29 Haziran 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Haziran 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(“Son Posta, nın lisan dersleri | Gayda pratik usulle Encoilizce HAZIRLAYANLAR: Prof. A. R. Thompson ve İrfan Konur 37 inci de Lesson thiriy-seven Exercises #rom lesson hiriy six: Ik — var fowis birâs? Yes, — cat üp tbe tree? Yes. od sufi? No. sky blue? Yes. dog an animal? Yes. > ii sehoolboy? Yes. Exercise 1.1sad ve lar the tree? a teacher? $. May w they May in have söme rest? nto the gar. — Şurada bura- dei çay) < Misin; neden, o Mi (ylev) — Sarı, Gk Silip bir sual için. dığı yaman Türkçedeki ME ne dekabül eder, Sicolü WAY are yor here? <N es gin buradasın are yon onŞTU demek Abdülbasid zamanında İstar.| bulda bir (Paşi kızı Seniye) var. dı. Yenibahçede saray gibi muh-| ; yanında birçek (Binbi ibi bir bayst yaşi wi kızı Seniye) ismi dilden dile dolaşıyor; onun konağmı gö. renler anlatmakla bitiremiyorlar. &, En büyük zenginler; en meşhur tüccarlar bu tacirej o facirenin ileri idi, Bir gün Sirkecide (Merkez) kıraathanesinde oturu -| yordum. Bizim meddah Kâzum çi- kageld —'Seni on beş gündür âriyo. rum. Çalmadığım kapı kalmadı. Dedi. — Hayrola; dedim; gene me şey tanlık aklına geldil, . — Seni Seniye Hanımefendi bekliyor; acele gideceğiz. — Nasıl Seniye Hanimefendi?. — Paşa kızı Seniye Hanım!, — Yanlış; dedin; aradığın baş- kası olsa geerk: Çünkü ben bu ka. dının yalnız ismini işitiyorum.. ne inaırım, ne bilirim. Bittabi o da beni tanımaz. — Seni ben takim edeceğim.. dedi. — Yok; dedim, bunda beni ms. gur gör. Şimdi anlarım: Oynıya- cağın OY unria bana da bir rol ver. yorsun.. fakat: et der arabın yüzü, 2 pi ise; olursun; girmediğin 0 rma ceviz kalmaz. Fakat; böyle bir e hiçbir şeye e b randevü işleten tasında böyle b gerektir. bir kadın Lekir. Si eği sopalı kaç Etrafında kim Kudının fen tane fedaileri varl” “© birkaç di erkeği yendi Gerİ”. sopa göz işaretile vallahi gn çektirir gelecek sent yerinizden kalkam Ea kak beni büyük zengin diye anlatmışsın. Y yât takdim edeceksin. Fakst k kese pabucu ters yi $ pesii İyardımile gıda yaparlar) kadar) için vmi çağınyor?. Tİymm, Adamakıllı Fakat sual olmıyan bir cümle içinde kullanıldığı zaman Türkçe- deki «onun için» kelimelerinin ye. rini tutar ve daima kendisinden evvel «That is» kelimeleri gelir Misal: The wenther is wet. That is why Ldo not go out. (Hava y murludür. Onun için dışarıya ç mam) Diğer mis rilmiştir. Text and translation: “The port of the plant which is under #he earih is #he root The Toots of plants get iood from the earth. The long narrow part of the plant is the stem (Nebatın uzun dar kısmı sakıdır «gövdesidir.) 'Trees have stems of wood On the stem of We plant are Ieaves, which make foodfor it with #he help of sunlight, (Neba. tın gövdesi üzerinde yapraklar vardır ki onun içir güneş ışığının ler metin içinde ve. At the top ol. the siemisa fower.Hiputa seed in the cart a plant will come up. The flowers are the paris ol the planis which make secdi, A garden is a place where we put flowers, Flo- wers give pleasure, That is why we have gardens, (Onun için bahçelerimiz vardır.) Not all the flowers in the gâr. den are ol same colour, Some are white, some are red, some are| yellow, and some.are blue, Yel| İon it the eoleur of sunliğht, and| blue is the colour ol a clear sky. sre about (he gürden. bahçenin şurasında velki hafta berayı ticaret: Öbür dünyaya gitmiş. Vesselâm. pi İ olmadı. Nihayet meddah Kâzim beni kandırdı. Hem içimde garib bir mefak uyan mıştı: Cennete teşbih ettikieri İ rs benzettikleri kız. ir gece masallarına benzettikleri şu Seniye Hanım: Sirkeciden bir arabaya atlad k Kâzım yolda: — Vakit erken amma; zarar yok; diyordu, Esasen konakta Se. niye Hanımı görmek de Sultan Hamidin huzuruna çıkmağa ben. zer, — Hele orada bir ir ruz kulmak da; dönüş rayından kelleyi mii ben | dum. ziyecek galiba, Alima'lah fena gö züm ir, Muhakkak başımı- İ başka dostuma mülâki olacağım. SON POSTA HATIRALAR (Baştarafı 2 nci sayfada) nü bu kadar tutar, Bu gelmek büyük fedakârliki Elimi skar sıkmaz: — Hava berbad, dedi. Fakat söz verdim diye... — Teşekkür ederim, Diye mirıldandim, Yağmur hâlâ ayni şiddetle de- vam ediyordu, Fakat başka bir ek- silik, daha ziyade canimi sikmakta geçikmedi. İstasyonda tek yoktu. Yahya Kemal: — Ne yapalım, ziyani yok, de. di. Ev uzak mi? — Hayır, dedim, biraz hizlica yürürsek. . Hızlıca yürüdük, fakat eve var- dığımızda ikimiz de sirsiklam ke - silmiştik. Bilhassa o Yahya Kemal pek hafif, pek ince altlı bir iskarpin #iymiş olduğundan, sular çoraplari. na kadar geçmişti. Evde ilk işimiz, gairin ayağına) bir mercan terlik vennek ve potin- lerini, çoraplarını ütüleyip kurut - mak oldu. Arkasından sofraya oturduk. Derken, Yahya Kemal, ansizin mühim bir şey hatirlamiş gibi san. tini çıkarıp bakti? — Aman, yemekten vazgeçelim,| dedi. Hayretle; — Neden? Diye sordum. — Çünkü saat iki araba) Buçukta biz! — İyi anma... — vi yok. Sana söz verdiğimi amutmuştum, Fakat sonradan ha - tırladım. — Ey, şimdi ne olatak? Tekrar saatine bakti: — Yirmi dakika sonra Ayasta - fanostan (o zaman Yeşilköy ismi yoktu) gelecek trenle döneceğim. — Aman üstad, bari bir lokma İbir şey yiyelim! Böyle diyerek adeti önü zorla sofraya oturttum. Fakat çorbayı zor içti ve derhal Firladi — Çabuk, potinlerimi... — Bari biraz pastadan buyur! Bak, ne güzeli — Evet, evet, diye söylendi. Manzarasi nefis! Fakat ben hemen firlamalıyım. Ve dediği gibi yaptı, potünleri | giyer giymez, ev halkının acele eli.) ni sikarak, tekrar yağmur altında sokağa fırladı. Ben arkasından ko-| şuyordum. — Kemal bey, dur, daha on beş dakika var! — Sen de koş! Tekrar koşa koşa İstasyona var- dık. Tren gelip de vagona atlarken bana! — Kusura bakma, dedi, gelemi. yecektim, fakat söz verdiğim için Mahzun mahzun eve döndüği zaman, gözlerim, gâyri ihtiyari, ye- mek odasındaki bedbaht pastaya ilişti, Renk renk kubbesile, Tanrı- nin hışmına uğramış bir mâbed gi| — Nerede? — Beyoğlunda. rasındadır.) They give the plants sbade, İ have some ilowers in my hand, They have a sweet smell, (On. ların tatlı bir kokuları vardır.) That is why 1 put the flowers to my nose. (Onun için çiçekleri burnuma götürdüm. Rain and sun are good for the yrowth of plants. (Yağmur ve gü. neş nebatların büyümesi -için iyi- Exercise I — Make these complete: (Bunları tamamla yanıs) 1. The part of a plant which İs in the carth is it —— 2. Plânts come up from 3. flowers are the cölour Jdir, e ot sünl ight, bi garib; metruk ve mümünsiz du - rayordu.— Halid Fahri Ozansoy 4. Sun is good for the plamis. 5. —— make seeds, & flowers are the colour ol he sky, 7. The leaves of plants are on he ——-. 8. Planis get —— İrom earih. 8. is roois in the earth, Exercise il: Aşağıdaki sualleri İngilizec ter cüme ediniz: 1. Siz kimsinti 2. Bu bir bahçe midir? 3. Niçin hazır değilsiniz? 4. Bü güzel bir koku mudur? . Eviniz nerede? . Nereye gidiyorsunuz? of ihe #hey have . | Ayvalıkla İstanbul arasında zey- çe çayırında gül oynatır.. gel) yüzümüz ak iken l | geri dönelim. * Seniye Hanım bizi çek güler ki, İçimdeki bütün konak bir çiçek Huri gibi kız lebekle üç kız bize kah- > zların o içinde senki bana o kadar büyük bir ce saret gelmişti ki: — Kim imiş o kabadayı!. Kim imiş?. Diye söylenmeğe başladım. İçimden de: — Şimdi geliverse de bize adam akılı bir dayak çekse... Diyor- Seniye; yanıma geldi oturdu: — Ah Mahmud Saim Bey; dedi; za bir iş gelecek Kâzım. Bak... yüreğindeki geçsin diye bir parça işi sar Jatayım, Bunun Bir de belâlısı var. birini çı sıya seviyor... Belâlısından kurtul mak istiyor. — Beni belâlesından kurtulmak| korku — Eves!, — Dön yahu dön. ben bir met- re boyunda kirk iki kilo bir ada. zgür estiği za- man yürürken ; yıkılıyorum,. ben belâlı herifleri kovabilecek bir a.| dam. mıyım?. Sapa, kim söyledi Şe) ben “kabadayıyım “diye: dolma yutmaz. Sopa ile ia “2 Omr kuvvetle, dövüşle ko.| si. çıkarırlar, — Bilemedin. hiçbiri di vacak değiliz Ona bir oyun oyni- zak - Yacağır niye Hani yöliz görtnle' mak ve ehe ei istiyor... bilseniz bir haftadanberi sizi dört gözle bekliyordum. derdimi nasıl anlatayım?. Bu adam içip içip ge-! liyor.. evimin. tadını bozuyor; yak attırdır madı. kafası pat ladı. olmadı. hastane! lerde yattı: olmadı... hasılı ne yaptımsa ol madı... bunun çaresini yalmz şi? bulacaksınız!. Dayak ye kafası patla mış... hastanelerde yatmış... bu yedi ci herifs ben ne yapabilir. dim? Yalmız bir şey var.. bu ada-| mın param? kalması lâzım. para- kahnca kuzu gibi yanıma ge. ilir.. her emrişe bir uşak gibi itar İyüz ten korku | “ Unyağ ticaretine başladı. Birkaç seke yağ getirir. Onu Asma inptan devre. va ge- altındaki tüccarlara der. İçer içer akşam lir, Kapıyı açsam müşterilerimizi kt çmasam camlrı indirir... şimdi sizden Tİ. am: Onu iflâs e sireceksiniz. Dayanamadım — İyi amma; hanımefendi; de. dim; Ben ticaret mahkemesi reisi değilim ki onun hakkında (iflâs) ! kararı verebileyim? Güldü: N — Hayır; dedi; onu zekâ oyunile iflâş ettireceksiniz! Gitti; çekmevesinden getirdi: — Buyurun; dedi; daha ne mas raflarınız olursa vereceğim. tek şu elindeki sermayeyi kaçırsın. Dün- yada herşey (para) ile kebildir. Derler. Evet amma; para; akıllı bir insan elinde olursa sâhibini aziz eder. -Akılsız bir insanın elin. de olunca da bilâkis sahibini rezil eder. yüz lira * Ertesi günü Asmaaltında bü. yük bir dükkân tuttuk, Kapının üstüne şu levkayı astı (Mektebler yağ tü idiz Blhaç Mahmud Güzmevi) Köz Seniyenin belâlısin Gülatadaki rıhtımda 5 g rları bekledi. ü; dördüncü 8) mamındaki bu belâ; ile Kâzun mağazaya gel at eder. ağuba rakı, koyamaz. bende kabanat oldu, Adam “diye ona beş yüz Ura sermaye verdim. di. Kizim bâni hitâbön: — Bfehdi Hazretleri; dedi; bu İkurtarsanız nasi olur?, HİKÂYE (Baştarafı 5 inci sayfada) <vetimi rasigele bir şekilde ismi «etmekteyim. Dün sizin kardeşini, gu emri vermişlerdir: in hayatını kurtarmak için bir «— İftira... Hakikat... Bu bizi a- yadigârı olan bileziğinizi sat- likadar etmez... Haydi bazırlan.. | «tığınızı gördüm. İçim acıdı, israf 5 iyele götürere. | ettiğim servetimden utandım. «Dün sattığınız bileziği size tek Zavallı doktor bu kat'i ihtar ü.J<Tar yolluyorum. Bunu kolunuza zerine giyinmiş, bu adamlarla bir. | geçiriniz ve hem bir aile yedigi. likte emniyet müdürlüğünün yolu| «rı, hem de uzak bir dost hediye, nu tutmuştur. «si olarak muhafaza ediniz. Yolda giderlerken, başkomiser «Bu altın bileziği sizin kolunuz olar#k tanılan şahıs bir ara sözel«da olduğunu tasavvur etmenin karışmış, ortaya şu fikri atmıştır: sbana ne büyük manevi bir zevk — Müfettiş bey. Bu defalık dok.| olduğunu bilseniz bunu redğdet- toru af buyarsanız da, büyük bir) meyi aklınıza getirmezsiniz. imes'uliyete girmekten kendisini| (Allahtan size ve kardeşinize - «uzun ve rahat bir ömür dilerim Arkadaşı: bu müdahalesi ken| «cesur ve fedakâ Zehra. disine polis müfettişi süsü veren İmza: Neşid şahsı yumuşatmışı içki aleyhtarları «— İyi amma demiş... Bakalım S inci sayfada) bu hususta doktor ne diyecektir?» Bu garib muhavereyi dikkat ve (Baştarafı Bütün vatandaşlara tavsiyem şudur ki; eğer canlarına aciyor « hayretle dinliyen doktör, yanı dakilerden şüphelenmeğe başla « mış ve bu sebeble de sükütü ber-İ yansa içiri kullanmasınlar... cd etmiştir. ni sakil Bu suretle tek bir kelime ko. neki aa > v > oni . dad sağlam, sıhhati yerinde ölsün. birlikte Sirkeciye gelen & dokter, ” © Ankara Özbey mahallesi Bağcı sokağında 24 numarada Sevin: tam emniyet müdürlüğü binası - nm bulunduğu sokağa sapacak ları bir: sırada kendisini yalnız bi. rakan her iki şahsın da birer ba.) |. ger dürlü içki memleket gençliği için zararlıdır. Birkaçı geçmiyen içki lehtarlarının sözüne uyup bu yasağı geciktirmememiz hâne ile başka, başka istikamet - Jere doğru kaçıştıklarını görmüş - lâzımdır ve umumi menfaatimiş bunu icab ettirmektedir.» tür, Doktor, bu vaziyet karşısında Gkmri : Halkevinden! emniyet müdürlüğüne müöracaai ederek başından geçenleri alâka - 30/6/1941 Pazartesi günü sant 21 de Evimizde bir caz konseri ve- darlara anlatmıştır, Derhal faaliyete geçen zabıta, rilecektir. Davetiyeler Ev idare me- murluğundan tedarik edilir. Görülmemiş bir dolandırıcılık (Baştarafı 1 inci sayfada) bu garib hareketlerile doktordan para sızdrmağa kalkışan bu meçhul shatekârları dür yakala - mıştır. Muzaffer ve Ahmed adlarındı- ki suçlular hakkında takibat de -| vam etmektedir. GÖZ DOKTORU Nuri Fehmi Ayberk Haydarpaşa Nümune bastanesi göz mütehassısı İstanbul Belediye kârşısı, Saat (3) ten sonra, Tel 23212 Yeni nüfus müdürü Bir müddet evvel nüfus müdürü Faik'in vefatı üzerine boşalan İs - tanbul Nüfus Müdürlüğüne - Nüfus! Umum Müdürlüğü ikinci şube - şefi Muhterem tayin olunmuştur, Be velinimeti. “Seniye Hanıma İML. cadan başka kolay bir çare bula. mamıştır, Esasen 'bu işde Sonipğ Hanımın emrile yapıldığından o İda şikâyet ettirmemiş olsa gerek. Yalnız: Seniye Hanımm bize bir yödi daha vardı, iş olup bittikten sonra bize üç gün, #ç gece ziyafet verecekti. Şu hacivat kılikli Köz gene Sirkecide karşıma çıktı: > e sözünde duruyor, Bu a bizi bekliyorlar. dedi. — Namuasu mücessem (|) vâdin de durmaz mı hiç: dedim; fukat 0 raya gitmek İchlike, nasıl dostu- Zat ta üç yüz altmış teneke Zey »|na bizi musallat et tse; bu defa dü tinyağ var.. şimdi Ayvalıktan g&|dostunu bize musallat eder, soh iyor. Siz acele mektebler için yağ) bahşiş olarak adamakıllı bize bi. arıyordunuz. rer sopa çektirir, belki İyasda (İlyas) ile pazarlık etik. Bir)oradadır, saat sonra yağları üç“ araba ile) — Camm arık İlyas milyâş mağazaya getirü. Tenekelerin tar| yok; dedi; onun eline birkaç lira tılması kenara istifi; vakif akşam | vermiş, Memleketine sılacı etmiş. olmuştu. Meddah Kizim bu.. Gene be — Mendi oğlum! dedim; hese-|ni ER ii pürâları da üze- İbamız mecmuan altıyüz lira tutu.) Timizde. iki dirhem bir çekirdek yor.. sana banka çeki vereteği olduk. Doğru; Yenibahçeye. Seni. #akat vakit geç oldu. Çeki vere.|Y€ bizi ikram ve izaz etti. Fakat iz — doğruyu söylemek lâzımsa; her im.. parayı bankadan yarın sâ- i si bah sesin. masaya oluruşta İki Kadehle a Herif bilâitira: kabul etti, Esa-|damakılı serhoş olup sızıyorduk. sen okumak yazmak bilmiyor. Ba.| Kadın madın yüz” gören yokuz İ 1: bıâli caddesinde tanesi altmış para | Yalnız bir ml seyi kadeh ya satılan çek kâğıllarımdan bir İrekı içiyordu. “KUMU Kadehde g-. Teen doldurdum İrızanın üs İrade kalıyorduk. Zeytinyağlarmin” İtüne şöyle yâzdım: paraları © bittikten © sonra Seni gördükçe. titriyor yare. rea Okendi (o paralarımız Jan iki yüz lira da Asıl âşık sadıkım., ben. ben, ben meleğiri! | ti. burada bir gece kalacak olsak O gittikten sonra Kâzımla be- İ etbiseleri de çıkarıp çırılçıplak sokağa fırlamak icab ediyordu, Se raber yağları evvelce hazırlarığı. mız depoya © taşıdık. Mağzaada niye Hanımdan müsâade İstedik Sabahleyin kapıdan çıkarken hi Sermayei asliye olarak on on beş ES vi * |parasile bir küçük zari tutuşturdu. boş ieneke İle; ayarsız bir terazi: Kı, zarf nedir, dye sordum Ertesi gün ben sakalı tıraş etİdegi, Seniye; bu yaman kedim bi, tim. Yirmi beş yaşında genç birlğen hem yağ paralai a kadar bir paralmişti, Yolda arabada İlvasa y lg ziyördu: Daha nicedir: İştiyokır. pe metçi kız elimize iki Hra arabe gekiz on tane dirhem kald lee “pusula ekesyizi. Yağlardan e- bem de kendi oparalu eriye Ucu? yunu bize Bir daha mağazayı kim açar? İlyas ne oldu? Şiküyet etti'mi; etmedi mi? Hiç kokusu meydana çıkmadı. | yağları kaybedince ge- Asil şiki sadıkım.. ben, ben ben. meleğim” (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: