Elli sene içinde iki yüze ya- kın insan öldüren bir adam Bir gün polis generalinin odasına girip başını getifenepmükâfat olarak verilmek üzere hazır bulundurulan parayı aldı, gitti On sekininel asırda elli sena Poris ve elvarınt kasıp kavuran haydat Pülaye 1732 de bütün Paris ve civarını dehşet içinde bırakan meşhur Kar- tus çetesi nihayet birer birer yaka- danıp da, reisleri idam — edildik sonra, ortalık yavaş yavaş sükünet bulmağa başlamıştı. K Eni artık zihi den si U Xe ikeü, yine Pasis civarında bu çeteyi gölgede bırakacak daha kan- H ve daha azgın bir çete meydana tus'un cinayetlerine Trağmen Rre eden adamın İsmi Çete o devirdeki 1a saldırıyor. « Pek tabii olarak bu haydudu ele bütün hükümet da- le gör- e reisi ya- yetleri herkesin nediği bu esrarengiz çı #alanamayınca, başını getirene pa- | kâfatı vadedilmişti. an ortalıkla bir isim do - İaşmağa başlamıştı: — Pulaye, Pulaye! böyle bir isim t © zamanın p: ine bir mektup göndermiş Ve iddialarının doğruluğunu isbat #tmek için de, mektubun içine bir $andarmanın kesik kulağını koy - Muştu. Pulaye mektubunda şö dü: le diyor- «Size söyliyebileceğim — bütün Sözler şunlardan ibarettir. Benim adım Pulayedir. Britanyada doğ - dum. Babamın biricik - oğluyum. On yaşında bir gemiye tayfa olarak Birdim. On iki yaşında kaptanın Bazı eşyasını çaldıktan sonra İn - Giltereye kaçtım. İngilizler beni Yakalamak istediler, fakat .bir va- Pura gizlenmeğe muvaffak oldüm. Oradan Portekize çıktım. Falcılık #ttim, seyyar satıcılık yaptım. Nihayet memleketime dönerek #Orduya girdim. Fakat bir çamaşır- € kızına âşık olmüştüum. Onbaşı dehşetli kıskanmıya başladı. Ben de heriti öldürmiye mecbur ol « Gum. Beni idama mahküm et « tiler, Fakat kaçmağa “muvaf'« fak oldum. İdama mahküm et « liğiniz adam, şimdi yaşamak için bütün dünyayı idama mahküm et- Biş bulunmaktadır.» Pulaye iri boylu, siyah gözlü, #2 çok okumuş, kıyafet değiştir « Mekte”son derece mahir, cür'et » bir adamdı. Hattâ gayet iyi Eiyinmiş asılzadeler kılığına gire- Tek, opera balolarına bile giderdi. Bir gün operada bir kadınla ta- | koca! yışmış ve kendisini Kadın Pulaye'yi evine götürm razı oldu. Aksilik olacak, o gece ve gelmiş bulu: Pulaye dolaba saklan labin ani 'akat do n vakitsiz r deliğine eve gelen parmaklarında- ki yüzükleri görmüştü. * Bir-anda kafası değişti. Dolabim kanadını açtığı gibi dışarıya çıktı ve hançe- Tini çekerek, zavallı adamcağızı tehditle parmaklarındaki yüzükle- ri aldı ve geldiği gibi çıkıp gitti. 1760 senesine kadar çetesinin öl- dürdüğü adamların yekünu yüz elliyi bulmuştu. Çel mensup efrattan hiç bi risi kendisine ihanet etmemişti. Çünkü Pulaye adam öldürüp soy- gunculuk yapıldığı zaman elde e- dilen ganimeti arkadaşlarına mü- savat üzere taksim ederdi. Ondan sonra da ortadan kaybolurdu. Hat- tâ en yakmn muavini bile kendisi - nin nerede oturduğunu bilmezdi, Bundan başka baydut, ihtiyatsızca hareket etmek istidadinda olan » ları susturmasını bilirdi. Bir gün adamlarından biri ken - sini haber vermeğe kalkmıştı. Bu adamı yakalattı, bağlattı, iki duva- tın köşesine mumya gibi dikti ve sonra ön tarafa üçüncü bir duvar ördürdü. Üst tarafını kapattı. Yani diri diri gömdü. Du - wârın üzerine de mezar taşı gibi bir levha asarak altına imzasını koy - dü. ı;oll! generali peyhude uğraşı - 1785 de Sent Antaan ö idam sevdirmişti. | Haydut en sonunda dili dışarıya doğru 4 çekilmek suretile idam edildi | haber verdi, haydudu yakaladılar, yordu. Pulaye'nin kafasını g-tires cek olanlara vadedilen mükâfat arttırılmıştı. Otuz bin liraya kadar gıkarılmıştı. O zamana göre bu pa- ranın azameti tasavvur edilebilir. Bir gün kont Dö Vilye isminde bir zat, polis generalını odasında #iyaret etti: — Hem memleketimi ziyaret mek, hem de vadedilen mükâfatı kazanmak istiyorum. — Pulaye'den mi bahsediyorsu. nuz? — Evet.: Size bu adamı hem de teslim edebileceğimi ümit ediyorum. Yalnız haydudu size teş« Tim et- n dakikada paralar h | | --| lar hazırdır, siz yalnız i buraya getiriniz, | İki gün sonra bir gece Kont tek- generalını ziyaret etli: ayız* şka kimse yok. mı? n ba: rdır, şu dölaptadır. — O halde açıkcasını söyliye « yim. P benim. Eğer yeriniz « den kıpırdarsanız. ve ağzınızdan bir tek $es çıkarsa, gu zehirli han- saplanmış bilin ye ceplerinde bulundurdu - ğu ipleri çıkardı, polis geni bağladı ve dolabı açarak p: aldı, çıkıp gitti. Bu hâdiseyi takip eden bir kâç sene içinde cinayetler ve söygun e devam edip gidiyordu. 'nin “bir 'çok metresleri #ardı, bu kadınlârin bitip tüken « mek biliniyen arzularını yerinö ge- tirmek için Pulaye boyuna insan öldürüyor, paralarımı alıyordu. Nihayet bu motreslerden bikip | terkettiği bir tanesi 28 mart 1782 de, Pulaye'nin nerede saklandığımı a9 Mo hapishanesine attılar, Fakât, a. gustosta oradan da kaçtı. Evleri soyulanlar öldürülmedik- leri için, can körkusile - hırsızlığı polise haber vermiye dahi cesaret edemiyorlardı. Pulaye ismini Şevalye ile tebdil etmişti. Nihayet soyulan evlerden birir'n sahibesi polise müracaat etti. Tah- kikat ve taharriyata başlandı. B arka tarafında bir arabanın teker « lek izleri göründü. Bu iz polisi Pulaye'ye kadar ulaşe tırdı. Haydutların eşyayı doldürüm götürdükleri arabanın tekerlek '& leri sayesinde Pulaye ve arkadaşı jyakayı ele verdiler, Püulaye bu sefer kurtulamıyaca- Bını anlayınca, © vakte kadar yedi yüz hırsızlık yaptığını ve iki yüze yakın insan öldürdüğünü itiraf et- ti. | Kanlı haydut, 3 temmuz 1796 da idam edildi, 3 aNF SA l S GS T ka, .pdı;lı:llı dili çekilmek suretila Nasıl Sevişiriz? Her milletin ırki karakterlerine gö- re sevişme tarzları başka başkadır Meselâ Ingiliz sevmesini bilmez, Fransız bilir, Türk sever, fakat çok kıskançtır, Italyan sever- ken ağlar, Amerikalı ... ilh! Herkes bu yazıyı heyecanla oku- yacaktır Şörşenşmminenain nnn eee v demidn a üşammn SN lerına baNÜr ÜND DÜ aaNl DU BN ame aanni zi a atasaninezimemi Bu yazıyı genç b kendisin O Bieammnan AT ae NT n ğ Te aa İngilizler kendileri hakkında baş- kalarının ne düşündüklerine mete- Tik bile vermezler. Pakat, ırki ka- rakterleti hakkında — başkalarının da İngilizlere hiç metelik verme - diğint çok yi bilirler, Bir İn liz, kadına karşı soğuk durur ve mağ- Tür bir eda ile kadının sevgi gös- termesini bekler, kendi memleke - tinden dışarı çıkan bir İngiliz, sev- Bi hakkında ilk teşebbüsün kâdın tarafından yapılmadığını görünre, şaşırır kalır. Kadına karşı aşk ilân etmekte Fransızlar yektadırlar. Aşk bir 54 Hat ve ayni zamanda bir oyun ol- duğu için, insanın bunâ gpor gibi alışkanlık peyda etmesi icabeder, İngiliz yüreğini spora verir, Fran- Biz ise aşka.. Fransızlar, kadınları Küzel sanatlere ait bir eser olirık telâkki ederler, İngilizlerin yücsek karakter ve hasletlerini inkâr «*. mek kimsenin aklından — geçmer. Binaenaleyh, #eymesini bilmedik - lerinden dolayı da onları muahaze etinek doğru değildir. Fransızlar kadınların daima iyi giyinip, kü. Şanmalarını ve güzelleşmeleri 'çin her şeyi yapmalarını ve güzel ol« Malarını isterler, İngilizlere nis « betle Fransızlar daha zayıf ve çex daha kuvvetsizdirler. Otuz beş vâ- gından sonra bir Fransız erkeği, Yyıpranmış sayılabilir. Fransızler, o yaştan sonra kadını bir san'at «se*i olarak sevmiye başlarlar. Millet « lerin kadınlara karşı göster dixleri #evgi ve muhabbet gu süretle k- Takterize edilebilir: 'Türkler: Sevince pir Geverter, Fakat çok kıskançtırlar. Hayatı kâ- dın, kadını hayat olarak telâkki & derler, İngilizler: — Kadına sevgilerini Bösterirlerken süküt ederler. Fransızlar: Aşklarını, tatlı söz - Ter söyliyerek müşfik ve nüva - Zişkâr vaziyetler alarak ilün eder- ker, Amerikalılar: Sevişmekten ziya. de eksantriktirler. Vefaları kıttır. Dedikoduya düşkündürler. SAhret için sevgi ve aşkı feda ederler, İtalyanlar: Şarkı söyliyerek, şiir fnşad ederek sevgilerini gösterir « ler ve ekseriya ağlarlar. İspanyollar: Kadına karşı ha « =d£rlır, fakat sevgileri devamlı - talyan, sevgilisini başkalarına e ait olmak üzere, a da göstermek ve öğünmek muvaffak olamayınca ağlar. kından tanıştığım bir İspanyol, be- mimle görüşürken, kadınları döğ - mek ve şiddet altında bulundur - manın zevkli bir şey olduğunu söy- lüyor ve sigarasını sevdiği kadının eline vererek töndürtüyordu. Bü- tün İspanyolların büyle oldıukla - rını söylemek Gdoğru değilse de ekseriyetle böyle oldukları söylen- mektedir. Kıskançlık, filvaki, aşkın tuz bi- beridir. Kıskanç olmıyan erkek ve kadınlar sevgileri hassas Jardır, Kıskanan İngilir, Tuğa vurür, İspanyol ise, rakibini öldürmiye her dakika ır. İs- panyollar sevgiden ötürü ka <rın dövülmek ihtiyacını duyduk! rınt söylemektedirler. Kim bilir, belki de öyledir. Benimle görüşen bir Türk erkeği hayatında bir de- fa bir Rus kadınını gamarladığını göylemişti. Bu kadın, bu şamarlar- dan sonra bu erkeğin peşini kat'iy- yen bırakmamiş ve zavallı adam, zor halle bu Rus kadınından kur- tulabilmişse de her ne olursa ol - sun bir daha kadına şamarla vur- ister, ir İngiliz kadınından dinledik, Fikirlerini ynen.dercediyoruz. | muyacağına da yemin etmiştir. A- Tap erkekleri fazlasile kıskanç ve kadınların üzerinde müstebirlane bir şekilde hâkimdirler. Rakiple - rini, sevgiden daha çok, gururlan- mük için öldürmiye kalkışmakta - dırlar. Arapların sevgisi müte « hakkimanedir. Bunda bir ideâl a- Tamak'beyhüdedir. Rus ile Türkün aşk Ve sevgisi dünyanın en ideal sevgisini teşkil eder. Benimle gö Tüşen bir. Türk, bir Rus kadınını ini ve ondan bir daha ayrıla- söylemişti. Ayni şey, Rus erkeklerile sevişen bir Fransız veya bir İngiliz kadına "için de vâakidir. Rusla Türk, Fran- sIz gibi sever, İlalyan gibi ağlar, İspanyol gibi hüşünet gösterir, İne giliz gibi arkadaşlık ederler. Bu terkip, şeytanla Mmelâikenin, bir çocukla bir yaşlı adamın, bir râhi- udum bir araya ge- lerek halita hal zer. Bu iki milletin erkekleri için, dünya bir tiyâtrö sahnesine ben - zer ve bu sahnede en mühim rolü kadın oynar. Kadın her geydir. Ha- yat kadındır, kadın hayat..,