2 Sayfa SON POSTA be- raber, Belgradın tuttuğu (siyaset ymndn > Almieyezi, beliğ tavır, işemsilâhların bi. mallerinin kuvvetlendiğini gösteri- yor. Almanya, muharebenin başın- danb, harbi istediği zaman ve İstediği yerde vermiş ve bu suretle teşebbüsün daima kendi elinde ol. duğunu iftihar ile ilâna alışmişken, eğer Yugoslavya ile silâh: bir mü- cadeleye girişmeğe karar overirse, ilk defa olarak, istemediği bir za- manda ve istemediği bir yerde har. bi kabule mecbur kalmış buluna- caktır. Filhakika, harbe Almanya, Le- histanda istediği zaman ve istediği noktadan başladı; Norveze istediği! gün ve istediği saatte yürüdü; Ho-| landa ve Belçikaya, Fransaya hep kendi tayin ettiği zamanda ve yerde taarruz etti. Hiç şüphe yoktur ki bunlar, bir muharebeyi kazlınmak için en mühim amil olan teşebbüs kuvvetinin Almanya elinde bulun- duğunu gösleriy: Almanya, bö- tün bu hareketlerde istediği hazır. lıkları, tayin ettiği zamana kadar mükemmelen hazırlıyor, sonra da Ysarekete geçiyordu. Bundan dola yı teşebbü kendi elinde bulun- duğunu iddiaya hak kazandı ve if. tihar etti, Fakat, eğer işler bu defa bir har- be kadar gidecek olursa, Almanya halen o vaziyette değildir. İlk de- fa olarak teşebbüs elinden çıkmış, yüzünü bir taraftan Akdenize, di- ğer taraflar İngiltereye (çevirdiği . milyarder vatanına Resimli Makale: 7 MI 7 “1 LE Büyük bir servet kazanmış, çok geçmeden de koyu bir sefalete Derayeile kumarbazı tasavvur ediniz, hakkında vereceğiniz bü - m şudur: pa, Li Söz arasında LE Yunanlı bir bir milyon dolar hediye etti Birleşik Amerikada bulunan sırada sol cenahinin gerisinde bir bomba patladığını görmüstür. ALİ manyanın bu gibi ihtimallere karşı! hazırlıksız ve hesabsiz bulunduğunu | ve gafil avlandgını iddin o edecek| kadar ileriye gitmek yanlış olur;| ancak, bu defa teşebbüsün elinden çıkmış olduğunu kaydetmekte yan-| hşlık ve isabetsizlik yoktur. * | Teşebbüsün ehemmiyeti üzerin. | de biraz yukarda durmuştuk. Fil hakika, harbde teşebbüse sahib o- lan, hareketlerin o dizginini elinde tutan, mücadeleye daima iyi ku: hâdiselerde eğer Almanya gidecek ise elbet, bir takum ihtiyi tedbirleri zaten vardır ve elbet bir takım hareketleri o kolaylıkla ya- pabilir. Buna rağmen, umumi sira. teji bakımından ötedenberi daima kendi lehinde bulunan bir vaziyeti ün Maybetmiş bulunuyor. lk defa olarak teşebbüsün ha- sım eline geçmesi, başka bir bakım. dan da mühimdir. Almanya, bahar besablarını Balkanlarda sü- künetin tesisi ve kendisini diğer sa. halarda serbest bir halde bulun- durmiası esasları üzerine kurmuştu. Şimdi, Yugoslavyanın yaptığı sü priz, onun bütün hesablarmı yeni- den gözden geçirmeğe mecbur ol. masını intaç edecektir. Sade bu kadar da değil, eğer Yu- goslavyada bir harbe tutuşacak 0- İursa Tuna yolu bir müddet için ol sa da kapanacak, Yüuzoslavyanın Almanyaya yaptığı büyük iktisadi yardım ortadan kalkacaktr. Bunun Alman ordusu o Yugoslevyayı lüb etse bile, bu sahada Alman. ön açılmış olan yara küçük ol- için, Hülüsa, bu defaki vukuatta sade Almanyanın elindeki teşebbüs ipi. nin ucu kâçmış değil, belki de o- punla beraber, bütün ilk harb plâ. bir hareköt nöktasm- Binin en esaslı asm ir arza zuhür etmiştir. da büyük bi 4 ahittin Bizgen Tıbbi müsamere Haydarpaşa askeri hastanesi be $inci tıbbi müsameresi dün b kim albay Dr. Zahid Tolun'un re - İWilliam Helis adında bir mil-| Yuaanlıların sayısı bir hayli yük- sektir. Ameri - kadaki Yunan - hlar vatanla - rından uzak bü |. lundukları hal -> de ona kalben 75 cok o bağlıdır - İpe lar. Bunlar Yunanistarı harbe gir - Sizi çevreliyen her şeyin: Şu ka- pmızın önünden yıldırım süratile diğindenberi (oAtinaya (ön mil-j8esip gitmekte olan otamebilini 5 dolar o göndermişlerdir. A-| $u hergün itişe kakışa ima bindi - merikadaki o Yunanlılar (içinde Ve İr yal e lan isti - şu hergün harb tebliğlerinde elinizde tat - geçen tayyarelerin; i makta olduğunuz gazetenin, velha- sıl her şeyin, kendine göre upuzun bir tarihi vardır. vardır. Bu a- dam Ege denizi adalarından bi- rinde dünyaya gelmiştir. Vatanına çok bağlı olan William Helis tek başına tam bir milyon dolarlık malzeme göndermiştir. Amerikanın sayılı milyarder - lerinden bulunan «William Helis» 50 yaşındadır. William Helis Birleşik Ameri - kaya 18 yaşında iken gitmiştir. haystmı birçok seneler sikini içinde geçirmiştir. 1917 senesinde) & | Amerikan ordusuna gönüllü ola -| pisi İrak yazılmış ve Fransz ephesin- İM Şek Kr Ii Patates pişirmesini bilirsi 1919 senesi başlangıcında Bir -İyizi Fakat sobanın içindeki odun. leşik Amerikaya avdetinde petrol| ların niçin cızırdadığını; odunlar - arayıcılığına başlamış, talihi par-den çıkan dumanın odanin içine lak gitmiş ve az zaman sonra) yayılmayıp da, niçin bacadan dışa- Lonisiane'da çok zenginbir petrol'rı çıktığım hiç düşündünüz mü?.. damarı bularak birkaç gün içinde) Gazyağı veyahud benzin o yundığı arder Ode rer babası, birer babasının vardır. binbir gizli kapaklı tarafı (vardır. Her şeyin içinde, binlerce nerede, binlerce nasl, binlerce niçin yanar. Meselâ evinizde hergün soba, mangal, gaz veyahud havagazi oca- nar; fasulye veyahud patates Belki bizzat siz kendiniz de, fev- kalâde iyi soba yakmasını, hariku- igömlek mi daha sıcak gördüğünüz eşyaların bi -| daba bir düzüne sual sorayım?. babası, E Yükselmek kolay, tutunmak zordur & v. Z Li) Lİ dür, orada duramamasının sebebi » üç gömlek mi daha| birer babasının o babasının babası | sicak tutar, yoksa üç gömlek kalın. Sizi şevreliyen her şeyin| ğında bir gömlek mi?, 2 — Havadan duvar var mıdır? 3 — Ateşin gölgesi olur mu?, 4 — Sa niçin yanmıyor?. 5 — Sa bir evi havaya uçurabi-| bı ir mi? & — Soba yandığı zaman niçin salık çalar, inler?, 7 — Söndürmek istediğimiz za. man kibriti niçin üfleriz?. 8 — Şeffaf demir var mıdır? Veyahud böyle bir demir olabilir mi? 9 — Ekmek içi niçin deliktir?. 10 — Soba yandığı için insanı mtyor; peki kürk insanı niçin ısıtır? Il — Yünlüleri ütülerken niçin mutlaka ıslatmak lâzım gelir?. 12 — Patenlerle buzun üzerin- de kayabildiğimiz halde, tahtala - rin üzerinde veyahud toprağın üs- tünde niçin iyOrUz?.. Değersiz bir adamın, değersiz adamlar arasında, değersiz vası- talarla bir aralık yükselmesi mümkündür, fakat yükseldiği nok - — Bir beta yüzünden yükseldi. Ayni hata yüzünden düşerek (tada tutunabilmesi muayyen bir değere sahib olmasile mümkün- Sözün kısası Alttıncı kol B. Ekrem Tatu irb ateşi Avrupada parla- dı parlıyaı ortaya bir «beşinci kol, lâfıdır çıktı. Ve bu- nun o kadar çok tarifi yapıldı ki, artık İçimizde bunu bilmiyen kal- Jmadı. Ve onun içindir ki o beşinci /kol denilen şeye karşı milletin en büyük ferdinden en küçülüne ka- dar herkes takdire değer suretle uyanık bulunuyor. Fakat beşinci koldan maada, biz farkında olmadan bir de altın- cı kolun türediğini görüyor ve üzülüyoruz. İ Bu altınca kol korkakların, za- İyif imanlıların koludur. Ve ben ibunları, fırtınalı bir havada ve dalgalı bir denizde yolculuk eden İtabansız ve şuursuz insanlara ben İzetiyorum. oVapurun osağlâm ve kaptanın son derece ehil ve tec - rübeli olduğunu bir türlü kale al- İmak İstemiyerek derin bir yeis içinde bucalıyorlar. Niçin? Ne var? Hiç! Fakat dediğim gibi imanları ruhlarından, ruhları muhakeme - lerinden zayıftır. Onun için, otu- İrup da etraflı düşünmeden, ken < İdilerini omevhum (tehlikelerle muhat görüyor ve böylece dünya- nun en zavallı insanları oluyorlar. Sebebsiz korkularının zararı kendilerine münhasır kalsa ehem- miyet vermiyeceğim. Lâkin dal kavi imanlı fakat basit muhake meli bir takım biçarelere sui issl oluyorlar. Ve yavaş yavaş, bir- denbire göze çarpmıyan, sinsi bir bozgun havası yaratıyorlar. budur. Kitablarda bulamıyacağımız “inn... 112.000 suale cevab Patenle buz üzerinde kayabiliriz de, tahta üzerinde niçin ikayamayız? İnsanı üç gömlek mi, yoksa bu kalınlıkta bir İ tutar? Ekmeğin içi niçin deliklidir? Atatürk bulvarında karşınıza çı » İkıyor... O, maşallah, bay K... Bu- rada mısınız? Ne vakittenberi? Zahiren lâkayid ve tabii gö » rünmek istiyen bir cevab: — İstanbulda alış veriş kalma- dı, burada piyasayı yoklayım de - dim, geldim. — Bayan da beraber mi? Ti Evet. O da Ankarayı görme- | di idi, görsün diye aldım, getir - dim, Eh. çocuklar? — Anaları gelir de, çocuklar İstanbulda kalır mı? Ufacık bir tah İstanbul bankalarındaki hesabların da bu- raya nakledildiğin, gösterir; o za- fi man anlarsınız ki bay K... Uz 7 ve yahud .işte © altın- miş bir patateste niçin kabuk bele kol ded hüdayi nabit ve ye bize öğretecek kitabları nerede vu nasl bülabileceğiz). Ve böylesi bir değil, on teğil, Böyle kitablar yok değil; varİ yüzdür. Her sene bu rik var amma, küçücük bir meselenin |bosalan Ankarada, bu yıl, alnc cevabını bulabilmek için kocaman|kolun yüzünden kiralık ev bul - çiller devirmek lüzum... Son ak müşkülleşmiştir. ni uz on iki sunie esaslı| Devlet erkânı, meb'uslar, gaze- cevablar alabilmemiz için, yüzlerce (deler en samimi ve açık bir lisanla, kitab okumamız, ve bir yığın Ciziklistedikleri kadar siyasetimizin ve kimya meseleleri | halletmemiz|dürüstlüğünü, diğer bütün dev - lâzım gelir. Halbuki hayatta bil . (Jetlerle münasebatımızın normal iğimiz meseleler yalnız bu on|liğini, ordumuzun hazırlığını ve iki mesele mi?. Bilmece, muamma mükemmelliğini, ve neticede yur- diyebileceğimiz bu gibi yüz binler-İdumuz için şimdilik herhangi bir ce meseleye hayatta her adımdalichlika mütasavvar olmadığımı rastlamaktayız!. fizah ede dursunlar: Altıncı kol, Odanızdaki her eşya başlı başına 'cebinlerin, kalleşlerin. panikçile - bir âlem, bir muammadır: Neden,'rin kolu gene bildiğini okuyor. nasıl, niçin?, Acaba bunu ilk defa! Mücadelemizi onlara karşı nasi kullanmışlardır?. Ağaçtaki bir teşmil etmek valanperverlik icabi giren lir belki yüz bin. İve selâmet bakımından elzemdir. lerce önce koparıp © yemesini Şi öğrenmişlerdir. Fakat ağaçta bukun. E, Elsen Calu duğu zaman hiç bir ite yaramıyan, | me muzur teşekkülün bir uzvudur, yat, dünyanın en muhteşem yat - larından biridir. Milyarder hâlen Birleşik oAmerikanın o müstakil petrol kuyuları sahiblerinden bi - iridir. William Helis şimdi Birleşik Amerikada Yunanistan iştira bü-| rosunun işlerini de tedvir etmek tedir. Dün 1,5 milyon isliğinde yapılmıştır. İstanbul Ko- mulanı Tümgenerâl Avni Akdağ liralık ihracat yaptık Dün 1.200.000 liralık ihracat ya da bu müsamerede hazır bulun -|pılmıştır. Muhtelif o memleketlere muştur. Toplantıda şu mevzular; görüşülmüştür: 1 — «Orduda Pnömoni tedavi - sis Dahiliye mütehassısı Dr. Sedad Altuğ. 2 — «Taş teşhisinde hata se - bebleri.» Bevliye mütehassısı Dr. Sadet- tin Tosun. Müsamerede Dr. Kâzım Damla cı, Dr. Zahid Tolun. Dr. Raif Si- rer, Dr. Beğri, Dr. Eyüb. Dr. Hik met, Dr. Fahri Mökay, Dr. Rüştü Bilge, Dr. Razi Maner. Dr. Nari Deket, Dr. Mustafa Atl, Dr. İsmet Uluğ. Dr. Resad Uluğ, Dr. Sadet tin Tosun, Dr. Hilmi Koşar. Dr. Hamdi Ergen, Dr. Şükrü Ansay, Dr. Salâhattin Yakal, Dr. Aruz, Dr. Ziya Göğem, Dr. il Yiğit, ve diş tabibi Muhsin Şahin- baş bulunmuşlardır. ihraç edilen maddeler arasında, İngiltereye tiftik ve tütün, Alman yaya tütün ve fındık içi, İtalyaya 'unanistana balık ve fasul Amerikaya susam ve tütün, deri sevkedilmiştir. İS TE ye, / hlara karşı uğramış olduğu bir İtalya hükümeti bu telgrafı alı zengin olmuştur. J zaman is çıkar; miçin?. Yağda kı - New Orleans şehrinde (birl #e'bİmw bir patatesin üzerinde sâray © yaptırmıştır. «William | Pembe bir kabuk hâsıl olduğu halde 3 3 di suda kaynamış bir patateste böyle Helis > adında bir motör -İpş — ik ir 2 bir kabuk olmuyor, niçin? lü yat insa (ettirmiştir Bul Korkarım ki bunları açıkça,“ ve anlaşılır bir şekilde izah edemiye - cekainiz!., Buyurun size bir sual daha: Su ateşi niçin söndürür). Kendisine bu suali sorduğum za- man tanıdıklarımdan biri bana su cevabı vermişti: ve soğuk olduğu için ateşi söndürüyor.” Fakat siz de biraz düşünün, bu böyle mi ya?. Gazyaği de yaş ve soğuktur, Şu halde ğini ateşi söneürmesi Mizandır, İsterse niz bunu bir tecrübe edin!.. Fakat beni dinlerseniz, böyle bir tecrü beden şimdilik (o vazgeçin! oÇü derhal itfaiyeye (telefon oetmeniz icab Görüyorsunu, ya, mesele pek ba- sit, Fakat gelgelelim derhal cevab veremiyormunuz!., ster misiniz, size buna bender R iNAN, İtalyan donanması başkumandanının son mağlübiyetini mütea - kıb hükümetine gönderdiği telğrafın şeklini bilmiyoruz. Fakat bu hâdise, İtalyan donanmasının 1816 yılında Avusturya- başka mağlübiyeti (o müteakıb, başkumandanı tarafından hükümetine çekilmiş ölan tarihi bir tel- grafı bir meslekdaşımıza hatırlatmış. Bu telgraf aynen: — «Muharebe şerefli, fakat acıklı» cümlesini ihtiva ediyormış. ımca iptida büyük zayiat ile deniz karbinin kazanıldığını sanmış, zaferin okutlulanması için halka İSTER iNAN, ISTER sele... Üç öğün yemeğinizde çatal ve bıçak hiç eksik değildir. Bu iki a- let, kardeş ve kız kardeş gibi hiç birbirinden ayrı . Halbuki bıçağın çatala nazaran belki, en a- şağı, yüz bin yıl daha eski olduğu- nu bilmem biliyor musumuz?. Bı - çak, daha ilk eemiyetlerde, ipti - dai insanlarda bile mevcuddu. Hal. buki çatalın ancak üç yüz yalık bir mazisi vardır. Şöyle biraz mekteb medrese gör müş herkes, telefonun, elektriğin ne zaman ve kimin tarafından icad €- dildiğini pekâlâ bilir, Fakat ayna - nm, mendilin ne zamandanberi kul Janıldığını bilen acaba kaç kişi vard, İnsanlar hangi tarihte sabun fakat üzerlerinde hiç durmadığımız hüdiselerdir. Böyle olduğu * halde bu on iki suale, on kişide bir kişi - nin doğru cevab verebileceği pek söphelidi Bu suallere cevab vermeği dü. İ şünürken' bir hakikatle karşılaşmış oluyoruz: o Muhakkak Oki (bizi gevreliyen şeyler hakkında çok az şeyler biliyoruz. Fakat iş bu kadar- İn kalmıyor. Bilmemek bir mesele teşkil etmez. Asıl işin felâketi bun. ları öğrenecek bir memba bulama- yışımızdır. Şimendifer hakkında, telefon hakkında, tayyare hakkında birçok kitablar bulabildiğimiz halde, kay- namış patateste niçin kabuk olma- dığını, buna karşılık yağda kızar - iNANMA! emirler vermiş, derken hakikat anlaşılmış ve neden dolayı bu şe- kilde bir telgraf çektiği kumandandan sorulmuş, o da şu cevabi vermiş: ASTER — «Sabahtan ma kadar donanmamız büyük şecaat İle harb etti, ne yapalım Ri een gemilerimiz battı, mağlâb olduk.» İtalyan kumandanlığının bu defa karşılaştığı mağlübiyeti bildi- ren. telgrafının yeni bir anlaşmamazlığa sebeb olmuş olabilece “ ğini sanmıyoruz, bizce esas yanlışlık İtalya hükümetinin muhare- beye girdiği gün kendi kuvvetinin derecesi hakkında yaptığı minde olmuştur. INANMA! iz ok .İancak kavrulup öğüdüldükten son- | ku patates yemeğ cbasla - muz ba all Sör Yormüir İza lezzetli bir hale gelen kahveyi) muslardır?.. Bunu içinizde bilen var Hergün, her dakika karşılaştığımız. | nasıl bulmuşlardır? İşte bir me . mu?. Biz Hattüstüva, Kutub seyahat- leri, meçhul memleketlerdeki «e » yahatler hakkında yazılmış kitab - ları büyük bir alâka ile okuyup durmaktayız!. Fakat bizden iki a - dım ötede esrarengiz, şayanı hay - ret, bizce tamamen meçhul ve adı. na Evimiz denilen bir memleketin bulunduğunu hiç aklediyor muyuz? Şayed bu «meçhul memleketi tetkik etmek hevesine kapılıyorsa. nız, rehbere falan lüzum kalmadan her dakika, her an tetkikata girişe- bilirsiniz! “Devamı 6 ncı sayfada) eenmansn sanane sone oenssanadaananı “TAKVİM