SON POSTA «Son Posta» nın edebi romanı: 104 Erkeği kadın NUSRET SAFA COŞKUN Vapur rıbtımdan 3/2 Sayfa «Son Posta Nİ nin tarihi tefrikası: 50 PATRONA . İPLE 7 GİR Aşağıda kupa (arabası ha-|cebimize bırağın!ı demektir yol-| ga başladı. Esirci Şüca hemen koşulduğu | daşım. eee şerli ayrılır -İkım olan, söylemek için fırsatı — O halde niçin, arasıra baş zırlanıp (o beygirler için «Urlu» yoldaşın göndermeği vâdettiği muhafızların gelme - sinden başka eksik bir şey kal - mamıştı. Az sonra sokak büs - bütün issz görünmeğe başladı. Gece yarısına kadar tek tük ge lip geçen yolcuların artık ardı kesilmişti. Bir saat kadar zaman daha geçtikten sonra Şüca Çele- bi alt katta kapı üzerindeki pen- cere cumbasında sabırsızlanm. ğa başladı, Ya, Urlu ağa söz ver- diği halde adamlarını göndere - memişse? Bu takdirde beyhude vakit geçirmiş olacaklar, sadra- zâm Mehmed Paşa da yok yere kendilerini beklemiş olacaktı. Daha akşamdan. on yedinci orta odabaşısı Deli Hasan ağaya! haber gönderen Halii pehlivan! da yukarıda sabırsızlanıyordu. Şimdiye kadar Deli Hasan, a: kadaşı «Ocaklus Ömer Efendi alarak sadrazâmın sarayına bi- le gitmiş olacaktı. Belki de Ha -| Wi pehlivan gelsin diye dört göz-| le bekleyip duruyorlardı! Halil pehliyan bahçe üzerin- deki odada daha ziyade duramı-! . Şüca Çelebinin aşağıda fi için yavaş va vas birinci kata indi, esirci ayak seslerine çıktığı zaman büyüle ydınlanan sofada kar eblivanın o rengi çok ünüyordu. Yavaşça fı- , — Bu âdem kaç nefer gönde-| recek idi? — Altı nefer, — Ya, omutlak irsal ederüz» demiş miydi? — Beli, demez olur mı? Sedir üserine bir kese altın dahi bi - ralmış idik. Halil pehlivan meraklı merak. h sordur | — Kimi ararsız? ken, © gözlerimin © yandığını koltadığım bir sitemle.. Yarı aydınlık sofada göz göze| gelip istemiye istemiye gülüştü- ler. Dışarıda yağmur vardı. So kak tarafından at nalı sesleri ge meğe başladığı için Şüca Çeleb min yüzü birdenbire ociddileşli, kulak kabartıp dinledikten son- ra: — Anlar olacak! Diyerek cumbalı odaya seğirt- Bir dakika sonra helecanlı lecanlı sofada göründü: | — Anlar karındaşım, durinan ahıra seğirdip arabayı çıkarın. Halil pehlivanm yüzü sapsarı kesilmişti. Elleri ve dudakları| titriyordu. Merdiven başından dönerek yavaşça sordu: — Cenabınız sokak O kapuya mı ineceksiz) — Öyle edeceğiz. Daye hatun| «mahı peyker» dahi gelecek-| tir. — Ya, anlar bazır mı? — Hazır sultanım. Awaneğ- lenmen, ahura şitab eylen. İşte kapu önünde durdular! Halil pehlivan © merdivenlere koşarken «çat çat» kapı çalınma- komisyona devdi iizımağır. dan alınabilir. yeskiası alması lâzımdır. — Alt Şüca Çelebi gülümsedi: — Eline vermemiş idik. Göz ue'le bakup tımmadı sultanım, Halil pehlivan gülümsedi: — 45 dakka amma açıları aldı ma İdi? Ka ünden kalın ve kaba, boğuk bir ses cevab verdi: — Şüca Çelebi konağı burası mıdır? Şüca Çelebinin yüreği çarptı: — Beli, burasıdır. aslanım. Urlu ağa efendimiz caniblerin - din mi gelürsiz? — Beli, bizi ağa gönderdi. Saraya bir emanet gidecek imiş! —ı.. Şüca Çelebi sokak kapısını ar- dına kadar açar açmaz karşısın- da iri yarı altı sekban gördü. Sek banlar tepeden tırnağa kadar si- lâbhı idiler, Başları olduğu an - laşılan İri gözlü ve bıyıkları ku- laklarına dolanık biri en önde du ruyor, yedeğe aldıkları beygir « ler, tırnaklarile iri kaldırım ta larmı kazımağa ( savaşıyorlardı. Şüca Çelebi: — Az intizar eylen elmasım, emanetleri ihzar eyfiyelim. Diyerek yukarıya koştu. Daye kadın ve mahı peyker cariye ar- dında olduğu halde taşlığa indi. (Arkast var) iDevlst Hava Yo'aı Unum Mü ülüğünlen: 1 — İdaremiz için Elimi tayyare meydanında yaptırılacak İstasyon bina #ma talib suhur etmediğinden, bu bina ekeşii bedeli 112443 lira 74 kuruya ib. TAX edilmek suretile «?8/Exlh1/942 Pazartesi günü saai 10 da yeniden kapal Prs 14 kuruştur. 3 — Eksiltme, Ankarada devlet hava yoları umum müdürlüğü binasnda merkür umum müdürlük alum salım komisyonu larafından icra olunücağından teklif moktubtarınn eksiltmeigün ve sizlünlen bir saat evveline kadar merkür Poslada yöki gicitmeler nazarı ilibira alınmaz. 4 — Şartname, plân vesair evrak 567 karaş mukabilinle merkür komisyon. 5 — İsteklilerin eksiltme tarihinlenen geç sekiz gün ovvri Münakalâi Ve, iletime bir islğa ile müracaat ederek Palaz bu işe ald olmak üzere eh'izdi 6 — Muvakkat teminatı pükden vermek isteyenlerin «İdare hesabina geçiril, mek örere. balmadakları mahallerde Viya Ankarada İş Bankası şubelerine ya, brurak alacakları mkbusları, sair şekillerde teminat vereceklerine bu hususa aid maltub veya ipolek senedlerini 2490 sayılı kanımam 32 nel ve müteakib maddelerinde yazlı sarahat veçhila tekliflerle birlikte komisyona tevdi etme. | koltuklara gömüldüğümüz za *| başladım. Hak: leri ilân olunur. O«d92ön «1739» duydum. Biraz sonra | iki damla yaş yanaklarımdan yu- yarlanmıştı, Artık onun yüzünü hakkaktı ki, o bu ayrılık için iki damla göz yaşını kâfi bulmamış tır. du. Teselli edecek söz bulamı » yordum. Hiç konuşmadan, köp- rü başına kadar yürüdük. Köye dönmek arzusundaydı. Ayrıldık- sonra bir defa daha arkama ip baktım. Vapur, yüzünü çoktan Boğaza doğru çevirmişti Rıhtımdan, manevra (yaptığı yere kadar, arkasındaki beyaz köpüklü yol kayholmamıştı da - ha,. Dalgın dalgın bu köpükten yola baktım. Biraz sonra hiç bi z kalmıyacaktı. Bizim gibi, ha- yat gibi.. Ders günüm olmadığı halde, Semahatlere gitmeğe karar ver İdim. Ancak onun yanında bir parça oyalanabilirdim. Biraz © İniştemde dinlenmek istedim. Saa detle karşılaşmak korkusile he- men vazyeçtim. Keşki, enişteme uğrasaydım, bu tevakkuf bana Semahate gitmek arzusunu de - gistirteeydi.. Kapıyı bana Semahat açtı. Yüzünde, beni her gördüğü zamanki mes'ud tebessüm. Ooh, onu görünce her şeyi u- nutuyorum. —Yalnız mısın? Dedim. Yalnızdı. Gö sinemi gitmiş; izinli imi Memnunum. Rahat, İimse ta- rafından rahatsız (o edilmeden, baş başa kalacak, derdleşebile - ceğiz. Çok zaman oluyor hiç yal- vız kalmamıştık. Onunla işten konuşmağa öyle ihtiyacım ver karşılıklı | ül, arkadaşlarile hizmetçi de “Misafir odasında man söze sitemle iyice göremiyordum. Fakat mu- — Nasılsın Vedad? Diye sormuştu. Bir kelime ile halimi anlattım. — Fenayım! Dedim. — Niçin? Sualini cevablandırmak ancak Ablam hıçkıra hıçkıra ağlıyor-| ona | kırgınlığımı belli etmekle! kabildi. — Sebeb sensin Semahat! Be- ni çok ihmal ediyorsun! düşünmek bile istemiyor, kendi kendimi avutmağa çalışıyordum. Mademki, iyi «değilim!» i eni - gin?» e muhatab tuttun. Şu hak İde, sitemlerimi dinlemeğe mec - bursun! Çok yalnız, türlü sebeb- lerle çok muztaribim. Eski alâ - kan yok bana kı kingensin de di irsin çocuğum! — Bu *ço - cuğum!» kelimesiln | titrediğimi tekrarlamalıyım - sana karşı © lan alâkamın zayıflamasına im - var mı? Düşün ki, nazarı dikkati celbetmemeğe mecbu - yum, Her zaman, ya kocamın, yahud kızımın yanında karşı! #iyoruz. Yanlarında bile, şikâyet ettirmiyecek bir yakınlık göster- mediğimi söyliyebilir misin? Bunu başa kalmak, eski günleri dü şünmek imkânlarını #raştırmı yoruz. , Başını çevirdi. Ancak işitiler bir sesle; — Korkuyorum! Dedi. — Kimden? — Evvelâ kendimden, senden.. — Çok şükür başkalarından değil.. Söyler misin, niçin ken . dinden ve benden korkuyorsun! Yüzüne mahzun ve endişel! hatlar çekilmişti: — İtiraf edeyim Vedad! Kar şında kendimi kuvvetli hisset . . Öyle zayıfım ki, mağ lâb olmaktan korkuyorum. Bans çola hâkimsin, beni dilediğin ye re sürükliyebilirsin! Bu İse iki miz için de affedilmez bir günah olur. Hayır, hayır Vedad! Biz sadece iki dost kalalım, Semahati bugünkü kadar kar şımda hiç zayıf ve âciz görme . miştim. Mücadeleyi bir tevehhüm le yarıda bırakmıştım. Demek 1s. rar etseymişim, onu eski günlere götürebilecekmişim. Heniiz za man kaybetmiş değilim. Çilginc? sevdiğim ve arzuladığım bu ka sonra dın gene benim olabilir. (Arkası var) Devlet Demiryolları İşletme U. M. den: 1 — 159942 tarihinden itibaren DD/İ Ne, iu Ankara banliyö tarifesine Bümesğud » Sincanköy bülresi eklenmişlir. 3 — 15.10.943 tarihinden ilibaren kepek, rammol, paspal ve bunlar gibi de. İiemenlerde has olan diğer tahite Kişası ve elek üstü madâsler D.D/20) No, hu tarifenin ii ve İli üncü kısımlarma (hal edilmiş ve banlara ald Dp/2l1 Ne, lu tarife ile DD/223 No, hu külçe bakır tarifesi kalderilmeşlar. 3 — Posa bilgi istasyonlardan istenilebilir. ça . 9928) İstanbul Belediyesi İlânları Şimdiye kadar Pazarlesi günleri fırmlardan 608 gramlık ekmek karmesine mutabli verilmekte olan 472 gram unun, badema yine Pazarlesi günleri ka. rileçeği ilân olunur, (o (9919) zalarmes tesbi edilen bakkallar vasaşile karne mukabilinde 16 kuruşa ve,