Gene fiat kontrolü Yazan: Muhittin Birgen eçen gün fiat kontrolünder 2! , G bahsediyordum. Bu, özle © bir bahistir ki, bizde tatbik edilen wsullerin fenalığını izah etmek Tâzim gelse, cildler dolusu yazı yanlabilir. Sistemzis, gayesiz bir kontrol, Bey- hude bir mesealedir. Faket, esl olan, galiba, bizzat bu meşgsleden #barettir ki bürokratik kontrol tep kilâtmiz bununla uğraşır, durur. Bu fikri isbat için bir misal ala - İstanbulun ekmek fiatı ve ekmek kontrolü vardır; bu kontrolün bir barici ve resmi tarafı, bir de kaleme! gelmiyen iç tarafı bulunduğu gibi.| Ayni zamanda bu kontrolün muhte- bf şartları vardır. Bu şartları vi bir arada temin etmek, ancak mu -| cize kuvvetile mümkündür. Fakat, bunu bir tarafa bırakalım, yalnız vezin bahsini alalım. Eğer bir kile ekmekte birkaç gram noksan çıksa fırıncı cezaya uğrar. Halbuki ayni fırından beş, on gram fazlasile de| birçok ekmek çıkmış - bulunabilir. Çünkü ekmeğin veznini tam düşür- mek, hokkabazlık veya cambazlık gibi, çok mühim bir hünerdir. Diğer taraftan memleketin bir- çok yerlerinde muayyen vezinle ve ambalâjlı olarak satılan daha bir - gok maddeler vardır. Meselâ, tere yağı. yahud kolonya suyu. Benim merakla yaptığım tecrübelere göre, paket halinde satılari tereyağları hiç| y.. bir zaman paket üzerinde yazılı olan | Şu, Eski bir Türk darbımeselidir: Davulun âtsf uzaktan hoş gelir, d Kelimelerden S81Vet Büyük muharrirler ne kadar kazanırlar? Toplıyan: İbrahim Hoyi Kalburüstü muharrirler, edibler, zılarından we kazanırlar). Bu katiyetle bir şey | söyliye- leriz. | DEE ee *s Evöslâ gör, sonra isle s Bir şeyi şiddetle, hırsla istemeden önce ö şeye malik olanın duyduğu saadetin ne olduğuna bak, E'ecaat yılları Bu harb yıllarında memleketin hayatına, her sahada müstevli olan ecaatin bir levhasını, tekmil safa - hatile, tasvir etmeğe bu yazıların havsalası kâli değildir. O yılları yar sarmış olanların da bavsalasında © İbâilevi zamanın teessüralırı istiaba NE Halid Ziya Uşaklıgil vezin tamam zuhur etmemiştir. Dal-| mezsek te, arası gözümüze İlisen ma yüzde üçle sekiz nrasında nok -| bazı istatistiklerden sathf de olsa san gördüm. Bir kilo ekmekte onbir fikir edinebiliriz. gram. Yüzde bir demektir; yüzde| Mosel; son dövrin'in sağlı Şi- bir, on kuruşta hiç bir kıymet ifa-| yes muharrirlerinden ve ediblefin- de etmez. Fakat, yüz altmış kuruştalden Sir James Barrie öldüğü zaman yüzde beş diğerine nisbetle çok mü-İyüz yetmiş dört bin İngiliz lirası ser- him bir kiymettir. vet bırakmıştır ki, bu kadar para * İ kazanabilmek pek az İngiliz |omu- aa yetişabilecek bir kuvvet yoktu Mahilakâiin dalinkn Geykiiti Karesi | 274 üsarei hayatiyesini istiblâk et- bozuk ve tesadüften gelen Harim ie e KİR ii lara göre mukabele edebilmek ka-| ; döküldüğü ahid oleror a biliyetinden uzak iken buna harbin Yan ağlıyordu. Bütün Rumeli, Ma » eee “> . Bütün Rumeli, Ma - getirdiği zararetler, müşköller iazi “İkedonya, Armavadlük, öte tarafta kle eek ikin veee) Trablusgarb bir daha avdet etme - çatlaklar aç er tarafından) ek üzere elden çıkmiş, Trakya hü- memleketin kahı sızan çürük bir ci *| dudu İsti bul kapılı kad bee kabilinden öeğyekilmek karvea “İf dayeniş #ker;bu defa Filmi 5 E ontrolü âdet olmuştur; börririne nasib olmuştur. Barrie'nin leri 190 İUmunsi Harbde Fransada bir has- tanenin bütün masraflarını deruhte etmesi, son senelerde de birçok te- berrülerde bulunması, muharririn kazancının! herhalde epeyce tıkırın- da olduğunu gösterir. Rudyard Kipr lingin, yalnız mülkü 155 bin İngiliz lirası tutmuştu. Daha eskilere baka- cak olursak, büyük ve meşhur Char- les Dickens yazı o madrabâzlarının ellerinden elâman çekmesine rağ» men öldüğü zaman 93.000 İngiliz lirası, George Moore 75.000 İngiliz lirası, Thomas Hardy da varisleri- ne 9l bin İngiliz hirası bırakmışlar» dı. Son senelerde tarihi romanları bütün ingilizce bilenlerin ellerinden düşmiyer Stanley Weyman, ölünce 100 bin — iliz lirası, OGalowonby ise BB bin ipgiliz lirası servet bırak- muşlardı, Şimdi bir de İm romancıları- gedaddan gelen bir âdet olarak onu| muhafaza ederiz. Dünyada her şeyi) değiştirdik ve değiştirebiliriz, fakat, | şu ekmeğin kontrolünü halka brak- © mıya razı olamayız. Herkesin ek - meği tartarak almasını halka bıra - kamayız. Halk kendi ekmeğini ken- “di kontrol edemez. Fakat, acaba, © ayni ölçüyü neden dolay: tereyağ" da, kolonya suyunda, falanda, filân- da, bir kısım müstahzaratta tatbik etmeyiz? Bu sualin cevabı yoktur. Çünkü biz ekmeğin kontrolünü bu halde bulduk; mübarek ecdadımız bu işi böyle yapmış. biz de öyle ya- parız. Fakat, tereyağının ne vezmini, pe fiatını, ne de evsafını kontrol et- meyiz. Çünkü, bunda ecdad ödeti yoktur, Memlekette kontrol edilecek çok iş çok mal, çok hesab vardır. Bun- ların hemen hepsini ihmal ederiz. * Fakat, bilhassa küçük esnafı alâ İ “İnim tek bir kitabdan ne kadar para elde ettiklerine bakalım. İngiliz e tini tamamile kaybetmişti. Bu, zan- gır zangır sallanan. işlemeğe teşeb - büs ettikçe her dakika hemen oraya yığılıverecek, çöküp bir enkaz kütle- si haline geliverecek zannedilen bu idare düzeni kimlerin elinde idi. Ve- #üretle sadaret mevkiine gelen ve fıtratında her zorlüğa karjı koymak) kovvetini her vesile ile bulan Talât bile artık şaşırmış ve et- rafm dolduran ya öciz ya cahil, yahud aklına One eser) #w omü yapmak için perva tansnı -| yan mütehakkim ve mağrur refik »| ler arasında günden güne azm'ürezm istidadlarım elden kaçırmış bir hal- de idi, | Her şeyden evvel bir harbde as- kerlik meseleleri | düsünülmeliy Bumu düşünecek olan Envesdi, yul-! sebbüs bir hezimete, bir fecaate münkalib oluyordu. Bunun basında, nız oydu; ve ne zaman onun düşün-| cesinden bir teşebbüs çıksa, ©, te -İolancn kuvvetlerile dayanmış iken bu defa Filisti - n, İrakın, Hicazın, Yemenin, Su- riyenin, velhaml bütün Arab diyar larının, hattâ Türk olduğunda süp - beye imkân olmuyan Haleb, Antak- ya kabilinden vilâyetlerin, ana va - tandan çatır çar koparıldı'su gö- zerek milletin vicdanı kat'i ve wihai bir infisaha doğru koşulduğuna sız- hyordü. İşte Karadenizde Alman zemile- tile girisilen çilem sergüzestin neti- cesi... Bu #zim büdire içinde tek bir tesliyet vardı: Çanakkale... Bu da Enverin müdahalesi dısında kalmış olmak sayesindedir ki, yüz binlerce Türk evlâdınin kanı pahasına olsa bile, hiç olmazsa Boğazı, Masmara- yı, İstanbulu kurtarmış olmak mu- vaffakiyetini göstererek o Türklüğün muhafaza edebilmi f devletleri donanmalarının nakkale Bo - Zaza yüklendik karaya en gü- de askerlerini, bilhasın © *- yerel İsilâ © kadar eden maddelerle meşgul olu- tuz: Ekmek, İlmen, domates, patlı- © can. Bunlar da öyle şeylerdir ki ö-| Adverse isimli romanın muharriri £ zerlerinde ne keyfi ne de fiat Hervey Allen bu eserinden senede bakımlarından hiç bir ciddi kontrol çil para 40 bin İngiliz hiram aldı. | teessüsüne imkân olamaz. Çünkü ne |Barrie, The Lüttle Minister isimli €- fırınların maliyet hesablarında yek- | serinden 50 bin lira, kadın yazıcı- nesaklık, ne unlarda ıttırad, ne muh /lardan Alice Hegan da 20 bin keli- debiyatında, her edebi devrin altın hazinesi diye yâdedilen o Anthony hiç bir zum olmadan Ruslarla car-| likerile müştehir Avnstralyal a pısmağa o kalkışarak O Sarikamısta Zelindalılardan müteşekkil mühim İvüz bin Türk yavrusundan onda do: bir orduyu çıkardıkları halde Tür |kuzunu feda etmiş olduğunu, memr-| erinin yalnız göğsünü siper yaparak leketin her noktasında askere ihti - gösterdiği mâniayı kırmağa, derme yac varken bir gösteriş, sanki müt“| çatma toplarile mehib harb ge - tefiklere bir cemile yapmak çocuk his | milerini batıran, yahmd, Boğazın dar ğuna kapılarak, memleket haricine, | geçidlerinde tıkayan mucize mev'in Makedonyaya, Romanvaya, Galic -|den mukavemeti yarmağa kadir ola» zarında müteşekkil hırkalar göndermek kabi, linden delilerin bile hasta dimağın- dâs gecemiyecek hüslere gi yiştiğini zikretmek ki Diğer cihetten d hibkıran sıfat ye salâhiyetle gönder rilen, oradan Mısra kadar bi harekâtı aakeriyeyi ve idi # kiveyi tek başına kendi “görüşüne yüklenen Cemal türlü garib sergü- zesileile, türlü müstebid idarelerle bir yandan Türk askerini bos yere feda etmis, bir yandan da idarssin- deki #tisaflarla bütün Arab ırkını Türklüğe bir düsman yapmıştı. Zaten çeşid essid ibtilâçlar ara” yaya ordunun en güzide snasırndan | mıyarak sonunda kendilerine pek a- :r zivanlara malolan bu tesebbüsü terketmeğe mecbur olmurlardı ve bu muyaffakivele Türk bütün di - Ter makhuriyetİsrin yarama sirile- İbilecek bir'merhemi bulma oldü. Canakksle Borüyndu bü müthiy milcadele devam ederken memle - kette tek bir ferd yek idi ki İngiliz ve Fransız savletine kars (OTürkün her türlü vesait fikdanına o rağmen İstanbul yolunu kavamağa muvaf - fak olaeaima mümkün bir harika nazarile bakabilsini; Hattâ ban kö - vümde, — Yesilkövde, - dostlarımın, Yomsularımın telâuna, kendilerine bir mülteca aramak teşebbüsüne ya- mak, hatti sözümü geçirebildikleri- mi sükâna, ümide sevkedebilmek için etrafıma cesaret vermeğe ça - lışmıştım, O zaman mesel Bursaya, Konyaya, şuraya, buraya kadar hic- rel etmeğe kalkışanlara müsadif ok dukça onlara kendi yerlerinde kal - maktan tevellid edebilecek tehlike - den ziyade evlerini, mallarını bura- İda bırakarak uzak yerlere kalkıp gitmenin daha feci ihtimallere maruz olacağını tasvir eder, hususile bir ke- re İstanbul düşman ayaklarının altın da çiğnenince hiç bir yerde emmi - yet bulunamıyacağını türlü delillerle isbata çalışırdım; daha doğrusu on- lara, fazla bir nikbinlikten gelen bu kanaati aşılıyabilmek için muhake - me yürütürken onlardan evvel ken- di nefsime telkinatta bulunmak is - terdim. Harb böyle tek Bir muvaffaki - yete mukabil memleketin Bütün et- Tafını kuşatan şark, şimal, cemub hu- idudunda hezimetten hezimete uğ - İrarken yüz binlerce genç, dinç ev- İlâdının beyhude bir serencam uğur İruna helâk oluşunun acısını avutma- #a çabsırken, memleket, kendisini kudurtan diğer neviden Feci bir mari zara karsısında inim inim inliyordu: Vatanın dahili fecaati, idare bozuk- loğundan ve bunun yanmda yiye- cek, giyecek havayicinin fikdanın- dan ileri geliyordu. Ortada böyle iki #ebeb olunca ta- İbiatile birçok açık gözler peyda al- du. Azim mikyasta bir ihtikâr baş- ladı: halkın zaruretinden, il dan istifade eden bir zümre vücu - de geldi ve türlü çirkin vasıtalarla , | kazanç temini için fakir Türk mem- leketinin ma'ruf mikyasma sığamı- yacak yekünlara çıkan servet sahib- İleri zuhur etti, Pirinç, seker, petrol, yağ ortadan kalktı; daha doğrusu sunun bunun elinde birikerek had- den asırı fiatla elden ele gizlice do- İlasmağa ve her geçtiği elde insaf İnishetini aşan bir kâr bırakmağa baş ladı, Ne yaparlardı, bu intifa imkâ- nin nasıl bulurlardı. Bunu kendile- rine sormalı. Bu suretle kazanılan azim “servetler ne oldu. kazantıak icin ber türlük kirnazılelarile koliy * hikleita azil” olanlar. bunları muba- faza edebilmek: imkânınr » buldular mı, bunu da anlamak için o harb zenginlerinin en ileri gelenlerinin 4 kibetine bakarak ibret almalı. Bütün iaşe ve İlibas isleri birkaç elin icinde toplanmıştı. Bunlar me-| yanında başlıca iki sima zikrolun - 'mahdır: Cemiyet namına hareket e- 'den Kara Kemalle Enverin pek mu's temed bir âleti olan levazım müdürü İsmail Hakkı... Bu adamlarm etim- Sözün kısası Aşçı buhranı E Ekrem Tala m MM: buhrantnda, bizim basi arkadaşlar, memlekette bir aşi buhranı keşfettiler. Yalan değil; Tüf“ kiyede, bugüne Bugün, tam münasi? Zi eden bir meslek olmadığını, aşçılar! 25.30 liraya aleş karşısında can *ü - ketmektense meseli apartıman kapi” cılığını tereih o eylediklerini söyledi Kimi de bizde bir aşçı mektebinif yokluğundan ötürü aşçı yetişmediği 4 yazdı. Halbuki bu buhranın asi sebebi; İbence ne odur, ne budur! Türk asçis lığını öldüren, yaşama tarzımızdaki zevklerimizdeki, (o güyellik ve esenlik telâkkilerimizdeği tiyük (değişikli olmustur, Can boğazdan gelir düsturu ko * yan ve ona riayet eden eslölm za # mn aşçılık gene mektebde öğe mez, fakat biribirinden usta #89 yetisirdi. Sonra, her keseye gös ze aşçı bulunur, ve bunların en acs isi gene birkaç türlü yemekte miz yaffak olurdu. Şimdi biz, “dedelerimizin o güre döf turlarını tersine çevirdik, Kk yay ruz. «Can boğazdan gideri, diyoru Ve böylere ağız: tadı Ye yemek yerd: yi tedricen unuttuğimmüzun fârkindi değiliz. Bizim çök kıymetli ve çok Jezzelliğ müli bir mutfak ve sofra an'anemiğ vardı. O an'aneyi, mânanz ve sebebe 4#i? bir frenk Oo snukalliğliği ile ön0ö piçlendirdik, sonra da büsbütün kör” tetkik. Şimdi, birçoğumuzun yaptığı sey yemek yemek; değil, nefsini Ki #aflandırmaktır. Evlerimizde, yaröi astr evvel en önemli bir yer tuta mutfak ve sofra bugün tamamile iz mal edilmektedir. Ev kadım, kendi ğ anasından ve büyük anasından öğ © Tendiği nefis yemeklere santleren © mek sarfetmektenee yarım saati icinde kıvırdığı, se idüğü belir nesneyi ortaya koyuveriyor. Zayıflama modası ise, yemek hü susdndaki bu liübaliliğe tbüseztüÜ tily dikmiştir. Kibar mohitteki allel (Devamı 8 inci sayfada) |, seresonsensan sene vesamareemoapsama si S-hekann Sabaha merkezinde mühim bir toplantı oldu, maksad şu idi: — Hava |Ç karvetlerinin memleket mürla faasındaki kıymeti dünya hü - diselerile artık tam bir hakikai sekli almıştır. Hava ordularını hazilamak için kaybedilecek dakika yoktur. Hem materyeli hem de materyeli kullanmak havacıları en kisa zamanda ye. tişirmek şart olmuttar. Baner için iki yaldan gidilecektir, Bi. ti hava teşkilâtem genisletmek havacılığı yaymak; ikincisi de havacı geneleri hazırlama kın. Birinci plinda her Türkü Ha. va Kurumlarına aza yazmak v6 bugüne kadar Türk hava orda. suna yirmi beş milyon fira gibi kuvvetli bir yardım vapan Hava Kurumanun gelirini birkaç misil arttırmak vardır. Bunun icin her vatandaşın Hava Kurumuna yazılması ve elinden gelen yar, dımı yapması icab eder, Bu ya- $ zâlana almak kararı vardır. Bu karar da şöğle tatbik edilecek” fında hareket eden. ikinci üçüncü ui Devamı 4 üncü sayfada) İSTER İNAN, Avrupa eni dün Fransiz gazetelerini de getirdi, İlalyanın harbe girdiği göndenberi görünmez olmuşlardı, takriten bir Buçuk aylık bir fasıladan sonra, sönmüş bir halde de olta meydana çıkış. ları gene hoşumuza, gitti. Merakin okumuya başladık. İçlerinden birinde gözümüze fik ilişen makalede şu cümleler yardı: — e. Artık katiyetle tahakkuk etti, muharebenin önüne geçilebilirdi, geçilmedi. Felâketi önlemek mümkündü, yapılmadı, 'ballesi hazırlar, yeni Marhlerden telif mıntaka mahsullerinde fiat tea | melik kitabıödan tam 20 bin İngiliz © düllleri vardır. lirası kazana, Şu halde, ya bu kontrol işini) (o Kiplinge, şöhretinin en © yüksek “ müstaheil vey tüccar İçin zararsız | noktasında bulunduğu sıralarda yazr © ve halk için faydalı şekle sokmalı -| dığı 8 hikâyeden her'biriine (240 yız; yahud, acı da olsa, açıkça itirat | İngiliz lirası verildi. Kim isimli're- etmeliyiz ki bütün bü kontrol dava; manile de İngiltere ve Amerikada "m, sef kadroya iş tedariki içindir! |5 bin İngiliz birası, Collisr mecmu- asında neşrettiği bir şiirine de 200 Mshittin Birgen İngiliz lirası aldı. Sineması da çe- kilmiş olan Bulldoz Druminond 10- i manı, sahibine | 17 sene İki yangın başlangıcı tam 100 bin İngiliz liran getirdi. © Aksarayda Millet © endeesinde 113) Biyografi eserleri pek © kadar faz- i bera- “sayılı Hasar ve Ziyaya ald abhşab er. m a ber İngilir başvekillerinden Glads- an Er çe tane'un biyozrafisini | yazan Cem sayılı evin üst katından dün yah.| Morley. bundan 10 bin İngiliz lira- gin çıkmışsa da ifalye tarafmdanIsı, babasının hayatını kaleme alan|sında çırpınan. Trablusgarb müca -| birl olmus ve umumi denebilecek ©- —söndürülmüşlerdir. “Devam 7 nel sayfada? O | delesinde, hele Balkan Bavbinde a-'lan bu korkuya nefsimi de kaptırma" esere — —— ay mmm e TAKVİM iSTER iINANMA! ” Bu satırlarımi iktibas ettiğimiz gazete Fransız gazetelerinin en eski ve en mesburlarından biridir ve şimdi Pariste değil,. Fransanın serbest şehirlerinden Birinde çıkıyor, Alman değil, Fransız sansürüne &tâbidir. Pranganın hissettiği yük acıya tercüman olduğu söylenebilir, bununla beraber hatırlıyoruz muhâörebeye tâkaddüm eden son haftada en tarla bağıran gazetecilerin arasında kendisi de vardı, ve muharebenin #ik on ayı içinde mütevazin bir sulh akdının daha mümkün olduğu sırı, «Aklı başında Yransızlar, vaziyeti serin kanla muhakeme ederek, hele | larda nihal zafere kadar dövüşülmesini istiyenlerin başımda bulu . tesiihatımızın #âfını, büyük zâfım bilerek 1932, 1539 yıllarında ihtilâfın | nuyordu : ğ patlak vermesine mini olmiya calışmışlardı, sesler? susturuldu. Bu gazeteyi Fransız felâketinin tahakkuk ettiği günden bugüne kadar geçen bi? buçuk aylık zaman zarfında görmedik. Eski düşüncesi fir yeni düşüncesi arasındaki farkı okuynenlarına iIk gün nasil izah etmiş oldu. ğunu bilmiyoruz, ve bu izah seklini bulabilmenin kendisi için çok müş kül olmuş olacağına" manıyoruz. Fakat ey okuyucu sen: Gerçekten mecnun olanlar,.Xi hazırlığımızın . derecesini kendileri de biliyorlardı . kimbilir nereden gelmiş bir perolaya Haat ederek bedbaht mamleketimizi felikete sürüklemekten çekinmediler, içlerinde © vakitki hüktimetin azazi, meb'uslat ve gereteciler de vardi,