4-SONTELGRAF — 22 Mart 1937 Amerikada seksenlik ihtiyarlardan mürekkep bir “Yüksek mahkeme, var Sanki vazifesi Cumhurreisinin bütün yapmak istediklerini bozmaktır. Buadamlara 20,000 dolar tekaüt maaşı veril- diği halde, gene hiç birisi yerinden kıpırdamıyor Ruzvelt, yapılacak işlere daima en- gel olan bu ihtiyarlara karşışiddetli bir mücadeleye girişti h ihtıyarların hişmi- | 8e Umumi Harpte ve sulh müzake- seleri esnasında Amerika Cumhur geisliğinde bulunmuş olan Vodrow Vilsan, memleketin dış politika - sında yapılacak işlerde veto hakkı ile mücehhez bulunan Ayan min hışmina Ve perişan bir hale gelmişti. Amerikada ihtiyarlardan mü - vekkep öyle bir Ayan âzası var- dır ki, istediği zaman devlet reisi min yapmak istediği geylere m elür, Şimdiki Cumhur reisi Franklen Ruzvelt dünya işlerine karışma - dığı için, Ayarın tasvibine arzedi- lecek o kadar çok büyük iş çıkma- hakiki hatıraları: 19 İki yanımızda süngülü jandarma- lar, bizi Marsilya sokaklarında dolaş Traşı müt y0 çok işime yı 'adı. Pek kirli idim. satını” vermedi çıktım. Kenc E €ihetle ses çık an giyindim. Yıkanmmamız tamam olup s lo » na çıkınca omuzlarımıza birer bat- | taniye ile birer yatak çarşafı ve - rildi. Yine sıraya konduk ve veri len emir üzerine eli anaht: gear- Giyanı tâkibe başladız. Büyücek #nahtarla soldaki demir kapıyaç. ra, lütfen mahkemeden çekil - | Reislerine gelince, , Amerika Cumhür n icftatından Sön derece ekseriyetle aka va memurdur. Ço - cukluğunda zekâsı ile temayüz et- Rüzveli Amerikayı iktisadi buh- iyet arasında san- candan kurtarmak ve devamlı bir. | k istiyor, bu - | tevahhuş ederler, Yine bu ihtiyar- refaha kavuştu edi yaşında iken Homer ile Virji'i okuyordu. Ame- hürmet ve âtibarır #ğüdçin dertir ç hâdde kadar Amerika | Cemiyetinin temel direği olmıya Şu dakikada bile yapmak istiyor. Bu bahiste de kar- n metmişlerdi gısına «Yüksek Mahkeme> denilen | #Zmetmişlerdir. nold isminde bir âza var mertebeye yükse Hattâ 1918 senesinde az dir ki, hiç yatağından çıkmaz, an- | cak Yüksek Mahkemenin bir tan bu yüksek lantisı olursa, belini gü opagandasını iyi için kazanamadı. ultur ve toplantıya iştirak etmek | için yatağından çıkar. kameye yeni aza intihabı hakkının mdi Yüksek Mahkemeyi haj isine verilmesini istemektedir sinin yapmak tediği şeylerin he- çoklarını bozmaktadır. Hi- yus Nevyork val teşkil etmekte alar lerden ibaret oldü; zevatın kim « i mahkeme Szası hiç bir i iken gaz ve şi- gorta şirketleri aleyhinde şiddetle takibata grişmişti Miyan o zamanki kahra! rını, bugünkü yaşında da göster - yâş kaydına tâbi değildirler. 70 ya- gina geldikleri zaman, canları is- er (7B yaşın - da). Mak Reynold (7 ), Pters Bütler (71 yaşında), içlerinde en genci ol- Hâlâ unutul- terse vazifelerinden da kendilerine 20.0000 do- lar tekaüdiye bağlanır. Böyle ol - makla beraber, mahkeme âzası bu kadar zengin bir mütekâitlik ha- yatına da rağbet güstermemekte - mak üzere Öven Roberts ( şında) ve bir da reis Çarles £ velt'in bugün mücadele ettiği adamlar bunlardır. Dünyanın en medent milleti sa- yılan Amerikalıların bugünkü teş- kilâtı esasiyelerindeki şu sakatlı « Ba bakınca, insan Cumhuriyet Tür. kiyesindeki teşkilâtı esasiyenin bu- güne kadar hiç aksamadan mille - tin bünyesine ne kadar tetabuk et- tiğini düşünüyor ve bu bakımdan da iftihar duyuyor. Liberallerden “üçü Luls Bran - deis (80 yaşınd?), Harlan Ston (65 Benjame: loza, (67 Amerikada yüz elli senelik tir aiamen- Kardaga, ($ teşkilâtı esasiye kanunünu nncak tefsir edebilecekleri kanaati vardır. 1910 senesine ka- Üçü evvelce büyük «fŞirketlerin avukatlıklarını ve mü- şavirliklerini yapmak suretile ser- vet kazanmış insanlardır. Diğerleri de aşağı yukarı milyarlarla oaynı « yan şirketlerde nüfuzlu vazifeler görmüş insanlardır. dar yüksek Mahkeme ancak üç de- fa reis değiştirmiştir. Bu mahkeme fizasından Holmes isminde bir zat ancak seksşen iki yaşına geldikten 1ya uğrıya bedbaht | 1 kalabalık tepsiden yemekleri vermeğe başladı. Bak - tm: Patates ezmesi, mekle makarna vardı. Gayri ihti- tırıyorlar Fini anlığor, ne de demek istediği- mi anlatabiliyordum. Akşama ka- dar o da işaretle bir kaç kelime an- cak konuşabildik. Esasen konuş - kıp yaptığımız ban- | ti Yirmi metre uzunlukta büyük dora çıktık, Ön beşten faz- 'dı. Bunlara tek oda mâ- nâsına selol diyor m gibi yıkanmak fir- | la ada v Acele ederek | vüğine b u Güyanda ön yıl İnledikten gonrz, Fransanın Havr şenrine gt ım oda, yere zerili iki | yağı kıt mercimek çorbası gibi sev- 1 zor istiap eder genişlikte i- mediğim şeylerdi. Martenetti Gar- diyanla görüştü, Cezairliler tepsi- önde, karış kadar bir | odaya bu beş yabancı ile beraber | çok fenama gitti. Bu, yaşları geçkin adamla: huyları meçhulüm olduğu cih çok sıkılıyordum. Hele mevkimi bir ka işkâl ediyordu. açılmış demir par- K k pencereden baş- ava ve güneş gire yi ortaya koyarak bana da ye işa- retini verdiler. Odadaki havasızlık me ut iştihamı da gi- | dermiş, getirilenden bir lokma al- | le Martenetti adınd kisinin ot minder üzerinde göster- | dikleri yere oturdum. Ne dedikle- Akşam zamanı gelen gardiyan o- da kapısı üzerindeki ufak pence - Az sonra, başka bir gardiyan, e- | —HIKA YE Yazan; Orhan Erkmen Kırmızı boyunbağı | — Siz İstanbul sultanisinde ta « lebe değil mi idiniz?, — Evet iki yıl o mektebe de de- vam etmiştim. — Aileniz Kadıköyünde olura - yöor değil mi? — Evet, evet.. — Ben sizin © vakit arkadaşınız- dım. Tanıyamadınız mı? Sekizinci- den Azmi. — OL Azmi sen misin kardeşini, #eni görmekle bugün çok bahtiya- rım, — Yanılmıyorsam yirmi.. yirmi iki yıl oluyor, 0 zamandan beri se- | ni ilk defa görüyorum. Az daha bi ribirimizi tanıyamıyacaktık 914-937 tam yirmi iki yıl ah... Ne kadar ça- buk geçiyor bu yıllar. Yahu bura- larda ne arıyorsun Azmiciğim... — Evim, ailem, yazıhanem, işim gücüm burada, Fakat sen?.. — Ben yazıyorum, gördükleri » mi, bildiklerimi velhasıl bir ga * zeteci gözüne ilişen her şeyi yazıp, yazıp satıyorum, mesleğim bu.. — Neler yazıyorsun, hangi gaze- telerde?.. — Hangisinde olursa, makale, hi- kâye, roman... — Pekâlâ buraya ne yazmıya geldin hikâye mi? roman mı?, — Buraya Karaman - oğullarına Bit bazı tetkiklerde bulunmak i - çin geldim. Bunları Son Telgraf gazetesinde neşredeceğim. — Çok iyi, ben sana elden gelen bütün yardımları yapmıya çalışı - rım. Yatacak bir yer temin ettin mi bari?, — Evet, bir oda buldum, yerleş- tim, Yardımınıza çok teşekkür e- derim, — Yemek içmek bhizde olacak ha... Kendi evin gibi anladın mı Mithat... — Hayır, hayır sizi o kadar fazla Tahatsız etmek istemem., — Senin sofraya gelişin bana ge- ref verecektir. Göğsünü gere gere | girip çıkacaksın. — Razıyım amma yalnız bir gün | için ilk ve son. delikten Marte » nettiye uzattı. Bunda etli bir ye « yart: — Bana da getir, demişim. Gar- diyan, Fransız şakisine bir şeyler söyledi. Sonra, şaki bana dönerek gel misin gibi işaretlerde bulundu. Owi, dedim. Gardiyan, elin - deki listeden yemekleri okumasa başladı. Ne dediğini bilmediğim (Devamı var) | Ve gurürü andıran bir eda ile Azmi ile birlikte kasaba - içİ yaptıkları küçük bir — gezini dönünce bermutad sofranın baştfğ geçti karnını doyurmağa başlâlğ Azmi anlatıyordu. — Bu evi karımın mir Hme geçen paralarla nin karısı her gün ve her — vakillğ gibi dekolte blüzünun içinde göklE sünü gererek başını kaldırdı | kirpikleri #rasında kor gibi gözlerini Mithatın gözlerme di minin sözünü tastikledi. Azmi züne devam ediyordu.. — Nesrinciğim., Mitbat ile © zında geçen tatlı çocükü ralarımız, ön beş gün beri hayalimde öyle canlanıyor yirmi iki yıl sanki dün gibi.. neler ne kadar çabuk - geçi; Mithatcığım, sen o zaman çok İ şarı bir çocuktun değil mi? Buğ ise bir gazeteci imzası herkesili fızasında takdirle taşınan bir Y €. Vallahi benim de merak ğim bir meslekti bu.. ah.. ne refli ne kiymetli bir meslek. G€ gün bana hediye ettiğin (7avalliğ lar) isimli kitabın ne kadar Bi zeldi. Üzerinde senin imzanı t dığı için gözümde daha güze Hakikaten hoş yazıyorsun Mi rünmiyen Mithatı dolaşmak onun küçük evine gitmişti. Mi tı evde buldu. — Ne o Mithat hasta mısın, den görünmüyorsun merak et j Hiç bir daha uğramadın. | ı Biraz ııiıı-îı——, vatdı, v.ııllıi rimle meşguldüm de. Beni hatiflili dığınıza teşekkürl â Nesrin, daha çocukluğundanill ri Mithatın yazılarını sever, er . yi ise çok zengin olmasına ı.ı'“) men daima paylardı. İki arki y Azmi ve Mithat biribirlerine © T dar rakiptiler ki Nesrin için BEŞ gâ etmedikleri bir gün bile Yi Genç kadın, bunları unuimın“âi Mithatı hâlâ seviyordu. Hele ÜŞ gün yine önün için kavga ederli ken Mithatın kırmızı boyun M Azminin ellerinde kalmıştı V& | günden sonra konuşmamış! Yıllar, bir sevgiliyi um yemeklerden para ile ister | D NS PARiS 1937 SERGİSİ NATTA Zengin ve idareli rogramlarını hazır! ı:öcüıc SEYAHAT! PARİS-MİLANO-RELG BÜYÜK SEYAHAT : Paris - Londra - Nis« M karlo - Roma e Berlin « burg - Bükreş 7 LÜKS VAPURLAR İkinci, Üçüncü mevkilef Tafslât: NATTTA, sey$ acentıları Galatasaray Telgee NATTA « Tek 44913/44914 ğ