Dünkü ve evvelki günkü kısmın hülşsası Pransız damad İbrahim Paşa Sâdâbâd de Kelülikülab Mehmed Efendi Ole «Son Postan nın tarihi tefrikası: IPAT elçisinin ziyaretinden Sonrâ|yazti, köşkün. — Âlerin. Ya yeniçeri ocağına intisabın var ma? Halil elini göğsüne bastirip baş — Eyvallah... — Kangj ortadansn? — On yedili kuluyuz! İbrahim Paşa ayağa kalktı, yan bir delikanlı görüyor, Onvuşlar del! zonç adıma doğru bir atım atti: Ukanlıyı uyandırmağa kalkınca mâni — Gel seni yanana alavım. Az oluyor, Sere serpe yalan delikanlıyalzamanda terakki eder, zab't olur. . Atlarmisun. —1. Ködk tarafından sesler geldiği içir başlarım o yana döndürdüler, Sadrazamın haznedar kâtibi Kara Mehmed ağa yaklaşıp, yer örtü, «serşülkküfeci Şeyh Mehmed sel efendinin geldiğini söy. evvel uyur gördüklek ledi. Seyh Mehmed, lâle yetiştir. delikanlı uyanıyor. Sadrazam onun YA. mekte gayet usta olduğu İçin sad. mma getirilmesini emrediyor, Bu adam|razam tarafından eski bir levenddir. Söz arasında mesele mişancılığa intikai ediyor vo adam sadrazamın teklifi Me Fransız elçisinin gönderdiği *MlAhlardan birini alıyor ve deredki destiyi bir Jâhzsda vuruyor, Sadraramla delikanlı arasındaki mü - kileme henüz bitmemişlir. (Roman devam ediyor) — Halil Yoldaşlar arasında «Patrona» deyu aruluruk! Paşa sukalını tutarolıyarak ba- an yavaşça eğip bir şey hatırla. mdk isüyormuş gibi düşündükten sonra gözlerini kedürdı: — Patrona, donanmuvı hüma. yundan bir kalyon adıdır, Kollar» dövmeli adam başm salladı: — Beli sultanm. Abdi Rels ida re eder idi, Anda levend idük. — Ya levendlikten ne dcyu ay- rildın? Patrona Halil başını eğip ye vaşça cevab verdi; ie — Bir kaza geçirmiş idük, «Ab. di» bağışlamış idi. Ücüncü Ahmedin ömlü veziri merakla gözlerini acıp bağırdı: — Kadm meselesi mü” — Beli sultanım. Manyak bir «zemmiyes (1) ye görül vermiş idik. (Derin bir göğüs geçrdil.Le. vendlikten bu sebebden avrılduk. İbruhım Pasa bir hes; altın da. ha elf Ti) Heristiyan kadını, «serşüküfeci - çiçekçibaşi» tayin edilmişti. Vazi. fesi İstanbula getirilen Jâlelerin öinsini ayınd edip pahasını biç mek, sonra o lâlenin biçilen paha üzerinden alınıp satılmasına dik- kat etmekti. Son yıllarda saray ve vezirlerin bir lâle soğanına avuç- Tar dolusu altın vermeleri yözün. ye <lâle ihtikârı alp yürümüş tı Damad İbrahim Paşa Seyh Mehmed efendinin tâ... Sâdübâd kasrına kadar gelmsine İlkin hay. ret etti, Ardından «belki padişah bir Jile meselesi için göndermiş- ür» diye merak etti, Ayakta. sağ eli silâhlığına sokulu Opelasmin kara kulaklarında olduğu ohelde dimdik duran Patrona Helili bir an için unuttu. Haznedar kâtibine dik dik baktı: — İznimiz olduğunu söylen, şeyh elendi gelsin imd!, görelim. Seyh Mehmed efendi havuz başına geldiği zaman damad pa- ganın yan geldiği seccade saçek- Iarına secde eder gibi, yere ka. paklandı. Bir çocuk gibi sevinç içindeydi : — Müjdeler sultanım. Acem ülkesinin «lâlei duhteris si bulun. du! Dive bağırdı. İbrahim Paşa nes'eli nes'eli yerinden sıçradı: — Demen şüküfecibaşı efendi! Kande bulunup ne suretle Âsita. nelâliyeye isal olunmuş? HALİL Şeyh elendi elinde gimüş bir mahfazayı bir daha açıp bekir değül, kendüyü dahi İâle> tesmiye eylen, <mahbubu Dedi, hayret ve takdir dolu ba-|: kışlarla seccade üzerindeki kutu. |! yu seyreden Reisülkütiab efendi. ye «cevahir macunu: kutusunu w- kutu tutuyordu, kapağım açarak) 220088 sadrazama doğmu uzattı; Üç soğan sultanım. Acemt- ” Jyülâsıl bir Ermeni bazirgân yedi- le Âsitaneilliyeye getürülmüş. İbrahim Paşa kutuyu alıp içindeki soğanlardan U birini dikkatle muayene etdi, Soğanı mücevher yüzüklü tombul makları arasında evirip oçevi ken, gözleri bir deli gözü gibi yu- vlarından uğrayıp büyüyordu. E. İlindeki kara soğâni reis efendi. nin yüzüne doğru uzatarak hay. kırdı: — Bükefendi. Giderlarndan|5ğ0n€ bakın tatlı taslı beladır! (Soğanın kökünü gö terdi). Şu cidarlar ancak iie ni S bulunur idi, (Göğüs GE mik man dahi enesli mün- Lâle soğanmı dikkatle mahfaza Içine bıraktıktan sonra karsısında Dğr mmierinie dudaklarında ovuşturan çi.lacı bir seğirme gerildi: srıta sırta ellerini çekçibanya baktı: — Varalım velinimt efendimiz) ihsan buyurun! hâk'paylarına o arzevliyelim. Ne paha Kestiniz eğimi behrine? Şeyi Mehmed efendin!. Tİ pariade. Geek — Bin altın sultanım, Ayakta dikilen Patrona Hall İbrahim Paşa kan dondurucu bir bir defa ileri geri sallandı. Yeni- çeri ortalarında Beyazıd ve Fatih- teki koltuk kahvelerinde peri ma. salam anlatılır gibi, çiçeklerden, padişah ve sadrazamın lâle safa. larile mehtab âlemlerinden bahse- didiğini duyumuşluğu çoktu. Fakat bir soğen başma bin altın değer konduğunu rüyada Işittiğini san yordu. Ellerile gözlerini oğuştur. du. Sadrazamm haznedar kâtibine dönüp, elâleleri getiren Ermeniye üç (bin altın saymasıni söyledi. Bini duyunca bir daha başı döndü. Günde bir âlrhem gümüş kıyme- tinde yirmi! üç akçe kazandığını düşündü. Bu ultmlar nas topla- rıyor, nerelere sarfediMyordu? Çiçekçibaşı Mehmed Lâlezari elendi gümüş kutuyu seccade üze- rine, sadrazamın önüne bıraktı: — Buyurun sultanım, evvel ba- hara safayı hatırla nişat süresiz. İbrahim Paşa kızararak gülüm- sedi. İçinde üç Vâle softanı bulunan — Rağbey eylen efendi. Va — Soğanna bin altun narh çok/i Son Poslanın edebi tefrikası: 46 İ Ku “ < (4 2 0 m a a m 9 —— E Nakleden : Muazzez Tahsin Berkand — Banı karşı bugüne Okadurizı tetkiklerde bulunacaktı, OD iösterdiğiniz iltifat ve muhabbetelondan mektub aldım. Şülküfecibaşı er öpüp izin ig imasıl teşekksir edeceğimi bilem; - — Ben de aldım amma on tiyerek çekildi. İbrahim Paşa bir an evel saraya koşup padişaha «Mile müjdesi: vermek için acele etiâ. Çavuşlara «atların hazırlanıp hazırlanmadıklarını sordu. «Beli sultanım, hazır» cevabını alır al | san tem maz yerinden lu. köşkü önündeki binek taşına doğ. ru yürümeğe davrandı. — Adın Halildi değil mi? MHelil kaşlarmı çattı: — Beli, Halil Sadrazam bir daha gülümsedi: — Gel seni sarayıma alayım. — Yok sultanım, lâle soğanma Ardmı dönüp sallana sallana “koca gövdeli çınarlara doğru yü. rümeğe başladı. Çavuşlar kılağılı palalarını sıyırdılar, Helilin ar. dından atılmak istediler. Damad sükünetle elini kaldırdı: — Durun, ilişmen! Bir adım gerisinde duran reis elendiye dönerek gülümsedi: — Gürk zade ö#kibet gürk seved T21. p Reis efendi başını idi. Vezirid. zam, köşkün geniş mermer merdi. vemleri yanındaki binek taşı önü.! ne çekilen altın haşalı atma doğru ilerledi. (Arkası var) BİR DÜZELTME: Evviki günkü ve dünkü tefrikalarımızda bazı tertib yan. ışıklar . olmuştur. «Nan pare kisb ©. hisb kelimezi kesb 6- de arkibez şeklinde ; i İ » argi ckımaştar, (2) Ne oluru olsun kurd yayrusa akabet kurd olur, ME #levam etti: Ökvüz bir kızı sevindirdi biç bahsetmiyor. miz için Allah sizden razı olsun) — Sana bu mesele hakkım Bu söner bırık yavrum, Ku'yazacak değildi zaten; bana iyorsun deği mi? uzadıya Gelgeç zadeler hekk helecavı ve titrekti, Birlmaltmat vermiş Tahmin ettiğ iye durup nefes aldıktan sonrs'gibi çok eski ve hürmete değer aile imiş. Şimdi artık tasarladığı — Türkler ötedenbrri misafitİnlânı tatbik edebilirim. iklerile söhret kaarımışlardır. ? eye yakın bir zamandanberi W ir bada, benim gi iye İLe Ere ank ve M © da a birkaş ay yaşamık pek eğ. ci lm ildir, ie kkımda vereceiğ Zeki bır gülüşle gülümsüyordu. yari ölenin venler İçim hiçbi 'ekrar elini öptüm. kıyineti olamaz. — Peki, isbat edereğim, dedimi .. Cocuksun, hayatı bilmiyor İç ay sizinlz Manisada kalacağım. n Neriman, sen bu işin idaresi Ve bu suretle birkaç gün goönra'ni bana bırak. Ben kayınvalideri avdetimiz takarrür tamama istiyorum. Bir kulpur' nuz. Değmez. — Onun orasını ben bilir! min bana emniyetin var mı? — Yerden gökte kadar. — O balde itiraz etme, hare İkâtımda beni serbest bırak, — Pek... Birkaç sant sonra Nezihe haji nım beni odasına çağırttı. Elindeği İbir mektub vardı. | — Dinle,.. dedi. Kayımvalidansji yazdığım mektubu sana okuma! dan göndermek istemiyorum. | ! | — Avrupayı arayor musun Ni: - — Hayr, kendi memleketimin avası bana çok dala tatlı geliyor. — Burasını sevdin mi? — Cennet gibi bir bağ, sevil mi? — O halde birkaç ay kader kalacaksın. — Siz ne kadar zaman ..'Tâ sizi bıktırıncaya kadar. — Yok o kadarı fazla... Onun dilinin altında başka bir, Ru, benim son aylardaki hava olduğunu hissediyordum. Heritimi muhtasaran anlatan bir mek. amanki gibi bir şey sormadanltubdu ve şöyle bitiyordu: ledim ve gene o, zibninden ge“) İn, ikinci bir ana $ıfatile g* leri açığa vurdu: ininizin hayatile şlâkadar oldur — Bülendle mutabık kalmıştık.İtumuza kani bulundutumden İstanbulda olmasından istifede e.tün bu tafsilâtı yermatı wa kocanm ailesi hakkında ba.Ibuldum. (Arkan ver) Jİ ii eeesasunsmazaısenmnuty0essar sne samsaneani