..rı i J Tesmi Tebliğler ) İapitereya hava akınları İl Löndra, 23 (AA) — Hava ve xi, “mniyet nezaretlerinin teb- Dün gece düşman taarruzu baş- ieilterenin çenubu garbisin- şesre tevcih edilmiştir. Çok ya çıkmış ve mühim hasarlar Wetur, İnsanca zavlat hakkın- Dalümat henüz tam değildir. iŞ enebi İngilterede de mütead- . Yerlere ve cenubi Gelles'de, er) Yanın şimali şarkisinde bazı hede bombalar atılmıstır KE âz olmuştur. Yalnız cenub| vi inde bir yerde insanca pek 82 İst olmuştur. Birkaç ölü var- Alman tebliği zn, 23 (A.A) — Alman or- hi, © başskumandanlığının tebli- Müharebe © tayyareleri, o Atde- “eh'un cenubunda İngiliz sula- bir gemi kafilesine pike hü- 2 yapmışlardır. 3000 ton'lâto ilinde bir ticaret gemisi bafı- . diğer bir vapur ciddi ha- Uğursuz bir gün Yazan: Leonid İLenç Serejka Konikov, fena bir ha- leti ruhiye ile mektebden evine döndü. Kendi oturduklanı odaya girmeden öne, umumi, müşterek İ koridorda bir miktar yürüdü; son- ra, köşedeki büyük ve tozlu san- dığın üzerine oturarak, hedefsizce bacaklarını sallamağa başladı. Serejka, ayaklarını sallıyarak. burnunu karıştırarak. derin derin feinf öekerek, ve alnını kırıştıra - vak uzun müddet sandığın üzerin- de oturdu. Fakat, ne kadar oturursa ofur- sün, eninde sonuna odasına git - meğe mecburdu. Serejka, küçücük cantasını açtı. İçinden, kocaman < e Çeviren: Hasan Âli Ediz Uğratılmıştır. Dün gece, musİ mavi bir zarf cıkardı. Zarfın ü. b ey e Porselen'in tarihi Avrupada porseleni bulan Böttger'in maceralarla dolu hayatı Topraktan yapılmış küplerin, tesİlekleri, bügün yapılınakta olan tilerin suyu serin tuttuklarına belkilleklere çok az benzemektedir. siz de dikkat etmişsinizdir. Sıcakidai insanların yaz günleri, eski tarz evlerin serin ve loş taşlıklarındaki küplerin için- de bulunan suları ne büyük bir lez- hud yuvarlaktı. zetle ve hoşnudluklu içtiğimizi siz! Fakat ne olursa olsun bu bulunan de bilirsiniz! Halbuki bir kovaninİçömlekler de hakiki çömleklerdi. . bir güğümün içinde bulunan sular.| Lâkin porselenlerin (fağfur) or- hiçbir vakit küplerdeki, veyshudİtoya çıkım binlerce yıl sonra olmuş testilerdeki sular kadar serin ol-tur. Ve ba hiç de gyari tabil bir şey ami değildir. Çünkü O porrelenden çay Küpler, testiler suyu niçin serin! bardağı yapmak, bir toprak testi tatar?. İyapmaktan, hiç şüphe yok ki, çok Çömleklerin yapılışı yabakkizda daha güçtür. verdiğimiz izahat dikkatle okudiy- ve ; niz, teeilerin ve küplerin salı) | Fağluru İcad Eden niçin serin tuttuklarını kolayca anla niz! b çömleklerimde «Sak» 81 serin bulunmadığı gibi bunların dipleri de düz olmayıp sivri veya- Çinlilerdir Du tayvareleri, cem'an 11.000 ç hacminde 3 ticaret gemi- yabrib etmişler ve baska 3 bü- * hasara uğratmışlardır.. 123 Nisan gecesi, kuvvetli ha- b, “tekkülleri, infilâk ve yangın larile Piymowth büyük 8s- zerinde, el yağısile yarılmış şu ke- meler okunuyordu: «Sofya Grişorvevna Kon'kova'ya, Serejka sandıktan yere #tladı ve ayaklarımı sirüverek odesna doğru yollandı. Ümumivetle iyi haberli mektublar götürmek hiç de fena bir sev değildi. Serefka da 'Manma hücum etmiştir. Ha- İnç deniz termhlerı, umumi cant müesseseleri ve bahriye Ge, #Dolarma teksit edilmiştir. ,* Yangınlar bildirilmektedir.| " muharebe © tayyareleri, İh #afh asker! limanına ve İn-| b, Tenin cenubu sarki ve cenu- un Zerbİ sahillerinde ve Tark sahilinde liman tesisat- wi muvaffakiyete hücemlar DMslardır. m tarafından işgal altın- Srazi Üzerine vapılan hücum i İbhsleri esnasında, hava dafi seryaları bir İngiliz (Otayvaresi ürtürmügttr. Alman araz'si üzerinde hidbir TPitmâ olmamıştır. 19 Nisandan 22 Nisana kadar Sen devre esmasındı düşman an 95 #ayyare kaybetmistir. even hava kuvvetleri, ayni dev- miyan rida 14 tayyare kâybet- haiyan tebliği Roma 23 (A.A) — Resmi teb. Şimali Afrikada Tobruk'ta dür| Man tekrar bir huruç hareketi yap- ak östemisse de he tesebbüsü, İ-| an ve Alman Kıraları tarafin -| akamete uğratılmıştır. Başk, bu çesid sevindirici mektuhlar ta- mmağa coktan razı idi, Paket gel gelelim kendi #ınıf öörstmenin - den annesine mektub — getirmek: hem de mektubun icinde: .OBl» - nurun hosa gitmiven harekât hak kında mörüşmek üzerr tesrifimisi ica ederim: yazılı olduğunu-bile bile götürmek hiç de hoş bir şey değildi. Serejka kesketini düzeltti. Ce. ketine çekidüzen o verdi, Kâbe- hatsiz, masum bir eda takınarek elini kapının tokmağına attı. İste anenk bu esnada orlanın ki- dili olduğunu, ve kilidin üzerin - de. anahtar deliğine sokulmuş bir halde kücük bir tezkerecik bulün- duğunu farketti, Demek ki annesi evde yoktu. Se rejka rahat bir nefes aldı. Terke. reyi açarak, annesinin okunaklı ve güzel yazısile yazılmış şu satırları okudu: «Serejka! İşim olduğu için ben bu akşam biraz geç geleceğim. A- nahtar Mari Povlovnadadır. Sana ymeek hazırlaması icin kendisine rica et. Yaramazlık etme, komşu- larım rahatsız edecek kadar Gü - rültü etme!.. Annen». Bir iki e sonra Serejka, 2- yaklarını lü ir şekilde E kaç İnyiliz tankı tahrib odil- Bir miktar esir ve malzeme iğti - m olunmuştur. tü ir, Şarki Afrikada düşmanın Deseie nda yeniden yaptığı bir tardedilmistir. iii İki Yugoslav Nazırı harbde öldü vira, EAA) — Raylar e- mükümün Ortaşarkla bir yerdeki ikoslavya mahfellerinden üğ- ye Üdiğine göre, harbde iki Yuz ? kd hazırı ölmüştür. Bunlardan bina eç Beleradın. bombardıma- ime! ölmüştür. Diğer tanınmış vi, 1131 liderlerinden olan Dako- yerlere vurarak ve svazı Çıktığı (kadar bir şarkı tutturarak mut - sonra tek başına odada kalan Sersika, pa - buçlarile kanapenin üverine crkt ve bu aksam rel vakt gec'rese- giti düşünmeğe başladı. fik hatırı-! na gelen sev radyo oldu: — Bari biraz radyo dinliyeyim!. Diye düşündü ve radyoyu açtı. Tam bu sırada radyo spikeri, alâ- basi bir eda ile şunları söylüyor- buz — Sayın dinley'ciler!.. Şimdi doktor Bugrovun «müzmin inide rahatsızlıkları; isimli konferansi- nı dinliveceksiniz!, Hayır!, Bu can sıkıcı şey dinle- nir m: imiş?. Gilip biraz dolaş - mak her halde daha yi olsa ge- rek,.. Dersleri Yarın sabah da hazırlamak mümkündü. Serefka pencereve yaklaştı, Di- sarıva baktı, ortalık kararıvordu. V lerin neon ışıkları artık yan ağa baslamıstı. Bu ışıklar hir -; Ae Yügoslavyadan çekilirken ve. öülârın taarruzu o esnasında Yanmıstır. “ikinti pek çabuk geçti, Neğ'ey- dağ Kibar kadınmış doğrumu... Sakrak sabırsızlanıyordu. >> Haydi, vürü tonton!... Mg, Yürüyorum... Yürümek de Bum vü? Koşuyorum. ouçuyo « Typ e Hafifim... Hafif bir bu» öl $İbi,.. Ben bulutum!... Bulut “uha kat'i kanaat getirdikten by Setvanın canı sıkılmıştı. Fakat k. ya yu w işime müşterilerine; Mi ee alen Ye. DARK $apkayı çıkardı, bir iki ke-İlar, havada salladı ve var kuvve -| duruyordu. Masanın Üzerindeki denbire Serefkada sinema aârzusu- nu doğurdu. Derhal, şimdi. Hem Şakrak onu dışarıya sürüklü - ordu. ç yı * Metpormeni Şetvanın yanından sıvıştıktan sonra doğruca kıyafet değistirmesi için kendisine Koço tarafından tahsis edilen odaya git ti. Burası bir oda değil bir höcre bir delikti, Ancak bir masavla bir iskemle sığabilınişi. Masaya örtü- Yök vazifesi gören kirli bir havlu- nun üzerinde boya kalemleri, pud olay başına Koçonun oturtmuş!ra kutuları, vazelin kâsesi, tarak - ponponlar dağınık bir halde ayna duvarların birini kaplamak» taydı. Diğer duvarlarda, çivilere asılımş muhtelif elbiseler, kiya - ide harbe aid bir film Hem de öy- le bir film ki, bıkmadan, usan - madan iki seans birden oturula - n Serejka tekrar koridora çıktı, Kat'i adımlarla, keridordaki umu- mi telefona yollandı. e Telefonün yanıbaşında, apartıman Kiracıla - rın isimlerini tasıyan küğd asılı idi, Her aile telefon ettikçe, adlarının sına bir çizgi çizer- ler, bu su ay sonunda, herkes kendi hissesine isabet eden telefon parasını verirdi. Serejka istenilen numarayı bul du: Ciddt ve vüksek bir sesle: — Jenva Atonosiyefi rica ede- bilir miyim?. dedi. Bir dakika sonra, arkadaşının uzak sesini işitiyordu: — Benim, Jenya kim telefonda? Serejka telefona yakn © rilen coğrafya vazifesi nedir?. — Himalaya hakkmda. Serejka ötrafına bakındıktan sonra sesini alçalttı ve «Run» di - je (çünkü bütün sınıf talebesi | bu dili bilir ve gizli şeylerini bu üm. İdille konuşurdu) konuşmağa büş- la | — Si ruh, ne run, ma run, ya! run, gi ruh, de run, lim run? Ya- ni (sinemaya gidelim mi?) Ahize: — Gidelim, diye cevab verdi. i Fakat sen de pa Ton, ra Ton Var mı? Çocuklar bu dilde kunuşmala - rına devam ettiler, Konuşma heti- cesinde Serejkada kırk, Jenyada laltmış kapik bulunduğu anlaşıldı. Bu para sinema için kâfi olma - makla beraber Serejka: — Zarar yok, dedi. Eczanenin yanında buluşalım, ,bir şeyler dü- şünürüz. Serejka ahireyi yerine astı. Kendi jsimleri hizasına kâğıdın üzerine bir çizgi çizmesi icab e - derken. araları pek de iyi olrm » yan, kapı komşuları Neprosipofun ismi hizasına bir cim cizdi ve Ma- ri Povloynanın kapisırı çaldı, ka- dın basını köridöra uzattığı 2a - man, Serejka masum bir eda ile: |, < Teyze, dedi. ben J-nyaya Ri- diyorum. Beraber coğrafya cehşa- den kendisine söyleyiniz”. fetler, şapkalar, tülvler rengâ - renk sarkmaktaydı. Basık tavan - 'dan inen kordonun ucunda bir tek ampul sallanıyordu. Melpomeni girdi; derin bir ne - fes alarak kendini iskemlenin ü - zerine attı. Her şeyden evvel cüz- danda kac para bulunduğunu öğ- İn Târımdı. Hafifçe tiksine - rek, parmaklarının ucile cüzdanı saran mendilin düğümünü çözdü, meşin cüzdanı açtı. Mutteviyatım görmesile berâber iradesine hâkim oolamıyarak taaccüb ve sevinç do- lu bir vaveylâ kopardı, , Kapının Dürrü bu ses: duymuştu. — Ne yar, Kayatım?... — Olur. Çocuklar, her zaman olduğu #i- bi eczanenin köşesinde buluştu - lar Sarışın ve şişman Jenya der - hal sinemadan birhiis açtır — Kolonlü sinemada «Mavi u - çuşs var, dedil, — Oraya gidelim! , — Parayı nereden bulacağız? İkimiz için 2 rubleye ihtiyac var. Halbuki bizim ikimizde ancak , bir ruble var. Serejka cddi bir eda ile: | Jedi ceden düşündüm. Biz şimdi ninle şu köşedeki büyük koopora- tife gider, kasanın yanında duru- yabi «Saksi sne sürülmemiş çömlek- lerin, göze görünmeyen bir takım! müştük. İşte bu esakeı sırın sürülme deliklerden su sizdındiklarini gör 3 Porseleni (fağfur) icad eden Çin lerdir. Çinliler takriben 1700 yıl önce ilk defa porselen yapınıya baş lamışlardır.Fakat bu sahada asıl bü miş küpler ve testiler hafif tertibjyük muvaffakiyet Ve ustalıklarını su szdırırlar. Küplerin ve testilerin ancak 400 - 500 yıl önce, yani dış tarafına yayilan bu sular hara, XV üncü yüz yıdan itibaren İmpa- retin tesirile tebahhur ederler. Ta -İzator Min hsnedanı zamanında gös. bahhur ederken de muhitlerindeki|termişlerdir. harareti a Bu hal testilerin ve, o Avıupada Çin potselenlerini al küplerin soğumasını, dolayisle tes-'tınla müsavi tutarlar, alış verişte, #lerle küplerin içindeki suların dalbunlar için ağırlıklarınca altın ve- soğumasını intaç eder, rirlerdi, > ee bu Ve 4 i a lerinin nasl yapıldığını kimse - Çömleğin kibar akrabaları | MS" meecie yıllarca dunya için Mırfağımızdaki toprak çömleğin|bir sr olarak kaldı.Fakat her kıy- daha başka kibar akrabaları dalmetli şey gibi bu da devrin kimya- vardır. Fakat çömleğin bu akraba-|gerlerinin büyük bir dikkat ve alâ- ları mutlakta değil de, «Büfe» tabir|kasnı çekti. Porselen, onu bulana ilen güzel ve şık bir evde oturur. büyük servet vâdediyordu. Nihayet lar. Çömleğin bu kibar akrabaları bir Avrupa kimyageri bu sırrı çöze. ateta merasime çikar gibi, bakınız bildi. nasıl boy srasile dizilmişler: İrili u.| o Şimdi hatırinıza şöyle bir sual ge fakh tabklar, kahve çay fincanları, lebilir Madem ki Çinliler uzun bir Tuz. Alış veriş esnasında mutla- ka para düşüren olur. Ben bir de- fasında bir kooperatifte otuz ka- pik bi v Şimdi b'z ikimiz e Iki misli para çaydanlıklar, şekerlikler, çöy ve kahve piril pınl bize ba- kiyorları. Bütün bunlar, pl pnl yanan beyaz fayanstan yapılmışlar.. Fakat bütün bunların içinde &n faz la dikkati çekeni, ve en güzel olanı üzerinde kırmızı bir değirmen be - şında, kirmizi bir nehirde kimiz oltalı kırmızı bir balıkçıyı tasvir eden şu fağfur bardaktır. #mz para altmış kapik olacak. Halbuki bize bir vuble, yani yüz kapik lâzım. kapik buluruz; bir başka mağa - zada da kırk kapik. Hemen gide-|Pi 7mi2- Fakat size tubal bir şey söyliyeyim mi). Şu kara suratlı çömlek olma- saydı şu şik fağfur bardak da olmi- Fağfara bulabilmek için ilk önce şu alelâde çömleği bulmuş olmak İlmmdi. Köşedeki büyük O kooperatiften işe başladılar. İçeri girerek tam kasanın yanında durdular, Yerle re bakarak uzun uzun beklediler. Fakat her aş kımse para dü- şürmüyordu. an için Serejke- . : nm gözüne parlak bir sev ilsti. mp özüne parlak bir si Fağfuru ilk önce kim buldu? Serejka heyecanla eğildi. Fakat| (Bir tarihte Danimarka gibi, İsveç eline geçen şey bir gazoz şişesi -İgibi, Fransa gibi sahil memleketlerde nin kapağı oldu. Nihayet bunla -İsahil boyunca uzanan muazzam bir rın bü uzun ve maksadsız duruş-İtakım tümsekler, otepecikler vardı. ları kasadaki kadının . dikkatini|Bu yığınları kazdıkları zaman, bun çekti. Kadın bunları kapı dışarı balık kemiklerinden, O midye, elti, istiridye kabuklarından, taş biçak - Çocuklar kapının önüne çıkın-İlardan, taş çekiçlerden ve daha bu- ca, vitrindeki çikolata bunları a-İma benzer birçok şeylerden mürek. deta ipnotize etti, keb olduğu görülmüş. Şişman Jenya daha farla daya-| (Bu yığınlar, çok eski zamanlarda mamadı. Yutkunarak, arkadaşına: — Bana bak Serejka, dedi, hay-|dıklarını, ve kendi mutfak di seninle birer çiko'âta alalım, E-|mati artıklamnı, bazı alet ve ede - Wmizde nasıl olsa bir ruble var, İvat parçalam: çöplük yaptıklam bu — Ya sinema ne olacak” O /yerlere attıklarını ve zamnla bu çöp — Sinema parasını bir başka lüklerin birer küçük tepecik haline mağazada ararız. İl öni göstermektedir. Çocuklar dediklerini yaptılar.) Sonradan buralarda yapılan haf Kendilerine birer çikolata aldılar. 'riyat esnaünda bu yığınların ara- Çocuklar çikolatalarını yedik -'sinda topraktan yapılmış birçok cağız. Annem geldiği zaman İüt -İten sonra ne yapacakların dielin. çömlek, küp, testi kırıkları da bukınlna çevirmek hassasnı (Arkası sayfa 7 sütun 6 da) muştur.Fakat iptidai insanların çöm Dürrü kapıyı oçmadan evvel) ğilip parayı toplamadı. Kendini Melpomeni cüzdanı dekoltesinin! tahkir edilmiş addediyordu. Ka - içine Sikıştırımağa muvaffak ol -İdının, sevgilisinin yüzüne para at- duğunu zannetmişti, Fakat bu ha-|tığını bir piyeste görmüştü, fakat reketi Dürrünün gözünden kaç -| hangi piyeste oldüğunu şimdi ha - mamiştı. tırlamıyordu. Her halde Melpo - alarda ipüdai insanlarin yapa -|ai levazı arkasında bulunan! İiralık — Ne var, hayatım?... ... Şey... Galiba bir fa- re... Biliyorsun ki fareden korkarım. : Dürrü, her ne kadar Melporme- niye âşık idiyse de bu hileye ina - nacak kadar âşık değildi. Kolay kolay aldatılamıyacağını isbat için cüzdanda kaç para bulunduğunu sordu. Sual Melpomeniyi hiddetlen - dirmişti. — Ne ein soruvorsun?,.. Sana ne?... Seninle ortağız?... — Hayır amma bu işde ben baş- hea rolü oynadığım için elbet bir pay hak ettim!'.. dedi, — Asto diyavulu... Senin pay Al senin pay!... ç Melpomeni çantasından bir elli kajme çıkarıp Dürrüye doğru attı, Para Dürrünün ayak- Yarına düşmüştü. Fakat Dürrü e - çok| havanın . kkk Ğİ ii İL moninin hsreketi bir dram havası İhdas etmişti. Dürrü kolaylıkla bu içine girdi ve kalbleri dâzım gelen bir sesle: — Ben senden para istemedimi. Ben paraya tenezzül edenlerden değilim!... Demin sarfettiğim pay kelimesi mecazi manada kullanıl - mıştı. Maksadım manevi paydan bahsetmekti!... Fikrim yanlış an- laşıldı!... Teessüf ederim!... Fakat Melpomeninin kalbi par- çalanmadı. Sadece omuzları sil - kindi. . — Ben böyle lâflar anlamam... Beni rahat birak!... Dürrü rolü icabı, wtirabım İz- har için ya var kuvvetile vurup: «Aman Allahım, ne hain kadın!» dive feryad etmesi veya kökünden baltalanmış bir ağac gi- bi sessizce yere vıkılması lâzımdı. Bü ikinci şikki tercih ederek oda- alnıma teh zaman önce porselen yapmasını öğ Tenmi; , miçin Avrupalıla: bu - nu onlardan almadılar?. Almalar; çünkü hütün diğer keşifler gibi bu keşiflerini de büyük bir sır olarak saklamışlardı, Malüm olduğu üzere barutun ve matbaamn © mucidi de Çinlilerdir. Fakat Çinlilerin pek eski zamandan beri bildikleri bu şeyleri Avrupalı. lar çok sonra, yeniden icad —— i r. Nite « kim barutu Bertold Şvarts, matbaa yı Götenbere. porseleni de Böttger icad etmiştir. Böttger, Saksunya (krallarından kuvvetli Oğgüstün saray simyager - lerinden biri idi, O devrin #myager leri, bakır, demir, kalay gibi maden lerin «Felsefe taşı (*İ> o vasıtasile altın haline çevrilebileceklerini zan taşı arsmış, durmuşlardı. Fakat böyle bir taşın vücuduna simyagerler değil, daimi bir mütemadiyen krallardaki bu b ati, her vesileden istifade ederek tak viye eder, onlara bir yığın masraf (Arkası sayfa 6 sütun 5 (9) Felsefe taşı: «Haceri nilen ve bir zazmınler gi ni! nün vazivetinden istifade ederek muvaffak oldu, Dürrü başını önü- ne eğmiş, elleri arasna almıstı. Gözleri ayaklarının ucuna dikil « mişti. Basım kaldırdığı vakit Mek pomeni cüzdanı çantasına yerleş » tirmsiti. -— Melpomeni!... Ne yapıyor * yerine koymuyorsun de- Sen berfin kücük maymunl, i | 1 İ