GÜREŞ MÜSAHABELERİ SON POSTA Garib bir huzur güreşi Başpshlivan, 140 okka gelen Mehmed ağa idi ve bunun karşısına Kırkpınar Galibi 66 okkalık Arnavud oğlunu çıkarmışlardı. Herkes neticeyi tahmin ediyordu. Fakat tahminler boşa çıktı Yazan : Sami karayel Bu müsahsbemde bir huzur gü. reşinden bahsedecej yunca huzur güreşleri hep tantanalı ve, çok alâkalı olmuştur. Çünkü hu. Tarih bo -| devrinde kimsecikler mağlüh ede. peeemişlerdi, | Arnavudoğlu, sultan Azizin baş pehlivani ve hem de ustasi idi, Ar. — Eveti, Vozgadli Uasan, hayret etmişti. Nihayet dayanamadı sordu: — Pehlivan, kaç okka geliyor - zurda güreş tutan pehlivanlar Oa. navudoğlundan evvel sultan Azizin sun? manli imparatorluğu İçinde tek kal başpehlivani ve güreş ustasi sultan — Altmış altı!... miş başlardı, Bu, müsabakalara de. Mahmud devri başpehlivanlarından | veler güreşi denebilir. şmeşhur Yozğadlı Kel Hasan idi i Yozgadlı Hasanın oveliahd ile Sultan Mecid devrinin namdar) Kel Hasan, iriyart, eli ayaklı |hususiyeti vardı. İstediği gibi efen. pehilivanlarından bir tanesi vardır ki bu, pehliyanımız ayni zamanda sultan Aziz devrinin de İlk senele. rinde padişahın. başpehlivanı" idi. Lükabı Arnavudoğlu olan bu, peh. İvanın asl ismi Ali idi. AL, aslan ve sedaden Kastame. muludur. Ve, nefsi Kastamonunun Cambaz köyündendir. Amavudoğlu, sultan Mecid dev- rinin sonlarina doğru velinhd buke. nan sultan Azizin yanina gelmiş ve hamılacisi olerak sarayda kalmıştır. Ariavudoğlu lâkabı da Mora Ye - nişehrinde belvacılık ederken ken. disini gifetik aahibi Arnavud beyle. rinin himaye etmesinden İleri gek miştir. Yenişehirli Araavud beyleri Ali. Yi; İyi bir güreşçi olduğundan hi - maye ederlerdi. Çiftliklerinde bes « lerle, bakarlar, güreşlere maiyetle- rinde p götürüzlerdi, Bundan ö- türüdür ki, halk beyninde lâkabı Arnsvudoğlu olarak kakiı. Amavudoğlu, Türk o pehiivanlık tarihinin kaydettiği en namdar ve, namağlüblarından biridir. Ve, er büyük gölmeti de bütün gelmiş geçmiş pehlivanlar içinde en okka. siz ve çelimsiz oluşudur. Hakikaten Arnavadoğlu tam altmiş ahi okka. İlk bir pehlivandı. Fakat yav gibi, çelik gibi idi. Böyle olmakin bera » ber fevkalâde wata ve mahirdi, O. bu hayati müddetince ne sultan Me. cid devrinde ve ne de:sultan Aziz ,mü'hiş bir pehlivandı. Ayni zaman. ida du kemankaş idi. Suhan Aziz, Yozğndü Hasanin elinde büyü İmüştü. Bu sebeble Hasan, ayni za- Jmanda wikan Azizin lalasi mevkiin de bulunuyordu. j »# | Yozğadlı Kel Hasan, ihtiyarla - muştı, Veliahd Aziz efendinin baş 'pehlivanı kuşçubaşisı Mehmed Ağa idi. Mehmed Ağa, yüz kirk okkalık| iki metreden fazla boya malik bir İdevcüme id. Mehmed Ağa namağ. | Möblardandı, Mehmed Ağanin başpehlivan ol duğu sıralarda Arnavudoğlu, yetiş.! miş Kirkpinara gelerek ümüste Tür. İkiye başpehlivanlığın! * alntetı, O vakit Edirne vali ve kumandan: bu. | lunan zat, Arnavudoğlunun veliakd! Aziz efendiye takdim etti. Aziz e- fendi de bu namdsi pehlivanı sa » raylna sldi. Fakat okkasinı, çalimı. ni biknedikleri bu pehbvan! ilk gö- renler şaşırd!. Amavudoğlunu, ilk olarak Yoz. gedli Kel Hasani kabul etmişti. Ha. san, Arnavudoğlunu görünce şaşır. dı, Ufacık tefecik bir adamdı, Hiç göz doldurmayordu. Hattâ bir yan. İişlik olmaması İçin Aynavudoğluna sordu: — Seni, gönderen vali ve ku » mandan paşa midir? — Evetl,. disile konuşabilirdi, Arnavudoğlu - nün geldiğini anlattiği zaman şun. art söyledi: — Efendimiz, ufak tefek bir a dam, Altmış al okkalık. Sukan Aziz, yaştı v — Nasil olur lala?. iması? — Hayir efendimiz. böyle — Nasil Kirkpinari kurtarmış). — Bilmem!... r yanlışlık * Veliahd Aziz elndi. Arnagudoğ. lunu gördüğü saman İnkiser hayale e) İuğramistı. Onun güreşini görmek Jeri şaşırtmıştı, Mehmed Ağa, ak- için Yozgadli Hasana şu iradede bulundu: — Başpehlivan Mehmed Ağa ile sürişetiler.. Mehmed Ağa, Arnavudoğlu ile İgüreşmeğe tenezzül etmiyordu. Hat İtü hasmını saray bahçesinde gör.|yade düğü zaman ellerini kalçasına ko, yuyor. bir kavak ağaci gibi olduğu!# yerde dikiliyor, gülerek Arnavoud . oğlunu süzüyordu. Saray yamakları ve ağaları bu hale gülüyorlardi. Ya. ni Arravudoğlu, bir alay mevzuu Gimuştu sarayda... Arnavudoğlu, o Mehmed Ağaya fenu halde içerliyor ve güreş günü. nü iple çekiyordu, Nihayet güreş günü geldi dayandı. Huzurda güreş tutacaklardı, Mehmed Ağa, Yoz « gadlı Hasgna ve arkadaşlarına çöy. — İki sene Kirkpinarda üstüste başpehlivanlığı alan sen misin? ls diyordu: — Vallah! Efendimizin huzu « runda kemik Güreş Zim köşkünde ya. pılacakti, Veliahd; güreş meydanı. na konulan bir kenapeye oturmuştu, Fârafinda mabeyincileri ve yever » leri vardı. Amavudoğlu; bir odada soyun - du; yağlandı. Harem ağalarından biri odaya gelerek sordu: — Pehhvan hazir mlam? — tim ağa hazretleri Deyin. Arnavudoğlunu mey - dana götürdü. Başnehligan Mehmed a da yağlanmış meydanda idil Mehined Ağamn yaninda Araavud oğlu; çocuk gibi kalmıştı. Ne sül. tan Aziz, ne de Yozgadli Hasan, Amavudoğlurun bir şey yapacağı. as kani değillerdi. İki pehlivan tutuştular. Mehmed ik elde hasmle! toparladığı sürdü. Kuvvetli bir çapraz &l. imiştı, Başta sultan Aziz olarak bü. tön maiyeti oArnavudoğlunun İk elde mağlüb olacağına hükmettiler. Mehmed Ağa, hasmını on bes yirmi adim hızla sürdü © Kadar müthiş hareket ediyordu ki, has - mini yere vurarak üzerine düşüp kemiklerini kıracak gibi idi. K Fakat bir anda şimşek süratile İbir hareket oldu. Armavudoğlu has. İmina yan baş oyunile köstek atmış. b, Ve, bu hareketini o kadar maha- retle yapmişti ki, koskoca Mehmed İAğa, bir anda boşalıp yüzü koyun yere düşmüü, Arnavudoğlu. hemen o hasminin üzerine çullandı, kemaneledi. Ar - navudoğlunun bu hareketi seyi AK İtan kaçmak için uğraştı. Dev cürse. İsile küçük hasmını havalandırmağa İcalışt, Lâkin muvaffnk — olamari Demir bir pençenin elinde olduğu. nu serdi. Armavudoğlu; hasmini alan zi- ayakta yenmek istiyordu. On İbeş dekika kadar alita tuttuktan İsonra belli etmeden eahverdi, İki pehiivan tekrer ayakta karşi karşı - ya geldiler, Bir arahk Arnavudoğlu, basmin- dan ayrıldı, çirpinsrak gelirken bes altı metreden birdenbire daldı, has miniş tam topuklarına İndi. İki to. puğundan birdenbire çekerek dev gibi Mehmed o Ağayı kaidesinden kopmus bir heykel gibi sirtüstü ye. Te vurdu. Mehmed Ağa, yirmi dakikaya varmadan yenilmişti. Arnavudoğlu, olduğu yerden kalktı; diz çökerek | > Hüviyetini Komiser, ayağa kâlkar gibi vaziyet aldı. Fakat kalkmadı. Odas! beş yaşlarında görünen zâta hitab. a: — Buyurun oturunuz. Dedi. Temiz giyinmiş zat etrafi. na bakındı, Oturacak yer yoktu, — Buyurunuz sizi dinliyorum: — Efendim karakola çağırmış - siz. be... — Hatirladım. Basit bir mese - Ie... Kaybolan paket bulunmuştur. Onu iade edezeğiz. ei PER Teşekkür edesim, Zahmet ol. za — Vazifemiz. Şimdi yalnız ufak bir formalite, alelusul O hüviyetinizi tesbit etmemiz İcab eder de... — Hay, hay. Ceblerini karıştırdı. Birkaç zarf içikardi: — Buyurun "komiser bey, mami a gelen mektublarin zarfları, O. zerlerinde İsmim ve adresim yazılı. Komiser zarflava baktı: — KâB değil efendim. Gerçi siz yaparsiniz diye o söylemiyorum Hani İnsan bu tarzda adresleri biz. zet kendi de yazip postaya verebi. lir değil mi? — Kartvizitim. Üzerinde vazi . fem yazilidir. Hattâ telefon numa. ram. yer öplü; temenna ederek ayağa kalktı, Mehmed Ağa; olduğu yer- den bir çeki taşı gibi yuvarlanarak! kalktı, Utancından yüzü gözü mos. mor olmuştu. Hirsindan dudakları tiryordu. İşaret üzerine meydanı . birakip çekildiler. Soyundukları odaya rerlerken o Arnavudoğlu, Mehmed Ağaya hitaben: — Ağam! İstersen bir kere daha butuşuruz... Dedi, Amavudoğlu; bundan sonra sul. tan Âzizin başpshlivanı — oknuşu.! Onu; ölünceye kadar kimse yene » medi, İşte Arnavudoğlu; böyle bir Ar. navudoğlu idi, M. Sami Karayel ya giren temiz giyinmiş, kırk kirkih ishat için Fransızcadan çeviren: İsmet Hulüsi bir) — Sizde takdir beyelendi. hiç bir zaman kattvizit üviyeti tesbit için bir vesika ad. dedilemez. — Peki amma, ben oldukça ta. jminmiş bir kimseyim... Arzu eder. seniz evim yakindir. Bir polisle o. raya kadar gidelim — Vaziyeti takdir buyurmuyor. sunuz beyefendi, bütün eshabı me." salihin hüviyetlerini tesbit için yan. Jarina birer polis terfik etmek Jeab etse, değil bizim &arakolun polis. leri, müdüriyetin emwindeki bütün poliz taşi Iı bu İşi gönmiye kâfi gelmez. Bize usul ve nizamlar ha- rici İk yaptırmayınız, çok rica ede. rim. Hüvlyetinizin tesbiti meselesi. — Buklum beyim, kartım, üzerinde fotografım da ya. pisik bu kâfidir değ mi? — Rica ediyorum beyefendi za- bitayı, boş yere işgal etmeyiniz, Şİ. mendiler kariile isbati hüviyet, ne kanuna #ğar, ne mizama. ne usulel, — Peki amma ben nasi! hüviye. madiğimı bundan daba kolay lsbat riyorsunuz. — Rica ediyorum, Size karı ne derece nezaketle muamele ettiğimi takdir edersiniz. Asil siz bizi müş. kül vaziyete sokuyorsunuz. — Peki beyim hüviyetimi nasil isbat edebilirim onu bana söyleyin; — Ha şöyle... İki sahid getirin. Oldu bitti. — ki şahid mi? Ber şimdi iki şahidi burada nerede bulaytm? — Bu bize aid mesel: değil, fa. kat size kolaylık olsun diye yol gös. tereceğim. Kârşıda kahv ya gidin. Kahveci paket #iyara alırs Onlar gelir. ler. Sizi tanıdikların! söylerler olur biter. — Peki amma, onlar beni tanı malar ki! — Tanimasinlar beyim, bundan ne çıkar, şimdiye kad zlerce İnsanın hüviyetini W için onla, rin şehadetlerine müracaat edildi. Hangi. birini taniyorlardı ki?! edersiniz ki şimendifer ederdim. Doğrusu müşkülkt göste, j | imi isbat edeceğim. Ben ben ol . |