4-SONTELGRAF -— 29 Nisan 1937 Kafi değ — ıl! İngiltere Milli Müdafaa bi Ul- çesini arttıracak ! Yakında İngiliz Başvekilliğine gelecek olan Nevil Çemberlayn yeni projeyi hazırladı “Bir devlet istediği her hangi imzalı bir muahedeyi yırtıp atma- yacak kadar kuvvetlenir ve milletler arasındaki mukavelelere riayet ederse o zaman silâhlanma faaliyeti de kendiliğinden azalır,, Sulhun koruyucusu ro-| *Tac giğme merasiminden sonra Ingillere Başvekilliğini üzerine alacak olan şimdiki ngilterenin İ meti şu bir sene içinde 93 4ü bin lira sarf edecek acet yok ki bu aza- akamlarının en bü- âhlanmak içindir. İn- derecede silâhlana - para sarfından çe- i ktir. Yine tabildir ki bü- yük büyük mastraflar gösterilirken buna karşılık olarak varidatı da arttırmak lâzımdı. Onun için İn- gilterede bir takım vergilere zam r masraflara kat- €e yüklenilir - e mebuslarının sırasından yükselen bir sşes çok mânülidır: Bu harp bütçelerinin bir se - risidir! Evet.. Hakikaten silâhlanmak i- çin sarfedilecek bu müthiş. yekün- eçen gün Ma- milyon iltere azarı bunun iç lar karşısında amele partisi muha- | Kf bir vaziyet almaktan geri kal- mamıştır. Amele partisi bir taman- lar hükümetin başında iken umumi sulhu temin için dünyada e! ti arttırmak, bunun için de gi ları birakmak Jözim olduğu ilı ştü, Halbuki < tırılması zarüreti Şimdi fevkalâde bir takım mastaf- lara katlamılırken İngiliz milleti: âh - or. Bütçenin harp bülçeleri u sözü, Üzerinde ür. Burdan son- durulacak bir âüyürk Hârbte Türk Bahriyelileri Nasıl rnermamnan a sNÜrNAN sartrenenina aLaraA aN Tefrika No. 26 hazla yanımızdan — öyle - kaçıştılar ki, Hayret.. Demeğe — dilimiz Çünkü Yavuz ve Midilli hakkında © kadar çok efsanevi hikâyeler söy- lenmiş ve öyle rakamlar dinlemiş- tik ki.. bunların karşısında tecrü « besiz kurnandanlar daha başka ne yapabilirdi? Hakikâten üç zırhlımizın da hak- kı varmış! İki gemi bir kaç dakika sonra karşımıza muazzam bir eda ile çı- kınca biz de şaşırdık. Sisin içinde koyu mavi renkli bir gölge gözümüzde gittikçe bü - varmıyordu. Maliye Nazırı ni sene bütçesi | Nevil Çemdberlağn raki senelerde İngiltere bülçe! de acaba milli müdafaa masrafı na- | #ıl yekünlara baliğ ol | | Her halde azalmıyacak, « | gibi görünüyor. Maliye Nazı na teessü(le temas ederek aşağı yü- | karı şöyle diyor: — «Bugünkü silâhlanma deliliği geçerse, benim yerime gelecek b ye Nazırı vergileri tedelim ki o gün gel- Bugünlerde Frarisız Milli Müda- faa Nazırı M Daladier de İngilte- reye gitti. Fransız nağıri İhgilterede bir kaç yerde nutuklar' söyledi. Sulhun muhafazasından bahsetti. | İngiliz bütçesile Fransız Milli Mü- dafaa Nazırının seyahati arasın - da bir münasebet yok, fakat bir te- sadüf vardır. — Bir taraflan müş- terek sulh ve Cemiyeti Akvam he- | deflerini göz önünden ayırmıyan | İngilterenin her türlü fedakârlı - | ğa katlanarak bundan sonra da si- | ihlanmak için büyük büyük pa - fedeceği artık bir hakikat . Bu bir harp bütçesidir. Bundan sonrakiler de öyle olacak. Tâ ki n dediği gibi, bu çıl- gınlık devri geçsin. Ondan sonra vergiler iner, masraflar azalır ve- ralar olmu!: ulhu devamlı bir hale getirmek harbe hazwlanmakla kabil cağı eskidenberi tekrar edilen bir hakikattir. Hep söylenen, muh- tehf nutuklarda tekrar olunan bu | hakıkat ancak çeşil çeşit örtülere döğüştüler örasum — Harbe hâzırol... Borüsü çalarkı bütün gemi sanki heyecandan titriyordu. mânâsile hareket oluyordu: Hattâ bir | Kİ hiç bir | yacak hale gelmiş aZ sonra sis hafilledi ve Yavuz. öyle müthiş bir savletle baştan doğru âmuden üzerimize geldi ki,... Kumandan mevkiinde bulunan amiral Eberhard az kaldı- küçük dilini yutuyardu. Gözleri fal taşı gibi açılmış Ya « | Ingilterede harıl harıl lünü almak da çok güç bürüdüyor —demektire Yoksa aslı | hiç değişmiyor. | Fakat müşterek sülh ve Cemiyeti Akvam gayelerinde - ki İngiltere ve Fransa beraberdirler - son za- manların çıkardığı bir çok buh - Yanlara rağmen atılmış atımlar var Cemiyeti Akvam fikrini mudir? küv' devletlerin it ese halli e getirmek var mües: tle terek sulh ile baği lar hep güdülen maksi yasi faaliyetler göz önüne g ra bütün dev arasında müş lince son haftanın mânâlı bir hâ- disesi 925 Lokarno muahedi Bolçikaya yüklenmiş olduğu vazi- felerden bu devletin serbest bır; kılmış olmasıdır. Belçika hükümeti eZ - faaliyet manzarasını vuzun harekâtını takip ediyot ve | deli gibi ayağını yere vuruyordu. Nihayet amiral daha fazla dürü- mâdı ve ateş emrini verdi. Ateş.. Bi o i-oldu ki. sanki Ya- n te iki tarafın gemileri - ir verilmişti. kadar â birli ne ayni * miya baş > Fakât Yavuzut mülhiş ki.. İşto.. — Eyvâh.. isabet.., leri o kudar Amiral gemisinin kaptan köp - ve alt kısmı birdenbire tutu « şuverdi.. Arkasından müthiş bir infilâk gemiyi tir tir titretti.. biraz sonra güverte ölü ve yaralılarla dolr tuz Fakat Yavuzdan intikâm almak lâzım... 5 harp - gemisi birden Yavuzun üstüne çullandı. Amma.. Yavuza hâkim' olmasına imkân mı Vardı?. mi vardı?, şeymiş ! geçen senedenberi bunu ileri sü - rüyordu. Faraza bir gün Fransa Al- manyaya taarruz ederse Bo manyayı müdafaa için Fr | harp edecek değildir. Keza Alman- ya Fransaya taarruz edetse F da korumak için Alman arşı gelmek — niyetinde Belçika, I. rno muahede: kayıdi. isteyince ar münakaşa, mamıştı, fakat başka türlü Ortada ından kendisi zaten — lokarno n Almanya tarafından hükümslüz bı- rakılmıştır. İtalya da Almanya le beraberdir. Bunu ka bir misak yapılamadı. Ara bir sene geçtiği halde... Kala kala İngiltere yerine haş- ile (Devamı 5 nci sayfadaı) çalışun tayyare fabrikalarından birinin bugünkü gösterir bir resim Amı vaziyetin tehlikeli oldu - ğünü anlayınca öyle bir manevra ile döndürdü ki.. amiral Eber! durduğu yerden.. mağa-mecbuür o'dü. Artık ondi kseldi. Çönkü büyük bir gü- rültü deniizde aksetti. Anlaşılan Yavuz'da manevra es- nasında yara &lmişti, — Acâba nasıl bir yâra? ” Bünü düşünmemize Yavuz irakmıyordu ki.. Yavuzun müthiş 28 likleri müthiş bir gürülktü ile yine üzeri- mize doğru yağmağa başladı.. Ya - vuz aftık tam em çin bizi töp menzilei altına çekti.. Mütemadiyen ateş yağdırıyor. Bizim 15 liklere ne oldu? Sustular... Demeğe kalmadan 28 likten bi- risi daha öyle müthiş bir taraka i- mey- Pransa 'Ö gün İstanbulun kurtuluş gü - nüydü. Muhakkak İstanbula in - | mek lâzımdı. İrfan yılda bir gelen bu güzel günür. oturduğu Erenköyde bir tür- T zevkine varamıyordu. | nünüz bir kere! Donar tanbul! Sokaklar- ba; a süslü! Her yerde beyazlı ampullerle süsle: İrfân Erenköyünden indi, gece le leki yengesinin evinde eçirmeğe karar verdi. |Di | hafta için işlerini takip etmek üze- re Ankaraya gitmişti. Pakat esinin evine geldiği | zaman, şöyle uzaktan tanıdıklar - | Gan bir kadın misafirin de eve gel- miş olduğunu gördü. Merzuka!Bu genç Kadıncağız da Boğaziçinden kalkıp şehrin şen ni görmek için hizmetçisini yanı - na almış, İstanbula inmişti. Demek ki İrfan, o gece bir çalı altında bu kadınla beraber uyuya- caktı. Boyu bosu yerinde, sevimli, kumral bir kadınla beraber.. Şimdi siz kendinizi İrfanın yeri- ne koyunuz. Bekârsınız, zekisiniz, neş'eli İnsansınız. Elbette İrfanın düşündüğü gibi düşünürsünüz. Yâ- nİ o gece eve yatmak için gelen mi safir kadını da bayram gününde e- | linizden geldiği kadar eğlendirmek | istersiniz. | Fakat İrfanın yengesi Nüveyre shanımefendi». -çünkü — hendisine | hâlâ böyle hitap ederler- hâlâ mu- taassipca bir kadındı. Binaenaleyh misafire karşi hürmetsizlik olmaz ya, fakat konuşurken ilk dönüşü - nü iyi idare etmek lüzım geliyordu. | — Sonra Nüveyre «hanımafendi: de- yip te geçmemeli! Kendisine gayet iyi bakmasını bilen, olgun yaşına rağmen hâlâ güzelliğini muhafaza eden bir kadindı. İrfan yengesine - geceyi Şi keçireceğini haber verdikten son - ra, dedi ki: evde yoklu, ıst o gün le gemizin üstünde patladı ki. ge- mi ile birlikte hepimiz mahvolduk sandık., Fakat oh.. Yalnız baş taraâftaki 15 | sabet var,. onlar da sustu 1 tam ana baba günü bir len başka da yak... — | ye bakıyorüm, | saklandı. Göz gözü gö fes bilo'almak zarlaşmıştı. | rım seat Yavuzla mücadele etsey- | dik Bir saat sonra S gelmişti Yü | ax ölenlerin | 3di iz ne olacak! 6 zabit 30 nefer.. 23 yaralı... İşte bizim 10-dakikalık çarpışmada Ya- vuza verdiğimiz kurban... Gemideki 15 lik toplar susturul!. muş, kaptan köprüsü uçmuş, di - ğer bit infilâkla iki kamara ve cep- — HIKAYE YANLIŞLIK 3 Yazan: —Peki amma, bu gece ı'/ lâzım! — Gezeceğiz elbette! dediltfği de edinit temin edeYÜŞİ Ü:nııvıı"ıiln ge ;ıı Yenge, (!r"/ kadın | Te yolda her karıyor. Baysı Tele misafir bayan güzelliği ona ne nüktı iyordu. İrlan her de zeki, her zamankindeP ÖĞ ve eğlendirici idi. — Te düf ettiler ÜĞ ile karşl eli şında bir alaya te: rüde başka bir Kafil ş tilar, Otomobil bir yıl, gmı., tün bu kafilelerin arasındat lıp gidiyordu. af Dönüşte mükellef bir bİFAİNğI ye oturdular. İrfan artik hef ği zuka ile görüşüyor gibiydi. ” bir âşık gibi bir tavır takındı. Kaşlarını Çati O sırada yanı başlarına İKf dınla İki erkek gelmez mif | ÖĞi Merzuka kadınlardan sol! beğendi: — Ne güzel! dedi, İrfan hemen cevap verdi! — Sizin trnağınız bile ol Hani Merzuka da bu ili memnun olmuyor değildi. — )f Fakat gelin bir de Nüveyf€ Şi nımefendi. ye sorun! O geĞ genç evlerinde misafir olac yırmağa imkân yok, Maamâfi' kesin odaları ayrı ayrı Ü göre, ortada bir mahzur Bi du, Ayrıca göz kulak olmaği fasına koymuştu. Fakat birahânede vaziyetifi yıp gitiğini görünce: — Çocuklar, geciktik, ır"*’ lim, dedi ei 'Tekrar otomobile bindikle” aret man, İrfan pek ileriye gittil lamıştı. Merzukadan da heft vaad almamıştı ki. — Fakât Devamı 6 vce eti w | Sivastopol önünde ; Türk gemisi Yavuz ile Midilli Ru’; Türk - bahriyel öğreli Tuapseye & nanmasına ne demek Hamidiyeye de için olduğunu emir verilmişti. idiye © günlerde Mit birlikte Karadenizde sahili yet altında bulunduruyor | Boğazdün Çıkan vapurlari na kal takip ederek bir Telâkot gelmemesi içik V8 yordu. illi Boğaza girme em Jınca dışarıda kalmıştı. YAP”” denizde bir aşağı bif * dolaşıyor ve Türk - sahille! düşman baskını olmaması” şıyordu. İşte bugünlerde idi. H yeni bir vazife almış, bunü a uğraşırken Trabzon RWS nun baskınına uğradı. Bu filonun ric'at hattın! (Devamı