Ce p ünün meselesi: İstanbulda bir Balık konser- ve fabrikası kurulacak Bir heyet şehrimizde tetkikat yapıyor İki balıkçı gemisi alınacak, dalyanlar temiz- letilecek, bir balık bankası kurulacak, istihsal arttırılacak Mmılızkenmızılu zengin bir Dalıkçı- hk sahayinin tesisi için; İktı- Sat Vekâletince mütehassıs bir he- Yet teşkil edilerek mühim ve esasli tetkiklerde bulunmak üzere şehri- Mize gönderilmiştir. Balıkçılık mütehassısı B. İsmail okul ve İktısat Vekâleti Deniz Mahsulleri Müdürü B. Mazlüm Ataman ile diğer bir mütehassıs- fan ibaret olan heyet azası limanı- Muzdaki bütün dalyan ve veli ma- hallerini birer birer gezmişler ve balık tutulan muhtelif yerlerdeki tesisatı gözden geçirerek balıkçı: Tacımızın ihtiyaçlarını tesbit etmiş- lerdir. Apolyond ve Manyas göl - Tecl dalyanlarını da gezen müte » hassıslar şehrimizdeki tetkiklerini ikmal ederek Ege muntakası balik- Çılığını da görmek üzere evvelki Sün İzmire hareket etmişlerdii Yumurtalarımızı tekrar Oradan Küllüük, Bodrum — ve sair yerlere gideceklerdir. Aldığımız malümata göra balık- çılığın tamamen modern bir hale getirilmesi ve istihsalâtın. arttırıl. mast için mühim kararlar tatbik e- dilecektir. Bu cümleden ilk defa olarak; memleketimizde bir balık konser- ve sanayli kurmak üzere şehrimiz- de ve Trabzonda iki büyük konser- | ve fabrikası açılacaktır. Memleket haricine yapılan ba « bk ihracatını arttırmak üzere bir iki balıkçı gemisi satın alınacık ve ayrıca vapurlurda soğuk hava du poları vücude getirilecektir. Memleket dahilinde taze balık sevkiyatı için de Demiryollarınca soğuk hava tesisotlı vagonlar ha- | zar'atılacaklır. Bundan maada İs- ihraç etmeğe başladık Salamura yumurtaların da elden çıkarılması tüccara tebliğ edildi Vktısat Vekâleti yumurta ihracatı işine €hemmiyet vermektedir. Mev- ların bir an evvel elden çıkarıl « Ması tüccara bildirilmiştir. Bu mü- Nasebetle — depolarında henüz sevbedilmemiş veya sevkedilmek üzere bulunan bütün salamura yu- murtaların mevcudunu tüccar ya- Ti akşama kadar Vekâletin yu - kontrolörlüklerine Mmürta bildire - cektir. b Depalarda yapılacak teftiş esna - sındz bü listelerin —hakika - te aygun olmadığı görülürse o tüc- car hakkında kanunt? muameleye tevessül olunacaktır. Yol parası Vermi yenler Aranıyor Parası olmıyanlar yola sevkedillyor Belediye, son zamanlarda yol pa- Tası taksitlerinin iyi ve tam bir şe- kitdo tahsili için sıkı bir kontrola iştır, Taksitlerini ödemiyen kimseler, evlerinden, çalıştıkları Tnlesseselerden takip edilmekte - dir. Bu gibler hakkında, derhal Ceza kesilmektedir. Parası olma - Giğını isbat edenler, yolda çalış - fırılmak üzere derhal sevk olun - Maktadır, Yol parası tahsil eden Diğer taraftan en mühim yu - murta alıcılarından olan İspanya - detlen beri ihracat yapılamaması yunurta tüccarlarını müşkül va- Zzişete düşürmüştü. Bu yüzden iki ay evvel 34 liraya satılan büyük sandıklar 30 ve bilâhare 'de 15 lira- YA İnmişken sen hafta içinde fiat- Tar mahsüs bir derecede yüksel « Miye başlamıştır. Buna sebep yumurtalarımıza ha- rişten yeni bir alıct bulunmasıdır. HUAUA NLN ALAYi taskanaman a8 vövaneayayanras aa aamennanmanumdu dd metnurlara sıkı emirler verilmiş - ) tir. İstanbulda yol parası olarak ta- hakkuk eden varıdatın her sene, müuntazam bir şekilde tahsil edil- diği anlaşılmıştır. Çalıştığı mües - | sese muayyen olmuyan veya sey- | yar bir halde çalışan bazı kimse » lerden yol parası tahsili müşkül olmaktadır. Bu gibiler, memurları epeyce uğraşlırmâktadır. Veraset vergisi hasılâ- tında tenakus veraset ve intikal vergisi hası« Iâtının günden güne araldığı görül. mekie ve sebebinin varidet memur. larının alâkasızlığı olduğu anlaşıl. maktadır. Bu sebeble Maliye Vekâ- leti şiddetli bir tamim göndermiştir. Sen de seveceksin! M harw vuruşları var ki.. her iel, lü ça Tuş, her çıkan nağme gön - fazeliyen, beyni dinlendiren da- tü tutuşturan bir varlık diril- Hepsi de süse, altına, inciye, bon- î:ll' futkun. Hor arap kadınının bo""îı Mutlaka bir dizi bilezii: karmalda altın gerdanlık var. İ> © öyle de güzel kadınlar var ıe'rlnt“yızhrı bizden beyaz. Esmer- tü d' çok güzel, çok tatlı esmec, * Siyah, kadife gibi parlıyan 'zes« N, Yaltıraklı Bgöz bebekleri var. knî"'“'-"în çoğu Türkçe biliyor, ğ Uküyorlar, Kadınlar bizim gihi .,â_*"ııaı Yalnız erkeklerin ke a :: #lışamadım. Gözüm bir bu kılıklara alı- Şatuyot, 'm?îu bir entari giyi- * İçlerinden uzun, şalvarın- Etem İzzet Benice ük bir don sarkı » sı, paçaları yor. Bellerinde kuşak, sırtlarında | bizim Şam hırkası.. dediğimiz "ur- ka, Başlarında fes, üzerinde ab. | sarık. Bu kılığın içinde şişman, göbekli, uzun, kara sakallı,, uzun | saçlı, uzun bıyıklı bir adamı dü « Şün, ne çirkin, ne biçimsiz deği: mi?, Fakat, çok konuksever, kevf. li, şen adamlar. Her arap evinda her gün bir ziyafet vardır.. deni - | lebilir. En yemekleri: — Kübbei müşliye.. dedikleri bulgur köftesi. Bunun bir kaç adda bir kaç çeşidini yapıyor- Tar, Çok güzel, çok tatlı bir yemek. Şimdi ben de onu öğrenmiye ça- Tişıyorum. İstanbula gelir gelmez sana ilk yapacağım arap yemeği o olacak, çok hoşuma . Biden ya, dahili harp dolayısile bir müd- | tanbul Balıkllanesi tamamca asıi bir hale getirilerek bu. ülecek ve ayrıca 150 bin lira sar t İz- mairde yeni bit balıkhane yapıla: | caktır. Ayrıca; balıklara kolay yumurt- lıyacak bir saha temini için bütün dalyanlar baştan başa temizletile- cektir. Mevcut dalyanların hudut- lacı da eski taamüllerden uzaklaş- turılarak ye niden çizilecektir. Diğer taraftan İktisat Vekâle - tince; yalmız balık ihracat ve sa - nayille uğraşmak ve kooperatif » lere istinad etmek üzere bir balık bankası teşkili düşünülmektedir. (Deniz Bank) tan tamamen ayrı ve müstakil bir teşekkül olacak 0- Iaa bu bankanın 10 milyon lira ser- ma bulunacaktır. İktısat Talebesinin Bir dileği Bir kısım talebe yalnız iki dersten imtihan olmak istiyor İstanbul Üniversitesine bağlı o- Hhrak açılan yeni İktısat Fakülte- sinin ilk sınıfını hukuktan nakle- deç fölebeler teşkil etmektedir. Bunlar arasında hukukun iki ve ü- | çüncü sınıfından geçenler de var- İ Â | dır. İktisat Fakültesinin dersleri hu- kukun derslerile müşterektir. Yal. nız Türk üktısadiyatının bünyesi ve sosyal siyaset bilgisi adlı iki dera İlâve edilmiştir. Hukukun iki ve üçüncü sınıfla- rından — geçen talebeler ise Huku- kumn Virinci sınıfının derslerinden imtihanlarını vererek o sınıfı ik - mal etmiş olan gençlerdir. Bu talebeler, sene sonunda, yal. nız ilâve edilen yeni derslerden imtihana tâbi tutulup Hukukla geçen sene okudukları derslerden imtihana tâbi olmamak iİstemek - tedirler. Talebeler bu hususta bir teşebbüs yapacaklardır. Fen Fakültesindeki P. C. N, sını- fi tâlebeleri de buna benzer bir va- ziyette oldukları için, İktisat Fa- kültesinde bugün okuyan ve evvel- ce Hukukun birinci Yeya ikinci sınıflarını ikmal etmiş bulunan ta- lebeierle, ayni şekilde bir muame- leye tâbi tutulmalarını istemekte- diri | | dür Muavini B. Salâhattin Ertürk | Kömiser babacığım, tatlı baba - | cığım, şeker babacığım, üç ayda | Şamı epey öğrenmişim değil mi?., Bir iki defa şamın gezme yerlerine de gittik. Rabo bağazı, Dummar bağları çok güzel. Hele: — Kırklar.. dan Şamın öyle bir kuş bakışı gö- TÜnÜşü var ki. Ancak ne tuhaf, Bu- rası ziyaretmiş. Arap kadınları ge- Hyerlar, ağlıyorlar, sızlıyorlar, dua ediyorlar, sonra da Böz yaşları ku. rur kurumaz başlıyorlar ut çal » miya, eğlenmeye. Sen olsan: — Bu ne turşu, ne perhiz., dersin?. Cebel de çok güzel yer, | Hattâ, Şamın en güzel yeri, Tram- vayla yirmi yirmi beş dakikâ sürü- yor. Büyük Cemal Paşa karargâhı burada, Küçük Cemal Püaşa da ora. da oturüyor. -Alman imparaloru mermer merdivenler, bir çok şeyler yapılmiş, Hepsi- biribirinden ayrı ayrı güzel, artistik, Komiser , Şamda seni bana en çok hatırlatan bir şey de; | ğüm, büyüdüğü : Vilhelin geldiği zaman Cebele | yüdüğüm yer de onuri için | Ho terazi) istimali için uzun za - | mizin muhtelif semtlerinde faali- lanmak men edilecek Bütün memlekette bir tip terazi | kullanılması |için tetkikat yapılıyor M emleketlmizde imal edilen te- razilerle bütün memlöket te- razi ihtiyacınm temini için bir müd-. detten beri şehrimizde tetkikat ya- patı Ölçüler ve Âyar Umum Kü - Eşe mintakasında da meşgul ol - mak üzere İzmire hareket etmiş - tir, B. Salâhattin İstanbulda mevcut terazi ve ölçü imalâthanelerini ge- zecek imalât miktarını kontrol ve tesbit etmiştir. Dizer taraftan Ölçü ve Âyarlar İdaresince, bütün memleketlte (bir b ümen üi Tiyatrocular Bir Cemiyet Kuruyorlar Artistlere yardım edilecek Şohir Tiyatrosu kadrosu hari « cinde bulunan, muhtelif gruplar teşkil etmiş oldukları halde şehri- yette bulunan sahne sanatkârları bir toplantı yaparak, bir cemiyet teşkil etmeyi konuşmuşlardır. Ya: pılan toplantıda artistleri himaye edecek, yardım yapacak bazı esas- lar üzerinde müzakeratta bulunul. muştur. Müteşebbis heyet, cemiye- tin kurulması için vilâyete müra- eat etmiştir. Vilüyete verilen 1s- tida, Dahiliye Vekâletine gönde « rilmaştir. Vekâletten müsaade geldikten sonra, derhal işe başlanacaktır, Ce- miyet, azasını maddi ve manevi himayesi altına alacak, meslek için- de bulunanlara bir çok faydalar ftemin edecektir. 500 haydut Bir şehre Baskın verdi Tokyo, 21 (A.A) — Harbinden gelen haberlere göre, 500 - kişilik bir haydut çetesi, gece yarısından biraz sonra, Harbinin 400 kilemet- ve şimali şarkisinde kâin İlan Ka- Pa'i çehrine bir baskın yaparak Barp sedlerinden içeri girmiş, şeh- ri yağıma etmiş, halkı katliğma ma- rüz bırakmış 've mühim binalara kundak koymuştur. Nihayet dört sast süren ve bir Japon askeri ve bir Mançu polisinin ölümü ile ne- tice'eren muharebelerden sonra Japın.Monçu askeri kıtaları ile po”s müflrezeleri tarafından hay- dullar Püskürtülmüştür. Haydutlar tacılından — öldürülen — in: mikdarı gizli tutul — Aynilficce suyu. Sen iyi suya canını verirsin. Bir de bu aynilficceyi içsen kim - bilir ne yapatsın, Yine senin sev « diğin bir şey de doendurma, Bura- da Hamidiye çarşısında öyle cana değer bir dondurma yapıyorlar ki. sabahtan akşamâa kadar yenilse do- yulmaz. Hemen hemen bir çök ak- şamlar Güneşi alıp Cemal paşa caddesine çıkıyor, sonra da Hami- diye çarşısına Bidip bu fıstıklı don- | durmadan yiyorum. Bu kadar dön- durma yediğim için sakin Şamı çok | Sıcak, Çöl gibi bir yer sanma, Su - | TiYC şehirlerinin en serini, İstan - buldan hiç ayırt edilmiyecek bir sıcağı var, Kasımpaşa ne kadar se- rinse burası da o kadar serin, Fa - | kat, bilmezsin Kasımpaşaya da öy- l le bir göresim geldi ki.. toğdu - midir, nedir bir türlü bir yere de. ğişemiyorum. | Bir çokları beğenmezler amma, | Bgüzel yerdir değil mi?, Hele bizim © son oturduğumuz hastahane yo- Kuşunu İstanbulun değme yerine | mendan beri tetkikler yapılmak - Filhassâ seyyar “satıcıların. taşı- 1 eski cins zintirli ci terazi- kıllanıştaki bazı mâl yısile tamamen terki düşünülmek- tedir. Bu takdirde her tarafta, sabit cins teraziler kullanılacak ve bun- Jar 5, 10, 15... ilh. kilogramlık ne- vile muhtelif büyüklüklerde ola « caktır. Kısa bir zamanda bu cins terazi ELGRAF — 21Mart 1937 ] BOZUK TERAZİLER | Zincirli el terazileri kul- imalâtı, bütün memleket ihtiyacınt karşılıyabilecek yekünu — bulunca zincirli el terazileri piyasadan kal- dırılacaktır. a Musahipzade Celâl gecesi Yapılıyor Şehremini Halkevinin programı Şehremini Halkevi Dü, Tarih ve Edebiyat Komitesi her an beş gün- de bir geceyi yaşamış ve yaşıyan 'Türk büyüklerinden birine ayır- mıya karar vermiştir. Bu büyükler gecesinde halka, bir 'Türk edip, sanatkâr ve bilgini tarıtılacaktır. Bu cümleden olmak Üzere ilk gece vodvil muharrirleri- mizden Müsahipzade Celâle ayrıl - mıştır. Pek yakında tes'it edilecek olan bu gecede Müsahipzadenin ha- yatı ve folklor ve etnografia tari - himiz bakımından eserleri, Dil, Ta- rik, Edebiyat Komitesi Başkanı Baha Gökoğlu tarafından telkik e- dilecek, temaşa bakımından da 'Temsi! Kolu Başkanı Nusret Safa Coşkun tarafından bir etüd yapı- lacaktır. Müteakıben müsahipzadenin (Bi- kavuk devrildi) komedisi oynana- caktır. Müellifin (Lâle Devri) opereti- nin bazı parçaları Evin Musiki he- yeti tarafından çalınacaktır. Bakkal mı, Eczahane mi?.. Bakkallar ilâca müteallik şeyler satamıyacak Şehrimizde bakkaliye levazımatı satan bazı dükkânların; halka ko « laylık olmak üzere aspirin, sulfa- to, tentirdiyot'gibi her vakit lâzım ecza maddelerini bilhassa maballe aralarındaki dükkânlarında bu - lundurup sattıkları görülmüştür. Eczacılar kanunu muribince bu gibi ilâca müteallik şeylerin yal. nız eczahane ve ecza depolarında satılması lâzım /geldiğinden bak « kallar kat'iyyen bunları satamıya- caklar ve hilâfında hareket eden « | se mahkemeye verile - | değişmem, Güneşi bol, havası bol, deriz görüyor, vapuru var, kayığı var. Beş dakikada Beyoğluna çıkı- hır, beş dakikada karşıya geçilir. Fatihe ne kadar yakınsa, Eminönü. »e de, Harbiyeye de o kadar yakın. Fakat, bilmtyenlerin, tarumıyanla. Tn ağzında Kasımpaşa irdenen bir ad olup çıkıveriyor. Onlara da al- dırmamalı! Babacığım, bu günlük bu ka - | dar yeter değil mi?. Sonra yine ga- na uzun uzün yazarım. Ellerinden öperek.. .» Lütfiye mektubu yeni bitirmişti ki sokak kapısı çalındı. — Geldiler. Asker açar.. dedi, kendisi de onları mak için odadan çıktı. — Birimnel kısmın sonu — İkinci bölüm Yepyeni bir hayatın içinde Lütfiyeyi istiyorlar Yıl: 1916 Büyük harbin üçüncü yalı ö deler. (Devamı var) te karşıla - | Halk filozofu diyorki: Pazar günü Medeniyeti! Şu Avrupanın ketlerinde en şık gir, biliyor musı lerile mezarcılar! Berber çırakları özenti moda k İf çok memle « nlar kimler « uz Berber çırak- nüy ğil. İşin bu biraz komiğe kaçan ta - rafını geçersak, bütün medeni dün- yada, çok ciddi olarak, bir kıya - fet medeniyeti vardır ki, bizim ze. kâsı dünyaca meşhur, her şeyin | zevkine bütün milletlerden daha çabuk erer halkımızca her neden- se ya anlaşılamadı, ya becerilemi- yor. Medeni dünyada pazar günleri, bir nevi (millet günleri) ve yarım bayramlar) dır. Beygir sokulamı- yar maden kuyularında beygir va- zilesini gören zebellâ gibi dağlı a- meleden tüt, şehrin resmi polis memurlarına kadar herkes (pazar kıyafetile) şehre çıkmıya üdeta mocburdür. Yani kadınlı, erkekli en fakir adamın bile bir pazar el- bisesi vardır. Bütün milletler şehirlerde -şık değil- fakat temiz pak gezerler. Bu, şehre ve millete karşı âdeta bir veazifedir, bir saygıdır, İş elbisesile - ki artık bir nevi iç Ççamaşırı yerine geçmiştir. - hafta bayramları olan pazar günleri şe- hirde dolaşmak ayıptır! — Onu baban da bilir! Gel gele. lim biz giyecek bir kat elbise bu- lamıyoruz, nerde kaldı pazar elbi- sesi! Diyeceksin, İyi amma, pazar gü- nü dişinden, tırnağından' arttıra - rak temiz pak giyinmiş bütün halk tarafından nefret edilmeyi ister misin? Evlenirken nasıl bulup bu- Tuşturup - yaptırıyorsun? Bir kat yeni-ve temiz elbise ve bir kat yeni pazarlık çamaşır edin- mek şehirde yaşıyan herifin raki parasından arttırıp belki ömründe bir defa katlanacağı bir fedakâr - lıktır. Ancak haftada bir defa ve düğün gibi davetlerde temiz, pak giyeceğin için ömrü billâh çulsuz olmıyacaksın! Bu bakımdan bu âdet, çul mesa- lesinin en zekice, en muktesitçe halli değil midix? Üzstelik biricik çamaşır ve elbi- seyi pis giymiye kıyamıyacağın içia her hafta yıkanmıya, temiz - lenmiye de mecbur olacaksın, Korkma, Onlar senden, benden gok enayice masraftan korkarlar. Onlar bu her bakımdan kârlı usulü yıllarca tecrübelerle bulmuşlar! ... İşte Belediye Meclisimizin tarif edemediği fakiri, hakikaten her şeyden acze düşmüş Darülâcezelik fakiri şimdi tarif edebiliriz: «Bütün ömründe pazatlık bir kar elbise ve bir kat çamaşır edine- Jmemiş adam!ı Halk Filozofu saamam n nesnınan B ee « Birimizin derdi Hepimizin derdi Sayfiyedeki evler Yaz” geliyor. Şehrin yakın veya uzak birçok sayfiye yere leri var. Biraz kesesine gü venen vatandaşlar, veyahut, sıh- hat bakımından imutlaka hava değiştirmeğe mecbur kimseler, Üüç beş kuruş bir araya koya- caklar, açık havalı bir yerde ©ev aramağa çıkacaklar. Fakat, bep biliyoruz, duyu: yoruz ki, sayfiye yerlerindeki ev sah'pleri, yaz başlangıcında fiatları yükseltirler, Ev aramağa gidince, çok yüksek Hat isterler. Fakat, aylar geçer, yazın ortüsü olur. Sayfiyeye gidenler, evlerini bulurlar, yerleşirler, O vakit, ev sahipleri, fiatları derhal dü. şürürler. Çünkü buna mecbur- durlar. Zira, evleri boş kalacak. Hattâ, ber yaz, bütün sayfiye yerlerinde, fazla kira istedikleri için evleri boş kalı ! kimseler vırdır.' " Ev meselesi mübimdir. Bu irsa nnn işe ev sahipleri, daha önceden muayyen bir had tayin etmelidir. e TTE ae TF P A L OA ŞECR L e F SORRR SS