21 Eylül 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

21 Eylül 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—M (Güvtareke) nin ük günlerinde Be. yoğlunds LâAğacami) sokağında (Şeyh Abdullahülfeleki) narmle bir büyücü) türemiş, Neşrestiği el ilân. larile kırk sekiz derds deva bulduğu. Gu (Sihir), (Cek), «Enva: büyüler), «İspritizme) ve Odanyatame; yaptı. dimi ilân eden bu zatı gidip görmek 8. ted'im. Acaba bu da Erzurumlu hoca gibi, bizim Süleyman Tevfik Bey gib veni. hayet benim gib; remllin katakuli u. Iemasından ini, yoksa bizim daha kur, Bazımın (Ebülhüda) ımakulesi bir kin se mi? Gittim. Kapıla uşaklar. kepıcilar, numara veren madmazel; müthiş bir Cartre) tertibatı vardı. Kumaz alam, gelenlerin, ne istediklerine göre etvel- ©e Ücretlerini pesin alıyor, ondan &on. Tâ içeri girilebiiniyordu. Kin baktırmak «)> Jira idi, İçeri gi. rebimek ve Şerhefendinin simaşi nu. Tanilerini görebilmek icin bundan da.| ha ucuz bir şey bul ım, Bir Hra| verdim. Ele oaktırmın üzere sarı bir bilet aldım: İçeri girdim. Kadınlar ve erkekler odas a) fettiği halde, siramı Xi bucuk saatten! fazla bekledim. Nbayet benim de sıram geldi, İsmi, mi (Ahmed) diye yardısmıştım. — Ahmed ey 274 numara diye ese. Jendiler. Eski başka bir (Ahmed) daha var dir &iye elimdeki numaraya baki benim numaram idi, — Penim! Dedim — Buyurun, dediler. Ewennm odasına girdim, Her taraf, duvarlar, gavan, sandal, yeler, h yerin tahtaları türbe gibi kuzu yeşlime boyanmış. İç dür: tane yüzer mumiuk ampul yanıyordu. Oda. Benim o vakitler orada bir şarıhanem med) yazmıştım. Bu (OMahmnd Gam) diye hitab ediyordu. Halbüki adamları arasında ben tanı, yan hiç kimse yoktu, Otürdüm. — Lütfen &ol elinii uzatın? Uyattım. Kendi kendime: — Dünya ödünçtür. Çalma kapıyı çalarlar kapını, Yaktile ben ölemin a. Yaruna bakıyordum. Şimdi şu gülünç hale kendim düştüm: Diyordum.. Şeyh Tercimanı Hakikat gazetesi okur gibi avucumu okumağa başladı: — Ben çok meşakkat çekti, çok sa, adet gördü. Sevdi, serilmedi, Aldı, am ma velâkin sen kimseye bir şoy verme, di. düştü, kalktı. kalktı, gene düştü. Söylerken gülüyordu. Kendi kendi, — Yarab; ben bu sesi tanıyacağım amma kimdir? Diyordum. Zihmimi kurcaladın, Zekim yakla. dım. Bir türlü azlıma selm'yordu — Sen camii çok sever”, Onun bu söziert bana bir an cami, leri hatırlatiı. Bir anda bir lm go bütün tanıdığım hocalar gözümün ö. nünden geçti, Nihavei yakaladım: Müemin Alnhullak) efendi, EHa'ııhasan esmizm'n Vr hir mi. emrini vardı. Ramazanı, şeritte missad. did hafızların hanımlara o müknbeleri olurdu. Ben 4 valitlemle beraber mu. kebele dinlemete piderd Kapıda . menç ve bir çözü kör bir müesx'n var, dı. Hanımlar bana: Abdullah efezdi Esrlerdi., Kapıda Metik; pabve toplar; hanım ın ellerine birer numara verip son, camiden çikarlarken herkesin pa. bucunu, lâstğini numarasına göre 5, Büne owireree ran », yirmi, ser para alırdı. Hatti ben'm bir gin yeni Metiğimi nasilsa barkı o çocuğal k adam (bana! vardı, Alışamları gezetemi Hafız Ah, dullah getirirdi. Bir gün melâl ve mah Zan geldi. — Mahmud Saim Bey! Dedi; bın Bağdada, gidiyorum. Babam orada ho. cadır. Bana biraz para gündermiş, İL 1e (ge) diyor, Sim allaha'cmarladığa geldim, dedi, Ben de hesabını gördüm ve: — Haydi uğurlar olsun Abdulah efendi, Allah şşini rast getirsin; dedim. Bu duam saatine m! gelmiş, Yoksa o mu kurnaz çıkmış. Ardan yirmi, yimmi beş sene geçikien sonra (Âlim ve farlı şehir Seyyid Abdulahilife kl) olup karşıma gelmişti O gidişi bu geliş arasındaki fark gözümün önü. > geldi: — Talih isterse neler oluyor? Diye İ düşündüm. Mazi iki dakikada ogözürelin önün. den geçmişti, Esasen Abdullahı Uzan Abdullah olduğumu tanıdıktan sonra tokerlemelerini — dinlemiyordum bile. jsbnlm gibi sözüm de maziye dalmış. |. Basa Kılık, kıyafet değiştirenler ver. dir ki bu değişmek doleyisiir dünü ba. i arlamamak ve dünküleri otaummamak şerler, Ben kendimce bunlara (eülsüz damlar.) derin. Çünkü (haya) h'ç İbir vakit belli olmaz Birde (yarın) var dir. Deği mi?. Halbuki bazı temiz in. sanlar da kılık kıyafet değ'ştirseler ve İbir aaadete kavuşsalar bile tevazu e rler; düne ve dünkülere hürme Abdullah da ba ikinci nev miş kt fal bitince ha'ırımı sorarak — Nasılsmın?. İnsallah mfyettesiniz Sam Bey? Dedi, Bveeli tanımamış gibi yaptım. — Sili tanıyamadım hocaefendi? Dedim, O güldü. — Evet, dedi, hakkınız var, o gi. dişle bu gelş arasnda dağlar kadar fsık vanlır. Ben: kinse ianıyamıyor.| Fazat ben tanıdıklarım, bel s2 MA; mi unulabitinm. Maziyi, Hahehasan camisini, Ramazamzerifi hatırlayınız", Benim gözümün önünde: o kün Kara. kihüseyin Çelebi imamı Hafız Böle: man efendinin dunsı vardı. Sizin lis, tkler kaybolmuştu. Ben zavalh «aca, ba polise gidecekler.) diye korkerk validemiz ve teyerniz Allah rahmet © İlesin büyük bir viedanhık göstermiş. Meri, Gül ir müddet gözlerini aydınlığa Alıştırmağa çalışm, ovaladı. Ba. yastığa mıhlanmış gibiydi. Kaldır. 2X istedi, muktedir olamadı. Neredeydi? ş Min bu yatakta yatıyordu? Yal $v4$ yavaş hafızasının ışıkları yanıyor! 4. Gözlerini kıpışırarak başucun.| daki insana baktı. Ayar edilmemiş r dbjektifin foloğraf camına akset.| rüği bulanık hayallere benzeyen, iller, kafasının içinde o temamile ressüm edince dehşetle rladi, genel direktör, pijamınlı ola. K karşısındaydı, Yurrlamırcasına karyoladan inmiş. İİ. Pakat ayakta durmağaı muvaffak! ismadı, tekrar yatağı çöktü i — Rahatsız olma, #kaikıyorsun! $ Konuşmiyordu da. ağrının sam ruzeliri esmişti sanki, kupkur Z Salma. niçin i — Rica ederim Müdür bey; işiniz burada? Diyebildi, Sarhoş olmasını rağmen, genel di. emiş olduğunu hissetmişti. Demekl genci direktör, Madam Jnneti de kan dırarak maksadına bu yoldn gitmeğe Karar vermişti, ; Genel direktör, çenesile, kai kat 'gerdanımı tazyik ederek sırıtıyordu: — Seni yoklamağa geldim. Rahat. imz oldun da. Götlerinde korkunç parıltılar, yil yerinden!, ppütalü ve sürekli bir kahkaha — Madam Janet!. Ay iü la ; ane Sanen 7) Genel direktörün yüzü gittikçe korğ O jbaşka kimse yok. Başbaşayız. İnadı ktörün odaya iyi maksadlaria gel (yakalamış, kendisine doğru çekmişti, sllkindi, elinden kurtulmuştu, kapıya! — Yaklaşırınnız bağırırım! Dye tehdid etti, gözleri *la dik tutabiliyor du. Mücadele edemezdi bu Insan az. İmanı adamla. mukavemeti sesinde topliyarak haykırdı: — Yaklaşmayın diyorum. Bağırı.| rım. rezli oluruz. Sesi de, istediği kadar çıkmıyordı — Bağır bakalım kim gelecek? — Madam Janet duyarsa resil ©.! Tarsunuz, Eilerini kalçasına dayamıytı. Gü - Sim yoktu. Hangi madam Janet. Yavrucuğum, burada senden benden! ni EŞ, lığı, yaramaşı'ğı birak. — Yalvarırım size beni bırakın!, — Peki, fakat sabahleyin... — Odadan çıkın! Ayağınızın alti hi “öpeyim. Bu ahlâkazlıklır. Sizel yakışmaz, İri ellerile Selmayı omuzlarından! Selma, bütün kuvvetmi toplıyarak! koştu. Kildiiydi vuruyor, avası yumruklirile kapıyal çıktığı kadar bağırı adam Janet, madam Jânet!..| Sesine gene kondi sasi cevab ver- miş Aklıma Güzin gelmişti. O, fabrika| La ünde iğrenç tebessümler vardı. AĞI grekiörünün tecavüzüile uğradığı 2. “Son Posta,, nın edebi romanı Yazan: Nusret Safa Coşkun (6. sevdiklerinizn, oğlunuzun için birakın beni... ü buruşturmuştu! — Karıştırma korataşı,, oğlum başı içinmiş. kendini ona ve; hazırlanıyorsun değil ml? Amma, ini İvaffak oğamıyacaksın! Evvelâ be im, İstersen sonra onun!... Elerile yüzünü © kapamıştı: — Neler söylüyorsunuz müdür #mzi bey bana kaşı temiz bir iktan bağka hiç bir şey izhar e Rice ederim, çekilin bura an. bu hâdseye olmamış nazari! bakacağıma söz veririm size... kunglaşıyordu. Ağı: (Oyükle yokuş! tarmanmış bir beygir gibi burnun dan avluyordu. Gözlerindeki vi parıltılar siyadeleşmizti. Tekrar hü cuma geçti, Selma, kendini tekzei İpeneerenin önüne atmıya muvaffi olmuştu. Komodinin üzerindeki su İrahiyi yakaladı: Gittikçe dizleri kesiliyor, halsizl! | — Yaklaşırsamız başımıza gri artıyordu, boş kalan elini alnına İtördü. 'Ter içindeydi. Son bir ümidi! tekrar yalvarmağa başladı: — Bu hareket sizin gibi adama YA: İkışmaz müdür bey!. Belki sarhoşdül İnuz. Ne yeptığınızı bilmiyorsunu$ sonra nadiin olacaksınız. Korkunç, gökgürüllüsüne benr'yei İbr kahkaha atmıştır — Sarhoş?. Budala, sarhoş 87 sıl.. daireye geldiğin gündenberi Üzümde bülüyorsun benim. bu 8 mutlaka benim olacaksın anlâdi m1? Ellerini ileri uzatınış, dişlerini İmiş Herliordu. Belma, bütün kuvw& İtile suraniyi yüzüne doğru ' fırlat Fakat, genel direktör eğilmiş, sur? duvara çarparak büyük bir şangı” le paramparça olmuşlu. (Arkamı vari nin mefruşali da koyu yeşi idi, iemiye başlamış. an görmüş gibi, el, İlerini ileri tmatarak geri o çekilmiye, içalıştı. Gain buradın müdür bey! $ — Niein korkuyorsun kız bu kadar! benden? lik bir de demir kapakları verdı. O da kollarını uzatmış, kucakla -| Genel direktör iâkayid, onun b 3mıya hazırlanmıştı. Jaşını seyrediyordu. Selma tümü sm kapıya dayadı: Bu sokll yüzlü adamın maksa ütün açıklığile anlamıştı: Aneiyın -bana.. yalvarıyorum &l.| — "Tanıdım. Dedim, O da güldü. — Kendimi $ze tanımakta br mak. sadım Var hocam, dedi, Evvelâ kapıda vermiş olduğunuz şu biranızı buyurun. Koyu yeşli ile koyu kırmın birbirne| vermesi: onun yerinde yırtık, yamalı bir karamız, oda tuhaf ve gözleri kumaş, | İhetik almıştı. iran bir geki) almıştı, Orta yerdeki bü| Oradaki hanımlar, validem: hayli ük vakır manxalın içimde ddağacı ve kışkırttılar, (Hiç olmazsa o imamefen. buna benzer kozulu kabuklar yanıyor.|diye şikâyet et) dediler. fakat vali. | Çinkü sizden (onlmak doğru değidir. p ftan bu ağaçların dumanı, dem: (Bir kazadır olmuş, (O yeni Ms İ Saniyen #izin Yu ilme çok aşinalı. “iğer taraflar bu renkli terlbatın man |Ük v çocuğun kısmeti imiş, Ne yapa, | Bınız var. (yavaşca) aman bens meler Yaram insana haşyet veryordu. İlm, yarın bir tane daha alırız. Miba. | geliyor meler. içerik odalar: ptirödlinüz aştım. irek Ramazan gününde müerrne söz) ya! Taktım tıklım dolu, Gere yalsi ZA- şözlerite keskin keskin yü. | iy'ttirmek (doğru değildir.) diye şikâ.İmanına kadar böyle kalabalık. Birax yet etmemişti, Ban de yırtık Yâstikle) müşteri azalem. Nefes alayım diye fi. Buyurun Mahemmd Saim Beyl.Jeve gelmiştim. atları iki mnlaline çıkardım. Gene do. (Hafız Abdullah) sonra; Babısli cad | lu, Siz görmek ve konuşmak islerim, (Devamı 5 nci sayfada) İliveren bu fikirle pencereye | koştu, çift camlı pencere sıkı siki kapan -İ muşta, dışarı görünmüyordu, üste. Dd. Birdenbire saşaladım. Pusulaya (Ah.İdesinde gazete satmağa (başlamıştı. i A measmansansasrmansasanmn sanane nn vana aranan S8

Bu sayıdan diğer sayfalar: