SON P Moltke ninMektupleri Çeviren: Sadi Irmak Ozamanki İstanbulda tiryakilik ve tiryakiler —41— Büyükdere 13 Haziran 1837 Şimdi yine sakin Büyükdere 4limanına girmiş | bulunuyorum. Birkaç hafta için Boğaziçinde bir köşkte oturuyorum. Pencere- nin önünden kayıklar sessizce kayıyorlar, İstanbulda güneş her #eyi yakıp kavurduğu halde et- rafımdaki dağlar yeşille örtülü. angi penceremden baksam W £ zak bir deniz manzarası, manzarası veya çiçek açan & lerle dolu bir bahçe tablosu gö- rüyorum. Çemenlerin etrafı çişek sakularile'dolu ve yollar midye kabuklarından mürekkeb sun'i bir desenle süslü. Yasemin ko- kusu pencerelerden giriyor. As- malar duvarlara tırmanıyor. De- nizde hayat kımıldamaya bağla” yor. Güneş Asya dağlarınm üze- rine yükselmiştir. ve burada bü- tün yaz devam eden ve daima serin bir hava yapan rüz İ gür suyun aynayı andıran satbı- mi oksuyor ve geceleyin bütün tabistle birlikte uyumuş olan dalgaları uyandırıyor. Sahilin pek yakınında olan büyük gemi- ler demir alıyorlar. Tayfaların monoton şarkıları susuyor, ken yelken üstüne açılıyor ye 0» mi bi 'avaş yavaş Boğaziçi suları- na yöneliyor. Divan üzerinde u- Zanup yalnız pencere camlı nın ve tahta duvarların beni yırdığı. dalgaların sesini dinledi. in zaman büyük bir geminin amarasında bulunduğum inti- i alıyorum. Ve arkama dön- zaman bir manastır bah- gesine Maia sanıyorum. Şu ki bir Fransskan rahibi bir yerine AMMA parma ame EEE EDA a enine boy Türk oturuyor ve nargilesini ya çubuğunü içiyor. Çubuk denen üyük keşif ya- pılmadan Türkler nasıl yasaya» bilmişler anlaşılmaz. Ha Osmnın, Beyazıdın. ve arkadaşları hareketli bir millet- ten, bulmaya başladım. alıştım. Hattâ geniş gölgeli bir şınar altında oturup gözleri de- nize ve dağlara gezdirerek yarı mütehayyil, yarı uyanık bir hal- de çubuğumu boşaltmayı zevkli Fakat şuna da dikkat ettim ki bir frenk içi en güzel muhit hatlâ çubuk bile tiler ve daima eğer üzerinde o-| arkadaş ve gürlişme ihtiyacının turup memleketler ve fethederlerdi. Süleyman artık oturan bir millet ve bugün ise çubuk ve tütün içmekle vakit geçiren bir millet olmuşlardır. Kadınlar bile çubuk içerler. Bir|lerinden daha ileri yani kaç gün evvel atla Kâğıdhaneye gitmiştim. Orada büyük bis çi- narm altında basık bir iskemle ile bir kadın grupuna, Türk &- detlerinin müsaade e nisbet. te, yakın oturdum, yani aramız- da yine epeyce mesafe vardı. Bu| bayanlar ayni suretle bir kayık) la İstanbuldan gelip çayırlar ü- zerine gezinmeye çıkan Yahudi Ketrer ricalarından sonra muva-| havayı ve açıldı kadınlarını şiddetle tenkid edi- yorlardı. Çünkü bunlar o kadar peçesizler ki kaşlarından üst du: daklarına kadar bütün gölireleri görünüyordu ve bu gruplar kon- yak ve şarap içiyorlardı. Geniş yapılı bir kokona «Bir kadına bu yakışır mı?» «Bir fincan kahve, bir çubukluk tütün, bu kadarı yetmez imi» diyordu. Bunu bizim | hanımlarımız için yazıyorum. Ben eskiden hiç sigara içmez- dim. Fakat seraskerin yanında ilk çubuk teklifini o reddedeme- yince deniz hastalığına tutulaca- ğım İntıbami almıştım. Fakat bu aralık bütün içmenin bu sekline şehirler! zama-| be 4 | mdanberi zaman zaman kom-| - | sularma hücum etmekle beraber yerine kaim olamaz. bakımdan güzel Bo; lar muhtelif köylerde ötürürlür ve mesafeler ve bazı düşünceler. le birbirinden ayrı yaşarl Beyoğlunda oturanlar da ha yık mesafesinden daha İ gitmezler. Onun için Alim kralımızdan istediği | zabitleri | gelmesinin yaklaşmasına edilmez dereced> Büğku “devletler Türk: hizmetine zabit göndermek için büyük e- mekler sarfettikleri halde bizim hükümet ancak Babıâlinin o mü- fakat etmiştir. Bu suretledir ki| başka frenk talimcilerinin opek imrenilmiyecek olan © vaziyetine düşmemiz bulunuyoruz. Moltkenn !s'anbı'da yaşayışı Büyükdere 27 Eylül 1836 Bu sıralarda bana çok zevk veren bir işle mesgulüru, Boğazi-| çinin iki tarafının haritasını ya- pıyorum. Birçok tepeler turman- maklığım lâzım geliyor. Fakat gözüme açılan harikulâde man- zaralar bu emeği mükâfatlandı- rıyor. Sarayın obahçesine o ölçü (Devamı 4/1 de) «| bunun üzerine Gandhi OSTA e Gandhiden bahsedenler, iyi san taraflarını da b | kendilerini alamazlar. kidcilere gö, irtmekten Bu ten- f ket eder. Bir esinde İlider olmamı isterseniz, şartları İmi da kabul edersiniz» demişti Bu yüzden de Londradaki mi hud yuvarlak masa konfer: na tek başına gitmiş ve neticede siyaset kurdları tarafından mi hiş surette atlatılmıstır. Sivil il atsizliğin yeni baştan başlayıp | başlamıyacağını tayin edecek 0| lan yalnız ve yalnız benim, di-| yen gene kendisidir. 2 — Gandhi ortaçağca düşü- nür. En yakın dostları bile onun dini sembolleri bu derece tass- subla ve bolca kullanmasını mu- arızdırlar. 1934 de Beharda kor- kunç bir yer sarsınlım o olmuş, derhal | n neşrederek bu &fetin,| bir il İ günahların cezai olarak Tanrı tarafından Hindistanı gönderil. diğini bidtirmislir. | 3 — İngilizlerle müzakerele- İre giristiği biçareliği ve mazohizi — Gandhi çiçekleri, temiz sevebilir. Lü- kin, estetik hiçbir zevki yoktur. 5 — Gandhide kasvet, müva- zene, bad duyguu yoktur. En küçük, ebemmiyeisi diğer bütün » galelerini yüz Meselâ bir ços| 1, bir ananın y ü vi dü de l r mühim işlerinden ziya» lendi 6 epsinin fstünde, Gand- bi müthiş bir uzlaşma O âşıkıdır. İnadeı bir savaşçı, muarız oldur ğu kadar, bazan da bunlara uz laşmayı, yatıştırmayı tercik eder. Gandhi sosyalistler, prensler, en- düstri kralları ve Delhide hükü- itaraflarını söyledikleri gibi nok-| sl sürülmezlere. karşı islsnen| 5; siz bir iş için İ zü: Asyanın içyö Sayfa 3/1 Gandhinin kusurları Çeviren: İbrahim Hoyi metle ister. Dünyada hiçbir insan onun kadar «Geçmiş, geçmiştir. Unu- | talmalış akidesini - güdemez. andhi nefret, garaz, kin nedir İyi geçinmek, | Mİ AĞI İbilmez ve bu duyguları asla ta- çilem e ae şımaz, Bir kere anlaşmaya varıl-| hamatiks ismi verilmektedir. çarpıştığı ortaklığı düşmanlarila ayni hararetle iş yapar, Ğandhinin tuhaf huylarından biri de herhangi bi: ibir formül bulması: kongrenin icrai ko! uzlaşmak nakaşalar olurkon, Gandhi hiç müdahalede bulunmaz, üyelerin fikir bekler, ondan sonra da ber ii ; ihtilâflarına üşmesin tarafı memnun edecek, yatıştı racak bir karar sureti, formülü bulur ki, buna Hindistanda Ma- Şimdi biraz x Gandhiye dair olanları anlatalım: Londrada bulundukları sıra- e/da, dostları kendisini meşhur si- nema aktörü Çarli Çaplini gör- (Devamı 4/2 de) (“Son Posta, nın bulmacası: 4 -» Soldan sağa doğ İ ru | a — Mene bir hayvanı — öldüren 3 kır kap (59, Ollak 14), 4 — Bir renk Kuirei, kuv. 151, » — Bir (2), Ai umde, mlrden biri (4). 8 — Kıymekçe #ainei © © dertekde Bİ 8, Kör (5) i — Bir (2), Başan (5). 1 — Oğu (41, “Cİ meşhur bir eğlence parkı (di. 9 — Kbeliyet (4), Sevinçli (3), 10 — Sineme ve Üyalfoların gündüz seansları (6). Yukarıdan aşağıya doğru; 1 — Bu hafta içind» kaybettiğimiz kaymetli bir devlet adârımız (10), ? — Enfes (2, Middet (5). $ — Bir isim (4), İçki (9). 4 — Azlık (9). el emir emir Bunlardan 30 tanesini halladerek bir arada yollıyan her * okuyucumuza bir hediye takdim edeceğiz gari yoğ in 5 — Tersi bir hazf (2). Boru midas (2), (Yaşa) mın sporda kullanılan ki saltılmış gekli (2). 7 — Asri salıncak (5), Âletim oc 8. $ — Bir hayvan (4), Dikey (5), 9 — Sahibi rahrırt olan Allah (6) Jo — Gele (4), Kaygı (5),