7 Ekim 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

7 Ekim 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kaplan Girayın bir müş külü daha kalmıştı ki, oda yeni bir ihtilâl hareketi hazırlığı görülüp görülmediğini anlamak- tan ibaretti. Zülâli Hocanın an- lattığına göre başa getirecekleri sadrâzamlara, sadaret kayma - kamlarına, kızlar ağası Beşir ağaya kadar hazırlık yapan a- damlar elbet silâhlı bir hareket de düşünmüş olacaklardı. Han yavaşça sordu: Buyurduğunuz hususlar kt- Ve temin edilebilür ise biz dahi katmağı unutman efendim. Zülâli Efendi büyük bir wr verenlerin yaptıkları gibi etrafı- na bakındıktan sonra ağzini Kaplan Girayın kulağına doğru uzattı: — Cenabı şorifinize anın için gelmiş idük! — «Kazgan şerife çıkarıla -| cak mıdır? — Beli, musammemdir. — Ya, ne zaman? —Belki yarın sultanım, Burada Kaplan Giray daha dü: — Çok eyü benim efendim karındaşlarımın o muradları mevad dahi pek güzel Lâ. kin Patrona ağa hazretlerini bu” gün tarafımıza gönderemez mi- siz? Zula! “kalktı: —— Hemen şimdi icabına te- vessül eyleyelim ve Patrona ağa- yı tarafı şer'finize irsal edelim. — Ahsen olur idi. Biz dehi hatıra gelen tedbirleri kendüsile ruberu söylemiş olur idük! Zülâli Hoca artık ( gidecekti. Sokak kapısına kadar birlikte indiler. Kaplan Giray hocayı se- lâmetlerken yavaşça fısıldadı: — Aman efendi hazretleri, arzeylediğim hususa ziyade itina buyurup ağa nşamızı İrsal. de istical eyleyiniz. Bizimle söy- Tacmadin bu hususa tevessül o- Efendi şen şen ayağa çiddi ve çok daha samimi görün.| SİRENE TALİ Dedi. Zülâli Hasan Efendi w-| şakların yardımı ile katırına bi. | nerken kaldırımın karşı tarafın da köse ve gi lü bir adam ka! kıpırdadı, aşağıdaki ySe-i bile» doğru yürümeğe başladı. Öte taraftan İbrahim ağa da Sebilden acele acele çıkıp Ve zir Sarayına doğru (seğirtmeğe başladı. o Gözlüklü köse köşe ba. şında duraklayarak Vezir Sa kapıcı” ardından manah ile görüştüğü için artık dönüyordu. İbrahim ağa kena- ra çekilerek hürmetle selâm ver di; Arab bu sabah çok dalgın | görünüyordu. Kapicilar kethüda sını dumanlı bakışlarla İten sonra sırıttı: — Az daha tanıyamıyacak i- iken sahibi devlet hazretleri siz- leri beklerler idi. 7 İbrahim ağa yan yan sokuldu: — Huzuru şeriflerinde kimes- neler var mıdır? — Ferdi aferide yoktur. Başka bir şey söyleşmeden ayrıldılar. Mehmed Paşa sabırsızlık için-| de İbrahim ağanın getireceği e. hemmiyetii haberi beklediği için kapı açıldığını duyar duymaz bâ- şını hızla döndürdü. İbrahim fayı görünce wvezirliği mezirlis|, ği» unutup kapıcıkk kethüdası- İna doğru koştu: i — Bre İbrahim, ya, neden bu rütbe geç kaldın? Diye kendini tutamadan ba. m ağanın yüzünün na» gibi rengine dikkat eder etmez büsbütün ürkerek geri ge- ri çek'idi: — Bre bir şey mi var? Kapıcılar ketbüdası sık solu- | tarama, <üzdük.!Giray Han bir taraftan dik ağa karındaşım. Biz ayrılür| | jayas: yor, göğsü körükleniyordu? — Çek şeyler vardır sı SON P mek istersiz? Han hazretleri eş. kiya ile el ve söz birliği mi et miştir demek iştersiz? — Anı Allahı taalâ hazretleri bilürse de ol hususta şek buyur- man benim efendim. — Bre sen ne dersin? Yohsa| eşkiya ile müşareketi mi vardır? | — Zülâli Hasan efendi ile başbaşa bir saat görüştüler sul- Sadrazam homurdandı: — Zülâli efendi mi dersiz? —ıi. — Ya, bu âdeni Han ile mü- nasebette mi bulunur. — Beli paşa efendimiz. O anda, Mehmed Paza yere halı üzerine çöküverdi, Kırım Hanından şüphelenmekte ne ka- dar olduğunu işte şimdi daha iyi anlaşılıyordu: Kaplan bükü-| metle anlaşırken öte taraflan *ne olur ne olmazı ihtiyatı ile eşkiyaya da yanaşmıştı demek! Sadrazam vakit geçirmeden pa- dişaha koşmayı, Kırım Hanının Yaptığı bu kahbeliği olduğu gibi anlatmayı düşünüyordu. Bunu yapmazsa Sultan Mahmud: «Ya, ne deyu vaktile bize haber ver. memiş idün» diye kendisini meş- Arkası var) ÇARŞAMBA, 740: Sasi ayarı, 7.33: Vücudumuza! galışkıralını, 740: Ajans haberleri, 155) yoktu. Rakı istedi ve içmeğe baş. bir his esintisi şeklinde tecelli e 6-4po salon orkesiras, 1230: Seat si-)ladı, İçki, suya damlamı; kan gi-) decel ü ri m, 14.58: Kaza yreşiam (PL), )245:İ hidir. Nasıl, suyun rengi değişir.) lümsüyordu. Sanki, hemen, ilk Ajans haberleri, 13: Karışı makamlar. dan yarkılar, 18; Sani ayarı, 18.03: Fasıl heyeti, 18.45; Radyo dans orkesirası.! Sasi ayarı ve ajan haberleri, 19,445: Yunan sesler, 20.157 Radyo ga- metemi, 2045: Bir maş öğ Md mati), 2145: Müüsik edehiyallan Oda mepilisi (PA). 2130: Temsil , OSTA uSon Posta» nm edebi romanı; 129 Erkeği kadın NUSRET SAFA COŞKUN , Avrupadan ruuvakkat gelişle. ül ve. rinde birkaç defa daha, İclâli| gözünün önünden geçiyorlar. Bü. görmüştü. Fakat son görüşünden|tün dünyayı, hisleri, arzuları, bugüne kadar geçen 6 sene için-| sevgileri bir kadekin içinde bul. de İclâl ne kadar değişmiş, ol-) mak ne güzel şeydir. İspirtolan- gunlaşmıştı. Bu tesadüften şikâ-'Mış kafa ile ıztırab bile tatlı ve yetçi değildi. Eski günlerin has.) hayat pembe bir cam arkasın . retli heyecanını duyuyordu. Son.| dan görünüyor. Baz: ahvalde, is- ra, itiraf ediyordu ki, şahane bir| pirtonun insanı kederin, elemin ihayet İclâl birer birer Yaratır // kadın olarak, İclâlin bir (oanda|sukuruna daha fazla ittiği de bütün derdlerini, tasalarını, | w-|vakidir. Lâkin bu defa Vedad, kıntılarını unutturacak bir (o bu: haleti ruhiyesinin bozuk olması- susiyeti vardı. Yanın. raz ol-İna rağmen, rakının müsbet tesi- un oyalanacağını ümid ediyor- rini gördü. Gündüzkü düşünce du. İelâlle, eski macera tazele. ve üzüntüden sıyrıldı. Bunda İc! nemezdi. Lâkin, eski | hatıraları/lâle tesadüfün de rolü olduğu in-| anmak, onunla tasasız, serazad; gençlik günlerine dönmek, | bu-| günkü sıkıntısını biraz tahfif e- debilirdi. Otomobili savdıktan sonra, ge. lişi güzel yürüdü. Balıkpazarına sapmıştı. Küçük meyhanelerden taşan ispirto ve mez- burnuna o derece İşlihaaver gel- mişti ki, birdenbire bu küçük, mulcassi, hattâ kirli paslı meyha, nelerden birine girmeye ve bir miktar içmeğe karar verdi. Bu. na ihtiyacı da vardı. Tanımadığı İnsanların arasına girecekti. Bu suretle hem belki biraz içindeki sıkıntıyı giderir, hem de biraz daha serbest olur, sıkılmazdı. Mermeri çatlak masanın başı na geştiği zaman, dükkândaki birkaç müşterinin kendisine ga- rib garib baktıklarını gö ak dırmadı. Burada kendisini ra-) hatsız edecek, sıkacak kimse! se, ispirto da mideye indiği za- man ayni b yapar, ruhun bo. yasını değiştirir. İkinci kadehte, insan haleti ruhiyesniin rotasına göre ya romantizmin gayynsma gömülmeden evvel, düşünmeğe kokuları| ki kâr edilemezdi. İclâl, ki günlerin canlı bir/hatırast © larak karşısına çıkmakla kalma. mış; güzel bir kadm olarak ta arzular uyandırmıştır, Onun, es- kisi kadar kendisine zâfı oldu- ğunu görmüştü. Bu gece, hâlâ sında Semahatin hareketle” rini, teklifini reddetmesini mii nakaşa etmesine rağmen, İclâlin yanında bulunmak, içinde geniş bir heyecan ve istek yaratıyordu. İclâlin evli oluşu şimdilik biç bir his duraklaması tevlid etmi- yordu. Artık, böyle telâkkiler, endişelerle erkekliğinin son gün- lerini beyhude harcamak niye tinde değildi. Yeni bir macera. nın kapısında mıydı? o Şüphesi hayır.. Sadece diriltmeğe çalı lan eski günler mevzuubabisti.| Bu bir âşikane münasebet olma: yacak, sadece dişinin ve erkeğin birbirini arzulamasından doğan almz es! Bunları düşünürken, gü. işarette İclâlin kollarının arası na ntılacağına eminmiş gibi.. Bu gece, içki masası başında bunla- rı düşünmesi pek tabii. Sema- hatin dudaklarından tutuşmuştu eniyoruz, ?1:| dalar, ya, kafa İspirtonun sisine| Üstel'k onu arzularının yoluna sö! rükleyememişti. Alev almış ihti- vazgeçti, çünkü, yaklandığı makla kalmayarak, ihtilâl halin. deki hislere de hitab etmesinden daha tabii hiçbir şey olamazdı. Eğer ona tesadiif etmeseydi, mut laka ayakları kendisini Saadete sürükleyecekti, şimdi sahnede Saadeti görüyordu. Konser gecesi, onu mahzun ve hırslı birakarak Semahatlere git- mişti. Ertesi gün telefonla, bir sürü sitem dinlemiş, gecesini de genç kadınla geçirmişti, Ondan sonra, gene bir bıkkınlık gelmiş, Saadeti aramaz olmuştu. w— İc. “ lâle gitmeden Saadete uğrasam nasl olur!» diye düşündü. Çabuk za man Saadetin bırakmıyacağı mu- hakkaktı. Hayır, bu gece, sanki, İclâlle başbaşa kalacak, hayalin- de süsledikleri tahakkuk edecek. miş gibi, yeni bir kadın eti, yeni bir kadın kokusa, yeni bir kadın ihtirası arıyordu. Çok Fazla içmedi. Aralarına yeni katılacağı in- sanlara sarhoş görünmemeliydi Kalktı, hafif hafif yağmur çi- seliyordu. Kapının önünde derin bir nefes aldı. (Arkası var) İstanbul Borsası 6/10/1942 açılış - kapamış fiatları Çıkar Açılış ve kapamış ondra 1 Setriin 524 ew.York 108 Dolar 132.20 ener o 100İsviçre Pr, Oo 3070 pinaria 100 Peçela 12315 100 İsveç Kr, İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: