15 Aralık 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

15 Aralık 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

g a ( telin Söyarken Çocuk elbisesi .* yle —etek şeklinde yapıldığı &- bolero — rob tarzında da olabilir. Birinci, şekil nisbeten büyüklere, ikin. haha küçüklere yaraşır. Renklerin *bizile imtisacı esastır. Modeldeki gi. AÇIK renge koyu ve alıcı renkler - Men süs koymak değişk olur. Yalnız ik kirlenmesi mahzuru vardır. Ko! Tenk yünden örecek olursanız gar Mtürleri açık renk olmalıdır. Kürkleri nasıl muhafaza etmeli? ister manto ceket nd Her on beş günde bir kürkü i- ali ve ufacık bir değnekle vu- &k dövmelidir. ayn en soğuk gecelerde kürkü da havadar bir yerde bırakma. Soğuk güveleri öldürür. Yazın d na ve kürkü yemeleri. ür. Ayni samanda tüyleri bir hale koyar, Parlak ö zaman giyen kürkleri vağ. a > &üyeye ön verümiş olur. a büsit ameliyeyi ya bensin yahud ii, >dun talaşile kendiniz de yapa. Key iz. Çok açık renk veya beyaz Ri ei tebeşir tozu, un, (magnesis- inde) den biri ile temizlemek da. ayva olur. Bu üçünden bir: İlay #vuç serpilir. Ve kürk iyice o. tag tan sonra tozlar kuvvetle sü - ir. Faydalı bilgiler an çok &- ik Uvüyabilmek için 5 edebilirsiniz; şam yemeğinden yarım saat 40 derecelik suda bir nu. ti, Duş tertibatımız varsa yatma - Xx #vvel ıhk bir duş yapimız. Kap anyonuz varsa akşam yeme Sey 2 #sat sonra 37 derece su de 4 90Yo yapınız. Tie, Hiç biri yokan sıcak su fe sü - yı, ler kadın bilmelidir Rk, Örgüleri yıkadığınız.zaman ye. Ray, 'e“€k kurutunuz. Sererken de An evvelki şekiller'ni vere - a, data bu şeklin bozulmaması akiyer yer Eneliyerek kurumaya * in göz yaşı dökme İ Ru, İmkânsız olduğunu sanma - Bir parçacık sn, sizi bu sıkın. iş ka kurtarır. Herhangi bir kâseye, i şu koyunuz. Ve soğanı bu inde soyunuz. Nakleden k m ar, serbest olur, saadetini de glunmaz? N RE *on tereddödlerini ortadan ir kızda ararsın. Sana karı m bu sözlerin tesiri altında ayrılmış, dün gece Nesrine İN ne olmuştu? Niranı bo - #ken ölüm onu pençeleri m- almıstı. Bu faciada Halide > biç bir mesuliyeti yek Mademki oğlunun üzü görüyordu, — gidip “İhayat Aşkla Oynanmaz! SON POSTA SİNEMACI. Seyrettiğimiz 3.000 metrelik | bir film için tam 330.000 metre film sarfettiler Holivuttaki muazzam fim sanayii aklın a'mıyacağı büyük masrafiarla çalışmaktadır r süküt âktan kurtarmalığır. Aks tak -| | Sinemanın iç yüzünü, £üi niğini tetkik etmek için Holivuda ge- İlenler, yalnız büyük sanatkârların sl. İdıkları paralarla, sürdükleri şaşak karşısında £ çaşakalmarlar.. Füm sanay#nin muazzam para sar fiyatı daha fazla hayretlerini mucib olur... Fim kampanyalarının en yüksek sarfiyatları başında, bir eser vücude getirmek için sarfeyiemekte olduk ları hüm filmler gelir... Bu fimler, akıllara cidden hayret verecek bir yeküna varır. Hoüvudun en büyük fim kum panyalarından biri olan Foks, (Sü. veyş) adında bir flm çevirmiş idi İBu filmi çevirmek için sarfedilen £ü- min hakiki miktarı tam 330060 met- reyi bulmuştur. Birçok tetkiklerden| geçtikten sonra film 3.000 metre ola rak perdeye intikal etmiştir. Amerikan sinemacılığının «en bü.| yük şaheseri» addedilen ve geçen se. ne şehrimizin büyük bir sinemasında! emsalsiz bir rağbet ile karşılanmış İolan (Vatan Kurlaran aslan) renki fümine, 69.165 metre renki Tekniko.! Yör filmi sarfedümiştir. Bu miktardan! İsncak 8.200 metresi esas filmi teşkil etmiştir. Sinema ve film tekniğine vâkıf ol. mıyanlar bunu bir lüzumsuz masraf addedebilirler.. Hakikati hal bip de böyle değildir. Füm kumpanyalarının gayesi, mü. kemmel filmler vücude getirmek, halk kütlelerinin rağbetini kazan — ? Muazzez Tahs'n Berkand İlik şeref ve haysiyetine dokunuyor du: işte bu kadar. Maamafih, ve- levki netice gene bir ayrılık olsun, bunu doğrudan doğruya o Selimin ağzından Nesrine işittirecek (yerde kendisi Mediha Hanıma © meseleyi anlatır, iki gencin saadetlerini ba ka taraflarda aramalarının mün: olucağmı ona ihsas edebilirdi. Bö le yapmış olsaydı bir gece evvelki facin olmazdı. Fakat asri çocuklar söz dinlerler! bizzat| mi? Nişanlanmayı aralarında tasar-! salanmıs olduğu vermek Holivodda Stüdyo dışında film çevirmenin garib müşkülâtları vardır Bir takım adamlar, gürültü a) ses alınırken faaliyeti aksatırlar, ve Pp münasib bir hakkı âdet olmuştur rejisör Frank Kapra son eserlerinden birini çevirirken maktır, Halin rağbetini kazanmak çin de fedaklrlıktan kaçınmamak icab eder. Bu vadide fedakârlık başlı.| ca efilm sarfiyatından kendini gös -| termektedir. Nazarı dikkate almak icab eder ki flm Kumpanyası operatörü ve reji. sörleri bütün sahneleri, veler fena dahi olan, en ince beferrüatina kadar füme almak mecburiyetindedirler. Bu -Jfilmleri çevirdikten sonra bunlari montörlere gönderirler. Monlörlerin vazifeleri, fümin başlıca kısımlarını ayırmak, bunlari tanzim ve tertib ey. —İlemek, fümi vücude getirmektir. Film sarfiyatı hakkında söz söyle- miye en farla salâhiyeti bulunanlar muhakkak ki bu montörlerdir. Bunun için: «Kullanacak olduğunuz filmden yöz defs, bin defa film me diye çeviriyorsunuz?. #nalini Montör- lere sormak icab eder. Bügün, Warner film kumpanyasının şef montörlüğünü yapan ve Holivud, da büyük bir şöhrete malik bulunan Mis Barbara Me. Lean bu hususta şunları söylemektedir: — «Bu bir ifraf değildir... Miks tasarruf sayılır... İnanmaz iseniz beni takib, ediniz» Size prodüksyonun geçirmekte ol - duğu muhtelif safkaları göstereceğim. Ondan sonra işe vâkıf olacaksınız... Prodüksyon evvelâ bütün uzunluğu ile projeksyon dairesine götürülür ve orada gösterilir. Sonra bu film daire. me gönderilir. Ben bunu hususi ma. kinemi ile metre metre tetkik ederim, eskilerden büsbütün başkadır: Ayni seyden müteessir veya memnun ol- mazlar. Onların hayat telâkki ve gö- rüşleri tamamen o Bbüyüklerinkinden ayrıdır. İşte bunu Nesrin isbat etti: Eski zamanda bir erkek nişanlısma on - dan ayrılmak istediğini söylese, genç kız, acı ve kederle ölse bile, ağzını açıp bir şey söylemez, izzeti nefsi ayaklar altıma almazdı. Halbuki o, intikam almak arzusuna kapıldı ve tabancayı çektiği gibi dağlar kada; delikanlıyı yere serdi. Facianın bütün sırrı işte burada. Nesrin... Bi kelimeyi telâffuz e- İderken Selimin muhakemesine hâ kim olduğu muhakkaktı Göz avallı cansız gözleri odada bir nyor gibivdi. Acaba Nesrini mi a- nyordu) Havır, buna imkân öla - wazdı, Selimin kimin kursunile va - | unutmam kabil lanımla konuşamaz mıydı? | ladıkları gibi ayrılığı da gene be -| değildi. Mademki onu hatırlamıstı Siresini bulurdu. Esasen or- Beni bası bir mesele yokta; İnr için en ağır şey, kendi. işlerine büyükleri onun nüfuzu mutlak Nesrini yola getir -İraber kararlaştırmak bstiyorlar. On-|o halde çektiği ıztırablara kimin «6 be boldüğunu da bilivordi. Nesrin tetiği çekme! Menem 22 mma odava sirdi, şu kelimeler dö - ekg m gm ire Betenmediğim dolayımle de halkın tutmıyacağı kısımları çikarır ve bun. arı numaralı demir kutulara vazsde. rim. Kabul eylediğim kısımları uzunlu. Buna askıya asarım, Eenin olunuz... Fimin bir santime! resi yoklur ki tetkik mazarlarımdan geçmesin... Ben bu mühim işi başarmak için evrelemirde zevkime güvenirim. Fim. deki senaryonun tasviri için beheme. hal elzem olmıyan kısım vak'ayı ge. Giktirir, vak'ayı ağırlaştırır. Filmin W olması için bunları merhametsizme feda eylemek icab eder, Kameranın taviye hatası yüzünden bazı kere flm fena çekilir. Bunden dolayı bunu olduğu #ibi çıkarırım gösterilişine kadar muhafaza ederim. Bazı kere bu parçalardan ecnebi memleketlere gidecek reklimlar çıka. rihir. İşe yaramıyanları «sakat Glm İalan müesseseleres satarız. Bu mü. esseseler bu filmlerden birçok istifa. deler temin eylemektedirler.» Mis Barbara Mc. Lean'ın fzahatı sizleri bu büsusta tenvir eylemiş olsa gerek... Kalabalık figüran kütlelerinin ha- reketie bulundukları sahneleri çek - mel için bir operatör ile iktifa edi. memektedir. Dört, beş hattâ altı, ye. di operatör bu kalabalık sahneleri mabtelif noktalardan almaktadırlar. Bu çok töühim bir noktadır, (Devamı 8 inci sayfada) den bu kelimeleri söylemişti! Hulki de ne kadar çok oturuyordu, Geçen her saniye Halide Hanıma bir saat kadar uzun geliyordu. Halbuki oğ- lunan son dakikaları yalmız anana iddi, o, dakikaları çalmağa kimse - nin hakkı yoktu, kimsenin... Acaba Selim arkadaşına neler söy lövordu? Yarabbi, oğlunun son ar- zularını dinlivebilse, onun kesik se sin'n söylediği kelmeleri işitse ne kadar rahat bir nefes alacaktı! Ona öyle geliyordu ki, içeride Yeniden müthis bir facin cereyan ediyordu ve bu facia ila alâkadar olması İâzün gelen kendisi de, kapalı kapının ar- kasında birekilmist. İemrida hafif bir avak gere ol- du, Halide Hanım derhal oğlunun odasına doğru vürüdü. fakat Hulki- nin sesi onu olduğu yere mıhladı bir daki Hasta- merak in yanındadır, artan Halide Çıkardığım parçaları fümin resmen! OTO otabfislerin fazla yolcu ta- şiddetli surette meşgul Gl. «Zabıta, şma işile makts: Fakat, otobüslerin bu işten yılma. dıkları fazla yolcu almıya devam et. tklerinden anlaşılmaktadır... Vesak. 18... Gazeteler İstanbuldan, Boyoğlu cihetine gi - decek otobüsterim. Sirkecide bütün boş yerler dolmuştu. Eminönlne gel. diğimiz zaman gene durdu. İnen ol. madı, Fakat beş altı kişi bindiler, kon. a e — Şimdilik ayakta durursunuz inen, olur. Dedi... Yanımda ayakta duran orta yaşlı bir gat gülümsiyerek benden ta- rafa döndü: — Bu vâde de kondüktör, kendi inansın... — Evci hakkınız var... Taksimden evvel inecek yoktur. Hoşsohbet bir kimse olduğu tavır. larından anlaşılıyordu: — Size bir fıkra anlalayım. Diyerek söze başladı: * Bir musevi hastalanmış, birkaç gün sonra hastalıği geçmiş... İşime başla.| miş. Arkadaşları sormuşlar: — Ne oldundu, baslalığın neydi, | — Hastalığımın ne olduğunu mani İgeştiğini bilmiyorum amma, hastalağı nır büstelarmâz doktora gittim, iğ İayene oldum, vizitesini verdim. Ölü ya, o da yaşıyacak. Doktor bir reçeli yazdı. Reçeteyi eczacıya (götürdün İlâcı hazırladı, parası Örle ya, o da yaşıyacak, ilâcı eve göğ tirdim, pencereden aşağı attım. ÖğlÜ ya, ben de yaşıyacığım.» * Fıkra bittikten sonra: — Otobüslerin ayakta yolcu aımat larına ftraz ediyorlar, dedi, düşün & müyorlar ki, otobiiseüler de yaşıyasığ” caklar, pi durmuştu. Kapı sçıldı, belediye sabi ta memurları ayaktaki yolewları in £ Girdiler. Bu arada, bana fıkra anlağii hoşsohbet zat ta iniyordu: işleri bu, onlar da yaşıyacaklar Belediye zabıta memurları uzak mışlar, otobün hareket etmişti metre kadar bir znesafo katetiigğ ten sonra tekrar durdu, Memurları biraz evvel otoblisten indirdikleri yoğ İcular koşa koşa geldiler. tekrar gioziiii İbüse binmişlerdi. Ho: t zat yanımda ayakta duruyordu: — Bizim de hakkımız var, dedi, TEEN an evvel işimize gilmemiz lâzım. YigENN Ce yaşıyacağız. nasıl geçti? Musevi cevab vermiş: | Bunları biliyo Londra polislerinin radyo'u miğferleri Londrada ba- 7 polislerin baş larında taşıdık- ları miğferler içinde, birer rad yo istasyonu | | Dansi lil mu idiniz ? 7 2220 de tamamlanacak lüğat Fransiz aka- demisinin büyük lügatine Kardi - pal Rişeliyö t- rafından üç yüz sene evvel baş - İmeveuddur. Miğ ferdeki bir tele ee merbut kulaklıklar tek kulak - isrına takılıdır. İş esansında, kendi- lerine söylenilenleri gayet iyi işit - &kleri gibi, bu Tadyolu miğfer saye- sinde gizli neşriyatı da duymakta İve seşriyatın yapıldığı mahalli tes-İ İki genç evlenmek üzeredirler. Ni - kükları kıyılmış, içinde oturacakları yuva da bin bir ihlinamla hazırlan — mıştır. Şimdi yapılacak iş gidip oraya| yerleşmekte, evlilik bayatına başla .' maktadır. Genç erkeğin fikri: — Bu, hayatla bir defa olur, o gece şehrin büyük otellerinden birine dost. larımızı çağıralım, bir süvare yapa- lam, diyor. Genç kiz bu düşünceye muana: — Çok masraf gidecek, esasen epey- ce de yük altma girdik, hiç lüzumu yok, cevabını veriyor. Nihayet benm) fikrini slmayı kararlaştır:yorlar. Bu iki gencin ailelerini tanırım, va. ziyetleri hakkında biraz matümatım var, büzine dayanarak kendilerine ikisi ortası bir hal şekli tavsiye ede - ceğim, : — Bu toplantının bir defa yapıla - İcağı ve ebedi bir hatira bırakacağı İdoğrudur. Fakat yıkım olmaması da lâzım. Süvareden, hele bütün ta; dıklarınızın iştirakile yapılacak bir sü. vareden vazgeçiniz. Tanıdıklarınız için | — Bana ne söyliyeceksin oğ - lum? Ben hemen (Selimin yanına dönmek istiyorum, onun daha uzun| zaman yaşayamıyacağını bildiğim i- çin yavrumu gözümün karşısından) ayıramam. l — Niçin bu derece ümideizsiniz| hanımefendi? Haddim olmiyarak| biraz evvel de size | söylemiştim.) doktorlar Selimin halini büsbütün| ümidsiz bulmuyorlar, bu vahim a: ların geçebileci İbileceğini söylü görünce genç adam fı değiştirdi: — Oğlunuzun: beni niçin çağır - dığını ve benden ne İstediğini size| söyliyeceğim. Selim bana dün ge - ceki kazayı aulatlı, bana ilani > İsindan bahsetti ve sayed ölürse ©-| nun vaziyetinin müskülleşmesinden korktuğunu itiraf etti. Halide hanımın yüzü sapsarı ol - İda, dudakları titredi, burun delik - İleri öfke ile açılıp kapanmağn baş- lanmıştı. Akade , mi azası İğgeti bir an evvel tirmek © arzusile azami gayreti (o sarletmiştir. Fakağiiii bütün gayretlere rağmen bu lügağii ancak 2200 senesinde tamamlanmığı olacaktır. basit bir çay, çok yakın akraba içini de gene ayni akşamın gecesi bir top Gil lantı yapmak ikinizi de tatmin edecejiii bir mutavassıt yol olsa gerektir diğen saadetler dilerim. Bayan «Hi. Ka ya: Kabahati doğrudan doğruya sade buluyorum. Özür demeniz Tâzim i * Bay «Ş» ye Dostum, hil > eni burada tekrarii Şm. ği” ii De « i Bir düdük sesi duyuldu. Olobiğ ila — Hakları var, dedi, onların GÖN ld , d i i | i i etmek aalâhiyetine malik olmayışı ma müteessilim. Bu, okuyucularım için güzel bir istifadeli bir süje olasi caktı. 7“ Fakat ne olursa olsun, kendini b gene mes'ud addetmelisin. Hayati içinden görmüşsün, en zevkli ta & raflarını yaramışsın, yavacağırı yap-ği mışsın. Teessörünü yalnız bir noksi tada haklı görüyorum: Çocuktan artık haber alamıyacaksın. o Yalnıği böyle oluşu senin için gerçekten fesi na mı? Beni söpheye düşi li hâdiseler yok değildir. Cürüm olan Yerde daima suçlu aras nir ve cezalandırılır. — Oğlunuz (ortada bir cürüm olmadığını söylüyor ve başkaları nın da buna emin için; Nesrin hanımın haksız yere ağır bii mes'uliyet altında bırakılarak hak * kında dedikodular yapılmasma mağ si olmak için. Halide hanim hiddetle Ff sözünü kesti: — Çabuk söyle çocuği lâfa ne hacet! Selim ne istiyor? — Hemen nisanlısile nikâhlan » Ki mak istiyor efendim. 4 — Asla! olmaları am, Bu kelime bir feryad, bir isyan feryadı idi. Hulki'bu zavallı ana & nın kinle sertleşen kalbinden geçeni hisleri anlıyor, bir bakıma ona hali veriyordu; fakat Selimin, belki de son ol bu arzusunu yerine getir *ği mek için mücadele etmeğe, NtüM ap ayd > -

Bu sayıdan diğer sayfalar: