« say'a »Uu N FUŞILIA nsan Z4 Askeri vaziyet (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bu hâdiseyi Almanların evvel- ki gün Milona kasabasına ve eyni zamanda Meçova ürerinden Yan- ya şehrine girmelerile neticelenen hareket ve muharebeler doğur- muşur. Filvaki Almanların Lerisadan sönra cenuba ilerliyerek (İngiliz ünparâtorluk kuvvetlerile Dame- ke önlerinde yaptıkları iki üç gün Yük muharebeler neticesinde Do- meke - Dranista mevzilerini elde etmeleri ve İngiliz ârdcilarını ta- kiben 31 Nisan günü Milonaya girmeleri yüzünden bu' mevkiden itibaren garb tarafta kalmış olan, ri kalmamıştı. Bu vaziyet üzerine, dün de yaz- dığımız gibi, biz ancak Yanya mıntakâsına nüfuz eden Alman kuvvetlerile Arnavudluktan Epire ilerlemekte olan İtalyan orduları arasında kalmış bulunan Yunan kıt'alarının esir edi tahmin etmiş, fakat Yanya - Meço- ya hattının cenub ve şarkında bu- lunan. Yunan tümenlerinin arka» Tarımı Missolonikiye vererek Arta körfezi ile Korent kanalı arasmda vüzü şimal doğuya müteveccih yeni bir müdafaa cephesi teşkil edebileceklerini ummuştuk. Pik vaki böyle bir cephenin teşkili, Lamyvada İngilizlerin dayanmala- rına yandan yardımi olabileceği gibi buradaki kuvvetler bilâhare Lamyadaki kuvvetlerle irtibat pey bir Lamya - Korent da tamamile bilememekte olduğu- muz, bu intizar harici pek büyük ve ehemmiyetli büdise eğer doğ- Tu ise, anlaşılan Yunan ordusu|zımsı kumandanının ümidsizliğe rek Alman ordusile mütareke ak- etmiş olmasından neşet etmek- tedir, Çünkü Lamya ile Yanyamın i i manlıkan ve fiilen Me- kedonva ve Epir ordularının der- hal silâhlarını teslim etmelerini zaruri kılmamakta idi. Fakat Yu- nan kumandanı askeri harckâtın İdamesinde kan dökmekten başka bir netice görmediği için kral ve hükümetin müsasde ve kararı ba- ricinde kendiliğinden mütareke aktetmistir. Yunan ordusunun Epitde İtal - yanlara kara fazla oyalanmasının ve Almanların bundan istifade ede- rek, zaten zayıf olan İngiliz impa rat, kat'aları üzerine, iye Ölimp - Alasonya ve sonra da Go. İos . Domieke - Dranişsta mevzile - rinde ve nihavet Termopil'de, bü tün kuvvetlerle taaıruz edebilmele- rinin neticesi olarak tahassül etmiş olan şimdiki vaziyet ister Almanlar, İsterse Yunan kzalı tarafından bil - dirildiği şekilde olsun düne kadar kahramanca berbettiği Almanların da tasdikleri altında bulunan Yu » nan ordusuna lâyık olunıyan bir ne- tcedir. Atinadan Giride hükümet erkâni, le birlikte gittiği anlaşılan kralın mütebaki Yıman kavvetlerile harbe devam edeceği bildiriliyorsa da bu mütebaki kuwvetlerm nelerden iba- ret oldukları — bilemediğimizden bu babda şimdiden bir şey söyle - mek imkân bulamıyoruz. MEME, Berlin kat'i neticenin İngiliz adalarında alınacağını söylüyor 23 (AA) — Biz İtal. yan sübayile 12 silâhendazdan mü- rekkeb bir rup dün Şanghay sula» rında bulunan o Tomislev ismindeki Yugoslav şilebini ele geçirmişlerdir. Bidayette İtalyanlar bir Avustralya kumpanyası hesabina çalışan vapu- Resimli Makale: sentermemmenra zeren ahve ve çaya yeni bir rakib çıktı : Mate Matenin yalnız keyif verici bir mayi değil, ayni zamanda bir gıda olduğu ileri ciddi bir i ! rulmaktadır. Bu suretle elde edi len kavrulmuş yapraklar çekil - mekte ve çok lezzetli bir may! hi sule gelmektedir. çıkmıştır. İlk olarak ge ürilmiş büyük bir rağbetle kar- #ılanmışlır. Doktorlar yapılan cid- di tahlil helicesinde matenin bir çok hassalara malik olduğunu öylemişlerdir. Mateden bir al - kaloji elde edilmektedir. Ba al - kaloiğin ismi mateindir. Bunun vücuda njfi olduğu bildirilmekte- dir, Matein, kahveden çıkar:lan ka- fein, çaydan çıkarılan tein gibi kısmen olsan muzır bir madde de- #ildir. Bu sebeble doktorlar Ma- tenin istimalini tavsiye ediyorlar. Yorgunluk hallerine karşı ve has- fatıklar akabinde matenin fayda- ları görülmektedir. Mate yalnız keyif verici bir ki veya mayi değildir. Ayni manda mükemmel bir iç 7a- gıdadır. Vücudda eksik bulunan-kslorile- rin yerini doldurmaktadır. Ma- im bir hassas daha tesbit edil miştir, Muntazam bir surette mate kullanan bir adam yemeklerin miktarını azaltabilir. Cenubi Amerikada gatcho ağı verilen kavi bünyeli delikanlığarı Bu seyahatleri sırasında 47 yemek yerler, fakat gıda fıkdanını mate ile telâfi ederler. pastahane ve lokantalarında mate kahveden fazla satılmaktadır. Mate tupkı çay gibi ihzar edil İmekte, çaydanlığa konulduktan isonra sicak su ile demlendirilmek- Tun mürettebatın vapuru terketme-| Ür ğe teşvik etmişlerdir. Şanghay atıla- rinm bitaraf Brezilyalılar imateyi madenden mıntaka addedilmesi| bir çubuk ile içerler. Yazın sıcak itbarile İngiliz makamları hâdiseye| günlerinde mate buzlu olarak ta ehemmiyet atfediyorlar. Hüdisenin| içilebilir, protesto edilmesi bel tedir. Matehin rağbeti günden güne Bu yapraklar toplanmakta ve kav. &“5 Mate Ayrupada yeni mev: « Fransaya İ 11563 k | İ sürülüyor Brezilyada kehbe dağları artmaktadır. Harb ortaya çıkma- mış olsaydı şimdi memleketim: de dahi mate taammüm etmiş bu- Tunacaktı 0.T. İngiliz hava kuvvet- lerinin akınları Londra 23 (A.A.) — İngiliz tayyarelerimiz Norveç sahilleri a - çıklarında 2 bin tonilâtoluk çok şük lü bir iaşe vapuruna alçaktan uça- rak hücum etmişlerdir. Atılan bom- baların isabeti üzerine vapur dü - mana ve su buharına boğulmuştur. Bir mayn tarayıcı gemiye de hücum edilmiş ve gemi hasara uğratılmış- tar. Dün gece bombardıman ve avcı tayyarelerimiz Scharnhorst ve Gaei| senau korsan gemilerinin hâlâ bu - lundukları Brest limanını bombar - 'dıman etmişler ve hedeflere bom - balar atmaşlardir. Harekâta iştirak eden tayyarelerimizden biti üssü - ve dönmemiştir. Şimali İrlândaya yapılan hava akınında 500 kişi öldü Belfast, 23 (A.A.) — Geçen Cenubi Amerikanın tonwmmış hafta şimali Irlanda üzerine yapı- i i 500 kişinin mektedir. İSTER iNAN, Meslekdaşlarınmızdan biri: — Beşinci kolu karşı alımcı kol,başlığı altında bir eser çikar mış, kapağında hepimize hitab «derek: — «Vatandaş! Uyanik Bulunl Umumi. yerlerde politikadan bahsetme ve bildiklerini arkadaşı- na yüksek sesle anlatma! Arkan. da, yahud yanıbaşında beşinci kola mensub bir casusun her za. man sesini dindeyebileceğini dü- günl> Diyor. İSTER INANMA | İSTER INAN, ISTER INANMA ! EE cihangire lumen sesaessasesvesevesaseruse sese msalersunmmorama, Eamond ve Jules da Goncourt (Edmon ve Jül dö Gonkur) Yazan : Halid Ziya Uşaklıgil e Bu iki çin isimleri Fransız eddbiyalına birbirinden ülmi- yecek birleştirilmiş idi; kenetlerle İakat küçük kardeş Jules, büyü - düden yirmi altı sene evvel henüz kırk yaşında iken ölümün elile, kendisini beraber yaşadığı, beraber düşünüp, bera - ber çalıştığı kardaşinden ayrılmış ve onu bir daha hayatında dolir durulamıyacak bir boşluk içinde biri Bu iki kardeşin doğum ve ölüm tarihleri şunlardır: Edmond: 1822- (1896, Jules: 1830-1870. i Büyük Naney'de, küçük Paris- te doğmuştu, her ikisinin vefatı Pariste vukuğ geldi, * Goneourt kardeşlerin Imzası ilk defa olerak görüldüğü Zaman, Fransada © asırlardanberi damla damla biriken edebi teessürler ummanının üzerinden yiütelâtim bir havanın esintileri xeçmekte Malherbe:den başlıyarak Corneii- iile Racine-lerin, Bossuet ve em- salinin fikir ve üslüblarından a - lanmış tekâmül ve terbiye devre- lerinden sonra Tisan kemalini bul- muş olmakla berabör on dokuzun- cu asrın düşüncelerini, duyguları" briand ve Volney-in nesrile, Ca - simir de Lanigne-in nazmile tekâ- mül safhalarını takib etmekle be- raber gene bir tevakkuf noktası bulunamamıştı, Zaten ne de tevakkuf noktası bulunabilir ki?. İnsan daima yü- rümektedir ve insanla beraber her şey yürür. Büyük bir düşünüş ve yazış inkılâbına daha lüzum vardı. Bu, bir inkilâbdan ziyade bir ihti- 141 oldu. Bunun bayrağı ilk önce Lamartine-in daha sonra Victor Hugo-nun ellerinde yükseldi. Ar- tık bunlar edebi şanihalara ve onları ifade edecek lisana yeni bir istikamet vermiş oluyorlardı. O vakte kadar siki bir kayıd s'lsile- sine tâbi olan Classigue - muson - nif edebiyat mektebinin o ikbeline hatime vermişler ve önüm enkaz? üzerinde veni bir binânın sakfını kurmuşlardı. Bu suretle başlıyan İRomentigue tetedâüd devri de bir geçidden ibaretti. Pikirler ilerli - yor, lisan değişmekte devam edi- yordu, yeniden bir afiyet devre - semer sanan senses senem iee ener Eser bem kiymetli, hemde fay dalı. Ancak bu muhasebe başla- dığı, bele tehlikeli bir hal aldığı e yerlerde til len ve bildik- İerini arkadaşma yüksek sesle an- İstan ya hiç görülmez, ya az gö- rülür, berbalde göze çarpacağı için tehlikesi derhal önlenir. Biz- ce böyle fenalık yalnız bağıra - nin yaptığında değil, ayni za - manda ve belki daha fazla kula. ğa fisıldayanın ohareketindedir. Biz, bunun böyle olduğuna ina - myoruz. Fakat ey okuyucu sen: Ölmeyi bilen yaşar 8 Sözün kısası Cümhuriyet Çocukları E. Ekrem Talu rili, ufaklı, kirli, temiz pak fakat hepsi de biribirinden şirin, sevimli ve zeki gözlü bir sü rü yavru şurada ilkokulun bahçe“ sinde müşterek bir oyun icad et miş oynuyorlar. Arada bir, akisleri bana kadar gelen şen bir kahkaha kopuyor, Kızacağım, kızamıyorum. Kâğıdın beyaz sathı üzerinde, peşine takıl dığı fikri süratle takib mecburi - yetinde bulunan kalemimin seyri- ni ikide birde durduran bu kah- ruhümun. muhtaç olduğu teselliyi, nikbinliği, inşirahı bul - maktayım. Nasıl kızarım? Ben de çocuk oldum. Ben de mektebden . halâs bulduğum za- manlarda aynı hodgğmlıkla aynı tannan kahkahaları attım. Fakat İstiklâl için ölmeyi bilen milktlerin ismini tarihten silmek hiçbir | $u anda bana öyle geliyor ki be- olmamıştır. nimkiler bünlâr kadar samimi de- uğumuz idi Çocuk, mahlükların tabiata en yakın olanıdır. Hayatın bin bir üzüntüsü onun taze ruhunun Üze- rindeki kemirici tesirlerini henüz yapamamıştır. Öyle iken. en ya » kın muhitimizde, bizden itina ile saklanıldığı halde, çeşid çeşid ız- trab sezer ve onları bir has- sasiyetile tahteşşuurumuza nak - günlerin zehirli havasını teneffüs İetmediler, Ana, baba ve kardeşle- rinin bakışlarında, o vakit bizim heyecanlarımıza sed çeken dür. gunluğu görmediler. Bizim çocukluğumuz avare geç ti. Onu süsleyecek, besleyecek ve şuurlandıracak esbab ve vesujtten hemen hemen mahrum yaşadık. O zamanki şefkat telâkkileri, ba- ba - evlâd münasebetleri de bam- başka idi. olunmuyor, tedrib eğiliyorduk. Mekteb çağını hayatın mes'ud bir safhası değil, zaruri ve çetin bir geçid telâkki ediyarduk. | Bugünkü muallimlik hayatım - da, talebemin yerinde olmayı ne kadar istedim! Cüsahurivetin © taptaze varlıklara bol bol bezley- lediği nimetleri bayağı kıskandı » #vm dakikalar oluyor. ! ME in dediği gibi: Onlar a rated “ “| cümhuriyetten başka rejim bil - , eiyatkârane üz'İ mediler, ve bilmlyeceklerdir. Ne Eardeiler idi. Yazışta, görüşte, gü-|mu'lü Vu Türk çocuklarının Evele şünüşte büsbütün bir başkalıkla) © mutlu ki yarın, öbür gün, hati- bir yenilikle meydana çıkan bu) ralarını yokladıkları zaman. SERYa isimlerin arkasında fevç fevç genç) KaTısmı$ ne bir fena Gar bi kiş lr geliyor. le Gm Hire ve ŞAYAN ve cehhez olarak, cümhuriyetin ken- dilerine hazırlamış olduğu nurlu volâan, emin adımlarla - istikbale, doğru gideceklerdir! Gonkur kardeşler $ine intizar olunuyordu. Bu dev - reyi nazımda Musset-ler, Gautier- ler, Beâudelsire-ler âçarken ne - $irde Stendhal, Balzac ve deha sonra, daha mükemmeliyetle Flau- bert zuhur etti ve bunlar röaliste yahud naturaliste » hakikiler mek- tebinin temelini attılar, Onlardan sonra bu mektebin en mühim erkân Emile Zola ile Ak phanse Dandet ve onların arâsında| ve edebiyat cereyanları üzerinde dir! tesirlerini anlamak için bütün ci - hanın fikir ve his hayatında vukua) © © Edsem al gelen tahavvülleri, inkılâbları &r- lame Bu süzme Yani eden ve on, an İk cilde varan ruz- şarka kadar akıp gelen, “oralardan | Rameleri okumunca görülüyor ki eski gel Roma eler alâlkasız atlıyarak nihayet garbı sulayan ve orada da türlü İnhinalarla, ivi- meye BP ana ez e- Dasbede dold: vi imei anlaşılmasa bir maraz hükmünde uran bir azim ne - lâkki edilir. 'Te em hirdir; ancak onun muhtelif isti -İ7€ Kema € ğer esi â tetkik edilmek suretile-) yerinin vesikalarını, şöyle tabir oi âir ki on dokuzuncu asrın ve da- Sk emmlarii 08 elini ha sonra bugünün fikri anlatıla -İ yy a oğturdı. Belam din #e bilir. ım olan puradan fazlasını te'es - Goneöurt-lar on dokuzuncu a5-İ gürlerine sebeb olan şeylerin şa - rm tam hidlerini tedarike hasrettiler, hu- Y: başla; kadı azmağa yıncıya kadar Çe - di şid çeşid asabi tekeyyüelerle dolu nsl ara e na bir tarihi devre içinde yaşadılar; | aid ikların: celbet- bu hassas ve mariz devrenin bü «Jak pis çimen Parla sokakların tün acılıklarile, odüşüncelerile,İ ça havanın içinde uçan asrın Tu - duygulariyle hastalandılar; kücük | yunu istişmamı meşgul 0- bir miras sayesinde her türlü en - iki kardes kütübhanelerin, lele XElR KEraliLirME Baya fl ki nün > eri hayat eski eserler pazarlarının nÜmune- tarzında başks bir şerikin vücu -İ gâhların tozları içinde on sekizin - dünü fazla, hatâ çalışmak için bir|ci asrın ruhunu arayıp bulmağa , u engel addederek evlenmediler. Be- | çalıştılar; © asra gıd şurada bulun- raber büyüdükten, daha doğrusu| muş bir müsveddevi, bir dükkân- tan, aralarında inlubalarım te'ati etmekten, beraber duyup, beraber anlayıp gene beraber ifade eyle - mekin ibaret bir şirket kurdular ki bütün bir hayatın cereyan müddetince te'essüs eden bu şir- on yaş büyük olan Edmond küçü - Arkası sayfa 7 sükun 2 de) Kürdi dirağtini arzusuna görü yi mmm ETEM 0) Burduktan sonra beraber yaşamak TAK V | Aâyni fikir ve kabiliyete malik iki beyinli, dört gözlü bir adam hali- ne getirmiş oldu. Beraber seyahat ettiler; gördükleri yerlerden, Pa- risteki hayatlarından, bir zengin intiba' hazinesi topladılar; dolaş - tıkları yerlerin felsefesini, zihmi- vetini, ruhunu tahli Te İkisi de bu işi kendilerine bir vazife e-|il dinmişti. Her şeyde mevcud olan|li gizli ruhu onlerda şe “İl did merak olm duygularma hadden aşırı bir yeri “İli tordu. Son zamanlarında intişari