3 Ekim 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

3 Ekim 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mevsimlik manto Kumaş hardal rengi | yünlüdür. Düğmeler altın sarmdır. Biçim ea - Ün, fakat ayni zamanda değişiktir. blerin, yakanın kenarın geviren| Beniş dikişle, belden aşağı kımın! ©ljinal kloş şekli düğmelerin ren - tile birleşerek bu değişikliği yarat - maktadır. Mantonun bu şıklığını Muhafaza için eşarpla eldivenlerin mana de titiz davranmak icab Güzel görünmekte renklerin tesirleri Güzel görünmek için giyilen elbi- Senin yaraşması; elbisenin yaraşma- W için de yu ik şey şarttır: 4 Üstünüzde görünecek muh - Tenklerin birbirine uygunluğu. hb, Bu renklerin sizin tabii renk - ve makyajınız (saç, göz, kaş, ân ih. renkleriniz) İe imtizeç et hg sit bir şey snnmayınız. Bunları telpek ve yerine getirmek zevk İn- Nu” n son haddidir. Bir yaradı Bi kültür ve görgü meselesid kkat ederseniz az para ile şık gö- m, yesini. alelâde söslere şaha bir ellik katmasını bilen kadınlarda tartı esas olarak götecek ve ksmnız, birile © uzlaşamıyan renkleri verdle siyah - kahve renki ile gibi) bir arada giymekten sn- 2. Teninizin rengini okşamıy, ti yokmuş gibi bir kenara bı - x. Hâsk, renkler üzerinde x fazlaca mesgul olunuz. Onla - ve birbirlerine yakışanları- medi ediniz. Hevesinze kapil - Mak” Yalnız yaraşan renkleri Gürle, Penimesmekte sebat ediniz. K, ©Üiğinizle şıklığınızn bir kat da- Artığı göreceksiniz. Her kadın bilmelidir mpbze lekelerini imonla oğuştu- Beye gene sert bir yeyle siliniz. Me İekelerini benzin veym te- m, “İİ esansla hallederek çıka- bulaca (ilc “Son Postay nın edebi tefrikası: Göz kapakları şişkinliği nasıl giderilir ? Bazan sabahları uykudan wyi nmca göz kapaklarımız: hafifçe şiş- kin buluruz. Bu şişkinlik, göz yor - gunluğunun bir neticesidir. Uyku - suzhuk, ağlamak, fazla göz dikkati sarfetmekten fleri gelir. Buna bazan da fena bir aydınlık sebeb olur. Faz- İa ışık, lüzumundan ax ışık ikisi de zü yorar. Bunun için oturma do- rında doğredan doğruya aydınla- tan İâmbalarla beraber ışığı kırıla- rak gelen İâmbalar da bulundur - mahdır. Aydınlık bol olmalı. Fa - kat göz kamaştırmamalıdır. Bilhassa çalışırken ışığın daima yukarıdan ve hafifçe arkadan ve soldan gelme - sine çok dikkat etmelidir. Bu göz şişkinliği akşama doğra artar, Ve dolgun bir hal alır, Bunu yapan nedir bilir misiniz? Gözün içinde mayi halinde yağ vardır. Bu yağ göz kapaklarının de- rehnin altında durur. Sinirler onu yerinde tutar. Göz siniri yorulunca gevşer. Ö zaman bu yağ yerinden Ve derinin altına top! ik rtmasına fırsat bırakmadan bu şişkinliğin derhal önünü almıya| çalışmalıdır. İlk zankanlarda bu, ba-| sit bir iştir. Fakat artarsa önü an -| cak ameliyatla alınabilir. Bunun için | göz kapaklarınızda hafif bir şişkinlik | görür görmze hemen şu mahlülü| yaptırınız ve akşamları kullanınız. | Tannin İl gr. SON POSTA Yünden bir İZİ Şöm iye kıymet veriyoruz. Çün - kü: Gerek moda ve gerek hakiki giyecek ihtiyacımız da günden güne artık ikin, Salfate 4 Ahımine potasigue 3 gr, | daha fazla ehemmiyet alıyor. Onu B 2 Bornte de soude Axonye 2 gr. gibi görmiye imkân yok. Hergü: üçüncü derecede bir Güzel kokmasını isterseniz buna | daha çok genişliyen sahasında gü - biraz da ilâve edersiniz. Genç kızlara! ceket modeli Bu ceket genç kılların pek işine yarar, Kalın bir yünlüden yapıabile. ceği gibi eski bir paltoyu bu hâle koy. mak da mümkündür. Düz bir palto - nun kesilen boyundan dört cep ek , lemek, belki yakasmı basit şekilde biraz değiştirivermek, eteklerini ke, serken ön tarafını yuvarlak vurmak. Bu ooketi yapmak için girişilecek zahmet hemen hemen bundan iba - rettir. YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercümend Ekrem Talu Yı Hafize kadın, ha - İn yolcu ederiz. İstan - Yarır varmaz, © senin,| Den : Veri, Yarsa toplar, emanetciye tada iler. Sana da, inşallah bu - Misi bir kismet buluruz. sün irkildi, Öle azan Evlenmek mi? Töv - k lan bir dahal Ağzımm pa- ları Bana gelecek kismet boş Ri El olsun, ME ea, 518 deme, yavrum. Helâl İş ne erkekler bulunur, Saimin emdiği süt haram mı ni. e? — Hepsi de benden uzük olsun- lar! istemiyorum. Onlar böyle konuşuyorlarken, o- dadan içeriye Hafize kadın girdi. — Ne 0? Ana, kız oturmuş ne- ler söyleşiyordunuz? Şehime hanım, kocakarıya sudan bir cevab vermeğe hazırlanıyor - ken, Müjgün atıldı: Haberin var mı, Hafize ha - nim? Saim efendi o beni boşamışl İbrahim efendiye yolladığı mektub benim boş kâğıdımmış! Kadıncağız neye uğradığını bile- lemance de bergamote) | zelliğile şıklığı seven kadının, pra #k halleri ve ucuzluğile ekonomiden hoşalanan kadının zevkini okşuyor. İhtiyacma cevab veriyor. İşte misal olarak hem şık, hem ucuz ve prm - tik bir şömiziye rob... Pratik güzellik bilgileri m ve istediği - niz şekli almakta inadcılığ başlamaz onlara elâstikiy şaklık ve uysallık ver tada bir şu zahmete katlanmalıst - nız: Ya bademyağı, ya hindyağı, hud bildi; lerini iyice y saçlarınızı tepemizde File, yahud tülbendle bağlayınız. Bi tün gece o halde bırakınız. Ertesi sabah yıkayınız. Son çalkalama su- yuna bir yumurtanın sarısını kırma yı unutmayınız. Yemek bahsi: Keyk 6 yumurta, 110 gram un, 110 gram un şeker, 150 gram çekirdek- siz üzüm, 150 gram badem. Yumurtaların beyazları kar ha - line gelinciye kadar çarpılır. Şeke - rin üçte biri yumurta ile azar azar karıştırılır. Kalan şekere yumurta- nin sarısını, temizlenmiş ve kiyilemiş ya bademi, en sonra da temizlenip un-| lanmış üzümü koyarak karıştırılır. Yağlanmış, unlanmış kalıba dökü - lerek hafif fırında pi Her kadın bilmelidir Bulanan ve artık parlamıyan sü - rahileri, bardakları gu usulle pek ko. lay parlatabilirsiniz: Yıkama suyuna biraz tuz, biraz da sirke katınız. Hiç sabun kullanmayınız, — İşte: Basbinyağı iş — Haydi oradan! Benimle alay ediyorsunuz. Velâkin bu türlü şaka olmaz. Allah gerçeğe o çeviriverir sonra, — Daha nesine çevirecek ?. Olan olmuş, biten bitmiş gayri. Hafize kadın hâlâ inanmak is « temiyordu. Bir Şehime hanımın, bir de Müjgânm yüzüne bakarak: — Sahi mi söylüyorsunuz? diye sordu. — Vallahi de, billâhi del Niçin yalan söyliyeyim? Sor, işle anne » me, Şehime hanım da teyid edince, artık inandı. — Eh,'dedi, herif delirmiş, ya - hud ki kudurmuş. İkiden biri, Müjgân sordu: — Sana, biz gelirken, yahud da ondan önce hiç bir gey söylemedi İmi âdi? — Kim? Saim Efendi mi? Selâ- medi, elindeki havluyu yere düşür-|met evime kavuşmayım ki hayır. Sami, t, kı dü; kendi de döşeğin kenarına diz ının yüzünden a- Şehir tiyatrosunda Otello Bir hafta evvel Son Postada «Perda açilirken» başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda Otello ter - cümesinin yeni olduğuna, fakat ye- ni tercüme iyi de olsa Otellonun Şe- hir Tiyatrosunda muvaffakiyet için İkâfi gelmiyeceğine işaret etmiş. Seyredeceğimiz Otelloda temiz bir tercömeden başka iyi bir dekor, ye- ni bir mizansen, güzel bir tem beklediğimizi ilâve etmiştim. Hafta geçti. Perdenin açılacağı saat geldi. Eski emektar Tepebaşı tiyatrosundayız.. Senelerdenberi ben tiyatroyu ilk temsilde bu kadar ka- labalık görmemiştim. Tiyatroyu 4€- viyoruz demek... Bu ne memnu -| niyet verici bir haldir. * Perde açıldı: | Brebansiyonun (Hüseyin Kemal) evinin önünde Yagoyu (Talat) ve Rodtigoyu (Mahmud) görüyoruz. Yago sakalile, bıyıklarınm biçimile yeni bir makyaj, Rodrigo biraz saf olmaktan ziyade aptal, Dekor fena İ değil, başlangıç klâsik, En kıymetli malı çalındığı söylenerek Brebansi- yo uykusundan uyandırılıyor. Tablo değiştiği zaman âyân azası karşıma şıkan Otello (Hadi) silik bir şahsiyet, yavaş konuşuyor. Dezdemonn (Cahide) Otelloyu sevdiğini söylerken... o Söyliyeceği| sözler kendine ezberletilmiş bir ya- lancı şahidi andırıyor. Birbirini takib eden tablolarda Yago kötülüğe başlamıştır. Otello sakin, Otello heyecansız, buna ruğ- İmen Yaxo birinci plâna çıkamıyor. İDoğru görünen, içten pazarlıklı bir dessastr, Fenalık etmek için, £ nalık ediyor, bir an olsun iyiliğe mü- temayil değil, Fakat neden bâvla İ yapıyor? Gayzının sebebi ne? Ya- gonun monoloğlarımda bu cihetin i- zahı olacak... Fakat izah edilemiyor. | Çünkü Yaşo, sahneye hâkim değil, Yago, Otelloyu e Dezdemonanın | Kasyo (Suavi) ile seviştiğine inan-| dıracaktır. Yagoda Dezdemonanın ihanetini isbat edecek deliller bı madığma göre ikna kabiliyetilk O-| tellonun kıskançlığını derece derece | arttıracak ve nihayet Otello da o ha- İs gelecek ki, mendil hilesi onu Dezdemonanın ihanetine ka”i ola - rak inandıracaktır. İste bu olamıyor. Karakterleri tamamile tebarüz et- tiremiyen tablolardan son sahnelere iyor. Kendi kendine kaldığı ta in kulise bakarak konuşan ikinci İândaki Yagodan Otelin ve Dez- demona sahne hakimiyetini kendile- i Esasen artık Yago- bitmistir. Günahsız Dezde mona, Dezdemonaya sadık Fmil (Nevin) kıskançlık gözlerini ka - rartmış Otello esere can verebi lerse verebilecekler. lamak hiddet, cini rollerine yardımcı oluyor. İ Otele | herkesin gözü Yaonun alçaklığını ortaya koyan milin da öldürüldü. Sıra Otellonun ölümünde, Otellonun temsilinde gör düğümüz en cank sahne bu seralı ci- nayetler sahnesi oluyor. Perde kapandı. Bugün Halkevlerinde temsil e - dilen Hissi Savia, İzmirli Kız: ya- hud da şu veya bu tiyatro teşekkü. de mütemadiyen (o tekrarlanan Taş parçası, Baykuş Sehir Tiyatro- su Topertuvarna alınsalar, iyi de - korlar yaptırılsa, Sehir Tivatros ar- tistleri temsil etseler, netice diğer tiyatrodaki temsillere nisbeten daha çok başka olur. Otello da bu eserler wibi su veya bu tiyatrolarda, fena dekorlarla temsil edilivor. Sehir Ti- vatrosu da temsil etti, Tabii diğer tvatrolarda temsil edenlerden daha ivi bir Otello temsili seyrettik. Fa- bat beklediğimiz bu kader değildi Sehir tiyatrosu biza her bakımdan kusursuz bir Otello oöstermelivdi. Yeme Heli Kendisini hu defa da Şehime Ha- nim isticvaba koyuldu. — Acaba niçin bunu böyle yap-| tı, dersin, Hafize nine? — Ne bili kadınım? Erkek kısmının iç yüzü olmaz ki, En akıllı, uslusu bilen içinden pazarlık- hıdır. Müjgünım, evlâdcığım gibi bir kadınınp durup dururken, ayağının cığım, rahmetli, hasta iken da, öl - düğü mralarda da bu kızcağızın ne türlü hizmet ettiğini Allah bilir, Ya- rın benim de iki elim yanıma gele - cek, Münkir Nekir huzurunda da, bildiğimi söylerim! Kızın şukadana suçu yoktur. — O halde? — Kim bilir? Herif ba göz koydu? Zengin bir du? Bir Tunus gediği mi ele geçir - i? Kendi de, barim, ahım şahım bir şey olsal İlelvacı kılıklı herif, Kendisini ne sanıyor, acabn?, — Yoksa bir dedikodu mu yap: tılar? rautlaka Il | bu mu? | yorlarmış bağı çözülür mü? Besime Hanım «İdi -|başm, bir m Bir Meraklı daha Meraklı, kapıdan başını uzattı: | — Tam zamanında geldin Me- raklı. | Sandalyelerden birine otururken sordu: — Merak ettim, neye tam zama» pında gelmiş oluyorum? — Bir mektub aldım. — Merak ettim, tavsiye mektu- zası — Ben kimim ki, tavsiye mek - tubu yazsınlar... — Orasını bilmem amma, yazı « lan imektubların yüzde doksanı tav- siye mektubudur, diyorlar da... — ım — Merak ettim, alacaklı mektu- bu mu? — Borcum yok ki, alacaklı mek- tubu olsun... — Orasıyı bilmem amına, yaz lan mektulfardan tavsiye mektub ları hariç yüzde doksanı alacaklı mektubudur, diyorlar da... rın — Merak ettim, aşk mektubu - dur diyeceğim amımı — Neye teredi sun? — Sinema (artistlerinden birine benzemiyorsun... Aşk tubları yalnız sinema artistlerine, biraz da kendilerini onlara benze - tenlere yazılır, diyorlar da... — Bilemedin Meraklı, O aldığım mektub, bir okuyucu mektubu, — Merak ettim, ne yazıyor? — Merak etmiş, onu yazıyor. — Merak mı etmiş? — Evet, senin gıbi meraklı ol « rmuş, ak! tan mai konuşuyor.| | b iki Dans ayak şeklini bozar mı? AS, esk lm söyl — Fat Hn Da var ki? Amerikanın lemiyor. i demekle ik mi hnin biri... benziy; CW «Beş kuruşluk bir dikiş mi alıyorum, rının bir ö; n o meraklanıyorum. — Dadaya mı? — Ne münnsebet, köşebaşt akkale. — Ne yapncaksın? — Dün on beş kuruşa bir makarası almıştım. Bakalım bü yirmi kuruş mu istiyecek, yoki Ne © buçuk kuruş mu? ha burası. — Merak ettim nereden geliyii — Okuyucum nerede oldi Anadolunun bir ği tifa ediyor. — Merak ettim ver şu 1 | | il — Merak etmiştim, merakını min edildi, Dadaydan yazılıyor? — Nereden bildin? — Pulun üzerindeki dam Hele okuyayım.. bu mektubu zan da tıpkı sını on beş kuruşa alıyorum, Bü nıdığım on iki buçuğa almış yor, bir başka seler, yirmi kü Bize yakın merkezinden on kuruştan görüyorum. Makara fintı diğer eği olabilir,» alacak olsam, fiatıni sorduğum il al I Merakiii Dms 3 salik 'D Bunları biliyor mu idiniz ? neya yarar? Otomobil lâstikleri idiği zaman da namaktadır. Bu birçok Amerikalı bir doktor, yaptığı tet-| köylerinde öküz ve at kikat neticesinde, dansın ayak biçi-| arabaları uğunu iddia etmiştir. Dört! Bü kullanılır tün bu arabalar meraklana, dostunuz Meraklıya $ düm, O, buralarda olsa, meral dan hasta olur, yataklara düşeeği — Mektub bana yazılmış ai hep senden bahsediliyor. — Merak ettim, gidiyorum? 0.) Eski otomobil lâstikler arasından, munta-| âstiklidirler. Kullanılan İâstikleğii Ed iki kişini larını görmüş. ar da dansetmi - Biçimli ayaklı kadın görmek güç olduğu bizce da muhakkaktır. Fa. kat ayağın şeklini bozan acaba da oksa ayakkabı GENELİ Sivasta «F. On ya: Ben, size karşı vazlfemi yapımışlım.| hoşunuza gide m be. | böştn Mes'ud olduğunuzu haber alı ni çok sevindirdi. Bundan sonra herjniz an mes'ud yaşamanızı temenni ede.; rim. Saadetin anahtarı sizin eliniz - ER SLERİ Okuyucularıma cevablarım gide, “İtomobillerin eaki lâstikleridir. lâstikler araba lâstiği olduktan P*klka atların tırnaklarının kerilmmi sn temin için nalla tırnaklar #mkün olamaz. Yani siz Bınızı bulamaz: | Bulunanlar içinden beğeni; Birinin şu tarafı, ötekinin şu lir, Pnkmt bütüm tarafları mezggii dedir, daima tüşfik ve daima iyi ka. | bayat arkadaşınızı seçmiye mieeii Yınaz. Acaba yarın da bugün gibi Iacak, düşüncesi Insam zehirler. — Yarın bugünden daha iyi olâ - cak, yarın bugünden daha mes'ud ©. Jacağız. Diyerek yaşayınız, * Aksarayda Bay aNa ya: Hayal ve hakikati birbirinden a; görmelisiniz. Kadın içki değil kükteyi olsun. rafi | suni insan evleneceği ka-| yorgunuz. UZ. mi 9 Bay (& Yi: Karmıza hak veriyorum. şahsım iibarile ev içnde kilide Bir insanın evi igi karısından gizli bir şeyi o kilidlesin. Esasen ev kadınındığ; Jae olan biten ber şeyi bilmelg evde ne var ne yoksa onların dâ Yer olduğunu bilmek kadının 58 dir ki dır. Siz bu hakka tecavüz etmiş sar değilim. Huyunundan vaz Ben dında hakikatte bulunabilecek va -İAlle sandetiniz bu yüzden gala sıfları aramalıdır. Birinin gözleri, Di. Jotuyar, Dikkat edin, haleldar ola zeldir. Bir diğerinin de tahsili vardır.) bir kıvılcım karışmış olmalı. Evile barkile meşgul, kapmın aralığın - dan eteğini bile göstermiyen tazeye dil uzatmak kimin haddine düşmüş? Bu sözler üzerine Müjgânın ak - hna birdenbire, komsudaki erkekle tenti eylemiş olduğu selâm ve söz- ler geldi. Acaba Suimin (kulağına bunlar mı gitmişti? O zaman, kea- isini ne diye tatlılıkla almış ve bir le niçin uz: laştırmağa lüzum görmüştü? O da- kikada, kendisini oracıkta boşamak mümkündü, Bu türlü mahirane da - lab çevirmeğe hacet nedendi? Sehime Hanım kalktı. Evlâdlığı- /i: na gene sükün ve itidal tavsiye ede-| iki ederek, kocasile konusmağa gitti, artı şöndü. dı. Bu müttefik, tabi rab Abdullahın müdahelesile düşmesini bir türlü ne hazım, mi affedebilmişti. Bu sebeble, içini miren intikam arzusunu tatmin relerini, gece gündüz aramaktğn li kalmıyordu. Kendi sevgilisi ve asıl hedefi bime Hanım uzakta olduğunda nu Müjgân dolayısile vurmaya Bunun için de aklınca plân hazırladı, o plânı tatbik gi köine koymak için de bir miltüi il İrinin yüzü, bir diğerinin ahlâkı gü -İsaadet sonradan güç tamir eğil ni zdı. O da bağn yanıklardam defa kepaze olmuş, Müjgünla Hafize kadın da, baş çirmişti, idet daha, bu yak'ada| âmil olabilecek ihtimaller o üzerine'de, basbihalde devam ettiler, da, —27 İşin, onların bi edemediği iç yüzü şu gözlülüğü, tahmin | fakat bükemediği eli öper de na koyar olduğu, ve bununla huyunu, ty: Onun sinsiliği, para, bütün Acizler imami Ebülkayır Efendinin, Hümü etini çok iyi bili Li gibi Bakkal Hümü dede, Sehime Ha-| ber fırsat bulur bulmaz hasmı #edid bir kin besliyor -İre' vurmağa da ; tesne . O da Şehime Hanım uğuruma! elden kaçırmak tehlikesini bile Ebülhayır Efendiden başkam li

Bu sayıdan diğer sayfalar: