General diyor ki (Baştaratı 1 ine sayfada) © İngütere, tehlike elle tutu - derecede ak istemiyordu. İtalya, Büyük gi Biseler ayırıp ver. iklerine küskün idi ir taraftan kayıblarını en diğer cihetten mit. mâ Bu sebebin o, b teliiiye çalışırkı teliklerinden, DR düşmüştü. ivan - Habeş har İtalyayı İn. e ve FPransadan kati surette b ve Alnranyanm kucağına at- yor © Almanya gittikçe kuvyetleni — m İngiltere tereddüdlerinde de. Pota *diyordu. Bunun YA ve Çekoslovakya de olan ib & Ükreten, tedricen ke Moskova teresüm eylemişti Fransa bir nya ve Mak ve : adını) Suvvetlanmek A biler gibi piyade, seri va sırhli ri çoğalıp du. ie r yolunda i birşey yoktan ok etmeğe ve hem nsanın arasını boz- k oldu | Rus - Alman ademi| akdolunmuş ve Bü.| de eski arak Bohemya hadudln emrine tâbi k nes stiremezdi hir yay khmet haline koy sıkı münasebetler flan Ro. vw #I vtacak kadar yaklaş - beş hüma Avusluryan i mi İtalya ve Yı MdUA oldu te söretle Almanya bii leniniş ve sivas Ayümüş, kur. en de karı tarağı iltifaklardan mah, rı Ni korkmadan Lehis. b Bahums İzalya çilli ediyordu. ne harb, kuvvet müva . e Ni #üretle ve fazla mik X devletleri Jehinde be çen olmuş ve Eylül 1930 Vet ve insiyatif hep Mib. atında Kalmıştı, Kuvvet üstünlüğünün pek fev. vette Almanlar tarafın. m dolayı doğan müt X yakın aldakları içi <üÇ değidir. Banlı ansâ harbden çekğimi iz > Yalrız Kalmıştı. "i harç Danlarda, İtslyanla - ba Almada, © tek bir muvaffakiyek m Oölünge , Yünanistanda, Mir yalar © SİN Lbyada, bü - in VE denilerde mütbip diği â rüyoruz, İtalyan anabiird Le gi: nin da Mi Müsüle, daş Yerej 1” Ötüken kalay, selen, in ar da Fransanın MENİ ettikleri ve ay. ezütetenin babumuz çe. Senub İngüterenin, ge. ibarle © günden ni betakeş Artık her türlü dip. “tele, , “© Küyıdlarını bırakarak! dan oku, SARI harb edercesine harp pe Bitleşik Amerikanm , Çzirliklarını düyük bir Le aimak lâzım Mmerika m . elereye büyük mik. * sim başka kendi ken. mi8 Ve havalarda pek etmiş olacaktır. Boy - itarar durumuna rağ. k hayıt #tksiz ve tak va ak büyük du, ALPtaklar da bulunduğu ma -İ ki Ni ha bare abi Japonya Çin.| yaklaşmadaşı kımılda-| intikam almak sevdası. için Fransa,| .İ sin? Epey dil ciddiyet vermeğe çah, 7 ğil. - bi para kesersin.. | Aç «Iİ biz basladı! İ ağ Bu ik üzerine gürü kesilmişti. İçlerinden bi Yahu «meydancı apishe, â sordu: alık krvırdın mi ba» İn> : “Moydancı,. nın macsrası l hatab olunca, gururla doğrul Yüzüne ve sesine, başardığı el» İerin ehemmiyetile mütenasib bir sak: — Epey mangizim di; Haydan gelen huya gider. Zırnık kalmadı. gözünü sevdiğimin mem- leketi.. İstanbul hapishanesi gibi de- işini bilirsen Yahudi sarraf gis amma kolay ol. belâh heriflere ca! için tam 3 ay birbiri- madı bu iş meydancı mize girdik, bazı günler muharebe ettiğimiz oluyordu. İki köylüyü bo- Pazlamıs Allahın belâsr bir katil İceri benden evvel (girdiği ü de adam top- ileyir karde- kta Flân vardı etrafına bi Ne yalaa söy si, evrelâları meydan gözüm yoktu benim. İâl İ olmiyacak. İnsan kodaste daha fn: İn sipsi içiyor, veriyorlar eline iki kuru tayın.. bende metelik arama baktım olecak şey değil. cığım. Bu isleri biliriz. birkaç tanesini kumpanyama al'lır vurduk nihayet mesele meydancılık tasıyan herif kuru £ sültiye pabuç bırakan o sovundan değil. naraden bulmuslar köpoi ları, cakıları, keskin demirleri ilân da var, Kestirme yoldan gidelim, Allahın ka gün 5-10 y Ve- her tasında evire, çevi- re bir tepeledim. Ondan sonra kar şıma çıkan olmadı. Her taraftan takdir sesleri yük- seldi: — Yusa ulan.;. — Aferin nann be. — Kıvak oğlandir vesselâm! — Mevdane olunca isler yolu- nn girdi. Teskilât vaptık. Dısandan birkac kadm buldurduk. Başladık #eride eroin, esrar tenretine.. hani meydancıların haraç sna hakkı var va. Her veni gelen mahkümu da haraca bağladık mı? Günde 15 kia nara demiyordum. Meyılancı ne demektir? Rehberime sordum: — Kuzum ameydancn ne de mek? — Kestirme cevab bey ağabey. aMeydancı» örantn diktetörü de - mektir, Astığı astık, kestiği kestil Bütün mahkümler onun idaresi al tındadır. Meydancı olmak icin bü- arılı mahkâmler birbirlerine gi- şerler. Bu yüzden | hapishanelerde #ütbis rinavetler olur. — Meydancı makkümları haraca mı bağlar? — E, tabii bey ağabeyciğim.. 6- ranm hükümdarı sayılır. i — Yani tebaasından vergi mi a- ” Gece hırsızı dostum ne demek istediğimi pek anlamadı amma, ge- ne anlamamıs sörükmedi: «Bon Postam wdebi romanı; 60 Simdi gözlerinizi görüyorum sn en adan ve endişe ile bana pu sözleri söyküyotlar: — Senin odanı ta çok alikadar eden odur, iyi ay Yad ıştin mi? >» lere ne ce rn ili uz ki ün hepimizin, Yali Halide hanımın, hamabakın nın ve benim gözlerimiz, hep m min üzerindedir. Bizce her İten evvel aranılan onun istire ” fir. Bumu İşi an “tak” eğimi si a reyi Bu odama sağ ta- if et, beni en Rahatın vereyim? Rin ğına boğazına kadı Ya li? ulanmaktadr. — “em, Vet müvazehesi, Tok ora itlifakından, © a6 sayfada) hand ük bir odada hestabakı- yakada eralinkinde de Halide ha- nım yatıyorlar. ğ B © Aşkla Oynanmaz! SON P aşeral yuvalarında 4 GÜN Katil, hırsız, esrarkeş serseriler arasında neler gördüm? Röportajı yapan : Nusret Safa Coşkun biraz olduğunu vi haraca kesmiş- Yeni gelen misafir, bu suale mu- hapishaneye yeni gelen oradaki kumpanyalardan bi- i ek, meydancıya uymak ecburiyetindedir. Yoksa hiç rahat vermezler. Başına gelmiyen kalmaz. — Kendisini himaye etsinler di- ye, haraç verir demek? — İsterse vermesin. — Ya parası yoksa, — Olduğu kada: verir. Sonra ona da para kazanmcak iş bulurlar. - Hapishanede mi? — Elbet. dışarı çıkaracak de- Tiller yaf - Meselâ ne iş? — Meselâ, meselâ, o ufakt islerde er kumnanmılar dancı aleyhine nasıl çalışıyorlar an- lasın diye casus yaparlar, kaçakçılık işinde kullanırlar. fek mev. — Yaman tw — Anlatılmaz bu iş. İstintek baş'ıyor «Meydancı. misafirin: gelmesile biz unutulmuştuk. Onun etrafında- ki alâka çemb 'aş yavaş gev- şeyince, gene gözler üzerimizde top” lanmağa basladı. leydancın nm kulağına bir seyler gördüm. O, söylenilenleri dinlerken gözücile beni tetkik edivordu. Hak- kımızda izahat verildiği o belli Kulağına fısldananlar bittikten İsonra ayağa Hattı, bize doğru geli İ yordu. Rehberimin viiztine baktım. İ Endişeye benzer alâmetler var, Al lah vere de bir patırtı o çıkması kapıyı hesblıyorum. Herhanır: arbede zuhurunda, benim için kali m merdivende mramaktan baska çare yok, «Meydancı» kendi U tâbirlerince afili - bir yörüyüsle yanımıza yak- last. Tokat atar gibi keskin bir el kaldırısla selâm v Pek te vu- musak durmamalı. kaslarım cat- tm, öküze benzemeğe cahsan kan- lan söyle y Za hikâyesindeki gibi de kabarmağa üzendim. — Suriyede ne var, ne yok? Diye sordu. — Pek gok sey yok. nanlsa gene öyle.. — İsler dönüyor mu? — Oldukça. «Maln v nasıl getirdin? Her zaman nasl gelirse öyle. Şüöphelenmediler mi? — Artık bu isin acemisi değiliz eskiden Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand teki arkadaşından bir köşk kirala- masını rica ettiği vakit benim de onlarla beraber geleceğimi hesaba İkatmamış olacak ki bana tahsis 6-; dilebilecek oda kalmamıştı, İlkin, aşağıda, salonda yatmamı tekkif et- ti; benim kabul etmediğimi görün- ce, sandıklarını yerleştirmeğe karar verdiği küçük bir odayı bana bırak- mağa mecbur kaldı. Ben orasım öyle süsledim, öyle sevimli bir yer yaptım ki buna kendim bile saştım| anne, Evet odam küçük amma pek| İ şirin ve temiz bir yer; hele önünde- ki dağlara bakan geniş tarasayı görseniz «iz de buranın manzarasına bayılırdınız. Sabah erkenden, hastabakıcı Se- limin şezlongunu tarasaya çıkarıyor, İİ sam da bövle alacağı malându. AL İkalmadı. Rir sual daha patladı: medim mi desem, tanımam mı de- OSTA — Sıdıkanm evinde « Ânjel » çalışyor mu gene). Haşerat yuvasında sıkıntılı dakikalar Bu fena.. iş sarpa sarıyor. Sıdı- kanın evi nerede? Anjel de kim? Çok şükür, benim cevab verme- me meydan kalmadan o arkadaş- larına döndü: — Sıdıka vaktile Halebin en zde umumhanecilerinden biri idi. gö Anjel ismi e bir sermavesi vardı. vöcudünün kalır, At özleri var- az can yak- şekeri yanında keçiboynuzu gil kestanesi büyüklküği dı geçmisi kandilli madı Halebde.. Fra askesleri, Hâdiseler Şundan Yanıltan serlevhalar «Kahve azlığı histediliyor.» “Buna mâni olmak için tedbir a- lınmak üzere.» , —— İkide bir kahvelerin ğundan talebenin kaçıp oralara gittikl, ederdik. Azaldıkları miz yerde, çoği mi alacağız? Serlevhaların altındaki havadisi okuyunca işi anlıyorum. Meğer aza- lan kahve, mahud kahveler değil içilen kahve imiş, : çoklu mekteblerinden erinden şikâyet na şükredeceği- almaları için tedbir * Elbise masrafları Kadın; şık, pahalı ve zarif giyin- işti. Kocasının isa elbisesi en &di kumaştan yapılmış olduğu gibi, es- kimişti de... Kadın eline bir gazete aldı, yüksek sesle okudu: — «Artistlerinin elbise masraf- larını Şehir Tiyatrosu idaresi temin edecek.» Kocasına döndü: — Ne dersin! Dedi. Erkek karısını baştan aşağı TR yağ» kalktı, aynada ken- n artisilerin elbise mas- Karşısındı Bundan raflarını da tiyatro idaresi mi temin edecek? — Tabii, hem sen neye aynaya baktın? — Tiyatro idaresinin ne hale ge- ileceğini gözönüne getirtmek istedim de... * İnanmıyorum amma Bir gazeteden: «Pişmeden yenebilecek olan gi da maddelerinin açıkta satılması yasak olduğu halde son zaman » — Yaz birader yaz, bu hale bir nihayet verileceğine | amma, bövle yazıları nrada srada okumak ta hosumn gidiyor, Pros#'rin imarı — Prost Tophans ile Azapkapı arasını tanzim edecekmiş. Orası da yıkım yangın yesi- ne drdükten sonra sira hangı semte gelecek, dersin?.. İzi il İlki Güneşin batmadığı memleket Alaskada, Katzelunda gü neş hiçbir za- man batmaz, O. rada her zaman gündüzdür. * Ağaç kaf larda traş Frankforta, bir berber mek- tebi mevcuddur. Bu mektebde ta- Jebe husu sr talimi rette zabitleri onun için bi İ rerler o kadar) yalan kıvr-| Fransız zabi- e yasıyorınus ona, almış kapatanış.. iv Dedim, | Çok pü eti: — Ben de övle daydum. Duyma- dik ür. söylediklerimi ta lah icin yaman karıydı ©. Rahat bir nefes almama imkân — Arab Mehmed ne Çaltaor mu orada? Buna ne cevab vermeliyim. gör- yapıyor. İsem? Attım bir cevab: — Yakalandı, hapiste simdi? Hay Allah müstahakım versin. İ birisi yalancı eikarmasın mi beni. uyuklar gözüken bir serseri | çuval | yatağından doğruldu? — Nasl olur, dedi.. bir ay evvel büradevdı? — Belki kaçmıştır. «Mevdancın benden yana çıktı: — Suriyeden kaçmak ta iş mi sanki. Terlemeğe basladım, Bu istintak beni sıkıyor. Pet kerim isi altüst et- ek te var. Haklı olarak binden sönhaleniverlar. İvisi mi artik bu-! radan uzaklaşmalı, Rehberime işa-| şet ettim, Kalktık. Tam kapıya yak- laşmak üzereydik arkamızda bir hede koptu, Dö: beş serseri, »smeydancın da dahil olduğu halde birbirlerine girmislerdi, (Devamı 8 İnel sayfada) de onun vanınz geçip otu- ruyor, gâh kitab okuyor, bazan da| Selimi kendi haline terkediyor. O zaman kocamın gözlerini kapadığı- nı, kendi hayalâtına daldığını gö- rüyorum. Beni en çok üzen sey, Selimin ümidsizliğidir anne. Kendisini öyle| gevşek bir bırakışı var ki. içimi sız. İntıyor. Maalesef ne Halide hanım, me hastabakıcı ona kuvvet verecek bir söz söylemiyorlar. Bilâkis ona daima zavallı bir hasta gibi mun. mele ediyorlar. Halbuki ben, onun, biraz gavret gösterdiği hattâ doktarların ömid iyileşeceğine emi- | nim. Bogün Selimin vücudünden zi”) yade ruhu hasta. Onu bu gevşek. Wkten, bu nevmididen kurtarmak, sarsmak lâzm; fakat (gelin görün ki, etrafını saran iki bunu anlamak onu olduğundan daha fazla hasta vaziyetinde görüyorlar ve onu ilâç- larla, günes banyolarile kalkışıyorlar. Benim tamdığım Se. tedaviye| & mış, ağaç kafa- | lar Üzerinde, traş esnasında usturanın nasıl tutu- lacağını talim etmektedirler, * Hava tüfeği Hava tazyiki- Ie patlıvan k7> tüfek 1886 .-E mesinde — yapıl mıştır Şikagoda yapıldığı için Şike- g&o ismi verilmiştir. GÖN Bunlar biliyor mu idiniz ? 7 Çocuklarda dil ve ağız sinirleri Çocuklarda, J dil va ağız sinir İleri, vücudde bulunan - diğer sinirlerden daha cabuk neşvüne- ma bulmaktadır. Bu sababledir ki, çocuklar ne buz hurlarsa o hemen ağızlarına götü- türler. * Iş'k'ı büyük saat Ekunatörde, Pü- yakildeki © ışıklı büyük saat, bir fenerden başka jir şey değil Fene rafında bulunan dağa birden on ikiye kadar rakamlar © yazılmıştır. j Fener geceleri saat kaçsa o rakama şık vermekte ve saatin kaç oldu- ğu bu sayede tâ uzaklardan görü- Jebilmektedir. e.erme hmm ma amma Aslanı uslandıran kadın Bu bir bikâyedir; Jrere ağaca yaklaşmış, kadının attığı «Kadınım kocası huysuz, geçimsiz.'$li yemiş miş. Kadın, bir hocaya çilaniş, koca. | sım buysmluktan o vazgeçirmek için pe yapması Mizım (geldiğini sormuş. Hoca kitabları karıştırmış: — Kolay, demiş, bir wlan © başını okşaman lâzım, Kadın ertesi günü bir parça et a- Lp aslanm bulunacağı yerlere git - miş. Bir ağaç üzerime çıkmış bekle - miş, aslan görünmüş, kükreyerek ka. dının bulunduğu ağaca dağru koşmuş. Aslan yaklaşınca (o kadın elindeki et parçasını aslanın önüne atmış, aslan ei yiyip uzaklaşmış. Kadın — ertesi) gün gene elinde bir et parçasi ayni yere gitmir, ayni ağaca — çıkmış. Bu) #efer aslan daha mülâyim bir çeh -| hasta, yerinden kıpırdamak için bi-| le biraz irade kuvveti sarfedeniyor. Kendisini hastabakıcı ile annesinin elleri arasına bırakıyor ve bundan| adetâ vahşi bir zevk dayuyor. Bana karşı olan muamelesine ge- lince, bu da inadcı, hırçın bir hasta çocuk fantazinine pek benziyor: Ba- karsınız hakiki ve candan bir dost. bakarsınız çekingen bir sevgili, bu- karsınız haşin ve k Fakat ben bütün bu değişik Selimlere karsı koyacak kadar me- th ve azimkânm. Ne onun sevgisi- ne, ne de düşmanlığına büyük bir ehemmiyet atfeden vaziyet takını- yorum. Ben daima ayni mütebes- im, müşfik, kocasına bağlı Nesri- man... Şimdi biraz da size kendi sahsi havatımdan bahsedeyini nineciğim çünkü gözlerinizde bu suali gö yorum. Evet anne, kızınız her na kadar ' Tüm bunlara tahammül O edemezdi amına, dediğim gibi, onun ruhu na sancılanından muztari evlerde kapanmak o niye- Üçüncü gün kadın ağacın altında durmuş ve aslanın kendine yaklaş tağı zaman eti atmış, aslan eti yemiş ve ona dokunmamış. Nihayet beşine İgün aslana eti elinden © yedirmiş Ye başını okşamış. Aslân oradan uzak. laşınca dosdoğru bosünm evine kaş, muş. Aslanın başını oksadığını söy. lemiş. Hoen yerinden fırlamış: — Behey kadın, demiş, vahşi asla. ni birkaç gün içinde başını okşıyacak kadar yumuşatmayı o bilirsin de, ne diye şimdiye kadar kocanı Yuğundan ve İtedbir alman Hizm olduğunu düşür. mez de, gelir bana akıl danışırsın! TEYZE tünde değildir. Esasen istesem de bunu yapamazdım, çünkü damar- larmda dolaşan cak kan buna mâni... İşte atneciğim, Selimle iki sadık bekçisi daha uyurlarken ben yatağımdan fırlayıp dağlara tınna- myorum. Burada bir ilkbahar hava- sı var, Kırlar, çayırlar, dağlar hep çiçeklerle sü Bu çiçekleri en mahir bahçıvan bile bu kadar gü- zel bir şekilde tanzim edemez, bir- birine bu kadar yakıştıramaz. En çok hosuma giden | gezinti, yoldan ayrılarak dağlara doğru ser- best bir yürüyüş yapmak. Buranın havası ve manzarası o kadar nefis İki size tarif edemem. Kendimi âdes ta Allahın cennetinde o zannediyo- rum. Zaten bani buraya getiren yo- Jan ismi de «Cennet yolun, İnanır mısınız anne, İstanbulda iken dinle hiç alâkadar olmıyan ben, bu güzel dağlar arasında ken- akın hissediyorum ve ü varlığımda du- yuyürum. Bu his beni titretiyor. var)