© Mareşal Petene göre Fransa . neden mütareke istedi?1. TP iansiz mareşalının Franaz halkına, ,, için mütareke istediğini izah mak- tadile, radyo, ile yaptığı hitabenin aslını bulmak ve okuyabilmek için bilaz (vakit geçmek Lizm geldi Anavatanla deniz &- garı Fransız memleketlerindeki Fransızlara hitab eden mareşalın sözlerinde her gey- den evvel, çok ağır ve mes'nliyetlı vazife gini ifa için büyük bir azim ve sonsuz bi geri sarfetmek mecburiyetinde bulunan adabın kat'i bir ifadesi dikkate çarpar. “13 sene evvel, Paris civanada bir uza- '€, Fransız top mühendislerinin ve Le ve daki meşhor Şnayder Fransız top ga brikamann yaratmış oldukları 150 mihi- cü elik ağır sahra toplarile yapılan biz ar ri 'OPGU genel müfettişi orgeneral Mam- ” in delâletile tanımak ve atış hakkında- ma ve sade fakat veciz mülâhazaların dilemek şeref ve istifadesine mazhar ol- e Verdun kahramanı üzetimde, serf tee e metanen, yuzuk ve sedelik- sil ret büyük ve şöhretli bir asker te- N aşi Şimdi de onun yeni hitabesi- okurken ayni adam, sadece saçları bem- ie yüzünün, beyununan ve elle- bie, İçrileri daha çok buruymuz ve beli a Kremi bir halde, gözümün önünde vi Onun 13 yıl evvel içlenme mem- İN ve takdirle bakabildiğim © küçük arlak ve parlak gözlerinde, büyük uda. A rubünun bütün doğruluk ve samuskâr- gıni okumamak kabil değildi. Filvaki ma Hi K Polin sübay olarak hiçbir vakit yük- m r 2ekâ ve maldmat itibarile temayüz ii emiştir. Onda daima tebarüz eden has- e . İeniden ziyade namuskârbk, döğru- “ 2 fedakârliğa hazır bulunmak idi, Pe- akkında her nerede ne işitilse d. ai Onun temiz ve saf seciyesin m lüğünü ve mamuskârliğimi tebari ie Peteni, Fransanın emealriz ve kur rilman pek güç en felâketli bir zamanın » memleketinin mukadderatın eline si meğa sevkeden fikir ve hislerin ahlâki kay- e) İşte onun o büyük vasıfları idi. tesliimiyetini, teklif ettiği zaman 83 yaşn- da ihtiyar bir Fransrz maresalı idi. Fransa ona Büyük Herbde Verdun kahramanı gö > muş, sonra şark orduları o başku- i eesesssamssm YAZAN Emekli general H. Emir Erkilet on Pöstax nın askeri muharriri İ |hizmet teklif edildiyse, bunun küçük veya büyük olduğuna bakmıyatak, sadece mem- leketi için lüzumlu ve faydalı olabileceğine jkanaat getirince, kabul ve deruhte ederdi, | Meselâ Büyük Hasbde, Fransız orduları | başkumandanı mevkiine ve mareşallığa çık- tığı belde, harbden sonra Fastn Abdülke- rim isyanını küçük bir ordu ile bastırmak vazifesini memnuniyetle deruhte etmiş ve bu vazifede de temayüz etimiştir. Elhasıl Fransa harbden sonra Peteni İyüksek askeri şürü riyasetinden başka bir müddet, harbiye nazırlığında da istihdama İlüzum görmüş ve nil İspanya iç harbi bittikten sonra, Fransız o diplomatlarının hep röddettikleri, ve fena bir kabal göre“ cekleri için, hiçbir kimsenin gitmek iste mediği Madrid büyük elçiliğini ona teklife mecbut olmuştu. Mareşal Peten. bu vazi fenin kendi yaş mevki ve mertebesinde bir adan için küçük olabileceğini odüşüs- meksizin hükümetin bu husustaki teklifini kabul elti ve eski bir talebesi olan general Frankonun yanında Fransız elçiliği vazile sini ifa için Madride giti; çünkü bu vazife yi ila etmekle memleketine iyilik getire- bileceğine kani olmuştu. Peten, işte bumun gibi. Fransanın mağ lâb ve muzmabil olduğu bir anda pek nani kör bir iş olan Fransız başvekilleğim kabul etmiş ve galib Almanlara tereddidsüz mü tsreke teklifinde bulunmuştu. Çünkü hasbi kaybeden Fransa için bundan başka seli- met yolu yoktu. O Fransanm şeref ve is tkbaelini kurtarmaktan başka bir şey dü şünmtiyordu ve düşünemezili. Çünkü İugil- tere Fransaya İâyikile yatdım edönemi, Amerika da fili bir yardımda bulunamıya- sağım açıkça bildirmişti. Şimdi bir tek nokta kalıyordu ki, o ds yalnız başına kalan İngilterenin Almanya- ya nihayet galib gelinek ihtimali ide. Fakat Peten, bu ihtimali kat'iyetle varid görme- diği için hayalini ons bina etmedi. O her şeyden evvel çok namuslu, değre ve ciddi bir askerdi; bu seheble renlite adamı idi, Onun hayal şantaj ve avattürle bir alâka. » yoktu. Bu sebeble mağlüb olmuş faket İni kaybetmemiş bir asker gibi. galıb- mandanlığı gibi Fransanın en büyük as kei makamı ona yık görülmüş (1) “ve Bibayet Fransa mareşalkğı rütbem (veril mişti ki, Fransada bu rütbeyi bütün harbde ihraz edebilen yalnız dört zat olmuştu. Peten, harbden sonra da, çekilip kendi yahatna bukmış değildir. Ona herhangi iğ Foş müttefik erdelear Başamandanı| Şu gördüğnüz şapka kroşede örülmüştür. beyazdır. Kordelâm yeşildir. Yenz've gık bir şapka istiyen genç kılların, genç kadınların bu nevi modelleri bir kema, ya almadan dikkâtle eğeden geçirmeleri çok defa memnun olacakları yeticeleri verir, Pratik güzellik bilgileri Yapılacak en esaslı ledbir mesameleriniz. iyi, © temisiemektir. Bu Semirliğe su sabun, temizleyici su veya ksemler kâfi gelmer Bat. tA kremlerin fayda yerine zatan Vardır, Çünkü biltün. temizlik kremleri yağsız cildier içmdir. Siyah beneirlerse elldin fezla yapılı. Bına delâlet eder. Binsensleyh kzemle temın, lenmek istenirse mesmeler bütün bütün Açılır ve benekler azalacağı yerde artar En İyi gare şudur: Ulak bir leğene kaynar Mü KOYup basınız harlı ile örtünüz. Ve yü. tünüzü bi letenden çıkasak buhara tutumuz, Terlemiye başlayınca #nğuk su ile yıkanıp Kurülüınız. Siyah benekleri sıkarak birer birer gikarınız. Ve yerlerine tyarım bardak Suya İki Kapk hesibile) asid borik mahiğtü sürünüz. Bütlin gece o balde bırakınız. Er. tesi gün kene ayni miahlülde wlatılmış pa - rr gonra yüzünüzde den şerelli bir mütareke dilemek kararın- da bulundu ve bu kararını ciddi ve vüksek bir azim ile sona kadar yörük. Be işi, Fransada hiçbir kimse mareşal Peten dere- tesinde yüksek bir vakarla yapamazdı. Sırf onun kuvvetli azmi ve mütbiş iradesi sa- yesinde Fransa dağılarak bir İngiliz mis- temleke ve mamuresi olmaktan kurtulmuş ve yeniden kurulmağa buşlamışlır. Yaban- Naciyeye kumaş almak “için ma- Bazaları (o dolaştıkları oOesmada bir dükkânın O kapısında Handanın muh- teşem otomobilinden : indiğini gör miş ve onunla (karşılaşmaktan tevakki etmek istemişti, fakat fettan ka- dım bu hileyi anlamış ve Zeynebls ara - larının açılması işine gelmediği o cihetle ona yaklaşmıştı. — Nasılsınız Zeyneb? Af. “Naciye, sen ve kadar büyümüşsün? o Halâkun Halebe gittiğini işittim. Allah kavuştur. sun demeğe henüz gelemedim. Bugün - ler gelisim inşallah... Siz alış verip et - meğe mi çıktınız?) Gelin size nefs bir düğü yordü. Bu sebebden, eve döndükleri 22- men Handan methede ede bitiremedi ve Zeynebin onu sevmiyor görünmesini, ablasının soğuk ve çekingen iabintına verdi. Handana gelince, o, Naciyenin üze - rinde yaptığı iyi tesiri kaybetmek iste - mediğinden hemen ertesi günü onlar zi- yarete gelmis ve iki gün sonru da onları akp otomobille Tarabyaya | götüzmüş, onlara Tokatliyan otelinde o mükemmel bir çay zivaleti vermişti. Artık Naciye ile tam manasile dost Mi Handanla görüştüke» Naciye onu dar hu çok seviyordu. Vaktile onun Halâk- la sişanlı oldağuna biliyer ve Zeysebin onu kiskanmasna biraz hak veriyordu: fakat Handanın eski nişanlısının karsile bu kadar samimi bir münasebet tesis et- miş olmasına şaşmak. bunda bir mak - sad artmak aklına gelmiyordu. Halökun Handandan sonra Zeynebi seçerek o - nunla evlenmiş olması, onun nazarında Bir gün Naziye yalnızca terzisina git-, mişti. Âvdette Handans rastladı. Genç kadın otomobilini. i € işgaller geçici şeylerdir. Şeref ve mane- viyatnı muhafaza edebilen memleketler ve "milletler ölmezler. : Artık mareşal Petenin hitabesinde tesa- düf ettiğimiz bazı hakikatlere | gelebiliriz. Petenin nasıl bir adam olduğunu öğrendi- ğimiz için onun sözlerine nasl bir kıymet vermek lâzım olduğunu astık biliriz. O ev- velâ wFransanm ve onun o müjtefiklerinin İkendi hakiki askeri kuvvetlerini. iktsndi duklarma dikkati celbetmiştir. Mareşal Pe- tene göre: «Harb dün gibi buzün de yalnız İ alımla ve harn madde ile kazanılmaz. Za- fer, kıtaların kuvvetine, malzemeye ve bunların istimalini bilmeğe tevakkuf eder.» «Hâdiseler gösterdi ki Almanya Mayıs 1940 ayında, bu alanda ezici bir üstünlü- ğe malikti. Biz ise, meydan O suharebesi başladığı zaman, bunları ancak cesaret ve- sözlerle mukabele o edebihyor idik Flandr meydan muharebesi Belçika ordu- sunun açık sahrada, teslimi ve Fransız “ve Mogiliz Arkalarının ihatnlarile | neticelendi. Ordumuzun en iyi kıt'alarından mürekkeb olan bu tömerler gerçi iyi harbettiler ve bu sayede mevcudlatının ancak bir kısmı nı kurtarabildiler. Fakar bütün harb mal- zemelerini terke meckyr oldular.» «İkinci meydan muharebesi Aisne ve Samma'da oldu, Bu hatlar tatmak iin, tahkimatsız ve hemen hemen turkaız ola- rak yelmz 60 Fransız tümeri 150 piyade İve VI erbhi Alman #ömenime karşı dövüş- | tüller. Düşman, müdelan hattımızı birkac günde yardı ve Fransünın büyük bir kısım ararisi içine daklı. İtalya harbe Fesim- saya kars yeni bir cephe teşkil ettiği z0- man Almanya zaten harbi kezanmış bolu- suyordu.» «Diğer cihetten iseal omintakalarından firar eden halk kafileleri görülmemiş ve isitilmemiş bir sürelle artrmatı. İÖ milyon Fuansz 1,5 milyondan fazla (OBelçikakle karışmış olarak, müthiş bir intizamsaızlık ve fevkalâde bir sefalet içinde cephenin geri- İerini doldurmuslardı. » »Düşman 15 Hazirandan itibaren Lore nehrini geçmiş ve Fransanın mütebaki top- raklarında yayılmağs koyulmuştu. o Böyl bir darbe karşısında ordunun mukavemeti devam ederfezdi Hükümet şu iki karar. dan birini seçmek zarureti karsısında kaldı: Fennsada kalmak veya denizaşın gitmek. Hükümet düşündü ve anayntanda kahneğ: tercih etti; esilletimizin birliğini korumak ve düşmamn karşmna onun müdafi ve ve» kili mfatile çıkmak için. Hükümet, dümna- nn şerefine ve insafına miracast ederek kabul edilebilir bir mütareke elde edebile- ceğini düşünüyordu...» (Devamı 7 nel sayfada) bahsederek bir pastancde çay içmeleri - ni tekkif etti. Naciye için bu güzel ka - dınla beraber bir pastacıya gitmek bü - yük bir şerefti. Ne de olsa, onun bin bır hilesini anlıyacak kadar tecrübeli elma - dığından Handanın Bu ikifatlarım ken - disine olan muhabbetine vererek mem - nün oluyordu. Karşı karşıya bir masada oturup ye - meğe başladıktan sonra Han mükâ- İemeyi istediği merraya döktü: — Eniştenin vaktilr benimle nişanlı gibi olduğünu biliyor musun Naciye? — Tabii, herkes gibi benim de bun - dan haberim vaz, — Çocukluğundanberi beni delice - sine severdi. Genç kız güldü ve yaptığı gahn far kında olmadan cevab verdi: Herhalde Zeynebi şizden çok sev- miş olacak ki hemen onunla evlendi. Handan bir iki dakika cevab verme - den önündeki pastayı kesmekle mesçul- müş gibi göründü ve sonra düşünceli bir sesle mükâlemeys devam. ettir — Sana bir sey söyliyeceğim Naci - ye: Zeyneble Halükun hülleri beni pek müteessir ediyor, ikisini de çok sevdi - Bim için mes'ud olmalarını pek isterdim. Genç kız, bir çocuk safiyetile gözle - rini açtı. — Mes'ud değiller midir? — Sen akıllı bir kızsın yavrum, fikri- ni bana açıkça söyle: Zeyneb sana mes- ud. gibi mi görünüyor? Naciye birkaç gün evvel Zeyneble konuştuklarını ve bu konuşanın ken- di üzerinde yapmış olduğu tesiri hatır - lıyarak tereddüd etti: iyorum ki... — Bak yavrum. ben Zeynebi hiç bir vechile tenkid etmek istemem, onu severim, fakat onun Hzlâkla izdivacımmn #ebeblerini düşündükçe bu hareketinin pek dürüst olmadığını ikiraf etmeğe mec- Nahleden: Muaxzea Tahsin Berkand Çivi AHSİ * Çivi buhran olduğunu, bazı .çivicilerin ihtkâr yaptıklarını gazeteler yazdılar, Şu veya bu maddenin buhranı, ihtikâre zararı olabilir. Fakut çivi buhranımn, çi- vi ihtikânsen zararlı olacağım hiç zannet - miyorum. Kim bilir belki de birçok cihet- ten faydalarını görüceğiz. Bazı ayakkakıcılar, yapıyorlar: — Sakın çiviki olmasın! Dediğimiz zaman yemini basıyorlar: — Ne münasebet efendim, bizim dök - künda bir tek çivili ayakkabı bulamazsınız. Hep dikişlidir. Ayakkabılar da Karamanın koyunları gibi, oyunlarını sonzadan gösteriyorlar, A- yakkabıcınım yeminine rağmen ayakkabı - mın çivili olduğu bir iki gün sonra anlaşı - kyor. Anlaşhyor amma iş işten de geçmiş oluyor. Çivi buhranı, çivi ihtikâr: bizi bu derd- den halüs ederse faydali addedihnez i?.. givilk ayakkabılar mendiler garlarında, vapur iskelelerin | gülmiyecek midir? de tahta kanapeler var. Şimendifer, vapar bekliyenler kısa bü müddet için bu kana -| vara çivilememezlik etmel pelere otururlarsa, oturduklarma bin kere pişman oluyorlar. Çünkü ceketleri, panta- İonları, möntoları, etekleri muhakkak ka - <D- E GÖNÜL İŞL Okuyucularıma cevablarım mapenin birinden çikmış çivisine takılıp yire tlıyor. Çivi buhranında açıkgözler yerin « den çıkmış çivileri topliyacakları için, Big | derdden de halâz olacağız. i Yalnız mütereddid olduğum bazı nokta lar vari 4 İşini gücünü asmak itiyadında olanlar çi | vi bahranında da gene iyi gücü asacak çö | vi balabilerekler mi? Çivi buhranma rağmen kış günlerinde 9 gene' çivi kesecek miyiz? — Çivi çiviyi söker. Derler. Çivi buhranında çivi sökmek öğ güç olacak... Bizimiz çiviyi görsek o çivi yi sökerek, ikinci çiviyi nereden K Yaramazlık yapan çocuğu: Lal — Seni kulaklarından duvarı çivilerimie “| Diye korkuturdek. Zamane çocuğu çiy | bühram olduğunu her halde duymuştune Bund a Ğİ — Seni kulaklarından duvara givilerimie © Dersek.. karşınıza geçip kahkahayla — Çivi bulman beri kulağımdan da dil Demiyecek mi ; mat St üst |) — OZ; Mİ d Bayan «B. B.» ye: — Ayrılmak istemenizin sebebini yaz- mamışsınız, benden sadece en kolay yok soruyorsunuz. Avukatımza buş vermalhm nız. Yalnız bildiğimi söyliyeyim: En kolay yol dahi sizi usandıracak kadar uzur'dar. Eğer kocanız sizinle ayni düşüncede değilse mahkeme işi iki seneden fuzla da sürebilir. * Bayan «&. S.s e: — 20 nci ssrin son hukaşları rerlir, bil miyorum. Fakat frenkler ellerine geçen pa- adan muhtemel bir iş sezmeğe veya aksi- liğe karşı evvelâ sigorta Bissesi (o ayınrlar. Ondan sonra ik ekemmiyeti «tam kalori alacak miktarda yiyeceğe verirler. Give cek, eğlence ve dektor masrafı sanrıya ka- lr. Bütçe senelik yapılır, ve eve sid kısmı münhasıran kadın tarafından idare e-'ilir. Fakat bu bahiste ilk şart kadının. tahsil. çin başka bir sebeb var m;? Handan güyn çok şey biliyormuş gi- bi görünerek kargsındaki küçük kızın ağzmı aramakta devam etli: — Onu sevmiyordu Naciye; bunu bar — Sevmediğini mi söyledi? O halde, niçin? Birdenbire kalbi kış, büyük bir wedan azabı bütün vadığını sardr ve gözleri yarla dolarak titrek bir sesle ke- muşmağa başladı: — Onu sevmiyordır.. onunla evlen - di. Şimdi bu izdivacın sebebini anla - dım... Zavalk Zeyneb evlenmeğe mec bur eden benim.. her şeyden ben mes - ulüm... Şimdi onun geçen günkü söz - derinin manasını anlıyorum. Bu sözlerden sonra kendini tutamıya- rak gözlerinden yaşlar akmağa başladı. Handan hiç ümid etmediği zamanda mü- him Bir ipucu yakaladığmı anlamıştı; fa- kat sevincini, tecessüsünü, tatli bir şef - kat perdesi arkasında gizlemeğe muvaf- fak oldu. — Ne söylüyorsun Naciye? Bunda 2€- nin pe gibi mes'uliyetin olabilir? — Hep kabahat bende... Sinirli, kıs kanç bir saatimde ons #nnemis yazdığı bir kâğıdı gösterdin. Ondan hakikati gizlemek benim elimde idi... o Zavallı Zeynebe çektirdiğim bunca uazablar için kendimi ömrüm oldukça uiledemiyece « ğim. Naciye hakikaten samimi bir azab ve buhran içinde konuşuyor ve hattâ, ce - cukluğun, ilk gençliğin getirdiği anormal bir heyecana kapılarak vasiyeti oldağun- dan daha feci görüyordu. Arcak Han - danı alâkadar eden nokta bu değildi; o asl bu buhrana sebebiyet veren vak'aya| bu garik izdivacın sırrmı öğrenmek isti - yordu. Bunun için Naciyeyi teskin et - meğe çalıştı: — Böyle üzülme sekerim: derdini ba- na söyle, sana yardım eder, yel gösteri- rim. (Arkası vaz) bilgi, iktand bakımından ehil olmandıle | Meşhur tâbiri ile söyliyelim, efrenkperestiği | değilim, amma tasdik etmek mecburiyetine | deyim ki, bu sahada frenk kadınının yüzde doksam «ehilo dir. Size tavsiyem: Bitçeyf mutlak olarak «senelik» yapmanızdır. Teni bil yalnız başınıza değil, kocanızla istişure | ederek, mutlak surette fikir birliği yapa» BR e * Denizlide Bay «H. İL» ye: — Sizi mes'ud edecek kadını bilmiyor yum, fakat Denizlinin genç kızları arasinda yaşamakta olduğundan mutlak surette es | özi hayal sukutuna uğratır, bedbaht eder, pişman olursunuz. Eski Türk darbımeseli ni hatırlayınız. # TEYZE Bunları biliyor mu idiniz ? Köpek balığı yağı İliç olarak kuk lanılan morina bâr lik yağından sonra öpok balığından da babıkyağı çika- Ma rılmıştır. - Köpek balığından alınan balıkyağı da ilâç olarak kullamlabilmekte ve morina balık. yağından daha çok faydah yi Köpek balığı yağı bilhassa tavuklar bir gda olmaktadır. Bu yağla : tavuklar bir misli fazla yumurta yumurüa. larlar. * 4 kath bir binanın nakli Bir binanın olduğu gibi bir mahalden di- Ber bir mahalle nakli zamanlarda Moskivada yapıldığı yerden 50 metre uzağa götürülen dö katlı bir binanm nakli esnasında İçil Sı, gaz ve elektrik tertibatı da b maş, su mütemadiyen akmış, elektrik mış ve gazden istifade edilmiştir. * Biber inhisarı Ümidburnu yolile şarka seyahat etmek imkânım bulan Vas- ko dö Gama; biberi şarktan garbe getir - mişti. Fakat yalmz kendi salıyor ve çok pakalıya veriyorduk On altıncı dsırdan on dokuzumem asrın talarına kadar bu inhisarı idame ede! oldu ve ancak on dokuzuncu asfın orli rında biber ucuzladı. £ Sasi siz MĞEİNİLİA