4— SONTELGRAF-— 30 Nisan 1937 Kaynaşan Avrupa Arşidük Otto Avusturya tahtı- nane zaman çıkabilir? Avusturyalıların bu meseleyi dahilt bir iş sayarak gü- nün birinde bir emri vaki yapmalarından korkuluyor Halbuki diğer ta- raftan Almanya, Avusturyayı ya- vaş yavaş avucu- nun içine alıyor Orta Avrupada bir hâdi- se çıkarsa, İtalyanın Al- man dostluğunu muha- faza ederek, Avusturya- gt feda edeceği daha iyi anlaşıldı İtalya rupa siyaset şahnesinde hem yehi bir vak'a oldu, bem de bir çok de- dikodulara yol açtı. Avusturyaya eski Habsburg hanedanının m çısı Otto'yu getirmek lâkırdıları Çıktıktan sonrü Hitler Almanyası buna razı olmuyacağını bildirmek- te gecikmedi. Halbuki Roma hükü- meti şu son aylarda Berlin ile baş- başa vererek konuşmadan hiç bir şeye karar veremiyor. Evvelâ Habs- burgların tekrar Avusturya tahtı- | na çıkmasına razı görünen İta sonraları Berlin hükümetinin aldı- ğt vaziyet üzerine bunu istemez ol- $e Maselini ile — Avaslarga | görüşen Romada meselesin! a Görink Roma için Berlin — dostluğunun çok büyük bir eheramiyeti var, Her günkü vekayi ve hâdiseler bunu Büyük Harpte Türk Bahriyelileri — Nasıl döğüştüler aaaarmN a aLeRİ AA N KAEĞĞĞĞEETİNEEN AAA AAA BÜ ĞAM AA b dlaylemmsln n dasügĞlmnan Yazan: Zeki Cemal ee “Tefrika No. 27 vazifesi Yavuzla Midilliye veril » | mişti. Hemidiyeye de Trabronun l intikamını almak üzere telaizle çu | vazife verilmişti. | — Tuapseye gidiniz. Şehrin mü- him mevkillerini tahrip ediniz. Hamidiye bu emri aldığı zaman Sinop açıklarında bulunuyordu. Telsiz makinesinde gelip toplanan tşaretler sanki ikinci bir telsiz ahi- zesi gibi kulaklarda duyuldu. — Tuapseye gidiyaruz. Hamidiyenin bütün kahraman - ları Feödosyadan sonra düşmanla karşı karşıya gelecek yeni bir va- zife almamışlardı, Bu emir çok büyük bir sevinç başlangıcı oldu. yayı da şiddetle | eden bir mesele çıktı mı ne yapacak? diye düşünmi- göste alâk: Ra! ye hacet yoktur. Dense mübalâga edilmiş Roma — hükümeti, Berlinin muvafakati olmazsa öyle lar vermeyi, Alman - Bamimiyete yir bulmaktadır, Onun. için- dir ki, bu iki devlet arasında ya- iş olan müuahedede - bilhasşa Berlin ve Romanın daima başbaşa vererek kendilerini alükadar eden meselelerde söz birl hareket ğa ya- etmeleri lüzumu açıktan a; zılmıştır. Bu şefer de Avusturya başveki - linin İtalya başvekilini ziyazeti ü- zerine hatıra gelen sual şu olabi- Tirdi: — Habeburg meselesini ne ya pacaklar? Avusturya dahilindeki | mani tahrikâtına me diyecekler?.. | Mülükattan sonva vsul olduğu ü- zere bir tebliğ neşredilmiştir. Bu tebliğe bakılırsa Avusturya ile İtal- ya arasında her noktada fikirler bir- Gir, İhtilâi mucip bir şey yektırr. Lükin tebliğleri delduran gaurla- | rıin altından Başka manalar Şıkar- | mak İüzim gelirse iş değişiyor. Çün- kü bu kabil tebliğlerde palnız söy- lenene değil, söylenmiyen şeylere de mana vermeli imiş'. Habsburg meselesi, yani Ottı Avusturya tahtına çıkarılması bah- «i süküt ile geçiştiriliyor. Sonra u- nutmamalı ki gimdiye kadar İtel- ya, Avusturyanın istiklâlini kefi leti altına almış gibi bir rol ile mey- dana çıkardı. Hiç başka bir devlet naml olur da- bir devletin istiklâli- ni kefaleti altına ahır? Böyle şey ölür müz.. Her devlet kendi istik- Çünkü Hamidiye ” gibi kahra - manlık gemiti üzün zamandanberi nakliye gemilerine muhafizlıklan başka bir gey yapmıyordu. Bu da Hamidiye kahramanlarına düş - #nanla çarpışmak fırsatını vermiyor- dü... Bu emir üzerine birdenbire doğ ru bir rota ile gemi bir seyre baş - ladı. — İleri 20 TEŞRİNİSANİ SABAHI!. 20 Teşrinisani sabahı Kafkas sa- hiline göre oldukça şiddetli kış var. 'Tanyeri ağardı. Hamidiye süzülerek Tuapsenin un | Arşidük Otto lâlini evvelâ kendisi korumahı! eri A vusturyanın — Almanya tarafından yutulması ihtimali gözönünde du- Demeyiniz. Kaç senedeni rup duruyor. Halbuki, Avusturya bir gün olur Almanya ile birleşi- vetirse bundan Avrupada - bir çok karışıklıklar çıkacağından korkan devletler vardır, İtalya da şimdiye kadar Avusturyanın Almanyaya Bidivermesini islemiyen devletler- den birtidi. Halbuki şimdi tebliğde bu cihet de üstü kapalı geçmiştir. Bu istenerek böyle Çünkü artı geçirilmiştir. Almanya ile İtalya bi- Te Bar tutulmuş gibi ihtilâçlar geçirmeğe başladı merkezi ile oldukça mühim mik - darda kışlalar — vessire vardı. Ha- midiyenin görünüşü üzerine tel - siz merkezi birdenbire harekete geçti.. Öyle kuvyetli sesler çıkı - yor ki. Hamidiye telsizinde kaydeden memurlar açı açığa hem de gifresiz konuşan Rusların ilk daki- kada etrafa ilân ettiği sözleri kâ - milen öğrendiler.. Bunlar hep ayni kelimelerdir. — İmdat... Türk gemileri Tuap- seye geldiler.. Etrafa ilân edilen bu telsiz işa - retleri Hamidiye için (ateş) emri 0.du. Baş taraftaki toplar... haneliklerde sanki kıyamet günü var., herkes vazifesi başında düş - mandan Trabzonun intikamı alına- karşısına çıkınca liman birdenbi - cak., 'Tuapsede çok kuvvetli bir telsiz | Simdixki basvekli Susnıg rlerile ve Lilhassa İtalya biribir- ler bir işde Al- manay ile görüşmeden bir şey yap- | irler. Görülü- ki, İtalya bir gün Almanya ta- Tn rafından —Avusturya — alınıverirse buna ses çıkaracak değildir. Şimdi Almanya ile İtalya Avrupa siyaset âleminde bir cephe teşkil ediyor. Her halde İtalya çok uğraştı, Avus- turyayı da bu cepheye çekmek is- tedi. Fakat Venedik mülâkatından sonra Avrupâ matbuatındaki inti- ba şudur ki, Avusturya müstakil kalmak istiyor ve öbür tarafta, Çe- koslovakya ile beraber elmak eme- Tindedir. Gelecek hüdisatı evvelden bilmek iddiasına lüzum yok: Avusturya - daki şimdiki hükümet bir gün He- beburgların avdeti meselesini sırf kendi dahili işi saymak: — Buna kimse karışsı istiyor ve böyle giderse bir gün Ot- to çağırılacak, bir emri vaki y dacak. O zaman Almanya buna g bir çok müşkülât çıkaracak, $ yle görünüyor ki, İtalya o zaman Avusturyayı hima- ye etmiye lüzum görecektir. Ber- Jini gücendirmektense Avüsturya- yı feda etmek romanının bugünkü hesabına dahâ uygun gelmektedir İt ha ziyade kuvvetlenimiştir retle ki Berlin-Roma cephesinde italya ikin Fakat eğer İtalya karşıki cephede yer tutmak isteseydi bi- rincilik ve ikinciliklerin çoktan baş- kaları tarafından alınmış olduğunu görecekti. Onun için, diyorlar, İtal- ya elindeki ikinti rolünü sunsıkı bir surette tütarak burada ikinci olmayı başka zümrede üçüncü el- maya tercih etmektedir. iya-Almanya dostluğu şimdi da- Şu su — Ateşe devam.. — Salva ateş... Bataryalardan — fışkıran ateşler 'Tuapse üzerine yağmağa başladı. — Ha güyret. biraz daha şiddet- le... — Mesafe... —Ateşe devam... Bu esnada Tuapse — telsizinden büyük bir ateş sütunu — yükseldi. Ve bir taraka Ijmanın güklerinde akisler yaplı. — İsabet... İsabet var, Telsiz yıkıldı, — Ateşe Cevam... On dakikalık ateşlen sonra tel - kümilen yıkilmiş ve askeri kıg- | ti. Şimdi nra fener — Biraz daha şarka.. mesafe. Sesler © Kadâr seri âkisler 'yapı: | yor ki: İ Kumandanın dudak hareketin « | den topçular emri anlıyorlar.. — Aleşı.. — Salvo... Şehrin üstünde sanki; Trabzon- — HIKAYE Yazan: Burhan A Geveze kadın — Bir Hint hikâyesi — Gordö; sevimli, güçlü kuvvetli bir delikanlı idi. Fakir elmakla bera- ber gönlü zengindi. Bütün köylü - lerinin muhabbet ve itimadını ka - zanmıştı Hindistanın meşhur Ganj neh - ri kenârında elan küçük köylerderi | birisinde yağıyan bu genç. hayatını balık avlamakla kezanıyerdu. Günün birinde (Sigita) adında | genç ve güzel bir kızı sevmiş, ve enunla evlenmişti. Artık mes'ut olduğuna kanast ge- tirmişti. Öyle ya insan sevdiği bir kimse e evlenirse mes'ut olmar mı?!, | Fakat Gördonün bu saadeti çok | Evti hin ikinci haf- | tası, genç karısının çenesi öyle bir açılış açıldı ki, sabahtan akşama sürmedi. ndiği | kadar her şeye bir behane icat ede- rek söylenip durmıya başladı. Ko- cası, ekmeğini kazanmak için dışarı çıkınca da ağzını — kapamıyor, ya kedisine veyahut köpeğine çata- Tak önâ yakası açılmadık küfürler | yâağdırmakla akşamı ediyordu. Kocası gelince, onları bırakır, o- | ma'yapışırdı. Öyle ki zavallı Gordo, yemeğini yarım yamalak yiyip ken- dini bu menhus kadının çenesin- den kurtarmak için yatağına ko - şardı. Bir gün, işi aksi gitti. Ssbahtan akşama kadar oltasına cılız bir ba- hıktan başka şey takılamadı. O- nu alıp evine götürdü. Geveze ka- gısı, bunu görür görmez, mübarek esini iyice açmak için münasip | bir fıysat buldu. | Açtı ağzını. yumdu gözünü ve | Hindeede ne kadar küfür varsa hep- gini kecasına savurdu. Benra bu da yetmiyermiş «— Ben ne telisiz kar tonbel, beceriksiz bir kecayı düş - | tüm. Beni sessla ve terbiyeli bir ha- Gın buldu, bana yüklendi. Şimdi de bevi eg bırakıyer.» diyerek saçımı | kader bağırmıya başladı. Artık sanıma tak diyen Gerde, ka- Jn sopasını kaptığı gibi karısının üstüne yürüdü — Eğer susmıyacak elürsan, bu Sopa ile kafanı kırarım Sigita birdenbire kendisinden u- mulmadık bir sevap verdi: — Gorde! artık hiç ağırımı açmı- hu pervaz — ediyer. İntikamları a- hu perdane ediyor, İntikamları a - lındığından dolayı sevinç gösteri - yorlardı.. Hamidiyete. herkes ağır bir yükü| #tmış gibi - ferehlamıştlı. Büyük bir sevinç gözlerde ekunuyordu. Şıhir de Hamidiyenin bu baskı- Bina hemen hiç tevap vermemiş < ti. Yarım sast içinde Hamıdiye yaptığın g. telsiz istasyonu i- le fener Kulesini ve askeri binaları tahrip etmiş ve Trabaona dönmüş- tü. Trabzona gelir gelmez İstanbul- emir geldi.. — Emniyete devam ediniz.. Hamidiye bu emir üzerine üç gün kadar Karadeniz sahillerinde | dolaştı. İşte bugünlerde Yavuzla Midilli düşmanla karşılaşmış ve nde düşman 10 daki rpışamıyarak lima - etmiş, sis de yardım etti - ğinden fam bir ölümden kurtul - muşlardı. Bir kaç gün sonra Hamidiyenin vazifesi tamamlanmıştı. | bir kelime bile yacağım. yedi sene şu ..ırdox”' eşyalar gibi dilsiz kalacağım Bu sözü değil Gordo, bütüli Balkı işitmiş olsaydı, onun bE Gına kahkahayı basar, ve İ dı. Fakat Sigita sözünü tuttü Bsaatten ilibaren konuşmamıy? ladı. ... Günler geçti... ve tam bir Yi gita ancak yemek için ağzın) emek içi? daklarını kıpırdatmadı. veb| e| 9, geveze karısının bör' den kurtulduğuna eden tahayyll gibi oldu. Üü sene geç j Di düncü yı) başlamasile Gordö. nç yerine karisınin — Gi n sikıntı duymuya başlağ ğ nunla konuştuğu zaman cevâf du. Evde biribirine dary marık çocuklar gibi duruyorl Beşinci ve altıncı yılı, bu © tahammnül ederek geçirdi. Yedinci yılı da gün sayar tirdi Ertesi sabah, horozlardari * andıO gün (Sigitaynın KefÜ ikü — konuşi için.and içtiği müddet dolm Nihayet Sigita; gözlerin! #67 nı yanında görünce bir T7 Mırıldanmak istedi. Fakat dil medi. Kendini o kadar zorldi yüzü korkunç bir şekil aldi fal taşı gibi açıldı ve kon“l’:: Gerde, karısının bu vaziyt€' na halde mütseessir eldu. OnWf bütün dilsiz kalacasına raği ak, köylerinde bir gek Kİ kelayea A re) rin hastalıklarını Ertesi gün ki 1 evde BÜ sak fakirin evine gitti. Derdifi tı. Bunun üserine fakir 06 bulunan kü kelinin önünde maz kumıya başladı. Sonra eldul! de hiç tir y Gordena mırıldandı ğ — Evine dön (Brahma) kabul elmiş ve karının dit Mmüştür. Gorda, fakizin eline (Rubye) sıkıştırdıktan sonf” Göndü. Kapıyı açar agmaz ” (Devamı eitinct vti İstanbuldan yeni vazife İf'yi Gelen emir: Bir- haftafliği Karadenizde bulunan Hami ertık İstanbula dönmesini yerdu Esasen geminin de limatk ) rek tam bir temizlik yapf kömür almağa ihtiyacı v&fÜĞ BATUN BOMBARDI İstanbula gelen Yavuzla birax istirahat etmişlerdi. İlk Çarpışmadan Ruslaf ürkmüşler ve hasara uğri' lerini tamire başlamışlardi. da ufak hasarımı bir kâf de tamir ederek tekrar zır bir hale gelmişti. İstinye koyunun sessi rasında günlerini geçiriy0 £ Esasen kış da bastirini! miler için büyük bir hai mak imkânı da zorlaşmaşti harp bütün şiddetile devamı ediyordu. Ruslar karadan dahâ görünüyorlardı. Hüküm" (D