General diyor ki (Baş tarafı 1 inci sayfada) , Çörçil Almanya: ki ileri hareketlerini y Yanın muvafakati alınmaksızın ya * Pılmiş olacakların kabul edemiye- Seği adeye | lüzum ştür. Bu kat'i sözler Sofyada olduğu gibi Berlinde de tekziblerle karşlandığından Moskova tabintile süküt etti. Fakat İngiliz kaynakla - rndan çıkan ve yayılan haberler Macaristanda yarım milyonluk bir Alman ordusunun beklediğini ve Romanyadan Bulgaristana (trenler dohivu asker gelmekte olduğumu bil- girmekte ısrar ediyorlar. Bununla beraber son bir Royter haberi Buk geristana külliyeti nsker geldiği hakkındaki şayianın ihtiyat kaydile telâkki edilmesini tavsiye ediyordu. Şimdi, bu haberlerin doğruluğu tahakkuk etmiş olanlarile şüphel- lerini birbirinden ayıralım, , Romanyada gittikçe büyüyen bir Alman ordusunun bulunduğu doğ - rudur. Macaristanda beklediği ha - ber verilen Alman ordusunun mev- cudiyeti teeyyöd etmemişse de va - riddir. Cünkü icabında Yugoslavya Üzerinden şimali Yünanistarn ins için burada böyle bir orduya ih - #yaç vardır. OR Bulraristanda bircok wn 0 - cakerlarnın bulunduğu muhakkak- tr. Fakat trenler dolumu Alman or- dusunun Bulgaristana akmakta el - dukları haberi hertiz mevsimsiz ola- bitir. Böyle de olsa Çörşilin her tür- İö ihtimali gözönünde tutmak iste- diği anlasılmaktadır. O. Bslkanlar- da olabilecek azami şeyleri olmuş — ann dikkate almakla hiç bir şey ziyan, etmez. Bilâkis kazanır. e Bugün Bulgaristana tren su askerin gelmediği sabit olsa da bu, bu askerin yarın gelmiyeceğini is - bat etmiş olmaz. Eğer Bulgerintan toprağına yabanci asker sokmamar İn veya toprağından yabancı dıker geçirmemeğe hakikaten o azmetmiş bulunuyorsa onun Yuçoslevya, Yu- nahistar ve Türkiye ile bu hususta cok daha evvel basbasa verip alı - Pâcak tedbirler hakkında görüsme- lere girmesi Jâzım gelirdi. Bu gibi Anlaşmalara asla yanaşmamış ve ya- rüşmamakta olan ve kâh revizy cüluğunu, bazan da zahiri bite: Uğru bahane ederek bir Balkar ima kaçınan Buden - güvenilebilir? o Onun Bulgaristanm yakın bir günde kapılarını açması dan çok kuv - e Bay Çörçilin bu inde tutmuş olması Ve ifade eylemesi pek doğrudur. Almanyanın Balkanlarda şimdi beklenen hareketi şüphe yok ki her *eyden evvel, Yunanistanı arkadan Vurmağa matuftur. Bu suretle Al - manya tıpkı Çörçilin dediği gibi küçük Balkan devletlerini teker te- ker avlamağa ve vutmağa ve ayni zamanda İtalyayı Elenlerin pençe - sinden kurtarmağa çalışacak. Fakat Hitlerin Balkan hareketini münfe - "id bir vak'a halinde yapıp birak - mak istemiyeceği aşikârdır. Bu se eble onun, evvelce de yazdığımız Yeçhile bu hareketi Bizertadan Af-| ri yapacağı diğer büyük bir etİe tamamlamak istemesi pe! Memwldür, , Cönkü Almanlar Afrike hareketi ile Cebelitarık ve Süveye he «lerine yol açmış #labileceki-r * Fakat böyle bir harekete tes üsten evvel Almanyanın İtalyayı Amavudluk batsiğından — çıkarması İzmir. emme er e eme mea vi m SON POSTA 4 - Derne -BİN Libda taarruzundan sonra BERE İŞ, kaan ke Taarruzu yapan kuvvetlerin kumandanları bu kanlı boğuşmayı bilâhare nasıl anlatmışlardı ? Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet —ı18— Libda taarruzundan sonra İ ile başlıyan sulh müzake- Kl ani tesiri olsun diye Azi- ziye ki wn arzu ve teşviki ile yapılan Libda iaarruzunun nasl ha- zırlandığım ve umumiyetle nani ıldığını anlattım. a TİSdi de imuharebenin bir kasım tafsilâtını, 2 ve 3 numaralı istih- kâmlı gerilen taarruza memur kola hn eder ve çok tehlikeli #urette yaralnnan Abdulatı Ceremin ağzından dinliyelim. O, yaptıklarını Nari Beye şöyle anlatmıştı: | «Sabahm karmılığında, birina ek | istihköüma (krokideki iki numaralı a) yanaştım. İstihkâmin kapısında kalyan nöbetçisi duruyordu. Ona yakından bir kurşun attım ve vur. dum, Birkaç kisi fe istihkümun içine girdim. Silih sesi üzerine uvkudan n İtalyanlar şaşırmışlardı, Va- hepsini öldürdük. na gir mis, oradan oraya soklanıp duru- yordu, Bizi uğraştırdı. Nihayet o da vuruldu. İstibkâmın içinde bir (ban- dera) bayrak derayordu. Onu da Mr.» “Birinci istiikâm bövlece tam bir baskınla alınmıs ve | İtalyanlarden temizlenmisti. Sıra ikinci istihkâme gelmişti. Abdulatı birkae kişi ila o- raya da teveccüh etti. Fakat yolda İ vuruldu. Yarslenmayı sövle anlar 3 «İkinci istihkime gidiyordum. kendimden geçtim.» Nuri Bey ona bir İtalyan dürbünü hediye etmis v8 A w Türk ve yerli mücahidler yanyana Trablus harbinden temsil? bir sahne: Vurulduğu zaman bu dürbün aöl sinde amlı imis ve sol eli de anla- lan dürbünün bizalarında imis, Bir tüfek kursunu sel kolunu deldikten ne İsabet etmiş ve bu- “İnun adesesini Abdulatınn karma sokmus, Abdulatı yaralamp (o düstükten sonra bayıldığı için Hasuneliler onu tasyarak n iş biz mteş cehennemi halini almış olan İtalyan istilikimla- rinm arasından çıkarmışlar. ve *& Şerfet Elhamam karergühenn kadar getirmişlerdi. Onu ateşten ctkarıp getirmek te bir harikadır. Hamse. ler onu sevip hürmet etmese idiler pmazlardı, oda ölür gi derdi. Abdulatı derhal Masallata hos | Homs ve Libda kumandanı General Reisoli tanesine gönderildi. Buranın cer) zin. 2000 kadar adam öldüğünü lerini dolduracağız. Elverir ki siz üzülmiyesiniz. Bize sizin müteessir olmamanız elzemdir... |. Reval, 12 Haziran 1912 Libda yan kaynaklarına ır: «Birkaç topu 6- lan düşman 11/12 Haziran gecesi bütün cephede ateş açmak ve 12 Haziran sabahı saat 4 de, Libdanın *İcenab doğusundaki tahkim edilmiş sırtlarda > bulunan opostalarımızın karşısında görünmüştü, Sırttan bilej”” gelmiş olan o kabileler, muntazam Türk askeri tarafından kadrolarrma oldukları halde, şiddetli bir taarruz yaptilar. Bu taarruz, mıntakanmn memür olan 89 uncu piyade alayı tarafından tevkif edil- di. Sabahın saat 7 sine doğru mu- hacim taraf, Ziitinden bile koşup gelmiş olan takviye müfrezelerine rağmen, çekilme alâmetlerini gös-. termeğe > İşte o zaman General Reisoli, eli Bir gazeteden bir havadis oku- dular; «Çorapların, bilhassa kadın. ço- raplarının çürük olduğu görülmek. tedir. Avrupadan iplik gelmemek. tedir. Çorapların çürük olmaları yerli — kullanılmasındandır.» ie dersin? ae rim verdim: — Biz Avrupadan iplik geldiği zamanı da biliriz. O zaman sm gorapları da görmüştük. * Bir havadis daha okudular: «Bir genç, kendine yardım eden polisi dövdüğü içim mahkemeye ve rildi.» — Ne dersin? Dediler, cevab verdim: — Meşhur darbimeseldir. «İyilik et, kemlik bul.» — Diyeceğin bu kadar mı? — Bu kadarı kâfi değiles bir de| fırka anlatayım: «Adamın birine: — Filinca ötede beride senin a- leyhinde bulunuyor. Demişler. Saşırmı — İnanmam, demiş, o benim a- leyhimde bulunmaz — Aleyhinde bulunmıyacağını dım &3, aleyhimde bulunsun. * Bir havadis daha okudular: «Esnaf o cemiyetleri kongresin esnaf gelmedi.» — Ne dersin? Dediler, cevab verdim: — Onların gelmedikleri kongre midir? Ya daha ne var?.. — İnsafa geldiklerini hiç gördü müz mü del. yalnı * Bir havadis daha okudular: ,, SAykakabıcılar, Sümerbank fab rikalarında yaplan oayakkabları? da fazin fiatla satıldığım iddin et m — Ne dersin? Dediler, cevab verdim: — Kendi gözündeki merteği gör meyip başkasının gözünde çöp ara mak buna derler. * Bir havadis daha okudular: #Tramvaylarda «izdihamı o önle- mek için...» — Ne dersin? Demelerine vakit bırakmadan: — Kâfi, dedim, devam etmeyin, olmıyacak duaya âmin demek âde- tim değildir. nereden biliyormun? — Ben ona hiçbir iyilik yapma- Cİimat Hlatizsi L Bunları biliyor mu idiniz ? | / Japon mallarının ucuzluğu Japonyada, &- malâthane (o ve fabrikalarda ça - lişan oo kadınla - rın vasati yey - miyeleri on beş yirmi ku Tuş urasmdadır. Tevekkeli de - ğil Tapon mı dünya piy, sasında diğerlşrine rekabet edebil - mektedir. İki lisanla konuşan köpekler Bir hayvanat âlimi köpek havla- masının, yal isanları oldu; Köpekler kendi aralarında anlaş mak istedikleri zaman kurd sesine) müşabih bir $es çıkarmakta imişler. | eye di İnsanlar çift doğarlar mı? Derler ki: — İnsanlar çöh doğarlar. Muhakkak o bir benzerleri var. e a Dünya yüktür. Bu büyük dünyada »z çok birbirine benziyenlere o raslamak mümkündür. Fakat ne de olsa bir birine benzemiyen tarafları mevcud. dur. Çok eskiden imparatorlar, kral lar kendilerine pek benziyen insan- lan aratır, buldururlar. Bizzat gidip görünmek istemedikleri yerlere, on. lara kendi elbiselerini giydirip gön“ derirlerdi GONÜL İŞLER Haklı ayrılma sebebleri Bayan «F.N» ve: 1 — Anlattığınız vaziyette kocaniz | kendini kocalıktan hükmen iskat et| miş demektir. Ayniabilirsiniz, ayrıl zamanlar kadına başka vazifeler de yükledi. Cemiyetle temasa gelmek, cemiyette görünmek bu vazifelerin başında gelir. Bazıları bu vazifeyi hı (şimdi Efganistanda bulunan doktor Rıfkı Beydi Ona ameliyat ve bu yüzden Homs bölgesi kuman-| altında bulundurabildiği O kuvvetle- dan Halil Beyin müteessir olduğu- | rin hepsini bu düşmanın üzerine sal- mak hakkımızdır. Fakat her ayrılma |erf eğlence için yaparlar. Onlardan vak'ası bir mahkemenin hükmü ile| bahsetmiyelim, bazıları ise eğlence yapılır. Müracaat şekli, muhakeme | ye, şahsi zevke erkeklerinin işini ko- il itonit te olmuştu. yap Gl eld edildi ve karte-| zn, teleraferlar vamtasle, duymuş rıldı Si kendisi de pek mütecasir olmuştu. Muharebe gününün aksemile ge- Bunun üzerine Halil Beye şu telgra- vesinde geri gelebilen 300 kadar ya-| fı yazmıştı: «Son mubarebede zeyi- selin sevki için kâfi deve buluna-Jet fazlaca olduğundan dolayı kele dığı ve büyük misk çekdi | kumandanlarının rencide olduğunu Nari Beyin hutra defterinde ya-İ tahmin ederek silâhlı ve 150 şer fik İudır. Demek okayor ki, bo derece! şekli bin mücahiki bu gece yola ç- yaralı olucağı akla gelmiyerek €Y-İ karmaya karar verdiz. Bunları ikin: velden bu vesnit, hazırlanamamıır. | ci bir bin takib edecektir. İlh..v Yukarıda sörlediğimiz gibi | Abdullah Militen yerlidir. Türke Beyin hatım defterine göre ce tahsili olan münevver ve pek larafın zayistı 300 yaralı ve 300 şehid idi. Fakat ba, maharebenin çok kanlı olduğu ve 2000 gehid ol- duğu ağırdan ağıra sayi olduğu gi- bi telerafcılar tarafından da ayrıca merkezden merkeze ynvalamaştı. Bu meyanda Sırt belediye reisi Abdullah Militan da Libda taarı- wa “Son Posta: mın tefrikası: 20 73 YALANLI AKLEDEN S Dur hele, dur; daha neler yeps-| cak ol Güzel yeni elbiselerini giye cek... Ve mademki bahçede Mer Yem hanımla konuşmasını fena bu- yorar, o da ml fena şeyleri Ya” Bacak, gezmelere gidecek, her ak” #em iskeleye ineesk... Böyle bir takım çocukça Vurlarla onlardan öfkesini Salışıyor, — İstiyorum, sahiden Okurcasına bir şevler yapmak. on ları kızdırmak atiyorum... eFena bir şey» yapmak istiyorum... tasav. slmağı meyden Mimoza otelitde, aksam yemeği. | Yendi bitti. Fahire hanım gitmeden *vvel, saçlarını düzeltmek, pudrası- Mi. dudağının boyasını tazelemek İçin, iştç odasına girdi. zunun pek kanlı olarak cereyan et MEBRURE£ SAM! zengin bir Sırtlıdır. Yukardaki, tel- graf onun yüksek hazmiyet ve yalan perverliğile beraber ince hislerini de) göstermiştir. Malik olamadığımız ve) bu sebeble aynen dercedemediğimiz telgrafının son cümleleri Halil Be- ye şunları ifade etmek is- tiyordu: Ne kadar rayiat olursa yer- zaklaşıyor... Odalar sessizleşiyor... Hepsi de gittiler işte, Mineye tek bir kelime bile söylemeden, gitti Onu yapayalnız bırakıp gitti Kıymetli bir ev köpeği kadar bi- kür işiri- , konuştuğunu, Y bir şeyler kaldırıp koyduğunu yor... Nazım Beye: — Beyaz mastomu versene gü tadan... dediğini duyuyor — Peki, bebeğim! diye cevab iyor. a “Ye vuzla Yılmaz da oradalar; gö- ecekleri yeni varyete mamarian e sevincile gülüşüYor, aralarında m konuşuyorlar. : lar açılıyor, a ima dısariki sofada dağılıyor. merdivenden iniy! r, Mine soluğunu tutuyo. arkada kaldı. gelip beni 5 > iki gey söyiiseeni Unutmuy: il, diye düşünüyor. vi "takat ba sefer, daha ağır, m kapanıyor. Bir çok yor, iyor. | o güne kadar | i ek, bir) kollu, le olamadığını düşünen yayrucuk, ellerini büküp buruyor... e Gözleri) dalıyor, ruhuna bir boşluk çöküyor) ve birden kararsızlık içinde bocalı yan dimağında bir fikir parlıyor, Karar veriyor: «Bu ekşam ben de çıkacağım, tek başıma çıkaca- İm... Gezmeğe gideceğim... Ben de onlar gibi eğleneceğime diyor, Dolabı açıyor. Yasak entarilerin darduğu köşeye doğru e yor ve parmaklarına ilk değeni, beyaz ipek elbiseyi kapıp çekiyor. İ Sırtındaki soluk eski eteklikle| bluz, çabuk çabuk cıkarılıyor, öteki; hiç giymediği geçiyor. naya bakıyor. Kısacık! ğe hafifce açık elbisesile| kendini çok değişmiş buluyor. Fa-| 7 kat onun süs taslamağa, sahiden eğ. inip gülmeğe hevesi yok. , ij dırdı. Bir Bermaglileri taburu ile 89 uncu alayın bir bölüğünden iba- vet bulun be Devret öperlerisden çkarek dünneni takibe başladı ve bu canada © inci Bozsaglieri alayına! ieeheeb Bölük bu düşen nın sol yanı üzerine hücum etti. Bütün bu birlikler süngü e hücum ederek Vadi Libda kenarında bir Arab mektel. ve soezbahamı vücuda) getirdiler. Kaçağı vakit ve imkân bulamayan bir Türk - Arab müfre- gesi a'orada dekan edil. Bu hereket üzerine General Rei- sokinin yütbesi terfi | edildi. 1908 denberi general rütbesinde balun- nl m eğ yada idi. © (Devam ediyor) H.E, Erkilet dan doğuyor ve sinirli rüzünde, çok iri, çok koyu gözlerinde adeta inadeı, © çocukça bir çılgınlık pırıltsı yanıp tutusuyor. Meryem hanım içeri girer girmez, çığlığı basıyor, gülümseyerek! | — Aman ne güzel, ne şirin elbi- es! Galiba eKül kedisindekin peri,! burava gelmis! diyor. Minenin yüzü gülmüyor, — Bu elbiseyi bana babam vap- trmıstı... İki tane daha var. Üvey annem hiç gisdirtmiyor... Kı- yametleri kopardı... Amma artık sözünü dinlemiyeceğim... Sesi, nefesi kısılarak bir an duru- vor. soluk alıyor, sonra sözünü söy. Te bitiriyor: — Yürükalideki otelin gazino kısmını anlata anlata o bitiremiyor- lardı... Her aksam müzik, dans var. Oraya gideceğim! Evet ben de tek başıma gezmeğe, eğlenmeğe gide —.. Dansedecetim! Bir yandan bunları sövlerken, ne safhaları yekdiğerinin tamamen ay-| İaylaştırmak hedefini de katarlar, nidir. Bununla beraber anlattığınız, Bana anlattığınız büdise bu iki te şekilde büküm çabuk verilir, daha) lâkki şeklinden hangisine daha uy- doğrusu bir formaliteden ibarettir, | gun? Bilmiyorum. Söylerseniz, taf- ribayet iki öç celseyi işgal eder, ek | silât verirseniz tekrar | konuşuruz. ne ve diline çabuk bir avukatın e-| Bununla beraber şimdiden kaydet” linde azami bir aylık bir iştir. Vakıâ | mek istediğim bir nokta var, unut- kumun ayrılma ölerinde o muhtelif) 'Padan söyliyeyim: Kadım cemiyet- safhalar için o muhtelif müddetler)! görünmek işini yapamayacak va. - | Fiyetteyse, demek istiyorum ki, se- i | Yiyesi buna müsnid değil ise hiç te- müreccah- tir. Aksi takdirde gölünç olar. Ko- iddeti kısaltır, isü- * Bayan «B. Ş.» ver Eski zamanlarda kadın sadece e- vinin harımıydı. Borcu evin idare. sine bakmak, çocuk doğurmak, do- Kurduklarını vetiştirmekti. Yeni da bösbütün hi Meryem hanımın, onu bu kara- rından döndürecek akıllı uslu gey-| oi ler söyliyeceğini için için umuyor, hattâ dileyorum. Buna rağmen de, gene karşı gelmeğe, inadından vaz- geçmemeğe niyetleniyor. Fakat me- nekşe gözlerin gülümseyişi, #ükünü bozulmuyor ki. Mine, okadıncağızın o herhalde mevkiini düşünerek tenkid veya na- sihate kalkışmağa cesaret edemeyi- şine adeta Üzülüyor. Halbuki Meryem hanım bu işde tenkid edilecek bir şey bulmuyor ki... Karssında beyaz elbiselere rünen bir ocesaret timselin görü. yor... Bu tedbirizee ve delice ha- rekette © eroman macerslarındakin hayali ve cazib şekli bulı dine has bir muhakeme yürütüy. Hem simdiye kadar hang! düşkünü çıktı da, saray balosuna koşmasını, an'ane, usul ve edeb namına ayıb saymağa kalkıştı? küstahca bir sy tasarladığım, o gü- nekadar aldığı terbiyeye ne dere ee aykırı bir harekete hazırlandığını — Sahi... Plâj gazinomında her akşam dans vi Ne güzekiniz Bayan Minel Herkes sizi beğene- *İ gun, bezgin başını, ona çazna faydadan ziyade zararı do. Bay (E. 1) e — Bence kocanıza söylemek 1â- zBundır, bir vak'a bilmediği, sizi bir imtihana tâbi tutmadığı n> malim? TEYZE sek! Hem bu elbiseyle kimse de ta- nımıyacak... Zaten otel mlişterileri. i izi gibi Rilla'ya git öler... Bu akşam orada yeni varyete trupu varmış... Mine omuzlarını silkiyor, hırçın vie sesler — Ne çıkar! İsterse 9 Saklanmıyoruum ki! diyor, > eeolarl Meryem hanım utangaç ve hay. Tan? bir — Birakin da saçlarınızı ben dü- zelteyim... Galiba... Galiba siz iyi yapamıyorsunuz... Ben tarayayım m... Beğenmezseniz yene siz bo- zaramız... diyor, Mine yumusuyor. Bu sesle içinin okşandığını' duyar gibi oluyor. Yor. uzahyor. Mahir bir el uzun saçlarını çözüyor, dağıtıyor, Bırçalıyor. İşte saçlarımıza her vakit bu biçimi vermelisiniz... Bakın ne gü- zel oldunuz, aynaya bakın Bayan Mine, dArkası var)