyor, İngiliz gemilerinin bordalarında şimşekli belezonlar peyda oluyor- du, Sahilde zelzeleye benzer — sar- sıntılar oluyor ve denizin üstünde- Burhan Cevat ril& küreklere asildi. Sandal sanllli bir canavar gibi denizi yararak İ © lerliyordu. içinde tunçlaşmış bir heyk duruyordu. Nermin çılgın gibi vft gündü bu gence, Delikanlı zerek — Nermin, Yörük Ali gidelim mi? — Uzaktan geçsek daha iyi alurle © — Bugün plâj o kadâr kalabalık değildir. Olmaz!.. Plâjın arka tarafımll gideriz, sandalı kenara çeker, B plâj raz dinleniriz. j Nezih güldü. Nermin, ıslak sapt C larını arkaya doğrü iki olile alir” yor, heyecundan titriyen” göğsü nip çıkiyordu, ... Delikanlı ona baktyor, kalların” daki kuvvetin kalmı diyor.. Yerinden kalkıyor, Ne nin yanına dahâ fazla sokuluyofr çıplak ve mat amuzlarından sıkı SE kı onu kendine biraz daha çekiyof ve onun mavi gözlerine bakiyüfe Nermin bu ateşin bakışa derin dEt rin cevap veriyordu: — Nezih.. Sen ne Tikatılısın.. Genç de kızarıyar: — Ya sen?. Sen benim her $ Senin yanında olduğuf Seni çok $e * güzel bir det yimsin için çok mes'udum. Ğ viyorum. * — Ben de seni. İ — Bizi hayatta hiç bir şey Hy" Ve ramıyacak değil mi Nermin? Hat tâ, ölüm bile.. Topraklar ikimizi d? bir örtecek değil mi Nermin? Genç çocuk bir aâan susuyor sonra: — Bak, mavi suları senin ı“" lerine aksetmiş görüyorum. ve ki bava tabakaları mermileri lamasile titriyordu. el Mermiler düşmanın batarya * nettikleri kum tepelerini deviriy0”? toprak siperleri tarumar ediyord. Mermilerin çarpmasile kark Si ve denizden yüzlerce toz ve S S” grasilir S ar tunları yükseliyor, bunlar #L da bilhassa Hamidiye istihkâ karşi ateş ederek istihkâmi köSÜN den yıkıp atacak mertebelerde 5", det ve dehşet arzeden 38 ş:ınll':ıiı relik İngiliz toplarının — kaldir sütunlar calibi dikkatti. Mermilerin deniz sathını edince gözüken su sütunları Ö Bi minare şeklinde havaya Kalkıy? bir saniye zarfında heybetle kâm önünde kalıyor. Bir&Z rüzgâr sağnağile bir tarafa * a tenilf U velvele içinde kale üzerine diyafdır. Çanakkale ile Kilidibahr l"î:. da demir yağmurile kayna$ö” b niz âdeta hiddet veya ıztırap' pürüyordu. (Devamt vor)

Bu sayıdan diğer sayfalar: