e Hergün Demiryolu ve Su yolu Yazan: Muhittin Birgen 914 ve 939 harbleri Avrupa memleketlerine, enternasyonal Av- Tupa münakaleleri bakımından bazı dersler verdi. İlk dersi Almanya al- miştir Cihan Harbi dediğimiz harb- de, Almanya, tedrici muzafferiyet- lerle, işgal ve hareket sahalarını her istikamette genişlettiği halde, bun- İsrın arasında esya münakalesini bir türlü sslah edemiyordu. Sebeb: De- miryolu, seri bir nakil vasıtası ola- rak ordu hareketlerini ne kadar iyi temin edebiliyorsa, birdenbire attan bir enternasyonal tcaret hareketine karsı daima #ciz kalıyor. Demiryolu pahalı bir nakil vasıtasıdır. Onun muhtaç olduğu muhaerrik ve müte- harrik malzeme, büvük (O hacimlerin altından kalkabilecek nisbetleri biç bir zaman iktimmb edemiyor ve çok çahşmak yüzünden mütemadiyen e- riyor, bozuluyor. Tek hatlı yolların nakil randımanları. Fevkalâde ihti- yac zamanında mahdud, bunların çift hatlara tahvili, normal zamanlar için de hesablı olmuyor. Daha bir çok sebebler gösterdi ki Avrupanın demiryolu sebekesi, denizyollarının kanandın bir zamanda Avrupanın naki) ihtiyaçlarını O temin edebil - mekten çok vzaktır. Bu dersi böyle- <e alan Almanya, Avrupadaki vazi- yetini yeni bir mücadele ihtiyaçları- nn şöre umumi surette lah etmeği düsünürken o Avrupanın ortasında geniş ve derin bir su yolu sebekesi vöcude getirmeği plânlarının başına kovdu. İkinci dersi de, bu defnki barbde| biitün Avrupa memleketleri almış buhmeyorlar: Harhin ilk altı avında Avrupada yalnız üç muharib mem- İeket vardı. Buna mümen, o geriyn kalan memleketler armemea mübadele ihtivarları bir türlü tat min rdilemedi kii, maneli, İs tanbuldan Hekinkiye giden en kısa ve en ucuz vel Manche deni - sinden geçer, Halbuki hazı yerleri harb sahnesi ve binmenaleyh tehli- keli olduktan barka deniz. İngilte- renin en mühim silâhıdır. Orada o- nun kontrolü hâkimdir ve bu kon- trol, ancak geniş ve hududauz olma- dır ki yarasın. Bundan dolayı böyle biyük bir » delede deniz yollarmdan herkesin istifadesi kolay olmuyor, İlk dersi «lan Almanya, Ren -| Mayn ve Tuna nehirleri arasnda bir büyük kanal acmıya O teşebbüs etti, Bunu, diğer dahili Harda: sarfı nazar, bir zamandanberi ka- zılmasına başlamış olan Tuna - Oder kanalı takib etti. Tuna üzerinde yirmi senedenberi yapılmış olan 1- İahat sayesinde Budapesterin İstan- bula aktarmasız bir su ile bağlana- bilmesini temin etti. Avrupa içinde Okamallar açma fikri bu suretle her tarafta revaç bul maktadır. Son zamanlarda bu sa - hadn yeni yeni teşebbüsler ve ka - rorlar göze çarpıyor: OKatadenizi Balığa bağlıyan 2500 kilometre u- yunluğunda ve büyükce su vasıta” İarnin hareketine müsaid bir kanal mçmak projesinin tatbikatına baş - İanmak üzeredir. Volga üzerinden çoktanberi Balta bağlanmış olan Hazer denizini, Volgeayı Don neh- rine bağlıyacak olan bir kanal va- wtasile Karadenize birleştirmek fikri SON POSTA En Iyi ticaret kaideşi en eski samanlardanberi bilinip tavayo edilen şü cümlenin içinde anlatılmıştır: — Hiç bir zaman malik olduğun bütün yumurtaları tek bir sepetin işine doldurma. Büyük Demeokrit Yazan: İbrahim Hoyi Sene, milâd öncesi 460. Trak- yada Abdera kasabasındayız. Bu- isi öyle tefekküre, dimağ işleri ehemmiyet veren değil ve bu dün- yada el ile tutulacak, güzel görü- İecek şeylerden maada kafa yorma- ya yarayacak bir şey bulunmadığı- na inandıkları için, kendilerini saa- dete götürecek yegâne meşkalenin sahşveriş» olduğu kanaatindedirler. Bundan ötürü de Abderada herkes esnaftır, tezgâbtardır. İste ve âlim ve mütefennin Demekrit böyle ta- sasz bir muhitte, büyük Keyhusre- vin izaz ve ikram © edildiği de dünyaya geldi. Keyhtzmev kendisi- ne gösterilen bu misafireverliği tif etmek maksadils o maivetindeki âlim kişilerden bir kaçını Abderada bıraktı. Onlar da çocuğa ders ver- diler. Bu hikâye ne derece doğru- dur bilinemez: fakat doğru olan bir şey varma, o da Demekritin pek iyi tahsil gördüğüdür. Demokritin aml hocam sevnhatti, denebilir. Fibhakika bu büyük fen adamı hayatında o Kadar çok seyn- hat etmisti ki, meselâ Ovben yurd- daşlarımdan daha çok gezmis, her kesten Fazla tetkik, müsahede w- fuklarmı genişletmis, iklimler, ük keler şörmüs, bilginlerin notuklar- m en farla ben dinlemisim. demiş plan, hiç te manasız bir övünmede| Yuhnrmuş olmıyacaktı. Demekrit hiç mala, mülke ehem- miyet vermezdi. Rahatı ölünce, om dan kalan toprağı kardeşlerine bi- rakı, Kendisine düsen hisseyi para- va çevirerek seyahate çıktı, Mısri, Habesistanı, İran ve Hindistarı do- Vaştı, Buralarda memurlar, kesişler ve avam tabakasile temas etti, ve birçek nokumuş insanların nutuk- larını» dinledi. Şurasnı hatırlatalım ki, Demek- öt bütün bu seyahatletinde, elbet- te ki, yalnız ilim ve fermin arkasın. günün projelerindendir. dan İdame Şimdi bir hareket de İsviçre ile Fransa arasında bas gösterdi. Son zamanlarda yaptıkları muhtelif ko- 'nuşmalar ve içtimelardan sonra bu Gönlünü başka, beşe- ri vadilerde eğlendirmiş olması ihtimali var. Fakat tarih, uatann bu cephesine kalın bir unutma perdesi gekmis bulunuyor. Her ne hal ise, İki memleket de Ron nehrini Ren ile bağlamak kararını vermiş veya vermek üzere bulunuyorlar. Hattâ isizlere iş bulmak icin her iki mem- İeketir de bü ameliyata derhal baş- İamak fikri hâkimdir. Esasen Ron nehrinin yatağım islah o ameliyah, Fransada coktanbe-i tezriha ko - mulmuş islerden biri idi. Yeni karar, bu isin e-nisletilmesinden başka bir şey değildir. * Görüliver k. Avrupada, enter - hasvonal bilelik ve wanis bir mi ve - bebesi virude getirilmesi Fikri, bu defaki harb esnasında büsbütün iarlemistir.. Yeni teknik snvesinde kanal acmak işi çok kolaylastığın- lan, harbin sonu ne olursa olsun, Avrunda hem demir, hem de de miz yollama muvaffakiyerle zeka - bet sdrbilecek hir su sehekesi vücn. da eelmesi. cok yakın senelerin işi haline melmterir. Muhittin Birgen Yugoslav milli bayramı dola- yısile yapılacak âyin. Yugoslav mili bayramı münasebeti. Me, yarım saat 1i de Yuzoslaveneko Bloga öemiyetinin merkesinde bir di. Bi âyin yapılacaktır, Bu &yinden son. 4 ra Yuyoslav jeneral konsolosu Cor - Demekrit yurduna, kasları çatık, alnı türlü türlü maceralarla kırısık, ve epeyce wyler görmüş bulunan gözleri, esrarlı manalar çakarak, döndü. # Aradan çok geçmeden, Abdern- nın maddi, emaf zihniyetli ahalisi, Demokrit ile alay etmeğe ve dudak- larında toplanan istihza o gülümse- mesini saklamaya lüzum O görmiye- rek, onun deli olduğunu söylemeğe başladılar. Ona «gülen feylesofu kabını taktılar, öyle ya bütün pa- Tasını, pulunu seyahatlerde (falan boş yere harcamış, vatanına dö- niince de, «faydalı» bir iş tutmayı reddeden bir adama akıllı dene Fen Adamları 7). | | Bugünün düşüncesi, İhtiyat, bir servettir muhakemesi, görünen vaziyeli seni şü yolu tutma- Zu sevkedebilir. Kararını riyazi bir katiyetle doğru bulabilirsin. Fakat ak. memiştir. vaz Ki ——— Mektuplarında öırasle kararlârı ni izah oldi: ona dostlar demişler ki: Rrükselde bir otelde ozurmak yahud bir mefruş dâlre bulmak hiç doğrı değidir. Boş ve pek güzel bir &- pariman pek ucuz bir kira de tutulur. Bir büyük mağazadan taketle eğyi alınsrak burasi tefriş olınır. Mefruş' bir dâ'ire işin verilecek fazla kira-| ya mukabü pek kısa bir zamanda bedek ödenebilecek eşya Ledarüki mümkindir. Yine pek az bir aylıkla pek yi bir hizmetei twtwlebilir ki ay- ni zamanda aşcdık eder. Fikrine pek mülayim gelen bu Su- reki tesviye üzerine aramağu başlar, ve hakikaten Brükselin pek iyi ma. hallesinde, Obem âsefarete hem şehrin on güzel parklarından bi-! rine pek yakın bir yerde Avenue des Course de bir bekâr a - dami değil bir â'leyi barındıra- cak kadar geniş, yepyeni apartman bulur ki türk perasle kırk birayadır. Bu aparımanın mesli İstanbulda mesela Ayaspaşada, "Taksimde Ni - gantaşında ancak yüz liraya tutula - bilir. Bir de hizmetci bulur ki en a. Bırlanacak müenfirlere mükellef bir yor». OOnlarnn kâinat çerçevesi |iyafet verebilecek meharelde bir içinde bir kıymet olduklarına ina- |Cordon bisu dir. Bu da İstanbulun nışlanna kahkaha ile mukabele e-|tlel'dde bir hizmetci aylığı mukabi. diyordu. Zira, onların, köinat müva- e been bey cehesinde bir değerleri mevzaubabs | ae kocasını da Baındiracakdır. olamazdı. Çünkü, kâinat, onler ol. |800*i65i Kocasını da barındıracakdır. maden da varolabilirdi, Evet, yurd- | 9 mesvlasine gelince: bu hiç bir nike, eşe > inmenin | 2 a nm Pr ciddi davranmaları hakları idi; Her yp cağ menşe an elbar Bon bisisiein teker teker, yuva, şakir ya |Jorto #eabamasi sldiriyelile mi — ad 2 - e nasebete girer, ona her öürlü teshi. hattâ devlet için ehemmiyetli birer|tatı gösterirler, Dü'zenin bölün esya. unsur olduklarında şüphe edilemez-| sını, lerasmını, beyaz t ii > İse? e m ve seyya-İmutbak bezlerine kadar, velhasıl relerin muhtesem, şahane i biç bir noksan kalmayacak suretde| nin vücud bulduğu, kâlnatı İoradan taksitlerle ödenmek üzere; egr iş igin derhal alır, öyle ki bir hafta içinde ve fezanın indinde, memiş. Birlikte mezara götüremiye- cekleri mal ve. parayı toplamak uğurda didinen, ömürlerini boş yere tüketen biçare hemşerilerine karşı kıskıs gülmekle vakit geçiri- yordu. O, bu yurddaşlarının, tat- tukları yolu, takındıkları ciddi ta- vırları ve hele ateşli ateşli benlik davasında bulunuşlarını «hiçe sayı- zaman onların ister |ismbalarından, bus dolâbina, pek ferdi, ister müşterek varlıkları bir güneş (o hüzmesinin zerrelerinden farkarzdı, Demokrit, namütenahinin karş sında kendilerini dev aynasında gö- ren insanların hallerine gülüyor; bütün ilâhlara tapan Abdera ahali-| si de Demekrite deli diyorlardı. * Demokriti seven akıllı, uslu ar- güzel bir radyoya, elektrik süpürge! sine kadar bütün eşya yerli yerine; konur ve Vedad böyleer her iarafı muntazam, her şey'i mükemmel bir mesken sahibi olmış olur. Yalnız bir şey gecikir; anlon takımı. Vedad âülanunın yeni tarzda olma- sına hiç muvafakat etmemiş, yine mağaza müdiriyetile anlaşarak bu 58. lon oğyasının müzelerden alınacak eski eşya modellerine göre takliden &i İhtimali düşünmek de vazifendir, ihtiyatlan tarar geldiği hiç görü - BIB AGI KUBAZE ii VWEDAB ald liya UsaBlyii” Belçikadaki günler büyük vazo, ah... ve bu meyanda bemen bütün notalari iki büyükce anbara yerleştirilerek br naklıyat girkeli vasıtaale sevk olundu. Bünleri ne büyük bir zevk ile kendi elimle yerleşdirirken hep hayalen oşları Brüksele kadar tâkib ediyordm. Bil hassa onun notalarını istemiş olması gösteriyordı ki tekrar musikiye avdet etmişdir. Bonralsrı gelen möktüplar. dan anladık ki onin musiki tenelfür tamsmile zâ'l olmuşdir. Hattâ hemen ber bafta Veyi â'desinde yemeğe da" vet edilir ve bütün efradı musikişinas olan bu A'dede kudret ve hassasiyeti musikiyesi alkışlarla telakkı edilir - miş. Şu halde Brükselde ikameti, ma'i şel tarzı, evi, eşyası, ona mes'ud ve müsterih bir hayat vem'inini kâfl di; we böylece ondan ik aylarda gelen mektublar hep bizi mutma'in edecek bir edada olduğı gibi kendi orada üsmetgihmda görüp bize ma'lümat veren buradan ve oradan dostlar vasi. tasle öğreniyordik ki arlık ma'neriye Uni bürüyen sislerden sıyrılmış, zev. kme, mizacına muvafık bir hayata 6 rişmişdir. Omni mes'ud eden şeylerden biri de Bülendin Romanyağda vazilesinin ni. hayete ermesi üzerine Londraya nak- 4 memuriyet eimiş olması id. Bu suretle iki kardeş ikide birde Wesek- end be'tillerini tayyare ile Londra ve Brüksel arasında mekik dokumakla ve yekdiğerine müsafir olmakla ge - çirmeğe başlamışlardı. Yalnız, gelen mektubliarda bir kurdın yeniden gh. hini kemirmeğe (o başladığına dikkati celb edecek satırlar Oluyordı: terfi” mes'elesi, Onı Brüksele ta'yin eder . kon pek hakkı olan terfi” ile oyala . mışlardı, fâkat kim bilir buna ma . un” olan bir parmak işte aylar geç - mekde oldığı halde bu va'din incazını hep te'ahhüre uğratıyordı. Bu sırada bir fac/a oldı ye bu on! hem bir yandan pek siyade yordi, Tarihten sayfalar Sadrazamlığı yalı yarım,aat süre” Zurnacı Paşa On yedinci asır ortalan&öii düncü Mehmed devri vezi” bir Zarmazen Mustafa Pot” Gayretli ve namuslu bir Fakat bir zâfi vardı ki De sından, gündüz hayalindefi di Sadrazam olmak... EĞE Nihayet arzusuna kava. J# zib, sihirli amührü hü macı Mustafa Paşanın da kepi ildir b bir ihelâlin ortasında sadraztağfl Inn Mustafa Paşa, yarım > yeni bir entrika rüzgürile Erzurum valiliği ile “ nefyedildi. | Zurnazan Meninin PERİ yarım saatlik sadaretinde göz biricik iş, itimad beslediği Mehmed efendiyi dekterdiğ etmek olmustu. Devrin 78 iri de, bu hazin sada vu murada topladı? 4 Çahcak zurnamnz cebini dı K & i Zurnazen Mustafa Pasa Si ve perişan Erzarıma gideri zurum önünde İkea me sadrazamlardan Melel saya Tasladı. Sohbet pe nm saatlik sadaretinin öyle nakletti: — Mele ey sultanım” bende birkaç gün kalaydi ETA mezdim. Hemen mührü 5 koyup bir kere yokladım. | ki duruyor. Elimi koynummdt! gil rr çıkarmaz «ver müh lee ler. Ol anda mührü alıp Kil ni de bu Erzuruma atbılar, nine varız görürsün. MÜ lebe Bovnuiğri Mehmed S8 gönderdiler. Yakında onun ii hür ile boynuna doğrulturÜğ Dedi. İki vezir gülüşü” tafa Paş — Velhasıl efendim görmekten ise bir gün erv8l pektir? Diye ilâve etti, Melek şa da: — Ey birader. o kadar #ğf me... Hele bir bu Erzurum 8 dahil olt... Diye takıldı. Garib bir tesadüf: Mustufa Paşa, Erzuruma #'& öldü. Reşad Pr an pe EM A fi < e, EE İ Sİ Sirkeciden Yeşüköye gider selden Anverse geçer, bu işlerle meşgul olur, öğİ€ Brüksele evine gelir, öğ 7 vaktini sefaretin işlerine di. Nihayet bu iş bildi, *5i İşehbenderlik işleri Brüks#i İlntikal etdi, ve bunlarin İmak mecburiyeti de dü'mA İuğrayan Bir memur mahsüf 4 İne kadar, yine Vedadın © yüklendi. l Eçâre arm son günlerdf giği isinden geçmekle beraber ; etmesi gönlerce sürmüştü. na dâir yazdığı mektu İbabacığım!.. babasığıml. ne müdhiş, ne temaşasına İssics olan zat hiç beklenmiyen bir sa. i bayata 9 manda hastalanarak bir kaç gün i -İcenk ediyor. an mea , çinde acı bir şekilde vefat etdi. Jan, şuuru Bu manzaranın “48 Vekâlet Anvers konsolosluğun İÂZ-İasla unutamıyacağım...» dre va karar vererek (o Şehbemderliğe &' Halid Ziya U: bem bütün ma'neviyeti Üzerinde meş. | ini te Si Nm pis ” Penyasak bir manzsıa... hem yaşayor. Belli ki yücuöl ,veza'fin Brüksel elçiliğinde rü'yetini tensib etdi, Bu müşkil ve mühim işin tesviyesi de Vedada tahmil olundı. kadaşları dünyanm en büyük dok-vmâl etdirilmesinde ittifak hasıl ol. toru Hipokrata haber gönderdiler | miş ve böylelikle iknmetgül her tür. ve: iü levazımı ile yülniz kendisi değil, e- Vedad her şey'den evvel henüz can çekişen biçire adamın son sü'nilerin. de bulunmak, vefat tahakkuk edince yandan da xâğıd matbu'at sütunlarımın — Geliniz, dostumuz Demokrit hastadır. Halini pek beğenmiyoruz. Dediler ve bu ziyaret vesilesiledir ki iki büyük şahıs birbirlerile tanış- bılar. Hipokrat, hir deliyi tedavi et- mek üzere bir doktor gibi geldi ve mefruz hastasından, bir dehayı teb- Gil eden bir.mürid, bir âbid gibi ay. mezdi ya. Filhakika, Demokrit, di-|rıldı. ğer yurddaşları gibi emafhğa gir at arttıkça arttı, 19,000 bira; durdular ve taş sahibinin İSTER Sandal bedesteninde bir pırlanta arttırmaya konuldu, memurları bu taşa bugünün vaziyetine göre 15000 hira kıymet tah - min etmişlerdi, fakat arttırma esnasında hararetli talibler çıkmıştı, fi- kadar yükseldi. Sahibi bu finti buluyordu. Belki taliklerin arkadan geleceklerini hesab ederek 50 li- ra daha ilâve etti. yalnız hesabı yanlış (Devamı 6 nel iINAN, bedestenin da az » Talililer nedense kemaştı. üzerinde kaldı. Bu zat bu dakikada sonun- cu 50 lirayı zammederek taşı kendi üzerinde bıraktığı için memnun mudur, değil midir? bilmiyoruz. Fakat hâdiseyi öğrendikten sonra ta- NA İN iSYER ğer olsaydı çoluğnı çocuğunı da barın! dıracak bir bale geldikden başka pek! san'atkârine bir de aalona malkl olmuş Buluruyordu. Buna Yeşiköyden odasından istediği eşya da insiman etdi. Bir gün ondan gelen mektupda odasından nelerin irseli lâzım gelece.| ini öğrendik ve bemen bir hereke onun techiz ve tekfini, memlekete &eT-İ ia'en bu yazıları ki, her türlü vesattden mahrum kü'İye muvafık pazarıyle lan refikasile kerimesinin perişanİğan gimdiik bursdı vaziyetinde icab eden mutvenelin £ -| amam eda gerek şahsi işlerin tasfiyesini te'min halısı, müteaddid ipek seccadeler, gal. lar, muhtelif biblolar, bir eski oturi şı görüp yakından muayene etmiş selara sorduk: — Sulh zamanında fiatımn nihayet 5000 liradan #baret olduğunu söylediler ve fintin bu derece yükselmiş olmasının sebeblerini de i « zah ettiler, Biz, bu dakikada zaruzi, hem de NN Jeatmak kuveetini icab etöiren bu va. sayfada) İma saat, pek kiymetdar bronz bir 2ife haftalarca sürdi Vedad ber sa . — —— INANMA! bu sebebleri anlatmaya lüzum görmüyoruz. fa- kat gerek pırlanta, çerek altın ve gerek emlâk tamamen gayri tabii ve gayri mantıki yükselişin önünü almanın hem mümkün olkluğuna inanıyoruz, ey okuyucu sen: eylemek mecburiyetinde bulundı. Her safhasında başka bir güçlüğe galebe ve üzerinde durmuş olsn mütehas- fiatlarında görülen