San'at kahramanları Ne yazık!koca istanbul şehri hâlâ kendisine yaraşır bir tiyatro binası yaptıramadı Simdiki sahnelerin bin bir mikrop’taşı yan tozla- rını yuta yuta ciğerleri deşilen san atkârlarımızın bu fedakârlıkları hiç bir paha ile ölçülemez ' G ' Sanatkâr Melek bu fedakârlığın kah- raman bir örneğidir emekli bir aktöründen du' v it tüylerim Ürpermiş: retle bu artistin kim ol dum. Muhatabım, üğunu sör- sahnede mağrur bir kral ormuş gibi göğsü nü derin bir nefes ile kabarta — Kim olacakmış bu kadın ar - tist? dedi ve sesine daha ağır bir ton veren ifadesile: — İşte bu kadın artist, memle - kette operet mübdii ve memlekete yüzlerce operet artisti - yetiştiren besteklr ve m Muhlis Sa « | bahattinin biricik kızı Melektir, de- | di. | * Beyoğlunda Balıkpazarında - bir aparlımanın dördüncü katındaki kapısının zilini çeviriyorum, Mutfak tarafındaki kapı açılı « yor. Üstad Muhlis Sabahattine çok benziyen ak saçlı bir büyük ha « mMm, hafif bir sesle: Ne istiyor uz? diyor. Maksadımı söyleyince beni içeris ye alıyorlar, Sessizliği İhlâl etmek korkusile #yak uçlarıma basaraktan, hasta artistin annesini takip ediyorum. Duvarları İstânbulun — tanınmış şahsiyetlerile süslü olan odanın bir köşesindeki yataklta yatan hasta, beni görünce doğrulmak - istiyor., heyhat!.. Yedi seneden beri Türk sahne « sinde muvaffakiyetten muvaflaki- yete koşan bu güzel, bu alımlı cs- mer artist, bu kadarcık bir hare « ketle bile yorularak kesik kesik öksürüyor, konuşamıyor lerile hasta yatan Melek temsilinden berl Süphe a Yaprattığı Tam Yök ki, bize, Ginlarının Msedecektir. © kulis araları, bu sanat kah - fedakârlıklarından Ve göz- — Hastayım.. — kalkamıyorum.. a © Sezonun bön İi ölömek kusura bakmayın, diye hastalığını ı""ln:' Darülbed ayiin dram artist- Cude — ümmalı faaliyetlerile vü- '!-Flır:ı.kıg Erat Tir di andan — tanıdığım ti Ti «Kral Lirs 1 tem- Bi "':dc-n adin artisth bik bu özlü artistin filmlerdeki, sah- tni a ede ni bir buhran ve bay nedeki hayatı gözlerimin - önünde Nükapnağ Reçiriyor ve derken ağ - Şilak » bürnundan bardaklar do- 'an geliyor. iktor Yetişiyor... ğ Tatlı , çapkın bakışlarile bir çok seyircilerinin gönüllerinde (Devamı Ginct sayfada) ne yapacağını düşünen Rejisörü Ertuğrul Muhsin Şehir tiyatrosunu Üa derhal enjek- lür ye piPiyorlar, ilâçlar içiriyor » Yündan “Stayı sureti kat'iyede O - Ne oj Menediyorlar ültüeş “Ağünu bilmiyen o fedakâr Büçükye ÜESsir - ilâçların - tesirile başı gee Kendine. geliyor, Doktor Ünda: y T deyam eğimlatin, di ım::““P karşısında artist, bir sil- Tinei | € düşünüyor. Henüz Fi - Rine l& bitmiş, oyunun bitme- *Yunun YAĞİ perde var ve salonda Dök Süzide seyircileri... Mazlar ların bu. sözünü duyma - Yör, pan Seliyor; sahneye ilerli « Ğ.i;me t, kolundan tutup ken « Ü Ilu'dç ölümle neticelene - Yoğlarşa Mlikeye atıldığını anlatı » Vabı ü da, bu sefer şu kat'i ce « yorlar: '*f—xı.:;am babamın kızıyım ve ar- Beden pti tEmsil esnasında & hüı:. ]_.__;l*k ölüm ayırır, diyor ve voy SaPsarı benzile sahne- .ı);_:r Ve beynelmilel büyük bi . Pti olan üç perdelik ağır Ye biz Çiki 5-SONTELGRAF —1 Nisan 1937 ÜŞ ŞERR LÜ L AAT SS . Nümuneye-— ——Muvafık ÜD e eee yi Sinemada balet artisti olmak gittikçe güçleşişor. Eğer tabiat vücudünüzü Holivud stüdyolarında “vahidi kıyast,, olarak elde tu'ulan bacak nümune- sine göre, ö'çülü yaratmamışsa, bacaklarınız ya biraz iace veyahut biraz kalınsa, nekadar güzel de olsanız, san'at kabiliyetiniz ne derece yüksek te olsa malile, sizi almazlar. Böyle bir artistliğe namzet kızlırın bacakları, nümuneye muvafık olup olmadıkları an« laşılmak üzere milimetresine kadar ölçülüyor. ĞNNN MENNE BAA NDN DKSN B yak aN AYA HNUANA a NEKaancE ae Kati lNNAR BaUNA AYA H Bi nnn Gençleri tayyareden atılmağa hazırlamak çin paraşüt kuleleri yapılacak | Gençler, otuz metre kadar irtifadan açık paraşüt- | Terle bu kulelerden aşağıya atlamaktadırlar En zevkli Bir Spor Gençleri tayyareciliğe —aliştir - mak, heveslerini arttırmak ve en nihayet kendilerini bir tayyareden paraşütle aşağıya atılmıya hazır - lamak için bir çok memleketlerde- ki tayyare mekteplerinde paraşüt kuleleri inşa edilmiştir. Bizde de bu yolda ilk adım atılmıştır. Türkkuşunun memlekette aldı- Bi hiz ve inkişafa muvazi olarak, Paraşütçülerimizi de çoğaltmak yo- luna girmiş bulunuyoruz. Gerçi hava ordumuzda şimdiye kadar gençlerimiz arasında pek çok Paraşüt tecrilbeleri yapılmıştır ve Yyapılmaktadır. Gözlerini bile kırp- mMadan, tayyarelerden paraşütleri- le aşağıya atılan nadir tayyareci- lerimizin ve pilotlarımızın her gün adetleri biraz daha kabarmakta - dır. Yukarıda resmini — gördüğünüz Paraşüt kulesi Almanyadaki tayya- Te mekteplerinden birinde bulun- Müktadır. Birer eşi şimdilik An- kara ve Eskişehirde de yapılacak 0« lan bu kuleler, genç tayyarecileri Paraşütle aşağıya atlamıya hazır - lamaktadır, Kulenin irtifar 25, 30 metredir. Bu kadar irtifa paraşüt- Şüye verilecek ilk tatbiki derslere kifayet etmektedir. yyareci, külenin sahanlığın - dan zaten açık bir halde bulundu - Tulan paraşütün iplerine takılmak- ta ve asılı duran paraşı Öy Yüuny b Bhuna n: MNüuvaffak 'diri 'or San'atkâr Meleğin san'atkâr babası Muhlir Sabahattin Teğe rapteden bağ salr dir. Bu suretle tayyareci o irti- fadan açık parasütle yavaş yavaş aşafıya inmektedir.