Bir tramvay kazası 'evad Fehmi'ye - Yazan : Fikret Âdil — Başımdan geğri en garib vak'a m) Anlatayım, Fakat daha evvel bu vak'ayı doğuran ruh haletinden den de bahestmek İsterdim. Bunun. ia beraber... Herkes dikkat kesilmişti. Profe. *ör Selkan az konuşurdu. Omun böy ie haftalık toplantılaşa daha ziya, de susmak. hiçbir mevzu üze on beş dkikadan fazla duru görüşmeler içinde van dinlenmek İçin geldiği söy düşe uyandirm'« Bununla beraber, bir sülü tahlile girişmektense, | olduğu gibi anlatmağ' daha münasib görüyo. mam. Pis, ye”murlu bir akşam Frenklerin «Köpek havasi: dedik. leri bir have Muayenehanemde, ©. tomebilin «lin beri almasını bek. Bivordum, Gündüz bozulmuştu. Tela fon cald, baktın, şoför. Otomobi.; İin yapılamadıZini, beklemememi Bun ecbrbi, kendini aşağı görmek sövküvardu Nacar, çiktim.Böyle ha Bizsindendir.. Ne ise, geçelim... valarda taksi bulmarın ömkâreie Karsköyden, tramvaya, yeni bir olduğumu hep biliyorsunuz, Bir Hücum oldu. Zor, külürle bir sü. tramvaya atiadim, Malöm. Kalaba. Tü adârm birdi, basamaklara aski. ık, üstüste, Yanı başıma, temiz gi, ler. Fakat Yüksekkaldirim'in döne. #nmiş, İri yarı biradan tesadüf et, mecinde, polis tramvayı durdurdu. sist. Bana, tanıdık gözlerle bakı. Sarkanarı #ndirdi. Bir tanesi, İnmek ordu, Eski hasta'arımdan bir. ola. | temiyordu. Evin» gidecekmiş... sak diye düşündüm. Belki de bir Sanflerdir bekliyormuş, ezilirsc ken başka yerden tanıyordum. Her ne disi ezilcek, polise ne oluyorm»s.| hal ime, Adam, iri vücudile beni si. kle yayan Hak, bari iştimmamak İ ül retler gin beklemesinden, yeni gelenler einen lbemdakiler Ticar tanyikimden ve getiniklei lk be bana, rahat denilebilecek bir yer vadan, #inirleniyordu. Ben temin ediyordu. Buna rağmen, ben, ri adam da terlemeğe sem yorgunluktan, hem de tâ Maç. Bir defa, içimizde en İri kaya kadar böyle gitmek mecburi. jiçin en çok, o, tazyıka marandu. yeti olduğundan -daha Köprüyü deiŞimdi, (o bakışları, bunu istediği yeni geçiyorüuk. onun bu nazik ve 'yibi yapamamak bürmerkâr hallerine cevab vermi. ta sf diler bir hal almıştı, Nihayet, yor, İkkayd davranıyordum.Kimse|poli, inadçi adami indirdi, tram.) İle ahbablık edecek halim yoktu.)vay da kalkı. Vetman, hem Tüzum. Adam da, kiyiminin aksine, mah.Jsuz yere beklemekten, hem de sir.| cub ve çekingendi. Zaten, bilmesa ton abanan tazyikten kur dikkat etimiz m), iri yari olanların İtakeskmiş gibi, ekserisi böyle olar. Anlganlarınİhizmi vermişti, hane yaku .! çoğu da, ufuk, tefsk olanlardır. Bu.'şuru, İnsana meraret, bir facla ola. benden ede .İlsem, kazanın olacağına ve öleceği e sonra söylerim.: belki kaza olmaz, Fakat olmumazlık olamaz... Alaz şu cüzdanı... İti. SAZ etmeyiniz., onun mevcudiyetin. den kimseye habsr vermeyiniz. Bir < gün sonr, münasid bir şekilde karıma verirsiniz, hayir... Alın «ğr bir şey olmazsa Tepbaşına gelin ce geri veriesiniz.» Bunlari söylerken, paltormun İç cebine, hdeta zorlu bir cüzdan yer. Yeştirmişti ve daha elini henüz çek- mmâşti ki, tramvay biedenbirs durdu, geri; geri; artan bir hizla ve kadın. İarin feryedlari arasında başladi, Onun: Nasil doktor, demedim mi idi. dediklerimi yap.: o Allahaşkı. na... ve karıma bir şey söylene. bilmesin...» Dediğini duydum ve facia oldu. Doktor bir an durdu. Kazayi ye.| nizlen yaşiyormuş gibi heyecanlan.! mişti, Bir su içti, devam eti: İ — Sonra, hepinizin bildiği kaza oldu. Teamvayda o olanlardan, olu kişi kurtuldu Ben de onlarin ara. sindi idim. İri adam, derhal ölmüş- tü. Beynine el İle aslan kayış demiri girmişti, Eve dönünce, işim, paltomun cebindeki cüzdanı açmak oldu. Baktım, içnde... Hikâyenin burastna gelince, dok İmeğe Yazan: Francis de Croisset: Japonların kâğıd Balik kılçığı kadar sıska, kimur İu ir ihtiyar, bacaklarını alına sak, , k kuşuğı üstüne yerleştirilmiş g durdu. İhtiyar ay sağı birdenbire $ deve kuşunu ben kalktı ve ku. ihtiyar bir we çehresinde acayib bir hayvan edası var. Ayadım bir pabuçlarını fıri, yakları, nazarı dikketime çarptı) rah Baş parmaklar: dan ayrı du: Weki parmaklar uyor. Çatallı gibi bir ayak. Yarı çıplak, pehlivan kolla. m, yuvarlak dırruvor, bir ri ına ben. ziyar, Sert hakışlı, p: k gözle . r'le, baş; ver aramakta, Bir, denbi: ın: buldu, toparla. rap oturdu Ve tevudu. kadar geniş şemsiyeli bir kadın gwdi, girer girmez, iyesini, datarak kapattı. Uzun aidırla » arorl tor birdenbire durdu ve ayağa kalk tı: cakmış hissin! veren gicirtilar, inii.| tiler, vislamalar içinde çıkmağa başlamıştık. Yağmur da artmıştı, camlara, hortumlarla se sikiliyor ibi İdi. Tramvayın çıkardığı o aci *e gütikçe artiyor. dükkünlerin mıkları, sisli havalarda yanıp sö. İnen deniz fenerleri gbi görümüyor-|ve pmfesör Selkan, müsaade istiye- du. Kedimi, bimem bu his merrden| rek çikti, gitti. Şimdi, herkes, merak geldi, pike yapın bir tayyare için. |içinde, hikâyenin somunu soruştürü. de sanıyordum. O ar, iri adamla |yorlardi. Mubarrir Kutsi gülümse. gözgöze geldik. Yüzünde müthişlyetek: bir tekallüs vardı, gözleri büyümüş| O Ben, dedi ak tarafını anlata. sü, banaz yun ve butu yapmakla, döktorun « — Dökter, dedi, biliyorum, bi-İsikütunm ihanet emiş olduğumu liyorum... “imdi bir kaza olacak ve sanmiyorum. çünkü biliyoteumuz, ben öleceğim... çıldirdı. zannetme |hem aradan bir hayli vakit geçti. doktor... bilyorom. Sizin | profesör |hem de gazetecilik hayatımda sebe .Selkan olduğunuza ne kadar emin bini anlayamadığım yegâne bürline. nin serrini simdi çözmüş oluyorum. me de o kaddar eminim. anma siz. | Merakla otrafim aldilar. Kursi korkmay'niz.. size bir şey olmiya. anlak: cak.. sizi nerden mi, taniyorum, ga.) — Hikâyeyi doktorun bıraktığı zetelerde çikan | remimlerinizder.. |yenden alıyorum. Ne demişti? Hak. korkmağımiz, elimden geldiği kadar itim, içinde... evet, doktor cız sizi korumağa çalişacağım.. amma na bakmen, içinde on beş bin ben öleceğim... biliyorum... sizden bak bir ricam var.. yapacakımız... söz İhiküyemi burada keseceğim. de.) vam edersem, bir ölünün hatırasına! İhünmetsizlik etmiş oluru esasen, vak'anın garabeti burada bitiyor... (Dora 4/2 de) Bunlari o kadar ciddi bir tavırla söylemişti ki, kimse #irz edemedi! | İlamı sev yor ve güneşe rağ- men, kışlık ayakkabıları giymiş. — Affedersiniz çocuklar, dedi, | Kundurslarını tıkarınca, birden - İrwnda katiyen bire cüceleşti, Kunduraları on beş santimetre yüksekli Karşımda, setre parta yolcu soyunuyor. Hiç kimse bu manzaraya ehemmiyet vermiyor Hibi, fakat hareket, sari, Birçok Japon, onun gibi, cektlerini #kunduralarını çıkararak raha dilar, Fihakika, en fazla sıkılı ayakkubıları olduğunu tahmân «diyorum. Dört bin sene . dir ayakkalm giymemiş ve ancak altmış senedir bu işkencey taham. mül ediyorlar. Ayakları bizim a. yaklarımız gibi değil E| g'bi düz. öte beri tutahiliyorlar. Cavhaneler de ve başka yerlerde, belk! virmi defa Çinli kadınlar ve erke gördüm ki, ayaklarile, yerden gara, kâğıd gibi şeyler aklılar. On. Tar gibi yapmağa çalışarak, izzeti nefsime alır gelen bir saat vakti kaybettim. Kâğıddan ev Mikao oteline giden sarp bir s0. kak. Asansöre bindim, beşinci ka. ta çıktım, bir delhizden - geçtim alonlu bir ve ADALI FİDER İner ee 7 35 Tercüme eden: H. dan evleri ve kendimi bir bâbçede buldum ( Oturduğum Japon evi, orada, bir Parmak kenarında, 3 Her akşam, ırmağın anahti bana veriyorlar, Bir ırmağı, an tarla kilidliyebil ırmağı serbesi bırak pek cazib, Kumduralarımı, günde on € Y İlk günü, bu isız ediyordu; gü: kundura cıkarmağı zayet tabii b dum, üçüncü günü de, kundura gi nmadar, bir evin içine e rahatsız oluver her defasında, duralarımın bağın: çözmeğe me bur o) dum. Genç Yamazuki bana; — Sizi rahatsız eden şey. duralarınızın, kâfi derecede gen | olmaması ve bağ kullanma mera İkımzdır, dedi. Benim kundurala « bağ yoktur. Bakı NIZ... Ayaklarım, arka arkaya, söyl bir silkeledi, fırlıvan kımdurala £ rı, birer kücük haceri semavi gib uçtu, — Simdi, bağlarınızı çözün, b inim gbi vanmağı bir tecrübe din, a Yaptım, oldu. Fakat, kundur. larımı tekrar giyince, yürürken mutlaka ayağımdan çıkıyordu. Yamazuki: A İ — Ayağınızın ucunu kıvırın, dedi. Avrupa yapısı kunduralar, ayak parmaklarlle tutulur, İtecrübe edi Bir türlü beceremedim. * İlk bakışta, bir Avrupalı, bil evinde olurmağı İmkânsız » Evde, ne eşya vardır, perde, ne dolab, ne sandalye; pük| revanadan ve hasırdan başka b şey bulunmaz. Bir gün geçiş buradan baska bir evde oturula bileceğini akıl kabul etmez. Yı oturmak kâfidir ve insan pek hat eder, (Arkası ver) » |