RE e ii Egede 71940 gılında dış memleketlere 30 milyon liralık ihracat yapıldı İzmir (Hususi) — 1940 senesi zarfında (İzmir limanı dahil ol - mak üzere) bütün Ege mentekası Umanlarından dış caret odası tarafından bir istatis- tik hazırlanmıştır. Bu istatistiğe göre, 1940 yil nde yabancı mera İeketlere 30 yon 892808 Lira kiymetinde 188 milyon 845 kilo cins mahsul 103.418 i kuruldu ilâtlandır- ma umum den alöka- darlara bildirildi yet sahası bütün Türkiyeye şamil olmak ve merkezi Gaziantebde bu- lunmak üzere Ante fıstığı ihra- catçılar birliği kurulmuştur. Bi ğe her ne sekilie olursa olsun da- hil bulunmuyanlar, birliğin iştigal İsmir (Humesi) — Cumaovası nahiyesinin Karakuyu köyünden Ah med kızı Havvayı hile kullanarak ye zorla kaçirmiya teşebbüs etmek. İc mazmun Bektaş Doğan, Mehmed! Kökay ve kardeşi Velinin nöirceza| da nubhakemelerine başlanmıştır. Havva, vak'ayı şöyle — Bir buçuk ay evvel akşam öze ri Uzundere köyünden evimize mi- safirler gelmişti Biraz durduk, son ra misafirler, ninem bayan Bağda. dın evine gitmek istediler, götür - düm. Eve dönerken fazla yağdı, yol üzerinde bulunan Fatma ablamin evine girdim. Biraz soma akrabamdan Bektaş Doğan geldi. — Misafirler seni o çağırıyorlar. Dedi, inandem. Dışarı çıktım, köşe- yi dönünce arkadaşlar üzerime atil| dir. dılar, ağrıma bir mendil tıkadılar, borla sürükliyerek Vekinin evine gö.| sad. türdüler. Çamurların / içine attılar, gözlerimi de bir mendille o bağladı- Jar. Bayıldığımı hatırlıyorum. Ayık diğım vakit beni kapıdan dişarı at imak üzere oldeklerin: gördüm ve derhal yakında bulunan Şükrünün &vine kendimi attim, davacıyım. Bektaş Doğa, vak'anın bir tema düften ibaret olduğunu, zor ve hi. leye müracaat etmediğini söylemiş- »e de Veli, tevilen itirafta bulun- muş ve Bektaşin kendisine kızın TL zasile geldiğini. sonra da kaçmak istediğini söylediğini ve kızı serbest bıraktırdığını anlatmıştr. Bazi şahidler gelmemişlerdir. İarm celbi için muhakeme, başka ine burakılmıştır. Kandira hususi muhasebe me- murluğuna tayin edilen Bektaş ge- İerek vaziferine başlamıştır. Bartında Partiye sid Asma daki spor sahası, beden terbiye ge. asl direktörlüğüne devredilmiştir, A Yikkizelinin Kavak köüynde açılan el dokumacılığı kursu köy. bi tarafından büyük bir alâka ile karşılanmıştır. * Bartin Halkevinde, orta okul Fransızca muallimi Besim (oAlasya memleketlere | yapılan ihracata dair şehrimiz ti-| pöre faali - anlatmış” vağmur| Kandırad görüyor ve bilhassa Kandirada açılan kursta dokunan İzmit (Hususi) — Kandırada İktısad Vekületi tarafından açılmiş devresi iki ay evvel sona ermiştir Kurstan mezun olan talebelere bü- kümet birer dokuma tezgâhı hedi. ye etmiştir. İkinci devre kuru da bugünlerde tamamlanmıştır. Kursun üçüncü devresi de açıla- rak faaliyete geçilmiştir. Birinci ve ikinci devre kurslara az talebe devam ettiği halde, son devre kursa büyük bir tebacüm ol. muş ve kaydolan talebelerin sayısı yüzü geçmiştir. Bu defaki açılan kursa devam e- denleri bilhama Kandıranın merkez ve köy halkı teşkil etmektedir. Valimiz Ziya Tekeli, bu hevesli köyidlerin arzularin yerine getir. mek için kurs öğretmenliğine İâzim gelen emir ve direktifleri vermiştir. Kurstan evvelce mezun olaala - rm dokudukları O nümuneler gerek resmi makamlarda ve gerekse hu. mel mahbillerde pek beğenilmekte- Edirne (Hususi) — Geçen sene- İlenden farksiz plarak çok nevek .İve heyecanlı geçen Kırkpınar gür »ona ermesi üzerine başta Tekirdağlı Hüseyin olduğu halde di ğer pehlivanlarımız Edirnede Ay. rlmuşlardir. Çocuk Esirgeme Kurumu Edirne şebesi reisi Süleyman ile mesai kadaşlarının bu sene de güreşlerin muntazam surette yapılması ve tri tihaz edilen (tedbirlerden (dol olan dokumacılık kursunun birinci bünler inşa ettirmesi hususunda it-| SON POSTA İve müşirül olan bu meseleyi İ a yeni bir dokumacılık doğuyor | Kurs her açılışında, biraz daha fazla rağbet İrin sayfatırını birer genç kızlar yazılıyor bezler halka merasimle gösteriliyor çamaşırı, bizzat kendisinin istihsal etmesi ve harice muhtaç olmaması- dır. Kandırada bu vasf tamamen vardır. Ketenin merkezi olan bu kamba köylüleri eskidenberi kendi dokudukları bezlerden çamaşir yap maktadır. Bu defa açılan kurslar, iptidai şekildeki istihsalden onları kuştarmış, verimi daha çok ve daha kolay olan yeni bir tarrda dokuma. cılığın taammümüne hizmet etmiş- tir, Kursta dokumacılığın her usu. İü gösterilmektedir. İpbk bükme, eğirme, ulatma, çıkrıklama, doku- ma şekilleri bu asadadır. Kuma devam edenlerin bir bu- mmiyeti de 14 ile 18 yaş arasndaki genç kırlar olmalıdır. Kandiradaki kursta yalniz ke - | tenden mamul bezler değil pamuklu ve yün maddeler de dokunmakta - ir Dokumacdığı aid O malsemeler, İktisad Vekâleti sanayi umum mü. dürlüğünden peyderpey o gelmekte tedir. Gönderdiğim resim bu sene de başpehlivanlığı kazanan Tekirdağli Hüseyini altın kemeri ile umumi üfettiş general K, Dirik, vali Fe. rid. Nemer, parti müfettişimiz Ko. caeli meb'usu Ragıp Akça, Kirkpi- nar ağası Ekrem Demirsy ve Çocuk Esirgeme Kurumu reisi ile bir arada gösteriyor. Diğer ki pehlivan da başpehli- vanlık güreşlerinin ikinciliğini ka - zanan Pehlivanköylü Mustafa Kü , ie olr kulu kul lanmaktadır. lar «| giliz, o zamandanberi de bu mek. İsıdır. Nitekim muharririn kendisi | | 141. 32 nel fasil). suretle şimdiki ve ilerideki oku cular bu gök kubbe altında vapı- bında bu ilâveleri b: çüğü arkadaşı Ali Ahmed ile yan Söz arasında | (Baştarafı 2 nci sayfada) veçliler halletmiştirler, o Bu için madeni ol Bu, büyü” bir | | katlara aycılm Bu katlar, ki tablar açılabilecek ve vaprakları EK >kliktedirler, Kıya ei X cereyan verilir veri mekte ve bir vanti fuları a, İek3 ve İz bırakı kat mükemme en deyen un kitab sırları Bunlar çıkarıldıkları tah nun içinde her nev! elbi sn fenni surette dezenfekte bilmektedir, Biraz geç, fakat daima iyi ötederberi ehli » ve esy3 nü“ hay - İngiltere İs zelen dendir. B'ihas- sa yarış atları, av ve koşu kö - pekleri İngiliz - leri ihtısaş sa hibi oldukları bir meşguliyet mev zuudur. Hayvanları bu kadar seven, onlara bu derece iyı bakan ve cinslerini ıslah obahs'nde bu) mertebe ileri gitmis bulunan İn-| giltere, maalesef, bu işi sıhhat taraf'le en sonra al&kadar|bi olmuştur. Filvaki Avrupada ve hassaten Lyonda hayvan hasta - lıklarile meşgul olmak üzere iik defa 1761 de bir mekteb acılmiş .İ'7i tır. Bu mektebi daha birçokları ta- kib etmis ve İngilizlerin meşhur!jj y |Yı baytari müesseseteri ancak on ikin | Zuzu ci mekteb olarak 1793 de tesis e -| A dilebilmiştir. Maamafih mektebin ilk zaman- ları bir alâka doğurmamıştır. Vak- taki zamanın çok meşhur bir kotu at, olan Eklis adlı bevgirin ba- kımsızlıktar hastalandığı bu mek- tebde ve tesrik masası üzerinde ve doktorarın huzurile o mekteb|k müdürü farafından isbat edilinse işin rengi & şeyden fuzla ehemmiver veren İn- tebe dört elle ılmıştır. zi Kitablar arasında |: (Baştarafı 2 nci sayfada) Bana öyle geliyor ki, her bakım. /Türk millet bir eser olan!larak yaşan dan özlü, istifadeli Mümtaz Faiğin bu kitabı b kandırmıyor. Buna sebeb kuvveti malümat verilmiş olma- | la: tanya imparatorluğunun hakkı de bu noktayı büyük bir hakkani- | O yetle itiraf ediyor, ve «bu malü - matı daha genişletmek, İtalya ve| Almanya :le yapmak imkânı vardır. diyerek gayet mücmel bir tarda bir mu-| D: kayese penceresi aciyor. (Sayf Halbuki, gönül öyle istivor ki «Bu harbin kitabi. nda bu muka- yese fasılları da Yulunsun, ve bul) lan hârblerin hiç birine benzemi-| s1 yen bu 1999 harbine dair daha|dü köklü bilgi ve mâlzeme elde et-|4 sinler, Eserin pek vakında ulasa- cağına şüphe etmedi acağımızı u- ini ovaşıyan| den muhakkak sürette bul Tunması- nın iesb ettiğine inanıyorum. İbrahim Hoyi ktir | hakkındaki bu eseri nasıl yazdığına de bu-)dair bir takim ve diyor ki: yımla beraber Çemberlitaşta Mur- taza pehlivanın kahvesine giderdim Oraya birçok namdar gelirdi: ifak olan | İbi Madaralı vesaire gibi. reşten, pehlivandan bahsedilir, lar, anlatılırdı. tıralarnı bu namdar başka birçok güreş meraklılarından, den dinledim.» fen ve|ğa ve m mağa değer bir pehlivandır. tan sonra, dünyası cudur. senelik mağlübiy ariyan ve bizi hast müş bir millet gibi manlarımıza; Koca Yusu rak Türk millet dar kaybetmed işmiş ve beygire her'nız ve irhitata uğradığını göstererek Türk milletinin ezsli ve ebedi fi- nıtmışlır, manıdır. eri e «Bujve Jha anbin kitabı: nda daha fazla Bri-|dı ca Yusufa ab #traflı bir mukavese| içmezdi ve bil ce garbli k uzak olmalıdır. hlâkı garbde yanlış telâkkiye uğrattık- im Ikinci fa-|ları fikirler, bu mw diyet karşısında hayal uğradı. hayat ve hatıralarına! «Son Posin> nın tefrikas: 2 Yusufun çocuk çocukluğu ve gençlij Babası Yumi dala o EE daha on beş yaşında iken b kispet yaptırmış, Yusuf da kasabanın bütün delikanl Dünkü kısmın hülâsası Muharrir eserine, Koca O Yusuf| hatıralarla başlıyor 35 sene evvel çocukken da - pehlivanlar Kara Ahmed, O Hergeleci brahim, Koca Murad, Deli Murad, Bu kahve bir por mahteli halinde idi. Daima gü- bü. ük pehlivanların güreşleri, hayat. garib ve korkunç hikâyeleri Ben Koca Yusuf hakkındaki ha- pehlivanlardan usufun meneceti Yunanlı Piyer - (Yazısı devam ediyor) Doğrusu, Koca Yusur yazılma- yaşatılmağa ve üzerinde durul Koca Yusuf, Tanzimat- garbe doğru meyleden ürklüğün, Avrupa ve Amerika nda «Türk kadar kuvvet-| » darbı meselinin, lâyemut oldu- sbat « bir timsaldir. Ve wrupaya ilk giden bir Türk spor- Çünkü; Düşünmeli izin sehebini ve batik öl - udret ve kuv imparat ki ve ruhi varlığını dünyaya ta- Koca Yusuf; tari- e bir spor kahra- Binacnaley! vazılmağa yalnız vvet timsali o- Ahlâki, içtimai Türk iredesinin salâbet de nam sal- Koca Yu biyesi, karakteri itibar'le Bütün bir gar N kadınlı ar rile, barlaril, rabe değil bir e bira, içiremediler,.. Ve zaten ezdi, Ona, yüzle gönlünü | verdi eğil bir büsesine, karşı, karşıya hbet etmesine raz' ol - o, bunlara topyekün na; edecek her türlü r pehlivan daima Sazeteler; günlerce ahlâki vi fları üzerinde yazılar yazdılar, işmanlarımızın Türk milletinin hakkında o vakte kadar has mevcu- sukutuna * Şimdi gelelim; Koca Yusufun Yusuf aslen u Türkle - son iki yüz)ge; *İreşleridir. Filânın babası 'ldan rakibdirler. ılarını yenmişti rindendir, Babası çi vanlığı, hem baba tarafından gelir. ufun, hangi tarihte döl ğu malümumuz değildir. Yö Paris güreşlerinin tarihi muâfi olduğuna ve Yusufun da © ler otuz yaşlarında bulunduğü ğine nazaran «1910, tarihi dünyaya geldiği kestirilebiliE Yusuf, bir metre doksan santim uzunluğunda bir vü Kumral ve beyaz # , diz kapaklarıd şağı uzun kollu, iri kemikli elli, fevkalid? geniş omuzlü <ekmeceli göğüslü, ve «100» gelen bir pehlivandı. Koca Yusuf lâkabı, iriliği hepsi galat olarak takılmıştır. Türk peklivanlsrının, birer lâkabı vardır. Meselâ, Fİ hur pehlivan Yusufları şöyle * yırd ederler: Tophaneli Büyük Yusuf, Topl neli Kücük Yusuf ve Koca V# gibi, Koca Yusufun, koca I4Mİ Kırkpınar başpehlivanlık müs raalarına dahil olduktan sefi söylenmeğe başlamıştır. Yusuf; bütün Deliormanda V£ ösen namdar pehlivanlar #ibi, İcesi evvelâ babasindün,“anmpii gi ve köy delikanlılarile hergün Busa boğusa öğrendi Deliormanın | âdetlerinden b” kasaba ve köy çocuklari kahve ve pınar başlarında elbi, selerile durmadan birbirlerile © filân birbirlerine daha beş şasi” Bakarsınız ka” baba oğluna böl (oğlu vede oturan bir rr: — Ülen susak hepten kızancazı-.. Ötekinin babası da mukabele © der — Tut be ahretlik!,. Derken bütün kahve halkı # garı uğrar, iki taraf olurlar, on V# sındaki çocukları İclerinden birisi ri: Baka, baka bey!.. büşcazı şimdi! Öteki taraftan bir ses işidiliri — Tet... Geldi köstek have tut * iç t hattâ bir bardak 1 Deliormandan v n vanlar, küçükten biribirlerile k# pışa, kapısa bütün güreşin, girdi sini, çıktısını öğrenerek yetişirlef” Hattâ, ayırd olurlar. Pehlivan © lacaklar, pehlivan olurlar, olam” yacaklar da kahve meydanınd& pinar başında, harman yerinde lırlar. Kabiliyet o gösterenler dei Silistre, 'Tutrakan, Dobrıca, Filibe Sofya, Vidin ve havalisini dolaş# rak güreşirlerdi Koca Yusufun asıl ustası Sun nuya bir saatlik mesafede Karalali köyünden İsmail pehlivandır. Karalalı, zorlu, namdar usta bif pehlivandı. Meşhur Aliço ile mü“ tenddid güreşleri vardı. Güresif girdisine, çıktısına vâkıftı. Alice ya hıncı vardı. Hattâ; Yusufu ilK tarafından haftada üç gün İmgilizçe k z tebrik ve takdir edilmişlerdi olarak Kırkpınara o gönderdi Meşhur Adalının karşısına Yusu fu getiren odur. Bu güreşe Ali hakemlik etmiştir. Buna; Kel Aliçoda derler... EMİ altı yaşina kadar güreşti. Adalı * Jar, Koca Yusuflar devr'ne kadar yavaş kaybolmağa başladı. Dağın tepesindeki bir kayanın üzerine oturmuş olan Flora, etra- fında uzayıp giden manzaraya ba- kıyordu. Şatoyu dolduran gürül tülerden kurtulmak için kaçmış, buraya gelmişti, bahçede nöbet bekliyorlardı. Dun can ve Dwigit bağajları indiri. yorlardı. Mis Mac Ready, çok sev diği dağlara doğru kaçmıştı, Oturduğu yerden, gölde ve uza nıp giden volda ne olup bittiğini görebiliyordu. Sis kaybolduğu za- — Onu görmediler, galiba, Ba- kınız bize doğru geliyorlar, Bu anda Flora titriyen bir sesle: — İşte orada!... Keskin bakışı, kesif sis arasında Yasan: Valentin Williams Stephen cevab verdi: — Mer ne biuzsa olsun Mac Kenzie dikkatsiz ve unutgan bir a-| dam değikli, Onlar hiçbir kimsede | görmediğim bir soğukkanlılık ve| irade kuvveti vardır. Bu da ken- disini mücadeleci yapmıştır. Eğer öleceğini bilse bile son dakikaya kadar mücadele etmekten vazgeç- Mez. İnarınız bana, eğer bu geçidi salimen geçecek birisi varsa, oda muhakkak Mac Kenziedir. Eyvah! 'Aman Allahım. durdu! Bir an içinde kaptanın hayali di; Bera ve binbaşı mağaradan çi- kıyorlardı, onların peşinden de polis Tood, iki arkadaşı, arana, yanlarında getirdikleri iki kavgacı | yürüyordu. En arkadan da Torray ve ihtiyar Duncan geliyordu. Gizli geçide ve oradan da maz- gal odaya giden mağaranın kapı- # Flora ve yanındaki iki Ameri- kalı tarafından görünmüyordu, fa- kat bu adamların muhakkak ora- dan çıkıp geldikleri meydanda ;di. Berin ve arkadaşlarının hay. İjkönce öbürkülerle beraber şa toya dönmüş ve Vörity de, kenâi- sine Mac Kenzieyi bir daha kim- senin görmediğini söylemişti. Polis Todd, firarinin, adaletin pençesinden kurtulmak için bo - gulmayı göze aldığını söylüyor bir karaltı görmüştü. Sis yeniden bir kesafet peyda etti. Fakat dal galarla pençeleşe pençeleşe yürü. yen ve daima ellerini başınm Üze- rinde tutan Mac Kenzie görünü. yordu, Sis perdesi her zamankin. den daha kalın bir şekilde gözle- rinin önünü kapladı ve yüzünü ellerile kapayan genç kız hıçkırık.| lardı ve bu da genç kızı hiddetlen- diriyordu, Polis gemisi, sis dağılmadan ön- ce kat'iyen harekete geçecek va- ziyette değildi, fakat Arel yatı, larla sarsılmağa başladı. Sis, üzerinde bir ayak sesi ve konuşmalar zelen merdiveni bile kaplıyacak şekilde arttı. Vörity o- na doğru vürüdü ve sis, Stephenin kolları arasında mütemadiyen ağ-| müştü. k man ilk önce polis motörü ha ket etti. Sonra da mahalli seyrü- seferi temin eden motör yanaştı. Ellerinde valizler bulunan beş â- dam motöre çıktılar, Flora; Berg ile arkadaşlarını tanıdı, Geminin iz : Ki du: Buna rağmen hâlâ onu arıyor| © ündüler, kalkmıştı. ni çağırdığını işitti, den kıpırdamadı: Port - Phadriç ile telsizle görüş-|melçi kıraç yamaçta göründü, kendisine doğru geliyordu. Genç inde kayboldular, Sonra tekrar motör de sahilden Biraz sonra Duncan'ın, kendisi fakat yerin- İhtiyar baş hiz- 24 ayağa kalktı ve elle uzaklaş- Kırkpınar başpeh meydandan çekilmedi. Kırkpınaf başpehlivanlığını, — (imparatorluk başpehlivanlığı) tam yirmi yedi sene üstünde taşıdı. Bunca nam - dar pehlivanlar bu kelden başpeb- livanlığı alamadılar, İşte; Koca Yusuf, böyle zorlü bir baspehlivanın meydan. terket mek üzere bulunduğu bir sıradâ anlık müsaba- kalarına getirilmi Bu getirilmenin bir takım se * bebleri de vardı. Çünkü; meşhuf Filibeli Kara Ahmedin kaburua kırmaları sisin içinde oçınlıyarak|lamakta olan F'loranın hayalini de Şato sahibinin çalışma odasın- kemiğini, Aliço, Kırkpınar güref masını İşaret etti: — Gidiniz, gidiniz. Diye ona haykırdı. İhtiyar durdu va cevab verdi: — Fakat, Mis Flora, babanız... var) yükseliyordu. Sis daha kesiflemiş gibi görü- nüyor ve yeni gelenler gözden ta- lerinde kırmıştı. Bu sebeble Fili - beli Kara Ahmed hem Aliçoya ve hem de başpehlivanlığı almak is tiyen Adalıya kızgındı, CArkas sallandı, sonra sis, ortalığı yeni. den ve eskisinden daha kesif bir şekilde kapladı; artık sahilde du- mamen boyunduruk XXV i ran üç İnsan hiçbir sey göreme-|mamen uzakta imiş gibi gayri şef- faf bir hal alıyordu. İskocyada havalar çok Verity ileri doğru atılarak mı-' değişir. Öğleden memur. ları bir aşağı bir yukarı dolaşı- çabuk tayfaları yavaş Kizledi. ğ bir celse kurulmuştu. Şimdi ta- vr.) sonra sis yorlardı Ariel yatınm