4—SONTELGRAF — 21 Mart 1937 Hava yolculuğu Zeplinler Avrupa ile Uzak Şark ara- sında yolcu taşımağa başlıyacaklar LA dünya | Zeplinlarle dünga etrafında yapılacak seyahatlere harlta üzerinde bir bakış düğü gibi yolcu ve eşya nakliya « | merikaya 72 saatte gitmekle ve Amortikalılarla İngilizlerin 2ep- lincilikten sarfınazar” etmelerine Tağmen, Almüanlar, zeplin imâlin- | den! vazgeçmedikleri gibi, zeplin- | | lerle yolu ve eşya 'nakline de de- | vam etmektedir. Graf zeplinin mu- | affakıyetleri üzerine, Amerikalı - larla İngilizler, bu işe merak et * mişler ve birer tane zeplin imâl et- mişterdi. Fakat, bu zeplinler su- küt ederek parçalanmışlardı. Bu - nun üzerine, Amerikalı ve İngiliz- lerâe bu merak söndü ve bu iki millet zeplin imalinden sarfına- zar ettiler. Bu vaziyet karşısında Almanla - rın cesareti kırılmak şöyle dursun, Graf zepline ilâveten geçen yıl L. Z. 120 namında ikincı bir zeplin daha imâl edi i ladılar, L. 129 zeplininin di - üer bir namı da (Fon Hindenburg) Almanlar, bu kadarla da kal- dir. mıyarak Franklfurt Nam Z. 180 namında üçüncü daha inşa etmektedirler, Mütehassıs bazı Avrupslı ve A- merikalıların zeplinlere olan aley tarlığına rağmen, uzun yolculuk - larda bozuk havalar ve şiddetli ha- va muhalefetlerine karşı zeplinle- Tin cok mukavemetli olduğu gört n'da L. € zeplin tının çok kolaylıkla yapıldığı da an- laşıldı. 1928 yılındanberi dünyanın her köşesini dolaşmış ve yüz binlerce kilemetre yol almış olan Graf zep- lin, bu iddiaya bir delil olarak gös- terilmektedir. Bir kaç yıldanberi Amerikanın cenubu ile Almanya arasında müteaddit seyahatler yap- miş olan Graf zeplin hiç bir kazaya amamış ve korkulu hiç bir hâ- diseye maruz kalmamıştır. Graf zeplinden sonra sefere büş- hyen L. Z. 129 zeplini ise seyrü- selerin daha muntazam bir şekle konulmasına yardım etmiştir. Bu iki zeplin sayesinde Avrupa ile A- merika ara; liyatında, t . Zeplinler selerlerini da- ıracak olurlarsa Amerika yetine gelmiş olacaktır. Ök- yanuslar üzerinde uçan zeplinler vaseti olarak saniyede 33 metre süt'at teminine muvaffak olmuşlar- dic, (Hindenburg) zeplini —Atlas denizi üzerinden geçerek şimali A- merika ile Almanyayı yekdiğerine gapletmiye muvaffak — olmuştur. Avrupadan kalkan bir zeplin A üyan'a sürülen Türk polisinin hakiki hatıraları: 18 luk, vapur yol- culuğundanda- hazevkli,eğlen celi oluyormuş dönmektedir. Teknik cihetlerden Avrupa ile Amerika arasında zep- linlerle yapılacak seyahatlerin hiç bir güçlükle karşılaşmıyacağı an-" laşılmıştır. Ekonomi ve ticaret noktal nazarından vapurlara nis- betle, zeplinlerin çok faydalı ola- cakları anlaşılmış bulunuyor. 1935 yılında teşekkül eden Doyçe Se « pelin-Reederay namındaki Alman zöplin şirketi, zeplincilik hakkın- da propagandalar yaparak nakli- yatın bunlarla yapılmasını temine çalışmaktadır. -Almanlar, elyevm İşletilmekte olan Almanya - Ameri- ka zeplin hattından başka, Avru- pa ile Uzak Şark arasında da bir hat tesisini düşünmektedirler, Bu düşünce iledir Almanlar L. Z. 129 dan daha çok yolecu taşıyabil cek olan L, Z. 130 zeplinini imale başlamışlardır. Bu kadarla da ik- tifa etmek istemiyen Altnan zeplin şirketi 1838 yılı nihayetine kadar dahü iki zeplin imalini proj koymuştur. Bu suretle Almanlar, dört zeplinden mürekkep kir h filosuna sahip olmuş olacaklar Zeplinler yalnız ekonomi ve tica- ret maksadile inşa olunmaktadır « lar. Çünkü, Harbi Umumide ol - duğu gibi, şimdi ve istikbalde de zeplinler askeri roller oynıyamaz Amerikadan Avrupaya 60 saatte | yacaklardır. Çünkü tayyareler çok Üç gün sonra vapurumuz Marsilya Mehmet Ali, pek içli bir arka- | gi gün Fransız sularına dahil ol - daştı. Kendisinden ziyade bana «- cır, yabancı men da ezilmeyi düşünecek yerde v. taaının İçerisine düştüğü facla ile göz yaşı dökerdi. İkimiz de kendi- mizi şaraba vermiştik. Kötü üzüm suyunun bir kaç bardak sonra baş- hyan buruşturucu tesiri altında ket zindanların- | kendimizden geçer ve yaşadığımızı | farketmemiye çalışarak akşamı ve akşamları da yine müracaat etti - Bimiz bu usulle sabahi bulurduk, Gece, yatsı sonları Sicilya açık- larına geldik. Sicilyadan sonra yine açık de - duk. Eskimiş ve harabiyetten sırf bir tehlike kesilmiş yolsuz vapurumuz bu sularda da bir yelkenli küçük gemiden farksız olarak sallanma « larına devam ettikten sonra yola çıktığımızın yedinci günü Marsil - yaya geldik. Yo kaç iculardan — sonra biz de bir dalla ve elleri: rle yekdiğerine ba, duğu halde rıhtıma çıklık. Şu man- zara, beni, bir kat daha meyus et- ti. Ne yaptığım dü Sanki yüzlerce ins alın zin- ımış ol- | girmişti leyhine büyük rol oy fur bir canavar veya hain şım gibi hemcinslerim önünde sokuldu. ğüm bu hal, bana her zamankin- den daha çok dokundu. Çok sürmedi. Rıhtımda bekler » ken Salibi ahmer işaretli bir oto » mobille paytonu andırır iki ara « baya konulduk. Sivil ve asker ayrı ayrı taksim edi bil ve arabalarda da z bu otomo- d nlarımız ilü muhafızlarla çevrilmişti. iş, büyük ve kalabalık c den dar sokaklara giriyor ve aladı z bu sokaklar. nizde yol almıya başlıyarak erte- | nihayet vermiş, yahut, vatanı a - | dan kurtulunca da yine muhteşem | : ve düzgün bir yola dahil olarak fa- sılasız ilerllyoruz. Genişce bir sokak başındaki ya- pı önünde durdular, Şoförün kapı- cıdan bir şeyler sord yorduk. Sonra, yine verildi. Oysa, bu şoför ve arabacı efendiler, askeri tevkifhanenin yo- hunu bilmiyorlar değil mi imiş? Daha ne kadar gittik bilmem. Bir kapı önünde durduk. Otomobilde- mış men- | kiler indirildi. Öğrendik ki, bu - razı, Fors Nikola tâbir edilen aske- Ti tevkifhane imiş. İkl araba bir müddet sonra, bizi Sen Piyere ge- tirdi. Çokca biz sivillere tahsis edil » ş bulunan Sen Piyer hapishane- tan görünüşü, bir hapi betini tam - olarak taşıyor. korkunç ve üz! Atlayan jandarmalar büyük bir özenle bizi de indi tevkifhanenin pek yavaş açıla ük demir kapı larak geniş bir a Sır: Öyle nra, bü- soku- n içeri vluya geldik. ya dizilmiştik. Şef namı ve- 1 de hatırı sayılır binalardan. Dış- | hane hey - | .. . . r— Bugün Avrupa ile Amerika arasındaZep İZepiinle yolcu-| linlerle seyahat müddeti 72 saate indi mıştı. Unuttuğu gazetesini dönüp | dığı halde, zeplinler ağır ticaret İri gözlerini gözlüğünün üstün - den ayırârak elindeki kâğıdı, bir daha okudu; — Feliket Dedi bir bedbaht olmuştu, Gençliğinde | izdiv üzücü, korkulu bir geçit diye telâkki ettiğini hatırladı. Ni- hayet Neclâ ile evlenme yılları, e- | nun bu düşüncelerinin birer vo « | himden başka bir şey olmadığını isbat etti. Bican efendi, izdivacın Baadetli kanatları ar o ka- dar sermet dolaştı ve o kadar İsti- rahati kalple yaşadı ki, her gecen yıl onu karısına ve karıs'ını ona bir kat daha bağlıyor ve hayatı izdi- vaçlarında yeni ve samimi merha- leler açıyordu. Artık bekârlık âlemini tamamen unutmuş ve yalnız yuvasına buğ - lanmıştı. Zaten hayatta bundan başka ne arzusu olabilirdi. Neclâ i- le gül gibi geçinip gidiyordu. * a seneleri O akşam, evleri misafir dolu idi. Eğlendiler, güldüler. (Ertesi gün Bican efendi, daireye biraz geç kal- | miştı, Şişman göbeğini sallayarak ev- den çıktığı dakikada aksilik başla- terakki etmiştir. Almanya ile A - merika arasında muntazam suret - te seyrüsefer eden zeplinlerden baş- ka, Lüfthanza ile Er - Frans sivil tayyare şirketleri de Amerika - Av- rupa hattında tayyare seyrüsefer leri tanzim etmişlerdir. Tay | lerin sürati zeplinlere nishetle bit- | tabi çok ziyadedir. Fakat, zeplin « lesde seyahat duha ucuz ve daha | emindir. Bundan başka, tayyare « lerle yalnız posta paketlesi taşın- | eşyaları taşımaktadırlar. Bundan ötürüdür ,ki tayyare ile zeplin a- rasında bir rekabet olacağını tah- etmek beyhudedir, Güyanda Cayenne şehrinin umum t manzarası rilen baş gardiyan gelerek elinde- ki listeden isimlerimizi okudu. Ta- mamdık, Jandarmalardan - teslim aldıkları eşya ve paralarımızı di - ğer gardiyanların da yardımile ay- Ti âyrı sayıp tesbit ettikten sanra hepimizden birer imza aldı. Hapishane memurunun işaretile ön ve arkalarımıza düşen gardi - | yanları takiben alt kat bir korido- | râ Ve oradan da geniş bir salona | 1 n almak, pencereden sarkan çocuğili nu azarlamak gibi ona vakit kaf f bettiren şeyler arasında hem bü murdanıyor, hem de bir an evil dairede bulunmak için koşuyo! | İkinci aksilik daire ıı.mnıxı,î du. Bir çok ağız patırdısından Sf | ra müdür ona: H — Bütn kadar eve vöğnikl nım, dedi. Bu sözlerile, bir şeyi ima etmtk i bunu düğük istemişti. Bican efen nüyordu. Ö, evine bağlı olmakli| beraber - vazifesine de fevkalüdi” merbuttu. disinin hususi BEŞ nen, müdüll yatile alâka acaba neyi imâ ediyordu? Müdürün kendi muhitinde otüf€ duğunu düşündü.. j İnsanın, böyle zayıf zamanlartf” da ne fena şeyler hatırına ch: du; Evde yaptığı kavgaları ve ni hayet Neclânın yakında ohu f bir-kelime ile tehdit' ettiğini dî şündü: i — Acaba? <diyordu: ” Dairenin kapısı açıldı. Hademfi | ona, bir mektup uzattı. Zarfı ıeğ1 yırttı ve hayretinden dona” kall k Gözlerine inanamadı. | İri gözlerile kâğıdı. bir daha ©Ğ kudu: - Felâket... i Diye bağırdı. f Karısı onu aldatıyordu. Işte oet imzâsız bir mektup bunu — balil vermişti. 4 Mektubu derhal cebine yerlet ? tirdi. Hiç bir şey düşünmeden YÜ rinden fırladı; şaşkın bir hal€? kendisini sokağa attı. Kaşuyor, v şüyordu. Onu, âşıkile bir aradâ fiğ kalayacak ve ikisini de öldüreciii ti. Fakat hayır, böyle yapmasi ğ ru değildi. Bu hareketi kendi musunu ifşa etmekten başka N€ labilirdi? (Devamı 6 net sahifede) geldik. - Sandalyelere oiurl’â | söylendi. Gardiyanın yükselefi sine ellerinde ustura Üç be:,a koşuştu. Bana sıra gelmediki a ne iş yaptıklarına bakıyöf' Tuhaf şey! arkadaşlarım, ':,"ı dakika sorra cascavlak olmuf” V dı. Ne saç, sakal, ne biyik.. v ra, bizi de ayni akıbete uğrf savuştu. (Devami