SON POSTA Sokakta durmak hakkı Yazan: Max ve Alex Fischer Birinci meclis Akşamın saat yedisi, kak; Tour,des-Dames maralı binanın birinci kât pencere - lerinden birine Şasi Himnetşi kız, on dakikadanberi, akşam sokakta nöbet bekliyen bir be. lediye memurüle gevezelik etmekte * fösyö Jozel. Vakit geç oldu; yikayım, Belediye memuru Acelen:z », Matmazel Jül! beni böyle çar. doğru mu ya! her zaman nöbet bekle » diğim yok k Hizmetçi Mösyö Jozef, ağlamayın... madan tabakların üstün kuru kuruya bir g dak'kacık içinde tekrar gelir, si » zinle gevezelik ederim, İkinci meclis Matmamel Jül pencereyi kapamış. tar, Tempolu bir adımla Müsyö Jozef umakluşmıştar. Çok gçemeden, soka- &ın köşesinden ihtiyar bir gazete sa, tıcısı görünür. Bacağını sürü! rek yaklaşır. 7 numaralı binanın na gelince yoluna devsm etmekten vazgeçer. Yan kaldırınının kenarına oturur. Satıcı — Hay csnına yandığım, ammada yoruldum ha!... Sabahın beşindenberi taban tepiyorum, ar- tık bittim. Hani bir adım daha a- tamam!,.. (Ayakların uzatarak.) Oh! imsan bir koltukta ne rahat ediyor! ne rahat ediyor! yumuşak ki, içine sanki doldurmuş! Presse gazetesinin üç nüs cebine tirarak.) Pöh! ız — Aman kuzum, Yi © asın sık n, bunlar, ir. Hâlâ «koltuğuna, yerleşmiş duran izüm vay, De ” yorls diye söyle nir, 7 numaralı binaya doğra ierli - yen belediye memuru sokağın KÖŞe. #inden tekrar görünür. Eğer randevusuna zağıksa, Mat - mazel JüM, şimdi, bir çeyrez evvel *ek.. rar penceresine gelip yaslanmış Ol - —i3 Sultan Hamid devrinde (Peruz) sabaelermizin hanım «tabir enizse- sab bir afeti idi. . ları, meftunları pek goktü. Adeta bir kraliçe gibi mühie: bir araba ile tiyatroya gelir; mağrur bir eda ile sahneye çıkardı: Alamazsın; pahalıdır; Cananın püstesini; On paraya veriyorlar; A| yanağın destesini; O vakitler İstanbul | gençlerinin yegâne aşk modasi bir tiyatro şa tözüne tutulmaktı, Bu gençler içi de bazan daha ileri giderek bun - lardan birine tutulup bütün servet- lerini mahvedenler de pek goktu- Hele Peruzun baygınlarının had ve hesabı yoktu. Her kantosü çılgınca iz allam la me? Doğru söyle; mm *. Heceleme; meceleme; böceleme söylesene, im ile; gelir misin? Hizal; meceleme; böceleme söylesene, | * ) hanımla (Sahnei edeb : kumpanya tro-) (Peruz la ye) namile bir *iy4 > kurmuştuk. m > olduğı dn sne | arafarnal bir #örlü para yetiştiremiyordun. akşam Şehzadebaşında ( nei edebiye) min ilk eseri Ol8” (Kaplan avcısı) naminda bir OY" oypuyorduk... Tiyatro — hıncahınç dolu... (Pa e. 5 bir kanı 2) hanım o akşam Y Dinleyiniz, de ti meyanındâ , Masaldaki; ir yokmuş, * Tak takiştir, çak ği Bir varmış, bi İrarım siz: İkimseyi raha Onun âşikleri, hayran-j Derken Mösyö Jozef satıcıyı piri can sıkıntısile bir harekette bulunur, sira ba adam, matmamelle yakındaki başbaşa | mülâkatlarına İnâni olacak bir tebâlddır. Bunun ü. uzaklaşıp gitmesini ihtar için Belediye memuru, satıcıya .— Hey, ne yapıyorsun orada? Oh, hiç de aldırış ettiği yok. Âli, âlâ, evinde imişsin gibi yerleş ba. kalım. Satım — Ne mi Dinleniyorum yahu yapıyorum? Yorgunum da. Belediye m Burası 0- (Elinde MAS) yuracak yer değil kalım, Satıcı — Kalkayım mı?,.. Kal- kayım mı?... Peki amma niçin, 80. Burada kalmakla ız ettiğim var mi? Belediye memuru — Gelip ge- çenlere mâni oluyorsunuz. Satıcı — Gelip geçenlere mâni mi oluyorum? Hangi gelip geçen. lere? Böyle saçma lâkırdı olur mu? Bu kimsenin” geçtiği yok, O halde? Belediye memuru — Size sö; ledim, tektar ederim, haydi kal kıp başka yere oturmağa gidin. Satıcr — (Omuz silkerek.) bana mdi tekrir Bir varmiş bir yokmuş! Locanin birinde üç Yemenli hoca oturuyordu. Yanlarında bir de Yemenli ve az çok Türkçe bilen bir tercüman çocuk vardı. Bilet be, delinden bakiye paraları kalmışlı.. Gişe kapandıktan sonra bu parayi kendilerine İocaya götürdüm. Beni zorla yanlarına oturütular.. Kanla icak insanlar amma; ne fayda ki bır iki kelimeden başka Türkçe bik miyorlar. Ancak çocuk o vamtasile kendilerile konuşuyorduk: — Bu hoca efendiler İstanbula niçin gelmişler? Gezmek için mi? diye sordum... Çocuk: — Hayir; dedi. Burada kal - mak istiyorlar. imamlık alacakla si — Ya... dedim... (Fakat şeytan aklıma bir şey getirdi: O vakitler ak iyalık, batiblik, müezzinlik para saılrd 2. ğe dedim ki: Ge abu Arab camisini isterler sor bakalim? erisan birkez ami dö- (Arabcamisi) sözünü sossiniyetle gözleri ıyı). ile Arablari ki p Mi yaylar. hattâ “geçen gü gidip görmüşler” Fakat çok para is- >) Çeviren : Halid Fahri Ozansoz ediyorsunuz? Kalkıp gitmeli imi. şim demek? Baska yere oturmalı imişim? Vay efendim, ne de Tinize göre lâf ediyorsunuz yal Bir kere Kalkmak için, Kalkab meğe gücüm yetme ka yerde oturmak iç meliyim!,.. Görülüyor ki sz be- İ »zleli, harab ol Gazete satıcısı ile belediye memuru arasmda uzun mücadele, Memur sa- taetyı muhakkak eyürülmek» ösler. Satıcı, kat'iyen kımıldamıya dermanı olmadığını söylemekte inad eder. kenerek.) Ya! demek öyle! demek lâf anlamak istemiyorsunuz? Pek. âlâ, bekleyin, şimdi polis çağırı — run... Uzakta değildir. Bakalun kalkar mısınız. kalkmaz masımz? Dördüncü meclis Belediye memuru polis aramıya gi, der, satıcı dn güçlük çekerek kalkar, «Allahın bolâm... Ay, ay... Vücu- düm ne de ağrıyor ya...» diye söyle, nıya hazırlanır. Bu 6s- da yan kaldırımında yanından bir şlarıcı geçer, iş yapıştırıcı — Ey, birader, ne homurdanıp duruyorsun?... İş” ler kötü mü gidiyor? — Müracaat etmedikleri malüm., Çünkü müracaat etselerdi bana ge İeceklerdi... — Siz kimsiniz? — Arabeamisi mütevellisi Arablar bu sözleri işitince büs - İbütün sevindiler, Aradıklarım bul. İmuşlardı.. elime sarildılar: i; ben imam... imamlığı sana veri- — Ya şeyh... Ben hatib... — Sana da hatibliği veririz. — Ya ahi. bet — Sen de müezzin olursün. Üç yüz altına imamlı a hatibi yüz altına müezzin- Bizi pazarhk ettik i larına bu kadar ko bir elimi birakip öl lardı. — Ya şeyh adam... diyorlar Ertesi gün (Beyazıd) da buluş. tuk. Gelirken; cami anahtarları şek Binde; üç tane kocaman anahtar a- lip getirdim. Birer tane Arablamı vererek: — Alınız. bunlar caminin anah tarıdir.. yarın sabah erken gidersi. niz. Sabah mamazından bir saat evvel camiyi açarsınız. Ben bu ak - sam. yatsıdan -sonra imama, hatibe, müezzine hepsine yol, vereceği Yarın ben de sabah.samaz'na geli- sen çok mübarek -İkika için düşünmüş, o zamanki he- .İkat o, 12 yıl evelki genç Belediye memuru — (Sabrı tü.) » İmazindan bir sı a cil GONUL Eski bir aşk masalı Uzun bir mektub aldim, imza ye- İrinde bir L5-2 işareti var, yazan bir kenç kadındır. Mektub dedim, hakikatte bu bir mektub değil, bir hikâye, bir hayat Siz de bir hikâyesi, Aynen tekrir etmek, hattâ ta bir hülâsasını yapmak iki sile mahzur verebilir. Yalnız şu kadarı söyliyeyim Bu genç kadin 12 yıl evvel daha bir genç kızken, güzelliği ile, zarafe ö ile biraz tahsilinin yükeskliği ile bir delikanlıpın dikkat gözünü çekti, seviştiler. Tamamen dişina! çıkmamak sartile flört hududunun.| hayır yanlış söyledim, demi mon kızlarına verilen hududun #on tasına kadar gittiler. Derken bir ay- rılma oldu, ikid de başka baska memleketlerde evlendiler, aradan 12 yil geçti di ikis beki kalmışlardır. Bir tesadüfle buluş yorlar. Yalniz telâki az zamana in hisar etmiştir. Erkek ayrılıp gidi yer, bir başka memlekette bir başka genç kizli evlenmek üzeredir. Şimdi genç kadin me yapan? Heniiz gençtir, çekicidir, hem yüz, hem vücud güzelliğine el'an sahib- dir. Delikanlı, hayı; sabık delikanlı ümidsizliğe düşerek kaçıp gitmiş o. labilir, bir mektub yazıp çağirmalı mı? Bu, faydasız bir teşebbüs olur saniirm. Erkek 12 yıl evvel yarim kalmış azzularinin tatmini bır da. m m “Yasaklar daima aksülâmeller doğurmuş ve halk zararlar görmüştür,, © Kuşadasında emekli de- niz yüzbaşılarından Ziya Bu- ğa Kaptan: «— 68 yaşındayım. Uzun tecrü. belerime en diyçbilirim ki; içki vücud için kararında alındığı makineye nasıl hare - ket veriyorsa, içk, de insuna fsa- liyet temin eder, Fakat dediğim gibi mutedil bir tarzda içmek ve Deş'elermek: şartile... Ehli keyf, takıyı kararında iç- tikçe zevkini artırır. Bili gam, rak'y! kararsız içtikçe zevkini kaçırır İşkinin kaldırılması takdirinde bu yasağın istenilen neticeyi ve - rebileceğine hiç de kanı deği Muhtelif tarihlerde ve bişka, büş- ka milletler tarafından tatbik olu. nan ve bil de refedilen yasakları o “devirlerde aksi ler doğurmuş ve çeki yecanları tekrar tatmış olabilir. Fa: kizi bir yarım İnhişe tanlmaktadir. Normal bir erkek ise ors kendi adını ver- mek istiyemez. Hem böyle bir bir- İeşme genç kadinin menfaatine de muhaliftir, O eski erkek bugün de- ğösmiştir. Gençliğinin ötesi begün verilebilir, fakat muhakkak saman ateşi olacaktir. Esasen gerç kadın da ayni zevki tatmıyacaktır. Bu hikâyenin #adere hatirasını sakla. mak en mümasib yoldur. TEYZE Çocuk kampları Maarif Müdürlüğü tarafindan ©- kullarda açılan çocuk bahçeleri iki gündenberi muayyen o programlar dahğinde faaliyetlerine devam et- mektedir. Diğer taraftan ayın 30 uncu Pa. lerini gazi faaliyete geçecek olan çocuk kamplarma sid haz'rliklar da bitirilmek me emişi 1 ürlüğ ya e adar ir Mi meme gide, |rirler. Şu halde içki; meşru rek buralarda yapilacak tesimt vel mesud yuvaların tesisine yardım inşaata mütealbk tetkiklerde bulun)eden hayırlı bir vasıta: yakiliği de böy. le bir memnuiyetten sonra türe - miş ve taammüm etmiştir.» © Ayvalık Ali İnanç. «— İçki san'atkâr ( ruhuna be- dinler ilham ve #hsan eder. En) muvaffak musikişinas, en kıymetli İressam ve en ler arasından çıkmıştır. Beşeriyete İgerek bedü bakımdan, gerek müs bet ilim itibasile büyük hizmetleri dokunan dâhi ve san'atkârlar bu zümredehdirle isa İşniden yar- gün angın çıkan bir aile babasının en meşru zevki bence ağız tad'le| içeceği birkaç kadehlik alkoldür. Size garib gelecektir amma, bir hâkikettir: oEBekârlar (evlenmek kârarını içki masası başında v. velr Sayfa 5 İçki yasak edilmeli mi? mektubla fikrinizi söyleyiniz! “İçki yasağı mem- leketimize birçok manevi kazançlar temin edecektir,, © Kütahyada eski polis me murlarından İbrahim Balçık - mesleğine intisab et - 1 müthiş içki müptelâ- sı idim. Bu kudsi mesleğe girdik. ten sonra derhal terkettim. Zira, miyet üzerindeki köt lerini çok yakından müşahede Vazife dola! gece devriye ge meyhane ve umı sokaklarda al, gördükçe müteessir oluyor, içki - nin fonalıklarını çok iyi anlıyor. dum. Bu kanaat benc ölünciye kadar devam edecektir. İçki yasağı, kaçakçılığı meyda. na getirecek, iktisadi hayatla te. sirler yapacak gibi düşünceler bence makul mazeretler değildir. © İzmir, Göztepe 54 üncü sokak İsmail İlhan: Bence içkiye düşkün olan - lar iradesiz İnsinlerdir. Onlara sorarsanız $ize şu cevabı verirler, İ.Ne yapalım efendim. Birkaç ka - dehcik rakı ile zevk aliyor, gideriyoruz» evk almak ve gam dağıtmak için mutlak içki içmek ıcab et - mez... Muayyen mesai haricinde de olsa, insanlar için meşgul ola- bilecek çok şeyler vardır. gam mak ve evli ise ailesi ve çocuklari. le meşgul olmak gibi... tarzları du » meyhane - betmek ve pa. rurken, bi lerde sihha Her türlü içkiyi ortadan kaldır. mamız lâzımdır.» (Arkası sayfa 7 sütun 5 te) mma Hümayuna ( gideriz. Küğndlerinizi |uğraşirken; Zülfikar bey ve maiyeti yapariz. Yalnız siz şimdi yüzer al-İüçünü birden yakalımışlar.. çalya. tin pey akçesi veriniz... ka Eskizaptiyeye getirmişler. Arablar anahtarları aldıkları i -| o Zülfiker bey başlamış bağırmı - çin zerre kadar şüphe etmiyerek'ya; derhal çikarip yüzer altin verdiler.| — Bre siz utanmazsiniz? Bre * kodoşlar!, Bulmadımız mori çala- Şimdi onları yarın sabah oradan!cak... Camic gittiniz? bir kovalamak İâztmdı?. Öyle bir — Lâ ya ahi. ben imami, kovalamak ki bir daha o civara a-| — Ne imamı). Oranın imami yak banmasinlar.. bir saat sonra;| Fadil efendiyi ben yirmi senedir Eskizaptiyede o serhafiye Arnavud)|tanırım.. Vay sahtekâr herif vay... Zülfikar beye şu müstacel telgrafi|Bir de beni kandırac çektim: sen? (Ellerinde maymuncuk ve öâlüu| — Ya ahi; ben hatib mahsusa ve anahtarlar; üç meçhul| o — Oranın hatibi hafiz Mehmed adam, iki üç gündenberi Arabeamii |efendi benim kapı komşumdur. Ya İ şerifinin kaplrni kariştirmaktadır-İsen; nane molla kıyafetli herif? İlar, Hoca şekline girmiş olan bul — Ya ahi. bende müezzin... hırsizlarin maksadı lâimaneleri; ca-| — Siz hirsizsiniz. mideki kiymettar hali ve levhaları! — v, i aşirnak ve Arabistana kaçırmaktır. e army şi Acele arzolunur.) — Hâlâ kandirm Zülfikar bey bu telgrafı alır al.| Yatır Hasan şu heril mazi Hasan derhal *arabin börini fa- | — Tuh bre... diye haykirmiş...|lakaya yatırmış: | Bizim adamlerimiz uyuyorlar me-| — Sen nesin? ri... Herifler koca camii soyacaklar| o — İmam ya al bre... Bu gece ben kendim p) Çat bir. çetiki... birsizları yakaliyacağım.. vay hain) — Sen nesin? herifler vay.. Hasan moril, Yarın) — İmam ya ahi. vallahi imam. iya çalışıyorlar. il çat... kizikik sopalarını hazırla... Çat; on...çati on bir... çat; on Ertesi sabah Arablar: sabah na-liki... çat on yedi. t evvel camiin kaz) * — Hirsiz ya ahi... psma gelmişler. benim verdiğim Jahi. lari kap miya n öteki herifi Hirsiz ya rü Ban adama iste böyle söyletaim, Sen nesin? — Hatib ya ahit. — Sen hursizsin.. — Vallahi lâ ya ahi... Ben hat. bim... Çat; beş... çati on... çat yirmi — Hirsz ya ahi.. hirsiz ya ahi, — İşte böyle bülbül gibi söyler iniz, Tevekkeli dememişler, Mü © barek sopa cennetten çıkmış. Hele bizim şu taze kizilcikler.., Hasan eyatir şu köstebek suratlil herifi de... Söyle bakalun... Fitnei fücur kılıklı herif, Sen nesin? — Müezzin ya ahi. yirmi... çat... Hırsizim ya ahil ahi, Öldü ya ahi, Ben öldü Neye uğradıklarını biçare herifler Zülfikarin | falakasi karşımda bundan başka kurtulag” yolu bulamamışlar, Birkaç gün sonra tercüman ço; ğa rağtçeldim. — Senin hoca efendiler ne old yahu?, diye sordum. Cocuk: — Aman beyim; dedi; onla bone çöle “aray Bl mazindan bir saat evvel camiyi miya gitmişler. Galiba eski Tani çok arkası varmış. Zavallı adamla. ri çalyaka | tutmuşlar Zaptiyede adamakıllı sopa atmışlar, Üç sabah çıktılar, — gi neredeler) — İstanbulda imamlık güçmüş, dediler. Vapura atlayınca sonla yolunu tuttular, : — Benim için bir sey söylemedi. İğ ler mi? 0 — Söylediler. efendi hazretler | kusura bakmasınlar. Biz İstanbulda imamlık o yapamıyacağız. o Camjg girmiş olsaydık maazallah derim. â yüzeceklerdi... Çok Şok selâm! söyle; iki ellerinden öperiz. 4 Gi