10 Nisan 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

10 Nisan 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KU Tefrika No: 22 Süleymanın Sarayında ÜS KIZLARI Yazan : M. Necdet Tunçer Süleyman, gözdesi Tamarayı aratırken,bir akşam saraya gelen bir kara haberle karşılaştı: - Amon kraliçesi, Süleymanın elçisini astırmış!.. Amon kraliçesi güzel Nâya, kocasile görüşmek üzere Kudüsten gelen genç zabiti sarayının taraçasından _Sm'&'mı:ı, yahudilerin boyun *Bdiklerini gürğjyordu. ” dnadiler sokak sokak dolaşa- YakBalka kırk sekiz anat mühlet diğini ilân ediyorlardı. W"îrdı kalan yahudi kadımları, Tsere Tinı ve oğullarını çağırmak ıiıme—k""'e küme Siyon dağına 'Be başladılar, * MeniBödise Sahranın — saraydaki Süj İni sağlamlaştırmıştı. ünd"î)'marıın gözdesi Silâ hidde « Ya bi kendini yiyor, fakat Sahra- Süley, '“y; _ın.i_yvrdu. ç y("_du')m.ııı hâlâ Tamarayı bekli- nı:ğı Ve Kaşo kardeşler, Tamara- * aç dağında olmadığını, e - İerini 'salardı onu da alıp gelecek- SÖylemişlerdi. yı nereye alıp manın gözdesi ha - yon dağına — kaçırılmış Kudüste mi Hilara hiç kimse cevap vermi - î:î:;::mk Mustaripti.. ü 0'?_— ile görüşmüyordu. xgh Sahrayı yanına çağırdı: İan bi 'BA Yer yüzünde meçhül ka- $ birşey yoktur, Sahra! Ben y kafalarında gizledikleri Tİm, Payar Güşünceleri bile bili - Tür .'-.â:marayı nasıl bula - Hor, n ün nereye gittiğini, M:*r::h*dlldîğini neden keş da “m' Sen Tamara hakkın. Belli yç, düşünüyorsun? Bana te - Tadın _mk Yeni bir haber duy « “Maramız! hükümdarın kalbinde Ta- ::kmüm 'Bisinin bu kadar de - E€çtikçe 1Yordu, Ummuyordu. O, gün - &n Tamürayı unutacağını Selis ramanı 5: _Karanl Uzaklaşınca tekrar yu- açık bul » Ni aderim ki, sizi kanun na- deceğim. Y a *Sim. Yalnız bir y:: aCağım, Alt kat mah- 'Kta siz mal yatınıştı . kiz yine fereddüt geçirdi: ıkta bir ışık eviren?! Muammer Alatu doynuna ip takarak Boğdurmuşta ber veren papağanlardan öğrene - bilirsiniz! Süleyman çak sevdiği papağanı- di: — Kuşların sözüne inanmıyo - Tum artık. Dedi. Fakat, papağanını bir kere daha görmek hevesine düştü.. ge « tirtti... Papağana sordu; — Tamara yaşıyor mu? Kuş bir kelime ile cevap verdi: — Bilmiyorum... — Şimdi nerede bulunuyor? — Bilmiyorum... — Öldü mü acaba?. — Bilmiyorum... Ve çırpınarak Sahranın kolun - dan yere uçtu. Süleyman hiddetlendi: ) 5 — Sözlerime neden cevap ver - | ! yi ) miyorsun? Eskiden her şeyi bilir - dinu-her sorduğuma cevap verir - din! şimdi neden susuyorsun? — Böyle tenbih ettiler... Süleyman birdenbire hayretle gözlerini açarak papağanın kanatla- rından yakaladı., kucağına aldı: — Tenbih mi ettiler dedin? — Evet, Hükümdar ne sorarsa (bilmiyorum) dersin dediler, Sahra gülerek başını salladı. Süleyman sert bir tavırla kuşa bağırdı: — Haydi, çabuk söyle! kim öğ - retti bunları sana?.. Papağan susuyordu. Artık (bilmiyorum) da demek - ten çekiniyor gibi, gagasını önüne eğmiş, kanatlarını sarkılmış titri- yordu. Süleymanın bütün ısrarlarına ve: — Seni aç bırakırım!,.. Gibi tehditlerine rağmen kuş » cağız gagasını açmadı. Süleyman Sahraya döndü: Odadan çıkardı. Süleyman düşünceye dalmıştı.. — Demek ki papağanın eskiden | gın da kendisini aldattığını söyle- | söyledikleri de yalanmış, Acaba bu hayvana o uydurma lâfları Üğre « ten kimdir? (Devamı var) Son Telgrafın Müsabgğası Bayanı Tanıyor musunuz? Öi | | — Kafesinde hapset bu şeytan || mahlüku. Ve bana sormüadan ye - | mek verme ona! Sahra papağanı kafese koydu.. — Evet, ben yattım, dedi. Maamafih genç kız kendi nefsi » ©e hâkim olduğunu hissediyordu. Şube müdür muavininin birdenbi- Te karşısına çıkması üzerine duy - Guğu heyecan geçmişti. Hattâ bir taraftan da T. X. £ tetkik ediyor - Gu, Evet, bu adamın hoşa giden bir hali, bir görünüşü vardı. Güzel, a- çık bakışları, muntazam burnu, e rerjik çenesi dikkatini çekti: — Pekâlâ, dedi, o halde beni ka- nun namına tevkif etmek için ne bekliyordunuz? Haem sonra siz be- rim İsmimi pek tuhaf buluyar - Mmuşsunuz. — Olabilir. Fakat bence tuhaf Laşka, gülünç başkadır. Siz beni yanlış anlamışsınız. Hattâ doğru - sunu söyliyeyim mi? Ben Belinda ——— ıSon Telgrafın Müsabaka Kuponu No. :10. Bu ResiM ammimimn nin fotoğrafı olduğunu bildiririm. ADRES : İMZA Meri ismini bilâkis çok güzel bulu- yorum. — Haydi canım. Ben ise ismimin pek tuhaf olduğuna kaniim. Am - ma bir teyzemin hatırası için doğ- Guktan sonra bana böyle bir isim koymuşlar. — Öyle ise sizin benden taliiniz varmış, Bana da babamın en sev - diği bir köpeğin adını vermişler. — Sahi? T. X. hangi isimlerin baş harfleridir? TTomas X avler... gülünç isim diye işte buna derler, Genç kız bir kahkaha sahverdi: — Oh, beni mazur görünüz, de di, fakat Tomas ismi de çok acaip! — Lâkin dostlarım bana Tommi derler. — Ne yazik ki, ben dostlarmız - dan değilim. Onun için eğer mah - zür görmeyorsanız, ben yine size Meredit diye hitap edeceğim. Genç kız saate baktı: — Bakıyorum da, sizi insan tev« kif edecek bir vaziyet te görmü « yorum. Eğer öyle bir maksadınız yoksa, ben gideceğim, — Doğru, sizi tevkif etmek niye- tinde değilim, Fakat sizi evinize sP |Bugün Ankaragücü lik maçını Güneşle yapıyor Yarın da Bugün Taksim stadında Ankara gücü dilk maçını Güneşle yapıyor. 'Yarın ayni takım Beşiktaşla kar - şılaşacak. Üstüste iki kuvvetli ra- kiple karşılaşmak mecburiyetinde olan Ankara Gücü yabancı bir sa- hada galibiyet peşinde koşarken Gençlerbiliği de İzmirde Üçok ve Doğanspora karşı oynıyacak. Do - ğansporu Ankarada 6 - 1 gibi yâ- rım düzünelik ile yenen Gençlerbirliği bu neticeyi İzmirde de alabilecek mi? Gençlerbirliği İzmirde de galip gelirse İzmir ga- zetelerinin gürültülü iddiaları ya hafifliyecek veya daha fazla arta- cak. Ankara Gücünün İstanbulda ya- pacağı maçlardan en ehemmiyet- lisi Beşiktaş karşılaşmasıdır. Be - şiktaş takımı tam kadrosunu mu- hafaza ettiği maçlarda daima ga- Hbiyet kazanıyor. Ankara Gücüne karşı oynatacağı takımda sakat va- ziyette oynuyamıyan Şerefin ye » rinde Enveri göreceğiz. Siyah beyazlılar milli kümede oynuyan takımların küvvetinden daha üstün çıkabiliyorlar. Hakkı - nın Fenere ve Üç Oka karşı çı- kardığı şahane oyun yalnız on bir Beşiktaşlı için değil bütün siyah © ayazlılara galibiyet kazandırdı. Üç gol yaparak takımını galip va- ziyete geçiren bir çok forvet gör- dük. Fakat Hakkı yalmız üç gol yapmakla kalmadı. Üç Okun yır » tıcı ve tehlikeli akınlarımı da kesti. Böylelikle siyah beyazı İzmire kar- şı galip çıkardı Boşiktaş bazı za- manlarda gördüğümüz mağlubi - yetlere (takımının eksik oynaması tesirile) uğradı. Fakat bu eksiklik elde olmıyan sebeplerden ileri gel- di Nitekim bir çok İğtanbul, An- kara ve İzmir kulüpleri de bu hal- le karşılaştılar. Yarın Şeref stadında Ankara Gü- cü gibi kuvvetli bir takımla karşı- laşacaklar Ankara gücü Sporda en fazla terakki güste- ren Ankaranın kuvvetli takımla - 1 rından biri olan Ankara Gücü ge « çen hafta Doğanspor takımını 5-1 gibi büyük bır sayı farkile yendi. Bu galibiyetten evvel de İstanbul takımları karşısında muvaffakıyet- ler gösteren Sarı-lâcivert takım u- zun zaman eski Fener antrenörü Her Şevengle çalıştı. Bugün kadro- Sunda milli takıma girebilecek o - Yuncular bulunuyor. Burada yapa- cakları müsabakaları kazanmaları için canla başla oynıyacakları şüp- hesizdir. Ankara Gücünün buügün Güneşe karşı çıkaracağı — takımın kuüvvetli olması maçın heyecanını artıracaktır, İzmirden sonra İstanbulun iki küvvetli takımı karşısında aldcağı neticeler alâka ile beklenen An - kora Gücünün bugün şu şekilde çıkması muhtemeldir: Osman - Ali Rıza, Enver » Ab « dül, Semih, Musa - Abdi, Şükrü, Yaşar, İsmail, Hamdi. Ankara Gücü takımında Semih, Ali Rıza, Yaşar, İsmail gibi iyi o- kadar götürmek istiyorum. — Buna razı olamam, — Öyle söylüyorsunuz amma kı- Hım... — Rica ederim, ben sizin kızınız değilim. Sesini yumuşattı: — Eğer siz iyi bir Tommiye ben- ziyorsanız, beni bırakırsınız, ben tek başıma giderim. Ciddiyetini mümkün mertebe Muhafazaya çalışarak, elini uzattı. T. X. ısrar etti: — O halde sizi bir otomobile bin- dirmeme müsaade ediniz. — Evet, şaföre veteceğim adresi İşitmek için değil mi? Bu polislik mesleği de ne korkunç meslek böy- le! — Bana itimat etmiyor musu - nuz? — Hayır! — Hakkınız var, Maamafili ben arabanıza kadar sizinle beraber ge- leceğim. Eğer adresinizi öğrenece- ğBimden korkuyorsanız, her hangi uydurma bir adres söyliyebilirsi - riz ve yolda şoföre doğru adresini- zi verirsiniz, Beşiktaşla çarpışacak Ankaragücü yuncular takımın kazanmasına â- mil olan kıymetlerdir. Güneş Güneş takımı bir iki mevkiini de diğer oyuncuları ayarında takviye edebilirse teknik ve kuvvetli ta - Kım halini alacaktır. Oyuncularının çoğu milli takımda yer almış kıy- metlerdir. Başta Cihat, Rebif olmak üzere Sa Tâhattin, İbrahim, Reşat, Faruk gi- bi teknik bilgileri yüksek futbolcu- Tara malik olan Güneş takımının vaziyeti Ankara Gücüne tecrübe ve teknik bakımından fsiktir, fa- kat canlı ve daha nefesli olması ihtimali olan Ankara Gücünün ne- tioeyi tamamile kaybetmiş olmala- rı kabul edilemez. Güneş takımı bugün santrforvet mevkline se - çeceği oyuncuyu bulmakta güç - lük çekmektedir. Rasihin boş bi - raktığı yeri hâlâ doldurarmyan ve sağ haf, sol açıkta muvaffak oyun- cusu olmıyan Güneş tekımının bu- gün kazanması güçtür. Bu maçta Güneş takımı her hülde şu şekilde oyniyacaktır: Cihat, Reşat, Faruk, İbrahim, Rı- za, Daniş, Tanaş, Rebil, Necdet, Selâhattin, Melih. Beşiktaş » Be . rin Ân - ü ile karşılaşıyor. Beşik- taş takımı kıymetli sporcumuz Re- fik Osmanın çalışmasile egzersiz. lerine ilina göstermektedir. Bazı haflalarda eksik takımla maça çık- mak mecburiyetinde kalıyorlar. Yarın Beşiktaşlıların Şeref sta- dında taraftarlarının hız veren te- mennileri arasında galip gelmeleri beklenilir. x Diğer maçlarda olduğu gibi bu oyunda da Hakkının, Faruğun, Hü nünün güzel oyunlarını seyrede ceğiz. Beşiktaşın yarın sakat olan Şerefin yerine Enveri alarak: M. Ali - Faruk, Hüsnü, Fuat, Hak- kı, Feyzi, Eşref, Enver, Muzaffer Rıdvan, Hayati şeklile oynaması lâzımdır. Mersinli Ahmet ve Güneşfederasyonu Mersinli Ahmedin profesyonel - Tiği kabul edeceğini haber alınca amatörlük namına çok fazla üzül müştük. Federasyon bu işi hallet « menin yolunu bulmaktan ziyade bakaya kaldı. Halbuki Mersinli Ahmet gibi 'Türk bayrağını Avru- pada şeref direğine çektiren ve ü- — Arkamdan takıp etmiyeceği - nize de söz veriyor musunuz? — Namusum üzerine söz veriyo- rum. Yalnız bir şartım var. — Ben hiç bir zaman şart kabul etmem, — Rica ederim, biraz makul olu. nuz ve beni dinleyiniz. Şartım öyle korkutucu değildir. Mütevazı bir şart! Eğer sizinle konuşmağa ihti- yacım olursa, sizi nerede bulabili- rTim, Sözüme inanınız ki, buna kat- İ surette ihtiyaç var Belinda Meri! Genç kız tashih etti: — Mis Bartolamef deyiniz! 'T. X. bu tashihe ehemmiyet ver- meden devam etti: 3 — Siz de buna ne kadar kat'i ih- tiyaç olduğunu takdir edeceksiniz. Eğer size akşam gazetelerinden bi- rihde randevu verirsem, fevkalâde Lir hâdise çıkmadığı takdirde, ran- Gevuya geleceğinize söz verir misi - niz? Genç kiz evvelâ - tereddüt etti, sonra elini polis âmirine uzattı: — Teşekkür ederim Belinda M- Ki? Kızı elinden tuttu, odadan dışa- çüncü olan bir amatörümüzü bu hâle sevketmekle iyi bir iş yapmış olmadık. Biz zaferin verdiği sarhoşlukla yapılacak işlerimizi unultuğumuzu kabul etsek bile Mersinlinin ceke- tine bir madalya takıp köyüne, yâ- ni sefalete alılmasını kabul edemi- yeceğiz. Amatörlükte canını veren gü - reşcilerimiz henüz acılarımı unut- turmalılar, Koç Ömerin verem ol- duğunu yazdığımız zaman dinli - yen olmadı. O öldü ve arkasından ağlıyanlar çok oldu. Vücutlarını millet taya koyan bu fedakârlık yalmız 'Türklerde görülür. Amatörlüğün bayraktarlığını yaptığımız bir za- manda bize yegâne zafer şerefini kazandıran Mersinlinin ve onun gi- bi Türk çocuklarının hastalıktan, yokluktan ” kurtulamadığını gör - emiyoruz. İçimizi kışa fası « t yakan bu hâdiseler güreş syonunu Aalâkadar etmiyar mu? Hakkımız olan bir şey varsk © da Mersinlinin profesyonelliğinin ayıplanmaması veya ona geçin « erilmesidir. mundan evvelâ sonra da İstiyoruz: ler milli gü le bir arada çalışmasının temini geçiktirilmemelidir. Eğer Mersinli bu vaziyetinde pro fesyonel olur, paraya verliğini sa” tarsa hiç bir zaman vicdan azabı duymiyacaktır. M K. ——— eee — g — Akşarı neşriyatı; 18.30 Plâkla dans musikisi, 19,30 konferans Doktor İbrahim Z ti mixroplar ve mikroplarlar bastalık. ların tarzı intikali 20 Fasıl saz neyeli, 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca söylev, 20,45 Fazl saz heyeti, saat ayarı, 21,15 orkestra, 22,15 Ajans ve borsa haberleri ve ertesi gunün Pprogramı, 22,30 plâkla sololar, opera —< ve öperet parçaları, 2130 son. Dans meraklı.arına müjde En kısa bir zamanda iyi dans öğ- renmek isterseniz ve ucur bir fiat ile vakit kaybetmeden dans pro » fesörü Yorgo'ya müracaat etsinler, Adres: Beyoğlu Tokatlıyan öteli arka « sında Topçekenler sokak No, 3 birinci kat, efi için or- rıya çıkardı. Merdivenleri indiler, T. X. tekrar kızın elini sıkarak: — Geceniz hayrolsun! dedi. — Bu âkşüm üçüncü defa biri « birlerimizin elini sıkıyoruz. — Ne zararı var! sözünüzü tu « tacaksınız değil mi? — Evet. — Günün birinde mahzende olup Hitenleri bana anlatacağınızı da vüdeder misiniz? — Demin size hepsini söyledim yal — Evet amma, zihninizi yoklar - sanız, belki söylenecek daha başka geyler de bulursunuz. Kızı otomobiline bindirdi. Uzak- daşan arabeva kir müddet arkasın- dam bakta. Birdenbine araba dur - gene kızan kapirt aerrak, u- sedisini çağırdığını gördü, Heme> v tıvafa koştu. Ya benim de sizinle konuşma- Ba il iyacım olur ne yapacağım? — O halde siz de gazeteye Tom- mi adına bir ilân verirsiniz. — Ben T. X. adresine yazarım. Araba uzaklaşırken: ğ (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: