ZIHIKAYE Berberin başına gelenler Yazan: 0. Henry Çeviren: Semiha Yıldız «Postu gazetesinin muhabiri, dün her zaman İçin mümkündür. Tabii rak bu ilâcı keşfetüniz! Tabii şimdi berber dükkünina girdiği zaman bü bu müddet zafimda müşteri size de, o gün ne yaziniş olduğunuza ha tün sandalyalarin, sira bekliyenler Muatazaman gelerek traş olmakta tirlayamıyorsunuz!, Fakat Oben, tarafından işgal edilmiş olduğunu devam edecektir. zannettiğiniz kader budala değilim gördü. Bir an için kafasnde, bu iş-| Ben de her berber gibi, hareket Bu saç büyütme ilâcı başlı başına kenceden kurtulabileceği O hakkında ettim, Müşterime, uzun zaman kulla bir servettir; hem de muazzam; bir bir ümüd parladı. Fakat işte tam bu nılmak tahammülü gösterikiiği tak- servet, Ben bu rççetdyi * saklamak sirada, berberin karanlık ve bor - dirde en dazlak kafalarda bile saç niyetindeyim, Zengin bir sermaye- kumç bakışlarını kendi üzerimde büyütebilen bir eksir okeşfettiğimi dar bulur bulmaz, ilk fırsatta, bu hissetti. Berber, şeytani bir gülüşler söyledim. jilâçları piyasaya sevkedeceğim... — Bundan sonra sira sizindir, o Hemen oracikir oturup bir reçete! O Mister Planket çıkmak üzere ar. dedi. yazdım ve ona: Bunu eczanede yap. kasını döndü. Fakat ben onu arka Muhabir, ümidsiz bir pişmanlık tırabileceğini, fakat bu ilâcin mü.lodaya çağırdım. Tam yarım saat, içinde, duvara mıhlanmış olan sert,İsaadesini alarak tontan satmak ni.|bin dereden su getirerek onu kan-| tahta taburelerden birine oturdu, — (yetimde olduğun için reçeteyi kim. dırmağa çalıştım. Birkaç saniye sonra bir gicirti ve seye göstermemesini bildirdim, Re-| bir gürültü işitildi. Berberm ameli-| çeteye: Krem tartar, badem yağı, mukabilinde reçeteyi iade etmiye yatından canını kurtarmış olan müş taflan ruhu, gül suyu, miri safi gi. razi oldu. Ben hemen bankaya koş. teri kokukten fırladı, ve peşindebi bir sürü zararsız ivir zivir şeyler tum ve bir ev yaptırmak için birik. elisideki tüyleri dökülmüş, çivileri doldurdum. Tabii bütün bu saşma-İtirmekte olduğum paraları aldim. fırlamış fırçayı rastgele ve haince lasi hiç bir tertibe, hiç bir sıraya Mister Planket reçeteyi geri verdi bir eda ile ötesine berisine sürüştü. rlayet etmeksizin vydurmasyon ola- ve biç bir.İddiada bulunmıyacağına ren zenci olduğu (ha'de, kendisini rak yazmıştım. Tabi dan yarım dair bir de sened imzaladı. Bundan dükkândan dişari atti, İsaat bile geçmeden bütün bu saç- maada bu ilâci kullanmak sayesin- Muhabir, güneşe son defa olarak maları, bir daha katırlıyamamak ü“ de, saçlarının iki haftada büyüdü. uzun uzun baktı. Herhangi bir akal 'zere unutmuş, gitmiştim, o Müşterİ güne dair birde vesika vermeği ihtimali düşünçrek, küçücük bir kâ. bu yazdığım uydormasyon reçeleyi vadetti. Eida adresini yazdı ve bir iğne ile âldı, bana da bunun için bir dolar o Hikâyenin bu noktasında berbe. kravatina iliştirdi. Bütün bunlardan verdi ve ilâcı yaptırmak üzere bir rin yüzü fevkalâde korkunç bir man sonra koltuğa oturdu. eczaneye giti, İzars aldı. Parmaklarını muhabirin Berberin sert suzüne karşı, saçı) Müşteri bu hafta içinde iki defa çnsesine sokarak, yakasını öyle bir ilarını kestirmek niyetinde olmadı. traş olmiya geldi, İlâcı, bütün şarl. şiddetle çekti, ki yakanın İliği kop- ği söyledi. Fakat onun bu sözleri, |larma riayet ederek kullanmakta ol tu, Yaka düğmesi yere düştü, ora. soğuk ve müstehzi bir itimadsızlık-| duğunu söyledi. Sonra, iki hafta ka.'dan kapiya yuvarlandı ve sokağa İs karşılardı. o Muhabirla oturduğu) dar hiç görünmez oldu, Derken gü- fırladı, sokakta da, su mecralarm. koltuk döndü, bir yana Omeyletti, nün birinde, akşama doğru, tekrar dan birinin içine düştü. Berber sabunu köpürtlü ve yüzüne dükkâna geldi. Sapkasıni çikardığ!| Berber sözüne devam elti: gözüne rastgele sürdüğü sabunlu fır. zaman hayretimden dona kaldım:| — Ertesi günü-hemen paçaları ça ile, muhabir, bir an içla görme Herifin başi taze bitmiş bir saç de. sivayarak işe giriştim. İlâcımi sat- ve İşitme hassalarin! kaybetti, Bun- meti ile örtülü idi. Adamin kel ve mak üzere Hustondaki büyük ecza dan istiiade eden berber soğuk us. dazlak kafasindn saç bitmedik bir firmalarından birile mutabık kala. turayı yüzüne dayadı. tek nokia bile kalmamıştı, Ha buki rak, icadımın ihtira beratini almak Berberin elleri böyük bir süratle bundan on beş gün önce başı, bir üzere Vaşingtona başvurdum, Artık muhabirin yüzünde dolaşırken, çe- bilardo yuvarlağından farksizdı. — İkendimi bir milyoner görüyordum. nesi de hiç durmadan iş'İyordu. Müşteri, ilâcımdan memmun kal- Bir oda kiraladiin ve ilâcrmı ken - Bi: aralık, biç münasebeti yokken dığını söyledi. Bu da lâf ini İdi ?'dim hazırlamıya başladım, Bu İşe ve buna aid herhangi bir bahis de Kim olsa Ilâcemin bu harikulâde ne eczacıların, ne de bir başkasının gsçmemişken, adeti danıdası düşer tesirinden memnun kalacaktı. burnunu (sokmasını istemiyordum. &'bi: Müşteri traş olmağa oturdu. Ben İlâçları hazırladıkça, şişelere koy - Nihayet, 250 dolar peşin para — Saçı dökülmüş insanlara ge. onu traş ettiğim müddetce, yazdi - mak ve etiket yapıştirmak üzere ec. ü lince, diye sözüne devam etti, Bu. ğim uydurmasyon reçeteyi batirla » zaneye götürüyordum. Berber dük, rada Huston'da, bir herifin bana miya çalıştım, Fakat ne gezer!. Yaz kânındaki işim! de biraktim, Bütün oynadığı oyun bugünkü gibi hatı -İdıklarımın isimlerini olsun dozlar!. zamanımı ekairime hasrettim. rimdadır, Saçları dökülmüş insan- ni olsun yari yarıya o unulmuştum.| Mister Planket daha ilki defa bana ların saçlarını tekzar büyütmek için Burada hatırladığım ve bildiğim bir) uğradı. Saçları eskisi gibi mükem. dünyada hiç bir çare bulunmadığı. tek şey vardı: O da, dökülen saçları! melen büyüyorlardı. Ben takriben «1, tabil siz de bilirsiniz!, OVâkıâ büyütecek bir ilâcı, tamamen bir te. 200 dolarlık ilâç hazırladım, Mister saçları büyütmek ıddiasini | taşiyan|sadüf eseri olarak, keşfetmiş oldu. Planket Cumartesi günü şehre ine- bir yığın ilâç satılır, fakat bir defa gum ve bu ici piyasaya arıcltiğim rek saçlarının büyüdüğünü tasdik kökleri ölmüş olan saçları tekrar) takdirde, bunun m rca dolar eden vesikayı getireceğini söyledi. canlandırmak artık lnkânsizdır, Ge bir kiymet ifade edeceğidir. Dökü- Maksadım bu vesikayı, el İlânlar! çen sonbaharda dükkâna bir müş./len saçları büyütmek bir bakikat ye afişler halinde bütün memlekete teri geldi. Traş olmak istediğini söy. |balini aldığı takdirde bu işin, bir dağıtmaktı. ledi, Bu adamın başı, tıpkı bir ta.'altin madeni keşfetmekten daha) Cumartea| günü, ilâçlartmı hazir, bak gibi cascavlaktı, Dünyadaki bü.|kârlı bir şey olduğunu çok İyi bili. ladığım odada, saat on birde onu tün ilâçlar bir araya gelse, bu başın) yordum. Her meye mal olursa olsun bekliyordum. Birdenbire kapi açil. bir tek kılını bile böyütemezlerdi.| vermiş olduğum reçeteyi geri almı-'dı, Mister Plankst, alı al, moru mor Ben bu adamı ilk defa görüyordum. |ya karan verdim, Adam çikmağa bir bomba gibi içeri girdi: Söylediğine göre, | şehir kanarında| davrandığı bir sirada, lâkayid bir) O— İlâcimizin ne haltlar karıştır. bir ağıl tutuyormuş. Neyse, bu a.|eda Ile, güya lâf arasında söylüyor. dığını buyrun görünl, diye haykır. dam üç dört defa bana traş olmiya muşum gibi: İdi, ve şapkasını çıkardı, Başı bir geldi, Bir defasında benden, saçla. — Kuzum mister Planket, dedim,İyamurta gibi cascavlak ve pırıl pi- rm büyütecek bir İlâç tavsiye et- şu size verdiğim reçetenin yazılı ol-'rıldi, memi rica etti. İduğu defterimi asılın kaybetei -| — Saçlarımın hepsi, bir kılına Berber hemen yanıbaşında dur. şim!, Halbuki aksi gibi, yara sa -'vatmcaya kadar döküldü, diya 38. eakta clan rafa uzandı ve oradan bah ta bu ilâçtan bir iki tertibe ihti-İzüne devam ettl. Dün sabaha kadar yapişkan bir yakı indirdi, Sonra ha|yacım olacak. Şayed reçete yanmız.| çaçlarım fevkalâde iyi böyüyorlardı. fifce yüzümü kesti ve bu yakıyı ya.|da ise, lütfen müsaade ediniz de, şu-|İnsen onlara bakmıya bile kiyamı - piştirdi. racikta bir suretimi çıkarivereyim. İyordu. Derken dün sabah dökülmi. Berber bu İşi müteakib tekrar sö.| o Herhalde yüzümün (İfadesi pek'ye başladılar.. Bu sabah uyandığım züne devam etti: ciddi ve telâşlı olacaktı ki, Mister zaman başımda bir tek kıl bulentus Planket, sessizce yüzüme baktı ve len saçlarını büyütecek ilâç istediği bir kalıkaha koyuvgrerek: | zaman baru reddetmek âdet deği; — Maşallah, dedi, tam kafesliye. dir, Müşterinin, kafasina sürüp sü.'cek adamı buldun!, Ben umümiyet. bile rastlamak kabil değildi. rüp de, nihayet bir fayda çıkmadı» le sende böyle bir reçetenin mevcud. O, öfkeli öfkeli sözüne kullanmaktan vazgeçe,| olduğuna kani değilim. Bana öyle'etti: geliyor ki siz tamamen tesadüfü ola! rak yeri dizledi. Şeyhefendi ha- fifçe tebessüm edip Davud paşa- nın gözlerine baktı: —i Davud Paşa geri geri çekildi. İ Sultan Osman şeyh efendinin dizleri dibinde şimarık bir çocuk gibi oturuyordu. Gece gördüğü rüyayı uzun uzun arlattıktan son ra şeyhin elini bir daha öptü: — Hüsnü tabir içün gelmiş idük bubacığım. — Ya Ömer hoca tabir eyleye medi mi idi? — Bu sabah eylemiş idüler, — Ya, ne didüler benim oğ- dığını gördüm. Mister Planket'n başini ezen w. zun tetkik ettim. Orada kılın izine — Bir müşteri berberden dökü- devam endi başını göğ- tutamlıyarak derin bir mürakabe ye vardıktan sonra başını ve kir- pikleri akarık gözlerini kaldırdı. Hafif tebessüm ediyordu: — «Oğlum Osman! Kelâmı kadim hükmü şer'i seriftir ve ce- be âlem vücuddır. Padişah islâ. ma lâzımdır ki tövbe ve inabe- . ri kendülere hemdem edine- er Hünkâr başım eğdi: 2 Davud Paşa vücudundaki bü- 7 “GENÇ, OSMAN Mustafa — Sultanı mahlü' d ar k . Kramer Tum? tün kılların ürperüp diken diken Hanın öz emşitesi midir? İSSİ) Genç Osman kızarıp başını 8-) olduklarını hissediyordu. Aman ze : YE Tİmüne eğdi: yarabbi! Düzme olduğunu bildi. lerini Davud Paşaya döndürdü) gi bir rüya, on dokuz yaşındaki arslanlar gibi delikanlının ömrü- . — «Rüyada ayağına yüz sür- e eyni ya : mek müyesser olmadı ise inşal. Davud Paşanm bir bur-İyan «Merkadi münevveres lerine kulma büküyordu. Aziz Mah-| ya, sürersizie dediler idi. mud Efendinin namı çok işit ile Kızlarağası |ahlarma tövbe ediş kalbini ve kendini mişti amma, onun bu kadar zarp yakta el pençe|tamamen Allaha vermek, günah işle, lı olduğunu bilmiyordu. Dizleri| divan durur vaziyette seyhin du-| hsekten içunmak ve gafisi uykusundan titreye ütreye yaklaşıp şeyhin) dakları arasından dökülecek ke. | uyanmak. elini öperken kendini tutemıya. İlmeleri bekliyorlardı: Bakalım lersiz? (i) Bir kesen oruyucular İşin: Gü, devrin en büyük adamı di. lü ve ak sakalın | ve icadlar Değdiği noktada parçalanıp yakan tüfek mermisi Royter ajansının o Vaşington muhabirinin bildirdiğine göre, Birleşik Amerikanın ukeşif, icad ve ihtiras şubesi, geçenlerde iki İsviçreli mucide, icad ettikleri yeni tipteki bir tüfek mermisi için ihtira beratı vermiştir. Ajansın yazdığına nazaran, sert bi ım madeni parçalara ayrılmaktadır. Bu yeni tüfek mer pisi, âdeta minyatür bir ton mer- misi mermi, utermit» le doldurulduğu takdirde, parçalandığı ozaman, temas ettiğ' sert cisim yanmsğa müsaid ise, derhal onu yakebilir. Zırlı vasıtalara mahsus yeni tip aatealar «Popüler Mekaniks» mecmua. sının yazdığına göre, Alman or- İdusunun zırhlı vasıtalarında, bir İsok bakımlardan yenilik ifade eden bir takım antenler kullanıl- maktadır. Bu antenler hususi tertibatı haiz çelik borulardan rettir. Muhtelif mekanik te sirlere karşı mukavim oldukla- rından, iki taraflı bir irtibaz tesisi ne fevkalâde müsaid bulunmakta dırlar.. Bu antenler sayesinde, bu zırhlı vasıtalar, bir yandan İmensub oldi rargâhla ir- tibat yapsUldikleri gibi, diğer yandan da kendi aralarında irti- bat kurabilmektedirler. Yeni cis bir sun'i kauçuk «Bizneo Vik» adlı bir Ameri. kan mecmuasının yazdığına na- zaran, Amerika firmalarından İbiri, yeni cins'bir sun'i kauçuk | yapmağa muvaffak olmuştur. migumu İsmini taşıyan bu sun'i kauçuk «Bun» dan daha i olduğu gibi ondan daha kolay imal edilebilmektedir. Bu yeni kauçuğun © Mısırdan yapılması için tetkikata girişilmiştir. dökecek olduklan sonra, İlâcınızın ne kiyiieti kalir? Ben artık dayanamadım?: — Allah aşkina Mister Planket bundan kimseye bahsetmeyiniz!. Bu İş aramızda kalsin, bir santimine ka dar elimdeki paranin hepsini bu işe yatırdım, Hiç olmazım bu paralari kurtarmalıyım. Siz we de olsa bu ilâçtan biraz fayda gördünüz!, Mu. vakkaten de olsa saçlarınız büyüdü. JMâcimin saçları büyüttüğüne dair vadettiğimiz vetikayi bana veriniz!. Hiç olmazsa hazırladığım iliçleri bu sayede (salabileyim.. Siz ne de oka benimi yüzümden 250 dolar kazandınız, bana oyardım etmeğe m 1. ecbursunuz Mister Plankel bağırıp çağitiyor, onu çnayi yerine koyduğu'ndan dem vuruyor, bu işin bir dolsndımi. cılrktan farksız olduğunu iddia edip duruyor, Meseleyi hükümete haber vereceğini #öyliyerek beni | tehdid ediyordu. Nihayet ona daha 100 do lar vermek busüsunda mutabik kal, dik. Buna karşılık o da bana, ili. ermin saçları böyütütek gibi bir has sayı haiz olduğu bildirir bir vesi. ka verecek, fakat saçların tekrar dö. (Devamı $ ner sayfada) nün ve saltanatının sona ermekte J olduğunu mu gösteriyordu? Bu- rada Aziz Mahmud Efendi başı- nı Davud Paşaya döndürüp göz kapakları yarı kapalı olduğu halde Paşanın yüzüne bakmadan sordut — Sultan Mustafa seriri salta. natta iken vezir mi idüniz? — Beli, gönlümün tacı efen- dim. — Ya, şimdi kangi eyaletleri tutarsız? — Rumeliyi, — Ya, Silistreyi? — Dahildir efendim hazret- leri, (Sesi titreyerek) o Şevketlâ padişahım dün «Köstendil arpa- ime dahi inayet buyurmuşlar i — Zamime olarak mı? — Beli benim sultanım. —i. Şeyhin ağzının iki yanında memmun olduğunu gösteren çizgi ler belirmişti. Tekrar Sultan Os- mana döndü: nmakta ve kü-/ i andırmaktadır. Böyle bir | sun'i kauçuk, evsaf itibarile eski /y., Güreş müsahabeleri: Koca Yusuf, bütün dünyada neden bu kadar meşhurdur? Yazan: M. Sami Karayel! Keca Yusufu, Obepimiz biliriz Jne suretle neticekndiğini bildiri - | Herhangi bir Türke, yalniz Kimmer TA Yusuf, ismini söylesek vereceği ce.| o Hüseyin Cahid, hayret ediyor ve, vab: (şunları yazıyor: Afrikaya harb sn. — Kimdir? basina çarpişmiya ve ölmiye giden — Mütefekkir midir? bu, askerler harbden ziyade O &por — Alim midir? maçlarile alâkadar ve heyecanlı Edib midir? idiler, — Milyoner midir? Ölüm meydanına giden oAme- Diye tereddüde düşerek sual sor-İrikalı, soğukkanlılığını / sporlardan (maz. Hemen vereceği cevab şudur:lalmıştır. Ve, sporlari sevdiği ve bil- | — Hal, Pehlivan Koca Yusuf|diği için dövüşte, ölümü de hiçe sa- değil mi? yar, Koca Yusuf, yalniz Türkiyede de.| o Tanzimatı hayriysden sonra tü- ğil bülün dünya çevresinde tanil -İreyen mukallıd Türk münevverleri mış namdar bir Türk pahlivanidir.'ne kadar alafransa ise ve, ne kadar Hangi Amerikaliya, hangi Av -Babiâli efendisi İse hamdolsun ki, rupaliya, hangi İngilize Türk pehli.Türk köylüsü ve O burjuvası onun veni Koca Yusuften bahsederseniz gibi benliğini unutuntuşlardan de - bilir. ildir. O, gene Koca Yusufların yi- İşte Yusuf, böyle mnamdar bir gitliklerinden, ahlâkından, müsaraa "Türk babayij . Ö, Bir aynşita. da gösterdiği meharet ve şecaattan ya, bir Dürkhayim, bir Jan Jak Ros mülhem benlikle ve, fikirlerle yaşar, s0 kadar şöhretlidir. Belki de bun- İşte Türkün asil kudret ve kuvveti lardan daha mamlıdır, Çünkü, bu buradadır. Mehmedcik budur, feylezofları yalnız münevverler bi| * lir. Fakat Koca Yusufu ©n kuytu Koca Yusuf, dünya yüzünde mev köyler de bile bilirler, Firaçiyi, Kâ- cad güreşleri hiç görmediği ve bil tib çelebiyi bilmiyenler Koca Yusu. mediği halde gerek Avrupada, ge fu bilirler, rek Amerikada zekâsile, kudret bu- Koca Yusuf, meden şöhretlidir? zusile hasımlarını birer birer devir- Neden Avrupada ve Amerikada mişti Alafranga güreş wedir bilni- nam salmıştır? Neden Koca Yusu- yordu. Böyle olduğu halde alafran. fun daha hâlâ bazı Amerikan spor ga yüreş cihan pehlivanımı 'üstüste klüblerinde resimleri asilidir? Ne- mag.üb etti. Amerikan serbest güre. 'den hayatı hakkında birçok eserler şini bilmiyordu. Amerikan serbest yazılmıştır? güreş cihan pehlivanini bağırta ba- Bu, bir muamma ve efsane değil girta yendi. Ve, rinğten aşağı atti. dir. Yusuf, ahlâkile, yaşayış tarzile, Bütün bu, kudret ve kuvvetin sirri düörüsllüğile Avrupa ve Amerikalı- birdi, ve, birdir.. Ahlâkli ları meclâb etmiştir. e Maatteessüf, (o Koca Yusuf, kendi nesline, kendi- tekrar tekrar eseflerle beyan ederim «nden evvelki nesillere benzerdi. ki, Koca Yusufu Türk milleti yalnız İçki içmezdi, sizara İçmezdi, kadin ismile tanıyor. Ve, yene maattees. sui's'mali nedir bilmezdi. süf Koca Yusufu Yalnız Türk köy -| Yusuf, Avrupada, Amerikada s6- İüsü ve, burluvası taniyor. Münev. nelerce dolaştı, Parisin en güzel ka- verleri biyik bükerek, kaş göz ede- dınlari ona ağuşumu açtı... Prenses Bir Fransiz prensesi., suf, bir tuhambacıdan farksızdır. Hiç Yusufu, organizatrü ile beraber şa- öyle bir adam mülalcaya (değer tosuna davet etti. Güzel o prenses, İmi?.. İYarufa baştan çıkarmak için her İ Geçen gün Hüseyin Cahid Yalçın türlü işvebazlığı helâl kıldı, Fakat, İ Amerika seyahat notları arasında| Koca Yusufu, ne güzelliğile, ne şato hülâsaten şunları yazmış bulunu -İşile, ne parasile bendedemedi ken- yordu: «Amerikada bir dine İkamptayiz... Ben, Amerikalı »| Prenses Meri, Koca Yesıfu ölün. larin oCezayire, Fasa, Tunu «a asker çıkardıklarını haber almış.|ayda iki yüz Napolyon altını ver - tım. Tayyareden inerek konakladi-İ mek suretile kendine bağlamağı tek. ğımiz bu mühim ve kalabalık aske-İif etti, Parasız, Dellormanin Kara- ketinden epeyce malümai nlacağ! -|ca şu cevabi vekdi: İma emin olarak müsterih idlen. Fa*| — Baka bel, Ben, damızlık ay- İlkat Amerikan. zabitleri, askerleri ©-'gır miyim be?. Teheyl. Hepten ralarda değildi. Radyolar başka dğ- bozmuş bu, karı bel Para ile adamı lencs havaları çalıyordu. ki tutar bel, Bizde olsa öldürürler bu hakkında tek bir lâf konuşan y. kariyi bek, Fena halde üzüldüm. Amerikalıları İşte Koca Yusufa, onun için A. İakikasızlıkda hiçe indirdim. Biraz merika, Avrupa tapar. O, Amerika» sonra tayyarelere Ni spor m bir in- ra sevkolmacak bir -İ şen nömunesi olarak Ameri- ket grupuna rastladım. Bu, kalaba- kada, ., lik grnpun ortasında bir zabit gayet O Bu, müsahabemle okuyucularıma İciddi bir tavırla bir şeyler söylüyor-İne demek istiyorum ?. Herhalde bu İdu. Askerler de dikkatle dinliyordu. | müsahabemin bir münasi vardır. "Kendi kendime şu hükmi verdim:| Evet, şunu demek İstiyorum: Bu, Hah.. Tâ kendisi demek muharebe| günün pehlivanlar! ve (sporcuları, hakkında sakerlere hususi olarak ma) ainlâtin münevverleri acaba Türk lümat verivor. Aman ben de dinli- köylüsü kadar Türk benliğine sahib İyeyim ...Dilkatle dinlemiye basa: İmidirler?. İdım. Bir de ne işitsem beğenirsiniz? | Bugünkü eporcularimiz ve, güreş- | Amerikanın herhangi bir vilâyetin-cilerimiz Koca Yusufun ahlâkını ta- de olan mühim bir spor maçinm (Devamı 6 ncı sayfada) — Kâbeye gitmek diler misiz| ğı zaman birdenbire hatırına gel- oğlum? miş gibi elini koynuna atıp dörde — Mübarek Recebin sekizin-! bükülü bir kâğıd çıkardı: de, — Dün gece bir kıt'a nazmey. — Recebin sekizinde mi der: |lemiş idük bubacığım. siz? İhtiyar şeyh gözlerini kaldırıp — Beli bubacığım. — Ya, bunu omutlak mı» söy. tedi. gülümsedi: Bu çocuk daldan da- la siçrayan şen serçelere ne ka» dar benziyordu? «Şehriyarıcüva- — Veziriazam ve defterdar!ni.» diye kâğıdı alup genç Osma. ve kaptan paşa elhaletühazihi sefer hazırlığı görürler bubaci- ğım. Şeyhin sararık yüzünde bir kızartı depreşti: — Baka oğlum! «Padişaklara hac lâzım değildir ve yerinde o- turup adleylemek evlâdır. Caiz ki, bir fitne zuhur eyleyel» —ı.. Davud Paşa elinden gelseydi.| gitmedi, atlup şeyhin Ünügüne sarıla- caktı: Sultan Osman artık gitmeğe davranıyordu ki, sucuk gibi birlmi görün sevetiden bi akt, kese «has filori altınının usulla.| xöntüm. cik Mahmud Efendinin oturduğu) 13) Tekme ad post altına sıkıstırdı. Avaklandı-. (41 Cenubi İran ahalisine de denir okudu, (2) altındaki imzaya ba- kınca kendini tutamadı: eylemişsiz padisahım. Farisi cün- di, rn demektir (47. İkinci Osmanla yanındakiler giderlerken seyh yerinden kalk. tı, fakat geçirmek icin kanıya CArhası var) (2) Kanın ash sodur: Nice demdir cemalin şem'ine pervanadie gön'üm Ke, -İceye kadar kaydihayat şartile veşi ri kampta Afrikaya vâki ihraç hare-İli köyünden olan köylü Yusuf kısa nın yazdığı iki mısraı tatlı tatlı; — Ne güzel ad tahallüs (27: ölennedie ,