3 Aralık 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- 6 Sayfa SON POSTA [Memleket Elaberleri Edırned.o Hava taarruzlarına karşı 2 korunma tecrübesi yapıldı J Edirne (Hususi) — Büugün şehri - Ümizde biri saat 1110 dan 12.05 e, di- | ğeri saat 19 dan 20 ye kadar devam Ü etmek üzere hava taarruzlarına kar Ü gL iki koruma tecrübesi yapılmıştır. Öğleden evvel yapılan denemede (canavar — düdüğü ile verilen alarmı | müteakib Tesmi dairelerde çalışan Ü memurlar işlerini, okullardaki talebe- Üler derslerini bırakarak derhal bu - ilundukları binaların alt katına in- İmişler, çarşıdaki bütün — dükkânlar kapanmış ve — yollardaki halk tayin Üledilmiş olan en yakın sığınaklara il. (tica etmiştir. | Tecrübe esnasında pasif Kkorunma Dekiplerde itfaiye vazile görmüş ve be- Üllediye önünde çıkarılan bir yangın | derhal söndürülmüştür. | Alarmın bittiği gene canavar düdü- ğü ile halka ilân edilmiş ve bu Wisuretle tabi hayat tekrar başlamıştır. Bu akşam saat 19 da başlıyan ve #iğaat 20 ye kadar devam eden ışıkla. #rın söndürülmesi tecrübesi yapılmış Şlir. Her iki tecrübe de muvaffakiyetle Ü neticelenmiştir. | Işık söndürme mecburiyeti | Dahili tenviratın, umumi ışıkların Ösöndürülme ve karartılmasına dair Şolan nizamnamenin tetbikatına Pazar Şakşamından itibaren başlandı. Dün akşamdan itibaren caddelerde yalnız âmaskeli lâmbalar yakılmakta ve hu- Busi tenvirat tamamile karartılmış —bulunmaktadır. Zabıtaca muntazam ubır kontrol yapılmaktadır. | ) General Dirikin teftişleri On güne yakın bir zamandanberi ( bölğe dahilinde tetkik ve teftiş seya- !nıunda bulunan U. Müfettişimiz Ge. l'ııoı'&l K. Dirik'in dün şehrimize avdet ı.ıtt.ğını bildirmiştim. | General Dirik bu — seyahatlerinde| ** | uhllhus&. Trakyada bir müddettenberi İdevam etmekte olan hummalı yol in. Fmtı faaliyetile meşgul olarak tetkik ân teftişlerde bulunmuşlar ve alâka-|. Ş darlara direktifler vermişlerdir. | ülurken Kızılaya parasını - Vasiyet eden köylü Karaman (Hususi) — Karama- H nın Kızılkaya nahiyesine bağlı Do - q rayda köyünden Mustafa oğlu Mus- tafa arttırdığı 100 lirayı vefat eder- ! 4ken makbuz mukabilinde Kızılay | kurumu Karaman şubesine vasiyet İ etmiştir. H Karamanda askerlerimize hediye Kahraman askerlerimize - kışlık hediye hazırlanması için Kızılay ku- rumunun başladığı faaliyet günden güne hızlanmaktadır. Hediyelerin toplanması hususunda harekete ge- çen komiteler iki gün içinde hepsi yün olmak üzere 2.000 parçaya ya- kın muhtelifilcins eşya ve pamuklu çamaşır, diktirilmek üzere de ayn- ca bir miktar para toplımışlır ve Kızılay şub teslim İstanyon caddesi beton olı.rık yapı SŞehrimiz yazın tozdan kışın ça - murdan geçilmiyen istasyon caddesi yeniden beton ve asri bir şekilde yaptırılmıya bışlınmıştn Hıvılınn | müsaadesizliği mesıxve mâni olu - yorsa da işçil d d çalışmakta ve bu yolun kısa bir za - manda ikmaline gayret etmektedir- ler. a — Kan'iıralı bir ttccar Hava Kurumuna 450 Jirar verdi İzmit ( Husust ) — Kandırada tüccardan Hurşid Güneş, Türk Ha- va Kurumuna 450 lira teberrü et- 'Yukarı Anadolunun güzel hir kasahası: Osmancık Osmancık cümhuriyetle beraber sürat'e inkişaf etmiş, yeni bir çehre almıştır Osmancığın meşhur köprüsünden bir görünüş Gümüşhacıköy muhabirimiz ya- zıyor: Çorumun kazası olan Os - mancık yol uğrağı olmadığı için; Bağdad yolu ehemmiyetini kaybet- tiğindenberi yavaş, yavaş unutul - muş, kaza merkezi âbideleri, kita- lerile bir efsaneler diyarı haline gel- mişti. Cümhuriyetimizin feyizli hamle - leri, Kızılırmak üzerinde 'tabiatin her türlü zenginlik membalarını göğ sünde toplamış olan Osmancığa da yeni bir sima, canli bir faaliyet ve hayatiyet bahşetmiştir. Yakın ve u- zak inkişaflar gözönünde bulundu- de müstakbel imar plânı, haritası | dahil- yarım milyon liraya yakın bir rularak kazanın bir halihazır ve birl ptınlmış, nehrin üzerinde muaz -'para getirecektir. zam bir elektrik santralı kurulmak için yapılan etüdler hayli ilerlemiş, bütün ihtiyaca kâfi gelecek bir dis- panser inşa olunmuş, muhitin pa - muk ziraatine elverişli olduğu na - zarı dikkate alınarak lâzım gelen yardımlar yapılmış, bir pamuk te- mizleme istasyonu kurulmuş, mek - teb ihtiyaçları azami derecede dü - şünülmüş ve tatmin edilmiştir. Fenni pamuk istihsali bir tecrübe devresi geçirmekte olmasına rağ - men ilk sene beş bin, ikinci sene on bin ve bu yıl da otuz bin kilo saf pamuk elde edilmiştir. Pirinç mah- sulü ise bu yıl memlekete -köyler Kahtada zirai faaliyet Bu yıl zahire ve buğday mahsulü bereketli, fiatları da yüksektir, diğer hububat tütün ve pirinç mahsulüne de ehemmiyet veriliyor Kâhta doğunun bir zahire anbarıdır. Civar vilâyet ve kazalara bilhassa buğday- ları, pek nefis olan pirinci, hattâ tü.|mi bilinmemekte, fasulye gibi mah - tünü gönderilir. Pirincin kilosu top -|sullet geniş ölçüde istihsal olunma « tan alıcılarda 12,5, perakende 15-17,5| kuruştur. İstihlâk pazarlarında 35-45 kuruşa satılmaktadır. Kâhtada teşkilâtlandırıldığı takdir- de pirinç mahsulünün daha ziyade in- kişaf edeceği şüphesizdir. Yalnız bu- nun için kaza —merkezinde bir çeltik atelye veya fabrikasına ihtiyaç var - dir. Köylü çeltiğini temizletmek için ya civar vilüyetlere gönderir veya taşlarda kabuklarını soyarak iptidai vasıtalarla pirinç haline irca eder. Pamuk ekimi de teşvik edilirse ge - niş şekilde inkişaf bulacaktır. Bunun için de köylünün irşadı, pamuk ekimi, sulanması, çapalanması hakkında ol- duğu kadar ekme usullerinin öğretil - mesi lâzımdır. Kazanın tütün ekme vaziyeti de şa- yanı memnuniyet dereceye varmıştır. 300-400 aile tütün işlerile geçinir, Yal nız istihsal olunan tütün, kazada İn- hisarların deposu olmadığından ya - kın kaza olan Adıyamane gider, köy- lü tütününü orada satar. Kaza mer - kerinde inhisarlar dairesne mübayaa salâhiyetinin verilmesi ve bunun için bir deponun kiralanması suretile köy- lüye yardım edilmesi şayanı arzu bir ihtiyaç halini almıştır. mistir. Bu yıl zahire ve buğday — fiatları (Hususi) — Kâhta cenub|yüksekcedir. Bununla beraber kiloda li 2,.5 - 3 kuruşu aşmamaktadır. Arpa ise daha müsaiddir. Kazada yulaf eki- maktadır. Yalnız yulâf ziraatiri ta - nıtmakla Kâhta hem yeni bir ziraat sahasına kavuşacak ve hem de halk yıllık gelirini arttıracaktır. Kazada mercimek nohud da faz - laca ekilir. Taneleri Islâh etmek 1 - çin modern ziraat usullerinin Kâhta- ya yayılmasını temin etmelidir. Yayla olan Kâhtada hayvan yetiş. tirme imkânları her yerden ziyade el. verişlidir. Bilhassa — katır ve eşekleri ihtiyaçlara uygundur. Eşeklerin Kıbrıstakiler kadar iri olduğu görü - lür. Bu hususta esaslı şekilde çalışıl ması halinde Anadoluda katır ve e şek gibi köylünün en büyük emek darlarını ıslah ve cüce nesli yok et mek mümkün olur. Koyunculuk ve keçi, sığır, inek gibi küçük ve büyük baş hayvanlar bakı. mından da Kâhta zengindir, Dokumacılık kazanın bilhassa dağ- lhk köylerinde — yaygındır. Tezgâhları ıslah edebilirse çalışmalar daha ve. rimli olur. Bunun için İktisad Vekâletinin yap- tırdığı ve köylüye — dağılmakta bu - lunduğu tip tezgâhlardan — Kâhtaya gönderilerek köylüye işlemesinin öğ - retilmesi yerinde bir yardım olür ve bu branşın inkişafına yol açılır. .A.da.na.da. Vali bı'rçok kazaları teftiş ederek döndü Adana (Hususi) — Adana valisi Fa- ik Üstün Kozan, Saimbeyli Feke, Ka- rasalı kazalarını teftişe çıkmıştır. Jandarma kumandanı ve Beden Ter.- biyesi Müdürü de valiye refakat et - mektedir. Bu teftiş esnasında kazalar- da gençlik teşkilâtı da kurulacaktır. Milli Saz gecesi Tarsus Halkevi bir Milli Saz gecesi tertib etmiştir. Gece çok parlak ol - muştur. Adana bölgesi beden terbiyesi faaliyeti Beden Terbiyesi — Adana bölgesinin yıllık faaliyet raporunu Genel Direk. törlük tasdik etmiş ve gösterilen me. saiyi takdirle karşılamıştır. Şehir otobüs servisleri Adanadaki şehir otobüs servisleri genişletilmiştir. Ayni zamanda Üç ta. ne daha zarif otobüs getirtilmiştir. Ceyhan Parti Müfettişi Parti Müfettişi Prof Hasan — Reşid Tankut Ceyhan kazalarındaki parti teşkilâtını teftişe başlamıştır. Askerlerimize kışlık hediye Adana Klübü hududdaki askerle . rimize kış hediyesi — hazırlamak için büyük bir süvare tertib etmiştir. Kâzım Drrik'in teftişleri On gündenberi Trakya bölgesinde devir ve teftişde bulunmakta olan U- mumi Müfettiş General K. Dirik ak - şam Edirneye dönmüşlerdir. Maarif Müşavirinin teftişleri Tekirdağı Maarif işlerini ve bu a « rada orta okulu ve ilk okulları teftiş ettikten sonra kazamıza gelen Trakya Umum Müfettişliği Maarif — Müşaviri Fakir Erdem buradaki teftişlerini de bitirerek Edirneye avdet etmiştir. Edirne mektabcusu İspartaya tayin edildi Vilâyetimiz. mektubecusu — Sadettin Sönmez İsparta mektubculuğuna ta- yin edilmiş ve emri gelmiştir. Muma. fileyh bir kaç güne kadar yeni vazife. si başına gidecektir. Kahvel! halka kı Bu akşam otuz kadar muallim ta. rafından bütün Adanadaki kahveha- ne ve gazinolarda halka konferanslar verilmiştir. Mamure ile Osmaniye arasında feci bir tren kazası o'du Adana (Hususi) — Mamure ile Os- maniye arası treninde çok acıklı bir hâdise olmuştur: Malatyalı Ali ismin- de bir genç biletsiz bindiği katar dur. madan atlamış ve kafa tası parça - lanarak ölmüştür. Hadise mahalline Osmaniye müddeiumumi — muavini, |doktor, jandarma kumandanı gitmiş ve tahkikattâ bulunmuşlardır. * M Adcpazarında mahküm olan muhtekirler İzmit (Hususi) — Adapazarın - da tüccardan İsmail Açıkalın'ın çı- rtağı 49 kuruştan satılması lâzım ge- len çiviyi 150 kuruştan satmış ve tevkif edilerek 2 3sene Kütahyaya sürgün edilmesine ve 500 lira para cezasına mahküm olmuştur. Nasrullah isminde başka bir tüc- car da yüz paraya satılmakta olan kâğıdı 5 kuruşa sattığı görüldüğün- den ihtikâr suçu ile tevkif edilmiştir. Bir tüccar ihtikâr suçile tevkif edildi Adana (Hususi) — Adananın bü. yük tüccarlarından Ali Riza kelle şe. ker çuval ihtikârı suçile tevkif edilmiş ve muhakemesine başlanmıştır. 16 İki Ş tarihli bil — de kazamanları aşağıya yazıyoruz. İs- tanbulda huln.na.n oıkuy'umx.n.rımızm Pazartesi, ş sonn hedıyelenm bizzat ldırehnno - lâ dır. Taşra oku- yucularımızın hediyeleri posta ile ad- res.ecine gönderilir, Bir Şirley albümü Konya kız tatbikat okulu sınıf 4 de 175 numarali Erdoğan. Bir büyük Maroken hatıra ğ defteri İstanbul Yerebatan K. B. Muhtıra defteri (Son Posta hatıralı) Dursunbey malmüdürü kızı Bedia Güven, Eskişehir Milli Zafer okulu sı- nıf 4 de 220 numaralı Süveyda, An - kara Cebeci caddesi 31 numarada Su- hal Çetinkol. Mürekkebli kalem (Son Posta hatıralı) Erzurum lisesi sınıf 5-B de 1150 nu- maralı Fethi, Adıyaman hususi mu- hasebe tahsil müfettişi Alâeddin kızı Sevim, İstanbul kiz lisesi talebesin - den 381 numaralı Güzin, İstanbul kız muallim meslek mektebi sınıf 2-D de 325 Nimet. Kurşun dolma kalem (Son Posta hatıralı) İstanbul — Piyerloti — caddesi 2/ 34 — apartıman Özden Biner, Erzincan maarif müdürü —Hüsnü oğlu Dündar, İstanbul- kıs 1i - sesi talebesinden 1443 numaralı Tür- kân, İstanbul Bakırköy erkek orta 0- kulu sınıf 2-A da Ali Erdem. Diş fırçası (Son Posta hatıralı) İnegöl Yenice mahallesi Kasıme - fendi caddesi 5ü numarada Numan Subaşı, Tarsus orta okul sınıf 3-B de 453 numaralı Yakub, İstanbul erkek lisesi talebesinden 1940 numaralı Ba- fa, Diş macunu Erzurum lisesi birinci devre 3.C de 16 ikinciteşrin tarihli bilmecemizde kazananlar « 1247 numaralı Haldun Gedik, K”». seri Ahmedpaşa okulu 2 nci 5I lebesi 280 numaralı Metin Güven, tanbul Tophane Örtmealtı sokâ numarada Feriha Temizsoy. Kokulu sabun , (Son Posta hatıralı) İstanbul İstiklâl lisesi sınıf lebesinden Hayri Taşdemir, Emirgân orta okulu sınıf 2 de Gürel, İstanbul kız lisesi taleb! 1060 numaralı Muzaffer, Kandilli kiz lisesi sınıf 3 talebesif Hayrünnisa Özden. emtrat Yuvarlak dünya kal (Son Posta hatıralı) ea İstanbul 44 üncü ilk okul tAl8'y sinden 425 Ülker, İstanbul lk'nuı b okul 3-B de 283 Nurban İstanbi rinci ilk okul sınıf 5.B de Metif yan, 3-D ça jstanbil perid esindt? ndeb Boya kalemi Ankara İltekin ilk okulu sınıf & 858 numaralı Fehiman Türker, ul*' kat orta okul sınıf 2-B de Gİ nlld ralı Salâhattin, Eskişehir 1'5'”,[. 1-D da 1272 numaralı Ferid Y Albüm (Son Posta hatıralı) Ankara Cebeci Soysal sokak marada Hacer, İzmir Karantil? gp nü ilk okulu sınıf 4 de 462 Seviff yf men, Samsun İstiklâl ilk okulü 5 de 273 Nihad. Ayna (Son Posta hatıralı) İstanbul ikinci ilk okul sınıf 131 Berna, İstanbul YeşilköY sokak 42 numarada Melâhat çın. Kitab Bursa İbrahimpaşa mahB”":ın' A dere caddesi 3 numarada Abi' a K dapazarı orta okul sınıf 3-0 J Hadiye, Malkara Yenimahalle twf sokak 49 numarada Mediha, g MA Anıtalanı Kurtuluş okulu S? Gülderen. 0 19 AY l BÜYÜK FEN (Baştarafı 2 nci sayfada) olmıyan bir adamın böyle bir teşhiste bulunması hayrete şayan değil midir?. İpokratın teşhis temeli şu dört e- sas unsura dayanıyordu: Kan, bal ğgam, sarı safra, kara safra.. sıhhatte olan bir insanda bu dört ulisur mü - nasib mikdarda birbirine karışırdı. Aksi takdirde hastalık baş gösterirdi. O devirlerde, Mısır ve diğer yerlerde mutatabbibler hastayı, dört beş gün kendi haline bırakırlar, zavallı has. ta ölmediği takdirde tedavisine baş- farlardı. İpokrat bu usulü radikal bir surette kökünden yıkarak hastalarını derhal tedavi etmek usulünü kurdu. Her şeyden evvel, hastasını perhize tâbi tutarak, bu sistemin ilk ygratıcısı olmak şerefini kazandı. İtidal ile ye- mek yemek daima sıhhatli olmayı; â- kıllıea perhizde bulunmak da yeni baş tan iyileşmeği temin ederdi. Hararet yükselişini bugünkü usul - lere yakın bir şekilde rejime tâbi tu - tan, zayıf düşmüş hastalara, bünye- lerini kuvvetlendirecek gıdalar ya - zan, ilâçlar veren ve mümkün mer- tebe hasta olmamak için de «itidal» tavsiye eden İpokrat idi. İpokrat her ne îıdu keşiş doktor- lardan 265 kadar ilâç formülü teva - rüs etmiş idise de bunları pek nadir olarak kullandı. O tedavi işinde daha ziyade iklim, su ve perhizi gözönünde tuttu, mütebakisini de tabiate bıraktı. Rüzgârın, suyun ve yıldızların tesir- p ADAMLARIİ lerine dair birçok yazılar yazdı , Hastalığın ilâhlar tarafınd’" gör haliyi cezalandırmak mak—!l p;” derildiği nazariyesini tamamilt .nıl” hele mukaddes hastalık diy€ sar'aya, ilâhi bir vasıf KON tamamile reddetti. Bütün HAST gua rın kaynaklarını tabiatten ; nı, bu kaynakların da, slcnko yğUr Bukluk, rüzgâr ve güneş * yledi. Ş wğ::ı * naseP gl 'di. ”,,o' , Kemiklere ve bunların birbirlerine karşı olan mü ne dair az buçuk fikri var' dahili uzuvlarla, adalelerw birbirine karıştıriyordu. ed'n; beyin, yapışkan bir mayi nef' guüdde idi. _ * yarlefi Bugün İpokratın bu — SST a yanlış zehablarıma belki gü M ma, onun mikroskob nedlr bil 90"' ni, kimya okumadığını ve Ml'* da parça parça kesilerek © 0 «fethi meyit» yapılmış bir | cudü asla görmediğini nstırl’ tıpkı, karanlık bir odada bir makineyi tek bir âleti tamir etmek mecburiyeti bir insandı. Belki pek kabâ çalıştı, amma makineyi d© O, çoktan devrini yapmış, yüz tutmuş bir dinin mMâ' 1dü, çürümeğe mahküm tıbbı bül .d; dana çıkardı, ve canli bir  uf' linde kendisinden sonra E€İ rlî'f manet, bıraktı. İhrahill y # Son P : 52 Hendekte birbirine bakan iki çift göz, kelimelerden daha kuvvetli bir ifade ile sanki: — Bu sefer artık kat'i - olarak kurtulduk! | Diyordu. Keene geçen otomobili içini | görmek için çok cehdetmişti. Fakat O araba karanlıktı, acaba - içerideki şefi tanıyabilir mi idi? Merakı bu idi: Acaba sabahleyin kendilerini isticvab eden ayni adam mı idi? A- caba iki takım mı vardı? Biri Kra- meri arıyor, öteki de Keene'in pe- şinden mi geliyordu? Eğer öyle ise bunların birbiri ile alâkası da olma- yabilirdi. Maamafih bunu — öğren- mekten ne Vaziyeti ne çıkı ctı? İZİ ve ENTELCENS’ SERVİS e Nakleden: Behçet Safa Arkadaşına dedi ki: iftlikte sizin arabayı yokl- yan birkaç kişi gördünüz. Bunların kıyafeti ile geçenlerin arasında bir benzerlik var mı? Dikkat edebildi- niz mi? Hayır, Kramer farkında değildi ve dikkat edemediğine yanıyordu: — Artık, dedi. Yola çıksak iyi olacak. Şurası muhakkak ki onlar bu taraflarda bizim izimizi bulama- dılar. Biz de hemen bu fırsattan is- tifade etmeliyiz. Hele bir kere şöy- le bir uzanayım da arabalarının ile- nide bir noktada durup durmadığı- na görmeye çalışayım, Kramer hendekten yola çıktı. — Hiçbir 'şey göremedim. Yol ufka kadar bomboş, artık işi talihe bırakalım, yola çıkabiliriz. Ebedi- yen burada kalacak değiliza... Yanyana yürümeye başladıkları zaman derin bir düşünceye dalan Keene: — Freudebergde işiniz mi var- dı? Diye sordu. Kramer yandan ona garib bir nazar atfetti. Bu bakış, manasız bir suale cevab vermek is- temiyen bir adamın aksülâmeline benzediği için Keene: — Yani o tarafta işiniz yok ta civarda bir yere gitmek istiyorsa: nız ben valnız da gidebilirim, de- mek istedim. — Eğer benimle birlikte gitmek istemiyorsanız açıkça söyleyiniz. « Kramer bu sözleri son derece a- çık, kat'i ve mutlaka sarih bir ce- vab istiyen sesle söylemişti. Keene adetâ sıkılarak: — Hayır canım, böyle bir şey istediğim yok. Aklımdan bile geçir- medim. Geçirecek olsam neden giz- Kramer bir lâhza sonra devam etti: — Benim de şimdilik gayem, si- zin gibi Freudeberge varmaktır. rada dostlarım var, gitmek isterim. Amma herhangi bir sebeble meselâ yolda, başka bir aoktada ıızden ay- rılmak istiyecek düşündükten lar takib etti. Bu tarlalar sayesinde vakıâ bugün, o her nazara açık ge- niş sahalardan kurtuldular. Bu su- retle fena tesadüflerden kurtulmuş oluyorlardı. Bereket versin ki üçün- cu Rıyhın memleketinde insan ta- h I__ . D d. tar- lal, keçi yollarından geçerken yeceksiniz demek, belki de bunu hayatım için, ihtiyatkârlık — olarak yapacağım, çaresizlik karşısında... Maamafih bunları bana hatırlatan da sizsiniz... — Elbet... Elbet... Serbest ol- mak, kendi hayaıını duşunmek iki- mizin de hakkıdır. Şimdi vaziyet düzel Yalnız tehlike de uzaklaşmış sayılabilirdi. Hava bozuktu. Bulutlar alçalmış, toprağa yağmur veya kar hazırlı - yordu. Birdenbire - Almanların o meşhur yeni yollarından birine çık- tılar. Almanyanın kalbinden bütün hududlarına uzanan bu geniş yolla- rin ıngı da solu da gözün alabildiği feye kadar bomboştu. m arkadaşının menfaatini düşünüyoer- muş gibi görünerek hareketlerinde, seyahat istikametinde — serbest ol- mak istiyordu. YEDİNCİ FASIL Ormandaki vak'alar İkisinin de ismi O. K. harflerile başlıyordu. Bu işaret birliğini, uzun İki arkadaş bu yolun üstünde be- yaz bir tabaka kâğıdın üstündeki sinek kadar apaçık görünüyorlar - dı. Meydanda idiler. Birbirlerine bakakaldılar. mer: — Geçelim, dedi. Biraz - ileride ormanda daha rahat yürürüz. Da - ha rahattan maksadım daha emin demektir. Yoksa ormanda kolay yü Kra - lb'ıyım yolda birbirine ayak uydurmakla — Yoksa bu tarafları pek miyor musunuz? Diye sordu. — Bilmez olur .up' yoldan başka bir şey bdm yon Ğullınmık bl:nlm em de ne vakittenb Adım bunun ehemm')"; :ob y zamandanberi olursa © geçelim. Fakat ben ıımdl on#” ötede tarlalardan, burada ıî"f' dan geçtiğini bilirim, A” n“' kadar, Daha ilerisini. © W tarafını bilemem yavru d a (İa'u fih başka da hangi yo!da gf * liriz? b3 ntibâ' — Tecrübeye ve "ş::nıf'y vaktimiz var; ne de ’IF Evvelâ geniş bir ş09€ ? yürümeğe başladılar. kemmel bir hedef Wşıf' lemııı blle[ıi:ık t;ıitl'e)’e ç yorlardı. si de aynı telâşla sık sık nefes ’hzlo.n hayet ormanın sık 484 girdikleri zaman biraz M dular.' ı-(immyeceiini unnederim. ı _)— EDFİSFDESESEEFET F7 v HOMA n 1%’ F ” !?İ!!i!.f’& — DFt a ;I!!!Zrl/f

Bu sayıdan diğer sayfalar: