Hergün Fransada olup bitenleri Gün geçtikçe Daha iyi anlıyoruz Yazan: Muhittin Birgen teslim etinöğe) ransanın slâblarını karar vermesi bu harbin şimdiye kadar gördüğümüz en büyük hâdisesidir Gün geçtikçe daha iyi anlıyoruz ki bu hâdi- 8e, Fransanın gerek içinde, gerek impara - torluk snhasında mühim âklsler yapmaksı sm vukua gelmiş değildir. Pransanın Obüyük askeri ( otoriteleri, düşmanım çok faik kuvvetlerine kar - # muvaffakiyetle (mücadele (oimkünlari kalmadığını gördükleri zamandan iti. İbaren, silâhların Otedim edilmesi . icab ettiğine kani olmuşlar. Buna mukabil, Reinaud tarafından temsil edilen mütrit mf. #âdele taraftarları, bir aralık, mukavemette Hsrar ve hatta Fransa istilâ edilse bile im »- İparatorluğa çekilip harbe orada devam fik. Tinde bulunmuşlar. Fakat, ordunun başına bizmt Reinamd tarafından getirilmiş olan Veigand ile gene onun tarafından başvekil “muavinliğine çağırılmış olan mareşal Pöta'm gibi askerler, kendi görüş tarslarında war #dince, miltrit mukavemet taraftarları mağ. Yib. olmuşlardır. Gene sonradan anlıyoruz ki İşler daha bu neticeye varmazdan evvel Fran. #ada İngiltereye karsı kuvvetli bir iğbirar hareketi olmuş, bir kim Pransızlar, İng. tereyi bir takım vödlerini tutmadıkları ka, "naatine düşmüşler. Bu kanaate düşenlerin haklı veya haksız olduklarını biz tesbit ede. meyiz. Bu cihet, ancak tarihin halledebile - ceği meselelerdendir. Muhakkak olan cihet şudur ki, aylardan ve hatta senelerdenberi, Almanyanın kuvvetini istihfafa sevked'imiş olan Fransır efkâri, memleketin uğradığı Çek seri istilâ karşısında, fena bir Teaksiyo. na uğramın ve bütün manevi kuvvetini kay- “betmiş bulunuyordu. t * Fransanın askeri otoriteleri mütareke za. | Furetint görün işleri ellerine aldıkları zaman, İneiitere, büyük bir istinad kuvvetinin çök. olduğunu farketmiş, Pransa ile bir kere tecrübesine girismiştir. Müzakere- nin müsbet netice vermediğini gördüğü 3a- man da Londra hükümeti, Fransada göze çarpan bu zâfı, Pransır imparatorluğunun ve Pransır donanmasının müzaharetini temin eylemek suretile telâfiri tecrübe etmistir. © saman, Lahdrara yerlesen malüm Fransz | generali, bu vazifevi ele alıyor ve bir taraf, tan donanma, diğer taraftan da Fransız İ müstemlekeleri (le muhabereve çirisiyor. 'Bu sırada, birkaç gün müphemivet icinde geçi İnmiteredeki mukavemet taraftarları İ donanmanın büyük bir kismile müstemleke. Terin kümilen kendilerine iltihak ettiklerini ler. Son einlerde gelen Suriye gazetelerinden anladığııza göre, bu ilân, hiç değilse, müs. “temlekeler hatıkında yanlıs ds değilmiş. Sn- Tiyenin mütarekeri kabul etmediği, diğer baslica müstemlekelerin sivil ve askeri baş İlerle muhabereye girişmis oldulu bu gare.| İslerin nesrivatmdan anlasılıyor. Donanma.f nın ne olduğu benâr kati suretia malüm de. sa. He olmazsa barı kücük harb gemile.| Tinin İnmilir filosuna #tibak ettiği muhak - Ancak asl donanmanın ana vatan rinde kalmış olduğunu zannediyoruz. Ha. Kiki vaziveti daha sonra anlasılacaktır. © Gene simdi anlıyoruz ki müslemlekeler, #bilhasm Sürive ve sima'! Afrika müstemle. birbirlerile ve merkezle bir Karli m iberede bulunduktan sonra, nihaveb m kesin siyasetini ve politikasını kabul etmis. (Mer. Bu arada donanmanın da ayni kararı| vermiş olacağını tahmin etmek kabildir.| | iz, vavivetin bitin bu son inkisnf safha.) Ün henüz vuruh kesbetmiş görünmüyor. Ge.| Veleand'ın bir tayvareve binerek Mar | dan Bevruta ve Sama ucması, Fransa. hin eski ve maraf sekerlerinden general Gon. | Yamd'nım .stmalt Afrikaya gitmesi, bir riva.| Bre, mütareke tatbikatı için. diğer bir) wete söra de, tm cihet zaten esreyan ha bülumanBu cihetle daha baska ve mü Toeselalari bailetmek #vere İmiş. Tam #İ anlamak, ancak hir müddet sonra ün olabilecektir. * 5 Fakat, şimdi voruh kesbetmeğe baslıvan nokta var: Fransada veni bir Fransâ yap. ik isini, Feansz ordusunun emektar ve ireli askerleri bizzat ele almışlardır. Es. Pran«x politikanlarının bir kısmı, çok - kadro bariei kalmış, diğer bir kısmına bugünkü fanlivette ancak kenar vari . verilmiştir. Maresal Pdtain tarafından edilen bugünkü hükümet, iflâs eden be maküs bir istikamete doğru inkisaf Ir. Maresslin sahsi ve samil nüfuzu, pe efkürınn uğradığı büvük sarsint biir siyasetin sükün icinde inrisaf ede. ni mietfn kılacak unsurlardandır. , bu mütareke karar; mareşal ile etra ki kumandanlaradan baska, bir eüm tarafından verilmis olenwdı bunun tathiyi! kadar sifküne'le cerevım edemez, Frünsa| talanabilirdi Petsin, Verdun'dan (sonra) nin da paronlanmasına mâni ölmesi Miüyar söhretini karanacaktır. İreteredeki muhalif Fransr grumuna ge bu. bütün tarihte eörülmüş olan mf hâdiselerden “biridir. Fransa e İngil. me zaman esaslı bir siyaset ihtiğ hisler. baska bir tâbirle, ne zaman i dep, karsi karsıya erlmislerse İneil -| Mirle bir econspirmteur. o zümresi etmletir. Kade bu general Gsulle| in deleme snhvabiliriz ki yeni veya etmek Gzere bulunduğunu ilân evledi.|hİÇ Fransız içtimaiyatçım La Rochefoucauld — Adalet aşkı, insanların çoğunda adaletsizliğe gitmek korkusundan doğar, der. Beşinci Mehmed ve hususi hayatı hakkında bildiklerim, gördüklerim Beşinci Mehmed nasıldı? Herkesin zih- ninde bu sual vardı. Bana da kaç kere dostlar bu suali irad ettiler. Bugün kendi kendime gene bunu soruyorum; ve karışık müşahedelerin izleri arasın- isa yapmak istiyorum, Tarih bakımından elbette bir kıymet İrae edecek olan bu hülâsada beşeriyet için mümkün olabilecek mikyasta muhik olmağa çalışa- cağım: * Sultan Reşad tahsil görmüş bir zat de- Zildi, hanedanın azim ekseriyeti içinde bir istima teşkil etmekten uzak olan bu tahsil! fikdanına rağmen emsaline nisbetle gene| mümtaz bir mevkide sayılabilirdi. Biraz a- rabcaya, daha ziyade farsçaya vâkıftı; türkçeyi pek fesahatle, hattâ oldukça na- tukiyetle söyler; istimali dairesine giren A- rab ve Fars Jügatlerini pek doğru telâffuz ederdi. Ona 'münşi, hattâ kâtib, hele hiç #sir denemezdi; fakat bence görmek mü- yeser olan kısa yazılarında yanlış yapma dığına dikkat ederdim. Garb Jisanlarından iç birine intisabı yoktu; Yusuf İzzettinin fransızca anlar, yahud, söyler diye şöhre- tini merak ederek benden birkaç kere bu- Da dair malâmat almak istemişti. Bu sö- retle istidlâl etmiş idim ki Ohanedandan garb Tisanlarına vâkıf olanlardan hiç birini düşünmemesine mukabil veliahdi düşün - mesi kendisinde vaktile fransızcaya çalışa-| mamış olmaktan mütevellid bir esefe ter-| cüman olmaktadır. Hattâ öyle farzeder - dim ki mükerreren bu noksanı tazmin ede- bilecek teşebhünlerde bulunmuş, fakat mu- vaffak olamıyarak devam © edememişti Osmanlı tarihini pek iyi bilirdi. fakat w- mümi tarihe, siyaseti cihana vâkıf değil. * Konuşurken talâkatine dikkat etmemek “İmümkün olmazdı. Hususile pek seğlam o- lan hafızasının arasından hikâyeler nakle- derken, hele bunlardan tuhahf olanlara bir nebze istihza ve tahakküm çeşnisi karıştı- neken - ki bunu ezcümle Abdülhamidin gençliğine mid hatıralarında yapardı - onu dinlemekten hazzalınırdı, Mütensuib denecek bir dereceye çık - maksızın pek Ziyade mütteki idi Tarikati| mevleviyeye mensab olduğundan hassatan mevlevilere ve umumiyet üzere tarikat er- babına karşı pek ziyaede ihtiram göste- rir ve onlara her vesile ile iltifat ederdi. Saltanatı zamanında şeyhlerin o nüfuzunu tâbi olduğuna dair devran eden rivayeti teyid edecek bir emare görmedim. O; an- cak vukuatın nüfuzu altında bulunur, ve cereyanı ahval ne getirirse onun icabatına karsı uysal ve uygun olurdu. Onun içindir ki iktidar mevkiine kim ve nasıl bir fırka gelmişse o da hemen o cihete temayül et- miştir. w Pek mütedeyyin, ve hayatında tecelliym- tin germü serdi telâtümleri arasında pek piskin ve alışkan olduğundan, tevekküle ve zuhüratı geldikleri şekilde kabüle müstenid kendisine mahsus bir felsefesi vardı. Onun içindir ki zamanında çeşid çeşid nahoş İSTER Dün akşamki (Son Dakika) gazetesind graf baberi intişar etti, bulunan bir başka Orlesn vardır ki (yeni ve fakat o da Fransada değil, şimali Ame İSTER İNAN, kol: Orlean limanı muhafaza altina alındın serlevhasile bir tel- Fransadaki Orlean şehri herkesin bildiği gibi liman değildir. Denize merafesi 250 kilometreden fazladır. iNAN, «Bugün o bana Os, oyanın sane sözü (o İnsan kurban hodbinliğinin Oo bulduğu Oengüzel bir darbı mesel - dir, YAZAN Halid Ziya Uşaklıgil vak'alara şahid oldu, bunları ancak hisse-| dilen bir endişe ile karşılamakla beraber telâşa düşmedi. Hart hususi hayatında zu- hür eden ölüm vak'alarına karşı da o ka- dar tevekkülle mukabele etti ki bunu lâ - kayd ve gayri hassas olduğuna hamleden- ler pek çoktu, Bu vak'alar arasında üçüncü kadnefendinin ve ortanca oğlu Necmettin Efendinin irtihalleri zikrolunmalıdır. * Semahati vardı, fakat banu daima hazi- nei hâssanın İstitaatile tavzin ederdi. Seya- hatlerinde, ve İstanbulda zuhür eden Mer- can ve İâleli büyük yangınlar kabili. den hailelerde, mühim mikyasta verir, Donanma cemiyetine musvenette bu- lunur, müessesatı hayriyeye para gönde - rirdi; fakat Eyübde kendisi için inşa ettir- diği türbe civarında yaptırdığı mektebden başka bir hayır müessesesi viicude getir - diğini tahattur etmiyorum. Bu semahat â&- sarini kendisine muhalif olanlar efkâri u - mumiyeye karşı irmesine lüzum görülmüş şeyler kabilinden addederlerdi. Böyle olsa bile bütün hayır müesseseleri için fedakâr- likta bulunanlara amil len himiynt eşilince altından daima bir hodgâmane emelin keş- fedilmiyeceği temin olunamaz. O da em- salinden başka türlü değildi. Bu' semahate mukabil hayatı husasiye > “İsinde, etrafında bulunanlara, büsusile ha - rem halkına karşı imsak denecek derecede tasarrufu riayet ederdi. Gözlerimin önüne geliyor: Sarayın u - fak tefek masarifine karşılık olmak üzere hazinei hâssadan cebi hümayun kâtibine aydan aya tecdid edilen bir sermaye veri- lirdi; bundan başka hünkürn şahsi yatı için kendisine de, zamanımızda bin tından ibaret meblâğ takdim.olunurdu. TAKVM ISLER ie «Fransada beşinci budur. «Son Dakika du mevzuubahs serlevhayı koyanların bütün bunları bilmedikten ektettiğini ve orada Deniz kenarında Orlenn) ismini taşır | lecilikten riütevellid rikarm Louisiana 6 | ey okuyucu seni La Rk ianeler | yaletinde bulunmaktadır. Telgrafın metninde ismi geçen liman bilmediklerine hükmedecekler bulunabilirse de biz bunugü Bu para gelince başkâtibi ve esvabcıba- şıyı nezdine celbeder, küçük yazı odasına panırdı; üçü birden orada halının üze - rine yerde otururlar ve ortaya para ko - nulurdu. Onun bir küçük defteri vardı ki bunu kendisi yazardı, Kadınefendilerden, baş ikbalden ve sirasile hazinedar ustalar - dan başlıyarak en mütevâzı' derecelere ka- dar bütün harem halkı bu defterde maaş - ları miktarile mukayyed bulumurdu. Harem halkı eslâfının zamanlarına nis - betle o kadar azlık idi ki bunlara oldukça mühüm birer maaş tahsisi pek mümkün iken | vaktile hükümet dairelerine yeni çirağ edi- lenlere sadaka kabilinden bağlanan ayhk-! lar kabilinden, eğer hatırda yaslış kalma- mışsa, en küçük hizmet kızlarına verilen para ayda 150-200 kuruşu geçmez ve bu miktar derece derece yükselerek nihayet kadınefendilere kader gene bizleri tebes - silme sevkeden bir miktarı aşınazdı. Bazan da Harem halkından Bazılarını mücevherat alınırdı. Bunlar çarşı işi pek ucuz ve bayağı seyler olurdu. * Yangınlardan bahsederken Babsâli yan- gınile Çırağan yangınını tahattur ettim. Bâ- bıâli yangınına pek mütcessif göründü. Bi nu hem bir şeamet, hem devletin satvetii haleldar edecek bir fecaat olarak telâkki etti; fakat İstanbulun mefahirinden biri o- lan ve saraylar içinde ziynet ve san'at iti- barile hepsine faikiyetinde şüphe edilemi - yen Çırağan sarayı yangınını, vukuuna Za- ten intizar edilen bir hâdise kabilinden te- lâkki etti; bunun için fazla bir teessür gös- terdiğini bilmiyorum. Babasının eseri olan Dolmabahçe sarayı için meclübiyetine mukabil amcası Abdülâ- zizin inşa ettirdiği Çırağan sarayı hakkında onda soğuk bir his vardı. İki kardeşten Sözün kısası “Bir saat ileri) E Ekrom Talu B ir Temmuz gece yansından itibm « ren saatlerimiz akteblerini birer rakam öteye götürdük. Yirmi dört ile bir arasındaki dakikalar, saniyeler ber evde, her cebde ve hep birden hükümdan ıkat e dildi. Dalgınlarla, vurdum duymazlar ve kayıdaizlar, sabahleyin biraz şaşırdılar. Ki- mi vapurunu kaçırdı, kimi de yande ind. Köprü başındaki sakilin sakili mahud, ge- lebek konmum gibi duran saatin önünde bir iğ duraklıyanlar. küfür savurunlar ok hu. Elini yavaş tutmağa alışmış aşçı yeme- fini yetiştiremedi. 12 da sofra başına otu- ran âdam iştihasızlığını mana (veremedi. Anneler, babalar evitdlarına, patronlar, ev kadınları müstahdemlerine çıkıştılar: — Amma uyku!, Ne oldu bu sabah böy le sana? Yemliha mı okudun? Yatağına ö- lü toprağı mi serptiler yoksa?, Ya, radyoda, spikerin » söylediğini ters anlayıp da saatlerini ilerletecek yerde bir saat geri alanlar?!. Bunların hali daha ya- man, daha fecidi. Ötede beride bu kararın izahını, tenki- dini, felsefesini yapanlar da görüldü., — Mirim! Bunun hi , manas ne ola acaba? — Kömürden tasarruf içinmiş. mürden ne tasarruf olacak? Soba mevsiminde değiliz — Hay: ten ve binnetice kömürden tasarruf ediliyormuş. — Geç oturmağa alışık olan gene otu « tür, “ — Oturur amma, evinde, Umumi yer « ler erken kapanır; nakil vasıtaları ona gö- re isler; her halde bir faydası var ki dün- yanın her yerinde bu yaz saati ötedenberi tatbik ediliyor. — Bendeniz için fena oldu. — Neden? — Akşam çabuk oluyor da.. — İşlerinizi bitirmeğe vakit mi elver - miyor? — Hayır. Çilingir sofrasmı tam yedide kurmak, #akirin mutadımdır da.. — Siz de daha geç başlayınız. — Olmaz. Vakti kerahati yediden s0n- raya bırakamam, — A birader! Tasan bu olsun. Zaten sonuna yaklaşmış ömsün bir saati iç olu « verdi; sen ona bek. — Sen de farzet ki saat denilen şey icad olunmamıştır. Zaman, vide ölçüye sığar mı? — Kerahat bahsinde sığıyor da, ömür öylesi değil. Elektil vi söze kansarak: i ruyorsunuz? Akreble yelkovan ileri gi geri kalmış. Şebi yeldâyi müneccimle muvakkit ne bilir? Müptelâi gama sor kim geceler kaç saat, Elem “Calik Sabalrt Tehlikeli zar Derler ki hayatımıza hâkim olan ie- sadüflerdir, Muvaffak olan adam te- sadüflerden istifade etmesini bilen adamdır, Hayat bir takım müsbet Or, satlar veya menfi tesadüflerle dolu. dur. Bunlara karşı anacak cephe inşab eden hanedan azası arasında her vesile ile görülmüş bu soğukluk saray- lara dair hissiyata kadar sirayet etmiş de - nebilirdi, hattâ bunun içindir ki Ahmed Rı- zanın, talebi üzerine Çırağan o sarayının meb'usan meclisine tahsia meselesi zuhur edince hünkâr bunu tehalüks hamloluna - bilecek bir muvafakat hamlesils kabul edi- vermişti. Vaktaki hâlâ sebebi meçhul okalan bu yangın « ki bir mikasd eseri olabilirdi. ya - hud sadece bir elektrik kazası idi - zuhör edince bizler bu güzel sarayın cayır cayır yanışı karşısında ağlıyarak kıvranırken fe- cianın seyri hakkında kendisine peyderpey İİ malümat verilen hünkür bunu tevekkül ve kazaya rıza felsefesile kabul etmişti. Halid Ziya Uşak! eessnsazazen een easapenee vr asmemananens0e Dört eroin kaçakçısı yakalandı Emniyet Müdürlüğü memurları dün de şeh rin bazı semtlerinde faaliyette bulunan dört beyaz zehir kaçakçısını yakalamışlardır. Ze. kl, Yümnü, Osman ve Süreyya adlarındaki kaçakçıların dördü de asliye beşinci (Ocera müddelumumiliğine teslim edilmişlerdir. Bunlardan Osmanın evinde yapılan araş. tırma sonunda mühim miktarda eroin bu - iunarak müsadere olunmuştur. İNANMA! başka Fransanın Almanya ile mütareke beşinci kola yapacak iş kalmadı bir yanlışlık olduğuna inanıyoruz, iNANMA! insanı ya mes'ud veyahud bedbaht edebilir, Bu klâsik iddianın hakikate uygun. luğu inkâr edilemez. Hepimizin kana. atine göre talih, mukağderat, tesadüf diye izah edeceğimiz bazı hâdiseler vardır ki hayatımızın seyrine hâkim - dirler. Bunların lehimizde olanların. dan istilade etmek, aleyhimizde görü nenlerden mümkün mertebe korun - mak hayatımıza istikrar verebilir. Ferdler için kabul ettiğimiz bu haki- kati millellerin talibi hesabına da makul görmek lâzım. Sen on aylık dünya hâdiseleri hep bu hakikati an, Itan İbret levhalarile doludur. Şaka değil bir iki yıl içinde Avrupada sekiz bâlâ oluyorlar. Bir Polonyanın kori . dor meselesi Avrupayı mezbehaya çe. virdi. İstiyen, istemiyen harbe sürük- lendi. Almanya büyük xâyiata mai olan bir zafer kazandı. Fakat bu za“ ferlerin o ikramiyesini Sovyet Rusya topladı, Bu siyasi muvaffakiyet Macar ve Bulgar efkirmi da gıcıkladı. Eski hesablarım tasnif edilmesi fikri © kadar cazib göründü ki altı milyon. Tuk bir cemiyet yüz kırk milyonluk bir heybetle yarışı kalktı, Koca Sovyet Rusya bir Besarabva davasını hallet, mek için Avrupanın kendi ayarındaki dört büyük devletin boğaz boğnza gei- mesini beklediği halde; ona nazaran bir avuçluk Macaritanın bu mahşer gününde miras davasına kalkması bir fırsatan istifnde elmekle bir tesadüfe kurban gitmek ihtimalleri arasmda şüpheli ve tehlikeli bir hareket sayıl. bilmek Jâzrmdir,. milletlerin talih ve mukadileratma ei koyanların gayet temkinli olmaları icab eden bir devir. de olduğumuzu şüphe yok! Burhan Cahid !