ONTEL —Akisleri B — eai GRAF — 13 Mayıs 1927 Isşte seyyah akını j bunayderler!.. Bizde propaganda usulü san de- recelerde garip cilveler gösteriyor. Meselâ, - gazetelerimizden birinin üzerine böyle bir servis almış ol- duğunu farzedelim: Siz, gayet tabil | olarak, bunun gizli tutulacağını, bu Ber çıkaracağı kitapların, bro- şürlerin ve 'nin propaganda ol- duğunu belli etmiyeceğini zanne - gersiniz, değil mi? Halbuki, bizde o gözete neşriya- tının başına, ilk evvel (Propagan- da ân neşriyatıdır) kaydım koyart!. Veya, İstanbul festivalleri gibi çalışıp hakikaten bir çok hayırlı işler hazırlarız. Bunlar, şüp- hesiz şu bir türlü (Eşamtiyon) un- dan fazlasımı celbedemediğimiz sey- yahları toptan celp için bir propa- gandadır. Fakat biz bunu memle- ketimize hâs, görülecck bir âdet şeklindeymiş gibi göstereceğimize, | seyyah celbi için yaptığımızı bar bar bağırırız. Hattâ gazeteler bile, bu hazırlıklarda her gün yapılan yeni bir ilerlemeyi, dikkat buyuru- luyorsa, garip bir doğrüseverlikle: — Festival propagandası! Serlevhası — altında iş bilhassa dikkat ediyu-ı:-î' zye. E, iki gözüm, seyyah enayi mi? Kehndisine sun'i surette hazırlan -« mış tuzağa bile bile düşer mi?! Şu İngiltereye bak: Vâkıa sey « yah celbine ihtiyacı yok, veya var, Fakat tetevvüç merasimini o kadar güzel propaganda etti ki, dünya Londraya akın etti: 4 milyon sey - yah gelmiş! Af buyurulsun: Çoğumuz henüz ya seyyah, ya milyonu bilmediği- miz için şöyle bir hesapla arzede- Tim: Bu 4 milyon seyyahtan her biri €en aşağı 10 lira masraf eder a: Hat- tâ Londraya 4 milyon Celâl Muh- tar gitmiş olduğunu dahi farzetsek! Londraya 40.000.000 İngiliz lirası bırakılmış demektir! Hoş: bu 40.000.000 İngiliz lirası- run ne demek olduğumnu, bizde ki- me anlatacaksın?! Ancak, gördün mü seyyahı, sey- yah ne demek olduğunu? için Londra tetevvüç mera - simini misal getirip de zaten sey - yah akıntısına kürek çeken muh - | terem zevatın büsbütün şevklerini kırarsın? . Buyurulacaktır. Niçin mi? Arze- delim: Belki nasıl seyyah akın ettiğini -görürler de belki bizde de şu İstan- bulun imar plânmı muvaffakiyetle tetevvüç ettirirler diyel!.. MNBe NÜ oyuÜmmaninme ni aa Si yamie ç Müstakbel seyyah- la oruz ! Baksanız a: Tâ Avusturalyadaki Niyu Savt Uveyis şehrinden — (!) bir orta mektep talebesi (!) İstan- bul turizm şubesine bir mektupla müracaat etmiş! Bu Avusturalyalı geniç mektepli bile coğrafya der - sinde İstanbulun dünyanın en gü- zel şehirlerinden biri olduğunu öğ- renince merak etmiş. Hiç olmazsa kitapla onu öğrenmek istemiş. Ki- me sorduysa coğrafyadan başka me- haz bulamamış. Turizm şubesin - den bu hususta malümat - istiyor. Çocukeağız 60 kuruşluk da pul pa- rası göndermiş. Gazeteler yazıyor ki, muhterem Turizm Şubemiz, ne yapsın, İstan- bul hakkında ne kadar — basılmış afiş, broşür, fotoğraf varsa bir to- mar halinde müstakbel seyyaha göndermiş.. Anlaşılan muhterem Turizm Şubemiz İstanbul hakkında kitap olarak (Evliya Çelebi) seya- hatnamesini göndermekten utan « mış!! Bari: bu gönderilenler üzerine (Bunlar propagandadır!) diye yaz- mayı unutmuş olmasalar!!.. Acaba kimler okumuf? Kitap dedik de,. bizde kitap oku- yan yok diye yapılan gürültüden kitabını -tövbe estağfurullah, şu meş, hur zavallı manda gibi- yutmıyan muharrir kalmadı! Halbuki yine ayni gazeteler, dün, hiç hayret et. meden şöyle bir haber veriyorlar: Etıbba Odası kütüphanesinde bir senede 11,442 kişi kitap okumuş! Allah Allah! İstanbulda bu kadar doktor olmadığına göre bu kitapları kimler okumuş? Doktorların nasıl Teçete ile apartıma nyaptıklarında- ki meslek esrarını öğrenmek isti- yen açık gözler mi?! Yüksek viziteli bir konso lt Zira, baksanız a, Muşda garip bir vak'a olmuş: Hasta bir adam bir akşam Muş- | dan yola çıkmış, sonra yaralar için- de dönmüş, başına geleni şöyle an- latmış: — «Mangök köyüne gidiyordum. Büyük ormandan geçerken beş ars- Janla karşılaştım! Bunlarla kozumu paylaşmnak için boğuştum, yaralan- dım!'» 'Tabil bizde arslan olmadığı için buna hayret otmişsinizdir. Halbuki hastanın dediği pek âlâ anlaşılıyor: Demek zavallı hastayı ormanda 5 :;üyük döktor konsültasyon et- miş'!. od Msamurennume Sultanahmen meydanı değişiyor İstanbulda yeni adliye saravının şimdiki hapishane binasının yıkı- lacağı yerde inşa ettirilmesi kat'i olarak kararlaştırılmıştır, şehirci - Hik mütehassısı Prost ile Adliye si- yasi müsteşarı Salâh Yargı ve Be- ye İmar müdürü iki gün - denberi bu hususta yaptıkları tet » kikleri sona erdirmişlerdir. Prost, Adliye sarayının müstak- bel İstanbulda Arkeolojik mıntıka olarak ayrılacak olan — kısimdaki meydanlıkta bulunmasını — bu meydanlığın süslenmesi bakının - dan da faydalı görmüştür. Pros - tun sarayın Sultanahmette yapıl - masını muvafık görmesi — üzerine evvelce bu saray için açılan mü - sabakada birneiliği kazanan Ası « man projesinde, *" binanın bu ye- ni yerine ve müstakbel Arkeolojik minit göre bazı tadilât yaptı- T e İstanbulda yeni plânla bir Arke- olojik mıntıka kurulacağı yazılmış- parkın dışından başlayacak — olar bu mıntıka Ayasofya, Eski Adliye sarayı ve Sultanahmet parkını da | ihtiva etmek üzere Ahırkapıya ka- dar inecektir. Bu geniş sahada mev- | €ut müze ye abidelerden — gayri seyyahların ve ilim adamlarının merak ve tetkiklerini celbedecek yenilikler yapılacaktır, Arkeolojik mıntıka, Ahırkapıya kadar inceği için bu sahada istim - Tükler yağılacak, ve eski Adliye sa- Fayının yerinde ya bir küçük stad- yom veyahut güzel bir bahçe ya - pilacaktır. Bundan başka yeni adliye sara- yının hapishane yerinde kurulma- sı münasebetile bu mıntıka Kü - çük Ayasolyaya doğru da ehemmi- yetli surette genişletilecektir. Bu arada hapishane civarındaki küçük binaların hepsi istimlâk edilecek ve bilhassa şimdi İktişad mektebi olan Eski Ticaret Nezareti ve bina- sile Mıntıka San'at okulu binası bu Nıı.lfnıı yan tarafları ve arka cep- helerine isabet eden bütün bina - lar yıktırılacak ve burası güzel bir meydan haline kalp edilecek, bu suretle kıymetli bir âbide — olan Sultanahmet camil de, Ayasofya gibi etrafı tamamile açılarak her taraftan lâyıkile görülebilecek bir hale sokulacaktır. Mütehassıs Prost gerek Arkea - lojik mıntıka gerek yeni adliye sa- rayı hakkındaki raporunu bugün- den itibaren hazırlamıya başlıya - caktır. Saray, raporun Adliye Vekâle - | tine gönderilmesini müteakip pro- je de bu rapora göre yapılacak ta- dilâtı müteakip hemen Inşa edile- cektir. Bütün bu iler de en geç bu yaz sonu bitmiş ve saray sanbahar başında yapılmıya başlanmış ola - caktır, İnönü- Eden Mülâkatı Birinci sapfadan devem faret binasında istirahat etmiştir. İnönü öğleden sonra elçimizle bir- likte şehiri ve müzeleri gezecek; saat on yedide bazı hususi ziyaret- leri kabul edecektir, İnönü - Eden mülâkatımn yarın hususf bir sarette vukuu ve Baş - bakanımızın Bay Eden tarafından yemeğe alıkomulması muhtemel - dir, İnönü - Eden mülâkatı ve Baş - vekilimizin burada yapacağı dahâ bazı hususf temaslar Türk - İngiliz dostluğunun inkşafı üzerinde bil - hassa zikre değer bir merhale teş- kil edecektir. İki devlet ricali arasındaki husu- si mülâkatta Yakın şark ve Akde- niz meseleleri, Balkan birliği, Kü « çük itilâf mevzuu üzerinde noktai nazarlar teati edileceği — bilhassa tahmin edilmektedir. İnönü bi ihtimal cumartesi günü buradan ayrılacak ve Parise dönecektir. Cumartesiden evvel — İnönünün Büyük Elçimiz delâletile bazı İn « giliz mali ve sınai firmalarının mü- messilerinin tekliflerine itla kes- betmesi de muhtemeldir. İnönü Parisle üç günlük bir te- vakkuf daha yapacak, bu tevakkuf esnasında tekrar Fransız Başvekili ile görüşecektir, İnönünün Türk se- faretinde Fransız başvekili şere - fine bir ziyafet vereceği tahminler arasındadır. İnönünün Paristeki temasları ilk mülâkatlarının devamı olaçak, kendisi Paristeki tevakkufundan is- tifade ederek bazı devletlerin si « yasi ricali le de mülâkatlar yapa- caktır. İsmet İnönünün dönüş günlerin- de Cenevreda bulunacak olan Dr. Arasın yolda İnönüne mülâki ol - ması muhtemeldir. 'Törende İnönünün Yugoslav Na-| | ip bükümeti prens Polle selümlaş. | ması pek muhitkâr ve hususiyet ifade eden bir selâmlaşıma olmuş; bu selâmlaşmada iki milletin can - dan dostluğu bir kere daha bütün nazarlarda canlanmıştır. Hörhalde İnönö memleketine bu seyahatin yerdiği fırsatla ü kazançlar ve mes'ut nctiee!c= | sal etmiş olarak dönecektir, Kuduz. — Köpekler Gene sahnede! (Birinci sahifeden devam) maya gelen pois Hüsnüyü sıra ile ısırmış, nihayet polisin attığı kur - şunla yaralanmış, bu suretle de bu azılı hayvanın yeni vak'alar çı « karmasına meydan bırakılmamış - tır. ç Diğe rtaraftan bir sokak köpeği de bu sabah Yedikulede Agobun kızı Agavniyi ısırmıştır. Her iki köpek yakalanmış, ısırı- lanlar da kuduz hastahanesine kal- dırılmışlardır. Heariciye vekilimizin mühim temasları Evvelki gün İngiliz sefiri ile iki saat süren mühim bir konuşma ya- pan Haricıye vekili Rüştü —Aras, dün de İtalyan sefirin kabul ede - rek bir müddet görüşmüştür mhuriyet İngiliz kralının tac giyme töreni Herşeyden evvel İngilizler kral- larına candan bağlıdırlar. İngilte- renin kendi an'anesine — nekadar bağlı olduğunu biliriz. Dün Lon - drada İngiliz hükümdarlarının tac giymeleri, yalnız İngilterenin de « ğil, bütün dünya tarihinde her 2a- man anılacak bir gün olmuştur. Dost memlekete dün başına tac giydiği yeni kralile saadet devri temenni ederiz. İngilterenin bu sa-| adeti biraz da dünyanın saadeti de- i mektir. Tan Ölçüye sığmayan manzara Dün dünyanın hemen her ye « rinde yüzlerce milyen insan İngi- — KÜÇÜK HABERLER Erde v Odun yakılmasının yasak e- dilmesi hakkında bir kanun pro - jesi hazırlanmıştır. * Azlı mekteplerinde gelecek yıldan itibaren Türkçe ve — tarih coğrafya dersi saatlerinin fazlalaş- tırılması kararlaştırılmıştır. * Kimyagerler hakkında hâ - zırlanan kanun projesinin Üniver - site Kimya Enstitüsü —tarafından tetkikine başlanmıştı — r *& İplik ithali işinin Afyon inhi- sarından alınarak serbest bırakıl - ması için tetkikler yapılmaktadır. * Şehir hududları dışındaki ka- zalar, İstanbul halkının — rağbeti karşısında aralarında bir trüst yap- mışlar, et fiatlerini arttırmışlardır. e Ankaradaki memurlara mes- ken bedeli zammı verilmesi hak - kındaki kanun projesi Kamutaya verilmiştir. * Şehrimizde bir Ziraat Sergisi açılmasına kara rverilmiştir. Y Kömür depoları yine Kuru - çeşmede kalacak. Fakat — depolar yeni baştan ve asri şekilde yapıla- caktır. * İktisad Vekâleti Deniz Müs « teşarı Sadullah dün şehrimize gel « Miştir. *& İzmir civarındaki sulardan 1s- tifade ederek İzmirde muazzam bir elektrik fabrikası kurulacaktır. 4 Beyoğlu Ermeni kilisesinin uzluk iddiası üzerine ttişlerince tetkike baş- lanmıştır. * 15 haziranda Hüseyin Rahmi Dışardaâ Küçük haberler ** Hırvat memleketinde istik » lâl taraftarı köylülerle jandarma - lar arasında bir çapışma — olmuş, altı köylü ölmüş, yedi köylü yara- Tanmıştır. ** Dün Mora yarımadasında ha- fif bir zelzele olmuştur. * Hitler - Musolini mülâkatı - | mn ne zaman vukua geleceği Av- rupa gazetelerini ve mehafilini hay- Hi meşgul etmektedir. Kimse bir şey Bilmiyor (Blirinci sahifeden devam) dıkların her hangi bir Musolini - Hit. ler mülâkatile katiyen — alâkadar olmadığını ve bu bapta henüz bir şeye karar verilmediği bildirilmek. tedir. Viyana (A A) — Berlin ve Roma'dan bu sabah resmi Avusa turya mehbafilline — gelen baberler, bir Hitler - Musolini mülâkatı için alınan tertibatta değişiklik vokuunu bildirmek tedir. Roma'dan alınan haberler, bir kaç gündenberi Düçe'nin seya hatı mevzubahs olduğunu ve Duçe'nin B. Hitler'in ziyaretine mukabele edeceğisi teyid etmekte ve fıkat bu seyahatin tarihi pek yakın olae rak tasrih edilmemektedir. Viyana — resmi mahafili Ber. Hn'den gelen haberlerde ise, geçe- ceği bildirilen trenin vesmi ma- biyeti reddedilmektedir. Vuku bu. lan değişikliğin mülâkatın tarihine mi, yoksa yalnız seyahatın gürer. gâhına mı taalluk ettiği meçhuldur. Viyana (A. A.) — Salahiyettar kaynaktan n malümata göre, beş vagon salondan mürek- kep bir Alman treni Mayısın 15 inci Cumartesi günü Venedik'e gi« decek ve oradan 17 Mayıs saat 15 te Berchtesgaden'e hareket edecektir. Sabah ve akşam başmuharrirleri ne yazıyorlar? tiz Kral ve Kraliçesinin tac giy - me merasimini derin bir alâka ile karşıladılar, Bu merasimin tafsi - lâtını herkes gazetelerde merakla bekliyor. Bu defaki tae giyme me- rasiminde yalnız İrlândayı göre - miyoruz, İrlândanın böyle —ayrı ve üzük kalmasına sebep tam is - tiklâl emel ve arzusu değildir. İr - Jândanın bünyesine Faşizm mik - yobu aşılanmıştır. Kurun Avrupada rejim buhranı Dahili idarelerden en muvaze - neli memleketlerden biri olan İn - gilterede bile rejim endişeleri baş- lamıştır. Bunda da İspanya mü - him bir âmil olmaktadır. f Avrupa memleketle « Tinde rejim mücadelesi -bugünkü geklini Tmihalaza ettikçe mi arasında devamlı bir. sülh $ 77 yaşında Bir adam Karısınıöldürdü Bu sabah Harbiyede kıskançlık yüzünden bir aile faclası olmuş 77 | yaşında bir ihtiyar, çok uzun se- nelerdir beraber yaşadığı 65 ya« karısını öldürmüştür. Bir muharririmizin vaka linde yaptığı tahkikata göre hâdi- se şöyle olmuştur. Sürpagop — karşısında Pan. | galtı apartımasının dört numaralı dairesinde emlâk sahiplerinden 77 yaşıada Selânikli Hüseyin adında biri oturmaktadır. Hüseyin ötedenberi sinirlerin. den rahatsız olup daimi surette tedavi altında bulundurulmaktadır. Bu itibarla Hüseyin gerek iş ge- rek ev hayatında en ufak mesele. lere hiddetlenir, etralını üzüntüye verirdi. Hüseyin tedavi edilmesine rağmen zaman geçtikçe daha asa- bi bir adam olmuş, ve en ziyade de karısile atışmalara başlamıştır. Gün geçtikçe karı koça arasın « daki geçimsizlik de çoğalmıştır, a» diği için Hüseyin karısının en ufak hareketini tenkide başlamıştır. Bu sabah da karısının bir ahpa- bına gitmek istemesinden hiddet - leven Hüseyin karısı ile ehemmi- yetli bir münakaşa yapmış ve ne- ticede âsâbına hâkim olamyıarak tabancasını çekerek karısını vur « muştur. Kadıncağız sol memesin « den yaralandığı için derhal kan « lar içinde yere yuvarlanmıştır. Bu hali gören Hüseyin o zaman yaptığı işin farkına vatabilmiş fakat iş iş- ten geçmiş bulunuyordu. Çünkü ihtiyanın karısı çoktân ölmüştü. Bu vaziyet karşısında Hüseyinin büsbütün üsâbı bozulmuş ve bir deli gibi aşağı yukarı inip çıkmıya başlamıştır. Nihayet hava almak ih- tiyacını hisseden ihtiyar koca bit aralık pencereyi açarak etrafa ba- kınmıya başlamış. Fakat tecasü - ründen ve deliliğinden ne yaptığı- nı bilmediğinden — muvazenesini kaybederek yere düşmüş ve ka - fatası patlıyarak derhal ölmüştür. Nöbetçi müddelumumisi Sadun hemen vak'a mahalline gelerek hâ- dise hakkında tahkikata başlamış- tır. Tabibi adli Haşim de cesetleri muayene ederek definlerine ruhsat vermiştir. Zavallı karı kocanın Üç çocu « ğu vardır. Üçü de evli olup başka yerlerde oturmaktadırlar. Kayserideki Tren kazası (? inci sayfadan devam) Son Telgrafın tek haberi intişar gününden bugüne kadar tekzlp odilmımd iştir. ı.('ııxeleı:ıı:“i bir gün Ve uğu vrayı günü 1%:'hıınlırı;ı ile geriye alan ve ikide bir halka, elkârı umumiyeye mahcup düşen gazetelerden değildir. Doğru haber alırız, haber veririz. ve her haberı de en evvel biz verir ve ertesi günkü sabah refiklerimizde daima haberlerimizi teyit ederler. Kaza bahsine gelince; bu hu- susla Anadolu ajansı bir tebliğ neşretmektedir. Bu tı de ilade ediyor ki bir köprü lmamış, fakat tren yolunda bir arıza ve tevakkuf olmuştur. O halde Haber gazetesinin bir meslek rekabetile yaki olan tekzibi nerede kalıyor?. Ajansın tebliğinden aynen şu salırları alıyoruz : *Hâdise, Ferbetona tahvil edil. mekte olan bir kö; tren ge- çerken köprüdeki demir levhalar. dan birinin lokomotif ahında kıvs rılması üzerine, bunun çıkarılması için trenin bir müddet tevkif edil. meşinden ibarettir. Başka hiç bir şey olmamıştır.,, kurmak da mümkün olamamakta- dir, Son Fosta İki tac arasında Eskiden milletler krallar içindi. Şimdi krallar milletler içindir. İn. giliz milleti kralın başına tac ko- yarken ve ona hürmet gösterirken, eski zamanlarda olduğu gibi, Bu. nu bir borç, bir vazife bildi. Çüne ki İngiliz kralında kendi Umsalini, kendi hüviyetini balur, Fakat eşyin Üüssünde bir millet.n bulunduğunu ve bunun karşısında eğilmeği kralla. her iradesi manda tabit bir vazile bildiklerini | görmek elbete daha gözel bir şey oluyor, Akşam Pa mokerlest yoklur, a < ralarına artık derin bir husumet gir-| DiŞ . * SIYASA Dünya süihu ve dönüm noktas! | “Halepten bildirildiğine gö7t | riyeliler, İş bankasışın geei bir şube #çmıya teşebbüs €Y sinden "’f" düşerek halki şebbüsün âleyhine beyhüde yere uğraşmak! Diş radırlar İngiliz Kralı S. M. Altınci Ü dün aylardanberi beklenen nı giydi, yeminini yaptı, NW söyledi. 2 Bir kralin tarihin seyrine * şına uyarak tac giymesi de© de İngiliz İmparatorluğunu? det ve haşmet ifadesini teb tirmeeğ daha yarar olan ve dünyayı meşgul eden bu törtü nunda İmparatorun irad eti tuk üzerinde bassesiyetle AW cak noktâları ihtivâ eden DİF kevdir, S. M. Core nutkunda hilhi <— Bütün İm; 3 merasim münasel | ter kilisesine toplanımış G10W — hissettim... ü Demekle yukarıda işartt ÜĞ miz cihanşlimevRüTevfikâbif p | ifadesini bizzat teyit etmiş ? ta ve beyanatına ilâve etmeK” .— Tac, milyonlarca Kişi | İğe İmparatorluk vahdetinin bİr zidir ve merasimin zâhirisi ©f | eskidir. Fakat, onun derin F &ı pek yenidir..» Kral bu tören esnasında nin ifade ettiği manzarayı V€ ğ de bulunduğu haleti ruhiy' telmih ederek: yir <— Bugünkü törenin bizifi VL | | Gi aramızda ve diğer mnıctl“f) : l dame edeceğimiz - dastluğul , D davasına ne kadar yardım n ar ğ ğDı*'n('km ve dünya mmetll::, sulh yolundaki — ihtiyacıma j vermektedir. Hiç şüphe yek ki, S. M “3— K bu nutku sulhu isteyen, SEVCPN br | tün milletler üzerinda SIĞi « kabul ve tesirle karşılanaekı mih İ ki de dünyanın bütün gözler zerine çeken bu velvoleli Ü ne dünya sulh ve selâmetir tekleyen mes'ud bir devrin nüm noktası olacaktır. Ahm:)__'d'?v Londrada on bi kişi tedavi altın? (T inci sayfadan Kral ve Kraliçe merasil ri ile sarayın talkönunâ Ç halkın alkışlarının arkasi Krul baş selâmı ile halkâ ! etti. Kral ve krajiçe ve büyük YS : dakika balkonda kaldılar. O M di Pa LAŞ SDEPE, KPELÜ çe l m edbİSİ | aKtf %V | “vâlide kraliçe de göründür büsbütün şiddetini arttırdı. “::c j taraftan da <Allah krahmif! sun!> marşıinı söylüyordu. M' k Halk dağılmadı. Soat 21 © Yiak | kral ile kraliçe ikinci *“i,;*' merkezi balkonda görüln ga W | | iki dakikadan fazla l:l A larak halka işaretlerle İf İ bulunmuşlardır. Halk ı::”’ 4 sarayın önünden ayrı'f çsiniü Si Bu muazzam halk kitlesif 56 kikâten şayanı dikkât ralanmıştır. Otuz ©İ muştur, Fakat vahim tahaddüs etmemiştir. ON BİN KİŞİ HAS' Paris, 12 (A.A. ğ yazdığına göre Candt lunmakta olan Vi giyme merasimini bir dikkatle takip bugün dünyanın her him miktarda mektüP gelmiştir, Bizza! Jorj'a bir telgraf İTALYANLAR GİYDİĞİNİ BM A Landra, 12 (A açi giyme merasimi M her tarafında coşküf kutlanmış ve top Tanmıştır.