| —— nesi nasal bavsif erilmekter! Arama - Kaman amade ami | 90020 er vagina MERA binsunir Armin we tahini SON POSTA Yeni bir salgın Yazan : Halid Ziya Uşaklıgil Pp ek de yeni değil, «Her! sesini yükselten birçok edebiyat memleketin böyle devir. adamları var, ezcümle... ki olur, bu yolda salgmlara t-| Ankaranın «Ulus» gazetesini tulan gençliklere tesadüf etmek) görür müsünüz? Ben onu hergün ezeldenberi alışılmış bir hâdise-| görür, yazıları arasında zevk ile dir; eski nesillerden başlıyarak) dolu gezintiler yaparım. Orada, bugüne kadar devam eden bir başta Falih Rıfkı Atay olmak ü- salgın, şu fark ile ki son yıllar- zere sevdiğim isimlere mülâki o- da bu salgın artık şimdiye kadar lurum, ezcümle Yankılar sütu - görülmüş benzerlerinin hiç birile nunu her zaman lezzetle süzdü- ölçülemiyecek derecede taşıp düm «Toplu iğne.» Soşmuştur. Hangi salgından bah- Bunun kim olduğunu, ve onun. settiğimi tahmin edemediniz, nasıl bir edebiyat hazinesile zen- Vurgunculuk salgını? Kumar) ginliğe malik bulnduğunu elbet- salgını? İşret İgmı?.. o Sirkatite bilirsiniz. Kendisine taktığı is-| salgını?.. Zamanın bütün salgın- me pek aldanmamalı: Toplu iğ- larını tahattür ediniz. Bunların Be... Evet, ekseriyet üzere ten -| iç biri değil. Sadece şir salgı- kidlerinde, kendi tabirince yam, nından bahsetmek istiyorum. Bu- kılarında cilde hafifçe dokuna - na şiir salgını demek de pek doğ- rak çıcıklamakla, bir pire ihtir, lanacağına onun pek türkçesini ne için kullanmamış? | Bu da bir salgın... Bu istitradı anket Okelimesi için yazdım. Ne için soruşturma, araştırma dememeli de tamamile o manada olan bu fransızca ke- meyi almalı?., Demek isterdim ki gazetele » rimizden biri bir «soruşturma» yapsa da şiir namile ortaya dö külen yazılar için edebiyat mün- tesiblerini sorguya çekse, okim bilir, toplu iğne gibi püsküren kaç kişiye tesadüf olunurdu. Gençlerin yazılarım — okurken | birçok müsandelerde bulunmak lâzımdır, en evvel vezin mesele- inde. Aruzdan'vazgeçiliyor, pek Hece vezni kabul ediliyor, bu da iyi. Hattâ ona da lüzum bilinen ! tin irfanı için dolgun vâid! , Bana birçok mecmualar gel liğimin, yalnızlığımın ara - sında bunları gözden geçirmek bence bir nimettir, Bu dergilerin en ciddisinde bile yığın yığın genç imzalara ve manzumelere tesadüf ederim, bunları da en geniş bir fikir ile okurum. İşte açıkça söylüyorum, bunlardan pek azında - amma pek, pek &- zında - bana «güzelli dedirte - cek bir meziyet bulurum ve he- men diğerleri hakkında içimden imza sahibine: «Ne için manzum söylemğe özenmeli? Eğer söyle. necek bir şey varsa nesir ne güne duruyor?» diye müaheze ederim, Fakat asıl müaheze olunacak o değil, mecmuaya onları dercet- mek lütfünde bulunanlardır. Bu- Ibette iyi bir niyetle yapıyor- r, fakat bence müfid olma- hattâ muzır olan bir işe teş- vik etmek doğru değildir; genç- leri ciddi şeyler yazmağa alıştır- malı. Gene o mecimualarda, hat- & hiç umulmıyan uzak yerler- den gelen dergilerde böyle genç kalemlerden çıkan ve memleke- n yazılara tesadüf ederek be- lerden duyulan üzüntüyü ta- dil etmek fırsatını buluyoruz. Bu yazılardan yanlış bir neti) ” ce çıkarılmamalıdır. Genç şairler arasında birçok kabiliyet sahib- i Cellâdın 1655 senesi Mayıs ayı idi; İstan. bulda yeniçeriler ve sipahiler isyan etmişler; Murad Paşanın teşvikinö uyarak Sadrazam İbşir Paşa İle Şey hislâm Ebu Said Efendinin başlarını istiyorlardı, dele muhalefet ettiler ve kurtardı. lar; fakat İlbşir'e şefaat buyuran ol. med boşancıbaşiya emretti: — Var, İbşir Paşayı o boğdurup ölüsün dışarı birak! Dedi, Bostancı başı da Sadraza, ma bir haseki gönderdi: Soldan sağa doğ Va 8 1.00, Radyomu | İlik ' Tarihten sayfalar | yanlışlığı ( “Son Posta, n n tarihi bahisler muharriri yazıyor ) !, — Tekdir böyle imiş; abdest a ip namaza başlasınlar! i Bulunduğu odanin kapısına di iki cellâd kondu, bunların birisini adı Siyavuş'tu. İbşir Paşa bostanci başidan rici — Bir okumuş adam da benii Efendiyi ona yolladı bu adam gayet dindar, bilgili, iyi eh. (Devamı 4/1 del “Son Posta, nın bulmazası; 2ö-u» ) Bunlardan 30 tanesini hallederek bir arada yollıyan her okuyucumuza bir hediye takdim edeceğiz 4 40. le ru değil. Bu tabir az çok doğru) zile ısırmakla iktifa eden bir| olurdu, eğer şir namile rotaya sık hâsıl olabilseydi... ereket versin ki bu salgının a-| rasında tek tük -pek az- inşirah! di tesliyet - verecek esercikleri| öl ek Ürsatımı buluyoruz, iye va e ül edilir gi- bi değil. Ben kendi hisabıma pek müsamaha ve müsahele ile genç- leri takib eden bir eski nesil! mensubuyum, bunu birçok yazı.| toplu iğne... Fakat bu toplu iğne de icab ederse bir çuvaldız, bir şiş, bir mızrak, bir süngü o j için birçok istihale kabiliyeti var.| İşte o da arasıra mazarratı Bull dud bir nezle salgını olmak «e - hemmiyelsizliğinden O çikarak mühlik bir maraz şiddetini al » mak üzere olan buhâdiseye karşı ar asıra sabrını kaybederek sün- gü &savletlerine girişmektedir. Matbuatta bir anket merakı var. Bir başka salgın da türkçeye larımda isbat ettim; şair tabia - ni —— artan a 3 yal r sa Men tinde oldukları görülen gençleri) yabendan. Farsçadan sıyrılalım alkışladı lerinde o manzume 5 yaam, elele olamıyacakı derken garb dillerinden takım ta) e z 2“ kam keli kına larını tahmin ettiklerimden bir -) düştük Geren Mn ni el ta e çını izah etmekten çekinme - nılmamış bir yazarın bir kitabı dim, hattâ bunlardan tavsiyemi bana Okadar geldi. Bu zat da ul edenler oldu; fakat bugün! yazılarına yabancı kelimeler 89- salgın öyle bir şiddet kesbetti ki| kuşturmak meraki var, fakat bel- endişelerim açıkça söylemeğe lü-|li ki o kelimelerin aslını bilmi » zum duyuyorum. yor, hemen hepaini yanlış telâf- Bu lüzumu duymakta yalnız|fuz ederek öylece yazıyor. O görülmüyor, buna da fena değil diyelim, fakat bir şart ile.. Yeti şir ki kulağı memnun bırakacak bir ahenk, bir musiki çeşnisi bu- lunsun. Zaten vezinden matlüh olan gaye bu değil midir? Hattâ merdiven usulünde yazılmış man zumelerde bile bir sbenk varsa, bu da iyi, nitekim ben Nâzım Hikmet ve Ercümend Behzad hakkında yazdığım makalelerde bunu söyledim, ve onların mer- divenlerine bu yaşlanmış bacak- larımla şetaretle tırmandım. Biraz daha müsadede il yerek kafiyeden de vazgeçelim. Deriz ki vezin olmasın, kafiye de olmasın, fakat san'at olsun. Eğer san'at da yok ien, ve artık eski girlere mahsus kelime ve fikir| oyunları yapılarak hüner de yok, ise. bütün yok olan seylere mu-| kab'l yazılan sevlerde bir nebze, çok deği ancak bir parçacık,| siir aramak en sarih haklarımız- dandır. Eğer bu da yok ise orta" ilerini görüyoruz; fakat bunlar o kadar bir azlık teskil ediyor ki kalabalığın içinde kaybolup gi - diyorlar. Sırası gelmiş iken buna bir İmisal irad edeceğim: Hangi mec muada gördüm, imza (o kimindi,| İ hattâ manzumenin adı neydi? Çok tessüf ediyorum ki bunları tahattür edemiyorum, fakat man zumenin mevzuu hatırımda, İh- Hmal ki bu satırlar o şairin gö- züne ilişerek bana ismini yazar. İşte şiirin mevzun: Şair bir yüksek o apartımanın en üst katında oturuyor, ve bu. rada en yukarıdan hayatı, beşe- riyeti görüyor; İnsanlığa yuka - ndan bakan bir nazarla... Gene şair başka bir apartıma- nın yerı yarıya zemine gömlül - müş bir alt katındadır, ve bura- dan, yarım penceredn hayatı, be- | keşfeden kadın 2 (4), 2 — Validem (4), Bir devi sa ray 15). 3 — Cemi edatı (3). Munr bir © hayvanı (6). 4 — Bir mem. leket (4), Bir renk (b ğ 5 — Eiiyerin den (5), Nola 12). a 15), Bir heart GN, 1— Bir içmtlL (5), Kısa zaman LN 5 — Bir asamız (4), Famliya (4). » — Işıldayan, ellâl (6), Mensubiyet eki (). 10 — İskambilde birli (2), Kendime hâkim (1). şeriyeti görüyor; insanlığa aşa - ğıdan, ayaklardan dizlere kadar çıkamıyan bir nazarla... (Manası sair 4/1 de) Yukardan aşağıya doğra; 1 — Takunye (5), Ört (9). 3 — Başaran (6), Keder (3), .İ9 — Yalan (8), Sakat (5), 4 — Bir emir (2). Üsküdar bir yer (7). 5 — İyi givinmiş (5), San'at (1. 6 — Üzümlü pas'a (3), Tersi bir mir (2), Bir hart (2). 7 — Sum'i nehir (5), Tersi hicab Dasma (2), 8 — Esirler (5), Beraber (3).