2 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resmi Tebliğler İngiltere üzerinde Londra, | (AA. )— İngiliz ha. va ve dahili emniyet nezaretlerinin tebliği: Dün gece düşman tayyareleri gi- mali şarki sahillerimde bir şehre hü- cum etmişlerdir, Hücum her ne ka. r uzum sürmemiş ve büyük mik- yasta olmamışsa da şiddetli olmuş- tur. İnsanca bir miktar zayiat oldu. “ğu ve ihühim zararlar vukubulduğu bildirilmektedir. Şark sahilleri civa- rna da bombalar atılmı Bura- du ez hasar vukua geli insanca çok az zayiat olmuştur. İngilterenin cenub ve cenubu garbisine ve Galles'in cenubuna münferid birkaç hücum da yapılmıştır. Bezi hasar vukubulmusa da ii ca zayint çok az olmuştur. Yunan tebliği Atina, | (A.A.) — Yunan or. duları başkumandanlığının dün ak İzm Reşredilen 156 numaralı teb. liği: Hakiyetle tetevvüç eden hareket neticesinde düş. mann bir mukavemet O merkezini yal ettik, Burada bulunan bötün düşman kuvveti çevrilmiş ve bu sw retle hiçbir kimse kurtulamamıştır. © w sübay olmak üzere 202 esir ak dık. Bu merkezdeki malzemesi elimize g Hava deki bat düşman tayyaresi düşürmüştür. Alman tebliği Berlin, | (A.A) — Alman or duları başkumandanlığının tebliği: Hava kuvvetleri, silâhlu keşif w- Suşları esnasında, İngiltere etrafın. daki sularda, bir kafileye mensub bin tonilâtoluk bir gemiyi batırmış we diğer bir vapuru ağır hasara uğ Yatmaştır. Alçaktan uçan bombardıman *sYyareleri, bir tayyare meydânın- da dört hangara inabetler kaydet. MİŞ ve yangınlar çıkarmıştır. Fal mowtb limanı tesisatına da nen bora ile hücumlar yapılmıştır. Manş üzerinde vukua gelen ha- va muharebelerinde iki İngiliz tay. Yaresi düşürülmüşür. 'dunun uzun menzilli topları, öğleden sonra, tesi:li bir surette Dowvres'daki askeri hedefleri born- bardıman etmiştir. Gece, hava teşekkülleri, Hull ve Grcat Yarmouth İlmanlarındaki te- sisata muvaffakiyetli hücumlar yap. Geniş yangınlar, ağır olmuştur. — Grent Yar sında bir vapurda yan. mmetir. Afrikada Alman stuka tsvyareleri, sğ'r bombalarla, istib- — m yüvile Baza'ı SA Tekin Ek | > A İtalyanların Makabez yarım - çadasından körfezin karşı tara” | fına geçişi Vi Nisanda iaşe ve ikmal mad - İdelerinin nakliyatını azaltmak için ! Makabez yarımadasının karşı, tara- hn Eritre bölüğü ile bir miktar deniz askerinden ve birkaç güm - rükçüden başka bir kuvvet geçiril medi. Bunlar körfezin öte tarafında boş buldukları Bu Kemaş tal İni işgal ettiler. Görülüyor ki Türk| İve yerli kuvvetler, o Amiral Boren Ricci'nin Zuvare önünde yaptığı keşif ve ihraç gösterileri yüzünden daha ziyade orada toplanarak, Ma- İkabez dolaylarımı ihmal etmişlerdi. Bu Kemaş etrafında yalnız bir - ! kaç Bedevi grupu görünmüştü. 13 Nisanda yerlilerin Gibli ve İtalyan. ların Siroço dedikleri cenub, yani pos rüzgâr esiyördü. Bu #rbeble İ uzakları görmek kabil olmuyordu. General Garioni bundan bilistifnde, | Makabez ordu 30 Sene evvel Tobruk - Derne - Bingazi Kuvvetli bir sam r arasında çetin bir yürüyüş Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet Zili Said e —. ZE — yolu bizzat hudud yakınında kese | cek surette dosdoğru cenuba' değ- ru ilerlemekti. İ Garioni bdiayette ikinci hareket | tarzını tercih etti ve onun için ilk önce, birinci kervan yolunu kesen Bu Kemaş mevi isgalden sonra diğer iki yol üzerine bir sürü taar — ruz hamleleri yaptı, Doğu is ünde ciddi hareketlere ise ancak Hazirandan sonra teşebbüs etti, | Mücahidlerin 22 Nisanda Bu| Kemaşa taarruzları Bununla beraber Makabez'ya -! rtimadasina vukubulan | İtalyan de-| barkmanını takib eden günlerde va ki olan ilk ehemmiyetli hâdisenin| teşebbüsü gene Türklerden gelmiş- ti. Filhakika, Türk ve yerli kuvvet- ler İtalyanların Makabeze kuvvet çıkarmaları üzerine bir müddet te » reddüd ve teemmülde kalarak ni - hayet 22 Nisanda Bu Kemann'ce nublarında toplanmağa başladılar. Nitekim, İtalyan topçusu bugün. bir| kaç mücahid grupu özerine ateş et. ——1m 1 ne e 8 üzgârı İgenç bir kı ün, Balıkpazarnna Okadar gittim. Yarım kilo bâliş kahve aldım, Dün kapımın önünden geçen ya. ğurtçuyu çağırdım. Hâlis silivri ye- Hurdu satıyordu, bir ii * kilo aldım. Dün, akşam üzeri Beyoğluna çı- kacaktım, bir tramvaya bindi k tenha idi, ar * * Dün bir mağazaya uğradım. U- fak tefek bazı şeyler alacaktım. Fi. atlarını sordum; söylediler; pazar - hğa giriştim, Yok olmaz dediler, fiatları * Dün yolda önüm sma yürüyen | ınla genç bir erkek na- zarı dikkatimi celbetti, Hallerinden Bir şapkacı karı koca olduklarını anlamıştım. | mağazasinin önünde durdular. Camekânda güzel bir şap- | ka vardı. Erkek: — Beğendinse bu şapkayı sana alayım, bah yedi, Dedi, kadın cevab verdi: » — Beğendim, çok şık, fakat Bu zamanda bir sapka için Tur. Ben geçen sene yaptırdığımız harb gemilerine girmelerine imkân vermek için bilâhare meihalde bir kanal açtılar. Mayıs ayında vakubulan İtak yan hareketleri ve bu yüzden çıkan muharebeler Maystan itibaren Garioni tüme. ninin vaziyeti değişmeğe başladı. 3 Mayısia, iki piyade taburu Bu Ke maşin 5 Km. cenubuna ilerliye — rek Orada mi idlere o rast. lamıştı. (Fransız kurmay yüzbaşı Rivol bunların kuvvetini 2000 ola- rak gösteriyor. Ağır makinelitüfek- lerle de mücehhez olduklarını ve ayrıca süvarilerle himaye edilmek. klarını yazıyor, Eğer böyle i İtalyan taburu muhak-| kak ki, her taraftan sarılarak imbalgrkek,, İ edilecekt albuki Eritrek tabur, kısa bir tü ve yerli kuvvetlerin sipei üze - rine atılmış ve bir süngü muhare . Besile bü siperleri zaptetmişti, Bu sebeble ve muharebenin (o cereyan tarzı ile anlamak kabildir ki, Bu Hi k k megiellen söme Tüik beki iyi İduğunu görüyorum, Benim fikr imi de almak istemiş, iltifatına te-| İşekkür etmek lâzım. Yalnız kendi; muhiti nedir, ailesi nedir, tahsili nedir, servet ve kazanç »pkamı kendim bozar, yeni bir »kle koyar giyerim; ne diye para| sre * Dün birkaç arkadaş temiz bir lo- kantaya gittik. Yemek yedik. biraz| da içtik. Yemekler nefisti, | hesabi İistediğimiz zaman hayret ettik. Ne Jkadar ucuz olduğunu measiniz. Arkadaşlardan biri da - yanamadı, garsona: tarif ede - sekiz, on lira vermek wraf o.! — Ne kadar ucuz. Dedi, Garson cevab verdi: — İstanbulda bütün lokantalar böyledir. * Dün yapılan kontrolda gerek ha- riçten gelen, gerek dahilde yetişen maddelerden hepsinin fiatları nor mal görülmüş İhtkâr yapılmadığı anlaşılınşıtr. * Dün, genç şairlerden birinin yaz. dığı bir şöri okudum. Açık bir ifa de, tath bir ahenk... Velhasıl çok beğendim. * Az kalan o unutuyordum. dün mız maktudur, pazarlık yapama | “<8 biriydi, yız. Cemer Mutüsi İikmekteb çağında bulunan çocukların sayımı © Mearit Vekâleti ilk tedrisat da- iresi, ve terbiye heyetine her yl. Birinciteşrin ayının 31 in <i gü isİ ve bu işte ilk tedri da çalışanların vazife almasını tek YL etmiştir. Bu teklifi tetkik eden talim ve terbiye heyeti sayım günü olan 31 Birinciteşrin gününün İlkmek- tebler talimatnamesi hükümlerine göre, tatil gününe tesadüf ettiğini nazari İtibara alarak talimatname nin tadiline karar vermiştir. Esasen ayın 3İ inci günü resmi tatil günü olduğundan. mektebler tabiatile kapalı o bulunacağından, ilkmekteb çağında bulunan çocuk ların sayımının yapılması müm - kün olabilecektir, GÖNÜL İŞLE Bir genç kızda aranacak vasıflar Bay Vasfi evlenmek istiyen bir| şe nasil bir genç kız al- ğini üşünmekle ab ed dü metod sahibi derecesi mam. Bu kadının bir ev ka olması, iyi bir anne olması kâfi değildir. Ayni zamanda kocasına yardımcı olması, olabilmesi lâ « zımdır. Bay Vasfinin şahsi vaziyeti ne olursa olsun ehemmiyet vereceği bir noktayı kaydedeyim. Bu nok- ta genç kızın birinci derecede sıh- e ne | Kemaşin 5 Kın, cenubunda bulu - İnan ün mevzuu omücshidlerin İkevveti 2000 değil ancak, ve o da azami 200 kişiden mürekkeb bir jileri karakoldan ibarettir, kalyanlar 13 Mayısta Tunus hu- duduna kadar uzıyan bir keşif ha - hati, ikinci derecede anlama ka - biliyetidir. Bir vakitler bir Fran- sız edibi : Mümkün olsa kadının kafa tâsı- ni açıp içini okumak isterdim, de- mişti, haklıdır. Güzellik, çirkinlik, servet, şu bu, temin edilebilir, te- mini mümkün olmıyan tek nokta nedir? Hiç bilmiyorum. Bütün bunları izah etmek için öyle bir tabir kullanmış ki, muz gibidir, okuyucunun anlayışına göre de - Hişir. Halbuki ber istek bir ikti- yacın mahsulüdür ve birisi için meziyet olan diğeri için kusur 53- kâmlara ve İngiliz zırhlı kıtaat te- bir geçid yerin 5 taburun mek firsatını bulmuştu. hasşildlerine muvaffakiyetli hücum. geri kalan üç bölüğünü de geçirtti. sanda miücahidlir | tekrar lar yapmışlardır. Bu bölükler mücahidlerin arkasına kuvvetli bir srette göründüler ve Almanya ürerinde düştüler ve Bu Kemaş tabyasında| beraberlerinde (Rivol'a mazaran) 2 Gece, 'düşman, garbi Ak ve etrafında evvelce yerleşmiş olan | veya 4 top olduğu halde Bu Ke - ve şimlei, garbi Almanyası” üzerine | 500 kişi ile birleştiler. İmaşa taarruz ettiler. Fakat İtalyan ası üzerine İ generali, böyle bir ihtimali karşı -| Yangın ve infilâk bombaları atmış- tir. Şimali garbide bir şehirde bi- valara oldukça ciddi hasar olmu tur. Bielefeld civarında Bethel hı taneleri, birkaç hafta içinde ikinci defa olarak bombardıman edilm tir. Tam bir isabet bir hastaneyi tahrib etmiştir. Birçok ölü ve yaralı vardır, Karakol gemileri 2, hava dali kotaryaları | tayyare düşürmüşler. ir, İtalyan tebliği Roma, | (A.A) — İtalyan or. ları umumi karargâhimn o 298 numaralı tebliğ Yunan cephesinde on birinci or- du mmtakasında düşmanın mevzi mahiyette bazı hareketleri tardedik (Devamı 7 me Sada) «Son Postan nın tefrikası: 5 Yıldız, Sülünün lâkaydisi karşı - nda duyduğu ıztırabın acısını Ka- Ta Aslana bed muamele ederek çı- karmaktaydı. Sevgilisinden hergün İstiskal, hattâ hakaret görmekte o- lan Kara Aslan ise arkadan Bü - Fürün eğlencesi, alay mevzuu, sna »ze hedefi olmuştu. Bir taraftan ıldızdan soğuk muamele görmek, ğer taraftan Bücürün münasebet- *İZ şakalarna tahammül etmek Ka- İn Aslanı çığırından çıkermişti, Bu #ralarda kendisine maaşını verme- mek biç şüphesiz ki Kame Zan * küpü taştıracak damlayı utmal “olacaktı, k Esasen birkaç zamandır cambaz- nede bir acayiblik vardı. Âdeta isyan havası esmekteydi. Girls N Boyslar bale şefine itaatsizlikte lunuyorlardı. Kaç defa bale şefi Sikiyette bulunmuştu. Eski diriplin Yavağ yavaş anarşiye doğru gidi - ordu. Paramzlık bavayı büsbütün dıracaktı... İtalyanlar Makabezden hangi istikamette hareket edecekler? İtalyanlar Makebez yarıma na elbet oralarda vakit geç için gelmemişlerdi. Onların maksa dı Garbtrablusunda © mücahidlerin mukavemetini artırmakta olan, Tu. nusla Garbtrablusu "arasındaki er - zak vesaire nakliyatını kesmek ve tatil etmekti, O halde tümen kumandanı Ge . neral Garioni için, Makabeze çık - tıktan sonra, iki türlü hareketten bi- rini seçmek vardı. Birinci hareket tarzı, kervan yollarının gelip bir . leştiği. Türk ve yerli kuvvetlerin toplandığı bir merkez olam Zuvare üzerine yürümek: ikincisi de her Apustol günden güne artan bir| endişeyle maaş tevzi gününü bek! liyordu. | * Sai Nihayet o gün gelmişti. Bermu - tad mtistler,girlesler, boyslar, se - yisler, hülâüsa cambazhane mensub. ları ve müstahdemini sıraya dizile- rek yazıbaneye girmişlerdi. Gerçi Dürrü, üzerinde her ay para dağıt tığı masanın başında (oturuyordu. Fakat önünde ne bordro vardı ne para. Buna mukabil yüzünde esrarlı bir ciddiyet vardı. Apustol tahmi - nin de yanılmamıştı. Söze Kara Ax i: ne duruyorsun?.. Pa- ü in ebediyete intikal e - decek tarihi bir söz söylemek za-| mam gelmişti, Ağır ağır yerinden! kalktı, iki elini masaya dayadı, çe-| nesini ileriye doğru uzattı, boğazın hafifçe temizledi ve: — Para yok!... dedi. | sebeble mic: lamak için körfezin öte tarafında, birçok gün evvel birlikler geçirtmiş! ve küçük tabyanm cenubunda, et rafa nzearet ve hakimiyeti haiz olan bir kum tepesini işgal ettirmişti. Bu idler muvaffak ola - wadılar ve öğleden sonra geri çe - kildiler. İtalyanlar da sndece, ya - rımadada mevzie konmuş olan 149 milimetrelik ağır topun ateşile mü- eahidleri takib ederek, arkalarına düşmeğe cesaret edemediler, Harb gemilerine gelince, bunlar körfezin ağzındaki suların derinliği »x (1,5 metre) olduğundan içeri girmeğe imkân bulamıyarak bu ba- rekete iştirak ' edemediler. Onun için İtalyanlar, içerilerdeki derinliği YAZAN : EKREM REŞİD Bu sözlerin uyandırdığı hayretin tesirinden henüz kimse kurtulma - mıştı ki Dürrünün arkamda bulu" nan iz di sararmış benzile Apustol içeri girdi Halal Fay Taoebeesie siler rine veda eden Napoleonluk vardı, Kederli, fakat vakur bir sesle: — Çocuklar, dedi, çocuklar, ben Apustol, memleketimizin bir tek w. bazhanesi sahibi Apustol, size diyorum ki bugünkü günde if lâs etmişimdir. Her ağızdan birden bir acı tanc- cüh nidası yükseldi. Apuatol devam etti: — Evet çocuklar... Cambazha. nemizi müşterile, kasaldınmızı pa - rayla dolduran Hava-Crva yapışık kardeşlermiş!.. Onlar öldü, ne müş teri kald, ne para... Bu sözler san'atkârları rencide e- decek mahiyetteydi: fakat henüz kimse itizaz. etmiyordu. Bundan bilimifade Dürrü bir türlü araları - reketi yaptılar. 20 Mayısta Bu Ke:/miz. mşain 10 Kn. cenubuna kadar ile |” ri gittiler. General Garioni, bir gün evvel Tunusta Bu Gerdanda teşek. kül etmiş olan bir kervanın güya nci yolu takib edeceğini haber alarak garibdir ki, bu kervanı sade- ce taciz etmeği kararlaştırdı. Cün- kü onun bu hususta vermiş olduğu emirde, hareketin maksadı «düş - manla temas etmeli, fakat tam ve kat'i bir muharebeye girişmemelis diye tesbit edilmiş ve bu buretle İtalyan tereddüd ve çekingenliği sarahatle ifade işti Buna mukabil, sırf bir kervanı tacizden ibaret olan vazifenin ifa - sma albay Cavaciocchi'nin kuman - dasında tahsin edilen kuvvet olduk. (Devamı 8 inci sayjada) nu katnlamadığından dolayı san'at- kârlara karşı kaç zamandır besle - mekte olduğu kini izhar etmek za- manı geldiğine hükmederek söz aldı. Yy — Evetl... Patronumuzun hakkı var... Hava.Cıvanın ölmesile iflâs borumuz çalındı. Demek oluyor ki topunuz * bir arada Hava-Civa ka. dar olamıyorsunuz... Sizin san'atı- mızı kaç paraya alırım ben... attikse kabahat kimde?.. mi Yi bk ok Gü mı, sizde mi?... di. Ortalığı kasıp kavurmağa bazır ha K Aslan ağzımdan fırla -(ina kadar kâtib oluyorum; mak üzere olan kükürlesi bu ksh -| da gişede bileti kaha karşısında yuttu ve ta mbir &- şık centilmen gibi sözü Yıldıza ter- ketti, Yıldız Dürrüye o mukabelede| tiyoruz, paramız... bulunuyordu: muhitte kalmış. serveti arka 80 - kağın birisi olsaydı kendisine tahsil görmüş, bü bar âlemde geçirmiş, her zaman için para kalmış bir genç kızı tavsiye etme- Buna mukabil bay Vasliyi iş âle- iminin faal bir uzvu, fen öleminin müstakbel bir yıldızı, yahud talihi ahvale bakar bir politikacı İarze - delim, kendisine şahsen ne kadar güzel olursa olsun tahsili ve zekâ- sı üçüncü, hattâ ikinci derecede bir genç kızı aslâ tavsiye etmem, ini de gü : mensub olduğu müesseseye hüsnü niyet ve bağlılık göstermekti. Yıldızın bu sözleri üzerine vazifesi başında izzeti nefsi rencide edilmiş | bir memur rolü oynamak Dürrü acı bir tebessüm takınarak: rami, bahları sizler h Bay Vasfi az tahsil görmüş, dar ihtiyaçlarına göre ölçülü yüksek hayatını ki- kavgusundan uzakta i hatırımdan bile geçirmezdim. t bal ede biri ki gerekti, — Evet, dedi... Uşaklık ediyo- Bundan da gurur duymak. , Ben sizler gibi değili baeliyen etmeğe borçluyum... Evet, ediyorum, fakat yalnız sa - cr yl miskin miskin doğra ve akşa- m şal em... Çünkü ben... Bücür sözünü kesti: — Biz lâf istemiyoruz, para is - Bücürün bu sözleri bir işaret ma — Her iş bitti, şimdi cambazha. | hiyetini aldı. Gitökçe yükselen, ka. ne uşağı Dürrüden mi hakaret gö-| baran receğiz!. .- Yıldız Dütrü ün can damârına| sesler para | istemekteydi. aşalık büyümüştü, kimse kim- dinlemiyor, herkes avaz avaz basmıştı, Kızın söylediği pek de ya | bağırıyordu. lan değildi. İşlerin bozulması üze - — Paramızı verin, yoksa he » rine Apustol odacısnı savmış oldu-İmen gidiyoruz!,.. ğundan bunun vazifesi olan sol azıhaneyi süpürüp (oz al- yet odasmı temiz tut - mak gibi işleri Dürrünün görüyordu. Fakat bu uşaklık e- diyor demek değildi. Oka olsa — Veresiye san'at olmaz!..- — Karın güzel sözle doy'mazlı.» — Patron bizi aklatıyor, atlatı - kendisi | yorl... — Aç maymun hiç oynar m?.. —— Paramızı!... Paramızı!... sıhhatle ahlâktır. * Aydında bayan «As ya » Evinizi bozmakta menfaat hibi olan birisinin karşısmda bu- lunduğunuzu ii ediyorum, sizin İçin takib edilecek iki yol vardır. Birincisi bu dedikoduları olduğu gibi, aynen kocanıza söy « lemek, ikincisi de derhal unutup üzet yolu tercih ederim ve bahsi bir daha açmalarına biç müsaade etmezdim. Hatti bir de- Saya mahsus olmak üzere: — Biliyorug, söylemiye lüzum yoktur, derdim. * TEYZE Cümleleri gö; esnasında süngüler gibi odanın içe- risinde çarpışıyordu, Gürültü, pa - tartı arasında Yıldız Apustolun üze- rine yürüdü: — Baksana Apustol... Beni din- le... Çok sabrettim amma (sabrım tükendi... Yeter artık... Gidiyo Dedi, ve kollarile kendine urka- bir yol açarak dı. — Yıldızımı ben bırakamam... O nerede, ben de orada... Batekgi herifi... Bu söz üzerine hiddetten omuz ların sallıya sallıya Yıldızın peşin den gitti. Gitmesile beraber, kolkola gir - miş olan Sülünle Neş'e Apustolun önüne dikildiler. Neş'e pârhiddetti Kısrk sesile haykırdı: — Bana bak yağ fıçısıl... ll Apustol irkildi. Şimdiye k kimse, Marsilya o meyhanesindek$i sarhoşlar bile, kimse ona yağ & - çın dememişti, — Bana bak yağ fiçs!... Ba tezaletin acısını elbet çikaracağım.. Sülün devam etti. Şimdilik gidiyoruz... Başmın çaresine bak... Balkabağı!... (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: