Sünun mese Hilesiz ve temiz süt işi ile Sıhhiye vekâleti uğraşıyor Hükümet doklorları tetkikat yapıyor Sehirde halkın içtiği sütün mühim bir kısmı şa koyun sütü, diye satılıyor... Halbuki... B Ş satılan sütlerin bo- Olduğu ve içilecek süt bu- Zük :,—""““mn sebepleri hakkında q:âmlu yeni fikirler ileri ı,'_ der. Bunlara göre, süt hiğıy, götanlara 9 kuruşa mal olmak, ıı_v:u suretle kârile birlikte 15 Diğer ::_I::. süt satmak kabildir. n 10 kuruşa — satılan ! :.:"" kaymak altı ve kaymağı Yü ı'm'mercııı. Bunlar halka ko- İıp KA hamı verilerek satılmak- Tağy , koyun sütünün ki- hıı..î'""de 15 kuruştur. Sütler ı..,__“'ırılı köylerde kilosu 5-6 buk p Optan alınmaktadır. Hal- aa lar şehirde su katıldıktan ı.,—::l-'ı—:o kuruşa kadar satıl- q,h“'r Taraftan seyyar sütçüler — Bi söylemektedirler: :—hç h“ temiyet hiç bakmıyar —Yıı,,,ı bi yardımı dokunmuyor. 'h,.u.'!wik aldatlarımızı mun- Mahağı, Plüyorlar. * İle arasında seyyar bir süt- Va ! | t | .n Ğ | tl!a ı’“"“ Vekâleti, bütün Türkiye Yan yöçlerinde rıhtımi bulunmu - halkın her zaman €n mühim bir meseleyi İ K karar vermiştir. Bil « C| iz limanlarında gö- ş:“'lılyu yolcuların vapur- '& ve karadan da vapura % işldir. Bütün limanlar- .N İçin tarifeler bulunduğu İayık ve motörlerine bindir: Yolculardan bir çok vesait Yekiş ı Orla fazla para almak is- * Bundan başka da N“"—n.ı larda az yolcu da olsa 'e mecbur olduk- , bol , î%dlkllmk , k.n. dm gıdasını arttırmak Beğ L memleketimizde bu yıl n ZAta (yonca) ekimi ya - Atarlaştırılmış ve Ziraat kin <© bütün vilâyetlere 500 Ür, Ydüca tohumu gönderi! « lar kazalara taksim e- Ğİ Seocadın verile » ::"lıdmıe vilâyetlere bir *h’:nlnnuş ve yoncalık te- Ş iftliğin bundan istifa- v ni, senede kaç defa biç- *:..:hlçim Süküdar mah Sbliğ da Vekâlete bildiril- '.*x l roman: 46 f # ef Y edilmiştir. lesi: çü 12,5 kuruşa inek, 15 kuruşa ko- yun sütü satmaktadır.» Dükkâncı sütçüler de seyyar süt- çüleri ilham edererek şöyle de - mektedirler. * — Mahallelerde seyyar sütçü « lük yapanların cemiyetle hiç bir a- lâkası yoktuür. Ve cemiyet bunları arayıp sormaz. Hileli süt satan bun- lardır. Bizim gibi halis süt satanla- rı da bunlarla karıştırmaktadırlar, Halbuki biz dükkânlarımızda halis süt satmaktayız.» Diğer salâhiyettar bir zat da di- yor ki: — Siıhhat Vekâleti süt ve sütten yapılan maddeler için bir talimat- name hazırlamış ve bundan bir müddet evvel Sıhhat Müdürlüğüne göndermiştir. Burada kaza hükü - met daktorlarile belediye hekimle- ri bunlarla meşgul olmıya başla - mıştır. Fakat; hükümet ve belediye dok- torları, Belediye zabıtasının hak - Pur yolcularının inip binmesi işi t vekâleti bu işi bizzat yap- için tetkikatta bulunuyor ları halde motör ve kayıkçılar ve- saitlerini doldurmadan hareket et- memektedirler. Bu yüzden bir çok kimesler vapurlarını kaçırmakta « dırlar, İktısat Vekâleti bu şekildeki yol- cu nakliyatını da Denizyolları İda- resine vermeyi düşünmektedir. İdare buralarda teşkilât yapa - cak ve motörlerle halkı vapurlara ve karaya nakledecektir. Bu su - retle de idare varidatının mühim Miktarda artacağı ümit edilmek - tedir. Alâkadarlar bu iş üzerinde tetkikler yapmaktadırlar. Çenberlitaşta park Vakıflar müdürlüğü Çenberlitaş- ta güzel bir park yapmıya karar vermiştir. Bu park Çenberlitaşın yanlarında Evkafa ait arsalarla bu arsaların yanında olup — istimlâk edilmeleri — kararlaşlırılan — yerler üzerinde kurulacaktır. Bu parka Atatürkün de bir büstü konacaktır Park bu yaz bitirilmiş olacaktır, Lansbury - Hitler mülâkatı Berlin, 19 (A. A.) — İngiliz muhalefet liderlerinden Georges Lansbury dün buraya gelmiştir, Bu gün B. Lansbury B. Hitler ta« rafından kabul edilecektir. | “En de seveceksin! K'l(h.—ı"'dl ve hizmetçiyi uyan- B bir yemek yedi, &ç Y değil, bir kaç lokma, %Vş:m Uyuyamdar, Ku W*Ülıbıho:mu;- DA Yülmz ŞD O yatağıcda kun- *_' Ve yanımı boş buldu. ** Sitmiyen bir sabahtı? S ERE SKK 1 Ö alimya - *& WMÇHİMMM. ."hdırmıuhu. Öğleye doğru Etem İzzet Benice Dedi, salonda dolaşmıya başladı. Dudakları hiç durmadan mırılda « nıyordu: — Her şeyin bir haddi var. Öl « çüyü geçmemek lâzım, Eğer iş ina- da binerse ben daha çok inat etme- sini bilirim. Hem salih benim ina- dımla başa çıkamaz dâ! Onun bu dolaşışı ve mırıldanış - ları karşısında Zeliha da ne yapa - cağını şaşırıyor, kendisine çatılma- sından korkarak bir köşeye sin » miş hiç sesini çıkarmıyordu. Koranlık basarken Öfke sanki şahıslanmış ve Lüt - fiyeyi kendisine maske edinmiş gi- bi idi. 'TTekrar akşam oluyordu. Tabia- ftın hiç değişmiyen ve bir teviye hep ayni istikrar içinde giden a - | Buyıl tütünlerimizden çok iyi para aldık | kile süt işlerile alâkadar olamadı- | ğinı söylemektedirler. Bu' da hal - kın hâlâ mahlüt süt içmesile mey- dana çıkmaktadır. Bunun önüne geçmek için an - cak bir çare vardır. Bu da; şehrin süt satacak sütçülerini sabahleyin bir yerde toplayarak sütleri: mumi şekilde muayene ellerine sütlerinin kontrol edildi - Bine dair birer vesika verildiki sonra satışa serbest birakmalılır. | Ayrıca kaza Belediye hekimle - rTionde olduğu gibi lup olmadığını anlamak için nahi- || ye belediye hekimlerinde de dere- celer bulundurulmlar ve nahiye ve kaza belediye zabılası tarafından daimi sıkı bir kontrol yapılmalıdır. || Yukarıda söylediğim gibi bozuk ve || hileli görülen sütler dökülmeti ve || ağır ceza verilmelidir. Bunun için alâkadar biraz salâhiyelli bulunmaları lâzımdır. J | ! tün hileli g- memurların da | | Limanda Hamalların Aldığı para Çok görülüyor indirilecek Liman idaresi yapılan bir çok şi- kâyetler üzerine Tıkhtımlara yana- Şan vapurlardan dışarı çıkarılan eş. yalar için alınmakta olan hamma - liye ücretlerini tetkik etmiye baş- Tamıştır. Bugün her hangi bir va « purua içinden Tıhtım üzerine çı « karılacak en ufak bir çanta parçası için bile yirmi kuruş ücret âlın - malctadır. Eşya parçasının büyük- | lüğü arştıkça ücret de fazlalaşmak. | ta ve bir denk için elli kuruş gibi mühim bir ücret alınmaktadır. Hal- | buki hamalların yaptıkları iş va- purdar: eşyayı indirip rıhtım kapı- sında sahibine teslim etmektir. Ön- dan conraki nakliye için de ayrı bir hamallık — verilmektedir. Eskiden burada hamallık tarifesi ve teşki- lâtı olmadığı zamanlar eşyalar da- hâ çok ucuza taşınıyordu. Sonradan sözde halkın aldatılmaması için bu | şekilde bir tarife yapıldı. Halbuki, | bu suretle halktan müthiş surette : fazla ücret alınmıya bâaşlandı. Li - man İdaresi şindi bu Vaziyeti tet- kik etmektedir. Tetkiklerin so - nunda bugün parçasına göre 20. 30, 40 ve 50 kuruş olan hamallık üc - Tütünlerimiz Mahsul çıkar çıkmaz müşteri buldu ve derhal satıldı ge mintakasının bu seneki tü- | de açılmış ve bir ay içinde 23 mil « tün mahsulü çok bereketli ol - | Müuş ve hemen hemen bütün tütün- ler çok yüksek Hiatlarla satılmış- tır. Ege mıntakasınin - Tekoltesi 34 | milyon kilo olarak tesbit edilmiş- tir. Bu miktarın 16 milyon 900 bin kilosunu İzmir, 1 milyon 500 bin kilosunü aydın, 8 milyon 500 bin kilosunu Manisa, $ milyon 500 bin kilosunu Muğla ve 1 milyan 600 bin kilosunu da Ayvalık, Sındırgı ve « || Altınova mintakaları yetiştirmiş - tir, Bütün Ege mıntakasında satiş- lar 936 senesinin 26 teşrinisanisin- Avrupaya Gidecek İstanbul Üniversitesi talebele - rile profesörleri bu yıl tatil mevsi- minde Avrupanın bir çok yerlerin- | den davet edilmektedir. Bü davet- | ler fakülte talebelerine ayrı ayrı yerlerden vuku bulmaktadır. Ba a- rTada Almanya, Fransa ve İngiltere- üyük üniversiteleri de davet: n lerde bulunmuşlardır. Tati! mevsiminde Üniversite ta- Tebeleri gruplar halinde bu yerle - vte seyahat edeceklerdir. Bu seyahatlerde talebelere çok | mühim tenzilâtlar ve kolaylıklar yapılacaktır. Bundan başka üniver- site talebeleri Yunanistan, Bulga - ristan, Romanya ve Yugoslavyaya da bir seyahat yapacaklardır. Eşya gümrükte Bekletilmiyecek Bunun l—çî;ıîıdblrior alınıyor dahilindeki limanlar Memleket arasında nakledilecek eşyanın güm- rük depolarında bekletilmeden sa- hiplerine derhal saati saatine ve - rilmesi ve alâkadarlara âzami ko- laylık gösterilmesi hakkında alâ - kadar dairelere yeni bir tamim gönderilmiştir. Bunun üzerino Liman ve Güm - rük İdaresince lâzım gelen tedbir- lerin alınmasına başlammıştıt. Şatlardan çıkarılacak mallar an- barlarda ve derhal tasnif edilerek sahiplerine verilecektir. Diğer taraftan anbarlarda çalı - | şan hamalların yük taşıma tarife- sinde de ton başına bir tenzilât ya- retleri mühim miktarda tenzil edi- lecekir, sinirlerinin boşaldığını hisseden Lütfiye karanlığı görür görmez tüylerinin diken- diken olduğunu duyuyordu. Bütün bu hâdiselerin ::dı mes'ulü Zeliha imiş gibi hay- — Nerede kâaldı bu adam?, Zeliha hiç ses çıkarmadı. O, so- Tusunu tekrarladı: — Nerede kaldı bu adam?, Hizmetçide yine ses yoktu. Lüt » fiyenin iri, esmer gözleri karanlık- la sarmaşınca genç kadın bütün bütün azıdı: — Yoksa Salihin giderken söy « Tediklerini anlamadın mı? Zeliha korkak bir sesle: — Bana ne söyledi ise hepsini size naklettim, Dedi. — Seninle Türkçe mi, arapça mi konuştu?, — Türkçe, — O halde anlamamışsındır! Zeliha, bükük boynu ile temin ediyordu. hengi karşısında çıldıracak kadar — Anladım. Hepsini anlâadım. el .. pilması imkâmı da tetkik edilmek- tedir. Anlaşılmıyacak bir şey söyleme « mişti. — Öyle ise nerede bu adam?. Zeliha, bir kurtuluş çaresi arar gibi Lüzüle büzüle genç ve asabi kadının karşısında kıvrandı: — İsterseniz kışlaya kadar gi « deyim., Dedi, Lütfiye bu teklif karşısın. da durakladı. Düşündü: — Hizmetçiyi kışlaya gönder » mek, önu aratmak. Bu nihayet o - nun ihadına, ihtarına mağlüp ol « mak demektir. Kârarını verdi: — Hayır! Olmaz.. Onu aratamam, Tekrar düşündü: — O inat ediyor. Fakat, kaba « hatli mevkide de ben varım. Eve Beç kalan, gittiğim yeri haber ver- miyen benim. Kime söylesem suçu bana yükletecektir. A“A'm bir başka şey daha ge'di: — Acaba her hangi bir şey fi da kışlada hlplsmlellldn.”'. Kocasının hiyaneti, bir başka ye- Füniversiteliler c UKulırlar için | | ON 1 yon kilo satılmıştır. Bu miktar on gün sonra otuz | milyona yükselmiştir. Bugün Ege mintakasında satılacak bir damla tütün kalmamış gibidir. Satılan tü- tünlerin fiat nisbetleri vasati ola- rak 70-75 kuruştur. Yine Marmara havzasının rekol- tesi ayni senede 14 milyon kilodur. | Bunun 5 milyon 600 bin kilosu Bur- sada, 3 milyon 300 bin kilosu Koca- | elide, 1 milyon 720 bin kilosu Edir- nede, 1 milyon 400 bin kilosu Ba- hkesirde yetişmiştir. Buralarda sa- | F — 19 Nisan 1937 Halk Filözofu diyor ki: | Türkiye halkı açlık tehlikesi karşısındadır! Evet, ekmeksiz. ve aç kalmak tehlikesi karşısında bulunmak bü- yük bir telâşı mucip olacak bir hâ- disedir. Filvaki böyle bir tehlike o0- lunca, telâş etmiyecek kimse yök- tur, Çünkü gıda meselesi hayat me- selesidir, şaka götürmez, Eğer iş böyle ise o halde cidden Türkiye halkı açlık tehlik, e mü- Tüzdur. Gada, yani hayat meselesi toh - Hikededir. Çünkü: Gıdamız ve ekm i midemizin, biri dimağımızın, Bu gıdasız Türkiyede hayat olamaz. O halde dimağımızın ekmeği için de midemizin ekmeği kadar teliş etmeli değil miyiz? Midemizin ekmeği ise kitaplır. tışlar hâlâ devam etmektedir. Kereste Alınıyor : Romanya ile müzakere- ler var Yaş meyva ve üzüm ve incir i racatımızın en mühim bir derdi teşkil eden (kutuluk kereste) nin memleket den tamamen teda « rik edilemiyeceği anlaşılmışlır. Bu maksatla şimdiden Roman - yadan mühim miktarda kereste te- min etmek üzere Üzüm Kurumu Müdürü Bay İsmail Hakkı Voral İktısat Vekâletince Bükreşe gönde- rilmiştir. Ayni zamanda bu ihtiyacın temi- ni için hükümetimizce yüz bin İn- giliz litalık serbest döviz müsaa- desi de verilmiştir. Bu döviz ile 32 bin metre mikâbı kutuluk kereste getirilebilecektir. LA . Zirat kredi . . Kooperatifleri “ Çoğaltılıyor Mütehassıslar memle- kette dolaşıyorlar Memleketimizde (Zirat Krodi Kooperatifleri) ni çoğaltmak ve mevcut kooperatiflerin daha iyi bir şekilde çalışmaları için yeni | tetkiklere başlanmıştır. İktısat Vekâletince bu maksatla; muhtelif mıntakalarda tetkiklerde | bulunmak üzere mütehassıs heyet- | Ter teşkili kararlaştırılmıştır. İlk | olarak, Karadeniz bölgesine bir he- yet gönderilecektir. Ziraat Bankası Genel Direktör - lüğü müşavirlerinden Bay Şükrü Umay ve İktısad Vekâleti müte - hassıslarından Doktar Hans Hil - brant ile diğer bir kaç kişiden mü- rekkep olan heyet azaları bu hafta içinde şehrimize gelerek Karadeni- ze hareket edeceklerdir. Heyet ay- ni zamanda yeni teşkil edilmek ü- zere olan (Fındık kooperatifleri) üzerinde de fındik istihsal mer - kezlerinde araştırmalarda buluna - caktır. Te gidebileceği, bir hovardalık ge- cesine kapılabileceği, bir başka ka. dınla olabileceği hiç aklına gelmi , yordu. Gelse bile; — Ummam... O yapıda bir adam değil ki.. Diyordu. Daha çok hapislik me- selesi üzerinde durdu. | — Bu olabilir. Askerlik hayatı. | Her hangi bir kusur onu hapsetti « rebilir. Diyor ve: — Bu adam şimdiye kadar be - nim bir kabahatimi de görmüş de- ğil Birdenbire bu kadar şiddetle beni üzecek bir tedbire başvura - Cağını sanmıyorum. Nihayet çok - | kızdıysa azarlar, içini döker, bir | daha yapma.. der geçerdi! Dlye)wndikendhınlbuyohyı—l fırmıya çalışıyordu. Nitekim de en | | son o yola yattı ve Zelihaya: Haydi git bak kışlada mü?, Dedi. Dönüş ve gece Salihe ne kadar kızmış olursa ol-— Tun onu pencere önünde bekliyor; (Devamı var) | Türkiyede kitap basmak, meemua | çıkarmak, velhasıl neşriyat imkân- sız bir hale geliyor. Yahut o ka- | dar pahalılanmıştır. Buna karşı tedbirler almamız, bu mânevi açlık tehlikesi için de mi- de açlığı kada rtelâş etmemiz ge - rek değil midir? Haniya? Halk Filozofu Meyvacılık Inkişaf Ettirilecek | Mütehassıslar tetkikler yapıyorlar Meyvacılığımızın — inkişafı için Ziraat Vekâletince tetkikat yaptı- rıldığını yazmıştık. Mersin ve Adana mrmntakasında mütehassıslar tarafından tetkikler bitirilmiştir. Ayrıca Ankara Yük - sek Ziraat Enstitüsü mütehassıs - larından Fon Klüyzberk te bu mak- satla İzmire gönderilmiştir. İzmirden sonra Manisa, Kemal - paşa ve Akhisar kazalarını geze - cek ulan mütehassıs oradan şehri - mize gelecektir. İstanbül ve civa - rında da tetkikler yapacak olan mütehassıs Ankaraya dönüşünde Ziraat Vekâletine her mıntaka için ayrı kir rapor verecektir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Mekteplerde imti- hanlar yaklaşıyor Geçenlerde bir Lise talebesi şöyle anlatıyordu: “İmtihanlar yaklaştı. Derslere daha ciddi sarılmamız için mu- allimlerimiz her gün nasihat edi. yorlar. Bazısı, Çok fazla söylü. yor. Âdeta korkutuyor. Hatlâ mekteplerin erkânından olan bir zat, bize, lise sınıflarından biri için: — Şimdi bu sınıf dört şube halindedir. Gelecek yıl iki şu- beye inecek, bunu mutlaka böye le yapacağız.. Hiç biriniz çalış miyor sunuz, Demek ki, bu sinie fin yarısı dönecek, , Bu talebenin söyledikleri, an« lattıkları işte yukarıdadır. Biz bir lisede iyi bir mevki sahibi olmuş bir mürebbinin bunları sgöyleyebileceğini zannetmiyoruz. Daha imtihanlara çok var, Bu gibi sözler talebenin daha ziya- da kuvvelmâneviyesini — kırar. İmtihan yapılmadan, yarı tale- benin sınıfta Gdöneceğini, nası! tahmin edebilirsiniz ?. Sonra, şunu hatırlamak lâ. zundır ki, sınıfta dönen talebe sayısı yüzde onu geçerse, mes' üliyet yalnız talebe omuzlarına değil, mektep idaresinin ve mu- allimlerin de omuzlarına taksim edilmiş olur.. Hele yözde elli muvaffakiyet temin — edilebilen mekteblerde bu cidden mühim bir meseledir. Biz çöyle diyoruz: Yukarıda- ki sözleri hiç bir lise mürebbisi söyliyemez. Ve söylememiştir, Eğer, şayet, söylemiş ise, bu bir lütifeden başka bir şey de- gildir. Yahutda, talebeyi tırmak için bir tehdit ise, çalış. mağa teşvik böyle yapılamaz.