ün Bir cemiyet meselesi: Sabıkalı elediye ile vilâyet teşkilâtı elele vererek mühim bir ce- Miyet meselesi üzerinde kendilerine bir mevzu vücude getirmiş oldukla- tını gözetelerdeki neşriyattan yoruz. Mevzu şudür: İstanbulda miktarı hayli mühim bir yekün teş- kil eden sabıkalılara iş vermek. Sabıkalı denilen insan, her cerni- yet içinde bulunur muayyen ve bii- tün dünyaya yayılmış bir tiptir, Fe- na tanzim edilmiş bir cemyiet haya: ti, bunların türemeleri ve üremeleri için en güzel bir muhittin. Ekseri- yetle ellerinden iş gelen ve fikri ve- Ya adali bir zekâ derecesine sahib bulunan bu tip insanlar, hemen he- men daima, yaptıkları bir cürmün cezasını çektikten sonra, kendilerini himaye edecek ve onları namusile çalışıp yaşamaya sevkedecek bir hi- maye kuvvetine sahib olamadıkları için tekrar cürüm işlemiş ve nihayet bu cürmü kendilerine âdet edinmiş biçarelerdir. Sabıkalı, her zaman İçin, ecürmü seven» insan değildir. Bunların pek çoğu, v bir şey bulamadıkları içim cürümde tekrar yoluna gitmiş ve hapishane- yi kendileri için «daha rahat» bir HU ikametgâh ittihaz eylemiştir. çok yerinde bulmak ve hattâ alkış-| İnmak lâzımdır. Eğer bu mevzu e- hemmiyetle işlenecek olursa ümid edebiliriz ki hem bunların zaman # zaman tekrar ettikleri cürümler azm- hr, hem polis rahat eder, bem de bizzat «Snbıkalıs, insanca”bir mai- şet sahibi olmanın lezzetini tadar. * Ancak #unu unutmıyalım: Bele- diye ile vilâyet tarafından gö len bu faaliyet, eğer muayyen bir nizam altında ve bu iş için tesis e- dilmiş bir sisteme den hareket etmezse ahnacak netice, Üzerinde SON POSTA e Bulmak kolay, bulunandan istifade etmek güçtür — İstenilen istikamete serkedilmesi kabü olan balonu Dirgeable ismi altın. da evvelâ 1352 yılımda Fransız mühendisi Giffard keşfetti, bu keşfi islah eden de 1885 yılında Renard isminde bir başka Fransım müteşebbisi oldu. Fükat bu Pransız keştiri filiyat sahasında işe yarar hala getiren Zeplin isminde bir başka millelin Alımidir. L Bük Fen Adamları | . ipokrat - Yazan: İbrahim Hoyi En Yunantanda Eskulspius şa dlhıdır. Namına dikilen mabedlerin harabeleri bugün bile mevcud, Es - İkulapius büyük ve meşhur bir Jâhtı Neden olmasın ki, bu fani dünyada herkes ıstarab ve hastalıktan kurtul. mayı ister ve gene hiç şüphe yoktur ki: Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi... 'Bu üâbin mabedi, en kudsi ziyaretgâb Yardan biriydi. Hastalar, dun eder, ve eteklerinde göcelerlerdi. Rüyalarında onları tababet fenninde mucizeler gös İteren melekleri vasıtasile tedavi eden, bazan iyileşmiş olarak uyandıran, fakat ekseriya da öldüren hep bu Es. Eğer sabikalıyı bu tarzda örle- mak doğru ise, cemyirtin vazifesi de bunların bu yola gitmelerine mâni olacak şartları vöcude getir W sneğe dikkat etmek olur. Böyle o- © Tumca, İstanbulda sabıkahlara iş te- min etmek üzere belediye ile vilâ- yet tarafından gösterilen o faniyeti | | | | Her insanın kafam işler ve birçoklearında İstifade edilebilecek yenilikler bulur. Fakat bu yenilikler yüzde doksan dokuz terkedilmiye, unutulmıya maahkümdur; çünkü insanda Keşif kübüiyelinin çok olmasına mukabil afikri takib» pek azdır, nadir kimselerde bulunur, halbuki muvaffakiyetin başhen sırrı bu kabiliyette en ehemmiyetsiz, en küçük İşinizden iliba- ren bütün meşyalelerinizde «fikri takib» sahibi olmıya çalışınız. İktısodi Tetkikler: Uzakşark hâdiseleri münasehetile: Siyam Yazan: Hasan Âli Ediz Bir taraftan Avrüpa (o harbi olancâlbir stratejik vaziyeti vardı, Tayi'ye #âdetde cereyan ederken, diğer *a - raftan da Azyada da içten içe bir tâ- kım kıpırdanmalar, bareketler görü-, yoruz. Fransanın maplöbiyetinden ve İn- gilterenin Avrupada meşgul oluşun! dan istifade etmek isteyen Japonya, Fransız Hindi - Çinisine kol atmağa çalışırken, Fransız Hindi » Çinisine komşu olan Siyam da harekete göç - ti, Siyam'ın Pransız Hindi - Çinisin - den ne istediğini anlayabümemiz için, daha önce ve kısaca bizzat Siyami gözden geçirmemiz izımdır, 1939 yılına kadar Siyam ismini ta- şıyan ve 1049 darberi, mül meclis mn elinde tutuyor dernektir. İşte bü- tün bunları nazarı itibara olan Ja - ponya, son yıllarda, ber çüreye baş Vurarak, ve ber fırsattan istifade © - derek Tayl'ye nüfuz etmeğe çalıştı. Japonya, Bingapurun (o ehemmiyetini azaltmak için, Mulakka yarım adâsın. İdaki Eru berrmhında bir kanal açmak projelerini deri sürdü. 1039 yılının istatistiklerine nazaran İTayi'nin nüfusu 14.976.000 dir. Nüra. sun büyük bir ekseriyeti; Siyamlılar. dir. Ondan sonra; Laoslar, Çinliler, İründular, Malaylar gelir. Bundan ma. Ada 'Tayi'de bir yığın Hind ve Bir - hâkim olan, Hindistanın anahtarla -| kulapius idi. Yunan efsanesi, mes ya- dr elini remein büyük bir kim Buda dinine salik - Gr, 1997 — 83 yılında Tayi'de 17631 Bu- da mibedi, ve 144.320 ruhani bulun. duğu tesbit edimiştir. Tayi'nin merkezi, ayni zamanda İmühüm bir liman ve ticaret çeri olan ehemmiyetle durulabilecek Faydala. | imi a kadar gidemer: Bugünkü faaliyet, |talakların, kör, sağır ve dilaslerin © » Sx bugün için düşünmüş ve tan. Pon âihirli nefesi ie iyileştiklerini söy- landırmış olan insanların ba ise m İlamiyor uae?. Bize kalma, hastaları dikleri ehetrmiyete bağlı kalır. Bu tedavi eden bu gfa dâhından siyede insanlar yoruldukları veyahud, yer-| DADIA dikilen menbedlerde bulman lerini değiştirdikleri zaman bu faa-|kefifler idi Bu keşişler; fenni bir mu - İlyet te durur. Zaten, bumm “yeç-'ette hastalığa bakan üim adamları. mişte emsali de yok değildir: Bu. DA kârlarını kesad verdikleri işin Hin dünyada olduğu gibi, İstanbul.) düşmandılar. Bundan ötürü de elle da dn gerek eski ve gerek yeni polis |fi5den geldiği kadar onları kötüle - terihi, #abıkakları sabıkalı olmak-|meğe kalkışlar. Ez) İnn kurtarmak #zorn bu tarzda gav-| Bu doktorların arasında birisi var. retler sarfından h kalınmamıs ol.'dı ki, hiç meslekdaşlarına benzemi - duğunu gösterir. Su kadar ki, bitün yordu. Papasara, imlerine metelik bu eavretler, zaman zman, eck ta- |vermiyor; hele şifa Jâhının ismini bi. bit bir zabıta mantikinın doğurduğu |18 Anmıyordu. Bu garib adamın tek fikirlere tebann hareket aden bir ta. |emeli, her şeyden evvel emcinslerini İpokrat kerarile Tayi ismini olan bu müstakil İkratnk, hakikate, İngiliz, Pratma, ve bir şeyden pervası yoktu. Blmetiiği bir Japon sermayelerinin kontrolü altın. çök şeylerin bulunduğunu biliyordu.) dadır. Ondaki öğrenmek aşkı sonsuz bir Ce, Tayi Krallığı, Hindi - Gini yarım &- al halini atmıştı. Hele mesleki Ahl.) gazile Malaka yarım adas üzerinde kı, akıl ve hayale sığmıyacak kadar İyündir. yüksek ve sağlamdı. Bugün bile onun) Tayı Krallığının garbında ve şi -|Bankokbar. <> yazdığı «İpokraf yeminiz, Amerikada İmal garbında Birmanya, şark ve şi -| Memleketin en mühim iktisadi, ma. mesun olan her genç doktorun diplo.|mal şarkında Fransız Hindi - Çinisi, Li kaynakları ecnebi devletlerin kon - alırken tekrarladı cenubunda İngüzlere sid olan Malay; alandadır. lam beke Ga Be bulunmaktadır. İ an yılı srtatistöklerine nazaran Ta. *olru Tesalyada Lürisada &dü. Bu | Eski Siyam, şimdiki Tayı Krallığı. yi nüfusman yüzde 53 ünün sirmat gün tastirin, asırların malı olan İpok.'nın arâzisi 515 bin kilometre murab.İle meşgul olduğu anlaşılmıştır. Ta - Tatli ismi etrafında nice efsaneler baldır; “İstsadi bakımdan. geri biriy'nnz başüca mrant mahsulü pirinç » ieülmüştür. memleket olan 'Tayi Krallığı, istiklâ. tir. Tay'de 40.50 çeşd pizinç yetiş - kini, fevkalâde iri ve müsaid olan coğ brlir. * ) vasi i | 31 ylında lekette X rafi vaziyeti sayesinde muhafaza e -| 1938 — yi memlel kım iyi niyet sahibi inşanların eseri |9i etmek, bunu yapabilmek Icin del) ıh Aleminde gören ve göraliğii şey-İdebilmiştir. 370,000 tor pirinç istiheml edümiş olmus ve bundan dolavı da ütü | onların neden hastalandıklarını MEY-İler hakkında düşünen ük doktor İpok| : Tayi Krallığı, ogarbda İngililerm, Itir. Orada balıkçuık da mühim bir een hiçbir) ane çıkarmak. Bu. gazi MİAMİ çakar. İyokrat, efsaneleri, ve kaba ta:Jarkta da. Pranmrlerm GenMleme) ye ML mi iğ ig » bir sister ine gelememiş ç üzerinde bulunmaktadir. İngil - i servet kayna! tir, Geçmişteki bu nevi tecrübelere! İpokrat, Milâd öncesi 460 da Cos YO ralli meli meş e Fransa, aralarında vukua isle da meveyddur: Altın, demir, ka. ayanarak söyliyebiliriz ki bu defa-(adasında doğdu. Bir doktor oğla |, O. hastayı iyi edebilmek için lebilecek mühtemel bir çatışmayı ön.|lay, taş kömürü, gümüs, çinko bun- ki hamle de eğer sistemlestirilmezse, |İlk tıb dersini babasından aldı; son. | 07. O. hastayı iyi edebilmek Açm e e a Tayi Krallığını tampon|lar meyanındadır. Pakat buna rağ - ayni neticeye varacaktır. Zabita bit |raları, hastalarının vücudündeki men öğrenmek ösiyor. bağkaları gibi, Soba bla larak aralarında bu -|men Tayi'de endüstri hiç yok gibidir. müddet calmacak, sonra yorulacak fi «madde» leri çıkarıp atmak için gaylar! iürmar emek, DERS eau İandurmayı menfaatlerine uygun te.) Taykde petrol biç yoktur. Memle. Ye meselâ bu işle uğraşanların yeri külemetre yürüyüş tedavide mmaşhur)gçendine gelen hastalara bütün cig. MEY; ettiler ve burammı nüfuz mınta-Jbotn POS ihtiyacı Pelemenk Hin — Wi değirmeleri neticesinde o mevzu ih-|Herodikosun (o tlmisi (oldu. - Daha : “İkalarına ayırmakia (o beraber, şeklen |distanından temin edilmektedir. male wöryacaktır. ; sonraları seyahate çıkarak ilmini arı.|6'Yeti le beze ve ümidsin Selâkki| e daya bir hükümet halinde bırak) Geçen yil 'Tayide bir şeker fabrika. Şu halde temenni edelim: Ma-|tırdı. İpokrat Uzakşarka gitmedi. ht, | €7ediklerinin tedavisini İtılar, #le bir kiğid fabrikası o kurulmuştu. demki mevzu tekrar »le alınmışt Japonların iştirakile (Bankok'da bi bu defa olsun, onu tamam işleyip bir sisteme bağlamayı temin etmek lâzıpıdır. Bu sistem, bir kanun. birl İyokratın mühim şahsiyetlerden dxJ07ırdı ve başlı basına bir ilim şubesi| a, yada İngütere ve Pransa, Tay nizam ve bir de tesis ile olur. Her şeyden evvel asabıkalış denilen tpl tarif eden, orun ceza ahkâmı ara- sında bu vasfını da düşünüp ken sini icabına göre, »z veya çok de- vamlı, muayyen müddetlerle mus yen bir milemesenin emri altında çalhamaya mahküm eden bir kanun Jâzımdır. İkinci bir kanun da «sabıkalı» ya bizzat çahstrmeak veyahud ği çulstırtacak bir teskilât ve bir mü- €ee vürnde yetirmeği temin eyle- meliclir. Meselâ İmrah o adasmdaki mahkümlar kolonisi omahivetinde, İnat, mevzu ile hemahenk bir mü- eserse, Fikrimizce bu iyi fikir. böyle bir nizam altına alınmazsa devamlı bir fayda temin eden bir hareket do- ğrrramaz. Mademki başlanmıştır; iş tamam yapılmalıdır. Muhittin Birgen İtalyada harb ihtiyaçları için yani tahsisat Roma 3 (AA) —ID.N.B): Resmi gazetede çıkan bir kararma. uri görmediği de ihtimal dahilindedir. )K2da7 mesleki vakarını, ahlâkını gös. Yalnız Tasos adnsile Tesalyanın muh | teriyozdu. İtelif kasabalarında doklorluk etti. İpokrat,: tıbbı felsefeden (o köpanp! hâstam Makedonya kralı ikinci Per.) olarak yükselti. Doktorluk ülminde; diraa, döğer bir hastam da, yeten ya. |Yepyeni usuller. koydu. Fakat büyük zımızda bahsettiğimiz o Demokritlir. Makedonyada bulunduğu & sıralarda |Jerlemiş olan, tab, ondan sonra uzun Yunanistana başına büyük bir taunjmüddet tevakkuf devresi geçirmiş ise, çöktüğünü anlıyan İpokrat, Make donya kralının bütün ricalarına rağ- men Alinaya döndü, ve şehrin muh — telif yerlerinde büyük ateşler yaktıra-'cudü dahil ve tabil rardide rak, hastalığın kökünü kuruttu. Del), a >) mircilerin bu hastalığa tutulmadığını yim vukua geliyordu. Bu hararet fik gören İpokratn. ateş ve alevlerin doğan çocukta en yüksek derecede tasfiye edici hassasını öğrendiği söy - a İlme. id. İnsanın büyümesi, gelişmesi bir. likte bu hararet gilgide azsliyor, ve b barter dola ahniyole isk ye: |btemde tamamde kaybalup giyordu sna isyan bayrağını çekti. Yeni yeni Hâraretin merkezi kalbdi. Ömründe buluşlarla mabedlerin sunduğu şifa|letbi meyi medir obümiyen. kan üslerini temelinden Yıktı. cevelânı hakkında hiç bir malâmat İpokrat namuslu bir insandı Hiç (Devamı 6 ner sayfada) çırağındağır. İSTER iNAN, Münakalât Vekilimiz muhtelif istasyonlarda birçok vagonun ika - metgâh olarak kullanılmakta olduğunu görmüş, sayısını sormuş, 700 #ane olduğunu öğrenmiş, derhal bu vagonların hizmete çıkarılmaları ie : 700 vagon, beheri en aşağı 10 tondan, en aşağı 7000 tonluk bir sakil vasıtası demektir, Münakalât “Ss günlük müşahadeden çıkan ki kısa bir emri ile IS Ee. 'Tayi, 1893 ylında, Mekong nehri - nin gol sahilini Fransrlara terket - mek mecburiyetinde kaldı. XIX uncu de petrul tasfiye fabrikası kuruldu. Tay! ithelât ve ihracatının yüzde 80 i Bankok vamtasile cereyan eder, Krallığın nüfuz mmtaknlarına ayır.) Tayfnin ihracatında en ön safda ye- dılar: Mekong nehri boyunca uzanan len mahsul ve maddeler: Pirinç (Bü. in | kauçuktur. 'Tayi'nin en fazla ithal et. di. Malakka yarım adas, ti maddeler do: Manifatura eşyası, nüfuz mıntakâsi oldu. 1 maddeleri, makineler, &rol kabahat her halde ne üstad, ne de) *Tayi Krallığı 1907 senesinde Pran.|Fö? > yapa sırlarla yeni bir anlaşma imaalamak dü İyokratın kanaatince, insanin vü -İmeeburiyetinde kaldı. Bu &nlaşma ne| Tüyünin dış Hesrelinde birinci Mev.) , 1. müsamereler ticesinde Fransaya Kumboci - Bat -İküü Japonya isgal eder. Bundan son. tambang yöâyetlerini terketti. ra İngütere gelir, 1900 yılında İngütere de Tay/den| 1937 - 1938 yın zarında (o Tayinm bazı adaları almak önkfnlarını elde)bütün ithalâtı 10,161,803 sterling, ib- eti. racalı da 16,433,519 sterlingdir. Fakat son yıllarda Oİngütere (ve) Tayi'de, oldukça inkişaf elmiş bi Fransanın Tayi (Siyam) deki nüfuz.|nehir nakliyatı vardır. Bundan başka Sözün kısası | Bir bardak suda || Fırtına yaratmak © E Ekrem Tec evlek işlerinde itrala Gİ hassasiyet ciddiyetin vesinden derhal uzaklaşıp oluverir. Bu, oldu olası bir vak'adır. Şu Mazhar Osmaf selesini ele alalım. Çok sevgili profesörümüz ve tehasmesmız şu veya bu sel dolayı istifa ediyor. İst memurun en meşru haklarında sidir. Ne kabahuttir, ne de a yılır. Hattâ bazan öyle istifala £ ie ki bu hakkı kullanmış olan” ciline bir şeref anyfası kadar Fakat, doktor Mazhar haberi her ne mül gibi mektum tutuluyor. ki bu ya meselâ genel hud ki iç m dış palitikamıf! yen önemli bir hâdizedi Sanki Bakırköy nkıl paniği hastanesinin idaresinde £ böYÜyMİ değösikliğin vukuu haber #iğ memlekete ve millete beri Garibi şu ki, bu deği deliler haber alıyor, yayıyof ayağa düşürüyor da al kamlar hâlâ ademi ma! nında temerrüd ediyorlar. iş o raddeye varıyor ki ; hekim gidin de sandalyasına Öğ duğu vakit, hastane halkı - re mensublar- burn inanan Zira, çok evvelden mut ları bu tebeddül günlerce, hiyetli ağızların tekzibine Bu olur olmaz işleri şüyü irer devlet sirri addedip, İkarşı ketum davranmak, lemiş kötü huylardan biridir. Sadi necek şeylerin muâyyen bif al du vardır. Hele bizimki gibi vetini halktan alan. rejimİsfifii Pi umumiyeden — ba vak'alara varmcya kadar manasinı iyice kavramamif delâlet eder. Bunlar olmamalıdır. Bir bashekimi bir ordu kumant e diplomat, bir denizli sü? yali değildir. Nihayet onu # alelâde bir gazete ha sise etse çok mahdud bir Tâkadar eder. müh Bunu fevkalâde «Aman! Duyulmasınlu çırpınmak, işte, sonunda, ya İilerin ağzında kilükel me maktan baska bir netice O Bu zihniyete mrarla seki lar, eğer bu suretle, kendi 3 rinin ehemmiyetini halk gf, tebarüz ettirmek emelile diyorlarsa, merak ermesi : kırmız, rey ve kanaatini ve ayar etmeyi çoktan. giri j denberi unutrmuştur! &: Slm Tasarruf ve Yerli Haftası Başvekil! ,j bir nutku ile açı” Bu ayın 12 sinde Bap Refik Saydamın nutku il olan on birinci tasarruf v9 haftasına mid hazırlıklar mıştır. Ulusal Ekonomi V9 Kurumu haftanın iyi PİT, kutlulanmasını temin mak eden tedbirleri alinaktadı”. Gi Hafta münmsebetile PİLE larda 13 Birincikânun günü Çiğ giren öğretmenler yeri ekonomi mevzuları Üz! çırağı Calinosla, bir devreye kadarİmıntaka, Fransızların nüfuzuna gir. tün ihracatının yüzde 50 s0), kalay.) ,, e3z söyliyeceklerdir. i un Pazar ifk okul talebeleri bir .caklardır. Hafta içinde okulla! cak, kahve, gazino tı yerlerinde yerli dilecektir. “TAKV eds N ği 5; k ları bir hayi: sarsıldı: Ortaya, conuba| Tayide, 1937 yılında, mecmu uzunlu. | doğru yayılmak temuyüllerini faşıyan İğu 3,100 kilometre tutan bir de tren Japonya çıkmıştı. Tayi'nin ve Malakia|yolu bulunmaktadır. Tayide başlıca yarım adasmın Hind denizine hüki -İşimendifer hattı, Bankoktan Singa -|| miyet bakımından bharikulâde mühim (Devamı 4 üncü sayfada) INANMA! devlete mühim bir hizmet ifa etmiş olduğundan emin olabiliriz. An - cak yakıcı yaz günlerinde ve dondurucu kış soğuğunda rahat bir yu- va dururken bir vagonun içinde yaşamanın da mühim bir sebebi ola- caktır. Biz, bu harb zamanında bü 700 vagonu alalölten kurtarmak ne derece mühim ise, bu 700 vagonu ikametgâh olarak kullandıran sebebi ortadan kaldırmanın da o derece mühim olduğuna inamıwo - ruz, ey okuyucu sen: - ER INANMA!