13 Haziran 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

13 Haziran 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ENi KURU Yazan: İrfan Konur Mahallenin hemen bütün kadın. lari aynı baslalığa tatulmuşlardı. İktidarlarına göre kimi boş pudra kutusu içinde, kimi küçük reçel ka. vanazunda, kimi tepeke kumbara. larda kenarları tırtıllı yeni kuruş” İarı o büğiktüriyorlardı.. Sabahleyin sebzeciden, tramvayda | biletçiden paranın üstünü alirken («yeni ku- ruş» istiyorlar; kocaları eve gelince ilk defa: — Yeni kuruş var mi? Diye s0- ruyorlardı. Bu yüzden “aralarında © rekabet de başlamıştı. Birkaç kadin bir ara ya geldi mi hemen yeni kuruslanın miktarı, parlaklığı, darphanede ba- #lma © seneleri o mevzuubahsedili- yor, yavaş yavaş hem bir. ihtiras hem de bir ilm halini alıyördu. Adeta mahallede bir yeni kuruş borsası gelmişti. İhtiraslar bu bor. sanın vaziyetine göre kabarıyor ve- ya yatışıyor, falan hanipam 938 bas kısı yüz elli parlak, kırk sekiz do-| muk: 939 baskısı iki yüz parlak, on beş domuk kuruşuna mukabil en a7 © miktarda kuruş çıkaramıyan filân hanım, gündüz eline geçen yeni kuruşları harcamayip eve getirmesi, tramvayida bozuk parası olduğu hal de yeni kuruş ele geçirmek ümidile 10, 25, 50 kuruşluk bütün paralar vermesi için kocasını sikıştiriyordu. Filânen hanıma uzak akrabasindan| veya ahbablarindan bir gencin de yeni kuruş getirmesi konu komşu arasında dedikodulara, vahim tefsit lere yol açıyordu. Şayeste Hanım bu işe çok geç baş lamıştı. Eğer mahalleye, apandisit ameliyatı için hastanede » bulündu.| ğu bir sırada sirayet etmiş olmasay dı, bu yanışda da en önde gideceği! muhakkakt, Fakat ne yazık ki iş hastalığı buna mâni olmuş, kendi- sini dostlarından, daha doğrusu Di kiblerinden yirmi gün geride bırakl, Fakat ne yapıp yapıp bunu i edecekti. Şimdiye kadar kürk |k. yarışında, pabaç yarışında, saç on.| dülesi yarışında hep en başta gel mişti. Bir zamanlar yeni parlak beş kuruşları toplema o müsabakasında) da birinci geldiği daha unutulma- mıştı. Kisa bir zamanda bu yeni re- kabet mhasında da en ön safa geçe rek artık Gş yerine bü kutuşlarin kullanılmağa başladığı poker par. tlerinden birinde zengin kurmkuma sını misafirlerinin şaşkın gözleri ö. nünde açıvermezse bütün 6 eski şöh reti mahvulmuş demekti, Bu yüzden nelere katlanımıyor- du! Kocasile ber akşam, sebze alış verişlerini yapan kuynanasile her sabah birlaşıyor, hiç işi olmadığı halde sokağa çıkıp tramvaya bini- yor, üç kuruşluk bir gazete, yüz pa ralık sakız alarak o mütemadiyen para bozduruyordu. Bununla bera- raber kendisinden hâlâ birkaç yüz kuruş ilerde olan komşularına bu telâşin sezdirmemeğe de üyrea bir gayret sarfediyordu. Yeni kuruş 25 — Muhsin Çelebi, yatt yerden başucuna uzanıp aldığı o murasss el aynasında, Hind minyatürlerin. deki şehzadelere benziyen yüzüne dahmıştı, Esire başının uykusuz geçen ge- celeri çok olurdu. Fakat, güneş doğduktan ra uyuduğunu bil mezdi. Bu sabah ta, bir sonbahar ının Anadoluya buka e kepenkleri açık bira- SON P 7 e bahsi açıldığı zaman (zaten başka'o, mevzular unutulmuş gibiydi, yahudİsekiz kuruş gelmesi ihtimalini dü- diğer bütün mevzulara buradan ge-İşündü ve yalniz gitme bileti almıya çiliyordu)'bir şeyle meşgul olur gibi!karar verdi. Memurun önü kalab: yaparak lâkayd görünmeğe muvaf.'lıktı. Siraya girdi ve kenarları tır. olamazsa gözlerini müstehzi maltıllı parıl parıl kuruşlar | tahayyül nalarla süzüyor; ederek sabırsizlikla bekledi. Niha. | — Karamanın koyunu, sonra çi-İyet önü açılınca birdenbire gözleri| kar oyunul diyip geçiyordu. kamaştı. Kendinden geçer gibi oldu. Pazar günü hastanede yatak | Memurun önünde, darbhaneden ye komşuluğu ederek ahbab olduğu! ni çıktığı besbelki koca bir yığın ku Kadıköylü bir dostuna gitmek için |ruş, oya gibi süslü kıyıları Ye. gü evden çıktı. Tramvaya bindi. Beş neşte sayısız ayna kırıklarının işik kuruşluk bilet için on kuruş verdi. |oyunlerile şi işl parlıyordu, Bu Biletçi üste Heş kuruş vermek üze: rüya miydi? Bir müddettenberi # yegâne ihtirasın teşkil eden bu w- — Yirmi paraniz var mı bayan İtak maden parçalarının bu kadar ço Diye sordu. Şayeste Hanım kizmiş-/ gunu, parlağını &. Fakat yeni kuruş koparmak ümijsi biriktirememişti. Aman yarabbil| dile hiddetini sakladı: 939 baskin en aşağı bin inne ku — Yok vallahi, Olsa verecek-|ruş işte şuracıkta, elinden bir ka; tim, dedi. Biletçi elini para çanta-)ötede duruyordu. Bir anda bütün sna daldirirken: © yığını çantasının içinde tahayyül Yeni kuruş varsa onlardanleti. Bir küçük hareket, ! verir misiniz? Hafif or da..| hamlesi onun hiç olmazsa beş âve etti, Bileiçi sabırlı bir| tanesini kendine mal etmeğe kâfidi benziyordu. Bir avuç bozuk! Her şey onun küçük bir hareketini Kıskanç kom zafer, istib. beşer kuruşun üzerine dörderden paranın içerisinden biser birer yeni! bekliyordu, herşey. uşları seçti, Bir de yirmi paralık şuların şaşkın hezimeti ilâve etti. Fakat, lükayd görünmek |za, gipta.. Herşey... için başka tarafa baktığı halde ak-| o Artık etrafını #umamile unutmuş h fikri orada olan Şayeste Hanım tu. Arkasından iten yolcuların te pâraları alınca ne görsün? O Hepsi masin, biletçinin «Hadi bayan ça- yeni kuruşlardandı, amma © kenar. olie diye bağırşını, oçalmıya lari tırtlh değil, düz kuruşlardan (başlayan hareket zilini duymuyor, Bir şey diyemedi. Çünkü bunlar da| kürüşlardan başka hiçbir şey gör onlar kadar hafifti, Biletçiye bun.!müyordu. Kuruşların parıltısı bütün ların işe yaramadığını söyliyemezdi. |rüyetini o kaplıyordu. / Birdenbire Uydurulacak başka mazeret de yok | kendini büsbütün kaybetti ve çil ku tu, bir iki yatkundu ve ( sinirlerine)Tuşlara saldır hâkim olmağa çalıştı. Arkadaşinin gönlünü almaktan ziyade vesait e Şayeste Hanim midile çıktığı bu yolculuk ne ters'liyeş başlamıştı. Şimdi vapur iskelesinde de buna benzer bir şey olmiyacağı|ğınttığı meşhur bir akıl hastahklari ne malümdu? Fakat bu sefej tahâr | mütahassısına genç kadını muayene ül edeceği şüpheliydi. Tramvay bi! ettirdi. Mütahassıs: o «İhtremn âni letçisinin acısinı da vapur biletçisin.İbir feveranı, dedi. Bir nevi muvak.! den çıkaracağa benziyordu. kat cinneti» Şayeste Hanım ceza Gişeye yanaşirken gidiş dönüş|yemedi, fakat komşularının yüzüne alsa yirmi beşliğin üstüne üç kuruş) bakamiyacağı için evin kol buki hem giderken) bitinceye kadar iki ay | teyzesinde yri bilet alırsa kalmak üzere o gün akşam trenile Gi i, Hâkim vaziyetin garabe- ini gözönüne alarok telefonla çar : e Lâle devrinden sahneler in işlemeli | tülle- zülerek, yumuk güzleri. Je, sarı, mor, Al; ışıktan karagözler oynatarak uyandırmış bekâ: gen- bir iki 3 bir gün çalmak için yaptırılmış, kuş kafe. si gibi; İstaabulun. küçük fakat belki en zarif binalarından biri idi, Muhsin Çelebinin hemen üç aydariberi buroya ujyadığı yoktu. Gözleri #nurassa el aynasında gü- ümsedi, padişahın Üsküdardaki or du alayındanberi de, ilkdefa ken. di yatağında yalıyordu. Alay ne kadar parlak olmustu. Hünkâr Ağustos başında, Üsküdar sarayına — maklelmist; Oradan, yeni şark serdarı ve damadı İbra- him Paşa ile orduyu hümayununu teşyi €decekti. Padişahın: Üsküda-' Muhsin Celebinin Hindli kölesi O gün, İstanbul, per; masalları. na lâyık bir ihtişama şahid olmuş” tu. Kadugadar inen üçüncü Ah- med, güzel bir ata binmişti, Etra- fında uzun sorguçlu peykler yürü- yordu. Arkadan, göz kamaştıran sırmalt ve rengârenk esvablarile enderün ağtlar. gidiyordu: Silâh- tarağa, padişahın murassa kılıcını, sarık gulâmı, haşmetli elendisinin ihtiyat sarığını, ibrilitar da, padi. şahın alın abdest ibrik ve leğeni- ni taşiyorlardı. kümdarın o ye- dek beygirinin Üzerinde o murassa mızrak ve kalkan ve ok torbası gö. rülüyordu. Saray erkânı, pırlanta- h, zümrüd ve yakutlarla müzey- yen kiymetli “ silâhları ve altın miğferleri İle, cü o Ahmedin ordu alayını, tezyin, ediyorlardı. ra geçişi pek tantanalı hazırlan. aştı. Topkapı saryından salta- nat kadırgasına binen Ahmed sü Jis, evvelâ Boğaziçine doğru açil nanma, Üsküdar sahili boyunca $ berliyerek, © padişahın önünden dört saat süren bir resmi ogeçid yapmıştı. Deniz resmi geçidinden sonra saltanat kadırgasi Üsküdar sarayına yanaşmıştı. Yıllardanbe. ri Çırağan eğlencelerinde ve hel- lâle ve sünbül bahçeleri ile düğünlerde, sahiisa- ray ve konak resmi küşadlarında görülen Sâdâbâd yârâaını, pürsi. Iâh cengâverler kıyafetinde gör- mek için bütün İstanbul halkı Üs- küdura dökülmüştü, | ölümünün *| münasebetile 14 Haziran Wi Cu. bir avuç zari OSTA i Beden terbiyesi teşkilâtında yeni değişiklikler Beder. terbiyesi umurn mü Tüğü dairesinde mi İ yapılmış, umumi kâtiblik lâğve - dilmiştir. Bu eyi Cemal Gök- dağ ila etmekteydi. Beden terbi - yesi teşkilâtinda umumi müdürlük iniği ihdas edilecektir. Mua üz kimse tiyin edilme- a2 an güreş federasyo. nu reisi Tayyar da ordudaki hiz - metine avdet edeceğinden inhilâl edecek bu makama veni ve eski. den olduğu gibi ehil bir zat tayin edilecektir. Basketbol turnuvası Beden “terbiy mükellefiyet servisi, mükelle? sporcular için büyük bir “basketbol turnu - vası hazırlamaktadır. Turnuvanın. programı İstanbul ajanlığı tara - fından tertib edilecektir. Merhum Şeref için ihtilal yapılacak Beşiktaş jinnastik klübünün değerli kurucusu ve çok kıymetli idarecisi merhum Şerefin ölüm gününe tesadüf eden bu Cumar - İtesi Yahyaefendi dergühindakj me zarında bir hitifal yapılacaktır. Merhum Şersfi sevenler o gün meğâri başında toplanacaklar, * tırasını bu suretle bir kere duha yâdedeceklerdir. » Beşiktaş jimnastik klübü baş - kanlığımdan: Klübümüzün asil ve fedakâr hâdimi merhum Şerefin sekizinci o yıldönümü martesi günü saat 15 yonu karşısında Yahiyasfendi me- zarlığındaki makbe ölyaret e. dileceğinden azamizın ve merhu- mu sevenlerin teşrifleri rica olu » Bur, Dünkü ihracat faaliyeti İhracat faaliyetimiz dün de ol - dukça canlı olmuş ve 273 bin li ralık mal sevkedilmiştir. Bu arada Almanyaya yumurta: Çekyaya ko- yun derisi, keçi barsağı, sığır bar- sağı; Slovakyaya badem içi; Roman İyaya pamuk ipliği kınatıları, çiroz, göl balığı, tuzlu hamsi, domates, enginar, pathcan; İlalyaya keçi de. risi; İsviçreye kitre, tiftik, keten ek yafı, Macaristanın keçi ve koyun Şeref stad . e cürmümeşhüd| derisi, palamut hülüsas, seğir bar.) olmadığı, fiksimizi değiştirmek ve makliyeden yeni kuruşler almak ö-| mahkemesinde bir kelime bile söy-İsağı ve yaprak tütün gönderilmiş -| oraya gitmemek ihtimali bulun- tir. Adapazarma hareket etti ve tren biletini alirken şimdiye kadar birik. ördiği yeni kuruşların hepsini ver O arpacı kumrusu gibi düşüne me trende giderken kocası da, vak'ayı yazmamalarını yalvarmak konturatı| için gazete idarehanelerine | koşa-| Zaman yordu Onları ak ağalarla kara ağalar ta- kib ediyordu. Her kafilenin ba- şında, bir mehter takımı, mızıka bulunuyordu, Sonra şeyhislim & fendi, ulema efendiler, ve hükâ. met erkânı geliyordu. Onları da iç oğlanlarının alayı takib ediyor- du, o Çırağan © eğlencelerinde, ve bela sahbetlerinde hiz. met eden bu mevcivanlar, başlarında altin miğferler, zırhla- finn üzerine irek sargılar sar- | maşlardı, ok törbaları kadife, sır. malı ve İnciliydi. Ellerindeki . si- lâhlar mineli yahud mercan kak- malı idi, İ Üsküdar alayı, damad İbrahim | Paşanın İstanbul halkına İ tirdiği muhteşem bir sahne İAlay,; Kadıköyüne gelince, dağıl- Lesson Thiriy Exercises irom lesson 'Tweniy- nine: Kimmer ce Geli dolduruluşu: 1. Pictures on a wall are orne- Thents, 2. Some pictures sre in irames, 3. A cuyhlon is a soft thing. 4. Wood is a hard thing. 5. A long siralghi stick isa 6. Cloth whioh is hanging from İthe top ol a window is a curiain, Exercise. il — Türkçeye çe- viriniz: 1. Perde iniktir. 2. Perde çubüğn zerindedir, 3. Pencerenin çatlak var. 4. İki resim duvardadır. 5. Ben seri bir iskemle üze - rindeyim, yumuşak birinin o Üze- rinde değil, 6. Kollarımda süsler var. 7. Kumaşta kat yapıyorsunuz. 8. Bu resim çerçevesinde de'- ğikâir. Vocabulary: damage (âEmic) — zarar, ba. sar. danger (dEyncar) — tehlike, “destruetion (distrAkşn) — tah- rib. fear (flar) — korku, feeling (filin) — his. tal (hOspital) — hastane. 0) — ri (smeş) — parçalanma, parçalamak wound (vUnd) — yara, yarala-| mak. Grammar 1— May kullanılışı: «May» ingilizcede kullanılan diğer bir yardımcı füldir. Rolü, imkân, şüphe ve müphemiyet ife- de etmektir, Bu suretle «| may go #here» dediğimiz zaman bu cümle. nin manası oraya gitmemizin| mümkün olduğu, fakat muhakkak) zeminin ü - camında - bir (mEy) kelimesinin duğudur, Bunu türkçede «oraya gidebilirim: şeklinde ifade eder- sek te fktidari fiile karışmakta ol. duğundan bu cümleyi soraya git- m mümkündür» şeklinde tercü- me etmek öaha doğrudur. Keza «He may come» dediğimiz gelip gelmiyeceği hususun. da kat'i bir kanaatimiz olmamakla YAZAN : REŞAD EKREM İdown. One man is Sayfa”5 (“Son Posta,. nın lisan dersleri) 6 ayda pratik usulle u Encoilizce HAZIRLAYANLAR: Prof. A. R. Thompson ve İrfan Konur 30 uncuders muhtemel olduğunu söylemiş olu- ruz, «May, kelimesi bir fille be- raber tıpkı wil kelimesi gibi kul Janılır, Misaile İ may ge. you may go, he may go. e may go. it may ge. we may g0 mu May g0. #hey may go 2 — Diğer bir derste by keli- mesinin «yakın, yakınında» omA- nasım vermiştik. By kelimesi ayni zamanda «ile, vasılasilee manasına da gelir, Meselâ: Destruetion — by fire — Ateşle tahrib, Text and translation: “Mose men on the well are not safe. The danger is great They may have â fali (onlar düşebilir. ler). H the brldks on which they âre come down, they will have a fall, (Eğer üzerinde bulundukları ş inerse düşecek- a fall, some of their bones may be broken (Eğer düşerlerse klerinden bâzıları kırılabilir), They have great fesr of a fall, The wali is in danger, İt is in danger of desiruclion (Duvar tehliüşededir. Yıkılma tehlikesin- dedir). 'This is the wall after the smash. The damage is great but the destruction of the wall is not complete. Only part of the wall is under the bricks, The other man is cut on e head. The woundisat tbe back af his head. The feeling of pain from ihe wound is very great. “The man whose head is cut will go to a hospital, There they will put sütdhes in his head (Orada başına dikişler - teyeller - koya- caklar), A hospital is a building for men and women ând boys and girls who are ill, Exerrcise İ: May, will, kelimelerinden uygun olanını aşağıdaki başlukla. ra koyunuz: 1.1 have a rest, | — not be tired. 2. 21 have fear only — İ am in danger. 3, A man who is ouite safe — have fear. 4 — you put your bandina buöket of water, it — get wet. 5. A baby with a pain in his stomadı — be very il. (Arkası sayfa 6 sütun 4 de) Haftaya * alkaraktir Şevketlâ hünkâr “dahi sefere gitmek ister. Sahibi devletin te ahlyürü andandır! Fakat nihayet, İstanbul halkı, üçüncü Ahmedin Üsküdar alayı- mn, İbrahim Paşa tarafından ter- tib edilmiş bir oyun olduğunü ân- İamıştı, > Muhsin Çelebi, üç gün evvel, 14 Rebiülevvel yahud 25 Eylül Pa- zartesi günü, üç çifte kayığı ile sadrazam kethüdasının yalısındaki ziyafete giderken, sahildeki salaş Kahwülerde oturan beş on kişi ta. rafındân taşa tutulmuştu. Bir gün vermişti. Askerin bir kısmı İstan- bula, işinin gücünün diye dön- müştü, Bir kısm. da İsküdarda kurulan ordugüha götürülmüştü. Hükümet erkân da Boğaziçinde- ki ve İstanbuldaki saraylarına vini mişlerdi; gene lâleleri, sünbü ri, zerin ve karanfilleri, niğâr ve mahbubilarile meşjul olmağa baş- Üsküdar alayından sonra, artk herkes İbrahim Paşanın İran üze- rine hareket edeceğini bekliyordu. Fakat aradan haftalar geçmişti. İbrahim Paşa, Üsküdar sarayında, İran elçisi ile sulh müzakerelerini inlaç etmeğe çalışiyordu. Halkın tıyordu: de. kulağına, vezirin Tebrizi sat- tağı sözü gelmişti, Fakat, murassa bir el aynasının içinde güzel es- mer yüzünün tebessümü seyre. den esircibaşı, bunları çoktan W- nutmuş bulunuyordu. Dün sabah, Kedim, neyzen Sü- leyman, «Deli Lâz. diye anılan tersane kaptanlarından oAhmed Bey, Nedimin yeni aşinalarından, Yusuf Bey, Bahariyeye, şeyh efen. dinin bahçesine gitmişlerdi. Şeyh efendi hazretlerinin iki gün evvel çan «Gülü İren: ini seyrede. 'ceklerdi, Şeyh efendi, yeni getirt- tiği bu soğandan simsiyah bir lâle bekliyordu. İsmini bile koymuştu. «Zülfü siyah demişti in seyret. İsabırsızlığını oyalamak için aradâ| ğan, sarı idi.İbir de, ortaya. bir havadis çıkar.|bir çiçek

Bu sayıdan diğer sayfalar: