Ni w N N yüne alanıma 5 MA 1 vazıyetime amman — geçerek ILMMATJE uariermzuen ivUr) BADAN AT “7 Veee ae 2 SON POSTA «Son Posta» nın edebi romanı: Mr e 9 Atların ayak sesleri yaklaşır.) ken Abdülgani Efendi olduğu yerde, enkaz arasına gömülürce- sine sindi: Tahmininde yanılma» mıştı. Urlu ve Şüca Çelebi at ü- zermde O konuşaraktan ağır ağır geçiyorlardı. Urlu tam köse ada-, mın ardında bulunduğu (tümsek; önünden geçerken yüksek sesle güldü: — Demek madide incüler! göreceğiz! — İktiza değil sultanım. İşte! bizim ayvaz vardır ya, | Abdülgani Efendi, ilkin hara- beden dışarıya uğrayıp iki ada - mın önüne atılmak istedi. Ardın. dan bir fayda etmiyeceğin dü - sönerek vazgeçti: Bu iki ada mın ne yapmak istediklerini mut- laka anlamak ve icab ederse Patronaya koşup ikisini de par- çalatmak lâzem yeldiğine artık kat'i olarak hiülkmediyordu. Sak. landığı enkaz tümseği ardından bir gölge gibi sıyr'dı. Urlu ve esirci eli adım kadar ilerideki köseyi delenmak üzere; idiler. Köşevi dönerken Urlu bir daha kaba kaba 7848, Esirri er. dına dönerek az alsrenden iski eden sayvaza» seslendi: İ — Ayağın pekçs tut, Ayvaz adımlarım aceleleşti -| rince, hayvanları dürttüler. Kocamustafapaşaya geldik - leri zaman daha yatsı okunma- muştı. Esircinin kapısı, çalınma- dan kendiliğinden açıldı. Yuka rıyh büyük odaya çıktılar. Burası «Urlusya hiç yabancı değildi. Or tada mükellef yer sofrası ku. ruluydu. İpek ve kabacık şilteler üzerine beğdaştılar. Tül giyimli, yumru göğüslü ve şah bakışlı ca- riveler paçalı güvercinler gibi a- yeklarının uçlarına basa basa gidip gelivorlar, sofraya düzen veriyorlardı. Urlu sein dön i boynunu İpes bıyıklarını silerek yalıştı: — Şarab içer misiz sultanım?! Urlu ağrı sulana sulana sırıttı: — Kebab dahi yeriiki Gülüştüler. Gül brnaklı ve Urlu birbiri ardısıra Atı gümüş elli cariyeler altın kupa. kupa devirince kendini Dd site lara yatkın ve yıllamık Kıbrıs Sü sanma başlamıştı. ie silmelediler. Şüca Çelebi! Esirci boynunu tekrar ağaya upasını kaldırdı: Miçm doğru uzattı: — Aşkımıza nuş eyliyelim e - res rağbet buyurur mi- “Bee kurama kurumlu gözle. “iris kımta kırıta kupaları ,bir daha silmelediler. — Dinler idük! Burada Şüca Çelebi hizmet €- — Hoş sohbet âdemsiz volda.İden kızlardan birini çağırdı, ku- şım, lağına eğilerek bir seyler fısılda. | — Çek naziksiz bevim uğam.|dı. Beş dakika geçmeden saz ta- virdiler.v Urlu avucunun içi ile Görgöre geldiler, Şüca Çelebi| kımı gelmişti. Bir saat kadar s| elpence divan duran iki kıza işa |hp eğlendiler. (Arkası var) Çüp arababarman İmali ve Gemirinde kullanılmak üzere almasak — erboğle, gürgen, kol ağacı ve dahan ağacı, Zeynep Kimi doğumevi için almacak tıbbi ceza, Karakaş mürsnenada İçin ultiacak 306 kilo çivi, Feminlik işürri İpin anacak 15 kalem saraciye mahe. mesi, Tal min bedelleri Ke ilk bemimet mklariaa yukarda yazık işler ayrı ayri 4. | çek smlmrye kunulunaştar. Şarenameleri Zabi ve Mununelir didürlüğü kale. iminğe görülebilir. İlalcleri 4/11/M2 Çarşunba gümü sani âl de Dalmi Da - “65 141,56 İ cüsemin yapılınaklır. Talibierin ik demi, makbuz veya mektubları ve Ma. wühca ibrası lâzan gelen diyer veslsalirde ihale günü muayyen saslde Dakmi Ecümemle balunmaları hizemder, (303) Karacshmed ve Mülbü'dere mezarlara, irantn 65.239 metre miki 120 adet kam servi açık arttırma ile salılacaklır. Tahmin bedeli 783 Bea ve Hik bemins > 58 #ra 75 kurayimr. İhale 25/10/9842 Pazarlesi günü mat 14 de Dalmi Encümen: rapıscaktır. Şarlnameleri Zabt ve Meaneli! Müdürlüğü kaleminde görülebilir. Taliblerin ilk teminat, weibur veya mektuhları ve ka. suneu #bram düz gelen diğer vesikaları ile &hale günü muayyen sade Demi Kinetmende butunmaları, 538) Mo'öslüi vemillin senelik ihtiyacı için drum olan 500 kilo harpit acik ekeili. meye konmlimarlur. İhaksi 26/10/912 Pazarlesi günü sal 4 de Dalmi En. sümeni: yapsaanklır. Tuhmin bedeli 1'00 Hira ve ilk teminmin 5? ira 56 ku. vuşlur. Şartnamesi Zabıt ve Mmenelât Müdürlüğü inleminde çörülebilir. Ta, Bislerin ilk terini, makbur veya meklubları ve kanımen İbraz İzem gelen diğer vesikaları le ihale çünü wwayyon sazlir Daki Eocümende bulunmu - sebebini sormus. veri- 3 kadir » İkisi de hayretle yüzüme ba - karak, gayri iradi iki tarafıma oturdular. Genç kız ne sevimli, ne cana yakın bir şoy.. Gözleri - nin içi gülüyor. Erkek de yakı- şıklı, her halil temiz bir aileye mensub olduğunu gösteren bir genç.. Daha yüzündeki sert çi giler, bu çizgilerin yanısıra, mi dahalemle beliren yarı hiddetli yarı müteheyyir ifadeler kay . bolmamıştı. — Çocuklar dedim, siz beni tanımazsınız, ben de sizi tam mam. Fakat üçümüz de birbiri - mizi tanıyoruz. Bu bilmeceye benziyen sör- lerim üzerine birbirlerinin yüz - lerine baktılar. — Bundan yirmi sene evvel si- zin oturduğunuz yerde ben otu - rayordum. Tabii hemen anlıya - caksınız ki. yalmız değildim. Ben | de, genç dostum, aşağı yukarı se nin yaşında idim. Yanımdaki de| küçük hanım sizin çağımızda bu- lunuyordu. Biz de kavya eder lık kavgaları. Kıskançlik, aram va münakaşa, kavga, hattâ dar ımlık gürel şeydir. Sevgiye renk verir, hareket verir, heyecan ka. İtar. Fakat, sevenler, birbirini ker. mamah.. Beni mazur görün, çok yakınımda idiniz, duymama i Aymi hü yaşamış bir insan olarak sizi ken dime öyle yakın tuldum ki.. Ba- kımız saçlarım bembeyaz.. Hattâ babamız yaşta sayılabilirim, Tec- rübe sahibi olduğumu inkâr mezsiniz. Bana kızıyortunuz de- ğil mi? Sizin şahsınızda kendi . wi, hareketlerinizde, yaşadığım hâdiseleri buldum. Zaten siz ko İnuşurken, dalmış, gençliğimi dü- sümüyordum. Birbirinizi kırma - roza gönlüm razı olmadı. Bu gençler, müdahalemi yadırga - mazlar, z k .İhatim yok. dik.. Bittabi umumiyetle kıskanç | .İçok tahassür duyasınız. mer) si Halbuki hiç bir sebeb Resi LEE COR zon Ye için beni dinlerler dedim, Bana! kıziyor musunuz hâlâ.. İkisi birden kıpırdadılar: — Hayır, estağfurullah efen- gim! — Şimdi, dedim, ben hakem olayım. İstiyorum ki, buraya na. l kolkola, kalb kalbe geldiniz, birbirinize sokularak O mes'ud, e konuştunuzsa, gene öy. gidersiniz. Siz daha id gençsiniz, benim şu dakika: daki haleti ruhiyemi anlıyamaz- sınız. İnşaallah siz de ihtiyarla- yın, bir bahar gününde, yalnız, tabiatle başbaşa kalın, benim dü. şindüklerimi düşünecek, sayed, iyanınızda böyle bir hâdise olur. sa, yüreğiniz sızlıyacak, «Aman yapmayın çocuklar!» diye fer .! yad edeceksiniz. Dalmıştım. Şiir okur gibi ko - nuşuyordum. Beni dikkatle dinli yorlardı. Sustuğumu genç kız atıldı; — Efendim, benim hiç kaba- Erkek, sözünü kesti: — Benim de... İkisini de susturdum: — İkinizin de kabahatiniz yok. Kabahat gençlikte, sevgide dir, Amma, bu lâzımdır çocuk - lar.. Arasıra böyle aradan kura kedi geçmeli ki, birbirinize daha Genç kız açılmıştı: — Efendim, hep kıskançiile| yek.. — Zuten kavga hep kıskanç. Delikanlıya bakarak gülmeğ başladım. İkisinin de yüzlerindeki cid * diyet yavaş yavaş eridi, gülmem” onlar da katıldılar, Sordum: — Barıştımz mı? Genç kız cevab verdi: — Ben dargın değilim ki.. Erkeğin “cevabım bekiemedef! ilâve ettim; insan hazzı duyuyorum. — Benim bu hareketimi garil buldunuz belki de.. Zannediyo ; görünce) Di yaş Mahup, başları önlerne eğ la Bunun kıymetini bi lin. Sevin sevebildiğiniz kadar- Yavaş yavaş ruhumdaki aydınlık kararmağa başladı. Gözlerimd€ siddetli bir yanma var.. Binbir renkle parıldayan se * ma, deniz, sizlere gömülmüş A dalar; esrarlı bir âlem gibi gö * züken ufuk ne gürel.. Yanımda * | kileri unutmustum. Ayağa kalktıkları zaman ken” dime geldim. Genç kız: — Size çok teşekkür ederis! ede: |dan çok kıskançtırlar. Yalnız, ka kktan çıkar. Kızım, bütün iddim- lar hilâfına, erkekler kadınlar- dedi. Fakat sizi de daldığınız & lemde yalnız bırakalım. Rahatst# etmiyelim. Elimi sıktılar. Arka * dınlar bunu izhar ederler, erkek- larından baktım. Evvelâ, başlar? ler saklarlar. Çünkü, gururları önlerinde, çekingen yürüyorlar © mânidir. Sakın bana kadınları!dı. Bir ara, birbirlerinin yüzüne zurursuzlukla itham ediyor, diye | sonra da dönüp bana baktılar. İs kızmayın! Kadın zayıf mahlük .İtiyakla birbirlerine o yaklaştılla” tur. Hizlerini hemen açığı vu .İrın gördüm. Kol kola girmişler” rur. Erkek daha tahammüllüdür. | di. Gölerimden ersan iki da İmepmmemaemieyemameni ii s0-İlanın hararetini i