Bursada Yüzme havuzlarında iki çocuk boğuldu İüzme havuzunda İki çocuk ölmüştür. İBu fucia sebebi hakkında boğulmak. fan #iyade, çok fazla yüzme neticesi “Olduğu söylenmektedir. Ölen çocuklardan birisi San'at oku. ü müdür muavini Ali Ülvinin 13 ya. finda Turhan adındaki oğludur, Dİ. de ayni yaşta Alt oğlu Numan » Bundan başka boğulmak üzere bulunan üç çocuğun, alınan müsta- rle hayatları kurtarılmış. 6 hakkında zabıta şiddet yele takibat ve fahıkikaş pmaktadır. Bu bavuzda evveler de çocuk boğulmuştu. Bunlar üçüncü bandi Bursada sahte gümüş lira sürenler sa (Hususi) — Orhanelinin He. öyünden Cemal Karaman ile ler sahte gümüş Hra yapmak ve eek suçlarından dolayi şehrimiz *rosza mahkemesinde cereyan eden Muhakeme sonunda pura yaplıklari inim dair ölet ve delâi! elde edilememiş nasından her ikisinin beraeti hcak Cemalin sahte para sürdü Abit görüldüğünden bundan dolayı ızlıktan sabıkasi da bulunduğ bir sene iki ay hapis cezaslle kuruş para cezasına mahküm miştir. Edirne valisi teftişlerinden| döndü Edirne (Hususi) — Bir müddetten. beri mülhakatta teftiş seyahatinde lunan valimiz Ferid Nomer şehri- dönmüştür. Valimiz bu seyahat, Binde halkın muhtelif işleri ve ihti.! içlarile alâkadar olmuşlardır. - Edirneda sıcaklar arttı Elime (Hususi) — Birkaç günden. beri mevsim #cak! Trakya ve E- İirhede fazlasile artmıştır. Gündüz. #lekirik cereyanı bulunmadığına vantilâtörlerin işletilmesine ve bu suretle sun'i vasıtalarla #erinle - İye de İmkân kalmamıştır. Şehirde sıcaklardan bunalan hâlk imi bahçelere tehacüm göster - mektedir. Karamanda Lozan günü Karaman (Hususi) — Her sene ol. hi gibi bu sene da Lozan suihünün MW inci yildönümü olan 24 Temmuz gekeimiz Cümhuriyet alanında yüz. © halkın iştirakile parlak bir ge. e kutlulanmıştır. Merasime tale, erin söylediği İstiklâl marşile baş- iş, bunu müteakib kürsüye gelin okul tarih öğretmeni Hulüsi ktürk Mili Şef İsmet İnönünün a sahasında kazandığı zaferin Bhemmiyetini tebarüz ettiren bir kon. rans vermiştir. Bilâhara gene tale. &rin ve halkın söylediği Cümhu. marşile merasime son verilmiş. dir, i — Aman güzelim, bunca za - n bekledikten sonra seni kol- larım arasında tutmak zevkini attığımı bir anda nasl bırakabi- ? Senin buradan çıkıp git - liğime nasi razı olurum sevgi « ? Mutleka bu sözlerin şaka - dan başka bir şey değildir. Seni he kadar sevdiğimi, senin için çıl- lığımı görmüyor musun? E - seni deliler gibi seviyorum eb, ne olursa olsun, sen ne lersen de, bi: xün sen de beni eceksin! Buna yemin ettim. imdi dudaklarını ver! Bu defa nların ateşini doya doya tatmak, tun alevinde yanmak istiyorum. Genç kız artık onu itecek kuv- i kalmadığını görünce, eğlerile ağzını sıkı sıkı kapa: — Bak huna kirgsım yavrum. Mikle şu ellerini aşağı indi iü cebir istimaline mecbur et- . Sana tstlibkla söylüyorum; a boş yers bağırır, çağırır, hakaret “etmeğ? kalkışırsın na para etmez. Havdi Zey » tekrar ediyorum, beni çid - İder istimaline mecbur ete! Sen İenimsin, buna iyice zihnine yer- tir ve mukavemet etmekten eç. Tatlı tatlı sevişelim: çün- gönül rızasiİs kendini bırak - rsan sana karş siddet kullan- a beni icbar edecekai Mahsul bolluğu Birçok yerlerde harman faaliyeti başladı, Buna Gn & Din çekirged biçer-döver makineler günde muntazaman 300 ü dönümlük hububat tarlasını biçip kaldırıyor Menemen mmıntakasında ziraf İzmir (Hususi) — İzmir Vilâyeti da/ hilinde bilen yetişmiş bulanan muh. telif mahsullerin Okaldırılmasına e | hemmityetle devam © olunmaktadır. Harmânların en büyük kısmı savru.! larak kaldırılmıştır. Konyada Konya (Hususii — Zirast Vekâle- tinin Konya ve kazalarına gönderaiği| biçer.döver makineleri faaliyetlerine başlamıştır. Günde muntazamen 300 dönümlük hububat tarlasının mahsu. Ji bişilmektedir. Çiftçi, kendisini rüzzl gürın esişine muhtaç bırakmıyan bu imskinelerden dolayı ziyadesile mem- nurdur. Gümüşhacıkö; Gümüşhacıköy (Hususi) — Kaza - mada harman başlamıştır. Arpa, buğday mahsulünden başka kendir mahsulü de çok iyldir. Kerevir de - neme istasyonunun nümune tarlala, ındaki mahsulât ise ber türlü tah. minin fevkinde bulunmaktadır Yozgadda Yozgad (Hususi) — Yozgadda cok bereketli olan mahsulâtın bicilmesi. ne köylümüz büyük bir gayretle baş. lamış bulunmaktadır. Arpa mahsulü harman edilmiştir. Köylümüzün yö,| xü gülmektedir. Arapkirde Arapkir (Hususi — Bu sene Arap- kinde mahsul diğer senelere nazaran boldur. Hasat zamanı geldiğinden kaza muhiti yer, yer altın başaklarla süslenmiştir. Köylü ve şehirli müstahsilde bum. malt bir çalışma göze çarpmaktadır. Köylü dünya vaziyetinin karışıklı. Hından dolayı mahsulünü hemen kal, kzmak için azami gayretini sarfet. mektedir... Kazamızın o kiymetli o kaymakamı! Heli Demirbağ maiyetinde nahiye! müdürü ve barı zevatla köyleri do - Isşmış ve köylüye !âzım gelen izahati| vermişlerdir. Diğer taraflar bu yil AArapkirde faydali mevsim yağmurları yağdığın. dan hububat elma, Üzüm, ve emsali mahsulâtın da çok bereketli ve bol olacağı tahmin edilmektedir. Kızıleahamamda Kınlcahamam (Husust) — Bu gene havaların Haziran sonuna kadar yağıslı ve ekim hususunda feyizli bir geri eğerek onun sicak nefesinin yüzüne yaklaşmasına mâni olda. Şimdi aralarında boğaz boğa za denilecek bir mücadele bayla- #siştı, Genç kız turnaklarile, diş - İerile, ayaklarile onun hücumla - duruyord, Birdenbire dışanda, uzik bir gürültü duyuldu. Bu gürültü yak- laştı ve korkunç bir hal aldı: Ka- pılar kırılıyor, sandalyeler devri- İiyor, sert ayak sesleri âpartima- na yayılıyordu. Halök kapiyi kınp odaya diği zaman onlan o birbirlerini kolları arasında gördü ve Zey « nebin mukavemet ettiğini anlıya- madan hayretle eşikte dürdu. Zeyneb, imidini kestiği an» da kocasını karsmında (görünce mücadelesini arttırmış, kurtulmak için son gayretini sarfetmeğe baş İamıştız fakat ihtiras elinde aklı başından uçan Turhan, etrafında olup geçenleri metak edecek hal de değildi. i i İaaliyetten bir görünüş surette devam ötmiş olmasından mah, sul Ümüdin fevkinde olarak çok bere- ketiidir. Çifiçiler ekseriyeti hükü - meiçe sürraa tevsi edilmiş olan ma. kinelerden ve pulluklardan azami İs. fade görmektedir. Bu sene bankasının tam zamanında zürraa yaptığı yardımlar çok faydalı bir iş olmuştur. Esasen bir sirnat memleketi olan Kısılkahamam köylerinin bu sene gösterdikleri rira) çalışmalardan son- ra, mebzil yağmurların yağması mah sulün bereketinde büyük &mil olmuş. tur. Şimdi köylülerimiz bu feyzin ta - mamen başarılabilmesi için harman, Yarın kaldırılması, nakli ve mahsulâ tın ambarları depo edilmesi İşlerine hazırlanmaktadır. Bilecikte Bilecik (Hususi) — Bilecikte bu 48. ne pâmukçuluk irkişaf etmektedir Mevsim başlangıcında 1500 hektar araziye 150 ton akala cinsinden pa. mark tohumu ekilmiştir. otstihsalât 800,000 bin ilâ 1 milyon kilo tahmin olunmaktadır. Bölgemizin başlıca pa. mukçuluğu Sakarya havzasında olup kalite itibarile hemen hemen diğer Çukurovada Köylerin plânlaştırılma işi devam ediyor Adana (Hususi) — Çukurova köy, plânlaştırdmas — etrafındak yalışmalar ilerlemiş bulunuyor, Sekiz| lerinin kaza, üç nahiye ve bütün merkez kö lerinin birlik projeleri tanlamlanmış tesisl olduğundan köyler (arasında İkarara bağlanmış olan birlikler, vilâ- umumi harita üzerinde tasbit edilecektir. İlk ham- lede elli köyün hıydudları tamamen yet esasına uyularak tesbit olunmuştur. z Bu yıl içinde plânlaştırılacak ki lerin sayısı 400 ü geçmektedir. Diğer tsrattan bu köylerde-köy kanununun tatbiki hazırlıkları da yapılmaktadır. köy. Ayni zamanda bütün Çukuro lerinde köy kızlarını, köy kadın yetiştirmek için kurs! Bu kurslarda köylü kadınımız dikiş öğrenecek, gehir yemeklerini pi. şirmesini de bilecektir. Köylerimizde yeni bir hareke: aa. yazağımız bu kursların tedris kadro, sunu Ankara İzmet İnönü enstitü - sünden bu yıl mezun olan gençleri - miz beşkil edecektir Kızılenhamamda kaçak kereste yakalandı Kızılcahamam (Hususi) — Burağa bir kamyon kaçak kereste kaçırılır. Ken cürmümeşbud yapılmış ve suç. Tular yakalanmıştır. Geredenin Ovae: him Güler ismi 10 numaralı kamyon sahibi ş0fö rin muayenesi yatplıaş, Miğe teslim edilmiştir. Ceyhanda zelzele Adana (Hususi) — Bugün Ceyhan. istihsal smhalarına o nisbeten birinci, derecede gelmektedir. da üç saniye devâm eden orta şiddet. te bir zelzele olmuştur. Hasar yoktur. açılmaktadır. köyünden İbra, le biri gene Gerede Ba- ki Özdemirin kamyonuna bir takım kereslaler yükleyip Ankaraya götü - rürken kaza mıntakasında kerestele. bunlarin sahte mühürle damgalandığı, orman mürüriyesinin de muharref olduğu anlaşılmıştır. Suçlular müddeiumami. Afyondan yazılıyor: Şehrimiz Halk €vi köy gezilerine devam etmektedir. Bu hafta da reis Galib Demirerin idaresindeki kafile Eğret ve Sincanlı nahiye merkezlerme gitmiş, köylü ile hasbihaller yapılmıştır, Resmimiz köylülerle Hâlkevlileri bir arada gösteriyor. «Son Posta» nım sdehi #ale'ieaçır g* — Sizi almuğa geldim Zey - | le vermeden Ze; neb.. haydi eve gidelim!. , Hiç beklamediğ. bir anda Ha- lükun sesini duymak Turhanı, sından aşağı soğuk bir duş yemiş gibi dondurdu. Hemen kollarım gevşetti, korkun; yüzünü, okan bürümüş gözlerini sesin geldiği tarafa çevirdi. Bu şaşkınlık anından İstifade ederek Zeyneb hemen kurtülma- ğa muvaffak olmus, kollarını aça- rak ve anlaşılmaz sevinç sözleri söyliyerek Halüka koşmustu; lâ- onun yüzündeki, gözlerinde- ki mana birdenbire kaninı don « durdu, olduğu yerde durdu. A - ralarına masıl bir suitefehhüm da- ha sokulmuştu! Uzaktan ellerini öna uzatarak bağırdı: : — Halâk; bu gördüğünüz sah- neyi kendi rızamla hazırladığımı zannetmiyorsünuz değil ini? Be- ri bu alçak herifin şeriki cürmü zannetmiyorsunuz değil mi? Ha - yır, böyle adi bir şüpheye düşme- nize ihtimal yoktur. Bunu tasav- gilmelen, beri «Son Posta» nm tarihi tefrikası: 97 Firar , Necmettin bir nefeste izahat ver- li — Size her şeyi anlatmak için bu neticeyi bekliyordum. o Helâgünun Bağdad valisi Karaboğayı tanısı - nız; Baybarsın can düşmanıdır. E » pey zamandır onun Katranada bu * İunan adamlarile muhabere ediyor dum. Karaboğa bizim Gerkden Ba; dada kaçmamızı ve orada bir or - du toplıyarak Baybars arkadan vu? maimızı teklif gdiyor. İlhanın da muvafakatini alınış bize askerce, pa-| raca her türlü muavenette buluna - cak, Fatihüttin birden dirilmiş gibi a - yağa kalkarak sakallarını yolmağa başladı: — Bu mi mesele Necmettin. — Eğer muvafık bulursanız ya - nn gece kaçarız. — Fakat nasl olur? Ya yakala - nırsgk — Kaçmazsak ölüm muhakkak, kaçarsak kurtuluş imkân yüzde dok san, — Ya düşman görürse.. — Ordugâh Taş ocaklarından bir hayli uzakta, kıyafetimizi uda - makıllı tebdil eder, o pejmürde es - | vablar giyer, bir köylü kılığına gire- İriz. Dört kişi bizi orada bekliyecek, atlarla Katranaya gideceğiz. — Ya kaleyi kime bırakacağız? — Mütemed bir kumandana bı - rakır, kaçtığımızı gizli tutarız. İhtiyarın yüzünde yeni bir endişe çizildi. — Zeynebi burada mı bırakaca- ğz?. -— Kaçarken xanımızda bir ka - dın bulunması çok tehlikeli olur. O- nu da iyi bir aile yanına emanet e - deriz. Kale düşse bile ona bir zarar gelmez. Fatihüttinin yavaş yavaş akli yar tıyördu bu işe. Necmet — Başka çare yok -diye amca - sına sokuldu- Bu gidişle akibetimiz çok feci olacak. Bir an evvel Bay - barsın intikamından kaçmalıyız. Gerk hâkimi nihayet tam bir tes- Bmiyetle boynunu eğdi — Artik tamamile Necmettin. sana tâbüm tıkları zaman kazazede gibi gi lardı. İkisi de kılıklarını tebdil ede- İrek süfli bir dilenci kıyaletine gi mişlerdi. Yalnız ellerindeki büy torbalarda bir hayli para vardı, mettin yerde sürünerek hafif bir ıs- lık çaldı. Biraz ötelerinde bir gölge kımıldadı. — Buradayız. Sesin geldiği noktaya yaklaştılar. Karanlıkta, bir toprak yığınının ar - kasında altı at vedözt kişi vardı. Bunlardan biri Necmettine doğru İ- lerliyerek: — Her şey hazır yâ seydi -dedi- Tam kaçmak zamanı, — Atları getirin, Çabuk kaça - hm! Nakleden: Muazzez lahsın Serkand in kolunu tuttu ve soğuk bir sesle: — Haydi saçınızı başınızı top- layın da arkamı gelini dedi. Genç kız bu sözlerin huşuneti- ne rağmen sevinçle haykırdı? — Haydi gidelim Halök| Başi dönüyor, gözleri karari - yordu. Düşmemek için kocasının kolunu iki elile yakaladı ve" hiç ses çıkarmadan bir heykel gibi koltuğa dayanmış duran Turhanı gözile işaret ederek: — Bu alçak adama nasil bir ceza vereceksiniz Halük? diye sordu. Genç adam, hâlâ Turhanı gör- memezlikten geliyordu, Karısının sualine şiddetie cevab verdi; — Siz bunu düşünmeyiniz, el bet onun da saati yelecek.. haydi idelim Zeyneb helecan, sevinç ve korku ile titriyerek kocasını takib etti, onun arkasından otomobile girip yorgun vücudünü cansız gi- bi yastıkların üzerine bıraktı. ” ei. | di arzusile giti olabileceğini düşündükçe, bir hicab ve isysı duyuyordu. caba Mehpare Haninun uydur « duğu yalanları, Halüku we türlü sözlerle aldatmış olduğunu bil - sez avnil kızcağız kim bilir daha ne kadar özülecekti, Halâkun kalbini ezen, bütün varlığını hırpaliyan karma karı - şık heyecan ve ıztırabları bittabi keşfedemiyordu. Bir tek keliins konuşmadan e- ve kadar geldiler. Fakat apartı « man kapına “ kapayıp aklumda yalnız kaldıkları zaman birdenbire kocasına döndü, ontın ellerini tutarak: — Halâk.. dedi. Size her şeyi anlatmağa müsasde etmelisiniz. Genç adam onun elini şiddetle itti, — Lüzumu yok.. her şeyi an- Tadım, Bir iki saattenberi geçirdiği müthiş korku ve helecar Zeyne- bi o kadar hırpalamıştı ki artik ne maddi, ne de manevi kuvveti plânı Bu sirada uzaktan hafif hışırtı duyuldu. Atlar başlarını havaya kal dırmış, etrafı dinliyorlardı. Hemes * bir kaç saniye sonra ayni gürültü biz raz daha yaklaştı. Dört kişi birden yere kapandılar, — Kaçın geliyorlar. Necmettin ile Fetihüttin koşarak atların dizginlerine yapıştılar, Fakat arkadan kuvvetli bir kol Gerk hâ - kiminin beline sarıldı. Nihayet at hırsızlarını kapana dür şürdük. Yüze yakın Kölemen yerden bi * ter gibi dört yanlarını — kuşatmıştı. Gerk hâkimi artık şuurunu kaybet - miş bir halde idi. Bundun sonra het şey onun için bir kâbus şeklinde ce reyan etti. Askerler ellerini bağladı- lar ve sörükliyerek büyük, aydınlık bir çadırdan içeri tıktıler, Fatihüttin © zaman müthiş bir sıçrayışla uyan - dı. Baybars, eli hançerinde ve bü * tün kumandanlerile beraber karşı * sında duruyordu: Menhus herif! Şimdi tam kı - yafetini buldun. Gerk Sultanı evvelâ taş gibi hi reketsiz kaldı. Sonra çırpınıp bir - şeyler söylemek istedi. Fakat korku- dan diki tutulmuşta. Bir böğürtü le hıçkınıp kendini vers, karısına tecar vüz ettiği adamın ayaklarına atti. Baybars *şimdi büsbütün çirkinleşen 0 sakil yüze bir tekme savurduktam sonra ayakta duran Necmettine dön- dü: — Safa geldin Necmettin, Sana bilhassa teşekklir ederim. Bana yap- tığın hizmetlerin mükâfatını göte - ceksin, çabuk şu delikanlının iple « rini çözün! Soluk yüzlü genç ipleri çözülür çözülmez Baybarun ayaklarına ka- pandı: — Hayatım sizindir hükümda- rım. Sizin gibi tarihin eşsiz bir kah- ramanına hakikaten naçiz bir hiz * imette buluzabildimaç kexdmi dün“ yanm en mes'ud bir ferdi addede - rim, — Zekâ ve dirayetini takdir & derim. Necmettin! San olmasan çok müşkülât çekecektik. Kale çok me- tin, biz de biraz tedbirsiz geldik. Hani sen vaktinde haber verme: olsaydın o mel'un Nayman bizi bir hayli yoracaktı. — Elbette hiyanetinin o cezasını ştur sulterism. — Tabii Necmettin! Hele şu ha- bis herifi getirdiğine o kadar mem- nun oldum ki.. Necmettin, iğrenç bir şekilde yı * hşarak sirıttı, — Allahın adaleti hiç bir zapan #aşmaz sultanim. Demindenberi bütün vücudü tit- riyen Fatühiddin, korku ve dehşe - tin üstüne çıkan bir şaşkınlıkla bu konuşmayı dinliyordu. e Yeğeninin »on sözü karşısında knedine hâkim olamıyarak kudurur gibi haykırdı. (Arkası var) bu #aretini kaybetti ve ümidsiz bir sesle sordu, — O halde neye karar verdi- niz? Halük uzaklaşırken: “ — Düpüneceğim... dedi. Zeyneb odasına girip man » tosunu, şapkasını çıkardıktan son- ra bir iki dakika perişan bir hal- karşısında binbir sahne geçiyor - du; fakat onu en çok muztarib e- den şey, Halükun kendisne iti - mad etmemesi. imdadına gele - cek yerde öndaü yüz çevirmesi idi. Acaba nz düşünüyor? Neler hazırlıyordu? Yemek odasına döndüğü va kit onu bulmadı. Sokağa çıkmıştı, Akşam yemeğine de gelmedi ve Zeyneb bütin gec: izürablar için- de çırpınıp durdu, Ertesi sabah oçay sofrasında karşılaştıkları zaman Halâkun alinde hiç bir değişiklik gö medi. Soğuk.. uzak. yabancı idi. Ancak Zeyneb onun kalbinden geçenleri okuyabilmiş olsaydı, o- rada müthiş bir acının yerleşmiş olduğunu görecekti Halük ahenksiz bir sesle ve kendilerinden baskasına aid bir > söylüyormuş gir Tikayıdıkla konu - ordu? vi Tabii, Mehpare Hanıma aid , tahkikatımda devam edeceğim.