8 Mayıs 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

8 Mayıs 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4- SONTELGRAF ——— ingiliz ve Amerikan filolarının — HIKA YE iş birliği tahakkuk ediyor a yıs 1937 Ingiltere para borçlarını uzun vâdelerle ödemek için - müzakerelere girişti. Büyük Britanya tehlike günlerinde Amerika tarafından iaşesini de temin etmeğe çalışıyor. Akdenisd; Fronsız filosunun sen U çinde hi Harpten kalan r vardır ki bunlar Taum bit neticeye bağlana - iş olanlar da göze çarpar: Şu ar meselesi gibi. Avrupâ dev- ketleri, yani İngütere ve Fransa gi- bi galip devletler harp esnâsında | Amerikadan borç p ) Bu paraların bir kısmı ödeniyor - du. — Fakat sonra dünyanın — hali değişti, biliyorsunuz. Öyle bir tas | kım zorluklar çıktı ki, pâralarını barca vere: alacaklar ala - | maz oldu. Borçlular da bir şey ve remiyeceklerini ilân ettiler. Bun - ların yer yer türlü türlü misalle- rini gördük değil mi? Fransa da Ametikaya olan barçlarım, Amne- istediği gibi, veremi rikalı 1 ancak ödeyebileci İngiltere de nin bir neticeye bağlana - rak yükün hafiflemesi lâzım £ diği fikrindedir. — Fakat bu de letler borçlarını vermemek d bugünkü şeralte göre hafiflet: ödemek lâzım geldiği fik! ler Hulâsa Avrı pa ile Amerika ara- vakit vakit ken lir bir şey 0 Büyük Harpte Türk Bahriyelileri Nasıl Tefrika No. 38 Projektör karanlığın içinden öy- le bir hızla ilerledi ki, sükütun içi- ne saklanmış olan dört düşman t pide muhribi birdenbire karş Çikiverdiler., ve sanki bize canlı birer hedef gibi boylarını gösteri- verdiler, Artık aranan bulunmuştu.. boy ölçüşecek düşman karşıda., Asker canla başla bataryaların başında emir bekliyorlar.. — Ateş. Projektör bütün aydınlığı ile tar- Ppido muhriplerini yaklaştırıyor.. Midilli ile Hamidiye de burdan is- tifade ediyorlardı. — Ateş. Midillinin baş taretlerinden ve [ enin hâd oldu- | Yazan: Zeki Cemal_ı' manevralarında olınmış bir resim rüzlü bir mesele bırakmamak eme- lindedirler. Öyle görünüyor ki bugünkü dün: ya- yaziyeti - bu iki Anglosakson SUU metre der; döğüştüler | Hamidiyeden gürleyerek tırlayan miler karanlık içinde projek - n izini takip ederek torpidola- rın üzerine yağmıya başladı.. Rüslar.. neye uğradıklarımı anlı- yamamışlardı. İki Türk gemisinin birden üzer- | derine ateş yağdırması hepsini bir- den şaşırtmıştı.. Kendi sahillerinde rahat rahat Rezecekler ve emniyet tertibatını idare edeceklerdi.. böyle hiç ümit edilmiyen bir gece yarısı karşılarına düşmanın çıkacağı akla gelmezdi ki.. amma, fiğe İnecek Rus muhriplerini en ziyade kore kutan hâdige şu olmuştu.. rin hepsi de memleketini biribirine daha ziya- de bağlıyor. İngiltere, borçla ödemekte devam edecek, bun- ların uzun vadelere bağlanması |. zım geldiğini ileri sürüyor. Er geç bu yolda bir itilâfa varılacaktır. Amerika Reisicumhuru, dünya - | da sulhün yerleşmesi için bir şe: ler düşünüyor. — Ancak her şey - den çevvel İngiltere ile Amerika anlaştığı takdirde bunun kabil o- Jabileceğini her iki taraf da sak- lamıyor. Harp borçları meselesi İngilte - renin istediği gibi halledilirse, iki memleket arasında ileriye doğru çok sağlam bir adım atılmış ola - caktır. Nevil n, gelecek geleceği Norman Davis kimdir? Dünya - daki şeker istihsalâtı için topla - | nan konferanı ilesile Av gelmiş Amerikalı Fakat 'bu murahh murahhas, ayrıca va - ziteleri olduğu çok geçmeden « laşıldı. Amerika Reisicumhuru Ruz- velt bu murahhas vasıtasile Av- rupada tetkikat yaptırmaktadır. İ- avuz, Midilli ile karşılaş - mak. Korktukları başlarına gelmişti. Fakat Yavuz yoktu.. Midilli işte kar- şılarında durmadan ateş yağdırı - yordu. Hamidiye kardeş daha ce- surane ilerliyor ve Rus muhripleri- nin üzerine atılıyordu.. Torpido muhripleri karşısında yapacakları ilân etmek. — Firar... Yiğitin 10 şartından 9 u kaçmak biri de firar etmek imiş.. işte kah- raman? Rus torpidoları da bunu 'Türk yumruğu kârşı- mekten a halâs çaresi bulamamışlardı. bu vaziyet işi derhal 10 dakika kadar süren ateç yağ - muru neticesinde düşman sağa ve sola dağılarak ortadan kayboldu. Esasen karanlık içinde projektörle | top endahtı da çok zor oluyordu. Düşman kaçınca M midiye arasındaki anlaşm ra Midilli ayrıldı. Şimal sahilini ta- kip ederek İstanbula doğru ilerledi. Bamidiye de bizden ayrılarak ce- Bütün pürüzlü meselele- halledilecek| leri gelen devlet adamlarile görü- şen murahhas Avrupada yapılacak şu veya bu teşebbüsün neye vara- | cağını tetkik etmektedir. İngiltere ile Amerika arasında | büyük ve devamlı bir anlaşma mev- zubahs olurken, iki devletin donan- 1 maları arasında bir teşriki mesai | | dâzım olduğu da düşünülüyor.Öyle [ ki, bunu kâğıda yazarak imzala - ymak suretile değil, fakat filen yap- mış ol caklardır. İngilterenin en ziyade ehemmi - yet verdiği iki noktanın şu olduğunu görüyoruz' Nevil Çemberlayn Nor Davis arasında son gün - ile lerde yapılan mülâkatı haber ve: renler İngilterenin Bahrimuhi'i Atlasideki emniyetini düşündü - ğünü sö; üyorlar. Yani eğer Av - r gün bir harp olursa İn- Bahrimuhiti Atlasi — cihe- | yani Amerika tar hem emin olmak istiyor, hem de kendisi bir Avrupa harbile | Amerika tarafından | min edilmesini bekliyor merika bu namıya hazırlanmış olacak « Zaten istikbale matuf tasavvurlarını şimdiden ve fili bir (Devamı 6 ınci sayyada) ar. nuba doği di... Ertesi gün İstanbul Boğazı önünde iki Türk kruvazörü kahpelik eden düşma - nın mayin tarlasına düşmemek için gayet dikkatle Boğaza doğru ilerli- yordu. Kânunusani 24. Boğazda epeyce zaman istirahat | ettik. Biraz Karadeniz havası al - mak istiyoruz Harp zamanında ten- bel tenbel oturmak Türk gemisihe yakışmaz Allah duamızı kabul etti. 24 kâ- nunusani sabahı Midillinin kahra- manları büyük bir ney' miri aldılar, Sahildeki içinde de- alatlarır çöz- r. kapakları kapadılar.. | Koyu siyah dumanlar ğ güzellikleri içinde uzayıp gider - ken biz de Büyükdere önünde ) vaş yavaş çapraz yollarla ilerli - | yorduk. Bunun sebebi malüm. Bo- ğaz kâmilen mayın ile örtülmüştü. İvicaçlı yolları da bilmek bir me- sele idi. Boğazdan çıkınca iltinci tehlikeli mıntaka başladı. Biz ilerledik. Ha- midiye de mayin gemilerile biraz hmet Nuri;eski ve kudretli bir artistti. Başına gelen bir hâdise onu yıllarca sevdiği bu mesleğin - den ayırmış, istikbalini darmada - ğınık etmişti. Onun bu haline acıyan meşbi sahne artisti Vedat Halit düştüği rdaptan kurtararak yat aldı. Bununla beraber » velinimeti ğene caba? iki kı Bir O, soba başında $i; disini £ En dehşe i işi ra iç eden AĞ İki san'atkâr nına uşak | Ahmet Nuri ve elen - atkârlığını be- rtist bulunur mu a- iyor, ken- ran taliine lâ- netler yağdırıyordu. Birdenbire ya- nına hizmetçilerden biri gelerek, evin bahçesinde kendisini bir adam | beklediğini söyledi. Ahmet Nuri sigarasını sobaya a- tarak bahçeye çıktı. Havuzun önün de üstü başı perişan birisi duruyor- du, Onu görür görmez tanıdı. Ya- minâ yaklaşıp, Bert bir sesle sor - du: — Ne istiyorsun? Fona kıyafetli adam Ahmet Nurinin yüzüne hiddetli hiddetli baktı: — Senden bu kabalığı beklemez- daşlığımızı unuttun. Hey ik eski arka- gidi gün- ler hey. Benim buraya niçin geldi- ğimi biliyor musun?! Para.. için geldim. Çok dardayım!. —Sana unutma, bunları para Sana de yatlığı - rin patr ana acıdığm.. yök &a şeni çoktan kapı dişarı ederdi Sen de dışarıda iş bulmaz, fena yol lara düşersin ve soluğu hapisi de alırsın. Ahmet Nuri, bu şantajcı ve yü: öyle içerledi ki, az kal süz herif, sın onu kaldırıp havuzun moşgul olduğu için telsizdi deş gemiye bildirildi.” içine Hamidiyenin işi çok n şu baber kar- < Yarın sabab Sinop açıklarında buluşuruz. Midilli beyaz köpükler salıvere- rek. Sinoba doğru ilerler midiye hâlâ mayin gemileri meşguldü ken Ha - ile Mayin gemileri mayin tarlası - nan- vaziyetini âmilen tesbit et - mişler ve yavaş yavaş, birer birer mayinleri de patlatmıya başlamış - lardı. Fakat Ruslar da hiç Tahat vermiyorlar, Gede yarısı yine gele- -rek bir kaç mayin aup gidiyorlar- G, Hamidiye de kazasız belâsız Ka- radenizin enginliklerine döğrü dal- dı. KARADENİZDE MÜTHİŞ BİR YARIŞ Künunusani 25. Karadenizde soğuk bir kış gecesi Vardiyadal lJara tağmen ü: yeni ağarmıya başladı. Sert bir rüzgâr esiyor. -| Yüğü yerleştirdi. Bi Bürhan Cevat azan: | — — Arkamdan gel!. £ | — Ahmet Nüri, eski hapishanf £ kadaşını patronunun odasını yt | türdü. Ona bir yer gösteraiktef ra: * Şuracıkta otur, sana patr0tfj | Vedat Halidi çağırayım, isted resini tıpkı efendisi Vedat benzetmişti . Bu işi muvaffakiyetle beac;*:,, ten sonra, efendisinin garâf' yarl açtı. İçinden şık bir elbise ÇIRİ e giydi. Gözüne Vedat Halidit , zaman taktığı altın çerçeveli * lelikle palidi” mile meşhur artist Vedat ikinci bir kopyesi olmuştu. — , Eline kalin ve lüks - pürolif birisini alarak, ağır adımlari$ Tp seri adamın bulunduğu — yazı” odasına girdi. Serseri kılıklı adam, ıınw”: şık elbiseli kibar bir zat görü! gibi oldu v | — Kibar zat, serserinin yüzünt | katlı dikkatlı bakarak: e — Uşağımdan beni görmek geh diğinizi öğrendim. Diye wl;u" serseri adamın hayreti artile dini toparlıy Evet sayın bi etmiye geldim. Sadık bir uşak râk kullandığınız Ahmet Nuf (4 sabıkalıdan başka bir €f Onu himaye etmeniği inizı ve hattâ canınizi likeye atmak demektir. v Odada büyük bir sessizlik W:;: sürüyordu. Patronunun KIlEĞI girmiş olan Ahmet Nuri hidİ ö 20r tutuyordu. Meşhur arti! Halidi: bile ye "f sini taklit eder Devamı - d sözcüler ufuklarda Hamidif srıyorlar.. henüz meydanlard Ortalık biraz daha ağardı. X Hamidiye geldi. g Sahile 30 mil kadar uzakİğe Şimdi şark sahillerine d—ıı“’gü, nacağız. Rus gemiler g de Anadolu - sahillerini p y eniyor- larla karşılaşabilirsek ne âl çi Saatler ilerliyor. Biz de Sı“*’îr,zr kınlarından Samsuna doğrü yörüz... Bataryada idim. Birder mandanm emri duyuldu: çi bire V — Harbe hazır ol.. Hayır ola.. gemide yayıld güvertede idirt ge kamızdaki düşman gemi!"_;v vaş yavaş daha iyi gr'ırebll:w,' Dakikalar ilerledikçe b 4 dedi de artıyordu.. p AŞ ğ Ön ökia öozra Hapmel fuk gemi ile dolmuştu. (Devarti

Bu sayıdan diğer sayfalar: