Abluka ve mukabil Abluka 7 arihin en eski derinlikle rinden bugüne kadar in- #anların kafalarında doğup ölmüş, çıkıp batmış ne kadar mühim fr kirler varsa Bunların hepsi de biz- Zat tarih vukuatının dudaklarile insanların kulak! geylerdir. En büyük peygamberle- Tin koydukları en mühim prensip- lerde bile onların yaşadıkları de- Muhittin Birgen virlerle muhitlere aid hâdiselerin | ikamlarını biter birer göstermek kabildir. Bunun gibi, halen yeryü- Zünde cereyan eden mücadelenin en büyük silâhı olmakta devam «den Abluka fikri de, İngilterenin kulağına bir takım vukuat ari sında tarih farafından fısıldanmış bir ilbamdan başka bir şey de- Filhakika, İngiltere, istikbali- Min denizaşırı memleketler ara- sındaki ticarete bağlı olduğunu gördüğü ve bu ticaret için de, ruh- Tarda ve denizlerde, geniş bir hür- riyet sistemi tesis etmek zaruri olduğunu unladığı tarihten itiba- Ten, kendi vatanını iki büyük kuv- vetle techiz etti: Hürriyet ve do- nanma. Donanmayı yapabilmek için yeryüzünde geniş bir hürri- yete, ticaret hürriyetine sahib ol- mak lâzımdı. Bu hürriyete sahib olmak için de mağlüb edilemez bir donanmanın vücudu yegâne şart idi. Bunun için İngiliz donan- ması, iliz hürriyetinin hem mevlüdu, hem de hâmisi oldu. # İngilterenin Avrupa ile ihtilâf: yeni değildir; tarih içinde, İngil tere muhtelif zamanlarda Avrupa ile ihtilâf halinde bulundu ve her defasında neticeyi bu silâhla ka- zandı. Fakat, bütün silâhlar gibi, bu silâh ta mukabil silâhların keş- fi için sarfedilmiş mühim emekle- rin mukavemetine çarpmıştır. Denizalı Hi silâhının keşfi veya slahı için sarledilmiş emeklerin deniz üstünde kuvvetli olmıyan milletlere aid olduğu malümdur. Fakat, abluka silâhının Avrupada yaptığı reaksiyon sade bundan İ- baret değildir. Meselâ, Napoleon devrinde ve onu takib eden devir- lerde garbi Avrupanın büyük sa- nayileşme hareketini yakından tetkik edenler bunda o zamanki büyük Avrupa ablukasının tesiri olduğunu görmüşlerdir. Nitekim, bugünkü dünyada münhasıran bir Alman #vtisası olarak günden gü- ne İnkişaf eden Ersatz sanayii, Ci- han Harbinin Almanyaya ilham etmiş olduğu bir icad fikridir. Ni- tekim, Cihan Harbiriden sonra her memleketi «kendi kendisine kifa- yet etme» fikrine sevkeden cere- yan ve bunun ilmi ıstılahı olan Aytarcie kelimesi de, gene bu ab- İuka sisteminin yarattığı hargket- lerden oldu. Almanyanın tayyare- çiliğe verdiği ehemmiyetin sebeb- lerini şimdi daha iyi anlıyoruz; O, bu süğhı, icabında denizleri aşa- bilen bir nakil vasıtası olarak kul- anmayı, yahud da onda, mukabil abluka sistemine yardım edebilir bir alet gördüğü içindir ki bu de- Tece tekemmül ettirmeğe çaliş- muştur. Harbin şimdiye kadar ecreysn tarzını derinden gören bir gözle takib etmiş olanlar şu neticeye varmışlardır: Almanya, bu harbe hasmının en başlıca silâhını tanı- yarak girmiş ve ondan evvel de kendisini ona göre hazırlamıştır. Buna mukabil, tarihi silâhma çok rına fısıldanmış | İnsanlar müteşebbis olup olm atılgan, cesur ve karar sahibidir. İkinci kısım ise her vakit için “San m Şimali Afrikadaki yeni Alman hareketleri, şüphesiz, en büyük te- srini İngilizlerin deniz harekâ « tında göstermiştir. Musavva lima- mındaki İtalyan deniz kuvvefleri- nin tahrib ve imhasından sonra Kızıldenizin İngiliz deniz nakliya- tına açıldığı bir sırada Süvevşin kapanmak tehlikesini göstermesi İngiltereyi birinci derecede alüka- dar etmiştir. İng'liz devlet adam - ları bu tehlikeyi, Britanya efkâri umumiyesi önüne koymaktan çe - kinmemişlerdir. Süveyşin zaptı ihtimali ve İtalya Bir memleketin deniz devleti J olabilmesi onun harb ve ticaret gemilerinin, serbestçe açık deniz- lere çıkmalarına bağlıdır. Meselâ iİtalya Süveyş ve Cebelüttarıkı a - ırsa böyle devletler sirasına gi - recek ve daha ziyade inkişaf ede- Birinci kısım kendisinde dalma bir kımıldama arzusu duyar, lr, çekingen, korkak ve kararsız dır. Süveyş kanalının karşılaştığı tehlike Posta,, nın denizci Süveyş kanalından bir manzara güvenen İngiltere, Almanyanın! cektir. Fakat bugünkü müca - yeni stratejisi karşısında bir takım | delede Mihverin böyle bir teşeb - sürprizlere uğradı. Bereket versin| büse baş vurmuş olması, İtalyanın ki İngilterenin azim, sebat kev-| müstakbel o inkişafından ziyade, vetleri büyük, soğukkanlılığı meş- İG eenis Aktenizden çikarıl - hur, imkân hazineleri geniştir. O-İması hedefine matuftur. Hattâ nun yerinde başka bir millet bulftaiyan kuvvetlerinin başaramadı- sürprizler karşısında saşırıp kalır-| ğı bahanesile Alman kuvvetlerinin dı; o, şaşırtmadı ve işine devem) Fransa Fası ile Süveyşe doğru yü- rümeleri İngiltere kadar İtalyayı da düşündürmüş olsa gerektir. Çok eski ozamanlardanberi üzerinde mücadele edilen bu iki sevkulceyş noktasının, büvük mücadele ve kan pahasına olarak Almanya ta- rafından işgal edildikten #onra İtalyaya bırakılması kadar gayri tabii şey olamaz. İttilaklar ancax başladıkları 7a- man samimidirler. Zafer elde edil- dikten sonra samimiyetini muha- İaza etmiş ittifaklar. voktur. İtal- ya bu hakikatin gitzel bir misalini Büyük Harbde görmüştür. Süveyş kapanırsa mihver ne istifade eder? Süveysin kapanmış olması Mih- vere direkt bir favrla temin et - * Lehistan seferi, Norveç fütuha- tı, garb muharebesi ve mihavet (Arkası ) ile Mihver devletleri dünyanin ik- tısad ve harb İçin lâzım olan ip - tidai madde kaynaklarından her hangi bir tanesini kendilerine Çe- viremezler. Bu gibi ahvalde en tehlikeli bir durum arzedecek 0©- mez. Yani bu kanalın kapanması! İnsanlara hareket veya atalet r rakter neticesi değildir, onu bize ha sonra da mecburiyet aşılar. Ço uyuşuktur, daima hareketsiz ka- kendi kendilerine halletmek mecb büyüdükleri vakit müteşebbis lin ol | Dünyanın en a mak bahsinde /ki kısma ayrılırlar. muharriri yazıyor) Deniz sigortan | İngilterede eski zamanlarda tesis edilmiştir. Bazı ka yrdlara nazatan (İngilterede deniz sigortasını tesis edenler Hamburg- lı Alman tüccarlarıdır. İngilterede ki deniz sigorta (bilhassa kraliçe Elisabeth'in devrinde inkişaf eyle - meğe başlamıştır. 1601 senesinde, sigorta işleri için hususi bir adliye teşkilâtı vücuda getirilmiştir. Bu teş kilâttan sonra sigorta işleri gür“ güne inkişafa başlamıştır. ilterede uzun zaman sir ii alığın, bankerlik gibi müstakil bir meslek sayılmazdı. Sigorta muame. lesi doğrudan doğruya tüccarlar ta- rafından deruhds edilirdi. Sigorta mukavelenameleri Royal Exchange denilen resmi dairede aktedilirdi. Ilan Musul petrolları bile ancak |Fakat ekseri shvalde doğrudan doğ kara ve denizler Üzerinden yapı -İruya büyük tüccarların yazıhenele- İlacak olan büyük harekât netice- |rinde tanzim ve teati olunurdu. sinde Mihver eline geçer. Dele sigortam, vapur sigortaları, , bu kanaldan istifade et- sz İc ln ancak on sekizin Atihver, eg asrın yetinde müstakil müta- mek için, onu. kapamak değil, bilâ-İp ia, sahisler tarafından deruhd kis kendi lehine acmalıdır. pe edilmeğe ( başlanmıştır. O ürilie siz bu hal de büyük bir deniz kuv-(1 Joyd'a vücud bulmuştur. veti ve donanma varlığı ile olur. Halbuki Mihver elinde böyle bir Edward Lloyd'un kahvehanesi... kuvvet olsa, evvelemirde, Süvey$i yedinci asrin değil, Britanya adalarını zapte - derek harbin neticesini alır, şu|l On halde mesele sadece (İngültereyiley'nin civarında demirl Akdenizden kovmak < etralında|vaparların ez ve süvarileri kalmaktadır. mm nehri üzerinde a Street il) ca bi İngiliz donanmasının — (çedicim paamen. kehrehanede - oynıyacağı rol kahvehane, kahvesinin o nefaseti ile şöhret bulmuş idi. Bu yüzden İngiltere donanma-| Bu adamlar saatlerce deniz işle. sı, bütün kuvvetini sarfederok,İrini münakaşa edip dururlardı. Kah şimali Afrikada ö sahibi | kuvvetlerine karsı koyan ordu il keraber çalışmaktadır. Biz İngil - tere donanmasının, bu vazifesinde, Ci. nesini ies Street'e nakleyle - i mişti. Bu sol sigortacıların karar oy ei İgâhı idi. Bu sigortacılar caddede Zira Mer noktada t0P-İ yeni açılmış eler ke va anmaktadır vama . Sigortac: 1 — Kara harekât sahasile İk -İ yehanesine devamın temin için Ed İmal yolları sahüilerden geçtiği için İward Lloyd, başlıca ecnebi limanla- | donanma, büyük topçu ateşile bul, ile bir muhabere sevisi tesis etti. yolları tehdid Li ek Muhtelif limanlardan kalkacak ve 2 — İngili donanma ve *İkalkan vaptırlarn isimleri, cinsleri, altıları şimali Afrikaya giden bamlyleri muntazam pri alâka: malzeme ve çeri ea iv eme idi. İbatırmağa çalı hr, irkaç sene suretle | faaliyet İbu vazifeye büyük denizaltı kuv-İsarfeden Edward Lloyd, 1696 sene vetleri verilmiş olmalıdır, sinde, haftada üç defa neşredilmek Yarın gazetelerde Alman ordu-İüzere «Lloyd's News» (adında bir 4 üncü sayfada) küçük gazete çıkarmağa | başladi. e eve l İSTER iNAN, İSTER INANMA! Gediz köylerinin birinde, biri | tahkikat derinleştiriyor ve o za- sekiz, diğeri beş yaşında iki kü- | man öğreniyoruz ki, hakikatte çük çocuk köyün bir kilometre | bu iki yavru babalarının eski bir uzağından geçen bir ırmakta ölü | düşmanı tarafından sirf ondan olarak bulunuyorlar. intikam almak kasdils öldürül - İlk tahmin yavruların bir kas | müşlerdir. zaya kurban gittikleri merkezin- Bu hikâye doğrudur, fakat 20 dedir. nci asırda hele Türkiye gibi bir Fakat Müddeiumupmi geliyor, | memlekette geçmiş olduğura; İSTER iNAN, iSTER INANMA! — İsar etmiştir. Bir ihülâf uhu doğuştan gelmez, irsi bir ka- evvelâ muhit, sonra görenek, cuklarınıza ufak tefek müşkülâtı uriyetini yükleyiniz, bu, onları ıya sevkedecek sağlam bir yoldur. büyük deniz sigorta şirketi Lloyd'un tarihçesi İcabında bir tek kaza neticesi yirmi beş milyon altın lira ödeyebilen Lloyd'un memurlarına garson denir! BİN va Buna gâzete demek doğru değildi. Çok küçük kıt'ada bir sayfadan iba retti. Bu sayfada ecnebi memleket. lerden gelen haberler o münderiçti. Bu haberler gemi sahiblerini, süva- rileri, sigortacılar çok yakından a. lâkadar ediyordu. Uloyd's News ancak 70 defa inti yüzünden! Edward Lloyd gazetesini kapatma- ğı tercih eylemiştir. Bu ihülâfın se- bebi şu idi:Gazete Lordlar Kamara sında cereyan etmiş olan bir müza- ceylemişti. Çıkacak ilk nüshada bir tavzih meşreylemesi taleb edilmişti. Edward Lloyd bu tavzihi neşrede. ceğine gazeteyi Okapatmağı tercih eylemiştir. Onun bu cesur hareketi gemi mücehhizlerinin, | sigortacıla- rın takdirlerini o celbeylemişti. Ed- ward gazetecilik ruhuna bağlı bulun duğundan elde eylemekte olduğu havadizleri duvarlma ilân yapıştırmağa başlamıştır. mi olarak | başı Sözün kısası Müfid Ratib. Hakkında E. Ekrem Talu H akkı Süha, Yeni Mecmua- da epeydenberidir «Edebi portreler» başlığı altında bir seri Batırat yazıyor, Muasır edebiyat Ooâlemimizde | bizzat mevki tutmuş bir kimsenin, uzaktan, yakindan tanımış bulun- duğu meslekdaşlarını cidükça bi - tarafane bir şekilde (başkalarına da tanıttırmağa çalışması takdire değer bir kadirşinaslık ve vefa - kârlıktır, Bilhassa, politikanın ve üstüste Ririşilmiş barblerin hayı huyu arasında nazarı dikkati kendi ü - zerlerine, lâyık oldukları okadar çekemeden dünyadan göçmüş e debi kiymetlerin efkârı umumi - yeye hatırlatılmaları hem onlara, hem de edebiyat ve fikir tarihimi- ze gerekli bir hizmettir, Hakkı Süha gecenlerde Müfid Ratibden bahsediyordu, Yüzünün sizgilerine, çehresinin ifadelerine. mizacının nahifliğine kadar hatır- Jayıp tasvir eylediği bu değerli ço- cuğun hüviyetine gelince, muhte- rem muharrir bu hususta hiç bir #ey bilmediğini büyük bir.sam'mi- yetle ikrar ediyor ve soruyor: — Kimin nesi idi? Nasıl yetiş- mişti? Bilmiyorum. Kendi imza - ladığı yazılarda bu türlü merak - ları giderecek hiç bir vesika yok- tur. Damarlarında tasıdığı kanın, kendisine getirdiği bir san'at ve zevk mirası var mi idi? Bunuda bilmiyoruz. Edebiyat tarihimizde bir mer - hale sayılan (Fecriâli) nin çok ka. rakteristik bir siması olduğu için j unutulmaması lâzumn gelen Müfid Ratib, babası tarafından «Mecel - leci» adile meşhur, meclisi kebiri maarif reisi büyük Haydar Efen- dinin, anası tarafından ise üstadı Ekremin büyük biraderi şair Recaizade oOCelâl Beyin Oto Jrunu idi. Fikirlerinin ociya- detile ruhundaki edebiyat ve İsan'at aşkını o iki mühim kaynak» fan almıştı. Mektebi Sultani (Ga- latasaray lisesi) nde okudu, fakat bitirmedi. Tahsin Nahidin, Ah » med Haşimin, Refik Halidin, E « min Bülendin arkadaşıydı. Bir a- şak hukuk mektebine de de etti. Öldüğü zaman evkaf baskâtibi bulunuyordn. İşte otuz iki yaşında, san'at âlemimize vâdeylediği birçok şeyden hiç bi - rini tahakkuk ettirmeğe vakit bu- lamadan ölen bir gencin kısacık hal tercümesi! | Bununla beraber o bize, aziz ha tırasını içimizde yaşatacak kadar İz birakmağa ve eser vermeğe mt» vaffak olmuştu. Edebiyatın muhtelif nevileri a- rasından tiyatroyu seçmişti. Ye - tiştiği zamanın gerek yabancı ve gerek mahalli sahne hayatını siki bir alâka ile takib eder, Hakkı Sü- hanın dediği gibi: «O vakitki belH başlı mecmua ve gazetelere ol - sonundayız. emiş bulunan İkere hakkında yanliş malâmat der-| gun ve dolgun makaleler ve ten- kidler yazardı. Bunları dikkatle okuyanlar da, onun bu sahadaki geniş kültürünü, derin bilgisini, ince zevkini görürlerdi.» Bu tenkid yazılarının yanında, Müfid Ratib tiyatro repertuarı - muza kâh telif, kâh tercüme birkaç eser de hediye etmiştir. f Meşrutiyetin ilk yılında Tepe - sahnesinde günlerce alkış top- lıyan (Kanije, yahud Tiryaki Ha- san Paşa) piyesi Refik Halidle Edward *Uloyd'ün kahvesinde yalnız limanda» limana seyrelemek te olan gemilere aid hususat görü- müştereken yazmış olduğu, epey kiymetli bir eserdir, şülmüyordu. Orast adeta bir bahri), Fakat bu edebi hüviyetinden ahm satım merkezi idi. Bu alım sa-| baska Müfid Ratibin bir de in- tmlar vapurlar ile nakledilen emti-| sanlık ve dostluk cephesi vardı ki aya aid âdi. Satışlar müzayede wsu.| ÂğİTAlMN. arkadaşları asıl bunu ha Bile yapılıyordu. Bu satışlar «Mum iz parmağı» «inch of caudler usulü) 5IZladığını bâlâ duyarlar. cari idi. Bu usul cidden çok garib.) , Zavallı Ratibi Keskin zekânın, dir. 0 olgun ve dolgun dimağının 98 ç : ni vakitsiz öldüreceğine hiç biri» Mumlu müzayede miz inanamazdık. Aramızdan ay- rıldığın menhus gündenberi, müs- Bu hususta okuyucularımız» tenvir tehzi dudaklarından eksik etmedi- edelim: ğin siğaranla, her inceliğe nüfuz Müzayedeys başlanırken omasa| eden asil ve zeki bakışlarınla göz“ üzerinde büyük bir mum yakılırdı. | lerimizin önünde ve kalblerimizin mumun alevinin bir parmak kadar) içinde yerin var. altına bir diken saplanırdı. Mamun| (Sayıca azız, fakat özüz. O azlık alevi dikene değinceye kadar mü-|bizim kabahatimiz değil. Zaman zayedeye devam £ edilirdi. Alev o| saflarımızı sefreltti, Sana, ede - mahalle gelince müzayede hitam|biyat Kitablarında, hakkmn olan Pa bab alan > e depeen de > zabıne Bu usul bahri ne < ” makbul Me rl duya duya aziz hatıran: anıyorum. d Bu kadarcık bir vefakârlığımız - Edward Uoyd 1713 senesinde vefk üğtekeiğiik; da be ruhun acaba teseli Kahve damadı William Newtona — kalmıştır. Bu adamdan sonra kah- i MES alin lerine imikal eylemin E, Ölsem ümlesi Edwa: oyd'un yolun - ez dan yürümüşlerdir. Büyük Türk gecesi 1764 senesinde kahvenin sahibi| - Türk Kültür Birliği tarafından bulunan Thoma> Lawrence işleri iyi|tertib olunan büyük Türk gecesi idare demiyerek yüzüstü birakmış-İyarın akşam Taksim Belediye ga - (Arkası sayfa 7 sütun 4 to) İzinosunda yapılacaktır.