TefrikaNo: 21 “,Süleymanın Sarayında - KUDÜUÜS KIZLARI Yazan : M.-Necdet Tunçer Bedevi kızları Süleymanın önündeki sepeti açtı- lar Sahra, birdenbire : - Işte Buanın kesik başı, diye bağırdı. Süleyman: Bu bir mucizedir, Rabbın kolu getişti, diyordu. (Prot. M. Herzfeld'in kolleksivonundan D idAz Kudüste her yıl yapılan (ıtkbakar) şenliklerinde halk - Aturlleri taklit rek takma sakallarta sokaklarda dolaşırlardı. (Bu iki toprak mas- ke o devirden kalma iki vesikıdir) MA? ile Kaşoyu muhafızlar kır - döğüyorlardı. Muhafızlar hükümdardan aldığı *RTİ tatbik ediyorlardı. Halbuki Süleyman; * Sahramısı izahat ve temlinat üzerine bu iki kız hakkındaki kanaatini e- nişti. Ayağa kalktı.. ncereden baktı. Kızlar birer at üstünde dış bah- $*de duruyorlar ve muhazırlardak yiyarlardı. e Süleyman elile işacel ederek: — Birakınız onları.. buraya gel- inler, Diye bağırdı. Kiz karde, — Biz fürünüz, Kendi mdarın yanıma gö - irü isine, en çok çı “Ci bir adaman başını getirdik. Diyorlardı. Bu 5 ray hâlkile be - | Taber Süle; Yürdü. Bedevi kiz kardeğler kimin Bas di koparıp getirmişlerdi? Âsn ve Kaşo kardeşleri Si fün oturduğu salona getirdiler 'ıuı;:f' arkadaşlarının yanına so - — Nereden geliyorsunuz? lar hükümdarın önünde eğil- Üler, Z — Si yoru: dİler_ *yon dağından geliyoruz, de- u Y: ellerinde tuttukları bir sepe- Ükümdara uzattılar; tirgi, ”e Siyondan bir-hediye ge - k, Mellâ! Sanirız ki, hoşunuza tektir, bu hediş ârem ağalarından biri sepeti AÇt Ve korkarak geri çekildi. leymanı da hayrete dü - | & *0, saçlarından tuttuğu bir ke- :;f' sepetten çıkardı: Sasin ÇAY çadırında bastırdık, kas | Süı:"Plhp size getirdik! tek kçln __k kezik başı gözden geçirdi: Ta köndisi. Bua'nın başı. Xlis romanı: 37 'Yman hayretle düdüğini bü- | Süleyman bedevi kızlarının ce- saret ve fedakârlığına hayran ol- Mmuştu.. ikisinin de alnından öptü: «— İşte bu bir mucizedir. (Rab) m kolu Siyon dağına uzandı.. ve bana isyan eden Bua'nın başını ko- pardi.> « Dedi.. bülüf saray erkânını ve maiyyet zabitlerini yanına çağır - di: — Âsiler artık başsız kaldılar.. Yarın yahudi mahallelerinde mü- nadiler ilân etsinler: Üç gün için- de dağdan şehire inip evlerine gel- moezlerse, evlerini ve mallarını baş- kalarına vereceğim, Dedi. Bua'nın yerde duran ba- şını herkes hayret ve korku için- de seyrediyordu. Süleyman o Rece bedevi kız kar- deşlere şu emri verdi: Bun- kabilenize şehirde bir yer vereceğim.. Şehire inip yerleş- sinler. Ve siz iki kardeş de sara « yımda kalacaksınız! Aşo ve Kaşo kardeşler hüküm - darı selâmlayıp çekildiler. * Ertesi gün Kudüste dilden dile dolaşan bir haber bütün şehice ya- yılmıştı: «— Bua'nın başı kesilmiş'» Bu habere hiç kimse inanmıyor: — Süleyman halkı aldatıyor.. metinizi takdir etti Diyorlardı. Öyle ya. Bu, kolayca inanılacak bir haber değildi. Bua'nın başını İçim ve nasil ko- | parabilirdi? Süleyman, Bua'nın başını sara - yın dış kâpısındaki mermer sü tunun kaidesinde teşhir ettirmisti. Halk sarayın — kapisi meydöna taplanmıştı. Yerliler: ileyman, Bua'dan daha kuyv vetli imiş, biz ondan Ayrılmayız. Diyordu. Bu hâdise, dağa çı iya ve âsi- Karanlıkta bir ışık ..,ı""ninın yazıhanesinin üze - %l—benuı. açılmamış bir çok mek- Bördü. — Fakat mektuplara Yet vermeksizin küçük bir #ramıya koyuldu. Bulama- Yine; * Hanki kalbi duracak gibi ol- & lüştu? Pakat t Bütün çekmeceleri aç- Biy <4t Paketi bulamadı. Münge 3? Parmaklarını ısırarak dü- ;':'n Vardı. l wbım ocağın mermer taşı duran bir paket gözüne tnen o tarafa koştu. Pa- G 3 Açlı, içinden pek iyi tanm Kupyçiden bir kutu çıktı. .“Inhîu Açtı. İçinde gümüş hir n bulunduğunu — görünce SA hefes aldı. Yükses sesle: aha çok şükür! dedi, lı.,:“hâ Paket çekmecelere mi | Yezan : | Edgar Valas Muammer Alatu: —— Fakat buna başka bir ses ceva> verdi: — Peki, bana da teşekkür yok mu? Genç kız yerinden sıçradı ve mü- tedehhiş bir halde etrafına bakın- di: — YVay, Meredit! diye kekeledi. Filhakika 'T. X. Meredit o gırada perdenin arkasından çıktı. Bu gö- rünüşünü daha aktörce bir hale getirecek bir jest aldı. Dedi ki; — Bana da teşekküre borçlu ol- duğunuzu hatırlatmak isterim Mis Bartolomet! — Ay, siz benim ismimi nere « den biliyorsunuz! — Ben her şeyi bilirim, Genç kızın alnı kırıştı. dı.. Onlara Bua'nın başını göster - | önündeki lere iltihak etmiye hazırlanan ya- budiler üzerinde bile tesir yap « Bışti: Yahudi kadınları: — Biz, Süleymanın bu işi asker- Siz becerebileceğini ummuyorduk, Siyon dağına kaçan erkeklerimiz: haber gönderelim.. şehire dönsün- ker.. yuvalarına gelsinler, Diyerek evlerine koşmıya başla. mışlardı. «İlkbahar bayramıs bitmokle bes Taber, sokaklarda dolaşan bazı mas. kara kilıklıadamlar da yavaş va- vaş Meydandaki kalabalığa soku » İnrak Bua'nın başını yakından gör- miye çalışıyorlardı. Yahudilerden bazı kimseler: — Bu baş, Bua'ya benziyen bir başka adamın başıdır. Diyerek, halk'arasında fesat çı- karmıya yeltenmişlerse de, Bua'yı yakından tanıyanlar: — Biz gözlerimize inanıyoruz. Bua'nın başı budur, Süleyman bir muçize daba gösterdi.. Onün başını iki kadına koparttı. Haydi, gide lim, Süleymanın huzurunda eğile- Him. Diyerek dış kapıdan içeriye gir- mek istiyorlardı. (Devamı var) Akşam neşriyatı; 18,30 Plâkla dans müsikisi, 19,30 spor musahabeleri Eşref Şelik, 20 | Türk musiki heyeti, 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca söylev, 20,45 Vedia Riza ve arkadaşları tarafin- dan Türk musikisi ve halk şarkı. ları, saat ayarı, 21,15 orkestra, 22,15 Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı, 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları, 23,30 son, | YARINKİ PROGAM Öğle neşriyatır Saat 12,30 plâkla Türk musikisi, 12,50 Havadiz, 13,05 muhtelil plâk neşriyatı, 14 son, 9 Nisan Cuma Vakitler | Vasmi ga. Güneş S 31 Öğle 12 16 İkindi / 15 56 Akşam 18 42 Yatsı 20 16 / İmsak 3 46 — Sizi buraya/kım gönderdi? di- ye sordu. Her halde Kara olacak! » — Hangi Kara? — Polisi peşimden saldıracağını söyliyerek, tehdidde bulunan a- dam! Ben de cevaben hiç umurum- . da olmadığını söylemiştim. Doğru- sunu isterseniz, ben polisten daha ziyade Kara'dan çekinirim, Bütün istediğim şey, anneme ait bir mâ - hn yine anneme iadesini temin et- mektir. Bunu söylerken de elinde tuttu- Bu gümüş tabakayı gösterdi: — Beni hırsızlıkla itham etti, de- di, çok kaba muamelede bulundu, battâ beni mahzene hapsetti ve... — Evet... Genç kız dudaklarım isırdi: — İşte hepsi o kadar,.. dedi, pe- | ki, siz beni ne diye görmek istedi- | niz? — Size bir çok sualler sormak istiyorum. Evvelâ şu: Hareket et « tiğiniz zamandanberi Kara hak - kında yeni hiç bir şey işitmediniz mi? Genç kız menfi makamda başını salladı: ğr—ıR.îDYO l* 1356 Hicrt —| — 1353 Rümi l Muharrem Mart 27 27 ——— — ——— | Yıl 1937, Ay 4, Gün 99, Kasım 153 % YAMALAN AA LARaANAANAkLa nnn easuaNyam | ıîf" l KAT B İ FTKRA aa manaa ae ai UYKUDA KONUŞUYORMUŞ — Tlaktor.. kocam uyku içinde mütemadiyen konuşuyor. — Zararı yok, mühim bir şey de- — Hayır ben, kendim için bir ça- Te arıyorum.. Ona mütemadiy m cevap vermekten kurtulmak içın. LOKANTADA — Garson.. bu biftek tuhaf bir şey; ezilmiş eşek etine benziyo?r, — Kusura bakmayın bayım.. bir #tomabil kazasını mütecakıp öl - müştü. GELMİYEN MEMUR Şef — Daireye daima yarı devam ettiğiniz tesbit edila Memur — Hiç gelmezsem, di- şarıda canım sıkılıyor elendim. LÜZÜM VAR Mi? Ahmet yüzünü yıkıyordu. Meh | met hazırlanmıştı. Arkadaşını bek- | liyordu: | — Ahmet, 'ne diyg yüzünü yı - kıyorsun camım, sinemaya gitmi- yoc muyuz? İKİ KADİN KONUŞUYOR. L Kocana gece giymek için göm- Jek, pijama almaz mısın? — Hayır, çünkü kocam gece İ - şindedir. Gündüzleri uyur, gün 3 — Baba bahar geldiği halde, u- gaçlar niçin hâlâ çiçek açmamış? DUYMAMIŞ — Nasil ölür yahü, dün akşame ki müthiş fırtmayı düymadın mi? — Hayır.. dün akşam geç vakte | kadar kaynanamla konuşuyordunu; PAHALI İM POSTAYA VERİLECEK MEKTUP — Mendilinin ucundaki düğüm verdin mi postaya, bari? Yok.. karım mektubunu bana vermiye unutmuş. iç gazeteleri okumadınız mü? — Hayır, babamın — gönderd Him telgrafa cevabını okumak için Bazetelerin açık muhabere sütan- Tarımı gözden geçirdim. — Biliyorum, ben de bu açık mu- habereyi okudum. Hattâ şimdi bu- =ı bulunuşumun sebebi de bu - — İşte ben de bundan çekiniyor duüm. Babam da acaip bir adamdır. Hattâ yazarken bile sanki nutux Böylüyor. Bana sadece sevets ve- Yü «hayır> diye cevap verseydi, « kadarcığı kâfi idi. Fakat gazeteleri okuyup okumadığımı neden 801 - ::.nuz! Yoksa annem mi haştalan- ? — Hayır, ledi Bartolamef şu da- kika sıhhat ve afiyet üzere bulun- maktadırlar ve neredeyse avdet e- deceklerdir. — O halde bu sualin manası ne olabilir? Ben gazetelerde ne &rayıp okumak isterim sanki? —Kara hakkında bazı malümat. Genç kız yine menfi bir tarzda başını salladı: — Ben artık Kara hakkında hiç Maskeli baloda Üt — İşte sevgilim yalnız - kaldık. Maskeni çıkarsana.. — Maskem yok.. Ben çoktan çı- kardım. —0 halde, derhal maskenizi gi- yiniz. ” —Ajfedersinir... Kocomu arıyorum .a Gözlüklü yüs hafif sarı bir genç adamın bu torafa geçtiğni gördünüz mü? — Evet, Hiraz evvel genç, gözlüklü Bir adam bu tarafa doğru yeçti. Fukat yüzü surı değil, kızarmıştı. ÇOĞRAFYA DERSİNDE Muallim — Eöyle bakayım oğ- lum, senenin en güzel ayları han?” gileridir? 'Talebe — Tatil aylarıdır, bay öğ- Tetmen.. Polis — Bu adama niçin böyle iş- kence yapıyorsunuz? Berber — Her zaman «süçlür boy- 'numa doluyor» diye şikâyet ediyor, bay.. bana niçin andan bahsediyorsu - nuz? Şube müdür muavini kelimelere basa basa dedi ki: — Çünkü siz, patronunuzun ko- rağından kaybolduğunuz gece, bu zatı öldürdüler, — Öldürdüler mi? — Evet; hançerlediler. Bunun'a Leraber cinayet öleti olan hançer benüz bulunmuş değildir. 'T. X. cebinden kâğıda sarılmış küçük bir paket çıkardı. Paketi ya- vaş yavaş açtı ve içinden kanlı bir Taakaş çıkardı. Genç Kız bu man- zara karşısında geriledi. — Benim makasım! dedi. — Evet, sizin makasınız! Fakat telâş etmeyiniz, Ben sizin Kara'nın katili olduğunuzu zannatmiyorum Lâkin benim yerimde bir başkası bu makası bulmuş ve saplarına s rılan mendilin kime ait olduğunu enlamış olsaydı, her halde çox kö- tü bir vaziyette kalmış olurduns. Genç kız gözlerini makasa dik - | miş, titriyordu: — Evet, dedi, ben öldürdüm. Fa- ı bir şey öğrenmek istemem. Fakat | Jı._....._______...__'_ Kadıniara dairl -| Kadın bahar gibidir. Erken ge- Tirse hızı çabuk geçer. Randevuya geç kalan kadın ateşlidir. * sadık oldukları - ardır. Sadık kadın! ni bilmiyen ka * Yalan fena şeydir. Fakat, bunu bir kadın söylerse, güzeldir. öev diğiniz bir kadının ağzından duy « düğünüz yalan ise, size bir içki tesiri yapar. * Bir kadıma sık sık el olduğu. nu söylemeyiniz. Çünkü, kadın ha- kikaler güzelse A kızar, Bunu, ye- ni bulduğunuz bir Kkir olarak ortas ya altığınız zelde Ku atle Çire kin ise yine Ku zar, Kendislle - V lay etl gi dzi ae lar, * ae Kadının hangi [ yaşta daha güzel olduğu mevzuu. bahs olmaz. İ Çünkü, karlında yaş yoktur. | Son Telgrafın Müsabak_ası Bayanı — j Tanıyor musunuz? — Son Telgrafın Müsabaka Kuponu min fotoğrafı bildiririm. ADR2ES ; olduğunu ..... İMZA kat ben insan değil, ben müthiş bir * Löpek öldürdüm. Nasıl öldürdü. » #ümü bilmiyorum. Yalmız köpek izerime atılmıştı. Ben de elimde bulunan makası boğazına sapla - — Evet, ben köpeğin cesedini de buldum. Ancak sizi bulamadım. İ;- te asıl bu meseleyi bana izah eder misiniz? Genç kiz tereddüt etti. T. X. Mis Bartolometf'in kendisinden bir şey- ler saklamak istediğini anladı. — Bilmiyorum, nasıl oldu? fakat ben oradaydım. — Mahzenden nasıl dışarıya çi « kabildiniz? — Kapıd anma, Kkapı Rapalıydı, (e güldü: Şimdi anlıyorum, dedi, ben mhzende: . Anahtarınızın ki « Bitte cevrildiğini işittim v T hal üst kat mahzendeki kapaktan < kat mahzene indim. Makası da yukarıda unuttum. Ben ilk önce Kara'nın geldiğini zannetmiştira. (Devamı var)