Tefrika No: 30 Yazan : M. Necdet Tunçer Süleymanın Sarayında ( 'KUDÜS KIZLARI .B_en. Rab'ba taptığım kadar, üzüm mabudu irba'nın huzurunda da eğilirim. Bence şaraba i - - : tapanların sayısı, bütün mabutlara tapanlardan Güneş Izmirde Doğanspora 3 -5, Beşiktaş Anka- A güneşten daha sıcak.. yıl- T daha parlak bir mah - hdi 2? Sizinle görüşmeğe baş- hq:’m_ dakikadanberi içimde tu- M v bir yangının bütün vücudu. Ln""dl!ım duyuyorum Fakat, e- yi M ki, beni kolay kolay yene - Yatı üz! Ne kadar yanarsam tar Yim, içimdeki yangın ne ka - %ü:î';ırw büyüsün; ayağınızın Bi Mrn 'ıvuç kül halinde dökül ,,:'lnuçe Nâya, İsrail orduları ku- Şançi Saon'u çak beğenmişti. &a ON İsrall ordusunun en güzel, “'Ğığu erkeklerinden biri Idi ke & Şaon'u elde etmeğe karar vî"“î!l-. Şaon'a döndü: Mmon şarapları çok nefiştir. ahın bizim şaraplarımızı iç bizim düyüyorum. Siz içtiniz mi K Bmk kokulu şarabımızdan?. c,_ 'Whr; içmedim, — kraliçem! ir gece hükümdarın mm baş döndürücü nefis bir ş,u:'ıymuşsum. Süleyman: (İş- lı,hu:" uyuşuk kanları bile ko - Bi) a tutuşturan bir ateş yığı - Beap iYerek hepimize birer tas M etmişti. O zamandan- Gapş Adini unutmadım.. Fakat, bir Rüy bulup ta içememiştim. nğ; €lerini çırptı.. Ye _B:"' İçeriye giren bir cariye- zlendi: v.." Amon şarabı getir... biraz sonrfa toprak bir testi Gi Fen şarabı içmeğe başla - Ston: S İâ_"f yıl hükümdarın sofra- Diyç Rim şarap. ı.m'hırıldandı. Mı kumandanı bir aydanberi 3..*""“51 köymamıştı. İki tas şarabı üst üste içti. ç au"-'udamıaı başladı: R—Mkhnbı içen insan neden —%ızıı.—ıpımm unutuyor? Şaon y böyle istemiş... — M Pyretle sordu: Ç A.,,,: kimdir, kraliçem? Üzümlerini yaratan ma- © güldn: “ML t a gtba bence bütün mabutlar- hhîîu değerli ve faydalı bir şey F d Mabudun -İnsandan n sone %liı., kadar güzel bir eseri yok- 'a S o HMAp taslarım doldurdu: S yilllde içelim... 'N,__ ba bizi affetsin, kraliçem! " n Bözleri dönüyordu, ;Hndı tutuşan bir ateş $ Yükya TES, Saatler geçtikçe bü- N0 TU sarıyordu. D Mgta bir sesle: i ânin Üzümden — başka » %:'* Tau? B k Seri GD Heyi tek mahlüklü, Mabut.., daha çoktur.., — Ben Rab'be taptığım kadar, Mirba'nın da huzurunda eğilirim. Bence ona tapanların sayısı, bütün mabutlara tapanlardan daha çok- tur. Şacn elindeki şarap tasını öp - tü: — Doğru söylüyorsun, kraliçem! ben Mirba'yı tek eserli ve tek mah- lüklu bir hâlik sanmıştım. Aldan- mışim . yer yüzünde dudağına şa- rap kadehini götüren ber fert, şim- di inandım ki, Mirbanın' mahlü - kudur. Elindeki tası midesine — boşalttı Süzgün — bakışlarile — kraliçeye döndü: — Filistinde İsrail çocukları bi- le şarap içerler. Fakat, bu çocuk - lar hiç bir zaman mübetlere gt - mezler. — Demek ki, insan oğlu (şarap) 1 mâbutlardan önce tanıyor. — Şüphesiz. Ben beş yaşımda i- dim.. hastalanmıştım. babama si - hirbazlardan biri: (Oğluna şarap içir') demiş Ba- bam, eve bir küp şarap aldı.. bir yıal, su yerine şarap içtim. — Hastalığınız geçti mi sonra?. — Evet, Bir yıl sonta şişmanla - dım.. neş'elendim. Somurtganlı - ğumdan, hırçınlığımdan eser kal - Filistinde Amonlularla çarpışan Çöl yıldızlarından iki tip.. madı O gündenberi şarabı sever - İ düm , ve içerdim. Şaon artık yerinden kalkamıya- cak kadar sarhoş olmuştu. Bir ara- hık elini kraliçeye uzattı.. Nâyanın elini tuttu. — Avucunuzun - içinde ateş mi yvar Nâüya? —Hayır... — Ne kadar sıcak eliniz?., — O, benim sıcaklığım — değil.. şarabın harareti.. Nâya gülümsedi: — Senin elinde ayni harareti duyuyorum!? — Bu iki ateş, bir yangın çıka « racak diye korkuyorum, Nâya! Ar- tiık bana müsaade et de gideyim. | Başım dönüyor. damarlarım yanı- yor.. vücudum alevler içinde. sulh işleri hakkında konuşmağa muk - , tedir değilim, Nöâya! Amon kraliçesi: — Gidebilirsiniz, dedi, fakat, çok ranatsız olacaksınız! Ayakta du - rabileceğinizi sanmıyorum. İsterse- niz şu yandaki odada istirahat edi- niz. Şaon birdenbire kalkıp yürümek istedi. yerinden kımıldıyamadı.. Onu sanki bacaklarından - olduğu yere bağlamışlardı. Başı sersemleşmişti.. Gözleri kapamyordu. Şson birdenbire kollarımı kra - Hiçenin omuzlarına attı: (Devami var) Aşkta hiuvalfak olmak hüneri — (S inci sahifeden devam) zevki ısminin genç kadınlarla bir arada söylenilmesindedir. Jon Jilbert bakkında söz söyle- miyen kalmamıştır. Ronald Kolmanın bir. kıyamet koparacağı zannolunuyordu. Çün- kü ondan bahsetmiyen bir kadın yok gibiydi. Kolmana yıldızların aşkları hakkında ne fikirde oldu. ğu sorulduğu zaman şöyle cevap verdi: — Böyle bir sorgu karşısında ka- lan adamın vercceği cevap an- cak şu olabilir: Madamki bu ka - dar güzel kadınlar insana itibar e- diyor, onların taltiflerini, tevec - cüh ve muhabbetlerini hürmetle karşılamaktan başka çare yoktur, (Mari Bel) de. — Bevgileri uzun süren hangi kadın vardır? Aşk bir gün, bir ge- ©e meselesidir. Şimdi boşuma gi- den bir erkek, yarım saat sonra be- ni iğrendirir. Bunun için kalb sır- larım, sevgilerim hakkında bir şey söyliyemem! Diyor, Anket muharriri diyor ki: «Bütün bu maceraları naklet « mekten maksadım, yalnız kimin kimi sevdiğini anlatmaktan ibaret değildir. Herkesin; bilhassa ka - dınların kalblerinin zevklerini, ke- derlerini, duygu ve perestişlerini erkeklerin anlıyabilmesine yardım | etmektir Çünkü her kadın, bu aşk hikâyelerinde kendi hislerine uya- cak bir şey bulabilir. Meselâ ka - din aşkbazlık etmekten mi zevk 2- hyor, Lupe Velezin hayali gösteri- yor ki, hem bunu yapmak, hem de hut bir kadın bıraz hoppa mı, Lili Damitadan anlıyoruz ki, hem büyle olmak, hem de bir erkek hayalini | başkalarının üstünde mukaddes tüt- mak kabildir. Yahut bu şeyin ka - ranlık tarafını gören bir bahtsız mışınız? Rot Elardan, bunun ça - | lışmakla geçeceğini öğrenebilirsi « niz. Şayet bir evlenmek işinde mu « vaffakiyetsizliğe uğramış bulunu - yorsanız, Jaklinden ikinci bir tec- Tübe ile tam mes'ut olmanın müm- kün olduğunu anlıyabilirsiniz. Bir aşk macerasına mı giriyor » sunüz? onu her şeye tercih ederek ele geçirmiye çalışmalı. Çünkü (Klara Bov) bu öğütte bulunuyor. Bütün bu şökret sahibi sanatkâr- lar yüreklerini açıp döktükleri - çin, kalb maceraları yüzünden mağ- lTüp ve meyus olmıya mahal kal - mıiyoör. Her türlü aşk meyusiyetle- rinde, bir yıldızım tavsiye ve nasi> batini dinlediniz de muvaflak ola- madınız mı, bu sefer öbür yıldızın öğüdüne baş vurursanız kalb acıla- rınıza muhakkak bir çare bulacak- sınız.> İA h üt el MMMt P e ll ei a SPOR 7 —- SONTELGRAF — 19 Nisan 1937 Dünkü milli küme maçları % Fener-G. Saray maçı 0 -0 beraberlikle bitti Dün Kadıköy stadında 6-7 bin seyirci önünde Fenerbahçe » Gala- tasaray maçı yapıldı. Netice:0-0 berabere, Büyük zahmetlere kat-. lanarak Fener stadına kadar ge- len kesif seyirci kütlesi maalesef güzel bir maç seyredemediler. Oyun iki tarafın mütemadi faul- lerinden doğan kavga başlangıçları ile geçti. Futbol topunu istedikleri yere sevkedemiyen oyuncular hırs- larını rtakiplerine tekme vurmakla çıkarmıya çalıştılar.Maçtan sonra da çıkarılan hâdisede Mmuz için her halde büyük bir ayıp olarak kabul edilir. Maç nasıl oldu? Oyuna İstabulsporulu hakem Ad- nan Akının idaresinde — baş'landı. Fenerbahçe : Hüsamettin - Yaşar - Lebip » Ce- vat, Aytan, M. Reşat » Niyazi, Şa- ban, Esat, Naci, Fikret. G. Saray: Avni - Lötfü « Reşat » Suavi, Sâlim, Ekrem - Bülent, Hâşim, Süleyman, Eşfak, Necdet. Fenerbahçe rüzgâr ve güneş altında oynuyor. G. Saraylıların daha enerjik öy- nadıkları - yarım saat içinde gol yapamamaları fenere hız verdi kat bu kalkınma esnasında yapılan akınlardan bırkaçı kornerle neticoe lendi. Fikretin attığı körner vurüş. larını G. Saray müdafaası uzaklaş- tırdı. Bu maçta iyi oynayau G.Saray müdafaası haf hattından istilade edemiyen forvetlere güzel paslar yetiştirmeye çalışıyorlar, Sarı kırmızılıların soldan yaptık. ları bir akında Süleymanın ağır davranışı bir fırsatı öldürdü, İlk devre iki tarafın 'neticesiz a kınlarile ve saâyı yapılmadan 0- 0 beraberlikle bitti. İkinci Devre! Fener takımında ufak bir deği- şiklik yapıldı. Fikret sol içe Şaban gol açığa Naci'de sağ içe ahndı. G. sarayın akınile başlanan bu devrenin ortalarına kadar ilk deve rede olduğu gibi neticesiz akınlar ve bal bol favul yapıldı. Hatta bir aralık Fikrelle Necdetin birbirleri. ni göğüsliyerek kavgaya başladılar, Her nedense hakem bu iki oyun. cuyu sahadan çıkarmadı. Bu devrede iki taralta yalnız bi- rer defa gol fırsatı elde ettiler fa» kat istilade edemediler. G. Saray kalesi yakınında Esat | bir fırsat yokladı. Muhakkak gol olması lâzımgelen bu vaziyette E- sat hafif bir vuruş yaptı top dire» | ite çarparak kaleye girmedi. Birkaç | dekika sonra Galatasaray — forvete leri Fener kalesi önünde yakaladık. ları topu bir türlü kaleye sokama- dilar. Bu suretle elde edilen fırsatta kaçınış oldu. G.saraylılar kazandıkları korner- nerden de istilade edemediler. Şim- den sonra maç ahenksiz bir şekilde devam elti ve gol yapılmadan 0-0 beraberlikle bilti. Ankarada Ankara, 18 (AA) — Bugün de havanın oldukça serin ve rüzgârh | olmasına rağmen, Beşiktaş - Genç- ler Birliği maçı, stadı dolduran 10 bine yakın biz meraklı kütlesi ö nünde oynandı. Oyun düne naza - ran daha güzel, daha seri ve çok daha heyecanlı idi. Meça Bay Saimin — idaresinde başlandığı vakit Beşiktaş takımımı küçük bir değişiklikle ve şu kadro ile sıralanmış görüyoruz: Mehmet Ali, Faruk, Hüsnü, Fu- at, Enver, Feyzi, Eşref, Hakkı, Sul- hi, Rıdvan, Hayati. Buna mukabil Gençler Birliği e: rada Gençlerbirliğine 7 Rahim, İhsan, Halid, Keşfi, Ha » san, Kadri, İhsan, Niyazi Rasim, Salâhattin, Selim şeklinde idi. Oyunun ilk üçüncü dakikasında Gençlerin artadan yaptığı akın vâ- nasında Niyazinin çektiği şimşek gibi bir şüt kalecinin fevkalâde bir plonjonu ile kornere gitti. Mütevazin bir şekilde cereyan etmekte olan oyunun 29 uncu da - kikasında Gençlerin yine artadan yaptığı tehlikeli bir inişinde mer- kez muhacim iki metre kadar ya - kan bir mesafede kaleci ile karşı Fakelatkarönamiüşreelökemmakanın ö İtiz r Yazımızın ndan — Karan- lıkta İşik rom: onulamamıştır. Olııvııoılıııııı::ı Özür dileriz. karşıya kaldığı halde acele yüzün- den topu kaleye sokmağa muvaf - fak olamadı. Bunu 39 uncu dakika- da sağ açık Selimin kaçırdığı ikin- ci bir gol vaziyeti takip etti. Devrenin bundan sonraki kıs « mında her iki takım da çok tehli « keli akınlarla biribirini sıkıştırdı- larsa da bir türlü gol fırsatların - dan iştifade etmesini bilemediler ve devre bu suretle Ü-0 bergbere bitti. İkinci devre İkinci devre: Birinci devreyi ol- dukça muvaffakiyetli bir oyunla geçiren Gençlerin bu devrede rüz- görı da arkaya almış olduklarından daha müessir bir oyun çıkaracak - ları tahmin olunuyordu. Fakat 4 | üncü dakikada Hakkı'dan çok gü- zel bir pas alan Rıdvan müdafi İh- san'ı atlattıktan sonra yakın bir vuruşla Beşiktaşın ilk sayısınt kay- de muvaffak oldu, Bunu takip » - den Gençler akınında merkez mü- hacim Rasim'in sıkı bir şütü dires ğe çarptı. Fakat az sanra ayni Ra- sim, kale önünde yakaladığı topu sıkı bir vuruşla Beşiktaş kalesine sokmak suretiyle beraberlik sayı - sını temin etti. ,Oyun bu suretle mütevazin bir şekilde devam ederken Beşiktaş muavini Feyzi ile Gençler sol haf- bek'i Keşfi arasında çıkan bir kav-s | gadan sonra hakem Keşfi'yi oyun dan çıkardı. Devrenin 17 inci da - kikasından itibaren 10 kişi kalan Gençler sağ iç Salâhattini geriye alarak oyuna deva mettiler, 20 inci dakikada sağdan'inkişaf eden Gençler akınında kaleye ;ok yakın bir mesafede olan Rasim, Se- limden aldığı topu lüzumsuz drip- Hinklerle ayağından kaptırarak mu- hakkak bir golün ziyaına sebep ol- du. Az sonra harekele geçen Beğk- taşhılar Gençler müdafaasını çok müşkül bir vaziyete soktular, Soldan bir pas alan Hakkı seri bir inişle Gençler kalesine girer. ken kalecinin vaktinde yaptığı nü- dahale ile neticesiz kaldı. Fakat oyunun bundan sanrarı Gençlerin hâkimiyeti altına gi: - mişti. 35 inci dakikada Rasimden Selim'e ve Selimden Niyaziye ge- çen top, Niyazinin âni ve bomba Bibi bir şütü ile ikinci defa Beşik - taş ağlarına takıldı. Bu golden 3or- ra Beşiktaşlılar mağlübiyetten kuz- tulmak için bütün enerjilerini sar- federek oynadılarsa da netice 1 - zerinde müessir olamadılar. Ve maç da bu suretle 2-1 Gençler Bir- liğinin galibiyetiyle nihayetlendi. Beşiktaş takımı bu akşamki eks- presle İstanbul'a hareket etmiştir. İzmirde İzmir, 18 (A.A.) — Bugün Güneş - 2 yenildi takımı ikinci maçını Doğan Spor- la yaptı. Sahada sekiz bine yakın seyirci vardı. Hakem Ankaradan İbrahim idi. Takımlar şu suretle dizildiler: Doğan Spor: Mahmut, Adnan, Fethi, İsmail, Nurullah, Burhan, Sabri, Fuat, Hakkı, Mehmet, Reşat. Güneş: Cihat, Reşat, Faruk, İbrahim, Rıza, İsmall, Panor, Rebii, Necdet, Salâhattin, Refii. Maç İzmirin hâkimiyeti altında devam ederek sona ermi; n Spor 5-3 galip nlırıımlıq'ıımn aynılmıştır. .. Sekiz kulüp maçları Dün sekiz kulüp arasında yapı- lan turnuvaya devam edildi. İlk oyun Hilâl.Topkapı arasında oldu biriaci devre sıfır sıfıra bitti. İkinci devrede Hilâllılar Top- kapımın bir. gölüne karşı dört gol yaparak maçı 4-1 kazandılar. İkinci oyun Vefa-Anadolu ara. sında cereyan etti. Bu maçta Vefa- hlar bir gol yaparak maçı kazan. dılar, Üçüncü oyunu Süleymaniye va İstanbulspor, takım'arı yaplılar, Bu maçla — Süleymaniyeliler — baştan başa hâkim bir oyun oynıyarak maçı iki sıfır kazandılar. Günün soa oyunu olan Eyüp- Beykoz maçında Beykozlular çok güzel oynıyarak — rakiblerini 2-0 mağlüp ettiler. ——— Son Telgrafın Müsab_ı_ı_lfası Bayanı Tanıyor musunuz? ——0 ——— —— Son Telgrafın Müsabaka Kuponu No. :19. Bu Resim, -— nin totoğrafı olduğunu bildiririm. ADRES 1 İMZA