” j * i yer Erkek ve kız ço- nü Bzhisier > y” Hayırsever kadınlarımız fakir çocuklar için nasıl çalışıyorlar ? Çocuk Esirgeme Kurumu merkezinde bir saat Yazan: Nusret Safa Coşkun Duydum ki, şehrin tanınmış aile-|lan, belki de elini soğuk lerine mensub bir kısım bayanlar, | cak suya sokmuyan bir basal Ç : X di eme ker nda, |da toplanarak birçok işler görüyor! başkan yük ihtirakat vukubulu mmm e ü rekat alar. | zi an ve çay toplantıla-| etmekten kendimi böyle çocuklar çok yer-İrından vakit bularak, böyle faydalı Niçin? diye sordular. Sek yemeleri de metlak lâ -İişler görebileceklerne inananlar ka türlü vaziyet mi görece biypir irki deymak bilmez -Idan değilim. Ayıb değil yaş «Kaİmdid diyelim İYükle, z İ em i iy Biygerden fazla istihaları var. dinler Birliğin zamanındanberi, ke- < Jümek içim sasfettikleri e -İdın çalışmalarının ne oldu telâfi ve tazmin lâzımdır. İş-İdiğim için, bu Sanada yücudde müterakim!liyeti | de, Madeni emlâh stokları me-| kabul e fosfat Kalma Çocuk'arda , İlhran devresi Mene Dr. İbrahim Zati Öget! Bü on altı yaş arasında ir devre vardır. Bu devre bei, vk m ve derin bpm Be büyük deği Jani bedeni, ve gerekse abi sahalarda kendini gösterir. birdenbire lidir. Bir başıma gelen Fransiz aklıma i tel olarak | menlekdası etmek suiniyetini gösterdi demir vesa-| Fakat bu defa zanhımın o tamamile . Eğer bunun! aksi Bir vaziyet götmekten müte - Favret edilmezse, 9 zaman! velhd duyduğum haz, mahcubiye ir takır seyri tabit' Gmden duyduğum hicab çok şükür iler görülür. Dikkat edi - | fazlasile ödedi. Çocuk Esirgeme Kı- doktorlar, tedavi et- imei merkezinin, ikinci katında, ge- birdenbire asabi beller, | lerce, binlerce eşya arasinda, ar. bas dönmeri, göz ka - ibi arızmlara tesndüf et - N dalar bem sinir basta - edesek mütehasıslara kalksermslardır. Hal - vücndde mevcud olan i., lâkin birdenbire tiken- bi, ileri elem bir anzadan Mz bu hikâyeyi arlatamazdım. Fakat size şurada niçin nakledivermiye — yim? Bir Fransız gazetecisi, kadınların aleyhinde bir yazı yazmıs, Kadınlar da toplanarak, bu haddini bil - mez (!) gazeteciye ders vermeğe karar vermisler. Bir ziyafet tertib e- din davet etmirler.. birim sef mes - lekdar, kadınlar tarafından ziyafete davet edilmekten memnun, kalk Miş gitmiş. tam cav sofrasının başı- na gecilecek, kadınlar birdenbire manikörlü elle ibi gaze- teciye uzatıp iğveleri yakalarından sıyırımslar: — Sen misin bizim aleyhimizde yanı vazan?.. Adamcağız bakmıs ki, is kötü — Rica ederim, bir dakika mü- sanda edin madamlar, demir.. idam mahkümenın bile son arzemu ya » vılır. Biliyorum ve ankyorum ki, e ! Binizden kurtulmama imkân vok. N i bir temiz dayak yiyeceğim, ziyanı ekim hal even el. çok. ebniz varalmm. Ancak vo ar | ilince, bunun dediği - 5 itemi ini | rumu yavımız.. içinizde en yaşlınız ın yon ve fosfat metapo-| de kendi ağızlarından dinledim: o | kimse, ilk tokatı o atsın! ee oğla leşi toplayan baki: ço), Fakida olacağı Gibi hsğm caklar için burada calışıyoruz, Gör-| lar birbirlerine girmisler, en yank -İdüğünüz bu kiymetli şeyler, kumaş-| sensin, bensin derken kavga büyü- lar, perdeler. röbluklar, eşarplar, müş, kimse de ilk tokatı atmadığı mendiller, fakir çocuklar için hazır-|'cin bizim frenk meslekdan, elini ladığımız piyangonun £ eşyalarıdır.| kolunu sallıya eallya çıkmış git - Çok zengin bir piyanea tertib citik imis... Hediyeleri çok zengin, fintı da çok! O Eğer, Cocuk Esirseme Kurumu - ucuz olduğu cihetle, fakir çocukla -İ yun bavanlar kolunda ben gördük- kan ter içinde, sabahın erken saatlerin- de işe başlamış sehrin kibar sos yetesine mensub bayanları görünce, bu kabil faaliyetleri bir fantezi ola. rak kabul etmiyen, hayırsever ka - dınlarımız olduğunu teslim ederek i hem mahcub, kem de memmun ol - , dum. Binbir çeşi eşya arasına gömül- Ya- | müş, dikiş diken, biçen, ütü yapan, katyon, tophyan bayan - dikkatle tetkik edile. De baslınıma derhal u - #elâh görülür. Yapılacak Evvelâ son mylar zarfın- boy uzamre ve kilo va- tetkik edilir. Böyle ani bir Sağlamın Bayaz Ne'le, Merka Fahir ipek hm ! ii ! li şeldi. Bu güzide bayan topluhığuna | Yy Per AE KİR, ve Sava 5 | Kitablar arasında | A.me mektubları Yazan: İbrahim Hoyi Yakub ve Ötekiler müellifi, Ce Mileltin Ezinenin yüz eli sayfahk (Amerikan mektublan) nm son yaprağını büyük bir hazla çevirdik. ten sonra, yakin bir dostun seya - hat dönüşü türlü türlü hatıralarını, | | Derler. Otobüste şofür aizara içer biçim biçim teferrüntile eden| #6, yolcuların çilingir sofrasını ku! fotoğraf albümünü seyretmiş | gibi|rup çakıştırmaları bile mübah gö — oldum. Bu fotoğraflar hiç de flu de- Zildi. Muhtelif anları ustaca, ve en İ san'atı köşelerden yakalamıstı. Fil hakika, kültü H mcahınç dolu otobüs ba - 5 yeket etti Banzin kokusu insanın nefesini tıkıyacak kadaıdı. Üstelik şoförden .imrenen bir iki yolcu da sigaralarını Uyakmışlardı. Meşhur sözdür: — İmam gülerse cemaat kahka- ha atar, davranmış, siyara içmekle iktifa et- mişlerdi. Bu halden bizar olmuş bir yolcu kondüktöre: — Otobüsler hiç temir görmez mi, bu benzin kokusu nedir?.. Üs - telik içeride sigara da içiliyor, dedi. | Kondüktör onu teçhil eden bir bakışlı süzdü: — Beyim, bu zamanda bunu bul üstelik , zeki kafasında işKyerek bütün sağlamlaştırmış bu- onan değerli muharrir Celâlettin E- zine, Amerikan mektublarında, kü- İçüük fakat özlü pasajinıln bugünün | Amerikasını bize anlatıyor. Muhar-| ,#irin gayet renkli bir üslübu var, Gö-| duğunuza şökredeceğinize üşleri kuvvetli. Kİ «Ruznamei | Sikâyet ediyorsunuz. Seyahal) yazmak gibi bir dalâlete düşmekten aşın derecede çekinen Celâlettin Ezine, çok kelimeli bir e- debiyat yapmaktansa, oGkirlerini | komprileşmiş bir fikir oçağlıyanı içinde bize vermeği tercih ediyor ve . Karanlık tramvayda ayağına ga - rib bir cisim dokunan bir bayan: — A, bu da ne?.. diye bağırdı. Baktı. Ayağına dokunan cismin) kesilmiş bir tavuk olduğunu anla - eşi. A... A... Kesilmiş bir tavuk, sporda, hülâsa medeniyet yası. | boynundan hâlâ kan akıyor, tram- Din her sahasında | «fevkalâdeliği| vevm böyle bir şey alın mı? kendisine sinr edinen Amerikah ma-| | Elindeki kâğıda baka yek İmildir. kimdir). Nereden vetişmiş -|cuların biletlerini yırtan kontrolör. ön Amerikalıma psikolocyası| Biraz e e El te nedir): Seeiyesi; anm'ebva kile < |nbmsediği bilet kontol ille tar o) deki tenakuzları var matır?.. Mad ih edilecek mühim bir mesele kar.) İde Amerikanın sub cephesi, sinema, | sında kalmıştı ki, tramvayda bu-) m, büyük sanayi İle Amerikan eko | hmanların yarısmdan fazlasının bi - nomisi ne gibi bir çığır takib eder), |letlerini kontrol etmeyi bir yana bı- İşte Celâlettin Ezine, o Amerikaf'sEt Ve tramvaya kesilmiş tavuk mektublarında, bu sorguları | birer) 9177es'na sürâyet edenin karşısına birer neşterliyor. ve her seyden ev.) Ekİldi: vel iş adamı olan «Amerikalıy» bü-| | — Bu zamanda tün kusur ve meziyetleri ile önü - iz Bunları biliyo tramvaya bin -i Şurası muhakkak ki, Celâlettin İrina, Asistani baş döndüren gratsiyellerina, «İtalyanların çalış tıkları, o Amerikalılann zevk sür iü U İdükleri en büyük Yahedi sekr | Sürat Şamp'yonu balık an Nevyorkun, gulgmleği ezmenetine| © ye dudak bükmek cesaretini görteren| ,, <ePek Pokğ, en bir muharrir, ve özlerini kes -| 1 ii iliki kin ahadan ni bu siklimm in yatan) ın meme kateden £ fat ile perdeliyen bir müdekkiktir. | balk. Jeazetle > Falih Rufka e bal e al alen il kıyan bu çeşi, Ün 14 seyahat edebiyatı Amerika mektub-|:*? ©? gün sonra bin kilometre u - zakta avlanmıştır. > ları ile Celâlettin Ezinede yeni bir nümunesini daha buluyor. Ben, ken- idi hesabıma bu 150 sayfalık özlü BU ZAMAN İ lenecek. rülebilir. Amma onlar gene insaflı | kirlenm. Ja A mek imkânını bulduğunuza şükret « miyorsunuz da, üstelik kesilmiş ta vuğu yere koyan yolcuyu fazla bus İuyorsunuz... Talimatnamelere gö- re de tramvaylara cânlı hayvan a - hnmaz. Fakat kesilmiş tavuk alin » maması için biç bir madde yoktur, — Peki amma, tayuğun boynun dan kan akıyor. Üstüm başım kir « — Bu zamanda insanın üstü başt esi de mesele mi sankil, Dünyada neler oluyor, farkında de- iniz galibal, * Vesaiti nakliyeden, havâyici za « ruriyeye geçebiliriz: Zeytinyağı alacağız... Fena ko - kuyar. — Bu yağın fena bir kokusu var, Diyoruz, cevab veriyorlar: — Bu zamanda bu yağı buldu - ğunuza şükredin. Sokaklar karanlık. elektrik cep fenevi ve ertas ihtiyacı baş zöster- di, Fenerler fana, eczaları zayıf. — Bunların iyileri yok mu? di- yoruz, Cevab veriyorları Bu zamanda bunları bulduğu muza şükredin. * Sadece birkaç misal yazdım. Açıkgözün, münasebetsizin, ku « surlarını örtbas etmek için kullan dıkları «bu zamandan mazeret for» mülü yalnız otobüste, tramvayda, bakkal dükkünmda duyuluyor zan netmeyin. Bu formül, yüzde yüz kazanmak, başkalarının zararına ra- hat etmek istiyen sayımız saysısızlar nın veşâne dil pelesengi oldu. Bana kalran, bu zamanda «bu zamanda» formülis normal hâyatı bozanların hareketleri ihanettir. Si vmat İletisi rmu idiniz ? | Paraşüt nasıl icad edildi? Jak <id paraşütü ilk defa, hapaedil - miş olduğu bir , hapishanenin penceresinden atladığı zaman kullanmıştır. mıza epey para topliyacak mik - darda bilet satabileceğimizi ümid e diyoruz. iş arasında, kadınlarda &det olduğu Özere, hiç de havniyattan konuş - rmayorlar. Filânca cayda falanca ba- İlerimi değil de, ümid ettiklerini bul- savdım, muhakkak Fransız gazete- İcis'nin âkihetina düserdim. Cok sü. kör hayımever bayanlar, bu sefer haklarında medhive yazmağı fakir çocuklarımıza arzettikleri | kremetli mesai ile beni mecbur etmsi bulu - | eseri büyük bir zevkle okudum. Ob- jektif bir görüsün mahevlü olan, ve mariz bir garbeiliğin üllerini asla taşmıyan (Amerika mektubla- m) bize, değe: i , Roman okumayı seven kadın yeni ii tanıtmak itibarile de dikkate şa- nuyorlar. Bütün kadınlarımızın. bir önde seksen kanının cek Teri yerde, bu hemsirelerini taklid et- vanın kırdığı pottan, falancamın re « Fikasının, ayni twvaleti Üç defn üst- üsle giydiğinden, bilmem ne zade - nin evinde yapılan son poker parti- sinden v . Aneak, işe sid Wrumlu muhavereler oluyor. Sordum: — Simdi piyango hazırlamakla > | mespuldümüz, bundan evvel ne ya- kahrlar. Fakat bilgili kulağı delik bir baba yor. Ticaret Vekili yakında şehrimize ge'ecek Ticaret Vekili Mümtaz Ölkmenin — Messimiz fakir çocuklar üze -| birkaç güne kadar şehrimize gelece- rine teksif edilmistir. 7 vasına ka-İği haber ahnmistir. Vekil, İstanbel- dar olan bütün çocuklarla uğraşı-|da ticaret birliklerinde va bilümem i | yoruz. Süt temini, kundak. üstü bas | piyasa meseleleri üzerinde tetkikler» oknıyanlara elbise tedarik Oetmeklde bulunacaktır. i in ii her zaman için burada calışacak iş vardır. Masanın Üzerini, gayet nefis ku- Çukura düşerek yaralandı ağaginzz vü delikler doldı iktaşta, Kıhçal mahallesinde 6 önel e e K mrk ewde oturan Receb, dün Bütün bunları pi sokağa çıkarken evlerinin Önünde ii piyangoya Makj nış bulman üç metre deriğin- e fakat, meselâ bazı ku - | deki Sukurn düşerek vöcudünün mub maşlar uzundur. Bir ropluk veya rumemeiaman ağır surette yara - ERE e Tİ Kireen, tedavi özür mke Bep, Evinde çifter çifter hizmetçisi o-'oğlu hastanesine kaldırılmıştır. ; brtaya düşünüyerlerma, 4 UL demek bu işde bir suikasd or lardı. Bu takdirde, başkalarının da böyle düşünmemeleri için sebeb yoktu. Saatlerdenberi hâdiseye meta - netle göğüs gerek Medihs Hanım, bu basit vak'a karşısında asabının melerini gönül ne kadar arza edi -| Nireret Safa Coskrn «| Basımevi, yan ve her münevverin okumadan geçemiyeceği bir kitahdır. İbrahim Hoyi Amerika Omektubları Seyahat notlar, o Celâlettin Ezine, Kenan Alı ay evvel evlenmiş bir genç kadın dan al mek - tabu hülüsa edeceğim. «Ben okumağa çok meraklıyım. bilhassa roman okumayı çok seve - rim... Her zün sabahtan akşama kadar hiç durmadan roman okusam gene bıkmam. Hattâ bazan o kadar dalarım ki, yemek yemeği bile w - nuttuğum vakidir. Yeni evlendiği zamanlarda kocam bu huyum için bana darılmıyordu. Hattâ kendi ba- na çheryiln yeni yeni romanlar şe- tirirdi. Fakat aylar geçtikçe koca - mun değiştiğini hissettim. Başta elim de roman gördüğü zaman hoşmud. suzluğunu belli ediyordu. Sonrala,- ri, «senin bu roman okumandan da bıktıma tarımda serzenişlerde bu - nmağa başladı. “Makara tevzi işinde idaresizlikler olmuş! Terziler birliği tarafından, terzi esnafına dağılması kararlaştırılan makaraların tevzi şekillerinde bazı idaresizlikler olduğu hakkında şikâ- yetler yapılmıştır. Mıntaka Ticaret Müdürlüğü, bu hususta terziler bir- İliğinin tevzi listeleri üzerinde tetkik- İlerde bulunacaktır. İ Balerköy Halkevinde Ziya '| Gökalp ihtfali Bir kaç gön evvel bu yözden « - Bakırköy Halkevinden: İ zamızda kavga çıktı. Bana ahir d Büyük Türk mütefekkiri (Ziya Gök ba elinde roman görürsem, alır yır- 40p) için 6 Kününuevvel 940 Pazar tarım» dedi. Gazetelerde mütera- günü saat 14,30 da ve Evimiz salo | diyen halk okumuyor, gibi şikâyet — nunda bir ihtifal tertib edilmiştir.) ler çıkıyor. Halk nasl okur? Benim Herkes gelebilir. halimi gözönüne getirin; okumağa azimle yerinden sıçradı. Şimdi tek-İnız doktor smeliyatın derhal ya - var mücadeleye, kızımı bir kaplan gi-| pıldığını, kurşunun çıkarıldığını söy bi müdafanya hazırdı. ledi. Hastayı yatağına o yatırmışlar Kuvvetli adımlarla salona doğ-| amma henüz aklı başına gelmemiş, yu yürüdü, kapısını açtı ve müşlik | sayıklıyormuş... Doktor tekrar has- yözünün bütün sevgisile kızının | taneye döndü. yattığı divana yaklaştı. — Beni niçin beklemedi? Bir haber var ma? — Hahde Hanım onun alelicele Nakleden: şim. Çünkü oraya adamlar gelip ba-|midsizlik yavaş yavaş kal kacak! Muazzez Tahs'n Berkand darmış. Mediha Hanım kaşlarını çattı ve sert bir sesle: — Aşçınn saçmalarını dinleme, haydi git işini gör, dedi. Hizmetçi kız hanımının ilk defa böyle aksilendiğini görmüştü. Önü- de baktı. — Peki hanimefendi. Ben işimi demişti. Aşçıkasıya söyle, bir daha senin işine karışmasın. Peki kahscsk -İ Hanımı telâş ve heyeci Odasına gördiği zaman Mediha hözbü - bozulduğunu hissetti ve eesaretini| | Bu kunkuru, kımk sesi isitmeğe| avdet etmesini Tica etmin Dokto - kaybederek ağlamağa basladı, Ü -| Medik» Hanım hazulunmıs. Ka -| run bir dakika bile yanından ayn) - i istilâ |bil olduğa karlar siktinetle cevab) dığını istemiyormen Zavalh kadın İverdi: giti imi — Evet kızım. Cek rmüsleği ir)” care ann... Beni hiç bir ve İamelivarla kurumu eskarmağa mü-İy affetmiyecek Onun verinde ek a m'e-İ sam ben de öyle yapar, herkesa kar * merhametsiz olurdum. Şaka sey) mi bu? | Bu sözler Mediha Hanımı kor -| "İl kutmustu. — Sus Nesrin. sakın böyle şey- ler söylemel Senin istemiyerek se- beb olduğun bir kazadan dolayı ce- za görmen adalete mugayirdir. e m ei -İkatil oluyor: ediyordu. Dışarıdan kınık, meyus bir ses geldi: Anne! her nannen deyisinde onu vanmda, | im telefon etti? müşfik ve mütebessim vürile gör - —Telefon etmediler, meğe alıştığı halde bu defn cevab| o— Doktor geldi. alamaymca daha titiz bir sesle: — Nicin beni o uyandırmadın —z Annel dedi. Mütbis kâbusler içinde idim. Dok Mediha Hanım onu işitmişti: fa- tor ne dedi? Hepsini, hepsni anlat! o“— Buru vicdan takdir eder. gieyocda bi Mazi bilenle emen mm a bayıldığım halde kocam buna en » gel oluyor. Kızım, her işde tefrit ve ifrat vardır. Ne ifret iyidir, ns de tefrit... Roman okumakta belli ki ifrata kaçmışsın. Herkesin okumasına ta raftar olduğum halde senin saman okuduğun tarzda o okuyanlara hak veremem. Evli bir kadın ekumalı- dır. Fakat okuması evini, kocasını, her şeyi ihmal edecek dereceye gelmemelidir. Kendini kocanın ye- rine koyup düşün... Evine geliyor... evde her iş ihmal edilmiş, karın bir köşede oturmuş, okuyor. Hatır s0- ruyorsun.. o okumağa devam edi « yor. Konusmak, anlatmak İstiyor - sun, seni dinlemiyor. Kendine bar- s alâka, nevaziz bekliyorsun... Fa- kat karm okumaktan bunları vap - maöu vakit bulamıyor ki, Sana tavsiyem, kocanı ve evini ilama) ettirmiyecek kadar okuman dır. Kocan eve geldiği zaman bita- ban mohakkak © elinden bımkmak, ona karşı alâka göstermelisin) TEYZE beni yaralamış olsa böyle mi düşü. “iğgdün? — Eğer omun istemiyerek böyle bir kaza işlediğine eminsem onu derhal affederdim; çünkü osun da muztarib olduğunu dösünürdüm. — Sen müstesna bir kadırsın an- ne, herkes senin gibi olamaz. Ne ise simdi bu sözleri bırakalım, Ben he men' giyinin hestaneve gitmek isti. yorum. Acaba Selimin yanmda ka- bp ona bakmama Halide Hanım izin verir mi dersin? — Zannetme. — Çünkü o da senin gibi düşü- müÜyor Ve seni mâzur görmüver. — Hakkı var, O halde uzun za- İman orada kalımam. Yalnız Selimi görür, rr çikanm. Onu mutlak görmeliyim. Mediha Hanım cevab vermeden divan üzerine oturdu, kızma baktı. Gözlerinde öyle büyük bir acı oku kork- di di