29 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEBLİĞİ Berlin, 28 (A.A.) — Alman bag- ndanlığının tebliği: Şimali Afrikada, Tobrukta düş. manın yaptığı ileri hareketleri kı- Filmış ve düşmana ağır zayiaı ver- dirilmiştir. Alman ve İtalyan p'ke bardıman tayyareleri, 27 Ni- Sanda, avcı tayyareleri Obimaye Sinde, oMersa-Matruhta (o İngiliz İopçu. mevzilerine hücum etmişler Ve tam isabet eden bombalarla iki taryayı susturmuşlardır. Alman avcı tayyareleri, Malta Adasında bir limands, Sunderland tipinde dört motörlü bir İngiliz Diniz tayyaresini tahrib etmişler. ir. İngilterenin deniz mıntakasın- #a, Alman hava kuvvetleri, dün Ründüz ve gece, cem'an 11.000 to- rilâto hacminde iki ticaret gemi- 8in! batırmışlar ve başka beş bü. Yük ticaret gemisini ciddi hasara uğratmıslardır. Dün gece, savaş tayyareleri, iyi Rörüş geraiti İçinde, Porsmouthfa tezgâhlar mıntakasını ve liman te- Sisatını bombardıman etmişlerdir. hfilâk ve yangın tayyareleri, devlet tezgâhlarında büyük hâsar vukua getirmişlerdir. Bundan batka, İngilterenin cenübu serki- sinde Conrnonialleste limanlara hücum edilmiştir. « Dün fki düsman savâş 1ayvare” Bi, kalın ve alçak bulutların hima- Yesinde, garbi Almanya üzerinde Uemağa muvaffak olmuştur. Düş- Mann gı bombalar, bir #abri. kâda birkaç kist ölümüne sebe- vet vermis, birkac kişi yaraları- Mistır. İstihsali azeltamyan pek az Mmaddt hasar vardır. Dün gece Al man ararişi Üzerinde “düşmanın Savas faaliyeti olmamıştır. 29 Nisandan 27 Nisana kadar, düşman 100 tayyare keybetmisti Bu rakamdan 25 sı hava muhare- beleri esnasında ve gere #vcr tay» Yareleri tarafından, 8 i bahriye topcusu ve deniz haf'f kuvvetleri İarafınden, 3 # hava dafi batarva- İm tarafından düşürülmüş, 63 ü Verde tatrib edilmistir. Avni müd- det zarfında 9 Alman favyaresi kayıtdı» se Italyan tebliği Roma, 28 (A.A) — 397 nums- TA resmiteliliği. Siremsikte-Tob- Tok cephesinde düşman tanklar ve Piyade kuvvetlerile bir kere daha tasrruza teşebhüs etmiş ise de za- Yiatir geri püskürtülmüştür. İtalyan ve Alman pike bombar- dıman tayvarelerinden mürekkeb teşekküller Tobruk civarına düs- Man 'bataryalarma, makineli ve- saitine ve kamplarına taarruz et- Mislerdir. Sarki Afrikada düşmanım taz; i ve kıt'alarımızın o kahfamanca mukavemeti devım etmektedir. "e tahliye edilmiştir. lari mıntakasında düşman ta- arrızları tarded'imistir. Denizaltılarımızdan biri Atlen- tikte 10 bin tonluk bir düsman Muavin krwrvazüriinü batırmıştır. a... e g İrgiliz donanması 3 İtalyan distroyeri batırdı Londra, 28 (A.A) — İngiltere riye nezareti bugün öğleden Sonra aşağıdaki tebliği neşret- miştir: Bugün sabit olduğuna göre, 15 Nisan gecesi Sicilya ile “Trablus Arasında bir düşman kafilesinin tümamile imhası esnasında batırı- lan e İtalyan distroyeri, 1624 to- hilâtoluk Luco Tarim, 1220 toni- Mâtoluk Folgore sınıfından hir dis. eni ve 652 tonilâtoluk Veğo sını- Bu gibi hâdiseler Beyoğlunun ibar eğlence mahailerinde ahva- Ji âdiyeden olduğu için bunlara karşı alınacak tedbir ötedenberi ur, Gürültü büyümeden, meş'elere halel gelmeden mesele halledildi. Mesele halled'imişti amma Te- melin hiddeti geçmemişti. Ateş büskürerek, Melporneninin kolun - da salona girdi. Hiddetli, hiddet- li söyleniyordu: — Şapkamı .alacak!... Böyle $ey olur mu?.. Tövbeler olsun, Zorla Başımdan sapkamı alacak?. ir kere sen kimsin?,.. Nereden Relir, nereye gidersin?,.. Sana ben Sapkamı teslim eder miyim?... 4 WE WE P. L. M. kumpanyası müfettişi Hinezin'in 13 numaralı sürat ka tarı kazasına dair yazdığı rapor. Dijondan çektiğim 13628 ve 13629 keza Lyon, Perrachedan çek tiğim 27405 numaralı telgraflerı * mın teyididir: 13 numaralı sürat katarı kaza - sına dair tahkikatı telâkki ettiğim emir mucibince en hurda tefer - rüsta kadar ikmal ettim. Makinist Carreli, ocakçı Ber - nardini, geftren Bülevi, bu arsda bezi volcuları da bilhassa Lyonlu İboya tüccerı Mösyö an'ı, ipek tüccarı Mösyö Me Marsil - yalı Madam Câurte Avignanlı Mösyö Badard'ı islicvab ettim. 13 numaralı katar Lyon garın - İdan tam saatinde hareket etmiş, katar iki ikinci mevki, iki birinci mevki, iki furgon ve bir de bey - İnelmilel yataklı vagonlar sirketine aid Amerikalılarla dolu xa vayondan ibaretmiş. Onlardan ka- zaya dair malümat almak imkân! İ hâsil olmadı. Çünkü daha #rcn'n hareketinde bilâistisna kepsi kü - tk gibi sarhosmuslar. Laroche'e vâsıl olmadan bira? evvel birinci gnevki 171422 numa- ralı kompartımanda bir genç ka - dın garib garib İsarstler yapmıyaf İbâslamıs. Ayni komnartımanda se- yahat eden Mösyö Vestan ve Müs. vo Badardın uykuları — gelmişmiş, düğmeyi çevirip elektriklerin 8z Jışık veren'ni yakmıya müsaadesi. şler, — Hayır mösyöler demiş, ben| ön bir harfli bir balık arıyorum. | Elinde duttuğu, gözetedeki bul- İmacayı göstermiş, iki adam, neza- kelen elektriği kapamaktan vaz- gcçm'sler ve her ikisi de ellerine! İbirer gazete atıp köşelerine büzül- i müşler. Bes dakika geçmiş geç - İmemiş, gene kadın o sabahter aradığı kelimeyi belki #esadüfen yazılar arasında bulur ümid ede - İrek anlardan gazeteleri istemiş. Gözleri an evvel rahata kavuşmayı arzu ettiklerinden onlar da düşünmiye başlamışlar, fakat Obulamamışlar. Bir aralık Mösyö Badard bulduğu annile: — Uç babaterik, diye bağırmış, tam ön bir harf. Onun bağırmasını | l kapı önünde duran bir Arjantinli duymuş (ve kendine söyleniyor zânnile hiddetlenmiş, hiddetini vazon koridorunda bir aşağı, bir yukarı © gelmekle de teskin edememiş; kompartimana girmiş. tinli bu vüzden kapılara çarpma. dan yürüyemiyormuş. M. Medur kompartimanın . kapısını açarak bütün gece böyle dolaşıp dolaşmı- yacağını sormuş. Arjantinli de, on bir harfli balik ismini buluncı- Ya kadar dolaşacağını söylemiş. Laumes - Alösia'ya yaklaşıldığı | esnada kontrolör Belugne, biletle- ri zımbalamak için birinci mevkie irmiş. Bütün mevki halkını ko - Vücudu ince gösterecek bir modal ayakta bulmuş. On bir balık ismini (o âriyorlarmış. Halbuki bu santte normal clarak! bülün #ren yolcuları uvkuda o - lurlürmış. Kontrol kendine büda- la dedirtmemel için on bir harfli balık ismini düşünmüş ve hamsi tavası demis, on br harfli imiş amma, olmazmış, Biraz canı sıkılmış, kantrola devam etmiş, akl: hep on bir harfli balığa gidiyorınus. İkinci mevkiin 238-4 numarali kompartımanına girdiği zaman «lütfen balıklarını. zi» demiş. Bilet kontrolünü bitirince far. gona geçerek meseleyi şefiren Ru- le'ye anlatmış. Şeftren derin derin tahayyülâta dalmıs. Yedi dakika İsonra meselenin halledilmiş oldu - ğunu haber vermiş. On bir harfli balık torik azmanı olacaktır. Kontrolör torik azmanının bir balığın ismi olarak kabui edile » miyezeğini ileri sürmüş. Şeftren bir lügat bulurum da balık isimlerine bakarım ümidile, yolcuların furgonda bulunan ba - gajlarını 8 Fokat yok. Ma- &inistin bilgili bir adam olduğunu hatırlamış Blaisy-Bas tünelinde balık meselesini kısaca ona anlet- miş. Makinist balık! aid maelü - matını beynind: Tr araya cemet- mis, acaba hangi balık on bir herf- iste bu esnada müthşi müsa- deme vukua getmiş. On bir harfli balığı arayan makinist sinyalin ışıktan kurtarıp. DİF kapalı olduğunun farkına varıp)f8” treni durdurmamış, Ve tren Tav - da bulunan şarab dolu vagonlara çarpmış, Halihazırda yaralılar iyilesmis - lerdir, Hastanedeki lügate bakıp öğrendiklerine göre on bir harfli balık gümüs balığı il Eski Yugoslav Başvekil Muavini Orada meselede bir kasd olmadığı| Berlin, 28 (A.A.) — Berlinin anlaşılmış. O da gene Koridorda| salâhiyetli mahfellerinden (öğre- bir asağı b'r yukarı gidip gelerek | nildiğine göre, eski Yugoslav baş ön bir harfli balık ismini aramıva | vekil muavini Maçek Zağreb civa: koyulmuş, Tren bu esmada 9€ kilo-| rındaki köşkündedir ve sıhbsti te ilerlive Arjan-' iyidir, Böyle şey olur mu?... Sana ben şapkarı nasıl emniyet ederim... Öyle değil mi?... Melpomeni bu gürültülü giriş - ten biraz müteessir olduğundan işi bir an evvel tatlıya bağlamak ar- zusundaydı. — Doğru söylüyorsun!,.. Te - melimo,.. Sen ne söylersen doğru dur... Bu adam vestiyer!... — Ne yerse yesin!,.. Bara ne'. | Basımdaki şapkevla ne zoru var”, Tuhaf şe; Söylene söylene boş bir masa » nın önüne gelmişler, oturmuşlar» dı. metrdotel koştu, Esefli bir te - | bessümle: i — Affedersiniz... Sayın bay, sa- YAZAN : EKREM REŞİD yın bayan, bu masa tutulmuştur. Demesi üzerine benüz yatışınış olan Temelin hiddeti birdenbire ?. Ne dedin?,.. Ma- «Odanede -! mek?,.. Bir tane ekersem zipkan | yemiş erkinosa dönersin!,.. Haydi bize şey, tabanca gibi patlıyan iç- kiden getir... Metrdotel, bu kadar azılı bir! müşteri karşısında ancak verilen) emre itaat edebileceğini ellerinin bir işaretile ifade ederek uzaklaştı, Şetvan çampanyadan pek hazzet memişti. Her içişte yüzünü ekşi - Bu güzel robu krev maroken » den yapabilirs niz. Kotsajının ro- baya benziyen kısmile tekmil e - teği verevdir. Bu hususiyet mo - delin büzgü tarzile birleşince vü- cudu pek incelten bir yenilik or - taya çıkıyor. Beldeki genis, düğmeli parça da veni ve hoştur, Dar, uzun yaka «cikliğı fezla yuvarlak yüzleri beyzileştirir, in ce gösterir. Pratik güzellik bilgileri Sakin çabuk pişsin diye sebzele- rin suyuna bikarbonat dö sud at - mayiniz. (C) vitamini ziyade olur Dibi tutan yemeğin yanık koku- sunu gidermek için çare yok değik dir. Tencere olduğu gibi bir çeyrek saat soğuk suda bırakılır, Sonra di- bine dokunulmadan içindeki yemek | başka bir kaba boşaltılır. Ve içerisi. ne bir parça kesme şeker atılır, Şe- İker iyice su çekince yemekten çike- nbr. * Diş fırçalarınızın yumuşamaması için kullanacağınız vakit soğuk su ile ıslatmah, kullandıktan sonra da iyi kurutmalısnız. Şayed soğuk su dişlerinizi rahat mz ediyorsa bir dişçiye görünmek zamanı gelmiş geçiyor demekti icim... Neredeyse sıra bü - na gelecek, gid.p hazırlanayım... Numaramdan sonra tekrar geli - rım,.. Demiş ve gitmişti, Şetvan sıkıl- mağa başlamıştı. Etrafı seyretme- ğe koyuldu. Birdenbire gözü tâ ö- tede bir masada Melpomeniye !liş şe, ded Bizim nazik mâ“ dam!,.. Gidip kendisine teşekkür etmek bir borçtur... Yerinden kalkıp kararsız adım- laria Melpomeniye doğru yürüdü. Melpomeni Şetvanı görür görmez cürmünü hatırladı, Rengi soldi gözleri endişeyle doldu. i; Adaletin pençesi Bibi, vakasına yapışaca kı. Cürüm dam iu, u, Asbağına dikti. Tehlikeyi görme - mek müreccahtı, Tehlike yanaşı - yordu, Bir facia, bir tren çerpiş - ması, bir salka isabeti gibi kor- kune bir facia... — Affedersiniz aziz madam de“ tiyordu. Şakrak yemeği yer ve - mez; min zatığliniz... Aynanın tarihindeki macera ve İf aclalar Aynacılık Venedikten Fransaya nasıl ve neler pahası na geçirildi ? Hvistinyani, | dirayelini gösterdi. Firarileri bulmağa pek çabuk mu- vaffak oldu. Hattâ bulmakla iktifa etmedi; onlari yanına celbetmeğe bile muvaffak oldu. Fakat krallık ayna imalâthanesine girmek cesa - zetini i, Sefir, bu işğilerden bir kısmını geri dönmeğe razı etti. Fakat nazır Kolber de uyumu - yordu. O da, bu işde azami bir dik- kat göstererek (o Venedikli işçileri, her ne pahasına olursa olsun, tek - rar Venediğe göndermemeğe çalı- şiyordu. İşçilerin kaçmamasını temin için e sarayda yer verildi. Yüksek bir ayık bağlandı. Onların her ar- zuları is'af edildi. Ölüm tehlikesi altinda bulunan aileleri Venedikten kaçırıldı. Vakın Venedik hüküme - W «firariler» in ailesi efradı hakkın. İda takibata girişmiş bulunuyordu. İFakat iş işten geçmişti; çünkü atı İalan Üsküdar aşmıştı. Vanedik hükümeti | işi tatlılıkla halletmek © tecrübesinde | bulundu, İKaçanların, vatanlarına döndükleri İakdirde cezalarının affedileceğini, beherine beşer bin duka altıni ve- rileceğini ilân etti. Fakat bütün bun lardan müsbet bir netice hâsıl ol madı, Venedikli işçiler Paristen pek bu memnun kalmıslardı. Öyle va, bir dedikleri iki olmuyordu, geri dönsiinlerdit. Eni bir ölüm «Venedik firarileri», Venedikten kaçan camcı ustalarının idama mah küm oldukları hakkındaki kanın ah kâmmı tamamen © unutmuşlardı. 1667 yılının İkinecikânunundu, ya » İni Venedikli işçilerin Fransaya ge İlelerinden takriben bir buçuk | yıl sonra, bu İşçilerin en ustalarından biri, ansizın ölüverdi. Takriben üç hafta sonra da, ne diye| /Bu ikinci usta; bilhasın camları üf- lemek hususunda fevkalâde mahir. di. Doktorların verdiği rapora na - zaran ölüm, zehirlenme neticesinde meydana gelmişti. N en hemen ayni zamanda, Fransaya kaçmağa teşebbüs ettik” - lerinden dolayı iki camcı ustası Ve- nedikte hapsedilmiş ve kısa bir za. man sonra idam edilmi; N Üstüste gelen bu hâdiseler, Pa- riste kralın imalâtbanesinde çalış - makta olan diğer Venedikli camci ustalar arasında büyük bir korku uyandırdı. Burlar, yurdlarina dön- mek için Fransa hükümetinden müsaade istemeğe başladılar. Za - ten, artık Kolber de bunların va » tanlarına dönüşleri aleyhinde de » ğildi. Çünkü Fransa bunlardan öğ- Teneceğini öğrenmiş, camcılığın es Yarina mid ne varsa hepsini kapmış- İt. Binsensleyh bu Venedikli us - talara verilen fazla paralar göze batmağa başlamıstı. Paziste, o kral Mehanesinde camcılık ve aynacılık san'atı süratle inkişaf ediyordu. Versay sarayın - da, Fontenblö'de, Luvr'da, Fran - sada yapılmış muazzam duvar ay- nalan göze çarpmağa başladı. Artik şimdi, saray kadınları, zahmetsizce endam aynalarının (karşısında, İpudralanabiliyor, kendi güzellikle. rini doya doya seyredebiliyorlardı. Fakat bunlardan hiç biri, bu ayna- İyi yapan, ve bu işten ötürü hayat. larını feda eden Venedikli ustala - rı, bir an İçin olsun batırından ge. girmedi, Günün birinde Fransanın Vene- İdik sefiri Paristen gizli bir mektub aldı. Bu mektub sefiri bir hayli dü- söndürdü. Mekteb, devrin meşhur Fransız o mazırlarından (o Kolberden geliyordu. Mektubda, sefirin en kısa İbir zamandı, Poriste kurulmus olan ' (Arkası sayfa 8 sütun 1 de Korkaklığa karşı serum Bay «H, Y.» in derdi ilk bakişta basit görünür, hakikatte pek esaslı dır: — «İki senedenberi seviyor, iki senedenberi sevgisini nasl izhar © debileceğini düşünüyor, şimdiye ka- dar bütün yapabilliği basit bir iki imadan ibarettir. Bari cesaret veri bir cümle işitseydi, karşılık görsey. di, ne iyi, fakat o da yok, şimdi s0- ruyori — «Sonum ne olacak?» Derhal teşhis Koyalım: Derdi sevgide değil, korkaklık- çekingenliktedir. o Maalesef bu hastalığın gösterilebilecek bir ilâcı . Tedavisi inkünsiz sayıl- maz, tesadüfe bakar. Bu hastalığın gösterilebilecek bir ilâcı yoktur; demiştim ya, biraz yanlış, Tayyareci yetiştirmekte kullanı » ibar ederler. Elinizden gelire bu w- suli kadından çekinene de tnibik ediniz, Mümkünse bu erkeği alınız, hirçm, hadid bir kadın yanında mü İnasebetsir bir harekete göt'irünüz, İsert bir kelime işitsin, hattâ bir t0- kat yesin, sonra hemen o sırada bu hareketi ikinci bir kadın nezdinde yaptırtınız, onda çekinğenlikten hiç 'eser kalmıyacağına emin olabilirsi- niz. Lâtfe bertaraf, okuyucumun son mahine gelelim: — Sonum ne olacak? diyor. Söy Wyelim,. Onda bu çekingenlik, bu korkaklık devam ettikçe günün bi- İrsnde işidecek ki, sevdiği kadin bir başkası ile nişanlanmış, yahud ev - lenmiştir. * Bay (B. B.) ye: Ben anlattiklarınızı tetkik ettik- ten sonra bu vaziyette sevk ve ida- rerin sizden çıkmıs oldu. ğunu gör - Jan bir usul vardır, elbette işitmişsi-|düm, Şu noktaya dikkat Üine Ka nizdir. Hafif, yahud ağır kaza geçi-İdin sevdiğinin bircok | kusurlarını ren bir tayyareciyi ürkekliğe tutul -| affedebilir. fakat bir erkeğin küçük maması için hâdise akabinde, niha-| düşmesini aslâ affedemez. yet 24 saat içinde tekrar uçmıya ic- TEYZE Kası alnına vurulacaktı. Titredi, dizleri müsaade etmiş olsaydı kaç- m »büs eiecekti. Güzlerini| Temel, Melpomeniye bu sözle Je hitab edenin kim olduğunu gör- mek için başını çevirdiğinde Şet - vanla karşılaştı. — Ne 0?,.. Gene mi sen!... Ge- ne mi sensin Söyle neden ar- görünce fenalaş- mıştı, Kendi kendine: — Ay gene mi bu herif!... Dedikten sonra, Temele muka - bele etti: — Emin olunuz ki bu nahoş de- sadüfe sebebiyet veren ben deği - lim! Sensin. sen değilsin orasını bilmiyorum. Bildiğim bir şey var- i)sa o da beni rahat bırakmadığın - dır... — Maksadım yalnızca madama teşekkür etmekt — Madama?... Hangi mads - Sen bu madamayı tanır m rursın? Hayır. Meipofeninin beklediği facia vukubulmamıstı, Rahatca ne fes alabilirdi, kendine gelebilirdi.l, ma sın? Neden tanırsın? Nereden ta-| #i nırsın? Nasıl tanırsın? Niçin ta - Ruhu tahavvüle pek müstatd duğundan hemen korkusunu yen- miş, emniyeti elde etmişti Masum bir i — Temelimo... Kim bu adam?. Ne istiyor? A... Meyhanedeki nazik mada- > yegen hayret etme- mm il değildi. Şetvan afslla - miş kalmıştı. — Canım efendim, dedi, nasıl olur. Beni ne çabuk unuttunuz... Daha demin beraber değil miy - dik? Temelin vücudü karıncalanma- ğa başlamıştı... — Şetvan metvan bilmiyoruz... Haydi tomistan!,.. diye bağırdi Etrafta başlar dönmüş, mazarlar Üzerlerine (toplanmıştı. o Şetvan fazla israr etmenin > çe acağını düşündü. Fa kovulup Himmet kendine yediremedi. Ke - mali azametle: — O dediğinizi size iade ediyo-

Bu sayıdan diğer sayfalar: